Güneşe Dön Yüzünü - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Güneşe Dön Yüzünü kimin eseri? Güneşe Dön Yüzünü kitabının yazarı kimdir? Güneşe Dön Yüzünü konusu ve anafikri nedir? Güneşe Dön Yüzünü kitabı ne anlatıyor? Güneşe Dön Yüzünü kitabının yazarı Ayşe Kulin kimdir? İşte Güneşe Dön Yüzünü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ayşe Kulin
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752892521
Sayfa Sayısı: 82
Güneşe Dön Yüzünü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sami Bey’in ruhu bana mısın demiyordu ipil ipil yağan yağmura. Bir Fatih’e iniyor, bir gençliğine gidip Kumkapı sahillerinden karpuz kabuklarının yüzdüğü kristal denize atıyordu kendini, bir Perşembe Pazarı’ndaki hurdacı dükkânına, yeni yeni para kazanmaya başladığı günlere dönüyordu. Ama en büyük huzuru ilk karısının yanına vardığında duyuyordu. Önünde dilimlenmiş domatesi, kavunu, beyaz peyniri, karşısında yokluğuna alışamadığı ilk aşkı, karısı, buğulu ılık sesiyle ‘koklasam saçlarını bu gece taa fecre kadar’ı okuyordu… Çocuklarının doğumu… onları Florya’ya denize sokmaya götürdükleri günler… okula başlayışları… sonra bir hançer saplanıyordu göğsüne, karısının tabutunun arkasından yürüyordu ağır ağır. Gözyaşları sel gibi düşüyordu yanaklarına.
Güneşe Dön Yüzünü 1940’lardan 80’lere Türkiye’nin panoramasını çiziyor...
Güneşe Dön Yüzünü Alıntıları - Sözleri
- “Bir duvar yazısı için ölünmez ki böyle, daha çok gençsin çocuğum. Ah oğlum , ah evladım keşke duvarlara yazı yazmak ile değişebilseydi her şey..”
- Can sıkıcı konuları hiç konuşmamışlardı. Ne ölümden ne de ayıp olmasın diye aşktan söz etmişlerdi.
- Dur perdeci, dur dur! Bitirmedik oyunu Biraz daha zaman gerek Görmek için sonunu.
- “Çiçekleri yolup durma ! Bozkırda susuz büyür çiçek ve kısadır ömrü. Kıymetini bilmek gerek. Gözlerinle sev , koparma sakın..”
- Mükemmel, ancak bir ütopyadır.
- "...beni kendi dünyamda kendi renklerimle bırak çocuk!"
- "Hiç düşünmemişim Etten kemikten bir insan gibi babamı İnsanoğlu değil de Mavi gözlü bir dağ delme makinesi Coşku ve umuttan ibaret Bir alet sanki..."
- “Asacaksın bunları.”
- "Bozkırda susuz büyür çiçek ve kısadır ömrü. Kıymetini bilmek gerek. Gözlerinle sev, koparma sakın."
- "Neler yapmadık ki şu vatan için Kimimiz öldük; Kimimiz nutuk söyledik." Orhan Veli
- Ellerini önünde kavuşturup, söyledi yaşlı adam. Mühendis Nuri çıldırmış gibi fırladı tarlaların arasından nefes nefese, elektrik direklerinin bulunduğu yöne koştu. Mis kokulu bir pazar sabahı görev dışı tel çekmeye geldiği direklere ellerini güneşe siper ederek baktı. Son direğin üstünde Mustafa'nın kömürleşmiş gövdesini gördü. «Hangi eşşek oğlu eşşek Mustafa direğin üstündeyken elektrik verdi oraya?» diye haykırdı. Bir daha bir daha sordu. Sesi önce bir uğultu, giderek bir çığlık halini aldı. Birden sorduğu sorunun anlamsızlığını kavradı. Başı ellerinin arasında papatyaların üstüne çöktü. Şoför Ahmet, küçük kızı sımsıkı göğsüne bastırmış direğe bakmasını önlemeye çalışıyordu. Taze ot kokusu yükseliyordu toprakdan. 1972
- "Çiçekleri yolup durma," dedi babası, "bozkırda susuz büyür çiçek ve kısadır ömrü. Kıymetini bilmek gerek. Gözlerinle sev, koparma sakın."
- "...bozkırsa susuz büyür çiçek ve kısadır ömrü. Kıymet bilmek gerek. Gözlerinle sev, koparma sakın."
- "Kulaklarına inanamıyordu küçük kız. Atatürk'ü sevmiyordu dede. Vatanlarını kurtaran, onlara Cumhuriyeti ilan armağan eden... Çaresiz bir hastalığa yakalandığını düşündü çocuk, dedesinin."
Güneşe Dön Yüzünü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Nasıl söylesem bilemedim. Belki okuduğum baskıdan kaynaklı belki 70'ler - 80'lerde böyle yazmak modaydı belki de Ayşe Kulin böyle yazmayı seviyor emin değilim. İmla hataları, " beyendim " 'ler, başlangıçta birbirini takip eden 3-4 öyküsü tamamlanmadan bütünüyle farklı küçük hikayelerden oluşan bir kitap. Sevmedim açıkcası... (S. Şahin Çetin)
Lisede sınavda çıkacak diye zorla okutmuşlardı, o kadar iticiydi ki 80 sayfalık kitabı ancak 1 haftada bitirebildim.Lafın kısası o kadar dünya klasiği varken, zaman ayrılacak bir kitap değil 10/1 (Kitabı yazma zahmetine girdiği için) (İbrahim Baran Talay)
Bir çırpıda okunan, akıcı, dokuz öyküden oluşan güzel bir kitap. Özellikle sembolik ifadeler ve kişileştirme ile konuşturma sanatları etkileyiciydi. 1940'lı yılların Cumhuriyet'in yenilikçi ruhunun hissedildiği hikayelerden itibaren 1980'lerin sonuna doğru kendine ve topluma yabancılaşmış, kutuplaşmış ve sonradan görmelik kokan hikayeleri takip etmek keyifliydi. Metaforlardan vitrin mankenlerinin ve Açelya ile fesleğenin diyalogları hoş bir tat bırakıyor okurken insanda. Kulin'in Atatürkçü bakış açısı hissediliyor kitabın ruhunda da. Keyifli okumalar... (Özlem)
Kitabın Yazarı Ayşe Kulin Kimdir?
Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.
Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayımlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Kulin, 1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'nü kazandı, 1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı kitabı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı.
1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. 1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.
Ayşe Kulin, 2001 yılında yayımlanan Köprü isimli romanı ile Türkiye'nin doğu illerinde yaşanan dramın kökenleri ve cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı. Yine 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor. Nefes Nefese romanı toplamda 34 ülkede yayınlandı. Ayrıca Ayşe Kulin bu romanıyla İtalya'da verilen Premio Roma Ödülleri'nde finale kalan beş yazardan biri oldu. Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.
2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı. Yine 2009 yılında yazdığı Tek ve Tek Başına Türkan adlı Biyografik romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2010 ve 2011 yılında arasında Kanal D'de yayınlandı.
2007 yılının Kasım ayında UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi oldu. 2008 yılında yazdığı Veda romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2012 yılında Kanal D'de yayınlandı.
İtalyancaya çevrilen Nefes Nefese adlı romanı, 2016'da İtalya'nın en prestijli roman ödüllerinden Premio Roma'da en iyi yabancı roman dalında ödüle layık görüldü.
Ayşe Kulin Kitapları - Eserleri
- Köprü
- Türkan
- Bora'nın Kitabı
- Gizli Anların Yolcusu
- Adı: Aylin
- Sevdalinka
- Füreya
- Güneşe Dön Yüzünü
- Nefes Nefese
- Umut
- Gece Sesleri
- İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
- Veda
- Sit Nene'nin Masalları
- Bir Tatlı Huzur
- Foto Sabah Resimleri
- Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964)
- Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
- Geniş Zamanlar
- Bir Gün
- Bir Varmış Bir Yokmuş
- Dönüş
- Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları
- Hayal
- Babama
- Sessiz Öyküler
- Handan
- Tutsak Güneş
- Taş Duvar Açık Pencere
- Saklı Şiirler
- Kanadı Kırık Kuşlar
- Kördüğüm
- Son
- Her Yerde Kan Var
- Dönüş
- Hayat
- Hazan
- Taksiii
Ayşe Kulin Alıntıları - Sözleri
- "Kimi değiştirmemişti ki zaman?" (Sevdalinka)
- Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme. (Sessiz Öyküler)
- Kin zehirler insanı. (Tutsak Güneş)
- "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.." (Bir Varmış Bir Yokmuş)
- Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen? (Geniş Zamanlar)
- Yeter ki isteyelim, eğitim alalım ve çok çalışalım. Bir yerlere, hatta istediğimiz yere varmamamız için hiçbir neden yok! (Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları)
- Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke. (Sevdalinka)
- Biz anlaşabiliriz. Biz anlaşmaya mecburuz. (Bir Gün)
- ...kendine acımaya vaktin yok, yürü git, önemli işlerinin peşinden... (Tutsak Güneş)
- Yaşam buydu. Gerçekleşmeyen beklentilerdi. (Foto Sabah Resimleri)
- Demek içimdeki fırtınayı yüzüme aksettirmiyorum, çok iyi! (Her Yerde Kan Var)
- Para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla, ahlakla, adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu, ne yazık ki! (Taksiii)
- ... bence "üstün insan," ezen öldüren kumandan değil, yücelten, kurtaran, yaşatan hekimdir! (Türkan)
- "İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman bilinçaltına itiyorlar,hiç olmamış gibi yapabiliyorlar." (Dönüş)
- "Ayıp bir şey değil ki, meme herkeste var." (Hayal)
- Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim. Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda! (Hayat)
- "...aşktan da üstün olan şefkat ve milli hisler vardır,'' diye yazmışım. Son nefesime yakınken dahi aynı şekilde düşündüğüme göre, hak etmemişim aşkı ben! Ee, ben hak etmeyince, Allah da vermemiş elbette! (Türkan)
- Ben yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşum. (Bir Gün)
- "Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam memleket gibi esir ve yoksuldur odam." (İçimde Kızıl Bir Gül Gibi)
- "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır." (Kördüğüm)