Gece Yarısı Güneşi - Refik Özdek Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gece Yarısı Güneşi kimin eseri? Gece Yarısı Güneşi kitabının yazarı kimdir? Gece Yarısı Güneşi konusu ve anafikri nedir? Gece Yarısı Güneşi kitabı ne anlatıyor? Gece Yarısı Güneşi PDF indirme linki var mı? Gece Yarısı Güneşi kitabının yazarı Refik Özdek kimdir? İşte Gece Yarısı Güneşi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Refik Özdek
Yayın Evi: Ötüken Yayınları
İSBN: 9789754371482
Sayfa Sayısı: 316
Gece Yarısı Güneşi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Laponlar ülkesi ve Kuzey kutup kuşağından Tac-Mahal'e, Ganj kıyılarına; Mısır piramitlerine, Taygalara, Isık ve Hazar göllerine kadar maceradan maceraya koşan genç bir insan. Belgeli, gerçek bir macera... Kendi coğrafyamızla başka coğrafyaların, kendi insanlarımızla başka ülke insanlarının mukayesesi. Ve 20. yüzyılda yaşanmış ve yazılmış aşkların en güzellerinden biri... Tertemiz, çok derin, çok büyük bir aşk. Şiirde ve nesirde ustalığını ispatlamış bir yazarın akıcı, sürükleyici ve dupduru Türkçesiyle. Aşkın ve coğrafyanın ülkelerinde...
Gece Yarısı Güneşi Alıntıları - Sözleri
- "...Eski romanlarda çok görüldüğü gibi, sevmek ve sevilmek bazen elem dünyasında yaşamak oluyordu. Böyle düşünürken sanırım Ruhsatî'ye ait dizeler dökülüverdi dudaklarımdan: Ben âşığın deyu lâf etme gönül Dağlarda duman var sen n'olacaksın? Ruhsatî'ye de bir cevap yetiştirdim içimden: " Dağlar duman olsun, yaman olsun, aşacağım!" " Refik Özdek - Geceyarısı Güneşi
- Ben kelebek Sevgili bütün çiçeklerin İmrendigi bütün böceklerin Bana sunulmuş bütün güzeller Bütün tatlılar... Birde ömrüm kısa olmasaydı Kıskançlıktan çatlardı bütün kanatlılar
- “ …Ben bir şey keşfettim: O şaheserin; Şahcihan’ın istediği kadar güzel ve görkemli olması için mimarının bir dahi olması yetmezdi. Şahcihan’ı anlayacak bir aşkı onun da yaşaması gerekirdi. Bu eserin planını ve başmimarlığını Şahcihan’ın İstanbul’dan davet ettiği Mimar Mehmet İsa Efendi yapmıştı. ... Şahcihan’ı, bu çok duygulu, aşkına vefalı hükümdarı dünyanın hiçbir mimarı Mimar Mehmet İsa Efendi gibi anlayamazdı. Çünkü o da çok sevdiği güzel eşini genç yaşta yitirmenin acısını taşıyordu içinde. … Tarihler ne yazarsa yazsın ben ve Mimar Mehmet İsa Efendi biliyoruz ki Mümtaz Mahal’in adını taşıyan bu türbe aslında mimarın kendi sevgilisi için yapılmıştır.”
- Kalp kaybettikleri için ağlarmis Ruh kazandıkları için gülermiş
Gece Yarısı Güneşi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Güzel bir kitap ama ilk sayfalar cok dikkat cekiciydi sanki hayat hakkinda öğüt vericekti ama bir anda sıradan bir romana dunustu umarim ders alabilecegim sosyal olarak bişryler kazandırır (Aysenur zincirkiran)
Hakettiği değeri bulamayan kaliteli kitaplardan bir tanesi hem bir gezi rehberi hem de bir aşk kitabı ama imkansız aşk, eğer aşıksanız ve sevdiğiniz çok uzaklardaysa bu kitap tam size göre ağlamak garanti. (kitapayraci)
Gece Yarısı Güneşi PDF indirme linki var mı?
Refik Özdek - Gece Yarısı Güneşi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gece Yarısı Güneşi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Refik Özdek Kimdir?
Refik Şevki ve Gaffaroğlu imzalarını da kullandı. Elif Hanım ile inşaat ustası Şevki Özdek'in oğlu. Galatasaray Lisesi'nden sonra bir süre İÜ Hukuk Fakültesi'ne devam etti; Çapa Eğitim Enstitüsü'nü bitirdi. 1959'da Yeni İstanbul'da gazeteciliğe başladı. Büyük Doğu, Bugün, Babıâli'de Sabah, Tercüman ve Yeni Haber gazetelerinde çalıştı. Tercüman Çocuk dergisinin genel yayın müdürlüğünü üstlendi. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Uzay Yayınevi'ni kurdu (1968). Roman ve öykülerinin yanı sıra özellikle Cengiz Aytmatov çevirileriyle tanındı. Türk Edebiyat Vakfı üyesi, Basın Şeref Kartı sahibiydi. Evli ve bir çocuk babasıydı. Edebi ürünlerinin yanı sıra, Yeni İstanbul ve Tercüman gazeteleri için çocuk kitapları, güncel ansiklopediler ve kitaplar hazırladı.
Refik Özdek Kitapları - Eserleri
- Ocağımız Sönmesin
- Gece Yarısı Güneşi
- Hücre
- Türklerin Altın Kitabı (4 cilt)
- Yazı Yazmaktan Karnı Nasırlaşan Adam
- Kiziroğlu Mustafa
- Harikalar Ansiklopedisi
- Merhaba Halley Uzay ve Kuyruklu Yıldızlar
- Yüreğim Yanardağ
- Çanlar ve Zindanlar
Refik Özdek Alıntıları - Sözleri
- Şehirliler neden daha çok şey biliyordu? Nedenini biliyordum ben: Biz kuyuda oturuyorduk, onlar yüksekte; biz karanlıkta oturuyorduk onlar aydınlıkta. Kuyunun dibindekiler bir şey görmezdi. Orada uzun yıllar kaldıktan sonra yüzeye çıkanların gözleri kamaşır, onlar da bir şey görmezlerdi. Ben bu kuyudan mutlaka çıkmalı, gözlerimin kamaşmasına da engel olmalıydım. (Yüreğim Yanardağ)
- Dünyadan seyredilebilen kuyruklu yıldızların en güzeli, en muhteşemi Halley Kuyruklu Yıldızı'dır... Edmund Halley 1656'da Londra'da doğmuştu. 16 yaşına gelince " Mutlaka astronom olmak istiyorum, başka hiçbir şey olmak istemiyorum."demişti... Keşfinden emin olan Halley artık kehanette bulunabilirdi: 1758 yılında kuyruklu yıldızın tekrar geleceğini söyledi!... Devrin astronomları Halley ile alay ettiler... E. Halley'in dediği gibi, her 75 yılda bir artık onun adını taşıyan kuyruklu yıldızın çıplak gözle görülecek kadar dünyaya yaklaştığını biliyoruz. (Merhaba Halley Uzay ve Kuyruklu Yıldızlar)
- Türk dilini öğreniniz, çünkü onların hakimiyeti uzun sürecektir. (Hz. Peygamber) (Türklerin Altın Kitabı (4 cilt))
- " 'Düşünüyorum, öyleyse çare bulabilirim.' demelisin." (Kiziroğlu Mustafa)
- Bir göz ağlarken öbür göz gülmez. (Ocağımız Sönmesin)
- Ben, şüphe etmeyenin az öğrendiğini ve çok yanıldığını biliyorum artık. (Yüreğim Yanardağ)
- —Seni gözümle içiyorum, başka görüntülere ihtiyacım yok. (Hücre)
- Kötülüklerin anası cehalettir. (Türklerin Altın Kitabı (4 cilt))
- Aşkın kıldı şeydâ beni, cümle âlem bildi beni Kaygım sensin gece gündüz bana sen gereksin sen! Gözüm açtım seni gördüm, hep gönülü sana verdim Uruklarımı terkettim, bana sen gereksin sen! Söylesem ben dilimdesin, gözlesem ben gözümdesin Gönlümde hem canımdasın, bana sen gereksin sen! Fedâ olsun sana cânım, döker olsan benim kanım Ben kulunum sen sultanım, bana sen gereksin sen! Alimlere kitap gerek, sufilere mescit gerek Mecnunlara Leylâ gerek, bana sen gereksin sen! Âlem tamam cennet olsa, hep huriler karşı gelse Allah bana nasip kılsa, bana sen gereksin sen! Hoca Ahmet’tir benim adım, gece gündüz yanar oldum İki cihanda ümidim, bana sen gereksin sen! (Türklerin Altın Kitabı (4 cilt))
- - Evet Elif Bacı, izsiz araba, kızsız göç olmaz! (Ocağımız Sönmesin)
- Bey olmaya layık olmayan kişi bey olursa, her kavşağa bir sopalı koyar; layık olmadığı şöhrete ulaşan kişi de, her dağın sırtına kendi damgasını vurur. (Türklerin Altın Kitabı (4 cilt))
- Onu kabul ettim, ona teslim oldum: (Hücre)
- “ Düşünüyorum, öyleyse çare bulabilirim “ demelisin... (Kiziroğlu Mustafa)
- Yarım başarı başarısızlıktır. (Hücre)
- Könglüm içün örtedi Yatmış başıg kartadı Keçmiş ödük irtedi Tün kün geçip irtelür. * Gönlüm ta içten yandı Onulmuş yarayı kaşıdı Geçmiş günleri aradı Tün, gün geçer o aranır. (Türklerin Altın Kitabı (4 cilt))
- Yeter ki sen yüreğinin ateşini söndürme! (Yüreğim Yanardağ)
- Mutluluk, doyulmayan şeydir. Ben taddım ama hiç doymadım. (Hücre)
- İnsanın iyisi ve kötüsü, uzun ve meşakkatli yolculukta belli olur. (Hücre)
- "TUNA doğuya akıyor, biz batıya batıya kaçıyoruz; Tuna yukarı gidiyor, biz aşağı sarkıyoruz. Aşağısı diyorsam düzlere, alçaklara değil, koca Balkan dağlarına yaklaşıyoruz. Suyun ötelerine geçip gitmek, koşup gitmek, kaçıp gitmek... Bizim olanı almamasıya terkediyoruz gibi geliyor bana... Vatan yitirmek gibi dayanılmaz acılar içindeyim..." (Ocağımız Sönmesin)
- Bu ırkın Dobruca'ya gelişi de bir ummanın taşması gibi olmamış mıydı? Yüzlerce, binlerce yıl önce, Avar, Peçenek Türkleri gelmişlerdi. Tatar, Kuman ve Karaoğuz Türkleri gelmişlerdi ve yurt edinmişlerdi burasını. Sonra Selçuk Türkleri, Osmanlı Türkleri... 1357 yılında, Oğuz Türklerinin beği olan Dobritçe, bu topraklara adını verdi ve zamanla "Dobritçe" Dobruca oldu. Toprağa bereket, insanlara adalet getirdiler. Işık ve kuvvet getirdiler. Kara toprak yeşillendi, buğday verdi. Yabani ağaçlar aşılandı, meyva verdi. Anılar kovanlara sokuldu, bayrak yücelere dikildi. Itri'nin tekbiri yankılandı kubbelerde. Şimdi çekilen, işte o ummanın suları idi. (Ocağımız Sönmesin)