Gönülsüz Köktendinci - Mohsin Hamid Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gönülsüz Köktendinci kimin eseri? Gönülsüz Köktendinci kitabının yazarı kimdir? Gönülsüz Köktendinci konusu ve anafikri nedir? Gönülsüz Köktendinci kitabı ne anlatıyor? Gönülsüz Köktendinci PDF indirme linki var mı? Gönülsüz Köktendinci kitabının yazarı Mohsin Hamid kimdir? İşte Gönülsüz Köktendinci kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mohsin Hamid
Çevirmen: Figen Yanık
Orijinal Adı: The Reluctant Fundamentalist
Yayın Evi: Pegasus Yayınları
İSBN: 9786053431176
Sayfa Sayısı: 200
Gönülsüz Köktendinci Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Elif Şafak'ın tanıtımıyla
"Doğu" da "Batı" da, bir düzlemden bakınca, hayalî kurgulardır, kallavi genellemeler. Zihnimizde olup biten, zihnimizle sınırlanan iki yapı.
Sorsan tam olarak nerede başlar Batı, nerede sona erer Doğu, kimse sabit ve somut bir harita veremez. Yüzyıllar içinde ne çok değişmiştir aslında algılar. İç içe geçmiştir aslında "ben" ile "Öteki". Batı'nın içindeki Doğu, Doğu'nun kalbinde atan Batı... Bilhassa Türkiye gibi her ikisini de bünyesinde barındıran bir coğrafyadan bakınca bu meselelere. Ama gene de nedense ısrarla mekanik biçimde kullanırız bu kategorik ayrımları. Hayal de olsa kurgu da, son tahlilde hayallere inanmadığımızı kim söyleyebilir? Tam tersine "olgular"dan ziyade "hayaller"e kapılmaya, inanmaya, hatta bağımlı olmaya meyyal değil miyiz?
Mohsin Hamid'in kaleminden Gönülsüz Köktendinci piyasaya çıktığı ilk günden itibaren epey ses getirdi, yankı uyandırdı dünya basınında. İstemeye istemeye "köktendinci" olan bir genç adamın hikâyesi. İstemeye istemeye ne demek? Köktendinci ne demek? Bu kavramları da açmayı ihmal etmiyor yazar. Kahramanı Cengiz, Amerika'ya okumaya giden yetenekli, zeki, pırıl pırıl Pakistanlı bir genç. Princeton Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olur. Sınıfının birincisi, okulun en iyisidir. Toplumdaki seçkinler arasına katılır. Tüm dünyadan kendisi gibi yetenekli, gelecek vadeden gençler Amerika'ya gelerek, Amerikan rüyasına bir an evvel dahil olabilmek için canla başla çalışırlar. O da hırslı, azimlidir. Ve çok çok az sayıda işletme mezununun girebileceği, hatta hayal edebileceği prestijli bir Amerikan firmasında muhteşem bir iş edinir. Artık senede seksen bin dolar kazanmakta, business class uçmakta, son derece şık giyinmektedir. Bundan sonra tek yapması gereken, kendini kapitalizmin ritmine uydurmak, devamlı çalışmak, paralanmak ve yükselmektir. Bir Amerikalı genç kadına âşık olması onun "Amerikanlaşma"sını önce kolaylaştırır, ancak hikâye ilerledikçe beklenmedik biçimde zorlaştırır.
Mohsin Hamid bu "seçilmiş", "sürüden ayrılmış", fazlasıyla Amerikanlaşmış Pakistanlı gencin nasıl olup da 11 Eylül sonrası kendi içinde derin bir kimlik bölünmesi yaşadığını, etrafındaki herkesten ve her şeyden soğuduğunu, tepkisel ve kindar olduğunu ve son tahlilde Amerika'yı terk edip Pakistan'a dönmeyi seçtiğini anlatıyor kitabında. Hem de alabildiğine çıplak bir dil ve sert bir üslupla. İşin çarpıcı yanı, anlatılan hikâye ile yazarın kendi yaşam öyküsü arasındaki paralellikler. Mohsin Hamid de Princeton mezunu. O da Amerika'da okumaya ve çalışmaya hak kazanan "parlak Üçüncü Dünyalılar"dan biri iken, 11 Eylül'den sonra ülkeyi terk ediyor. Ancak bir fark var: Yazar, kahramanı Cengiz gibi Pakistan'a dönmek yerine Londra'ya yerleşmeyi seçiyor.
Batı ile Doğu arasındaki hayalî ve hakiki gerilim ve uyumları, bu ikisinin arasında mekik dokuyan bireyin trajedisini anlatmak nicedir edebiyatçıları heyecanlandıran bir proje. Ancak bu çetrefil konuyu çok az romancı Pakistan asıllı Mohsin Hamid gibi sakınmadan, dosdoğru yapabilirdi herhalde. Bu kitabı okumak lazım. Tartışmak lazım. Eleştirmek ve anlamak lazım - ki Batı ile Doğu arasındaki hayalî sınırları samimiyetle sorgulayabilelim. Eğer arada birikmiş tepkilerin, kırgınlıkların ve kızgınlıkların azalmasını istiyorsak, eğer gönüllü ya da gönülsüz "Batı karşıtı ya da İslam karşıtı katı tepkiseller" yetişsin istemiyorsak, eğer bu sağırlığın yerini hakiki bir kültürel olgunluk ve medeniyetler arası diyalog alsın istiyorsak, işe evvela araftaki bireyin hayal kırıklıklarını anlamaktan başlamak lazım.
(Tanıtım Bülteninden)
Gönülsüz Köktendinci Alıntıları - Sözleri
- . İnsanlar, genellikle onları düşünmeden yerleştirdiğimiz düzgün ırksal, cinsiyetli veya ulusal kutuların içinde var olmak (veya bunlara tekabül etmek) zorunda değildir. Literatürden bu tür yapıları güçlendirmesini istemek bir hatadır. Edebiyat onları kırma eğilimindedir. Edebiyat kendimizi özgürleştirdiğimiz yerdir. ...
- “ Ekonomi çöküyor ama öyle değil mi? Yolsuzluk, diktatörlük, herkes sıkıntı içindeyken zenginlerin prensler gibi yaşaması. Sağlam insanlar, beni yanlış anlamayın. Pakistanlıları severim ama seçkin tabaka ülkenin ırzına geçti, doğru mu? Ve köktendincilik. Köktendincilikle başınız ciddi olarak dertte.”
- . Biz insanların, hemcinslerimizin kömürleşmiş leşleriyle çevriliyken, bir çiçeğin çiftleşme çağrısından nasıl zevk alabileceğimiz gerçekten dikkate değer. ...
- "...serinkanlı bir heriftim. Kendimi bu dünyaya ait hissetmediğimi asla belli etmedim. Tıpkı senin gibi."
- Gözlemci bir insansın. Niye böyle olduğunu biliyor musun? Başımı iki yana salladım. İnsan kendini oraya ait hissetmediği zaman olur.
- "..ama zaten insan tuhaf bir yaratık değil mi? Ölümle üreme; yani sonu olan ile sonsuz arasındaki bağı bilinçaltı bir dürtüyle sezmek doğamızda var herhalde ve bize birincisini hatırlatan şey, ikincisinin peşine düşmemize yol açıyor."
- Sorsan, tam olarak nerede başlar batı, nerede sona erer doğu, kimse sabit ve somut bir harita veremez.
- Az karşılaşılan şeylere duyulur bu ilgi; birilerinin koyduğu edep kuralları birilerinin de uygunsuzluğa duyduğu arzuyu artırır.
- Hem biz burada ya tümünü öderiz yada hiç. Dostların hesabı paylaşma kavramını ülkenizdeki ilk günlerimde ne kadar yadırgamıştım, onu hatırlattınız bana. Böyle konularda karşılıklı cömertliği matematiksel kesinliğe tercih eden bir anlayışla yetiştirildim; sonuçta iki yöntemde de kimsenin hakkı kimseye geçmiyor.
Gönülsüz Köktendinci İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aslında tamamen aidiyet hikayesi bu, otobiyografik bölümlerden oluşan. Tüm insanların yaşadığı ve bundan ayrı olarak ait olmak istediği bir toplumsal tabaka var. Bu tabakalar arasında bulunan uçurum arttıkça hangi tarafta olursak olalım ödünler vermeye başlarız. Cengiz’in hikayesi de burada başlıyor işte. New Yorklu olmaya çalışan bir Pakistanlı. Nelerden vazgeçebilir,? ailesinden, topraklarından ya da kültüründen kopması düşündüğü kadar kolay mıdır? Hizmet ettiğin ve karşılığında rüya gibi bir hayatın karşılığında ruhunu satmak insanın canını ne kadar yakar? Cengiz bütün bu sıkıntıları yaşar ve sonunda kitabın başında anlatılan uyumlu, modern, saygılı bir binbir gece masalları prensi portresi çizilen karakterden köktendinci ve köle gibi çalıştığı(yeniçeri örneği burası için yapılır) Amerika’nın karşısında elinden geldiğince aktivist olarak bulunmaya başlar. Roman olarak okumadan bir sosyolojik ve antropolojik eser olarak incelemek lazım kitabı. Bunun için kitabın dilini karakter açıklamalarını çok kafaya takmadan, sadece zıt kutuplar arasında gidip gelen bir ruhun can çekişmesi olarak incelemek lazım. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Tek bir satır atlamadan ve dikkatimin bir an bile dağıtmadan sınama kadar beni götüren ender kitaplardan. İyi okumalar (Mustafa dönmezer)
İsminin iddialı girişine uymayan bir kitap olmuş. Konu akışı ve sonu havada kalmış. Daha büyük bir beklenti içinde okumaya başlayıp hayal kırıklığına uğrattı beni. Okunmasa da büyük bir kayıp olmaz. Zaten Elif Şafak ın önermiş olmasından bunu anlamış olmam gerekiyordu maalesef. (Çiğdem)
Takip ettiğim yabancı bir bookstagram hesabının tavsiyesi ile okumaya karar verdiğim ve koboma yüklediğim bir kitaptı. Orjinal adı The reluctant fundamentalist olan kitap Gönülsüz Köktendinci olan kitap pakistan bir gencin hayat hikayesini sanki iki birbiri ile konuşuyormuş havasında anlatan bir kitap . Cengiz lise yıllarında Amerikaya okumaya giden bir Pakistanlı başarılı bir gençtir.Okulu bitirdikten sonra oldukça prestijli bir firmada başarılı bir şekilde çalışırken hayatının baharında aşağı tükürsem bıyık yukarı tükürsem sakal tarzında bir durumun ortasında kendini bulur .Bir taraftan Dünya Ticaret merkezine yapılan 11 eylül saldırısı diğer yanda Pakistan ile Hindistan arasında çalan savaş çanları dengesini altüst eder. Bir tarafta buruk bir aşk hikayesini barındıran kitap aynı zamanda savaşın kişilerin hayatında nasıl bir etki bıraktığı ,hayatların nasıl etkilendiğini aynı zamanda terör saldırıları sonucu insanlar arasında nasıl algılar oluştuğuna ilişkin çarpıcı bilgiler de veriyor . Okunabilecek bir eser ama Beklentiniz yüksek olmasin (Batuuuu)
Gönülsüz Köktendinci PDF indirme linki var mı?
Mohsin Hamid - Gönülsüz Köktendinci kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gönülsüz Köktendinci PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mohsin Hamid Kimdir?
New York'ta yaşayan Pakistanlı bir yazar. Princeton Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. Yüksek lisansını Harvard Hukuk Fakültesi'nde yaptı.
Mohsin Hamid Kitapları - Eserleri
- Gönülsüz Köktendinci
- Exıt West
- Pervanenin Esrarı
Mohsin Hamid Alıntıları - Sözleri
- . Göç ettiğimizde geride bıraktıklarımızı hayatımızdan öldürüyoruz. . (Exıt West)
- "...serinkanlı bir heriftim. Kendimi bu dünyaya ait hissetmediğimi asla belli etmedim. Tıpkı senin gibi." (Gönülsüz Köktendinci)
- “ Ekonomi çöküyor ama öyle değil mi? Yolsuzluk, diktatörlük, herkes sıkıntı içindeyken zenginlerin prensler gibi yaşaması. Sağlam insanlar, beni yanlış anlamayın. Pakistanlıları severim ama seçkin tabaka ülkenin ırzına geçti, doğru mu? Ve köktendincilik. Köktendincilikle başınız ciddi olarak dertte.” (Gönülsüz Köktendinci)
- . Biz insanların, hemcinslerimizin kömürleşmiş leşleriyle çevriliyken, bir çiçeğin çiftleşme çağrısından nasıl zevk alabileceğimiz gerçekten dikkate değer. ... (Gönülsüz Köktendinci)
- Bana istemediğim şeyleri yaptırabileceğini biliyordu. Bu, bir ilişkide karşınızdakine verebileceğiniz en büyük güçtür. Bu bizim evliliğimizi öldürdü. Bence herkesin evliliğini de öldürebilir. (Pervanenin Esrarı)
- "..ama zaten insan tuhaf bir yaratık değil mi? Ölümle üreme; yani sonu olan ile sonsuz arasındaki bağı bilinçaltı bir dürtüyle sezmek doğamızda var herhalde ve bize birincisini hatırlatan şey, ikincisinin peşine düşmemize yol açıyor." (Gönülsüz Köktendinci)
- . Dil, İnancı tanımlama gücünden yoksundur. ... (Exıt West)
- Kusursuz bir öngörü, biraz cesaret ve bir de zaman makinesi. (Pervanenin Esrarı)
- . Sanki geçmişten gelecekle ilgili okumalardan ya da gelecekten geçmiş hakkında okumalardan gelmiş gibi, etrafında zamanın büküldüğüne dair tuhaf bir his vardı. ... (Exıt West)
- Az karşılaşılan şeylere duyulur bu ilgi; birilerinin koyduğu edep kuralları birilerinin de uygunsuzluğa duyduğu arzuyu artırır. (Gönülsüz Köktendinci)
- . Dünyanın sonu bazen rahat olabilir. ... (Exıt West)
- Ölüm ve öldürme kavramları konusunda benim kişisel görüşlerim dışında çıkartılacak üç ders var. Bunlardan ilki, babanın silahı, her zaman oğlunun sonunu hazırlar. İkinci ders ise, birine haketmediği bir sıfatla seslenmek her zaman için kötü sonuçlar doğurur. Üçüncü dersimiz ise, bir insanın zayıf tarafının, kimi zamanlarda en güçlü özelliği olabileceği gerçeğidir. (Pervanenin Esrarı)
- Dikkatinize şunu sunmama izin verin: çok sıradan başlayan öyküler, insanı genelde daha çok şaşırtırlar. (Pervanenin Esrarı)
- Suçluluk duygusu hiç önemli değil. Bir kere başladınız mı bunu durdurmanın olanağı yok ve devam ettikçe suçluluk duymanız içinde bir neden kalmıyor. (Pervanenin Esrarı)
- Sorsan, tam olarak nerede başlar batı, nerede sona erer doğu, kimse sabit ve somut bir harita veremez. (Gönülsüz Köktendinci)
- Gözlemci bir insansın. Niye böyle olduğunu biliyor musun? Başımı iki yana salladım. İnsan kendini oraya ait hissetmediği zaman olur. (Gönülsüz Köktendinci)
- . İnsanlar, genellikle onları düşünmeden yerleştirdiğimiz düzgün ırksal, cinsiyetli veya ulusal kutuların içinde var olmak (veya bunlara tekabül etmek) zorunda değildir. Literatürden bu tür yapıları güçlendirmesini istemek bir hatadır. Edebiyat onları kırma eğilimindedir. Edebiyat kendimizi özgürleştirdiğimiz yerdir. ... (Gönülsüz Köktendinci)
- . "Hepimiz zamanın göçmenleriyiz." ... (Exıt West)
- Hem biz burada ya tümünü öderiz yada hiç. Dostların hesabı paylaşma kavramını ülkenizdeki ilk günlerimde ne kadar yadırgamıştım, onu hatırlattınız bana. Böyle konularda karşılıklı cömertliği matematiksel kesinliğe tercih eden bir anlayışla yetiştirildim; sonuçta iki yöntemde de kimsenin hakkı kimseye geçmiyor. (Gönülsüz Köktendinci)
- -Bazı şeyler gereğinden fazla iyidir ve diğer her şeyi değersiz kılar. -Senin gibi mi? (Pervanenin Esrarı)