Gemiler de Ağlarmış - Cemil Kavukçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gemiler de Ağlarmış kimin eseri? Gemiler de Ağlarmış kitabının yazarı kimdir? Gemiler de Ağlarmış konusu ve anafikri nedir? Gemiler de Ağlarmış kitabı ne anlatıyor? Gemiler de Ağlarmış PDF indirme linki var mı? Gemiler de Ağlarmış kitabının yazarı Cemil Kavukçu kimdir? İşte Gemiler de Ağlarmış kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Cemil Kavukçu
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750700736
Sayfa Sayısı: 116
Gemiler de Ağlarmış Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yüzmeyen ya da yüzdürülmeyen bir gemide yaşamanın doğal sonucu olmalıydı bu. Artık gün saymıyor, hesap yapmıyorum. Her şeyi oluruna bıraktım. Yine bir koyda demirdeyiz; adı, yeri, varacağımız limana uzaklığı (gerçekten varabilecek miyiz?) hiç önemli değil. Bizi bu koya tutsak eden arızanın boyutları da önemli değil. Önceleri çok rahatsız olduğum bu durum olağanmış gibi geliyor artık.
Öykücülüğümüzün usta kalemi Cemil Kavukçu, her kitabıyla hem okurdan, hem edebiyat dünyasından büyük ses getiriyor. Gemiler de Ağlarmış, Kavukçu’nun yalnızca öykü kişilerini değil, denizi, gemileri, kadehleri, bulutları, ormanları ve hayvanları da olabildiğince canlı bir biçimde anlattığı en güzel kitaplarından biri. Okurlar için kaçırılmaz keyif, tam bir öykü gösterisi.
Gemiler de Ağlarmış Alıntıları - Sözleri
- İnsanın kendini kandırmaya çalışması ne acı.
- "Bize de gitmek yakışır; ama uzaklara, çook uzaklara!"
- Sen her zaman hazırlıklı olacaksın; aşk geliyorum demez!
- "İnsanın kendini kandırmaya çalışması ne acı."
- "çok sevmek de bir hastalık. Sahipleniyor, bütün yaşamına el koyuyorsun."
- "Yaralı, ama acıları dinmiş, yarası kabuk bağlamış. Onu anlıyorum, çok iyi anlıyorum."
- "Duvar gibi bir yüzü var, ama asıl yüzü değil bu. Her neyse, her ne olduysa orada kırılıp gitmiş asıl yüzü."
- "Uyanmamış bir kentin sokakları, caddeleri, parkları gizemlidir. Bir o kadar da hüzünlü. Yaşamla bağların en zayıf olduğu anlardır. Kimse burnunu sokmadan rahatça ölebilir ya da çıldırabilirsiniz."
- Gülme! Hayat bu, insanın başına neler geleceği hiç belli olmaz.
- "Ne arıyordu, neden rahat edemiyordu bir türlü anlayamadık; huzursuzdu abicim, çok huzursuz... Dünyanın en huzursuz adamıydı."
- "Ben ölünce cenazemde bu parçayı çalın. Anfi falan da getireceksiniz mezarlığa, Cem Karaca gümbür gümbür haykıracak. Çember sakallı ihtiyarların her biri bir yana kaçışacak, hoca feleğini şaşıracak..."
- "Sonra ne oluyor?" dedim. "Sonra... Adam cezasını çekiyor ya da çektiğini sanıyor; çünkü hapisten çıkınca kadın onu öldürüyor." "Hangi kadın?" "Öldürdüğü kadın." "Nasıl yani?" "Adam yanlış yaptığını anlıyor. İftira. Çamur atmışlar kadına. Öğrenince de..." "Öğrenince de ölüyor." "Ölüyor."
- "Nerede olduğumuzun ne önemi var ki, bir yerdeyiz işte."
- Yapabileceğim tek şey bir sigara yakmak.
- "Zihinsel odalarımı temizliyor ve kendim dahil herkesi bağışlıyorum."
Gemiler de Ağlarmış İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öykü kitapları okumayı çok seviyorum.Cemil Kavukçunun kalemini çok beğeniyorum.Bu eserinde ;kitaba adını veren Gemilerde Ağlarmış ile denizi resmen konuşturuyor.Kitap toplam sekiz öyküden oluşuyor.Doğa çok güzel resmedilmiş ve doğadaki varlıklar canlı özellik kazanmış. (İlkay ağa)
Bir gün belki hayattan...: Cemil Kavukçu kitaplarıyla tanışmam çoook eskiye dayanır benim. Depresyon yıllarımda beni daha çok depresyona sokan adamın -soktuğu depresyondan keyif alıyordum-, bu koronalı günlerde birkaç kitabını daha edindim ve okumaya başladım. Bu kitabında 8 öyküsü bulunuyor: Gemiler de ağlarmış, Giz bahçesi, Öğlen sefaları, Unutulamayan, Tehlikeli yoklayışlar, Özel yaşam hırsızları, Adı yok, Rüyadaki rüyalar. İlk hikayede -beni en çok etkileyen Hurşit karakterinin olduğu hikaye- arıza nedeniyle bir koya demirlenen gemideki mürettabatın yaşadıkları anlatılıyor. “Kural buydu; deniz, denize dayanabilenlerin işiydi.” Giz bahçesinde; parkta geçen bir yaşam..Öğlen Sefalarında; sipsiciden kısa bi öykü..Unutulamayanda; çocukluğa ait bir hikayenin yaş ilerledikten sonra tekrar hatırlanması..Tehlikeli Yoklayışlarda; alkol tedavisi görmüş bir babanın ailesiyle gittiği tatilde yaşadığı iç savaş.. Özel yaşam hırsızlarında; kendilerine ruh röntgencileri diyen bir grubun kocasını aldatan bir kadını izlemesini..Adı yokta; bir grubunun, içkiden ölen arkadaşlarının cenazeye katılamalarıyla maziyi hatırlamalarını..Rüyadaki rüyalarda; dört rüya anlatılırken kitaptaki tüm hikayelere değinerek aslında onlarında yazarın rüyaları olduğu hissettirilmeye çalışılıyor. Yazarın üslubu çok sade, asla insanı yormuyor, akıcı, sayfalar kendiliğinden çevriliyor. Ancak ele aldığı konular hep yalnızlık, bağımlılıklar -özellikle içki-, kırılganlıklar, hüzün, maziye özlem.. Bu yüzden insan bir miktar depresyona girebiliyor :)ama köpeği oldum bu depresyonun. Her kitabında aynı karakterlere değinip bizi sanki çevremizden kişilerin hayat hikayelerine tanık ediyor. Sanırım en sevdiğim özelliği bu. Son olarak...kitaptaki güzel bir şarkıyla bitiriyorum “Bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden bir teselli ararsan bak o zaman resmime, gör akan o yaşları...” (Menekşe)
Gemiler De Ağlarmış: Bir Cemil Kavukçu Klasiği: Cemil Kavukçu, son dönem Türk edebiyatının öykü türünde eserler veren yazarlar arasında özel bir yeri var. Yetmiş yaşına merdiven dayayan Kavukçu Türk öykücülüğünde şimdiden özel bir yer edindi ve kanımca o bir ekol. Yirmiye yakın öykü kitabı yayımlamış yazar, sıradan yaşamları odağına alan, kurmaca olduğu kadar yaşanmışlıkları da öyküleştiren sade diliyle her daim okunası bir yazar olacaktır. Tarzına aşina olanlar Kavukçu'nun heyecanlı öyküler yazmadığını bilirler. Bu yüzden heyecanı, gerilimi yüksek öyküler beklememek lazım. Cemil Kavukçu'nun öykü kitaplarının çoğunu okudum. Sıradan bir günü, bir anı, bir rüyayı odağına alarak kolay okunan öyküler yazan Kavukçu'nun son okuduğum kitabı Gemiler De Ağlarmış. Gemileri de Ağlarmış adlı kitaba ismini veren öykü, tipik bir Kavukçu öyküsü. Gemide geçen, bekleyişi, huzursuzluğu, gemi çalışanlarının ilişkilerini resmeden, kendisi de mesleği itibariyle gemide çalışmış olan Kavukçu'nun klasik öyküsü. Sevdiğimiz yazarlar da olsa öykü kitabındaki tüm öyküleri sevmemiz söz konusu değil. Bu kitapta son dört öyküyü beğenerek ve ilgiyle okudum. Özel Yaşam Hırsızları isimli öykü bir aldatma hikâyesi. Aldatmanın izini süren ve bize açıkça gösterenler ise özel yaşamlara izinsiz burunlarını sokan "hırsızlar". "Adı Yok" isimli öykü ise eski arkadaşlarının cenazesinde buluşan bir grup arkadaşın cenaze sonrası yaptıklarını, düşündüklerini, hayattan beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlatan dostluk öyküsü. "Rüyadaki Rüyalar" isimli öykü gece gördüğü rüyaları yazarak yeniden yaşamaya, hatırlamaya veya buradan bir öykü devşirmeye çalışan kocanın karısı tarafından küçümsenerek yaptığı işi hafife alması daha doğrusu kocasını anlamaması öykülenmiş. Kavukçu'nun bu kitabı hayranı olmayan okuyuculara hitap etmeyebilir. Zira sekiz öyküden dördünün ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Kavukçu'nun tarzını bilmeyen okuyucuyu sıkabilecek öyküler olduğu için ancak hayranlarına önerebilirim ki onlar da zaten kitabı büyük ihtimalle okumuşlardır. (Hasan Hüseyin AKKAŞ)
Gemiler de Ağlarmış PDF indirme linki var mı?
Cemil Kavukçu - Gemiler de Ağlarmış kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gemiler de Ağlarmış PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cemil Kavukçu Kimdir?
1951 yılında İnegöl'de doğdu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi (1976). Öyküleri, 1980 yılından başlayarak çeşitli dergilerde yayınlandı.
Cemil Kavukçu, son yılların en usta öykücülerinden. Küçük insanların dünyasını başarıyla betimlemesini, onların iç dünyalarını olanca derinliğiyle vermesini biliyor. Eleştirmen Fethi Naci, Cemil Kavukçu için 'Elini neye değdirse öykü oluyor, tam bir anlatı ustası' diyor. Gerçekten de Cemil Kavukçu'nun öyküleri, sıradan insanları, sıradan yaşamları, küçük olayları alıp zengin dünyalar yaratıyor. Ayrıntılar ve diyaloglar (özellikle de kişiliklere özgü argo dil), onun öykülerinin vazgeçilmez öğeleri. Temiz, yalın bir Türkçeyle, kendi üslubunu yaratmayı başararak yazıyor Cemil Kavukçu. Bir başka deyişle, tutarlı bir dil ve üslup, bütün öykülerinde açıkça kendini gösteriyor. Okuru, öykünün içine çekip alıyor, sarıp sarmalıyor. Karşıdan değil, içinden okunan öyküler yaratıyor Cemil Kavukçu. Öykülerin bir kısmı da bir yap-boz'un parçaları gibi kırılıp yeniden bir araya geliyor. Son yıllarda tıkanır gibi görünen öykücülüğümüze yeni bir soluk getiren Cemil Kavukçu, 2000'li yıllarda da öykünün yollarında yürümeyi sürdürecek.
ESERLERİ
Patika adlı kitabıyla 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazandı. Yayınlanmış öykü kitapları: Pazar Güneşi (1983), Patika (1987), Temmuz Suçlu (1990), Uzak Noktalara Doğru (1995), Yalnız Uyuyanlar İçin (1996), Bilinen Bir Kitapta Kaybolmak (1997), Dört Duvar Beş Pencere (1999). İlk romanı Dönüş, 1998 yılında yayınlandı.
Cemil Kavukçu Kitapları - Eserleri
- Yalnız Uyuyanlar İçin
- Başkasının Rüyaları
- Uzak Noktalara Doğru
- Aynadaki Zaman
- Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz
- Tasmalı Güvercin
- Düşkaçıran
- Üstü Kalsın
- O Vakıt Son Mimoza
- Örümcek Kapanı
- Dört Duvar Beş Pencere
- Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak
- Balyozla Balık Avı
- Bir Öykü Yazalım Mı?
- Maviye Boyanmış Sular
- Gemiler de Ağlarmış
- Suda Bulanık Oyunlar
- Dönüş
- Gamba
- Temmuz Suçlu
- Yolun Başındakiler
- Pazar Güneşi
- Nolya
- Mimoza'da Elli Gram
- Angelacoma'nın Duvarları
- Masal Kurma Oyunu
- Selo'nun Kuşları
- Özgürlüğe Kaçış
- Havhav Kardeşliği
- Radde
- Patika
- Perişanız Gecenin Karanlığında
- Kafeste Bir Topik
- Nolya
- Yeşilcik
- Berk'in Gizli Gücü
- İlginç Bir Şey Yapmalıyız
- Three Stories
Cemil Kavukçu Alıntıları - Sözleri
- Alıştığım bir yokluk vardı, gelip onu bozdun. (Yalnız Uyuyanlar İçin)
- Geceler gariplerindir (Pazar Güneşi)
- En güzel yolculuklar, yanına hiçbir şey almadan ve bir plan yapılmadan çıkılan yolculuklardır. (Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak)
- Uyanıyorum. Pencereden sızan ışığa bakılırsa gün ağarmış. Serin, insanın içini ürperten, kısacık kış günlerine hazırlık yapan bir güz sabahı. Puslu ve üşengeç. (Uzak Noktalara Doğru)
- Otoriteyle sağlanan düzenden değil dostlukla sevgiyle oluşturulan ama otoriteyi de zedelemeyen bir ilişkiden yanaydı Kemal kaptan. (Maviye Boyanmış Sular)
- Oysa yazmak, düşüncenin yıldırdığı yerde ("kırıldığı" demek daha doğru belki) güç veriyor insana; hele doğaçlama yazmak, dökülebilmek, hıçkıra hıçkıra ağlayabilmek kağıtlara; (O Vakıt Son Mimoza)
- Aynama dedim ki, bu rüyanın devamını göster bana. Gösteremem, dedi ayna, rüyaların devamı olmaz. O zaman bununla ilintili ikinci bir rüya göster bana. Bütün rüyalar birbiriyle ilintilidir, dedi. (Balyozla Balık Avı)
- üç şey söyledin, dedi, parasını, umutlarını ve düşlerini; bence ilk ikisini yitirince ölünmez, ama düşler yitirilince... (Nolya)
- Yitiren insanların yüzlerinde yaşamın çözülememiş gizlerinden biri oluşuyor;çünkü hızla değişip prizmanın öbür yüzünü görüyorlar. Kişinin kendi olma sınavının en zor basamakları... (Uzak Noktalara Doğru)
- “… deliysen denizci olursun, denizci olduktan sonra delirmen bir şey ifade etmez …” (Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz)
- Kuraldır; evler ölüme terk edilince önce camları kırılır. (Dönüş)
- " Yüzü gülen adam gösterin bana,” diye bağırıyorum, “yüzü gülen insan. Işıkları yakın,” diyorum, güneş nerde.. (Temmuz Suçlu)
- "Yağmuru çok seviyorsun değil mi?" (Yalnız Uyuyanlar İçin)
- Nereye varacağını bildiğin bir yolda yürümek birçok şeyi görmeden ilerlemektir. (Üstü Kalsın)
- Eskiden bir kitabı beğensem de beğenmesem de sonuna kadar okurdum. Zaman içinde beğenmediğim bir romanı, öyküyü, şiiri bırakmak gibi hakkım olduğunun farkına vardım... (Örümcek Kapanı)
- Bir yandan da gerçek duygularımı sesimden, yüz ifademden okumasından korktum. (Aynadaki Zaman)
- "Hep bir şeyler , hep bir şeyler kahroluyor." (Suda Bulanık Oyunlar)
- "Yalnızlıklar, iç boşluklar. Herkes, kendini anlayacak birini arıyor. Bulunca da tutunuyor." (Gamba)
- "İntegral. İntihar gibi bir şey." (Suda Bulanık Oyunlar)
- Millet... Ya da annemin dediği gibi; el âlem. Bütün yaşamlar o görünmeyen güce yaranmak için harcanıyor buralarda. (Başkasının Rüyaları)