Günlük Yaşamın Psikopatolojisi - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kimin eseri? Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kitabının yazarı kimdir? Günlük Yaşamın Psikopatolojisi konusu ve anafikri nedir? Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kitabı ne anlatıyor? Günlük Yaşamın Psikopatolojisi PDF indirme linki var mı? Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kitabının yazarı Sigmund Freud kimdir? İşte Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sigmund Freud
Çevirmen: Şemsa Yeğin
Yayın Evi: Pavel Yayınları
İSBN: 9789753880871
Sayfa Sayısı: 349
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
'Günlük Yaşamın Psikopatolojisi', ruhbilimin yaygınlık kazanmasında Freud'un tüm kitaplarından daha fazla katkıda bulunmuş bir yapıt. Freud, bu kitabı, yüzyılın başında, özellikle genel okurlar için yazdı. Yeni basımları çıktıkça, temel kuramlarını değiştirmeden yeni örnekler ve bölümler ekledi. Freud'un hiçbir yapıtı bu kitap kadar sık basılmamış ve böylesine yaygın bir okur kitlesi tarafından okunmamıştır. Elinizdeki çeviri, Freud'un bu tanınmış yapıtının en genişletilmiş ve eksiksiz olanıdır.
Burada, ilgi çeken kısa örneklerle, herkesin genellikle bildiği olguların yalın ama inandırıcı açıklamaları yer almaktadır: özel adların, sözcük kümelerinin, izlenimlerin ve amaçların ansızın unutulması; çocukluk anıları ve perde anılar; Freudcu sürçmeler diye anılan o küçük ama önemli dil ve kalem sürçmeleri, şansa inanma, boşinanlar ve diğerleri.
Bu basımda ayrıca Freud'un yaşamını ve fikirlerini anlatan uzun bir incelemeyle kronolojik tablo bulunmaktadır.
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi Alıntıları - Sözleri
- "İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların 'tecrübe' dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana 'tecrübeli' denir."
- İsimlerin unutulması, genel olarak, iki şekilde kendini gösterebileceğini söyleyebiliriz: İsmin rahatsızlık veren bir şeyle bağlantılı olduğu olgular ve adla aynı etkiyi gösterecek başka adlar arasında bağlantının kurulduğu olgular.
- Bilimsel çalışmanın temel özelliğini olayların özel yapısı değil, bu olayların saptanarak aralarındaki karşılıklı ilişkinin olabildiği kadar ayrıntılı bir şekilde araştırılması (yöntemi) oluşturur.
- ... dil sürçmesi biçiminde kendini zorla gösteren bir fikir, aslında bireyin bastırmak istediği bir şeydir.
- ... aklımıza gelen soruları çözmeyi daha uygun bir zamana bırakmak akıllıca bir davranış olabilir.
- Her şeyi anlamak , her şeyi affetmektir.
- İsimlerin unutulmasının aşırı derecede bulaşıcı olduğuna dikkatinizi çekmek isterim.İki kişi arasında geçen sohbet arasında,çoğu kez birisi bir isim unuttuğunu söylediğinde,digerinin de bu adı unutmasına neden olur.
- Anlatacak çok şeyim var …
- Yeterince yakından bakıldığında kimse normal değildir.
- 'Anlatacak çok şeyim var.'
- Aslında hepimiz biraz nevrotiğizdir.
- “İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların “tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.
- Frau Lou Andreas-Salome'nin kendi üzerinde yaptığı bir gözlemi içeren bir başka olay, bir "beceriksizlik" ediminde inatçı ısrarın açıklanmamış amaçlara nasıl hiç de beceriksiz olmayan bir şekilde hizmet ettiğinin inandırıcı bir örneği olabilir: "Sütün pek bulunmadığı ve pahalı olduğu bir dönemde, durmadan sütü taşırıyor, her seferinde de müthiş bir telaş ve öfkeye kapılıyordum. Diğer zamanlarda hiç de dalgın ya da dikkatsiz olmamama karşın sütü taşırmadan kaynatabilme çabalarım sonuçsuz kalıyordu. ('Druzhok'-Dost'un rusçası- adına en azından bir insan kadar lâyık olan) sevgili beyaz teriyerimin ölümünden sonra özellikle dalgın ve dikkatsiz olmam beklenebilirken, sütü artık taşırmadığımı fark ettim! Aklıma gelen ilk düşünce şu oldu: Neyse taşmadı, ocağa ya da yere dökülen süt ziyan olacaktı! Ve aynı anda dost'um gözlerimin önüne geldi, oracıkta oturmuş, iştahlı gözlerle sütün kaynamasını izliyordu, başı azıcık yana eğilmişti, kuyruğunu umutla sallıyor, büyük bir güvenle, gerçekleşecek olan o harikulade kazayı bekliyordu. Artık her şeyi anlamıştım, ayrıca, köpeği, farkında olduğumdan da fazla sevmiş olduğum ortaya çıkmıştı."
- “Dil sürçmesi biçiminde kendini zorla ortaya koyan fikir, çoğu kez bastırmak istediği fikirdir.”
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sigmund Freud Kitapları Okuma Rehberi: YouTube kitap kanalımda Freud'un hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: https://youtu.be/63ikZqbdnAA "Sigmund Freud kitaplarına nereden başlamalıyım? Freud kitaplarını hangi yayınevinden okumalıyım? Freud'un anlattığı şeyler tamamen cinsellikten mi ibaret?" şeklinde sorular soruyorsanız doğru incelemedesiniz demektir... Aylardır hazırlamak istediğim ve aylardır da yine benden yoğun şekilde beklenen "Freud kitapları okuma rehberi"me hoşgeldiniz. Bu inceleme yüzlerce sayfanın ve sayısız içselleştirmenin ekranlarınıza bir öz olarak yansımasıdır. Öncelikle kendimize bir soru sormamız gerekir. Sigmund Freud neden önemlidir? Şu an psikoloji bölümünün uzmanlık haline gelmesinde, psikolojiye ilgi duyan dünya çapında milyonlarca insan olmasında Freud isminin nasıl bir önemi vardır? İşte tam da bu kitabın başlangıcında böyle bir bilgiye rastlıyoruz: "Düşleri ilk kez yorumlamış olan, çocukluk cinselliği olgusunu ilk kez kabul etmiş, birincil ve ikincil düşünce süreçleri arasında ilk kez ayrım yapmış, yani bilinçdışı aklı ilk kez bizim için gerçek kılmış bir adam.” [Günlük Yaşamın Psikopatolojisi, s. 24] Yani artık bu adama "bilimsellikten uzak", "dediklerinin hepsi çürütüldü", "düşündüğü şeylerin bütün dayanağı cinsellik", "dediği çoğu şey yanlış bilgilerden oluşuyor" gibisinden şeyler demenize gerek yok. Şu an psikoloji bilimine psikoloji dememizin en büyük sebeplerinden biri bu adamın çalışmaları zaten. İtirazı olan var mı buna? Eğer Freud'un anlattıklarının sadece cinsellikten ve libidodan ibaret olduğunu da düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içerisindesiniz. İnsanın iç dünyasının gerçekten bu kadar dar olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, keza Freud da öyle düşünmüyor arkadaşlar. Çünkü Freud'un da dediği gibi: “Oysa durum hiç de sanıldığı gibi değil; cinsel gereksinim ve cinsel yoksunluk, nevrozların mekanizmasında rol oynayan etkenlerden ancak biridir.” [Psikanaliz Üzerine, s. 31] Eğer Sigmund Freud kitapları konusunda hiçbir bilginiz yoksa başlangıç olarak önerdiğim Louis Breger'ın kitap/freud-goruntunun-ortasindaki-karanlik--97995 Freud biyografisinden sonra devam etmeniz gereken ilk nokta kitap/gunluk-yasamin-psikopatolojisi--25150 adlı kitap. Bu kitapta uyanıkken bilinçaltımızın bilinç seviyesine gelmesini okuyabilecekken, kitap/psikanalize-giris--215666 kitabında da uykularımız sırasında bilinçaltımızın bize oynadığı oyunlarla tanışma fırsatı bulabiliyorsunuz. Ayrıca belirtmem gereken bir diğer konu da, Freud'un kitle psikolojisi yönelimli kitaplarını birey psikolojisi içeren kitaplarından daha çok sevmiş olmam. Yani Kitle Psikolojisi, Bir Yanılsamanın Geleceği ve Uygarlığın Huzursuzluğu gibi kitapları kendi adıma çok daha ufuk açıcı bulduğumu söylemem gerek. İsterseniz bütün bu yazdıklarımı ve diğer detayları bir video olarak da izleyebilirsiniz: https://youtu.be/63ikZqbdnAA Benim önerdiğim mutlaka okunması gereken en önemli kitaplar sırası: 1- Günlük Yaşamın Psikopatolojisi (Payel Yayınları) 2- Psikanalize Giriş: Rüya (Cem Yayınevi) 3- Nevrozların Genel Kuramı (Cem Yayınevi) 4- Cinsellik Üzerine (Say Yayınları) 5- Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd (Metis Yayınları) 6- Kitle Psikolojisi (Cem Yayınevi) 7- Totem ve Tabu (Cem Yayınevi) 8- Bir Yanılsamanın Geleceği (Say Yayınları) 9- Uygarlığın Huzursuzluğu (Cem Yayınevi) Ek olarak okuyabileceğiniz bazı biyografik ve diğer kitaplar: - Louis Breger, Freud - Görüntünün Ortasındaki Karanlık - Freud & Jung & Adler, Psikanaliz Açısından Edebiyat - Erich Fromm, Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları Daha çok okurun bu rehberden faydalanabilmesi için bu gönderiyi paylaşabilirsiniz. Keyifli ve Freud'un bilinçdışı ile bilinç arasında kurduğu köprülerde kendi iç katmanlarınızı da keşfedebileceğiniz meraklı okumalar dilerim. (Oğuz Aktürk)
Hiç bu açıdan bakmamıştım. Yani günlük hayatta sıkça başımıza gelen ve genellikle güldüğümüz dil sürçmesi olsun, kekelemek olsun, sesin bazen tonunu aşırı kaybetmesi olsun, bu gibi durumların da bastırılmış duygulardan kaynaklanabileceği hiç aklıma gelmemişti. Böyle şeyler birinin başına gelince gülüyordum nasılsa kendi başıma geliyor diye. Şimdi durduk yere aklıma gelecek, gülemeyeceğiz iş mi yani. Bu arada 50 sayfa önsöz, 50 sayfa da son söz kısmı var. Oraları geçin bence, içerik zaten epey beyninizi yakacak. Kafamı karıştırmaktan başka işe yaramadı. Sözcüklerin, isimlerin unutmaları, anılar, dil sürtmeleri, yanlış okumalar, unutkanlık, yanlışlıklar derken birtakım boş inanç ve görüşlere de yer vererek tamamlıyor yazar. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)
Hoşnut olmayacağımız, acı veren deneyimleri unutmaya yönelik bir çaba içine girsek de bazen öyle anlar vardır ki bu çabanın savunma görevini üstlenen güçlerin gösterdiği direnç bastırma girişimleri fayda etmez. Ancak bu da geçici bir süre için böyledir. Çünkü üzerinden zaman geçtikçe unutmaya karşı direnen an'ların en büyük silahı olan yoğun duygu yüklerinde ilk oluştukları zamana göre zayıflama olacağından artık akla gelseler bile bizdeki etkileri ilk durumlarına göre çok az olur. Belleğin unutma mekanizmasının nasıl işlediği, hangi yöntemlerin kullanıldığını az da olsa anlayabilmek için hatırlanan ama özellikle zamanında acı veren anılardan geriye ne kaldığı ve başlarda nasıl olduğuna bakarak karşılaştırma yapmak daha doğru olabilir. Günlük yaşamda bir hata olarak değerlendirip üzerinde fazla durmadığımız; adların unutulması, dil sürçmeleri, yanlış okumalar, yanılsama edinimleri gibi konularda bilinçli düşünce işleyişinde ki küçük sapmaların oluşumu ve bu sapmaların hayatamızda ki etkilerini örneklerle anlatan güzel bir kitap (RIFAT)
Günlük Yaşamın Psikopatolojisi PDF indirme linki var mı?
Sigmund Freud - Günlük Yaşamın Psikopatolojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Günlük Yaşamın Psikopatolojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sigmund Freud Kimdir?
Sigmund Freud ( nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur...
Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.
Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi.
Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikaytri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.)
Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı.
1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.
Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.
1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı.
1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı.
1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.
Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı.
Eserleri [değiştir]
Zur Psychopathologie des Alltagslebens (Günlük Yaşamın Psikopatolojisi)
Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu)
Über Psychoanalyse (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)
Totem und Tabu (Totem ve Tabu)
Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)
Unbehagen in der Kultur (Uygarlığın Huzursuzluğu)
Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)
Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)
Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905
Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905
Psikanalizin Tarihçesi, 1914
Psikanalize Giriş Dersleri, 1917
Yaşamım ve Psikanaliz, 1925
Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926
Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927
Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930
Psikanaliz ve Uygulama,
Psikanaliz Üzerine,
Olgu öyküleri
Histeri ile Mücadele
Sigmund Freud Kitapları - Eserleri
- Kitle Psikolojisi
- Psikanaliz Üzerine Beş Konferans ve Psikanalize Toplu Bakış
- Uygarlık Toplum ve Din
- Amatör Psikanalizi
- Sevgi ve Cinsellik Üzerine
- Olgu Öyküleri 1
- Olgu Öyküleri 2
- Totem ve Tabu
- Psikanaliz Üzerine
- Nevrozlar - Psikanalize Giriş 2
- Cinsellik Üzerine
- Rüyaların Yorumu
- Kokain
- Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş
- Grup Psikolojisi ve Ego Analizi
- Haz İlkesinin Ötesinde
- Psikoloji Kanalize Ederek Psikanaliz Kuramı
- Arzu Dürtü ve Çatışmaları Açığa Çıkarma
- Bilinçaltı
- Ruh Çözümlemesine Giriş Konferansları
- Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
- Uygarlığın Huzursuzluğu
- Cinsiyet ve Psikanaliz
- Kültürdeki Huzursuzluk
- Niçin Savaş?
- Yaşamım ve Psikanaliz
- Seçme Yazılar
- Terapi
- Endişe
- Rüya Yorumları 1
- Rüya Yorumları 2
- Psikanaliz ve Uygulama
- Psikanalize Giriş Dersleri
- Ket Vurma
- Musa ve Tektanrıcılık
- Psikopatoloji Üzerine
- Kendi Kendine Psikanaliz
- Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası
- Mutluluk Dediğimiz Şey
- Davranış Bozuklukları ve Tedavisi
- Çocukta Fobinin Analizi
- Yanılgılar ve Düşler Üzerine
- Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi
- Bir Genç Kızın Günlüğü
- Freud - Jung Mektuplaşmaları
- Psikanalize Giriş
- Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri
- Dinin Kökenleri
- İsteri Üzerine Araştırmalar
- Psikanalitik Hastalık Öğretisi Hakkında Yazılar
- Metapsikoloji 1
- Metapsikoloji 2
- Metapsikoloji 3
- Metapsikoloji 4
- Psikanalize Giriş
- Psikanalize Giriş
- Cinsel Yasaklar Ve Normaldışı Davranışlar
- Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar
- Bir Histeri Vakası Analizi
- Psikanalize Yeni Giriş Dersleri
- Psikanaliz Açısından Edebiyat
- Kültürel Cinsel Ahlak ve Modern Sinirlilik
- Sanat ve Edebiyat
- Aşkın Psikolojisi
- Histeri Üzerine Çalışmalar
- Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları
- Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları
- Ruh Çözümlemesinin Tarihi
- Freud'un Mektupları
- Psikanaliz Üzerine
- Bakirelik Tabusu
- Otobiyografi
- Psikanaliz Üzerine Vakalar
- Bilinçsizlik ve Psikanaliz
- Siz Deli Misiniz?
- Einstein’a Mektup
- Psikanaliz
- Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
- Savaş ve Ölüm Üzerine
- Bir Yanılsamanın Geleceği
- Yas ve Melankoli
- Rüya Psikolojisi
- Leonardo da Vinci
- Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü
- İçgüdüler ve Baskılama
- Espri Sanatı
- Din
- Takıntı Üzerine
- Bilinçsiz-Olan
- Anksiyete Üzerine
- Psikanalizin Ana Hatlari
- Totem ve Tabu - 2.Cilt
- Kadın Cinselliği Üzerine
- Ego ve Id
- Bilinç Dışı
- Bilinçaltını Keşfetmek
- Sevgi Məktubları
- Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir
- Aforizmalar
- Sanrı ve Düş
- Tutukluk Semptom ve Kaygı
- Ruhsal Kimlik
- Doğuştan Gelen Sapkın Eğilimler
- Dora
- Kendini Koruma İçgüdüsü
- Psikanalitik İlerlemenin Önündeki Engeller
- Psikanaliz ve Telepati
- Cinsel İstismar - Psikoloji Serisi
- Ensest
- Yasaklar ve Normal Dışı İstekler
- Gizemli
- Düşüncelerin Sınırsız Gücü
- Kadın Eşcinselliği
- Totem ve Tabu Barbarlar ile Nevrotik Kişiliklerin Zihinsel Yaşantılarındaki Benzerlikler (Cep Boy)
- Arzular ve Çatışmalar
- Sexualleben
- Введение в психоанализ
- Sanat ve Psikanaliz
- Erkeklerin Cinsel İçgüdüsü
- Ketlenmeler, Belirtiler ve Anksiyete
- Ego ve Kimlik
- Libido ve Narsisizm
- Cinsiyetler Ayrımı
- Mədəniyyətin sancıları
- Totem ve Tabu
- Aşkın Psikolojisi
Sigmund Freud Alıntıları - Sözleri
- Devletlerin, bireyleri kötülükten alıkoymasının, kötülük yapmayı ortadan kaldırmak amacından değil, onu tıpkı tuz ve tütün gibi tekeline almak amacından doğduğu düşüncesine kesin bir biçimde inanılabilir. (Cinsiyet ve Psikanaliz)
- Kadınlar, özellikle de güzelseler, nesne seçimlerinde kendilerine dayatılan toplumsal kısıtlamaların bedeli olan belli bir kendiyle yetinme geliştirirler. Kesin konuşmak gerekirse bu türden kadınların erkeklerin kendilerine yönelik sevgileriyle kıyaslanabilecek yoğunlukta sevdikleri tek şey yalnızca kendileridir. Gereksinimleri de sevme değil ama sevilme doğrultusundadır ve bu koşulu yerine getiren erkek onların onayını kazanan kişi olur. (Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları)
- Bastırma bireysel çalışır; bastırılmış olanın her bir türevi kendine özgü bir yazgıya sahip olabilir; biçim değişikliğinin fazlası yada azı başarının sonucunu tamamıyla değiştirebilir (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
- Biz ölümün yaşamın tek amacı olduğunu iddia etmiyoruz; ölüm kadar yaşamın da olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz. (Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları)
- Bilinçaltında "hayır" sözcüğü olmadığını, zıtlıkların bir araya geldiğini biliyoruz. Reddetme ancak bastırma sürecinde ortaya çıkıyor. (Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi)
- Psikanaliz bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu ;bize kişisel bir Tanrı'nın psikolojik yönden yüceltilmiş bir babadan başka bir şey olmadığını göstermiştir ve her geçen gün genç bireylerin babalarının otoritelerinden kurtulduklarında dinsel inançlarını nasıl kaybettiklerine dair yeni kanıtlar sunmaktadır. (...) (Leonardo da Vinci)
- Mutlu kişiler düş kurmaz, bunu ancak yeterince doyuma ulaşmamış kişiler yapar. Doyuma kavuşturulmamış, düşlemlemenin itici güçleridir ve her düş belli bir isteğe doyum sağlama çabası ve böyle bir doyumu ondan esirgeyen gerçek'i değiştirme girişimidir. (Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar)
- Olgunluk hazzı erteleyebilme kabiliyetidir. (Aforizmalar)
- fakat bekâret bir tabunun, dinsel olarak tarif edilebilecek bir yasağın konusu haline gelmiştir. (Bakirelik Tabusu)
- Temelde kırıcı olan bir düşünce belli bir yoğunluk seviyesine ulaşır ulaşmaz çekişme aktifleşir ve bu kesinlikle bastırmaya yol açar. (Bilinç Dışı)
- Çocukluk çağında hiçbir gereksinimin bir babanın korumasına karşı duyulan gereksinimin kadar güçlü olabileceğini sanmıyorum (Kültürdeki Huzursuzluk)
- Birbirleriyle uzlaşması zor çelişkilere düşüyorsunuz.. (Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş)
- "Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır" (Cinsellik Üzerine)
- "Tam da hastalanacak zamanı bulmuştur büyük anne. Hastamız, sevdiğini, böylesine özlemişken..." (Psikanaliz ve Uygulama)
- Ve her zaman öylesine güçsüz kalırdım ki, içimi yakıp kavuran tutkuları dışa vuramazdım. Dolayısıyla hep baskıladım kendimi, sanırım bu da halimden belli oluyor. (Yaşamım ve Psikanaliz)
- İd'de içgüdüye düşen rolü ego da algı oynamaktadır. Ego tutkuları ihtiva eden id'in tersine, mantık ve sağduyu olarak adlandırılabilecek olan şeyi temsil etmektedir. (Ego ve Id)
- herkes kendi hayatı üstünde hak sahibidir...' (Mutluluk Dediğimiz Şey)
- Ama sorarım size, insanlar ellerine geçirdikleri bir şeyi ne zaman karmakarışık, ne zaman eciş bücüş bir duruma sokmamıştır? (Kendi Kendine Psikanaliz)
- Sanki bilinçli olanın direnci, kökensel bastırılmış olandan uzaklaştırılmalarını sağlayan bir işlev görür. (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
- "Doğa, göründüğü kadarıyla bizi soğukkanlılıkla, zalimce, amansızca ve olasıdır ki tam da bizim doyum sağlamamıza yol açmış şeyler aracılığıyla yok eder." (Bir Yanılsamanın Geleceği)