Göğe Bakma Durağı - Turgut Uyar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Göğe Bakma Durağı kimin eseri? Göğe Bakma Durağı kitabının yazarı kimdir? Göğe Bakma Durağı konusu ve anafikri nedir? Göğe Bakma Durağı kitabı ne anlatıyor? Göğe Bakma Durağı kitabının yazarı Turgut Uyar kimdir? İşte Göğe Bakma Durağı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Turgut Uyar
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750813870
Sayfa Sayısı: 112
Göğe Bakma Durağı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
(Arka Kapak)
Göğe Bakma Durağı Alıntıları - Sözleri
- Düşünüyorum da biz, büyüyerek çocukluk etmişiz...
- Ne denmelidir bilemiyorum. - Sevgim acıyor.
- " Ne denmelidir bilemiyorum sevgim acıyor. "
- " İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım. "
- " Şuramda bir şeyler var sahiden bir şeyler var haykırmadan anlatamam... "
- "İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım.."
- ' Evleniriz belki bir gün ; Belki çocuklarımız olur Bana benzer şair olur Sana benzer şiir olur. '•••
- sevgim acıyor Kimi sevsem Kim beni sevse
- "Nasıl ayrı yaşarım inandığım şeylerden."
- " Şaştım, senin hançerin bu kadar mıydı ? Varmadı yüreğime... "
- İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım...
- Altını çizdiğim bir kitabı birine verirken çekinirim. Sanki yaralarımı teslim ediyormuş gibi, sanki "bak benim buralarım çok ağrıyor" der gibi.
Göğe Bakma Durağı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Göğe Bakma Durağı - Ahmet Turgut UYAR: "İkimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım." Toplum olarak yıllar yıllar önce tanıştığımız, kitabı okuyan, okumayan herkesin bildiği bir dize. Kendi adıma da sosyal medyada sürekli karşılaştığım, yolda yürürken gördüğüm bir kelime grubu: göğe bakalım. Bakalım bakmasına da acaba kullananlardan kaç tanesi Turgut Uyar'ı tanıyor ya da kaç tanesi dizenin geçtiği şiiri bütünüyle okudu? Kim bilir bu inceleme bir vesile olur belki de. Turgut Uyar İkinci Yeni akımının temsilcilerinden. Eseri daha iyi anlamak için hayatını ve akımı kaba hatlarıyla da olsa bilmekte fayda var. Bunun için uzun uzadıya bir araştırma yapmaya da gerek yok. Yapı Kredi Yayınları eserin sonunda geniş bir özete yer vermiş. Böyle eserlere sonundan başlama taraftarıyım. "Birey olarak, yine yalnızdır T. Uyar, uyumsuzdur, çaresiz ve çıkışsızdır, ancak bu acıyı dile getirirken yaşanan toplumsal muhalefet ve yürütülen mücadele karşısında duyarsız kalamaz, çünkü kendi bireysel kurtuluşunu ancak toplumsal kurtuluşla mümkün sayan bilince daha işin başında varmıştır." Yalnızlık, topluma karşı duyarlılık ile bir araya gelip muhteşem bir şair doğurmuş. Birbirinden güzel dizeler yer alıyor eserde. Çoğunu anlamak için birkaç defa okumak gerekebilir. Ama şiirleri yeniden, yeniden ve yeniden okumak güzel değil mi? Eser Bedirhan Toprak'ın "Dünyanın En Güzel Arabistan'ı Cenneti" yazısıyla başlıyor. Ardından seçme şiirleri geliyor şairin. Aldığı ödüllere, şiirlerinin yer aldığı kitaplara yer verilerek esere son verilmiş. Kaliteli bir çalışma meydana gelmiş diye düşünüyorum. Öyleyse çoğumuzun bir dizisini bildiği, çok azımızın tamamına hakim olduğu o güzel şiir ile incelememe son vereyim: GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda Beni bırak göğe bakalım Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi Suların ısınsın diye bakıyorum ısınıyor Seni aldım bu sunturlu yere getirdim Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım Okuma sürecimde eserden oldukça fazla dize paylaştım. Gördüğüm kadarıyla siz de sevdiniz. Eminim eseri de seversiniz. Keyifle okumanız dileğiyle... (Mikail Balcı)
Okuyalım Okuduk "İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım..." Diyor Turgut Uyar "İnsan Turgut Uyar okudukça iyileşiyor artık anladım..." Diyelim bizde. Turgut Uyar'ın seçme şiirlerinin bulunduğu, çok kısa bir sürede okunup bitirilebilecek harika bir kitap. Turgut Uyar'ı anlamak için bu kitaptan başlamak gerekiyor herhalde. Birçok kişiden öyle duydum. Çünkü şiirleri çok farklı. Çok anlamlı, ama anlamsız biz şekilde. Turgut Uyar'ın şiirlerini tasvir etmeye çalışacağım izninizle: Bir yürüyüşe çıktınız. Sahil kenarında yürüyorsunuz. Martı sesi duydunuz. Bir tebessüm ettiniz. Denizin kokusunu içinize çektiniz. Simit satan abiyi gördünüz. Bir simit almaya karar verdiniz. O an yoldan geçen bir araba kornaya bastı. Huzurunuz kaçtı. Kafanızı çevirdiniz. Belki içinizden hakaret ettiniz, sinirlendiniz. Simitçinin yanındasınız şimdi. Bir simit aldınız. Yolunuza hala devam ediyorsunuz. Simitten bir ısırık aldınız. Karşıdan insanlar geliyor. Küçük lokmalar halinde simidi yemeye çalışıyorsunuz. Martılar aklınıza geldi. Seslerini hala duyuyorsunuz. Kafanızı denize çevirdiniz. Bir gemi gördünüz. Deniz dalgalı. Martılara bir simit attınız. Atmak içinde denize yaklaştınız. Bir rüzgar esti. Simidi yemeye devam ettiniz. Aklınıza evde yapmanız gereken işler geldi. Aman boşver dediniz. Hala yürüyorsunuz. Simitten bir ısırık daha aldınız. Karşıdan gelen insanlar var. Bir araba yine kornaya bastı. Bir hakaret ettiniz. Bu günde ne güzel bir gün. Yola hala devam ediyorsunuz... Enteresan bir hikaye. Hayat böyle işte. Sürekli aklımız başka işlerle meşgulken bile farklı şeyler düşünüyor. Turgut Uyar'ın şiirleri de böyle işte. Tekillik yok. Her anı anlatıyor. İçinden geçenleri anlatıyor. Çekinmiyor. Ama aklına her geleni de söylemiyor. Bu yüzden farklı bir şair. Ama bizi yücelten farklılıklardır. Şiir kavramına kazandırılan farklı bir boyutu görmek isteyen şiir severlere tavsiye edilir. Keyifli okumalar... (Oğuzhan Güneş)
Kitabın Yazarı Turgut Uyar Kimdir?
İstanbuldaki ilköğreniminden sonra, Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve Askeri Memurlar Okulunu bitirip Posof, Terme ve Ankarada personel subayı olarak görev yaptı. İlk evliliği annesinin isteği ile oldu. 18 yaşında baba olan Uyar ilk eşinden olma 3 çocuğunu memurluk yaptığı yerlerde büyüttü. 1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayisinin Ankara şubesinde çalışmaya başladı. 1966 yılında eşinden ayrılıp İstanbul'a yerleştiğinde o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başlarlar. Bu mektuplaşmalar evlilikle sonuçlanır. Tomris Uyar ile evliliklerinden bir erkek çocukları olur. Hece ölçüsüyle yazdığı ve toplumsal konuları işleyen ilk iki kitabı Arz-ı Hal (1949) ve Türkiyem (1952)'den sonra, Dünyanın En Güzel Arabistanıyla bireyin iç dünyasına yönelerek yalnızlığın ve çıkışsızlığın peşinde olmuştur. Tütünler Islak (1962) ve Her Pazartesi (1968) de koruduğu bu çizgiyi, Divan (1970)' la geleneksel şiirin kalıplarına, Toplandılar (1974) ve Kayayı Delen İncir (1982)' le söz konusu dönemde yaşanan sınıfsal mücadelenin yansımalarına yerini bırakmıştır.
Turgut Uyar Kitapları - Eserleri
- Şiirde Dün Yok Mu
- Büyük Saat
- Göğe Bakma Durağı
- Korkulu Ustalık
- Divan
- Yitiksiz
- Ne Güzeldi Senin Çılgınlığın
- Arz-ı Hal ve Sonrası
- Toplandılar
- Kayayı Delen İncir
- Dünyanın En Güzel Arabistanı
- Veys
- Sonsuz Ve Öbürü
- Bir Şiirden
- Türkiyem
- Tütünler Islak
- Her Pazartesi
- Elele Okuyalım
- Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü
- Toplu şiirler 1
Turgut Uyar Alıntıları - Sözleri
- Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm. (Dünyanın En Güzel Arabistanı)
- Çoktandır kim aldanmıyor acaba? (Veys)
- Ömür dedikleri gitti gider Bir avuç su gibi parmaklarından (Türkiyem)
- Sen ki, saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin, Bu ılık saçlar, bu gözler; fakat her şeyden önce Yaşadığın için güzelsin.. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
- aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur.. (Kayayı Delen İncir)
- “Yaşlıların tek özelliği,gençlerden daha uzun bir süre yaşamış olmasıdır.” (Elele Okuyalım)
- "Ey artık ölmüş olan at! -dediler- En güzeli oydu işte, yüzünün savaşla ilişkisi. Boydanboya bir karşıkoyma, denge ve istekli bir azalma. Onu bilirdik. O ağaç senin kanınla beslenirdi, hepimizi besleyen. Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız senin karşında, alışverişin, alfabenin, iplik döküntülerinin ve her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği..." (Tütünler Islak)
- Bütün saatleri durdursan Zamana derdini dinletemezsin (Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü)
- Öyle düşünüyorum ki, Kur'an Arapça konuşulmayan ülkelerde, Arapça konuşulan ülkelerden biraz daha fazla saygı görür. İncil de öyle. Her ülkede Latince okunması ne yüzdendir belliyorsunuz. İnsan anlamadığı şeylerden korkar. Eğer anlayamadığı o şeyler içinde bir öz, bir değer sezinliyorsa korkusu saygıya çevrilir. (Korkulu Ustalık)
- Sanki bütün üzümler kuruyup gidermiş, sanki bütün gemiler, sanki bütüm trenler hemen kalkarmış gibi, sanki bir tek geç kalan benmişim gibi. Bir su içsem bir yıldız görsem, ağan yahut düşen... İşte diyorum, vakit geç! (Veys)
- Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği.. (Tütünler Islak)
- Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mukemmel mutluluğundan insansoyunun Sevgim acıyor. (Toplu şiirler 1)
- Yel esiyor ama değirmen dönmüyor. Kuraklık bu, adın ekmeğe dönüşmüyor. (Sonsuz Ve Öbürü)
- "Zаmаnsız gеlmе, еlim kolum dаğınıksа sаrılаmаm!" (Toplu şiirler 1)
- hiçbir şey artık eski açıklığında değil ki (Divan)
- Kalın ve karanlık bir çatı merdiveni gibi giderilmez eksikliğini tanırım onun (Sonsuz Ve Öbürü)
- Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o? dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıktır, mahmursundur. Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç' ten. Fabrika düdükleri ötmededir. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
- Bıktım gözü yaşlılıktan Bıktım ölmemeyi saymaktan (Veys)
- Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda... Bir dilde adam gibi sevmedikten sonra.... (Tütünler Islak)
- “Ey şimal rüzgârı, hasret dolu tren, Bari o günlerin kokusunu getir.” (Bir Şiirden)