diorex
life

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler - Sabahattin Kudret Aksal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kimin eseri? Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kitabının yazarı kimdir? Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler konusu ve anafikri nedir? Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kitabı ne anlatıyor? Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler PDF indirme linki var mı? Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kitabının yazarı Sabahattin Kudret Aksal kimdir? İşte Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.08.2022 16:00
Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler - Sabahattin Kudret Aksal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sabahattin Kudret Aksal

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789753632614

Sayfa Sayısı: 347

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sabahattin Kudret Aksal, şairliği ve oyun yazarlığı yanında, çağdaş öykücülüğümüzün yazık ki az yazmış. Ama her yazdığında belli bir dil ve üslup kalitesini titizlikle korumayı bilmiş, alçakgönüllü ustası. Ustalığı, öykülerini topladığı iki kitabının önemli ödüller almasıyla da belgelenmiş durumda; "Gazoz Ağacı" 1955 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, "Yaralı Hayvan" ise 1957 Türk Dil Kurumu sanat armağanı'nı kazanmıştı. Son şiirlerini topladığı "Batık Kent"le başladığımız "Bütün Eserleri" dizisinin bu ikinci kitabında Aksal'ın, 1940'ta Küllük dergisinde çıkan ilk öyküsünden son yazdığına kadar, öykü alanındaki bütün verimini bulacaksınız.

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler Alıntıları - Sözleri

  • Gün dediğimiz şey ne kadar kısa.
  • Yarın bugünün aynı, öbür gün de bugünün bir eşi olacak.
  • "Çocukluğumuzu unuttuğumuz, dünyaya çocuğun gözleriyle bakmayı küçümsediğimiz gün zenginliklerimizi de yitirmişiz."
  • "Tuhaftır insanoğlu, çektiği eziyetlerin bile alışkanlığına çokluk bağlıdır."
  • Aklımıza takılan bir şey ister önemli olsun ister önemsiz, bütün düşüncemizi durdurur, gücümüzü kesiverir. İnsanın düşüncesi, yaşama gücü duruverir orada. Akan bir suyun birdenbire durması gibi. O kadar birdenbire, o kadar keskin.
  • "...yanıtını veremediği soruların sergilendiği bir yaşamdı onunki."
  • Herkesin bir akşamüstü, bir delicesine yalnız kalmak, yalnızlığında bir şeyler bulabilmek istediği saat vardır.
  • Benim malzemem ne erzak, ne odun, ne kömür, aştım ben onları, yaşamımın dışına çıkardım.
  • Yalnızlığım kadar güzel hiçbir şey yoktu..
  • "Ne tuhaf, insan yaşadığı günlerden bıkıyor, bir başka türlüsünü yaşamak istiyor ondan da tat alamıyor bazen."
  • En büyük yalnızlığını caddeleri dolduran kalabalıklar arasında duyduğunu söylüyordu ozan o şiirinde...
  • "Yakın gölgesi yalnızlıktı, hep öyleydi."
  • "...yakınımızdayken bizden uzakta olan kişiye bağlılık duymamız bağlılıkların en katkısızıdır."
  • "Başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımız zaman gördüğümüz milyarlarca yıldız az şey değildi. Ya içi­mizde, ta içimizde duyduğumuz bu özgürlük duygusu! Bu alabildiğine özgürlük duygusu! Sadece bunlar insanoğlunun yaşamaktan hoşnut olmasına yetebilirdi."
  • "Çocukluğumuzu unuttuğumuz, dünyaya çocuğun göz­leriyle bakmayı küçümsediğimiz gün zenginliklerimizi de yitir­mişiz."

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Lisede Edebiyat dersinde bir gün öğretmenimiz, hikaye yazmanın roman yazmaktan hep daha zor olduğunu söylemişti. Roman gibi uzatamazsınız, birden fazla konudan bahsedip sonunda hepsini bir noktada birleştiremezsiniz hikayede, zaten bunu yaparsanız roman yazmış olursunuz, demişti. Hepi topu birkaç sayfada ne anlatacaksak anlatmalıymışız hikayede. Zaman, mekan, karakter sayısı vb. tüm kurgu etmenlerini sınırlı şekilde kullanmak zorundasınız. Bu şekilde ortaya böyle güzel anlatımlı, düşündüren, insanın kendi hayatının da yorumlamasını o kısıtlı kurgular ekseninde bile yaptırabilen bir eser ortaya koymak ne zor... Şimdi anlıyorum öğretmenimin ne demek istediğini. Normalde, pek öyle hikaye okuyucusu değilim. Bugüne kadar okuduğum hikaye kitapları bir elin beş parmağı kadardır belki:) Ama Gazoz Ağacı’ndan sonra iyice merak saldım hikaye okumaya. Artık daha çok okuyacağım. Aksal’ın bu hikayeleri öyle güzeldi ki... İçerisinde beğenmediğim çok az oldu. Neden beğenmediğimi tam olarak bilmiyorum aslında. Anlamsız bulmuşumdur diyemem, belki de ben anlamamışımdır. Herkese aynı anlamı düşündürtseydi zaten yazılanlar, çok da anlamlı bir iş yapılmamış olurdu değil mi? Kendi hayatıma, çevremde gördüğüm olaylara dair adını koyamadığım, bir duygu hissedip de o duygunun ne olduğunu bir türlü bulamadığım zamanlarım çok olmuştur benim, hepimizde olduğu gibi. İşte bunların büyük kısmına karşılık buldum bu hikayelerde... En çok da bu yönünü sevdim zaten kitabın. Kendimi daha doğru ifade edebilmem için, yeni cümleler öğretti bana. Artık sürekli kullanacağım ifadelerim oldu. En çok beğendiğim ve dönüp dönüp tekrar okuyacağım hikayeler ise: Bir Sabah, Bir Apartımanda Gazoz Ağacı Çekirdek İki Kişi Arasında Düşüncemin Konuklarından Biri Vav’lar Jerry Lane Keyifli okumalar dilerim. (Dünya İnsanı)

Merhabalar, kitabı henüz bitirmedim ama az önce okurken bir anda kapağını kapatıp inceleme yazma isteği duydum bu yüzden direkt konuya gireceğim. Kitabı çok uzun zamandır okumaya çalışıyorum dilinin basit olduğu söylenemez. Burada kastım anlaşılmayacak kelimeler kullanması değil bir oturuşta okunabilecek çerez diye nitelendirdiğimiz tarzda olmaması aslında. Ki bir yerden sonra yormaya hatta sıkmaya bile başladı bu durum ben de dinlene dinlene okudum kitabı. İşin tekniğinden anlayan birisi değilim ama üslup olarak Hermann Hesse’yi anımsattı ilk hikayelerden itibaren. Belli durumlara verdiği örneklerden ve benzetmelerinden dolayı. Bu kitabın beni sıkması durumu sadece üslupla değil daha çok içerikle ilgili sanırım. Genel olarak gündelik hayattan hikayeler içeriyor ki Sait Faik’e benzetebiliriz anlaşılması için. Tabii ki gündelik hayatla bir sorunum yok beni rahatsız eden şey kitaptaki kadın karakterleri ve yazarın onlara karşı olan bakış açısıydı. Örneğin kitabın ismini aldığı Gazoz Ağacı kitabında kadın sabahtan akşama kadar erkeği bekliyor. Başka bir öyküde annesi erkek çocuğunu bekliyor sabahtan akşama kadar. Aslında dönemin şartları göz önünde alındığında bu o kadar absürt olmamalı diyebilirsiniz elbette. Soyut Oda hikayesini okuyana kadar ben de bir süre bu şekilde düşündüm. Ama yazarın en son bir erkeği düşüncelere sevk edip karısının bunu anlamayacağını söylediğinde ve bu tarz şeyler sürekli arka arkaya geldiğinde artık dayanamayıp bir şeyler söylemek istedim bu durumda. Şimdi bu olayı da o kitaptaki karakterin özelliğine bağlayabilirsiniz ama yazarın oluşturduğu her kadın bu ve bu tarz kişilikleri yüklenince artık yeter diye bağırasınız geliyor cidden. O dönemde tabii ki normal karşılanmış bahsettiğim durum. Tam da burada Sevgi Soysal’ın Tante Rosa kitabına değinmek istiyorum işte. Bilmeyenleriniz için Tante Rosa kendi özgürlüğünü eline almış bir kadın portresini oluşturur, feminist ütopyası diyebiliriz bu kitap için. Hatta yayınlandığı dönemde çokça tepki almıştır karakterin Alman olması öne sürerek. Ama tabii ki insanların asıl dert ettiği şey karakterin yabancı olması değil bu kadın duruşunun edebiyatta yabancı olmasıydı. Bu tarz başka kitaplar varken Tante Rosa’yı örnek vermemin nedeni kitaplara neredeyse eşzamanlı olarak başlamış olmamdı. Sevgi Soysal’ın oluşturduğu o kadın portresinin tam üstüne okuyunca Sabahattin Kudret’in bakış açısı çok daha basmakalıp geldi. Tüm bunları geriye bırakırsak kitabın sonundaki öyküler baştakilere göre fazla zayıf kalmış bence. Zaten daha önce yayınlanmayan öyküler bunlar. Keşke bu baskıda da olmasaydı dedim. Böyle yazınca kitapta hiçbir şeyi beğenmemişim gibi duruyor ama altını çizdiğim bir sürü güzel söz vardı. Ve bazı hikayeler çok sıkıcı olsa da akıcı ve keyifli hikayeler de vardı. Kesinlikle kötü bir kitap değil, şans verilebilir. Son olarak baskıda çok büyük etkisi olan Dr. Arif Yılmaz’dan bahsetmek istiyorum. Kendisi bütün yayımları karşılaştırmış ve not olarak kitabın arkasına hangi baskıda hangi kelime kullanılmış onu eklemiş. İlk gördüğümde ne gerek var demiştim hala öyle diyorum tabii ama büyük bir emeği var sonuçta. İyi okumalar dilerim. (Fatmanur)

sabahattin kudret aksal'ın 1955 yılında sait faik öykü ödülü kazanmış bir çok hikâyesi. öykü öyle bir başlıyor ki, ilgi çekici bir dünyaya girdiğinizi anında anlıyorsunuz. betimlemeler şahane. yalın bir türkçe ile ne kadar derine inilebileceğinin kanıtı adeta. (Bayrak Solmaz)

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler PDF indirme linki var mı?

Sabahattin Kudret Aksal - Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sabahattin Kudret Aksal Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Akademi öğretim üyeliği, konservatuvar ve opera müdürlüğü yaptı. İlk şiiri 1938'de Varlık dergisinde, ilk öyküsü 1940'ta Küllük dergisinde çıktı. İlk oyunu Evin Üstündeki Bulut 1948'de oynandı. Aksal, şiirlerinde başlangıçta Garip akımının etkisinde, gündelik yaşamın bireysel sevinç ve umutlarını dile getirdi; 1960'tan sonra, bir ölçüde gizemci, insanın, evrenin ve zamanın sorgulandığı, genellikle ölçülü ve uyaklı şiirler yazdı. Öykü ve oyunlarında ise psikolojik öğeleri ve biçim arayışlarını öne çıkardı; "küçük insan"ların yaşamlarını, aile bireyleri arasındaki çatışmaları konu edindi. Şiirleriyle 1980 Yeditepe ve 1990 Sedat Simavi ödüllerini, öyküleriyle 1955 Sait Faik, 1957 TDK ve 1985 ENKA ödüllerini, oyunlarıyla da 1965-66 Ankara Sanatsevenler Derneği ödülü ile 1980 ve 1987 Avni Dilligil ödüllerini kazandı. 1990'da Kültür Bakanlığı Tiyatro Onur Ödülü'ne, 1992'de Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü'ne değer görüldü.

Sabahattin Kudret Aksal Kitapları - Eserleri

  • Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler
  • Ne Tuhaf
  • Saatler
  • Gazoz Ağacı
  • Kahvede Şenlik Var
  • Şiirler
  • Eşik
  • Batık Kent
  • Bay Hiç -Sonsuzluk Kitabevi
  • Duru Gök
  • Denemeler Konuşmalar-Geçmişle Gelecek ve Başka Yazılar
  • Oyunlar
  • Bir Zaman Düşü
  • Çizgi
  • Zamanlar Şiir
  • Yazılar, Yanıtlar

Sabahattin Kudret Aksal Alıntıları - Sözleri

  • "Der ki size bir gün ölüm, Boşuna kardeşim çalım. Düşünürsünüz, nereye Savrulacak bunca külüm. Ya yüzüm, ya gözüm kaşım, Ağzım burnum, elim kolum. Hangi köşede, izbede Kaskatıyım, süklüm püklüm. Uyuyacağım, açacak Orada, bir yerde gülüm." (Çizgi)
  • Rüzgâr beni de beraber al Bak ne kadar yalnızım caddede Küçük günümü yaşıyorum (Şiirler)
  • Ah sevmek !.. (Gazoz Ağacı)
  • Bir bulutun çiçek açtığı yerde Ölüm geçerli değildir. (Eşik)
  • "Ah bu gerçekleşmemiş istekler, niyetler! Ne zaman, nasıl tepeceği belli olmayan bir ukde gibi siner insanın içine, böyle yalnızlığın ortasında bocaladığı bir anda da varlığını duyuruverir." (Gazoz Ağacı)
  • Yükünü boşaltmış gemiler sanırdık kendimizi,bir güvercin baygın düşerdi önümüze. (Bir Zaman Düşü)
  • Adam savaşmış gecenin karanlığı ile yeni gelen günde aydınlık içindeki yerini almak istemiş ama gücü kesilmiş sabaha karşı... Sonra daha gülünç, daha acınacak bir edayla : Ah sevmek !.. Ne aynasız işmiş meğerse diye bitiriyordu sözünü... (Gazoz Ağacı)
  • Şu son günlerde ortalıkta pek görünmüyordu aşk. Eski kitapların yarı pahasına satıldığı kitapçılardaki romanlarda bulunur diyorlardı. (Kahvede Şenlik Var)
  • Duruyoruz Çakılıp kalıyoruz olduğumuz yerde Karıncalanma ayağım, Gidiyoruz işte. (Bir Zaman Düşü)
  • Gökyüzünüm senin! Bana ban ekmeğini, Bulan çamuruma, yüzünü yağmurumla Yıka! Sür git ıraklığını sokağımda! (Şiirler)
  • Nice şeyin okulu yok Aşkın inancın insanlığın okulu yok Ama dilerseniz hepsini öğrenebilirsiniz. Biraz çaba Yeter (Zamanlar Şiir)
  • YOKLUK Ölümümüzden sonraki yokluğumuz Düşündürür bizi Düşünmeyiz Doğumumuzdan önceki yokluğumuzu. (Ne Tuhaf)
  • "Ah bu gerçekleşmemiş istekler, niyetler! Ne zaman, nasıl tepeceği belli olmayan bir ukde gibi siner insanın içine, böyle yalnızlığın ortasında bocaladığı bir anda da varlığını duyuruverir." (Gazoz Ağacı)
  • Benim malzemem ne erzak, ne odun, ne kömür, aştım ben onları, yaşamımın dışına çıkardım. (Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler)
  • "Bir güneş içimde, yola çıkarım, Bütün parklar, bütün  sokaklar benim, Rüzgârım eser, başım havalarda, Yolculuk kuşum nerede, ben orda! Dokurum gergef dokur gibi kenti, Koşarım güney, kuzey, doğu, batı; Neyi ararım bilmem ki! Koş ve kaç! Bir başıma oynadığım saklambaç!" (Çizgi)
  • düşümde gördüm ölüler sağ,diriler ölmüş,eski evimizdeyiz yine. (Bir Zaman Düşü)
  • “Sizi tanıyorum. Fakat; sizin beni tanımadığınız kadar değil.” (Bay Hiç -Sonsuzluk Kitabevi)
  • "Çocukluğumuzu unuttuğumuz, dünyaya çocuğun göz­leriyle bakmayı küçümsediğimiz gün zenginliklerimizi de yitir­mişiz." (Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler)
  • "Mum gibi eridin gittin batak gecede, Gün doğdu, gözümü açtım gene seninle." (Çizgi)
  • Saatler insana her zaman güzel şeyleri anımsatmıyor sevgilim. (Saatler)

Yorum Yaz