Gölgeler Kraliçesi - Sarah J. Maas Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gölgeler Kraliçesi kimin eseri? Gölgeler Kraliçesi kitabının yazarı kimdir? Gölgeler Kraliçesi konusu ve anafikri nedir? Gölgeler Kraliçesi kitabı ne anlatıyor? Gölgeler Kraliçesi PDF indirme linki var mı? Gölgeler Kraliçesi kitabının yazarı Sarah J. Maas kimdir? İşte Gölgeler Kraliçesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sarah J. Maas
Çevirmen: Deniz Başkaya
Orijinal Adı: Queen of Shadows (Throne of Glass #4)
Yayın Evi: Dex Yayınları
İSBN: 9786050949117
Sayfa Sayısı: 632
Gölgeler Kraliçesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Karşınızda Kendisinin Şampiyonu Celaena Sardothien.
Celaena sevdiği herkesi kaybetti. Ama intikam için krallığa dönmeye yemin etti. Terrasen’in Kraliçesi Aelin olarak, Adarlan Krallığı’nın başkenti Rifthold’a geldiğinde tek amacı büyüyü yeniden özgür bırakmaktı. İntikamını alırken; Adarlan’a gelen Rowan, kalbini kıran ve krala isyan eden Chaol, uğruna savaşmak zorunda olduğu kuzeni Aedion ve kötü bir geçmişi paylaştıkları fahişe Lysandra da ona yardım edecek.
Cam Şato, Karanlık Taç ve Ateşin Vârisi’nden sonra Gölgeler Kraliçesi ile Sarah J. Maas yazarlığını ve epik masalını zirveye taşıyor. New York Times çoksatan yazarı Sarah J. Maas’ın bu kitapta yarattığı dünyanın yaratıcılığına ve kusursuzluğuna inanamayacaksınız.
Gölgeler Kraliçesi Alıntıları - Sözleri
- “Sen bende yaşama isteği uyandırıyorsun Aelin Galathynius,” dedi. “Var olma değil, yaşama isteği.” Aelin’m yanağını avucuna aldı. Sonra sakinleşmek için bir nefes alıp son üç gün boyunca söyleyeceği her kelimenin üzerine düşünmüş gibi konuşmaya başladı. “Yüzyıllar boyunca dünyayı dolaştım, imparatorluklardan çorak topraklara kadar her yeri gezdim. Asla belli bir yere yerleşmedim. Hiç durmadım. Bir an ol sun. Hep ufka bakıyordum. Hep bir sonraki okyanusun, bir sonra ki dağın ardında beni neyin beklediğini merak ediyordum. Fakat sanırım... sanırım tüm o zaman, tüm o yüzyıllar boyunca sadece seni bekliyormuşum.”
- "Yolun sonundayız. Hayır... Bir sonraki yolun başındayız..."
- “Sen bende yaşama isteği uyandırıyorsun Aelin Galathynius, var olma değil, yaşama isteği.”
- Chaol huzurlu anları heba etmek istemiyordu. Bu yüzden Nesryn’in eline uzanıp parmaklarını parmaklarına dolarken ona sokuldu. Nesryn kısa bir an için ikisinin ellerine bakıp sırtını dikleşirtirdi. Chaol boğuk bir sesle “belki de bu… her şey bittiğinde bir çıkış yolu buluruz,” dedi. “Birlikte.” Dudakları titreyen Nesryn “bana söz ver,” diye fısıldadı. Uzun uzun kapattığı gözlerinde yaşların parıltısı vardı. Nesryn Faliq gözyaşı döküyordu. “Bana söz ver,” diye yineledi. Tekrar ikisinin birleşmiş ellerine baktı. “Yarın o saraydan canlı çıkacağına söz ver.” Chaol Nesryn’in elini sıktı. “Söz veriyorum.”
- Taşa yaslanıp oturdu. Ayaklarını altına çekip başını düz serin taşa yasladı. Irmak esintisine. "Merhaba Sam." diye fısıldadı. Parmaklarını yumuşak çimlerde gezdirdi. "Seni özledim," dedi. "Seni her gün özlüyorum. Senin tüm bu olup bitenleri nasıl karşılayacağını merak ediyorum. Beni de. Bence... bence sen harika bir kral olurdun. İşin aslı seni benden fazla severlerdi." Aelin'ın boğazı düğümlendi. "Sana hiç... hislerimden bahsetmemiştim. Fakat seni sevdim . Sanırım bir yanım seni her zaman sevecek. Belki benim eşim sendin ve ben bunu asla bilmedim. Belki hayatımın geri kalanını bu sorunun yanıtını merak etmekle geçireceğim. Belki seni öte dünyada göreceğim ve emin olacağım. Fakat o zamana dek... o zamana dek seni özleyeceğim ve yanımda olmanı dileyeceğim."
- Hep ufka bakıyordum.Hep bir sonraki okyanusun bir sonraki dağın ardında beni neyin beklediğini merak ediyordum.Fakat sanırım..sanırım..tüm o zaman, tüm o yüzyıllar boyunca sadece seni bekliyormuşum..
- Değişime alışmak zaman alır.
- “Aelin,” diye fısıldadı Rowan. Bu ne bir azar ne de uyarıydı... Bir yakarıştı. Sesinde bir yakarışın tınısı vardı. Rowan başını Aelin’ın açıkta kalan boynuna eğip yüzünü onun teninin hemen üstünde gezdirdi. Aelin boynunu daha da geriye attı; sessiz bir davetti bu. Rowan yumuşak bir hırıltı çıkarıp dişlerini Aelin’ın tenine yasladı. Bir ısırık, bir hareket Aelin’in boğazını yerinden sökmesine yeterdi. Rowan’in uzun köpek dişleri Aelin’in etinin üzerinde nazikçe ve hassasiyetle gezindi. Aelin parmaklarını Rowan’in çıplak sırtında gezdirip onu kendisine doğru çekmemek için yatak örtülerini sıktı. Rowan bir elini Aelin’ın başının yanına koydu; parmakları onun saçlarına dolandı. “Başka hiç kimseyi...” diye fısıldadı Aelin. “Başka hiç kimseyi asla boğazıma yaklaştırmam.” Aelin ancak bu şekilde Rowan’in yırtıcı, Fey yanının Aelin’ın güvenini anlamasını sağlayabilirdi. Aelin bir kez daha “Başka hiç kimseyi,” diye yineledi. Rowan’in ağzından bir başka kalın homurtu çıktı. Yanıt, onay, teklif ve homurtu Aelin’in içinde yankılandı. Rowan dişlerini dikkatle Aelin’ın can damarının zonkladığı noktada birleştirdi; Aelin’ın teni üzerindeki nefesi sıcaktı. Aelin gözlerini yumdu; tüm duyuları bu heyecana, boğazındaki dişlere ve ağza, bedeninin üzerinde kendisini dizginleye çalışmaktan titreyen güçlü bedene odaklandı. Rowan’in dili teninde gezindi. Aelin bir inilti, bir sözcük ya da Rowan’in ismi olabilecek küçük bir ses çıkardı.
- Öç arzumu bastırarak uzun zaman geçirdim. Merhametle işim yok artık.
Gölgeler Kraliçesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Spoiler olmayan chaolcu bir inceleme Alien çok çok zekisin. Cidden fey bedeni sana ıq falan da verdi büyük ihtimal. Ama bu çok çok zekiliğini chaolda da kullansaydın keşke. Hani nehemia yüzünden onu öldürme raddesine geldin ya chaol neden nehemianın öldüreleceğini söylemedi? Al sana ahiret sorusu. Kral bi tek chaola söyledi bunu ve chaol sana bi şey deseydi kral demeyecek miydi abi ben bi tek chaola söyledim bu nerden biliyo diyip olayı çakmaz mıydı? Chaoldan önce chaolun sevdiklerini öldürmez miydi YANI SENİ?? Basit denklem. Rowana asla ısınamadım. Neden bilmiyorum. Konuşmaya başlayınca o karizması falan gidiyo bence. Alışamadım sanırım. Kitabın ilk başlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Chaol ve celaene o kadar soğuk karşılaştılar ki. Romantik bi şeyler beklemiyordum zaten ama wtf? SARILMADILAR bile. Chaol, bebeğim, hayatım, ömrüm adam büyü gücü yüzünden celaenedan tiksiniyorsun falan. Haklı da olabilirsin ama Aeline canavar diyon asıl canavara hizmet etmedin mi yıllarca? Kral çekirdek çitliyormuş gibi adam öldürmüyor mu chaolum derler adama. Chaol neden böyle yapıyorsun kurt bakışlım. Aelin chaolu suçladın ya dorianı tek bıraktın, aedionu bıraktın diye. nE. Çocuk asilerin tarafına geçti. Yıllarca yüzbaşı olarak krala hizmet eden çocuk asilerin tarafına geçti. Dorianı chaol olmasa öldürecektin Aelin? Az kalmıştı. Senin yüzünden insanlar yanarak ölmedi mi, koca pazar? Senin valglarla savaşının haberinden sonra kral diyarı anasını daha da ağlatmaya karar vermedi mi? Chaol bunları diyince suç ama sen chaolu sen yokken olanlar yüzünden suçlayınca okey? chaol savaşçı olan büyü gücü falan olmayan bir ÖLÜMLÜ. Dorianı 15 kişiye karşı savaşarak mı kurtarsın? Niye demiyorsun bu çocuk önce beni kaybetti, sonra yıllarını verdiği yüzbaşılığı, sonra ailesine tekrar sırt döndü, sonra dorian… Bana değil öfkesi kendine demiyorsun hiç? İki güzel söz söyleyene düşüyorsun ROWANA DÜŞTÜĞÜN GİBİ. Bu çocuk sana ne etti? Neyse nesrynin dediği gibi inatçı bir dangalaksın chaol. Ama bu sana yanışıma engel değil. Çünkü doriandan vazgeçmeyeşin içimi dağladı. Herkes bitti dorian gitti falan derken(celaene bile) sen öyle bir hayır diye inat ettin ki yine aldın gönlümü. Sayesinde dorian yaşıyor resmen. İNADI YÜZÜNDEN. Aelin onu öldürmek isterken chaol yaşatmaya çalışıyor. Geçen kitapta dedim ki KİM KİMLE OLACAK BİLİYORUM BÖYLECE DAHA AZ ÇILDIRIYORUM. Abi gidip kan testi falan yaptırcam bu kitaptan sonra “CHAOL YÜZÜNDEN” abshsjdj Manon sana ve onüçlerine aşığımmmm. SJM tüm kitaplarının en iyi karakterlerini yaratmışsın bu seride. Özellikle manonı yaratırken hiç kısmamışsın ya muhteşem. Normal olarak kitaplarda erkek karakterlere falan tutuluyorum burada chaola tutulduğum gibi. Ama manona da düştüm valla tutuklu kaldım ajsjdjd Onüçlerin 2.si Asterin bu seride ki 3. fav karakterim. Güçlü kadın seviyorum anam ben. Manona ne güzel kafa tutuyor cimcime. Hiçbi şey umrunda değil ya. Okuduğum kitaplarda çooook nadir hatta hiç kendimle bağdaştırdığım karakter yok, olmadı da. Ama asterin aynı BEN. Doğru ya da yanlış neyse istediğini söylüyor yapıyor falan. Çok pervasız. Manondan bile çekinmiyor ya. Kısaca psikopat bir ruh hastası aynı ben. (Çağla Büşra)
Çok fazla yapacak yorumum olduğu için tek tek giderek yazacağım. Kitabın başındaki Chaol ve Aelin karşılaşmasında yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam sanırım. Hele ki Chaol'un Aelin için düşüncelerini. Tamam umarım yazar Chaol'un acı çekişini çok okutmaz dedim de bu kadarını da demedim yani, neyin düşmanlığı bu! Aelin'ın yaptıkları, öldürdükleri yüzünden kızdan resmen tiksiniyor da, sen yıllarca Aelin'dan daha çok can alan bir kötülüğe hizmet ettin. Üstelik kendi yurdunu, aileni bırakarak. Kralın gerçeklerini öğrendiğin halde, ki büyüyle ilgili gerçeklerin dışında da bu adamın kölelere yaptıkları yeterince kötülüktü, kraldan o kadar nefret etmedin. Yazar resmen ikisinin de birbirlerine hiçbir aşk beslemediğini ispatlamak için kasmış. Anladık anam. Ama bu denli soğuk bir karşılaşma yazmana gerek yoktu. Vallahi kalbim sızladı. Gerçi sonradan bu değişti tabi, sonunda dost olduklarını hatırlayıp birbirleri için yine fedakarlık yaptılar. Ama yapana kadar ikisinin sahnelerini ya da birbirleriyle olan düşüncelerini zorla okudum. Hatta Chaol'u çok severken bu kitapta resmen sus diye bağırasım geldi. Aelin'ın zekası. Yani gerçekten diyecek bir şey bulamıyorum. Aelin'ın her hamlesi o kadar planlı o kadar zekice ki şokla okuyorsunuz bunu da mı akıl ettin, bunu da mı yaptın diye. Ve her defasında bunu da yapıyor. On Üçler yine favorimdi. Çok ciddiyim bütün kitap On Üçler olsun, affedersiniz tuvaletlerini nasıl yaptıklarına kadar ilgiyle okurum. Hiçbir zaman öyle bir cadı ilgim olmadı, ama On Üçler sizi çok fena içine çekiyor. Birbirlerine destekleri ve bağlılıkları, canavar olarak yetiştirilmeleri ve hiçbir ölümlü duygusunu barındırmamaları öğretilmesine rağmen aslında hepsinin içinde çıkmayı bekleyen ölümlü duyguları okuyorsunuz. Asterin'in hikayesi çok canımı yaktı. Kavuşulamayan aşklardan, ya da partnerlerden birinin öldüğü aşklardan nefret ederim. Ve Asterin'in hikayesinde ikisi de vardı. Bir de bebeğinin acısını da ekleyelim. Açıkçası ben Asterin'in saf kötü olduğunu, bu yüzden o kadar hırçın olduğunu sanırdım. Ama Manon gibi biz de hırçınlığının, korkusuzluğunun ardındaki gerçeği öğrendik. Manon'ın On Üçler'den bir başkasını koruması, Elide'ın ona ümit duygusunu aşılaması, dahası Elide Manon'ın önünde eğilirken MANON'IN DA ona saygıyla eğilmesi, birbirlerine yardımcı olmaları falan hepsi çok tatlı gelişimlerdi. Önceden gördüğüm Manon ve Dorian fanartlarından dolayı ikisini sabırsızlıkla bekliyordum, hâlâ da öyle. Manon'ın damarlarındaki kan sayesinde Dorian'ın içindeki iblisin kısa süreliğine de olsa etkisiz kalması ve Dorian neredeyse artık tamamen benliğini kaybedecekken o küçücük karşılaşma sayesinde tekrar ortaya çıkabilmesi... Gerçekten fangirl gibi çığıracağım şimdi. Ve yeni bir çok sevdiğim karakter, Lysandra. Sanırım en çok Aelin'ın gerçek bir dostu olduğu için bu kadar sevdim. Çünkü Nehemia'nın, sırf Aelin artık bir şeyler yapsın diye kendi ölümünü hazırlamasını Aelin affetse ben affetmem. Senin yüzünden Chaol'u öldürecekti kız ya. Lysandra'nın şekil değiştirip Aeidon'la uğraşması, şekil değiştirmeden de uğraşması, hehehe. Merakla beklediğim bir ikili daha :) Ve Aedion'ı bu kitapta aşırı geri planda buldum ya. Umarım sonraki kitaplarda daha ön planda olur. Özellikle Lysandra ile. (Yan yan bakıp sırıtan emoji.) Kaltain... Bir kurban daha. İçindeki iblisi yenmeyi başarabilmiş tek kişi. Ve Celaena/Aelin sırf o hücredeyken pelerinini ona verdi diye ona minnet duyan, ona yardım etmek isteyen kişi. Sonu keşke bu şekilde olmasaydı. Bu kitapta hiç kötü bir kadın karaktere rastlamadım sanırım. Siyahgagaların Anası ve Maeve hariç. Hepsini bir şekilde bağrıma basmak istiyorum. Hepsi ama hepsi erkeklerin acımasızlığının, oyunlarının kurbanı olmuş kadınlar. Ress, Brullo, Rholand. Hepsi için de çok üzüldüm. Rholand keşke gerçekten kötü olsaydı, gerçekten Dorian'ı desteklemiyor olsaydı da üzülmeseydim. Yazarcığım sağolsun, sürekli değişen aşk ilişkilerini, kötüleri ve kurbanları hiç eksik tutmamış. Biri gidiyor, daha beteri geliyor. (Buket Gündüz)
Kitabı okurken sürekli "Bu yazar bunları nasıl düşünmüş be kadar harika bir yazar." Diyip durdum. Kitap diğer serinin kitapları gibi çok güzeldi. Tek sorun yayınevinin çevirisiydi. Diğer kitaplar da farklı bu kitapta farklı kelime çevirileri bulmanız mümkün. Kitap dediğim gibi çok iyiydi. Yer yer gerildim bazen bitmesin diye çok yavaş okudum buna rağmen 3 gün de bitti . Sanki kitap okuyor gibi değil de dizi izliyor gibiydim. Yazarın kesinlikle öyle bir dili vardı. Okurken inanılmaz tat aldım. Aelin , Aedion , Rowan , Chaol , Lysandra,Manon ve bir çok karakteri görüyor ve maceralarına dahil oluyoruz. Ben kitap boyunca Aelin ve Rowan ilişkisine bayıldım çok güzel bir bağ vardı aralarında. Kitap bittiğin de kendinizi tatmin olmuş hissediyorsunuz. Size bir maceranın bittiğini ama yenisinin başladığını ve bu macerayı çok merak ederek yeni kitaba başlamayı istemenizi sağlıyor. Keyifli okumalar.... (•Ş)
Gölgeler Kraliçesi PDF indirme linki var mı?
Sarah J. Maas - Gölgeler Kraliçesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gölgeler Kraliçesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sarah J. Maas Kimdir?
Sarah Janet Maas (5 Mart 1986 doğumlu) New York Times ve USA Today'in en çok satan Amerikalı fantezi yazarı. İlk romanı Throne of Glass, Bloomsbury tarafından 2012'de yayınlandı.
Sarah J. Maas Kitapları - Eserleri
- Dikenler ve Güller Sarayı
- Sis ve Öfke Sarayı
- Cam Şato
- Kanatlar ve Küller Sarayı
- Karanlık Taç
- Ateşin Varisi
- Gölgeler Kraliçesi
- Buz ve Yıldızışığı Sarayı
- Fırtınalar İmparatorluğu
- Gümüş Alevler Sarayı
- Şafak Kulesi
- Hilal Şehir - Toprak ve Kan Hanesi
- Kül Krallığı
- Suikastçının Hançeri
- Catwoman-Ruhçalan
- House of Sky and Breath
Sarah J. Maas Alıntıları - Sözleri
- Korkularımı ve acılarımı derinlere gömeyim derken günbegün boğulmuş,azar azar ölmüştüm. (Kanatlar ve Küller Sarayı)
- "Duymak ve görmek farklı şeylerdir." (Kanatlar ve Küller Sarayı)
- Bedeninin bir bez bebek gibi dikiş yerlerinden kopup döküleceği hissine kapıldı (Ateşin Varisi)
- Sığmadın. Seni tıktıkları kalıba. İçine doğduğun ve yürümeye zorlandığın yola. Denedin ama yine de sığmadın, sığamadın. Derken, yol değişti. (Kanatlar ve Küller Sarayı)
- "Ve bugünden itibaren hep yanında olmak istiyorum.Sen nereye gidersen ben de oraya geleceğim. Cehenneme bile gitsen geleceğim, sen neredeysen olmak istediğim yer orası sonsuza kadar." (Suikastçının Hançeri)
- "Yolun sonundayız. Hayır... Bir sonraki yolun başındayız..." (Gölgeler Kraliçesi)
- "Acıya katlanmayı öğrenirsen ne olursa olsun ayakta kalabilirsin. Bazı insanlar acılarına sarılmayı öğrenir... acılarını sevmeyi. Bazıları acılarını kederle boğarak ya da unutarak katlanır. Kimi acısını öfkeye dönüştürür." (Suikastçının Hançeri)
- Sevdiğin insanlar sana karşı kullanılacak silahlardır. (Ateşin Varisi)
- Aşk, merhem olduğu kadar, zehir de olabiliyordu. (Sis ve Öfke Sarayı)
- Ivy, boğuk ama net bir sesle, "Bu geriye sekiz canın kaldığı anlamına mı geliyor"? diye sordu. (Catwoman-Ruhçalan)
- “Demek buradasın. Seni arıyordum.” (Dikenler ve Güller Sarayı)
- " Bu zor, "dedi dokumacı bakışlarını gözlerimden ayırmadan, "ve canımı yakıyor, fakat duracak olsaydım, bu tezgahın ya da bu çarkın susmasına izin verecek olsaydım... "Sonunda bakışlarını benden alıp duvar halısına çevirdi. "Boşlukta parlayan bir Umut olmazdı." (Buz ve Yıldızışığı Sarayı)
- "Savaş onay gören cinayettir. Hangi tarafta olursan ol." (Fırtınalar İmparatorluğu)
- Genç kraliçe neşeli bir kahkaha atıp kollarını Chaol’un boynuna doladı. Chaol da Aelin’i kucakladı. “Biliyordum. Başaracağını biliyordum.” Chaol “Tek başıma başarmadım,” dedi. Aelin’i bırakarak kolunu arkasına uzattı. Orada, bir eli madalyonun üzerinde, dikildiğini bildiği kadına doğru. (Kül Krallığı)
- Değişime alışmak zaman alır. (Gölgeler Kraliçesi)
- “Askerlerin harap görünüyor.” “Onlar hep öyle görünürler. Ne kadar iç güzellikleri kadar dışlarına da odaklanmalarını sağlamaya çalışsam da… erkekleri bilirsin işte.” (Fırtınalar İmparatorluğu)
- “Sen bende yaşama isteği uyandırıyorsun Aelin Galathynius,” dedi. “Var olma değil, yaşama isteği.” Aelin’m yanağını avucuna aldı. Sonra sakinleşmek için bir nefes alıp son üç gün boyunca söyleyeceği her kelimenin üzerine düşünmüş gibi konuşmaya başladı. “Yüzyıllar boyunca dünyayı dolaştım, imparatorluklardan çorak topraklara kadar her yeri gezdim. Asla belli bir yere yerleşmedim. Hiç durmadım. Bir an ol sun. Hep ufka bakıyordum. Hep bir sonraki okyanusun, bir sonra ki dağın ardında beni neyin beklediğini merak ediyordum. Fakat sanırım... sanırım tüm o zaman, tüm o yüzyıllar boyunca sadece seni bekliyormuşum.” (Gölgeler Kraliçesi)
- "Aşk, aşırıya kaçarsa, zehire dönüşebilir." (Sis ve Öfke Sarayı)
- Çünkü biz aynı madalyonun iki yüzüyüz (Catwoman-Ruhçalan)
- "Güvenin olmadığı yerde sevgi var olamaz." (Şafak Kulesi)