diorex

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle - Mustafa Ulusoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kimin eseri? Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kitabının yazarı kimdir? Giderken Bana Bir Şeyler Söyle konusu ve anafikri nedir? Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kitabı ne anlatıyor? Giderken Bana Bir Şeyler Söyle PDF indirme linki var mı? Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kitabının yazarı Mustafa Ulusoy kimdir? İşte Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.04.2022 04:00
Giderken Bana Bir Şeyler Söyle - Mustafa Ulusoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Ulusoy

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9789752638501

Sayfa Sayısı: 272

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanların yolu iki şeye, aşka ve ölüme mutlaka düşer. İnsanın Temel Acıları üçlemesinin ilk romanı Aynalar Koridorunda Aşkta yolu aşka düşenlerin ruhsal durumlarını irdeleyen Psikiyatrist Mustafa Ulusoy, üçlemenin ikinci romanını yolu ölüme düşen insanlar üzerine kuruyor. Ölümü anlatırken dönüp aşka bir kez daha bakıyor. Aşkın güçsüzlüğüne karşın, ahlakın varlığa özen göstermek olduğunu temel alan yazar, ancak özen gösterilen ilişkinin derin bir bağlanma sağlayabileceğini söylüyor.

Dr. Mavi bu sefer yolu ölüme, kayıplara düşenler karşısında çaresizliğe kapılıyor, onları dinledikçe kendi ölümüne saplanıp kalıyor. Sözcükleri kendine bile yetmeyince Beyazın bilgece açıklamalarına ve teselli edici sözlerine sığınıyor. Kırmızı, kaybettiği aşkını bulduğunu düşündüğü an yeniden kaybediyor. Turuncu sonuncusu oğlu olmak üzere üç büyük kayıp yaşayarak üç karanlıktan geçiyor. Kahverengi sürekli ya kaybedersem diyerek hayatını kaybediyor. Gri hayatının her anını kaybetme korkusuna kızları ayartarak çare arıyor. Lacivert ve Turkuaz kaybettikleri oğulları Hakiye yeniden kavuşuyorlar. Eflatun ölmeden önce eldivenlerini Dr. Maviye bırakarak Beni unutma! demek istiyor. Morun cüzdanından çıkan kız resmi annesini hüzünlendiriyor. Yıllar sonra açılan kutudan iki dolmakalem ve iki cüzdan çıkıyor.

Sonunda Dr. Mavi, Turuncu, Kahverengi, Kırmızı, Gri, diğerleri ve elbette bilge dostu Beyazla birlikte insanın temel acılarından ölümü katman katman açıyor. Gerçek ya da muhayyel acılardan geçen, ölümü çeşitli biçimlerde tecrübe eden kahramanlarımız, insanoğlunun kaçınılmaz yazgısıyla barışmanın yollarını keşfediyorlar. Mustafa Ulusoy, Giderken Bana Bir Şeyler Söylede ölümle birlikte hayatı, ayrılığı, babalığı, yoksunluğu, kederi, dostluğu, öfkeyi, tanıklığı, varoluşsal işe yaramayı, yalnızlığı ama özellikle öykülerimizin yalnızlıktan ve sessizce ölmekten nasıl kurtulacağını anlatıyor. Ölümü gülümsetiyor Ulusoy, Ölüm Meleğini hepimize arkadaş kılıyor. İnsanın ölümden korkar gibi görünmesi bir yanılsamadır. İnsan, aslında yokluktan, yokluğun getireceği sonsuz ayrılıktan özellikle de kendinden sonsuz ayrılmaktan korkar. Ölümse, hem ayıran hem birleştirendir. Ayrılmak için ölmek gerekir. Ama buluşmak için de ölmek gerekir. Ölüm gibi ikili bir yapısı olan başka bir durum yoktur. Bu yönüyle ölüm ikili, zıt bir duygu uyandırır insanda. Onu çekici kılan, cazip hale getiren, taçlandıran da budur.

Ben yalnız ölmemeye takıldım. Rahatladım, gülümsedim. İlk kez ölümü okurken sıkıntı hissetmedim. Ulusoy ölümü gündelik hayatımıza alıyor. Kabul buyurun, o var, diyor. Ölüm sırasındaki yalnızlığımızı giderdikten sonraki soru, peki ya şimdi? Ölüm sonrası için bize hayata benzeyen, sıcak bir ortam sunuyor.

İnançlı olun ya da olmayın ölüm sonrası için inanç neredeyse yegâne çıkıştır. İnanç şanstır, denir. Bunu bir kez daha fark ediyorsunuz. İnsan ölünce ölümün içinden geçer diyor Mustafa Ulusoy. Hayat ölüme giderken geçilen bir süreçtir. Benim için kitabın cümlesi budur.

Özel bir konu, özel bir kitap.

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Alıntıları - Sözleri

  • “İnsanın nereye daldığını ve dalıp gittiğinde neler olup bittiğini çözümlediğin zaman, işte o zaman, insanın omuzlarında kaldıramayacak gibi hissettiği yükü de anlamış olacaksın."
  • Göz yaşarır, kalp hüzünlenir.
  • Her acı taşınabilir,acıyı taşınmaz hale getiren ona razı olmayışımızdır.
  • Ölümü düşünmeye başlamak, dilinin sürekli dolgusu düşmüş bir dişe takılmasına benzer. Diliniz bir takıldı mı asla bırakamazsınız. Onu kurcalamak, çevresinde dönüp durmak zorundasınızdır. Zevkli olduğundan değil, aklınıza takılıp kaldığından ve hiç çıkmadığından.
  • insanlar adlarından söz ettirmeyi iz bırakmaya bayılıyorlar, tanınmak ,bilinmek,fark edilmek istiyorlar. Bunun narsistik bir amaç uğruna da yapıyor olabilirler hep var olmak ölümün yıkıcılığın dan kurtulmak için de.
  • İnna lillahi ve inna ilahi raciun, dedi. O'ndan geldik, O'na döneceğiz.

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Ayrılık, kaybetme, muhayyile" göze çarpıyor çokça kitapta. Kitabın adı, konusu genel olarak ayrılık ve ölüm; kaybetmeye ve bu ayrılıklara razı oluşumuz üzerine. İnsanın temel acıları üçlemesinin ikinci kitabı olması hasebiyle, birinci kitap olan "Aynalar Koridorunda Aşk" kitabındaki karakterler, hikayeler üzerinden devam ediyor kitap. Mustafa Ulusoy okuduysanız üslubunu, düşünce tarzını az çok bilirsiniz. Farklı yorumları ve bakış açıları var. Ben,"Farkında" derdim kitapları ve kendisi için. Duyguları, hikayeleri, soruları, cevapları içine girerek, kavrayarak ve dolayısıyla kavratarak yazıyor anlatıyor. Çoğu kişinin sahip olmadığı "Farkındalığa" sahip. Birçok farklı duygularınızı keşfedersiniz Ulusoy okurken. İslami perspektiften yorumladığı için extra islamiyet'e uyarlamak zorunda kalmıyorum, bu yüzden çok dinlendirici ve akıcı oluyor Mustafa Ulusoy okumak benim için. Ölümü bir dost gibi benimsemek, insanın neden ölümden korktuğu, aşk ve sevgi, ilişki, kadere rıza göstermek nasıl olur, teslim olunca gelen hafiflik, Allah namına nasıl yaşanır, insan varoluşsal olarak ne hisseder, neyi yanlış yapar ve neyi yapması gerekir. Nasıl bir bakış açısıyla yaşamalıdır...Yazmakla bitiremem neler kattığını. Tabii herkesin alacağı hisse farklıdır ama ben kitabın sonlarına doğru hüzünle karışık huzur dolu bir hisleydim; bakış açılarımı pekiştirdim, ölümü dost gibi görmeye başladığımı hissediyorum. Birçok örneğe şahit oluyor, terapi seanslarına eşlik ediyorsunuz, sakince öğreniyorsunuz birçok hataları ve yanlışlarınızı. Kitap, Ocie Elliott şarkılarının melodisi gibi bir hisse sahip, özellikle bitişe doğru. Bu da yine ölümü ve ayrılık kelimelerini anımsatıyor bana. Bahsettiğim melodiler de bana hüzün ve huzuru, kabullenişi, teslim olmayı, kontrol edemeyeceğim şeylerin kaygısına düşmemeyi ve Allah'a bırakınca nasıl bir hafiflik hissettiğimi hatırlatıyor. Bütün kitabı alıntı olarak koymak isterdim ama mümkün değil, o yüzden daha fazla uykuda beklemeyin okuyun ve uyanın birçok şeye. En sevdiğim kısımlardan birkaçı: 1."Sahici ilişki, insanın kendi varoluşsal gerçekliğini, yaratılmışlığını; elinde avucunda büyüklenmeyi haklı kılacak bir şey olmadığına derin bir inanç duyarak bu haliyle kendini sevebilmesidir. Bu dünyaya hayran olunmak için değil, hayran olmak için, övülmek için değil, övmek için, beğenilmek için değil, beğenmek için geldiğini, gönderildiğini bilme halidir." 2."Bu hayat, bu şeyler benimdir," diyen herkes yanılmıştır. Boş bir inançtır bu. Hayatını ölümün elinden kurtaramayan insan, bu benim hayatımdır deme hakkına sahip değildir. İnsan yalnızca şunu söyleyebilir: "Bu hayat bana sadece verilmiştir." çok uzun olanlar var onları da koyamıyorum o yüzden okuyunuz. (tuğbä)

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle Temel Acıları Üçlemesi-2. Kitabı Aynalar Koridorunda Aşk kitabındaki karakterlerin hepsi bu kitapta da var. Ölüm nedir? İnsan öldükten sonra nereye gider? Yaratıcı insanları yanına neden alır? İnsanlar öldükten sonra Yaratıcıya kızmak doğru mu? Gibi sorulara cevap arıyor karakterler. Beni en çok Gri ve Kırmızı etkiledi. Eflatun'un ve Turuncu'nun Dr. Mavi'ye mektupları da bir hayli ilginçti. Severek okudum. #okudumbitti #kitapkurdu #giderkenbanabirşeylersöyle #mustafaulusoy (Elife Betül Kök)

Mustafa Ulusoy'un okuduğum üçüncü kitabı,aynı zamanda ''İnsanın Temel Acıları'' üçlemesinin ikincisi. Ilk kitabi cok sadeydi daha basit bir dil kullanmis. Kitabin yazari bir psikolog .Kitapta terapilerini daha çok Allah inancı üzerinden yapıyor . Okuduğum diğer psikoloji kitaplarından farklıydı . Kitaptaki karakterlerin ısimleri renkler olması çok hoş renklerin birinde mutlaka kendinize dair birseyler bulabiliyorsunuz .Hepsinin ortak sorunu hic olduklarını dusunmek,varoluşlarının sebebini ogrenmek.Hem ogretici hemde dusundurucu yanlari olan guzel ve akici bir kitap. Sevgi-ask-ayrilik- ölüm gibi gerçekler teker teker işlenmiş.Farklı hikayeler bir potada eritilmiş. Her sayfasını işaretlediğim ve bazi sayfalari tekrar tekrar okudugum kitaplardan biri.Yazarin diğer kitaplarını da okumak istiyorum kesinlikle tavsiye ederim .Yazari bana tanıtan ve sevdirene ayrıca teşekkür ederim walat . (sltnyr)

Giderken Bana Bir Şeyler Söyle PDF indirme linki var mı?

Mustafa Ulusoy - Giderken Bana Bir Şeyler Söyle kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Giderken Bana Bir Şeyler Söyle PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mustafa Ulusoy Kimdir?

1965 yılında Sungurlu'da doğdu.

Temel eğitimini Sungurlu'da, lise öğrenimini Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde tamamladı.

1982'de girdiği İÜ Çapa Tıp Fakültesini 1988' de bitirdi.

1993 yılında psikiyatri uzmanı oldu.

1999 yılından beri, kendi ofisinde terapilerini sürdürmektedir. Mustafa Ulusoy'un temel çalışma alanı Kognitif ve Varoluşçu Psikoterapilerdir.

Çeşitli dergilerde deneme yazıları yayınlanan Ulusoy'un ulusal ve uluslararası kongrelere sunduğu, özellikle kognitif psikoterapiyle ilgili bir dizi mesleki çalışması vardır. Ülke içinde ve dışında, psikiyatri dergilerinde makaleleri yayınlanmıştır.

Nietzsche ve Babaannem ve Yakınlık adlı iki deneme kitabının, Ay Terapisi isimli öykü kitabının ve aşk konusunda farklı açılımlarıyla adından söz ettiren insanın temel acıları üçlemesinin ilki Aynalar Koridorunda Aşk isimli romanın yazarıdır. Mustafa Ulusoy'un insanın temel acıları üçlemesinin ikincisi olan Giderken Bana Bir Şeyler Söyle isimli romanı ise yazarın halen yayınlanmış son kitabıdır.

Ulusoy editörlüğünü İbrahim Abu-Rabi'nin yaptığı ve Suny Press (State University of New York Press) tarafından Amerikada ingilizce olarak yayınlanan "Spiritual Dimensions of Bediuzzaman Said Nursi's Risale-i Nur" adlı kitabın yazarlarından biridir.

Fotoğrafçılığa ve sinemaya özel ilgisi olan Mustafa Ulusoy TVNET de Film Şeridi isimli programın yapımcılığını ve sunuculuğunu sürdürmektedir. (Film şeridi programının videoları www.tvnet.tv.tr adresinden izlenebilmektedir)

Amerika Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association) uluslar arası üyesidir.

Mustafa Ulusoy, evli ve üç çocuk babasıdır ve İstanbul’da yaşamaktadır.

Mustafa Ulusoy Kitapları - Eserleri

  • Aynalar Koridorunda Aşk
  • Giderken Bana Bir Şeyler Söyle
  • Ay Terapisi
  • Nietzsche ve Babaannem
  • Yakınlık
  • Hayat Apartmanı
  • Dünyanın Üç Yüzü
  • Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar
  • Bir Kere Daha Son

Mustafa Ulusoy Alıntıları - Sözleri

  • “İnsanın nereye daldığını ve dalıp gittiğinde neler olup bittiğini çözümlediğin zaman, işte o zaman, insanın omuzlarında kaldıramayacak gibi hissettiği yükü de anlamış olacaksın." (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
  • Kalbin , gözlerinin göremediklerini gösterecek sana. (Yakınlık)
  • İnsan vermeyi biliyorsa, almayı da bilmeliydi. (Ay Terapisi)
  • Pencereyi kapatarak dışarıdan gelen seslere mâni olmuştu. Ya içindeki sesler?. (Hayat Apartmanı)
  • Gözü dönmüş hırslarımıza kabirler gösterilmeli. Al işte demeli. Sonun bu. Öfkelerimize kabirler gösterilmeli. Bak işte sen de sağ yanına yatacaksın. Yüzün kıbleye dönük. Endişelerimize kabirler gösterilmeli. Al işte demeli. Neden korkuyorsun hayatta? Başımıza gelmesinden korktuğumuz şeylerin en büyüğü bu ve bu bizim yazgımız. Yazgısını sevmeli insan. Razı olmalı. İncinmiş yanımıza kabirler gösterilmeli. İşte bu. Hepsi bu. İncitenlerin de incinenlerin de sonu. Tüm yaşadıklarımız sağ yanına yatacak. Yüzleri kıbleye dönük. (Dünyanın Üç Yüzü)
  • Yüz, duyguların aynasıdır. (Nietzsche ve Babaannem)
  • Hikmetli bir yoruma tabi tutulan hatıralar, artık kıymık gibi insanın hafızasını rahatsız etmiyor. İnsanın kendini değiştirmesinin bir yolu da budur; zihnindeki imgelerin anlamını değiştirmek. (Aynalar Koridorunda Aşk)
  • Günahlar kadar, günahlara götüren yollar da günahtır. (Yakınlık)
  • İnna lillahi ve inna ilahi raciun, dedi. O'ndan geldik, O'na döneceğiz. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
  • Aşk eğer sırf sevmekse , neden sevilmekle meşgulsün? (Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar)
  • Şiddetsizlik yaşamın kendisini yok edecek bir edilgenlik ya da eylemsizlik değildir. Said Nursî şiddete başvurmayan bir eylemci, yani şiddetsiz bir eylemcidir. "Eğer kuvvet ile ve hâdise çıkarmak ile muhalefet etsem, husulü meşkûk bir maksad için binler günaha girmek ihtimali var. Birinin yüzünden çoklar belaya düşer. Hem on ihtimalden bir iki ihtimale binaen günahlara girmek, masumları günaha atmak; vicdanım kabul etmiyor," diyen Said Nursî, şiddete ve kine dayalı eylemlerden kaçınır. "Her şeyimi Cenab-ı Hakk'ın tevekkülüne bağlamıştım," derken de, onun tevekkülü, kendisine yapılan tecavüzlere bir eylemsizlik hâli değil, travmatik deneyimlerini bir çözümleme hâlidir. (Bir Kere Daha Son)
  • Hayatta en mutsuz insanlar, mutlu olmak için çılgınca uğraşanlarlardır (Aynalar Koridorunda Aşk)
  • Ha, başımıza gelmesinden endişelendiğimiz şeyler gerçekleşmez mi? Gerçekleşebilir elbette. O zaman da, Zamanın Bedii'nin yazdığı gibi şöyle demekle mükellefiz: "Ben Mâlikimin hizmetindeyim. Ey musibet! Eğer Onun izin ve rızasıyla geldinse, merhaba, safa geldin. Çünkü elbette bir vakit O'na döneceğiz ve O'nun huzuruna gideceğiz ve O'na müştâkız. Madem herhâlde bir zaman bizi hayatın tekâlifinden âzâd edecektir. Haydi, ey musibet, o terhis ve o azad etmek senin elinle olsun, razıyım." (Bir Kere Daha Son)
  • Yolların içinde en aydınlığı kalpten kalbe olandır. Bu yolun adı, bağlanmaktır. (Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar)
  • Her parıltı bir gün kaybolur. Hayat böyle kurgulanmıştır. (Aynalar Koridorunda Aşk)
  • Bu yüzden, başını alıp gitmek her zaman sorunları çözmez. İnsan, kalbini ve kalbindekileri gözden geçirmek için başını alıp gidecekse bunun bir faydası olabilir. Ama uzaklaşıp gitmek sorunlardan kaçınmak içinse işe yaramaz. (Yakınlık)
  • Bugün de bizi insan olarak ilgilendirmeyen konulara daldık. Hükümetler kurduk. Hükümetler yıktık. Teoriler ürettik. O sırada duygularımız anbean değişiyordu. Yararsız konuları konuşmaktan sıkılmıştı ruhumuz. Neden sıkıldığımızı bile anlayamadık. Sıkıntımızı dağıtmak için daha çok gaflete daldık. O sırada güneş batıyordu. Bizde ne kendimizin ne de kainatın farkındaydık. (Nietzsche ve Babaannem)
  • Her acı taşınabilir,acıyı taşınmaz hale getiren ona razı olmayışımızdır. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)
  • "Hey, dalıp gitme vehim ve vesveseli hayallerine. Önündeki yaprağı küstürme." (Dünyanın Üç Yüzü)
  • Ölümü düşünmeye başlamak, dilinin sürekli dolgusu düşmüş bir dişe takılmasına benzer. Diliniz bir takıldı mı asla bırakamazsınız. Onu kurcalamak, çevresinde dönüp durmak zorundasınızdır. Zevkli olduğundan değil, aklınıza takılıp kaldığından ve hiç çıkmadığından. (Giderken Bana Bir Şeyler Söyle)

Yorum Yaz