diorex
Dedas

Günübirlik Hayatlar - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Günübirlik Hayatlar kimin eseri? Günübirlik Hayatlar kitabının yazarı kimdir? Günübirlik Hayatlar konusu ve anafikri nedir? Günübirlik Hayatlar kitabı ne anlatıyor? Günübirlik Hayatlar kitabının yazarı Irvin D. Yalom kimdir? İşte Günübirlik Hayatlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.02.2022 02:00
Günübirlik Hayatlar - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Irvin D. Yalom

Çevirmen: Elif Okan Gezmiş

Orijinal Adı: Creatures of a Day: And Other Tales of Psychotherapy

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786053435938

Sayfa Sayısı: 208

Günübirlik Hayatlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius, "Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok," diye yazmış. İşte ünlü psikiyatr Irvin Yalom da bu sonsuz varoluşun küçük bir parçasını işgal eden günübirlik hayatları, yani bizi yazıyor…

Yalom yıllarca üzerinde çalıştığı bu kısa hikâyelerde hastalarının mücadelelerini konu ettiği kadar kendi sarsıntılarını da anlatıyor ve iki önemli sorunun üzerine gidiyor: Kısa da olsa nasıl anlamlı bir yaşam sürüp her günün tadına varabiliriz? Ve kaçınılmaz son olan ölüm gerçekten ne ifade ediyor?

Öfke sorunu yaşayan bir kadın, her istediğine sahip ancak bir türlü mutlu olmayı bilmeyen bir iş adamı, insanın bu dünyadaki konumu üzerine düşünen ve bir yandan da kendi acısıyla başa çıkmaya çalışan yeni mezun bir psikolog… Irvin Yalom'un gerçek psikoterapi seanslarından derlediği bu hikâyeler, zorlukları ve tatlı anlarıyla yaşamı bir bütün olarak kabullenmeyi öğretirken aynı sayfaya her baktığınızda farklı şeyler görebileceğiniz bir başucu kitabı olduğunu kanıtlıyor.

"Hepimiz bu hayatta bizi anlayacak birilerine ihtiyaç duyuyoruz, ancak öncesinde farkına varmamız gereken birçok şey var. Günübirlik Hayatlar kendimizi, insanları ve dünyayı anlamamız için bize lekesiz bir ayna tutuyor."

-George Vaillant, Harvard Üniversitesi Psikiyatri Profesörü-

"Bu kitabı okumak, kendi zihninizi önünüze koyup sayfalarını çevirmek gibi… En derinlerde sakladığımız soruları öyle delici bir güçle bulup çıkarıyor ki!"

-Steven Pinker, Psikolog ve Yazar-

"İnsan olmanın ne anlama geldiği sorusuna ışık tutan, maddi ve manevi güçlüklerle dolu bu yolda bize ihtiyaç duyduğumuz yardım elini uzatan hikâyeler…"

-Daniel Menaker, Yazar-

"Bilge bir terapistin kaleminden çıkan dokunaklı ve hepimizi ilgilendiren gerçek deneyimler… Irvin Yalom'dan öğrenecek çok şey var."

- Abraham Verghese, Tıp Doktoru-

"Irvin Yalom'a hayran olmamak elde değil. İnsanlığın kederini ve neşesini usta bir romancı gibi işlerken hayatlarımızdaki küçük detayların önemini fark etmemizi sağlıyor."

-Jay Parini, Yazar ve Akademisyen-

(Tanıtım Bülteninden)

Günübirlik Hayatlar Alıntıları - Sözleri

  • Sokrates der ki, üzerinde düşünülmemiş bir hayat yaşanmaya değmez.
  • “Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.” Marcus Aurelius
  • Ona sarılmak istedim ama aramızdaki uçurum, köprü kurulamayacak kadar genişti.
  • • Üzerinde düşünülmemiş bir hayat yaşanmaya değmez.
  • Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir?
  • “… Bazen sahip olamadığım hayatın yasını tuttuğumu düşünüyorum. Galiba pişmanlıklarım var.”
  • Bazen sahip olmadığım hayatın yasını tuttuğumu düşünüyorum. Galiba pişmanlıklarım var." ______
  • Biliyordum! Bu kadar güzel bir şeyin uzun süremeyeceğini biliyordum! ______
  • .... "Ölüm her zaman bir şok etkisi yaratır." ______ Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik ... yaşam geçici ... Bunu biliyordum zaten ... Herkes bilmez mi? Ama üstüne pek düşünmemiştim. Düşünmek de istememiştim. .... Ölümün kalıcılığını düşünüyorum. Sonsuza kadar ölü olmayı düşünüyorum. Nedense bu düşünce, yani sonsuza kadar ölü olma düşüncesi, bir türlü aklımdan çıkmıyor.
  • Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik… Yaşam geçici…
  • Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın... ______ Marcus Aurelius Düşünceler
  • Bağlanmazsan, acı çekmezsin, diyen Budistler haklıymış sanırım." _______
  • "Yaşanmamışlık ne kadar çoksa ölüm korkusunun da o kadar şiddetli olduğuna defalarca şahit oldum."
  • Yeterince yaşamadığını hissettiğinde ölümü düşünmek her zaman çok daha ızdıraplı olur." _______
  • “Sözünden dönmene ya da kendine olan güvenini yitirmene neden olabilecek hiçbir şeyi avantaj sayma.” ( Marcus Aurelius|Düşünceler)

Günübirlik Hayatlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yaşama Çabası: “Bu dünyada ne bir insan ne de bir nesne sonsuza dek yaşar. Ama öleceğimiz bilgisi yalnızca bize bahşedilmiştir. Ve bu da dünyadaki en değerli lütuftur.” (Gorô Miyazaki/Yerdeniz Öyküleri) Günübirlik Hayatlar, Yalom'un çeşitli terapilerinden derlediği 10 öyküden oluşur. Kitap, adını son öykü olan ‘Günübirlik Hayatlar’ adlı öyküden almıştır. Yazar bu ismi, Marcus Aurelius'un ‘Düşünceler’ adlı eserinde geçen “Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.” alıntısından esinlenerek koymuştur. Çoğu okur, gerçek terapilerden derlenen bu öykülerin gizlilik ihlaline yol açıp açmadığını merak ediyor. Yalom gibi deneyimli ve özenli bir psikoterapistin etik ihlaller yapmayacağını bilsek de yazar, okuyucuların merakını gidermek için kitabın sonunda bu konuya dair küçük bir açıklama notu düşmüş. Hastalarının tanınmaması adına kimliklerinde yaptığı değişiklikler, ekleme ve çıkartmaların yanı sıra öykülerinin yayımlanabilmesi için kendilerinden yazılı izin de almıştır. Peki bir psikoterapist yahut da benzeri meslek çalışanları, vaka çalışmalarını neden paylaşmak ister? Bunun temel sebebi, meslektaşlarının ve ileride meslektaşları olacak öğrencilerin bu deneyimlerden faydalanmalarını sağlamaktır ki bence bu çok faydalı bir destek kaynaktır. Günümüz ruh sağlığı çalışanlarının bu kaynakları da baz alarak kendilerini revize etmeleri gerektiğini düşünüyorum. "Elf gözlerin neler görüyor Legolas?" dercesine ağzın içine bakan danışanlara, “Meğer ne çok yorulmuşsun, incinmişsin...” benzeri cümleler artık yeterli gelmiyor. Hele ki son dönem psikoloji temelli dizilerden sonra bu tarz cümleler çok klişeleşti ve sağaltıcı etkisini neredeyse yitirdi. Günübirlik Hayatlar kitabındaki öykülerde: bitirilmemiş işler, ölüm kaygısı, yaşam motivasyonu, yas gibi ortak konular ele alınmıştır. Bilhassa ölüm teması ön plandadır. Bütün varoluşçu psikoterapistler gibi Yalom da ölüm temasını sıklıkla işliyor. Kitaplarının hemen hepsi bu konu merkeze alınarak veya bu konuya değinilerek yazılmıştır. Ayrıca kitaptan öğreniyoruz ki Yalom, kendi ölüm kaygısı ile baş edebilmek için varoluşçu psikolog Rollo May'den terapi almış. Çünkü ölüm kaygısı ile şeffaf bir şekilde çalışabilmesi için öncelikle kendisinin bununla baş edebilmesi gerekmektedir. Nedir ölüm? Her canlının şüphesiz günün birinde tadacağı bilinen bu mefhum, hariçten gelip dahile ulaşmaktır belki de. Yaşam ise bu ikisi arasında geçen ve nasıl geçeceği kısmen de olsa bizim elimizde olan yolculuktur. Peki ya nasılsa biteceğini bildiğimiz bir yolculuğun niteliği bu kadar çabaya değer mi? Miyazaki’nin ‘Yerdeniz Öyküleri’ adlı animesinde geçen şu diyalogda sorumuzun cevabını bulabiliriz belki: – "Neden yaşam için mücadele edelim? Nasılsa bir şekilde sonlanacağını biliyoruz." – "Hayat, öleceğimizin farkında olduğumuz için çok değerlidir. Sen ölümden değil, yaşamaktan korkuyorsun. Sahip olduğun tek hayatı yaşamaktan korkuyorsun!" Sözün özü, bize bahşedilen tek hayatı (eğer Hinduizm inancını benimsemiyorsak tabii:) yaşamaktan korkmayalım. Bir gün bitecek olan yolculuğumuzu en anlamlı şekilde tamamlayabilmek ve geriye dönüp baktığımızda ardımızda bitirilmemiş işler bırakmamak adına yaşam, tüm çabalara değer bence... (Sümeyra Özat)

Yalom en sevdiğim yazarlar arasındadır zaten, hem çok iyi bir psikiyatri profesörü hem de çok iyi bir yazar. Hastalarının hikayelerini kısaca anlatırken okuyucunun ders çıkarmasını da sağlıyor aynı zamanda. Yalom seanslarında hem öğretici hem öğrenci hem de hekim rolünü üstleniyor, yazdıklarını her okuduğumda bu ihtiyara daha da hayran oluyorum :) psikoloji okumayı sevenlere tavsiyemdir, merak uyandıran bir kitap… Şimdiden keyfli okumalar. (Meral Sarı)

Şu an yaşıyorum ve önemli olan bu. Hayat geçici. Her zaman, herkes için.: yazar/Irvin-D-Yalom ve kitap/gunubirlik-hayatlar--38244 Önsözden: "Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.." yazar/marcus-aurelius _ kitap/kendime-dusunceler--45535 Türünde okuduğum ilk kitaplardan sayılır Günübirlik Hayatlar ve Irvin D. Yalom' dan da okuduğum ilk eser.. Nietzsche Ağladığında okuma listemde olan kitabıydıydı. Yazarı tanımadan bu kitaba giriş yapmak istemedim. Kendime yazarı tanımak ve psikolojiye giriş yapmak için yol haritası çizerek Günübirlik Hayatlar ı okudum. Günübirlik Hayatlar kitabı Irvin D. Yalom’un psikoterapi seansları sırasında karşılaştığı gerçek 10 öyküden oluşmaktadır. Öykülerin gerçek olması kitabı çekici kılmaktadır. Bu öykülerin ortak noktası hastaların gerek bilinç düzeyinde gerekse bilinçaltında var olan ölüm temasıdır.  Çözümlenmemiş yas süreçleri, ölümcül hastalığı olan ve ölüme kadar olan süreci yaşarken destek olanlar, ikili ilişkilerin de problem yaşayanlar, geçmişle problemi olup günlük ve sosyal hayatlarına uyum sağlayamayanlar öykülerin diğer teması olarak görülüyor. Bu kitabı okurken hastaların belli bir sosyo- ekonomik seviyede olduğunu farkediliyor. Doktorla terapi seanslarında direnç gösterenler, inkar ceketlerini çıkarmayanlar, terapiye devam etmeyenler vb gerçekçiydi. Diğer bir konu ekonomik seviyesi düşük olup sean ücretlerini ödeyemecek olan hastalarla seanlara devam edebilmek için buldukları çözüm tekniği de ilginçti. Karşılıklı sean özeti aktarımı.. Bu yöntemle hastalardan gelen sean özetleri ile ve aynı seansa ait kendi özeti, sonrasında Irvin D. Yalom "kitap/her-gun-biraz-daha-yakin--1596" eserini teması oluşturuyor. Aynı seansı doktor ve hastası bağımsız resmediyorlar. Bu teknikte yazılmış olan kanser hastasının duygu aktarımı kitapta kalbime dokunan en güzel öykülerden biriydi. Irvin D. Yalom kendi özeleştirisini de yapıyor. Seans sırasında izlediği doğaçlama teknikler bazen terapiyi yükseltirken, bazen de ters tepki verebiliyor. Bu konu ile ilgili bir terapi seansından sonra söylediği " Biz terapistler, çalışmalarımızda ince bir ayarı tutturabilmek ve hedefi gözünden vuran birer ampirist olmak için uğraşır dururuz. Has­tamızın bağlanma öyküsündeki veya DNA dizilimindeki bozuk kısımları tamir edebilmek isteriz. Oysa çalışmalarımızın gerçekliği bu modele uymaz ve genellikle, hastalarımızla çıktığımız keşif yolculuğunda doğaçlama yapmak zorunda kaldığımızı fark ederiz. Eskiden bu duruma sinir olurdum ama şimdi, altın çağım dediğim dönemde, insan düşüncesinin ve davranışının ne kadar öngörülemez ve ve karmaşık olduğuna hayret ederken, kendi kendime sessizce ıslık çalıyorum. Şimdi, belirsizliğin karşısında titremiyor, her şeyin belirli olduğunu varsaymanın kibirden ibaret olduğunu görebiliyorum. Şu an emin olduğum tek bir şey varsa, o da içten ve sıcak bir ortam yaratabildiğimde, hastalarımın, ihtiyaç duydukları yardıma, çoğu zaman tahmin bile edemeyeceğim müthiş yollardan erişeceğidir. " Hastaları ile iletişiminde seanlar sırada yaptığı hatalardan da açık yüreklilikle söz etmesi kişiliği hakkında fikir veriyor. Günübirlik İlişkiler kitabı psikolojik terim ve tanımlardan uzak bir kitap.. Olay örgüsü akıcı.. Kimi öyküler sarsıcı.. Pek çok kazanım çıkarmak mümkün.. Ben bu kitabı okuduktan sonra yazarın diğer kitaplarını ve "Kendime Düşünceler-Marcus Aurelıus" okuma listeme aldım. Okuma eksenin biraz yön değiştirdi gibi oldu. Kitabı önsözünde yer alan ve son öykü "Günübirlik İlişkiler" de terapi sırasında hastanın hayata bakış açısını değiştiren Marcus Aurelıus sözü ile incelemeyi bitiriyorum. "Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın..." "Her şeye dair anılar , sonsuzluk uçurumunda süratle gözden yitiyor . " “Fikriniz olmazsa, ‘zarar gördüm’ diye bir şikayet olmaz; ‘zarar gördüm’ diye bir şikayet olmazsa zarar da olmaz.” “Yargıları kesip atarsan kurtulursun. Bunu kim engelleyebilir ki?” “Her şey düşüncenin verdiği biçimi alır. Ve düşüncenizin kontrolü sizin elinizdedir. Dolayısıyla yargılarınızı ortadan kaldırmaya karar verdiğinizde huzura kavuşursunuz. Tıpkı, burnu dolaşan bir denizcinin sakin sulara, dalgasız bir koya erişmesi gibi.” "Şu an yaşıyorum ve önemli olan bu. Hayat geçici. Her zaman, herkes için. " "Benim işim, ölene kadar yaşamak. Benim işim, bedenimle barışmak, onu her şeyiyle sevmek. Böyle­likle, temelim sabit olduğunda, elimi güçlü ve cömert bir biçimde uzatabilirim." "O halde sana ait olan bu ufak zaman diliminden doğayla uyum içinde geç ve memnuniyetle tamamla yolculuğunu. Tıpkı olgun­laşan bir zeytinin, düşerken kendisini yaratan doğaya ve üstünde büyüdüğü ağaca şükran duyması gibi ." Marcus Aurelıus Okuma listenize önerebilirim. Okumaya niyetli olanlara şimdiden iyi okumalar dilerim. (Sevgican)

Kitabın Yazarı Irvin D. Yalom Kimdir?

Yahudi asıllı Amerikalı psikanalist, psikiyatrist, psikoterapist ve yazar.

Profesör unvanına sahip olan Yalom, Standford Üniversitesi'nden emekliye ayrılmış olup, alanında oldukça zengin bir yapıya sahip, bilimsel kitapların ve romanların sahibidir. Yalom, varoluşçu psikoterapinin en önemli yaşayan temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda Uluslararası Sigmund Freud – Psikoterapi 2009 ödülünün de sahibidir.

Washington, DC'de dünyaya gelen Yalom'un Yahudi kökenli ailesi, I. Dünya Savaşı'nın bitmesinden kısa bir süre sonra Polonya sınırlarına yakın bir Rus kasabası olan Celtz'ten ABD'ye göç etmiştir.

ABD'nin en etkili psikanalistlerinden biri olarak kabul edilen Yalom'un, kendine akıl hocası olarak kabul ettiği kişi Jerome D. Frank'dı. Yalom, psikanalistler içinde sürekli olarak kritize edilen psikanalizin geliştirilmesinde öncülük yapmış ve aynı zamanda psikanalizdeki uzun ama etkileyici yeni rehabilitasyon yöntemleriyle insanın psikolojik rahatsızlıklarını yeniden ve daha iyi anlamayı sağlarken, uyguladığı yöntemlere has içeriklerle dolu yazdığı romanlar onun edebiyat dünyasında da yer edinmesine yardımcı olmuştur.

Irvin David Yalom, toplum bilimci ve yazar Marily Yalom ile evlidir. Bu evlilikten dört çocukları olmuştur. Kaliforniya, Palo Alto'da yaşamaktadır. Yazdıklarında kullandığı genel metafor psikanalitiktir ve felsefeyle de iç içedir. Grup terapilerinde uyguladığı varoluşçu yöntem, klasik bir yöntem olsa da Yalom, bunun günümüz psikanalizinde deforme olmasını engelleyen çok daha sonuç alıcı bulgularla devam ettirmiştir.

Irvin D. Yalom Kitapları - Eserleri

  • Nietzsche Ağladığında
  • Spinoza Problemi
  • Divan
  • Her Gün Biraz Daha Yakın
  • Bağışlanan Terapi
  • Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri

  • Bugünü Yaşama Arzusu
  • Annem ve Hayatın Anlamı
  • Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
  • Varoluşçu Psikoterapi
  • Depresyon Terapisi
  • Günübirlik Hayatlar
  • Anksiyete Terapisi

  • Okul-Çağı Çocuklarının Terapisi
  • Ergen Terapisi
  • Okul-Öncesi Çocuklarının Terapisi
  • Evlilik Terapisi
  • Yeme Bozuklukları Terapisi
  • Alkolizm Terapisi
  • Cinsel Terapi

  • Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği
  • Kısa Süreli Grup Terapileri
  • Ölüm Korkusunu Yenmek
  • Şizofreni Terapisi
  • Psikoterapi Seti
  • Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi
  • Din ve Psikiyatri

  • Bir Psikiyatristin Anıları
  • Yalom Seçkisi
  • Psixoterapiya Vergisi
  • Çocuk Terapisi
  • Çift Terapisi
  • A Matter of Death and Life

Irvin D. Yalom Alıntıları - Sözleri

  • "Bir sürü soru soruyorsun, ama tek bir cevabı var: Kendi başıma yaptım." (Ölüm Korkusunu Yenmek)
  • Hepimiz aynı korkuyla, ölümlülük yarasıyla, varoluşun özündeki kurtla karşı karşıyayız. (Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek)
  • “Bir şeyin korkutucu, değersiz, arzu edilesi ya da beş para etmez olduğuna karar veren zihindir, dolayısıyla değiştirilmesi gereken şey sadece ve sadece zihindir. ” (Spinoza Problemi)
  • Ölmek hayatın bir parçası. Onu kaçırmak, o gerçekleşirken uyumak, hayatın büyük maceralarından birini kaçırmaktır. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • Çocukken tanıdığı insanlara benziyorlardı. Basit ama düşünceliydiler. Birbirleriyle mutlu ve huzurluydular. (Spinoza Problemi)
  • Öfkeliyim , çünkü buradaki herkesten daha iyiyim ve kimse bunu fark etmiyor. Daha zekiyim, daha hızlıyım, daha iyiyim ve lanet olsun kimse beni takdir etmiyor. (Varoluşçu Psikoterapi)

  • Bir daha hiç incinmemenin yolunu bulmuştum; eğer kimsenin benim için önemli olmasına izin vermezsem bir daha asla kayıp yaşamazdım. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın... ______ Marcus Aurelius Düşünceler (Günübirlik Hayatlar)
  • .... "Ölüm her zaman bir şok etkisi yaratır." ______ Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik ... yaşam geçici ... Bunu biliyordum zaten ... Herkes bilmez mi? Ama üstüne pek düşünmemiştim. Düşünmek de istememiştim. .... Ölümün kalıcılığını düşünüyorum. Sonsuza kadar ölü olmayı düşünüyorum. Nedense bu düşünce, yani sonsuza kadar ölü olma düşüncesi, bir türlü aklımdan çıkmıyor. (Günübirlik Hayatlar)
  • Stresin hem bağışıklık sistemini hem de hormonal dengeyi etkileyerek hastalığa direnci azalttığına dair çok sayıda bulgu vardır. (Varoluşçu Psikoterapi)
  • Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir? (Günübirlik Hayatlar)
  • "ilk gençlik yıllarında," der Schopenhauer, "önümüzdeki hayat üzerine düşünürken, tiyatro salonundaki yerini perde açılmadan önce almış, oyunun başlamasını sabırsızlıkla bekleyen, heyecanlı çocuklar gibiyizdir. İleride neler olup biteceğini bilmememiz düpedüz bir lütuftur. Şayet olacakları önceden görebilsek, o çocuklar gözümüze mahkum olmuş tutuklular gibi görünürdü; ölüme değil de hayata mahkum olmuş, ama hükümlerinin ne anlama geldiğinden o ana dek tamamen bihaber tutuklular gibi." (Din ve Psikiyatri)
  • Din ve kültür bazen insanları o kadar güçlü motive edebilir ki, bu, psikoterapistleri sadece şaşırtabilir. Bizler, olasılığı çok çok küçük hava felaketlerine ilişkin korkuları nedeniyle bizden yardım almaya gelenlerin en azından uçağa binmelerini sağlayacak, bu fobileri yok etme amaçlı yollar geliştirmeye çalışırken, adamlarını kesin bir ölüm için uçaklarına gönderen Kamikaze komutanlarına korkuyla karışık saygı duyarak bakıyoruz. Biz, bazı İslamcı liderlerin canlı bombalarına öldükleri anda cennete gideceklerine dair verdikleri motivasyonu, panik ataktan öleceğini düşünen agorofobikleri bir otobüse bindirmeye çalışırken sağlayamadığımız için de üzgünüz. (Anksiyete Terapisi)

  • “Sözünden dönmene ya da kendine olan güvenini yitirmene neden olabilecek hiçbir şeyi avantaj sayma.” ( Marcus Aurelius|Düşünceler) (Günübirlik Hayatlar)
  • 10 dakikalık içten gülüş ağrı kesici etki yapar (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi)
  • Gen çalışmaları doğuştan gelen farklılıkların anksiyete bozuklukları geliştirmedeki etkilerini kanıtlayabilirler, ancak öyle görünüyor ki genler ana nedenler olmaktan çok yatkınlığa neden olan faktörler olarak kalacaklar. (Anksiyete Terapisi)
  • Kâh dilden dökülür, kâh kalem yazar. En hazin sözler “Keşke” ile başlar. (Divan)
  • Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. (Nietzsche Ağladığında)
  • Dinlemek yaratıcı bir iştir, terapist zihni ölçerken çarpıtır.. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • 1.Kendim için yarattığım dünyayı sadece ben değiştirebilirim. 2. Değişmek tehlikeli değildir. 3. Gerçekten istediğim şeye ulaşmak için değişmek zorundayım . 4. Değişebilirim. Bunu yapabilirim. (Yalom Seçkisi)

Yorum Yaz