Gündönümü - Sezai Karakoç Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gündönümü kimin eseri? Gündönümü kitabının yazarı kimdir? Gündönümü konusu ve anafikri nedir? Gündönümü kitabı ne anlatıyor? Gündönümü kitabının yazarı Sezai Karakoç kimdir? İşte Gündönümü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sezai Karakoç
Yayın Evi: Diriliş Yayınları
İSBN: 3002567100179
Sayfa Sayısı: 96
Gündönümü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitap, 6 Mayıs 1976-14 Ekim 1976 tarihleri arasında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü`nde Gündönümü başlığıyla ve yazarın imzasıyla yayınlanan yazılardan oluşmuştur.
Gündönümü Alıntıları - Sözleri
- Şeytan yenileceğini bilir. Şeytan yenilmeye mahkum. Ama o, tek başına yenilmeyi sevmez.
- İnsan, kendine bir cevap olmak için yaşar.
- Ölüm değil, ölümden ötesidir aslında olan insanları sarsan; yaratışın güzelliğine bağlı doğuma karşılık, Allah'ın kahrediciliğinin sonucu olan ürkü, yüreklere yıkılıştan izler salan
- İçimizdeki putları kırmadan dış putlara mahkûm olmaktan kurtulamayız
- Sürekli gece, sürekli kış, sürekli ölüm yoktur.
- ''Her şey Allah için, her şey Allah'a doğru'' prensibini yüreğine işleyenler, insanlık ruhunu, çağdaş kanserden ayıklayacaklardır ancak.
- Şeytan yenileceğini bilir. Şeytan yenilmeye mahkum. Ama o, tek başına yenilmeyi sevmez.
- "İnsanın bu dünyadaki görevi: Kendi kişiliğini aramak..." * "Kendimizden “kendimiz”i çıkarmak!"
- Kendi kişiliğini aramak: insanın bu dünyadaki görevi budur. Özgürlükle aramak. Kaba kuvvete ve ekonomik baskıya aldırış etmeksizin aramak.
Gündönümü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Kendini kaybettiğinin farkında olduğu gün kendini aramaya çıkacağı gündür, insanın." Diriliş Neslinin Amentüsü kitabı sıradayken bu kitaba neden başladım bilmiyorum ama bu kitabıyla Sezai Karakoç'un fikirleri zihnimde netlesmeye başladı. Buradaki yazılar 1976 yılında Diriliş' te yayımlanan yazılardan oluşmakta. Biz Sezai Karakoç'a bir edebiyatçı gözüyle yahut herhangi bir yazar gözüyle bakamıyoruz zira belli bir misyonu olan ve arkasında onca eserle bunu anlatmanin derdini taşıyan bir yazardan bahsediyoruz. Buradaki yazılar için sadra şifa akıllara sakinlik verici desem abartmıs olmayacağım zira Karakoç'un zihin dünyası o kadar net ki cümleleri öyle yerliyerindeki bunu okurken hissediyorsunuz. Netlikten kastım ise ne istediğini biliyor olması Diriliş Nesli, İslâmın dirilişi, ruhun dirilişi derken ne kastettiğini aslında neyin olması gerektigi ve ne yapılması gerektiğini kafasında oturtmuş birisi. (Bu kafa netligine çok ihtiyacım var)Bu hayalperestce geçici bir heves ile ortaya atılmış bir fikir de değil zira, Sezai Karakoç'un hayatını okuyunca bu da anlaşılıyor. Ve bu netlikten rahatsızlık duymuyorsun zira kendisi söylüyordu birisini kurtarma iddiasında olmadığını. Biz birlikte kurtulma sevinci ve mutluluğunu paylaşma isteklileriyiz diyordu. "Sezai Karakoç bize ne söyler " cevabı için okumaya devam... (Betül Havva)
Karakoç gerçekten muazzam bir şair. Türk şiiri için kaybedilmemesi gereken bir değer. Lakin fikri yazıları çok boşlukta kalıyor. Osmanlı yazı beklentisi, hayranlığı ve özlemi belli olurken yerdiği şeyler bizim değerlerimiz oluyor. Bu sebeple de hoş karşılayamadım. Anlatımından ve birkaç iyi yerinden puan hak eden bir kitap olmuş. Sezai bey amca sanırım ümmet ve millet kavramlarını bilerek karıştırmış gibi yapıyor ve millet kavramını ümmetleştirmeye çalışıyor. Millet arasında ulusal, dil, kültürel, toprak gibi bağları değil sadece din bağları olduğunu iddia ediyor. Bu da baştan çürütüyor kitabı. Yine de şairliğine saygıdan 10 üzerinden 6 diyelim. ^^ (Sezgi)
Okudukça okuyası geliyor insanın. Yaralı ruhlarımıza devâ gibi bir çağrı yapıyor Karakoç "diriliş çağrısı"; ruhun yeniden doğuşunun , hakikate dönüşün çağrısı! Kitabın 30. Sayfasına geldim daha. Ama kendimi alamadım incelemesini yazmaktan , dilim döndüğünce. Biz müslüman geçinen insanlara kaygısını sesleniyor, maddiyatın ötesine, hakikate çağırıyor. İçimizin putlarını yıkmaya, 'sefer der vatan'a * " lâ süpürgesiyle yolları süpürmeden illâ sarayına varamazsın '" dediği gibi velinin..Lâ, zihni olmazlardan ayıklarken illâ, ayıklanan zihne en temel gerçeği dikmektedir. İçimizdeki putları yıkmak; dışımızdaki putları yıkmak ve hakikat çağrısına yönelmek için anahtardır.İçimizdeki putlar nefsimizdir, benliğimizdir.İlahlaştırılan tüm o dışsal şeylerin hep içimizde putlaştırdığımız benliğimizden güç aldığını ifade eder Karakoç.Ve insanın tüm bunları yıkarak, ancak varoluş amacı olan 'Allaha kulluk etmek'le varoluşunun karakter kazanacağını söyler ki; Allah'ı tesbih eden tüm o varlıklar icinde kendisine irade bahşedilen insanın aldanmaları aşarak Allah'a yönelişi bambaşka bir değer kazanmaktadır. Bizi bir kez daha uyandırmalıdır ki bu yüce yönelişi kendi irademizle seçebiliyor olmanın tadına varalım. Sevgili Sezai Karakoç tüm bu ulvi çağrıları yaparken şöyle seslenir bizlere "öteki dünyadan önce bu dünyada 'ruh cehennemi' ne düşmeme direnişi ve sabrını sürdürmeğe çalışan Diriliş Çâğrısı yolcularıyız biz. Ya da daha doğrusu, böyle bir yolcu olmaktan öte bir amaç taşımama alınyazısını Ulu Yaratıcı'dan dileyen kullar". Ve umut fısıldar; "sürekli gece, sürekli kış, sürekli ölüm yoktur.." Allah ondan razı olsun. * sefer der vatan: yurtta yolculuk( iç yolculuk) (merve*)
Kitabın Yazarı Sezai Karakoç Kimdir?
Rivayetlere göre babası Yasin Efendi'nin Muhammed Sezai adını verdiği, ancak ismi nüfus kayıtlarına yanlışlıkla Ahmet Sezai olarak geçirilen Karakoç, 1933'te Ergani'de dünyaya geldi.
İlkokul ve ortaokulu Diyarbakır ve Maraş'ta parasız yatılı okuduktan sonra, lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı.
Ahmet Sezai Karakoç, liseyi bitirdikten sonra çok istediği felsefe bölümünde okumak üzere İstanbul'a geldi, ancak bu bölüme kayıt yaptırdığı halde, maddi zorluklar nedeniyle girdiği sınavını kazandığı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne burslu öğrenci olarak yerleşti ve 1955'te Mülkiye'den mezun oldu.
Karakoç, 1959-1965 yılları arasında Maliye Müfettiş Yardımcılığı ve Gelirler Kontrolörlüğü görevlerinde bulundu, vatani görevini yedek subay olarak yaptı, 1973'te memurluk görevinden ayrıldı ve ayrıca 1967 yılında ''İslamın Dirilişi'' adlı kitabından dolayı yargılandı.
Sezai Karakoç Kitapları - Eserleri
- İslam
- Yitik Cennet
- Gün Doğmadan
- Monna Rosa - Şiirler 1
- Samanyolunda Ziyafet
- Düşünceler 1 - Kavramlar
- Düşünceler 2 - Kurumlar
- Diriliş Muştusu
- Ruhun Dirilişi
- Diriliş Neslinin Amentüsü
- Mevlana
- Hızırla Kırk Saat - Şiirler III
- Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler
- Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV
- Ayinler / Çeşmeler - Şiirler VI
- Leyla ile Mecnun - Şiirler VII
- Ateş Dansı - Şiirler VIII
- İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü
- Edebiyat Yazıları 1
- Edebiyat Yazıları 2
- Edebiyat Yazıları 3
- Çıkış Yolu 1
- Çıkış Yolu 2
- Çıkış Yolu 3
- Zamana Adanmış Sözler
- Yunus Emre
- Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 1
- Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 2
- Unutuş ve Hatırlayış
- Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
- Piyesler 1
- Meydan Ortaya Çıktığında - Hikayeler 1
- Mehmed Akif
- Makamda
- Kıyamet Aşısı
- İslamın Şiir Anıtlarından
- İnsanlığın Dirilişi
- Portreler - Hikayeler II
- Gündönümü
- Dirilişin Çevresinde
- Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 1
- Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2
- Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3
- Armağan
- Batı Şiirlerinden
- Çağ ve İlham 1
- Çağ ve İlham 2
- Çağ ve İlham 3
- Çağ ve İlham 4
- Alınyazısı Saati - Şiirler IX
- İslamın Dirilişi
- Çağdaş Batı Düşüncesinden
- Günlük Yazılar 2 - Sütun
- Ölümden Sonra Kalkış
- Varolma Savaşı 1
- Günlük Yazılar 1 - Farklar
- Günlük Yazılar 3 - Sûr
- Günlük Yazılar 4 - Gün Saati
- Üç Kaside
- Körfez
- Mağara ve Işık
- Sesler
Sezai Karakoç Alıntıları - Sözleri
- Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... (Monna Rosa - Şiirler 1)
- "İnsan öldükten sonra nasıl dirilecekse, ölmeden önce de dirilebilir." (Günlük Yazılar 2 - Sütun)
- İçimde Nuh'un en yeni tufanı Dünyaya ayak basıyorum yeniden.. (Körfez)
- Bir gün öleceğim düşüncesi ve ondan ötesinin muamması, şuurumu alt üst ediyor, kökünden sarsıyor... (Çağdaş Batı Düşüncesinden)
- "Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem. " (Gün Doğmadan)
- Divan Edebiyatını tanımayan, divanları okumamış bulunan kişilerin Osmanlı tarihini de hakkiyle bildikleri söylenemez.. (Edebiyat Yazıları 3)
- Özgürlük isteyenler, özgürlüğü yok edecek, bağımsızlık! diye bağıranlar, esaretin en koyusuna gömecek öğreti ve güçlerin fedaisi kılınıp cepheye, ölünceye kadar savaş! cephesine sürülüyorlar. (Çağ ve İlham 3)
- Selam, gönlü gamlarla dolu olan sana. Selam, tahammül edilmez çileleri yüklenmiş olana! (Armağan)
- Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde Bir kış güneşliğinde Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir Tabiatı aşan bir bildiriştir Ne güz ne sarı renk bu göçü anlatır Bu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatır Görünüşte kırmızı gerçekte yeşil Görünüşte öç hakikatte değil Faninin sonsuzla barışması Affın mağfiretle yarışması Yaprağın düşüşü değil bu toprağa (Ölümden Sonra Kalkış)
- Namık Kemal’in, bütün batıcılığına ve tanzimatçılığına rağmen, yazılarında kimi kez İslâm birliğinden bahsetmesi ve genellikle İslama karşı saygılı görünmesi hususu oldu. (Edebiyat Yazıları 3)
- Kaç aç varsa hepsi ben Kaç hasta varsa hepsi ben Kaç liman önlerinde dönen İşsiz hamal hepsi ben Kaç aşktan ters yüz edilmiş Aşık varsa hepsi ben Bütün çiçeklerle donanıp Bütün insanlarla ölen ... (Körfez)
- Umutsuzluk geleceği, umursamazlık geçmişi unutturur. (Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3)
- Bu dünya, kışların geçmesi gibi geçer. Ve öbür dünya, yazların gelmesi gibi gelir. İnsanlar, sararıp toprağa karışan,çöl otları gibi ölürler... (İslam)
- İslam dünyası, medeniyet açısından ölüm sularında yüzüyor… (Düşünceler 1 - Kavramlar)
- İnkar tutsaklık, inanç özgürlüktür. (Diriliş Neslinin Amentüsü)
- “Derdim vardır inilerim.” (Yunus Emre)
- Oku okuyabildiğin kadar ölüm dersinden (Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV)
- Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin (Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler)
- İdealini yitirmiş ruh, yetersiz beslenen bir vücut gibi, giderek pörsür, solar ve ölür. (Çağ ve İlham 3)
- Ne olup ne bitiyor Gün nereye gidiyor (Alınyazısı Saati - Şiirler IX)