Göl Saatleri - Ahmet Haşim Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Göl Saatleri kimin eseri? Göl Saatleri kitabının yazarı kimdir? Göl Saatleri konusu ve anafikri nedir? Göl Saatleri kitabı ne anlatıyor? Göl Saatleri kitabının yazarı Ahmet Haşim kimdir? İşte Göl Saatleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Haşim
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750809422
Sayfa Sayısı: 84
Göl Saatleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Göl Saatleri, Ahmet Hâşim şiirinin açık denizi gibi... Şair, ilk yayımlanış tarihlerinden bu yana neredeyse yüz yıl geçen şiirleriyle hâlâ ayakta ve bizi gerçek şiirin uzak ve gizemli sularına buyur ediyor. Hâşimin ilk şiir kitabı olan Göl Saatleri de basıma hazırlanırken, öteki kitaplarda olduğu gibi metin ve notlar dışında, tanıtıcı ve çözümleyici sunuş yazısı, küçük sözlük de eklendi.
Göl Saatleri Alıntıları - Sözleri
- Sevimli ev... bugün altında aşkı bekliyorum...
- Durgun suya baktım ve dedim; âh ölebilsem, Mâdem ki yok ağlayacak mevtime kimsem.
- “Yine kış, yine kış, Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış…”
- Yine kış, yine kış, Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış...
- Bir lamba hüznüyle Kısıldı altın ufuklarda akşamın güneşi...
- “Yine kış, yine kış, Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış..”
- “Gelsen ve bu hicrânı, bu elemi bitirsen, Sen anlayacaksın beni, ey rûh-ı ziyâ, sen!”
- Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz, âsûde Bir büyük orman...
- Sen anlayacaksın beni...
- Bu şiirler, hayatın acı ve adi realitesinden sıyrılıp "muhayyel" fakat ideal bir beldeye sığınmak isteyen garip bir ruhun ıstıraplarıyla doludur. Nuri Sağlam
- Sen ve ben Ve deniz
- Gel, yalnızım ey beklenilen hüsn-i muhayyel!
- “Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz, âsûde (dingin) Bir büyük orman”
Göl Saatleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Melâli Anlamayan Nesil: Ah ü enin üstadı. Haşim bir iki kelime ile budur sanıyorum. Usanmadan kullandığı âlâm, usanmadan maruz kaldığı âlâm içi bir ömür. Ve demirden bir kalem. Bütün büyük adamlar gibi yalnız ve belki biçare. Hemen evvelimdeki asrın eli kanlı, bir yandan müstehzi muharriri. Haşim'e övgüler ne eder. Yerinde ne esiyor? Yahya Kemal ile başlanır deniyor şiire.. Doğru.. Ve eklemek cüretinde bulunmak istiyorum.. Yahya Kemal'den Ahmet Haşim'e -en azından buraya- varana kadar okunmalıdır şiir. Anlamak arzusu var ise ülkemi, memleketimin arzu ve ızdıraplarını.. Haşim'in şiiri de arzu ve ızdıraplar şiiri denilebilir. Kesafeti baş döndürüyor şiirlerin, tasvirlerin.. Okumak elzem. Anlamak işi ne kadar sürer, biter mi bilmiyorum. Bir arzu ile okunur tüm kitaplar. Bir arzu ile açıyorsunuz Göl Saatleri'ni. Evet. Fakat ızdırap sarıyor dört yanınızı. Sadece Haşim'le hemdert olmak değil buna sebep elbet. Haşim'e ortak olamamak, anlayamamak, lisanına nüfuz edememek.. "Melâli anlamayan nesil" olmamak ümidiyle.. Acaip bir arzu, evet. Zarifoğlu'nun "acılarıma da kardeş olur musun" ifadesi melâli anlayacak nesil arayış suali miydi acaba? Bilmiyoruz. Melâl nedir, biliyor muyuz? (zebunküş)
Ahmet Haşim'in Göl Saatleri kitabında yer alan şiirler genelde kısa ve kapalı anlatıma sahip.Yazardan, şairden daha önce Piyale şiir kitabını okumuştum. Yine o kitabın basımında olduğu gibi bu kitabın basımında da Ahmet Haşim'in 1928 yılında yazmış olduğu İkdam Gazetesi'nde yer alan makaleleri de var. Göl Saatleri Ahmet Haşim'in ilk şiir kitabıdır ve günün saatlerini şiirlere yansıtır, aktarır. (hernevikitap)
Açık Deniz: Toplam 34 şiir barındıran bu eser, Ahmet Haşim'in estetiğe olan bakışını ve onda uyandıran güzelliği anlamamıza yardımcı oluyor. Eserin mukaddimesi olarak görebileceğimiz "Mukaddime" adlı dörtlüğü, Haşim'in sembolistten çok empresyonist olduğunu işaret etmektedir. Sindire sindire okumanın faydasını göreceğiniz ve âhengi sonuna kadar hissedip üzerine de ritmi yakalayacağınız Göl Saatleri'nde saflığa dâir her şeyi bulacaksınız. (Egemen Dağ)
Kitabın Yazarı Ahmet Haşim Kimdir?
Ahmed Haşim (1884, Bağdat - 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul), sembolizmin öncülerinden Türk şair.
Hayatı
Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Ahmet Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadeceArapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti.
Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanisi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âti'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden Fecr-i Âti grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Ati dağıldıktan sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı.
Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.
Ahmet Haşim Kitapları - Eserleri
- Bize Göre
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
- Gurebahane-i Laklakan
- Bütün Şiirleri
- Frankfurt Seyahatnamesi
- Piyâle
- Göl Saatleri
- Üç Eser: Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi
- Piyale - Göl Saatleri
- Bize Göre - Frankfurt Seyahatnamesi
- Gurabahane-i Laklakan - Diğer Yazıları
- Bütün Yazıları (Cep Boy)
- Paris, Frankfurt... Yahut Hiç!
- Bütün Kitapları
- Eserlerinden Seçmeler
- Savrulmada Gül
- Bize Göre ve İkdam'daki Diğer Yazıları
- Frankfurt Seyahatnamesi - Mektuplar - Mülakatlar
- Bir Seyahatin Notları
- Karanlıkta Beyaz Kuşlar
- En Güzel Aşk Şiirleri
- Şairlerin En Garibi Öldü
Ahmet Haşim Alıntıları - Sözleri
- "Bir giryeli ses, belki kadın, belki de erkek Söyler gecenin şi'rine bir aşk, bir âhenk..." (Piyâle)
- "Acılar gece çözülür." (Frankfurt Seyahatnamesi)
- -Desene: Şu çarkları su ile dönen dünya, eski zaman işi bir degirmenden hâlâ farklı değil! (Bize Göre - Frankfurt Seyahatnamesi)
- Sevimli ev... bugün altında aşkı bekliyorum... (Göl Saatleri)
- Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi. (Bütün Yazıları (Cep Boy))
- HAVUZ Akşam yine toplandı derinde... Cânân gülüyor eski yerinde; Cânân ki gündüzleri gelmez, Akşam görünür havz üzerinde, Mehtâb kemer tâze belinde, Üstünde semâ gizli bir örtü, Yıldızlar onun güldür elinde... *** Cânân: Sevgili Havz: Havuz Mehtâb: Ay ışığı Kemer: Kuşak Tâze: Genç, bozulmamış Semâ: Gök (Savrulmada Gül)
- "Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi, bambaşka alemlerin eşiğidir." (Bize Göre)
- Sihrin o kadar nâfiz olur fikr ü hayâle, Her şey değişir titreyerek hüsn-i muhâle. (Piyâle)
- Neşeye hâkim değildik, kederi kendimizden uzaklaştıracak hiçbir kuvvetimiz yoktu. (Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları)
- Almanya "profesör" ve "doktor" denilen acayip bir insan cinsinin vatanıdır. (Frankfurt Seyahatnamesi)
- Karanlık, ölümün bir parçasıdır, onun için dinlendiricidir. (Eserlerinden Seçmeler)
- İnsan her şeyden evvel kendi kendisinin esiridir. (Bize Göre ve İkdam'daki Diğer Yazıları)
- Nereden geldiği ve nasıl başladığı meçhul bir kürk modası, İstanbul'un hemen bütün kadın tabakalarını yayıldı. Bu moda, dedelerimizin ve ninelerimizin bildiğimiz kürkünü çevirip sırta geçirmek ve kurt veya goril gibi, iri cüsseli bir hayvana benzemek tuhaflığından ibarettir. ...Tırnaklarını uzatıp sivrilten ve vücudunu baştan başa tüylü göstermek isteyen kadın, belli ki insandan başka bir hayvana benzemek için uğraşıyor. Kadınlarda bu insan şeklinden uzaklaşma meylinin sebepleri ne olsa gerek? (Üç Eser: Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi)
- Bu yol, bu yol, bu derin yol ki dâimâ mümted Bu yol uzun ve benim dizlerim eğildi; gözüm Kapandı. Da'vet-i yeldâyla titriyor rûhum; Bırak ve git beni mevt-i leylâle tevdî et. (Eserlerinden Seçmeler)
- ...hakiki kır, sert toprakla sert insanın boğuştuğu âlemdir. (Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları)
- Yüreğimde daima kanayan bir yara halinde kalacak (Bize Göre)
- Rabbim! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine "sanat ve edebiyat" olacak olan hacer-i felsefîyi nasıl bulmalı? (Bize Göre ve İkdam'daki Diğer Yazıları)
- En eski edebiyattan en yenisine değin, her dilde, şiirin konusu eş (zevce) değil, sevgilidir (maşuka). Düşler ve benzetmeler hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur. Kahramanı eş ve konusu evlilik olan hikayeden daha tatsız ne olabilir ? (Bize Göre)
- Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Bütün Şiirleri)
- Hayat ne güzel! Onu sonsuz bir iştiha ile seviyorum. Fakat hissediyorum ki ileride, hakkım olduğu kadar hayattan zevk almama insanlar mani olacak. İnsanlar, tabiatın serbest akışını değiştirmişler, saadet ve felaketi büyük talih ve keder kanunlarının mecralarından ayırmışlar ve köy sularını istedikleri gibi paylaşan mütegallibe tarzında, zevki ve kederi aralarında keyiflerine göre dağıtmışlar. Tatlı hava, renkli ziya, gök, deniz, ağaç, çimen, ateşli kadın bakışı, yakıcı şiir ve sarhoş edici musiki ile benim aramda yarın karanlık bir kaya gibi dikilecek olan insan beni şimdiden ürkütüyor. Ben onu nasıl yumuşatacağım ve kendi lehime çevirebileceğim? (Frankfurt Seyahatnamesi)
Editör: Nasrettin Güneş