Gece Yarısı Şarkıları - Ahmet Altan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gece Yarısı Şarkıları kimin eseri? Gece Yarısı Şarkıları kitabının yazarı kimdir? Gece Yarısı Şarkıları konusu ve anafikri nedir? Gece Yarısı Şarkıları kitabı ne anlatıyor? Gece Yarısı Şarkıları kitabının yazarı Ahmet Altan kimdir? İşte Gece Yarısı Şarkıları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Altan
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9786051416229
Sayfa Sayısı: 155
Gece Yarısı Şarkıları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Vakit geceyarısını epey geçiyor, uzak pencerelerdeki bütün ışıklar teker teker sönmüş, tek tük köpek havlamaları... Bir yerlerde çocukları öldürüyorlardı Ölmeden önce o çocuklar nasıl da son kez kederle bakarlar dünyaya. Barıştan, dostluktan, iyilikten yana olanlardan değilim, vahşetse vahşet, kavgaysa kavga, ölümse ölüm, bütün bunlara varım, ama çocukları öldürmek niye, iktidar için dövüşülecekse iktidarı isteyenler dövüşmeli, ölecekse benim yaşımdakiler ölmeli. Ölüm gecenin içinde yürüyor. Gece alabildiğine sessiz ve karanlık, Büyük şehirlerin kaldırımlarında jartiyerine jilet takmış orospular dolaşıyor şimdi. Bankerler çoktan uyudular, kâbuslar görüyorlar. Hırsızlar birazdan evleri soyacaklar. Eski geceleri hatırlıyorum ben. Kadınların saçlarını, yumuşacık bir kıvrımla başlayan boyunlarını, sevişirken kıpır kıpır oynayan memelerini, yatağın içinde biryandan bir yana dönüşlerini hatırlıyorum, son çığlıktan önce gözlerini saklayan gözkapaklarını ve kokularını, yastıklara sinen kokularını... Kadınlar olmasa ölüme hiç dayanılmaz. Ve kadınlar nasıl da öldürürler beni...
Gece Yarısı Şarkıları Alıntıları - Sözleri
- İnsan sevdiğine mi bağlanır, yoksa kendini sevene mi?
- “Bir ömür aynı dili konuştuğum insanların anadilimde söylediklerini duymaktan utanıyorum.”
- İnsanlarla yaralanırım ben. Ve ben yazılarımla kanarım.
- “Tanrıyı ve insanları deneme" diyen nietzsche'ye aldanmayıp herşeyi ve herkesi bu kadar çok deneyden geçirdigimiz için mi tanrı'yı ve insanları kaybediyoruz?
- Yalanımız, gerçeğimizden daha yakındır bize.
- Bana hiç huzur inmez gökten geceyarıları, daha ziyade payıma düşen gamdır.
- Ah, biliyorum, hiçbir kadın 'yeterince' sevilemez.
- "Kendim olmak için kendimden ne kadar soyunmalıyım bilmiyorum.."
- Küçük aşkların, manasız ölümlerin, ufak paraların ülkesiyiz biz.
- "...ölmeyen ve dirilmeyen bir yazar gibi , uykudan başka sığınacak bir yerim yoktu ."
- Hepimiz bir sürüye sığınan zavallı bir kuzu ve hepimiz bir sürünün parçası olmanın verdiği cesaretle bir kurt değil miyiz ve hep kendi kendimizi yemiyor muyuz?
- Ve hep aynı şeyi soruyorum, kendime kavuşabilmek için kendimden ne kadar soyunmalıyım?
- Kalabalık yalnızlaştırır sizi.
- Zamanın durmasını istememizi sağlayacak kadar mutlu olduğumuz anlar var mı?
Gece Yarısı Şarkıları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu kitap, çok değerli bir kitap. Önceleri, ilk okuduğum zaman çok küçük olmamdan dolayı bu kadar etkilendiğimi düşünmüştüm, fakat sonra tekrar tekrar okuyunca aslında ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. Kelimeler, korkusuz fikirler, yalınlık ve fark edilmemiş gerçekler insanın yüzüne öyle bir çarpıyor ki, bu kitabı okumuş birini bulduğum zaman bir heyecan ve telaş kaplıyor beni, bir de o kişiyi esir alma isteği...elimdeki baskısı bir hayli eski, yeni baskısı da kolay bulunmuyor üstelik. Eskisi de ancak sahaflardan bulunabilir sanırım. (BB.)
Uzun zamandır böyle güzel bir kitap okumamıştım. Yeni başucu kitabım. Her satırında kendimi gördüm, her satırında bizleri gördüm, her satırında insanları, yaşayışlarını, tutkularını, acılarını, öfkelerini, sevgilerini, mutluluklarını gördüm. Sadece görmekle kalmadım gördüklerimi hissettim. Hissetmek , hissedebilmek ne buyuk cehennemmiş ! Muhteşemdin Ahmet Altan ! "Sevmek ne tuhaf şey Rauf Bey, kendinize hiç benzemeyen , hayati kavrayis biçimi , yaşama üslubu, zevkleri, ilişkileri size çok uzak birini, onu ne kadar sevdiğinizi tam bilemeden seviyorsunuz." "Aşkın insanı nasıl yaktığını ve insanın acılarla kavrularak daha da yanmak istediğini anlatmak isterim.. neden insan en büyük mutluluğu bu korkunç acıda bulur onu merak ederim.." (epilyaa)
Vakit geceyarısını epey geçiyor, uzak pencerelerdeki bütün ışıklar teker teker sönmüş, tek tük köpek havlamaları... Bir yerlerde çocukları öldürüyorlardı Ölmeden önce o çocuklar nasıl da son kez kederle bakarlar dünyaya. Barıştan, dostluktan, iyilikten yana olanlardan değilim, vahşetse vahşet, kavgaysa kavga, ölümse ölüm, bütün bunlara varım, ama çocukları öldürmek niye, iktidar için dövüşülecekse iktidarı isteyenler dövüşmeli, ölecekse benim yaşımdakiler ölmeli. Ölüm gecenin içinde yürüyor. Gece alabildiğine sessiz ve karanlık, Büyük şehirlerin kaldırımlarında jartiyerine jilet takmış orospular dolaşıyor şimdi. Bankerler çoktan uyudular, kâbuslar görüyorlar. Hırsızlar birazdan evleri soyacaklar. Eski geceleri hatırlıyorum ben. Kadınların saçlarını, yumuşacık bir kıvrımla başlayan boyunlarını, sevişirken kıpır kıpır oynayan memelerini, yatağın içinde biryandan bir yana dönüşlerini hatırlıyorum, son çığlıktan önce gözlerini saklayan gözkapaklarını ve kokularını, yastıklara sinen kokularını... Kadınlar olmasa ölüme hiç dayanılmaz. Ve kadınlar nasıl da öldürürler beni... (TGC Ozmn)
Kitabın Yazarı Ahmet Altan Kimdir?
Ahmet Hüsrev Altan (d. 1950; Ankara), yazar ve gazeteci.
Gazetecilik kariyeri
Hürriyet, Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet'te çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir "Kürdiye" ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle işinden çıkarıldı.
Taraf gazetesinin kurucusudur. 2007 yılında yayın hayatına başlayan Taraf gazetesinin Alev Er ile birlikte genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş, daha sonra Alev Er'in ayrılmasıyla genel yayın yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etmiştir. Ayrıca aynı gazetenin Kum Saati adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazmıştır. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendiği Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan “Özgürlük ve Medyanın Geleceği" Ödülü'ne layık görülmüştür Ahmet Altan ayrıca 2011 yılında üçüncüsü düzenlenen ve Ulusulararası Hrant Dink vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere layık görülen "Hrant Dink Barış Ödülü"nün de sahibidir. Aralık 2012'de, Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etmiştir.
TV programcılığı
Bunun yanında, doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırlamış ve sunmuştur.
Özel hayatı
Yazar ve eski milletvekili Çetin Altan'ın oğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat profesörü ve yazar Mehmet Altan'ın ağabeyidir. İki çocuk babasıdır.
Ahmet Altan Kitapları - Eserleri
- Aldatmak
- En Uzun Gece
- İçimizde Bir Yer
- İsyan Günlerinde Aşk
- Kılıç Yarası Gibi
- Kristal Denizaltı
- Tehlikeli Masallar
- Son Oyun
- Ölmek Kolaydır Sevmekten
- Sudaki İz
- Karanlıkta Sabah Kuşları
- Gece Yarısı Şarkıları
- Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
- Bir Hayat Bir Hayata Değer
- Hayat Hanım
- Dört Mevsim Sonbahar
- Yalnızlığın Özel Tarihi
- Yabani Manolyalar
- Berfin
- I Will Never See the World Again
- Dört Mevsim Sonbahar-Tehlikeli Masallar
Ahmet Altan Alıntıları - Sözleri
- "O gitmez" dediğin kaç kişi gitti? Asla kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun? Hafızanda birer soluk hayalet şimdi onlar ve sen onların hafızasında soluk bir hayaletsin! Gelecek, hayatından kimleri soluk hayaletlere çevirecek?" (İçimizde Bir Yer)
- Ama bazıları çok şaşırtıcıydı. Onların hastalıklarını yüzlerinden okuyamıyordunuz. (İçimizde Bir Yer)
- "- Düşmanlarımızı öldürdük, dedi. Niye düşman olduğumuzu Tanrı bilir. - Düşmanlarımız değildi, dedi Ömer, ama bize ateş ediyorlardı. Biz de onları öldürdük. - Biz de onlara ateş ediyorduk. - Eh, gelecek sefer de onlar bizi öldürürler, ödeşiriz." (Sudaki İz)
- "Yazarken bildiklerini yaşarken bilmediğine" karar vermişti. (İçimizde Bir Yer)
- Ulusal onuru’ bu kadar değerli, ‘ulusal parası’ bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur. (Ve Kırar Göğsüne Bastırırken)
- Erkeklerin dünyasında başarılı olmak için erkeklerden daha vahşi olmak zorundaydılar.. (Aldatmak)
- Yıllarca ıssız adada kalmış birinin, kendi yüzünün ne hale geldiğini görmek için ayna araması gibi bir telaşı vardı, (Tehlikeli Masallar)
- Bu şehrin her tarafından ihanet, cinayet, kan sızıyor. (Kılıç Yarası Gibi)
- Aslında biz hiç yaşamamalıydık… (Yalnızlığın Özel Tarihi)
- “Bazen bir insanın yokluğu bütün dünyayı bomboş yapıyordu..” (En Uzun Gece)
- 'gelecek, insanların içinden bir ışık fışkıracağını bekledikleri bir karanlıktı faniler için.' (Kılıç Yarası Gibi)
- Heyecanı macerada değil başarıda buluyordu.. (Aldatmak)
- Yalanımız, gerçeğimizden daha yakındır bize. (Gece Yarısı Şarkıları)
- Yeryüzünde iki tür insan vardır Anibal, dedi. Biri bildiğimiz normal insanlar birisi de kadınlar. Kendinle kıyaslayarak anlayamazsın onları. (Sudaki İz)
- Like Borges, you can answer the mugger who demands, 'Your money or your life,' with, 'My life.' The power you will gain is limitless. (I Will Never See the World Again)
- Hayatı yaşamak üzüntü verici bir şey. Ben de hayatımı, hayat üzerine düşünerek geçirmeye karar verdim. (Bir Hayat Bir Hayata Değer)
- "İyi" sözcüğü neredeyse anlam değiştirmişti hayatımda. (Son Oyun)
- __Eğer birgün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu... (İçimizde Bir Yer)
- — Sen iyi bir çocuksun Nizam güldü : — Benim iyi bir çocuk olduğumu sizden başka kimse bilmiyor, siz nereden biliyorsunuz? — Acı çekiyorsun oğlum... Acı çektiğini görüyorum... Oradan biliyorum (Ölmek Kolaydır Sevmekten)
- "Ve acaba kaçımız gelecek korkusu yüzünden geleceğimizi kaybettik?" (Kristal Denizaltı)