Gelibolu Günlükleri - Jonathan King Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gelibolu Günlükleri kimin eseri? Gelibolu Günlükleri kitabının yazarı kimdir? Gelibolu Günlükleri konusu ve anafikri nedir? Gelibolu Günlükleri kitabı ne anlatıyor? Gelibolu Günlükleri PDF indirme linki var mı? Gelibolu Günlükleri kitabının yazarı Jonathan King kimdir? İşte Gelibolu Günlükleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jonathan King
Çevirmen: Ali Önsan
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053323402
Sayfa Sayısı: 440
Gelibolu Günlükleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Gelibolu Günlükleri, 240 gün süren seferin sıcağı sıcağına yazılmış birçok günlük ve mektuptan derlenen ilk kroniğidir. Her an ölebileceklerini bilen askerler, günlüklerine ve mektuplarına (kimi zaman hemen öldürülmeden önce) cephede yaşadıklarını yazdılar. Kimi yazarak kendini rahatlattı, belki korkularını paylaştı ya da aklını yitirmemeye çalıştı. Kimi ise sadece, savaşların ne kadar korkunç olduğunu yakınlarına anlatmak istedi.
"Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, 'yiğit Avustralyalı yoldaşlara' diye başlayan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 15 metre uzaklıktaydı, bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı."
-Er Caddy, 177.Gün -
"Gün içinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıradışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara vb. takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu."
-Üsteğmen Cozens, 178.Gün -
(Tanıtım Bülteninden)
Gelibolu Günlükleri Alıntıları - Sözleri
- Kuşkusuz insan burada Tanrı'ya şükretmek için birçok neden olduğunu öğreniyor ve tek çare yatmadan önce dua etmek.
- Önceki gün teslim olan bir Türk subayının açıklamasına göre, Alman subaylar, Türklere çok kötü muamele ediyormuş ve günde sadece bir kez yemek veriliyormuş.
- “Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, ‘yiğit Avustralyalı yoldaşlara’ diye başlayan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 15 metre uzaklıktaydı, bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı.” Er Caddy, 177.Gün - Bir an asır sonra yeniden söyleyelim "Çanakkale Geçilmez"
- Teslim olmak isteyen bir Türk vardı ama nöbetçi tarafından vuruldu. Biz onu sabahleyin gömmek için sürükleyerek kendi siperlerimize çektik, halini görmeliydiniz. Ayağında botları yoktu, yama dolu eski bir pantolon ve eski bir ceket vardı.
- Türk askerine takılan bazı isimler şunlardır: Abdül, Turko, Joe Burke, Asya, Jacko, Johnny, John, Johnny Türk
- "Bir insan ne kadar fazla görürse, bütün bu işlerin çürümüşlüğünü ve korkunçluğunu daha iyi anlar. Tanrı biliyor, üzerime düşeni yapmak istiyorum ve hiç korkmuyorum ama makul düşünceli herkes bu işin nasıl sonuçlanacağı konusunda endişeli çünkü hayal gücü bahşedilen biri için savaş çok güzel bir şey değil canım." Yüzbaşı Bill Knox
- Şimdi 20 bin Britanya askerinin çıkarma yaptığı Seddübahirde de sessizlik hüküm sürüyordu; bu fırtınadan önceki sessizlikti. 26 Nisanda Seddürbahir bölgesini tahminen sadece 6 bin asker savunuyordu. Britanyalılar Türklerin sayıca az olduğunu anlayamadı. Onlar ilerlemek için beklerken Türk takviye kuvvetleri tepelere dalga dalga yayılarak Britanyalıların taarruz etmesine imkan bırakmadılar.
- Roy Longmore "Yanlış kıyıya çıkartma yaptık, ele geçirilmesi imkansız mevzilere taarruz etmeye kalkıştık, çok kötü teçhiz edilmiştik, hatta kış için hazırlık bile yapmamıştık - berbat bir liderdik."
- Len Hall: "Gelecek sefer işgalci Avusturalyalılara karşı Türklerin yanında savaşacağım çünkü öylesine iyi insanlardı ki, üstelik orası onların ülkesiydi, bizim değil."
- "Gün içerisinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıradışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara vb. takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu." 21. Taburdan Üsteğmen T. E. Cozens
Gelibolu Günlükleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
DÜŞMANIN GÖZÜNDEN…: Gelibolu Tarihi Savaşlarındaki günleri, olayları ve anıları bir de karşı tarafın gözünden ve kalemlerinden okumak istermisiniz..? İşte bu kitap da bunların çoğunu bulacaksınız.. Her konuyu sadece tek açıdan incelemek, tek tarafdan okumak o konuya ait oluşturacağınız fikirlerin yetersiz kalmasına neden olabilir.. Okumanızı öneririm.. (RIZA BÜLENT PEKCAN)
Anzaklarin ailelerine yazdiklari mektuplardan ve hatiralarindan yola çıkılarak hazirlanan bir kitaptir. İlk başta Turklere düşman olduklarıni fakat sonradan o düşmanlıgın kalktığını yerine sayginın olduğünu okuyunca farkedeceksiniz 1 gunluk ateşkez günunü, sigara takasına kadar bir çok sey anlatıliyor. Anzak askerinin bile nereye niye geldiklerini bilmedikleri mektuplarda ortada. Geri dönmeyi bir mucize olarak görüyolar. (Göktuğ Berk)
Anzakların günlüklerinden derlenmiş bu eseri okumanızı tavsiye ederim. Sonuçta onlar da bir hiç uğruna vatanlarından, analarından, sevdiklerinden koparılıp emperyalist devletlerin saçma sapan hırsları uğruna canlarını vermişler. Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk'ün Anzak analarına yazdığı mektup onları da onore etmiştir; “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” “Those heroes that shed their blood and lost their lives … you are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side in this country of ours. You, the mothers, who sent their sons from far away countries, wipe away your tears. Your sons are now lying in our bosom and are in peace. After having lost their lives on this land they have become our sons as well.” https://i.hizliresim.com/WqvGkL.jpg (Melek Ceylan)
Gelibolu Günlükleri PDF indirme linki var mı?
Jonathan King - Gelibolu Günlükleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gelibolu Günlükleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jonathan King Kimdir?
Melbourne Üniversitesi Tarih Bölümü’nden doktor ünvanını aldı. Konusu genellikle Avustralya tarihi olan 30 kitabı ve binlerce yazısı muhtelif dergilerde yayınlanan King dünyaca Gellibolu tarihçisi olarak tanınmaktadır. Avustralya’da çok satanGelibolu Günlükleri isimli kitabı altı defa basılmıştır. Çanakkale Savaşı’nin 100. yıldönümünü anmak amacıyla Türkiye İş Bankası tarafından Türkçeye çevrilmiş bu kitap Türkiye’de de çok satıyor.
Gelibolu Günlükleri adlı eseri “Gallipoli Last Anzacs Tell All” adında bir belgesel olarak televizyona, ABC Radyosu’nun bir serisi olarak da radyoda uyarlanmıştır. Ayrıca, pek çok televizyon belgeseli ve radyo programları hazırlamıştır. Yazar, Walkley Gazetecilik Ödülü, Avustralya Olağanüstü Başarı Ödülü ve Yılın Avustralyalı’sı Ödülü’nün sahibidir.
Jonathan King Kitapları - Eserleri
- Gelibolu Günlükleri
Jonathan King Alıntıları - Sözleri
- Türk askerine takılan bazı isimler şunlardır: Abdül, Turko, Joe Burke, Asya, Jacko, Johnny, John, Johnny Türk (Gelibolu Günlükleri)
- Şimdi 20 bin Britanya askerinin çıkarma yaptığı Seddübahirde de sessizlik hüküm sürüyordu; bu fırtınadan önceki sessizlikti. 26 Nisanda Seddürbahir bölgesini tahminen sadece 6 bin asker savunuyordu. Britanyalılar Türklerin sayıca az olduğunu anlayamadı. Onlar ilerlemek için beklerken Türk takviye kuvvetleri tepelere dalga dalga yayılarak Britanyalıların taarruz etmesine imkan bırakmadılar. (Gelibolu Günlükleri)
- Len Hall: "Gelecek sefer işgalci Avusturalyalılara karşı Türklerin yanında savaşacağım çünkü öylesine iyi insanlardı ki, üstelik orası onların ülkesiydi, bizim değil." (Gelibolu Günlükleri)
- Kuşkusuz insan burada Tanrı'ya şükretmek için birçok neden olduğunu öğreniyor ve tek çare yatmadan önce dua etmek. (Gelibolu Günlükleri)
- Roy Longmore "Yanlış kıyıya çıkartma yaptık, ele geçirilmesi imkansız mevzilere taarruz etmeye kalkıştık, çok kötü teçhiz edilmiştik, hatta kış için hazırlık bile yapmamıştık - berbat bir liderdik." (Gelibolu Günlükleri)
- "Gün içerisinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıradışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara vb. takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu." 21. Taburdan Üsteğmen T. E. Cozens (Gelibolu Günlükleri)
- Teslim olmak isteyen bir Türk vardı ama nöbetçi tarafından vuruldu. Biz onu sabahleyin gömmek için sürükleyerek kendi siperlerimize çektik, halini görmeliydiniz. Ayağında botları yoktu, yama dolu eski bir pantolon ve eski bir ceket vardı. (Gelibolu Günlükleri)
- "Bir insan ne kadar fazla görürse, bütün bu işlerin çürümüşlüğünü ve korkunçluğunu daha iyi anlar. Tanrı biliyor, üzerime düşeni yapmak istiyorum ve hiç korkmuyorum ama makul düşünceli herkes bu işin nasıl sonuçlanacağı konusunda endişeli çünkü hayal gücü bahşedilen biri için savaş çok güzel bir şey değil canım." Yüzbaşı Bill Knox (Gelibolu Günlükleri)
- “Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, ‘yiğit Avustralyalı yoldaşlara’ diye başlayan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 15 metre uzaklıktaydı, bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı.” Er Caddy, 177.Gün - Bir an asır sonra yeniden söyleyelim "Çanakkale Geçilmez" (Gelibolu Günlükleri)
- Önceki gün teslim olan bir Türk subayının açıklamasına göre, Alman subaylar, Türklere çok kötü muamele ediyormuş ve günde sadece bir kez yemek veriliyormuş. (Gelibolu Günlükleri)