Gözlerini Sımsıkı Kapat, John Verdon kitap özeti - Kitap konusu ve incelemesi
Gözlerini Sımsıkı Kapat kimin eseri? Gözlerini Sımsıkı Kapat kitabının yazarı kimdir? Gözlerini Sımsıkı Kapat konusu ve anafikri nedir? Gözlerini Sımsıkı Kapat kitabı ne anlatıyor? Gözlerini Sımsıkı Kapat kitabının yazarı John Verdon kimdir? İşte Gözlerini Sımsıkı Kapat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: John Verdon
Çevirmen: Ender Nail
Orijinal Adı: Shut Your Eyes Tight
Yayın Evi: Koridor Yayıncılık
İSBN: 9786054188895
Sayfa Sayısı: 566
Gözlerini Sımsıkı Kapat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Aklından Bir Sayı Tut'un yazarından,
İlk kitaptan çok daha iddialı yeni bir roman
Sana Bir Sürprizim Var... Gözlerini Sımsıkı Kapat
New York'un en gözde dedektifiyken, basının kendisine yakıştırdığı isimden hep rahatsız olmuştu: Süper Dedektif. Bir bulmacayla karşılaştığında, mutlaka çözmek isterdi. Gurney'e göre her bulmacanın çözümü için mutlaka bir ipucu vardı.
Peki ya bu sefer yoksa?
Düğün günü öldürülen bir gelin... Ve olaya tanıklık eden yüzlerce davetli. Cinayeti kimin işlediği ortada, herkes kendinden emin ama ya hepsi zekice bir illüzyonla yanıltılıyorsa... Cinayet silahı dahil birçok detayda sürpriz akıl oyunlarını gördüğünde, Gurney tam bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar.
Gurney şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemleri, soruları ve keskin bakış açısıyla soruşturmaya bambaşka bir boyut kazandıracaktır. Kim daha zeki; Gurney mi, yoksa müthiş bir illüzyondan ibaret katil mi? John Verdon'dan, akıl oyunlarının iç içe geçtiği, sıra dışı bir roman.
"Nitelikli bulmaca severler için paha biçilemez bir kitap."
-CNN.com-
"Yine ilki kadar şaşkınlık verici bir olay ve yine dahice çözümler."
-Publishers Weekly-
"John Verdon gizemli bir olayın akıl almaz örgüsünü işlerken hikayenin en beklenmedik anında ortaya çıkıveren, şeytani bir kurnazlığa sahip. Yazarın büyük ilgi gören Aklındam Bir Sayı Tut kitabından sonra beklediğinize değecek."
-Washington Post-
(Tanıtım Bülteninden)
Gözlerini Sımsıkı Kapat Alıntıları - Sözleri
- “Hayat kısa diye düşünüyorum,”... “Ve zaman kaybediyoruz.”
- Her şeyin gizli kalmış bir yanı vardır. Yani hiçbir şey görüldüğü gibi değildi...
- Aynanın karşısına geçip gülümseyerek aynı şekilde karşısında gülümseyen yansımasına büyük bir memnuniyetle baktı...
- Sanki onu duymamış gibiydi... “ Size paranın önemli olmadığını söyledim!.”
- "Eğer güvenlerini sağlayamazsanız hiçbir şey elde edemezsiniz," dedi.
- Beklentiler öfke doğurmaktan başka işe yaramayan şeyler...
- "... acımı bir daha göstermemeye karar verdim. Hiç kimseye. Sonsuza dek."
- Ceset kadar sessizsin!. Her on saniyede bir ses çıkarmalısın ki insanlar hâlâ yaşadığından emin olsunlar...
- "Stres korkunç bir şeydir. Stres altındaki insanların ne zaman ne yapacağı bilinmez."
- Hayatı bazen akışına bırakmak, yoğun hisleri zaman zaman terk etmeye çabalamak doğal değil miydi?..
- Uzun zamandır birbirlerine sarılmamışlardı... Yani gerçek anlamda evrende kendisi için yaratılmış en değerli varlığa sarılıyormuş gibi bir tutkuyla bütünleşmemişlerdi...
- Her şeyin gizli kalmış bir yanı vardır. Yani hiçbir şey görüldüğü gibi değildir...
- Sadece bunların gerçek olduğunu hazmetmekte güçlük çekiyorum, hepsi bu.
Gözlerini Sımsıkı Kapat İncelemesi - Şahsi Yorumlar
JOHN VERDON || GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT Düğün günü öldürülen bir gelin... Olaya tanıklık eden yüzlerce davetli... Cinayeti kimin işlediği ortada, herkes kendinden emin ama ya hepsi zekice bir illüzyonla yaniltiliyorsa? Cinayet silahı dahil birçok detayda sürpriz akıl oyunlarıni, gördüğünde Gurney tam bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar. Polisiye kitaplarına karşı hep bir mesafem olmuştur, ancak John Verdon kalemiyle ve bu kitabıyla mesafemi kisaltti diyerek yoruma başlamak istiyorum. Çok iyi kurgulanmış, merakla harmanlanmış, sürprizlere açık şekilde yazılmış bir kitap olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Yazarin betimlemeleriyle kendi hayal dünyanızı birlestirdiginizde kitabı elinizden bırakma imkanınız kalmıyor. Emekli dedektif Gurney'in olaylara farklı açılardan bakıp, gizli kalanı açığa çıkarmasina da hayran kaldım. John Verdon'dan akıl oyunlarının iç içe geçtiği, siradisi bu romanı okumanizi tavsiye ediyorum. (Okur Muallime)
SANA BİR SÜRPRİZİM VAR... GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT.: Amerikalı yazar John Verdon yine nefes kesen bir romanla beni etkiledi. Açıkçası ikinci serinin konusunu bildiğim için okuma istediğim yoktu çünkü konu ilgimi çekmemişti. Kendi düğününde başı kesilen bir gelin; gövdesi sandalyede başı ise masada gövdeye çevrilmiş şekildedir. Korkunç bir olayın ardındaysa büyük bir gizem var. Peki neydi bu? İşte kitabımızın kahramanı olan emekli dedektif David Gurney bu olayın gizemini çözmeye çalışacaktır. Yazarın kendisine bu kadar benzeyen bir kahramanı yaratması ise ayrı bir önem. Fiziksel benzerliğin yanı sıra, emekli olduktan sonra, hikâyesindeki kahraman gibi, eşiyle birlikte New York merkezinden uzak, kırsal bir kesim olan Catskill Dağları'na taşınmıştır. Bu güzel serinin hikayesi 'Aklından Bir Sayı Tut' ile başlar. Bu kitabı lise sonda okumuştum ve polisiye kitabı karşıtı olan beni bir hayli etkilemeyi başardı, etkilemekle kalmayıp polisiye romana karşı ön yargımı kırdı. Aklında Bir Sayı Tut'ta şaşırtıcı ve beyin yakan bir olay varken, burada karmaşık bir olay söz konusu. Şunu belirtmeliyim ki bunu okumadan birinci kitabı yani 'Aklından Bir Sayı Tut' okuyun. Kitap incelemesine geçmeden önce kitabımızın kahramanı David Gurney'in eşi, diğer yarısı, onun en büyük destekcisi, başarısının kısmende olsa kaynağı olan Madeleine'den bahsetmeden geçemem. Bana en sevdiğin kadın kitap kahramanı diye sorsalar sanırım hemen Madeleine yanıtını veririm. Madeleine, sadece kocasıyla birlikte huzurlu, mutlu, herkesten uzak yaşamak istiyor. Ancak Dave Gurney mesleği onu hiç bırakmaz ya da o bırakmıyordu... Sanki dedektiflik için yaratılmış, mesleğiyle bir bütündü. Madeleine ise bunu çok iyi görebiliyordu. Gurney ile Madeleine arasında ise çok özel bir bağ vardır, birbirilerinin bakışlarından, hareketlerinden, konuşmalarından hemen anlıyor ve çoğu zaman konuşmadan konuşabiliyorlar. Hani susarak konuşanlar vardır ya işte bu çift için kesinlikle geçerli. Akıllı, anlayışlı olan Madeleine sevmemek mümkün değil. İncelemeye geçersek; Olay David Gurney'in eski meslektaşı olan Jack Hardwick'in David'i ziyaret etmesiyle başlar. Ortada bir gizem vardır, çözülemeyen bir gizem. Tabi bu gizemi çözecek biri varsa o da David Gurney'dir. Jack Hardwick'in düğün gecesi yaşanan olayları anlatması (gelinin başının kesilmesi) ve video görüntüleri Gurney'e göstermesiyle Gurney'i ikna etmeye çalışır. Ancak Gurney daha önce yaşadığı trajediden dolayı (aklında bir sayı tut kitabında geçer) , emekli olması, ayrıca eşi Madeleine'den dolayı pek yanaşmaz; dediğimiz gibi mesleği ile olan bağı yani dedektiflik özelliği onu vazgeçiremedi. David Gurney ile birlikte çok fazla ipucu bulunur ve bunun basit bir cinayet olmadığı anlaşılır; cinayetin ardında koca bir sır perdesi vardı. Kitabın asıl kısmı diyebileceğimiz 'Taciz' dikkat çekiyor. Küçük yaşta tacize ve hatta tecazüze uğrayan kız çocukları, daha sonra tacizci pozisyonu almaları ise kitabın asıl odak noktası haline gelir. Bir ülkenin yazarı ülkesinde var olanı aslında kitabına ekler. İşte burada yazar ülkede var olan tacizlere dikkat çeker: Erkek tacizciler varda kadın tacizciler yok mu? Kitaba baktığımızda kadın tacizcilerde varmış hatta çocuk bakıcılarında bu çok görülüyor. Çocuğa şiddet uygulayan bakıcı neden taciz de etmesin? Tabi bu roman olduğu için kurgu payı var anca hepsi kurgu öyle bir şey yok demekte yanlış! Ben hep derim yazar dönemini yansıtır. Demek ki John Verdon da bize bunu gösteriyor. ABD yazarı bu kitabı yazarken kitaptan porno şirketleri, örgütleri de göstermiyor değil. Hatta kendi çocuğuna tecavüz eden bile var. John Verdon bu kısımda beni düşündürdü, tacize uğrayanın tacizci olmasıydı. Bunu üstünde düşünce, olabilir mi? Diye düşünmüyor değil insan. Aslında çocuk yaşta tacize uğrayanın tacizci olmasından söz ediyor. Benim aklıma pek yatmadı ama bilemem artık :)) Sevgili okur dostlar; Çocuklar masumdur ama unutmayın ki yetişkinler masum değildir. Çocuk büyüyüp yetişkin olacak yani masumiyeti de büyüdükçe gidecek. Demek istediğime gelirsek, çocukların hiçbir haraketini gözardı etmeyin; masum olan şey zamanla onu toplumda dışlanan bir sapık yapabilir. Sizin davranışlarınız, izlediğiniz şeyler çocuğu etkiler. Örneğin; TV'de öpüşme sahnesi gören çocuk arkadaşını öper, siz bunu gülerek karşılayabilirbiniz ama bu onu sapık olmaya kadar götürebilir. Toplumda sapıkları kazandırmamanın bir yolu da çocuğu yetiştirmeden geçer. Tabi illa mayası bozuk olan çıkar ama biz yinede topluma iyi, edepli, ahlıklı bireyler kazandıralım. Bunu sadece annenin omuzlarına yüklemek yanlış, babanında bu noktada payı büyük. Mastürbasyon yapan, arkadaşına dokunan veya tacize uğrayan çocuklar var. Bunu gözardı etmeyin. Ben bu kitaptan bu dersi çıkardım. Umarım toplumumuzda iyi bireyler kazanılır. Kitabı değil sariyi öneriyorum, okuyun. Ancak polisiye kitapları sürekli okunmasını tavsiye etmem, farklı kitaplar okumak faydalı olacaktır. Polisiye saplantısı olmayın. :) İncelemayi okuduğunuz için çok teşekkür ederim :) keyifli okumalar. (Duhâ)
Editör: Nasrettin Güneş