Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı - Rıfat Ilgaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı kimin eseri? Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı kitabının yazarı kimdir? Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı konusu ve anafikri nedir? Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı kitabı ne anlatıyor? Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı kitabının yazarı Rıfat Ilgaz kimdir? İşte Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Rıfat Ilgaz
Yayın Evi: Çınar Yayınları
İSBN: 9789753482660
Sayfa Sayısı: 124
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hababam Sınıfı... Her okulda vardır böyle bir sınıf! Derslerde şiirler, mektuplar yazılır; akla hayale gelmeyecek şakalar yapılır. Dersi kaynatmak, sözlüden ya da yazılıdan kurtulmak için bin bir haylazlık...
İlk baskısı 1971 yılında yapılan Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı’da sınıfın haylazlarının şamatası devam ediyor. Rıfat Ilgaz, eğitim sistemindeki bozukluğu, yöneticilerin ve eğitimcilerin halini, öğrencilerin gözünden aktarmaya devam ediyor bu kitapta da...
Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı romanından uyarladığı Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı Baskında ve Hababam Sınıfı Uyanıyor adlı tiyatro oyunlarını okurken, kendinizi hiç yabancısı olmadığınız sınıfın şenlikli ortamında bulacaksınız.
Hepimizin sınıf arkadaşlarımıza, hocalarımıza, derslerimize ait birbirinden ilginç anıları var. Kitapta bu anıların birkaçına rastlayacaksınız; kiminiz çocukluk, kiminiz ilkgençlik günlerinizi yeniden yaşayacaksınız.
Sınıfta kalan kim? Sistem mi, Hababam Sınıfı mı?
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı Alıntıları - Sözleri
- İNEK ŞABAN Bütün edebiyat kitabını ezberledim. İçinde düşmanlık, suçlamak, yasaklamak üzerine her şey var. Dostluk, sevgi üzerine tek satır yok. Öğretmenlerimin hepsi için dilim varmıyor kötü demeğe. Ama bazı geceler uykum kaçıyor da düşünüyorum. Ne işim var burada benim diye. Tek başıma sanıyorum kendimi. Yalnızlıktan korkuyorum. MÜDÜR Ne demek istiyorsun sen ha? İNEK ŞABAN Yani, şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor geliyor. Bozuk olan bir şey var bu okulda. Kitaplar mı, dersler mi, öğretmenler mi, idare mi bilmiyorum. Bizi sevgiden yoksun bırakan bir şey var!
- "Kalbimin bütün heyecanıyla sizi bekliyorum."
- "Yani şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor."
- Jimnastik demek metot demektir. Jimnastik demek eğitim demektir. Eğitim iki kısma ayrılır. Ruh eğitimi, beden eğitimi...
- Halk değil, koyun sürüsü, dii mi?
- "Temas yok!"
- "Bizi sevgiden yoksun bırakan bir şey var!"
- İNEK ŞABAN - E... Arkadaşlar bu elmalar hangi bahçenin mahsulü, söyleyin de öğrenelim! GÜDÜK NECMİ - Öğrenirsen midende ekşime yapar sonra! İNEK ŞABAN - Bunlar ekşi elma değil ki... REFÜZE EKREM - Şabancığım nereye çalışıyorsun? İNEK ŞABAN - Hollanda'ya. REFÜZE EKREM - Ha... Nesi meşhur şu Hollanda'nın? İNEK ŞABAN - Lâle bahçeleri... Yel değirmenleri... Peyniri... Tahta papuçları... Sarışın kızları... REFÜZE EKREM - Başka başka?.. İNEK ŞABAN - (Öfkeli) İneği! REFÜZE EKREM - Hah! İşte bu elmalar da Hollanda malı... İNEK ŞABAN - Sahi mi?.. Kokusu da hiç yabancı değil. Sahi ulan nereden bu elmalar? Ulan yoksa... Yoksa benim dolabımdan mı?..
- İNEK ŞABAN "Yani şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor. Bozuk olan bir şey var bu okulda. Kitaplar mı, dersler mi, öğretmenler mi, idare mi bilmiyorum. Bizi sevgiden yoksun bırakan bir şey var!" MÜDÜR "Ulan dırlanıp durma, seni de sınıfta bırakırım sonra!"
- - Bütün edebiyat kitabını ezberledim. İçinde düşmanlık, suçlamak, yasaklamak üzerine her şey var. Dostluk, sevgi üzerine tek satır yok. Bazı geceler uykum kaçıyor da düşünüyorum. Ne işim var burada benim diye. Tek başıma sanıyorum kendimi. Yalnızlıktan korkuyorum. + Ne demek istiyorsun sen ha? - Şunu demek istiyorum. Aç kalmak, açıkta kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor.
- İNEK ŞABAN- Bazı geceler uykum kaçıyor da düşünüyorum. Ne işim var burda benim diye. Tek başıma sanıyorum kendimi. Yalnızlıktan korkuyorum. MÜDÜR- Ne demek istiyorsun sen ha? İNEK ŞABAN- Yani şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor. Bozuk olan bir şey var bu okulda. Kitaplar mı, dersler mi, öğretmenler mi, idare mi bilmiyorum. Bizi sevgiden yoksun bırakan bir şey var! MÜDÜR- Ulan dırlanıp durma, seni de sınıfta bırakırım sonra! İNEK ŞABAN- Ben de onu rica edecektim sizden.
- Yani şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor.
- Çünkü yüksek bir kalp için, hediye veren kimsede alaka sönünce, hediye de değerini kaybeder.
- İNEK ŞABAN: Kokusu da hiç yabancı değil. Sahi ulan nerden bu elmalar? Ulan yoksa... Yoksa benim dolabımdan mı?.. (Koşarak çıkar.)
- İNEK ŞABAN: Yani şunu demek istiyorum! Aç kalmak, açık kalmak korkutmuyor beni! Sevilmemek, sevgiden yoksun kalmak acı geliyor.
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mutlu Sabahlar! En çok yazmaya zorlandığım Rıfat Ilgaz kitapları Hababam Sınıfı üzerine olandır sanırım. O kadar huzur verici bir durum ki... 1 milyon insanın 10 milyon defa seyrettiği, hepimizin çoğu sahnelerini onlarca defa gülerek seyredip birbirini etiketleyip paylaştığı sahneler gözümüzün önünde. Tabi çok az film, kitabının önüne geçmeyi başarır. Hababam Sınıfı böyle olan nadir yapımlardan. En başta söyledim çok da objektif olamayacağım diye aslında ama. Filmlerde biz o çok sevdiğimiz rahmetli oyuncuların sahnelerine güler aslında mesajları kaçırırız. Kitapta ise bu mesajı daha iyi anlıyoruz. Mesela hatırlayalım yemekhanede sürekli fasulye çıkar ama içinde et yoktur. Şimdi her gün evinde et pişip pişmediğini kimse düşünmez. Yemekhane yemeği der ne bileyim güler geçer genelimiz. İdareci para almaya gelince parayı almış ama hak ettikleri yemeğin çok azını vermiştir. Burada eleştiri budur aslında ama filmde sürekli gülmekten kaçırdıklarımızı kitapta karşımıza sürekli getirir Rıfat Ilgaz. Kötü idareciler ve kötü öğretmenler çok karşımıza çıkar. Kötü bir yönetim vardır, her oyuncu her karakter aslında halktan bir özellik taşırlar. İdareciler de yöneticilerdir. Eleştiri ön plandadır. Bu yüzden yukarıda film daha ön plandadır dedim. Çünkü Şaban karakteri çok ayrı bir karakterdir ve kitapla gerçeği sadece birkaç özellik dışında birbirinden çok ayrıktır. Sürekli gözlüklü biri olduğu söylenen Şaban karakterinde gözlük canlandırabilen var mı Kemal Ağabey için? İmkanı yok. O yüzden bazı yapımlar, kitabın önüne geçer demiştim zaten. Bu kitabı anlatmayı daha fazla uzatmak her şeye hakaret ediyormuşum hissi veriyor. O yüzden okumak isteyen olursa bana ulaşsın, ne zaman isterse. Yardımcı olacağım. İyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)
Uzun süredir koltukların altında olan, sağda solda kalan bu serileri de okumuş oldum. Çocukluğumuzun kahramanları bunlar. Ama okumanın, kitabın yaşı olmaz. Herşeyi okumak, Her kitaptan birşeyler almak önemli. (Volkan Ş.)
Çocukluğumdan beri bu seriyi çok merak ederdim bugün serinin bu kitabını tek seferde okudum. Okuduktan sonra fark ettim ki filmle bağlantı beklediğim kadar çok değildi bu konuda biraz şaşırdım. Kitap anlatım olarak ise sade ve açıklayıcı zaten sayfa sayısının azlığı kitabı hemen bitirmeyi de kolaylıştırıyor. İçerik ise bizi güldürdüğü kadar düşündürmüş. (Fırat)
Kitabın Yazarı Rıfat Ilgaz Kimdir?
1911 yılında Kastamonu’nun Cide ilçesinde doğdu.7 Temmuz 1993 tarihinde öldü.Rıfat Ilgaz 1940’ların toplumcu-gerçekçi şairlerindendir. 1911 yılında Cide’de doğdu. Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı. İlk şiiri 27 Temmuz 1927 ‘de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı. Ayrıca; Açıkgöz(Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü sebebiyle buradan ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi’nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu.
Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova’da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938 ‘de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı. 1939’da İstanbul Karagümrük Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz’ın, yazı ve şiirleri dergilerde yayınlanmaya başladı. 1940 ‘da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi. Ömer Faruk Toprak ile 9 Eylül 1942’de Yürüyüş Dergisi’ni çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, A.Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar. 1943’te ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944’de "Sınıf" adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı. 1945’te Gün Dergisi çıktı. Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz Nesin’in Cumartesi Dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı. 1946’da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek Gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın Dergisi’ni Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar. Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat’a tayini çıktı. Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanatoryumunda yattı. Şubat 1947’de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz’un çıkardığı Marko Paşa kadrosuna girdi. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Marko Paşa gibi dergilerin adı sık sık değişiyordu. 1950’li yıllarda Ilgaz, gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler.
1952-1960’da Tan Gazetesi’nde dizgici-musahhih ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Turhan ve İlhan Selçuk’un çıkardığı Dolmuş Dergisi’ne "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalar(Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul’da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı’nı da isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne" (Yedek Lastik) takma adıyla yazdı. Ocak 1953’te Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı. Rıfat Ilgaz Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazdı. Sınıf Yayınları’nı kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi. 1970’te Basın Şeref Kartı’nı aldı. 1974’te emekli oldu. Doğum yeri olan Cide’ye yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul’da oğlu Aydın Ilgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşadı. Bu olaylar "Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlatılır. Onu hepimiz Hababam Sınıfı’nın yazarı olarak bildik. Altmış kitabı olmasına rağmen onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. Rıfat Ilgaz 7 Temmuz 1993 günü öldü.
Rıfat Ilgaz Kitapları - Eserleri
- Karartma Geceleri
- Halime Kaptan
- Hababam Sınıfı
- Sarı Yazma
- Hababam Sınıfı Uyanıyor
- Apartıman Çocukları
- Şeker Kutusu
- Nerde O Eski Usturalar
- Meşrutiyet Kıraathanesi
- Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı
- Pijamalılar
- Hababam Sınıfı İcraatın İçinde
- Garibin Horozu
- Hababam Sınıfı Baskında
- Karadeniz'in Kıyıcığında
- Don Kişot İstanbul'da
- Yıldız Karayel
- Bacaksız Okulda
- Sınıf
- Bacaksız Paralı Atlet
- Bacaksız Kamyon Sürücüsü
- Bütün Şiirleri 1927-1991
- Dördüncü Bölük
- Yokuş Yukarı
- Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
- Bacaksız Tatil Köyünde
- Sosyal Kadınlar Partisi
- Bacaksız Sigara Kaçakçısı
- Kumdan Betona
- Yaşadıkça
- Hoca Nasrettin ve Çömezleri
- Çalış Osman Çiftlik Senin
- Radarın Anahtarı
- Öksüz Civciv
- Yarenlik
- Rüşvetin Alamancası
- Nerede Kalmıştık
- Cankurtaran Yılmaz
- Devam - Şiirler 1953
- Cart Curt
- Rıfat Ilgaz - Seçme Şiirler
- Satılmışlar
- Ocak Katırı Alagöz
- Soluk Soluğa/ Karakılçık/ Uzak Değil
- Kulağımız Kirişte
- Güvercinim Uyur mu
- Üsküdar’da Sabah Oldu
- Küçükçekmece Okyanusu
- Haydi Yolunuz Açık Olsun
- Uzak Değil
- Durmak Yok
- Bunadı Bu Adam
- Fedailer Mangası
- Krallar ve Kurallar
- Şevket Ustanın Kedisi
- Çocuk Bahçesi
- Altın Ekicisi
- Bütün Şiirleri 1937-1983
- Çok Küçüğüm Daha Ben
- Kesmeli Bunları
Rıfat Ilgaz Alıntıları - Sözleri
- Bizim memlekette zeytin o kadar boldur ki... Ama arayınca tanesini bulamazsınız! Yağını dostlarımıza satarlar, çekirdeğini de bize yuttururlar. (Sosyal Kadınlar Partisi)
- Topladığımız gönül çiçekleri Kucağımızda sararıp solar Utanır da veremeyiz Sunamayız dilimiz dolaşır Oysa neler düşlemişizdir geceden. (Ocak Katırı Alagöz)
- "Bakın şu miskinlere, Hababam Sınıfı değil, Hababam Taburu be !" (Hababam Sınıfı)
- Sait ne zaman Haluk’la ikimizi bir arada görse süzerdi onu: "İşte benim ustam!" derdi. "Bana gazeteciliği öğreten ilk adam!" (Yokuş Yukarı)
- Annem kahve! Emrini alinca, hemen sürerdi cezve yi kahve gelince bos zamanlarinda sardığı sigaralardan birini çıkarır hanım ateş.. Emrini verirdi. Ben kibriti kapıp koşarsam beni terslerdi. Annem karşısında süzüm süzüldukce keyiften bayilirdi. Zevk sahibiydi babam Sandalcı Hamit. (Nerde O Eski Usturalar)
- Ben ölmedim Beni öldürmediler de Yaşıyorum yaşıyorum işte At kıçında sinek gibi Tööbe töbe (Uzak Değil)
- Neyimize gerek bizim siyaset.! (Haydi Yolunuz Açık Olsun)
- Doğru! Dünyanın parası var İsviçre'de. Bizimkilerin paraları bile orda! (Hababam Sınıfı Baskında)
- "...Ben bugüne kadar tavuk bile kesmedim. Hep bizim büyük hanım keser tavukları." "Tavuğu kadına mı kestiriyorsun?" "Kime kestireyim ya?" "Yenmez kadının kestiği tavuk." "Pişirdiği pilav yenir de kestiği tavuk mu yenmez,haaa?" "Asla yenmez." "Ben yedim oldu Muhzır Efendi. Sana buyur edersem yeme!" (Hoca Nasrettin ve Çömezleri)
- Ben kaçıyorum anladın mı, resmen kaçıyorum insanlardan. (Şeker Kutusu)
- Poker denilen oyun da particilik gibi… Cebin dolu oldu mu, salla sallayabildiğin kadar. Bu oyunun aslı esası palavra! (Şeker Kutusu)
- Gel, değmeden birbirine ellerimiz, sen günlük işlerinden konuş, ben sana masallar anlatayım gelecek günlere dair. (Yarenlik)
- "-Sanat gösterisi yapmıyormuşuz da biz ne yapıyormuşuz? -Gövde gösterisi..." (Dördüncü Bölük)
- Açlık ,ekmeğin katığıydı … (Karadeniz'in Kıyıcığında)
- Ne demiş en büyük ozanımız Neden kulak vermiyorsunuz sesine Bir ağaç gibi hür yaşayın dememiş mi, Ve bir orman gibi kardeşçesine? (Rıfat Ilgaz - Seçme Şiirler)
- "Okuyamadığım kitaplardan kitaplıklar düzdüm." (Sosyal Kadınlar Partisi)
- ...Aynı bunalımlı günleri birlikte yaşadığımız halde adımı ancak kaşıntılı günlerinde anımsayan dostlara inat! (Yokuş Yukarı)
- ..Yağlı güreşteki dinç güreşçilere benziyordu balık.Ele,avuca sığmıyordu... (Küçükçekmece Okyanusu)
- Allah, bir kapıyı kaparsa bir kapıyı açar. (Apartıman Çocukları)
- ... değişen hiçbir şey yoktu eğitim, öğretim alanında. Her şey olduğu gibi, bütün düzensizliğiyle sürüp gidiyordu. (Hababam Sınıfı Baskında)
Editör: Nasrettin Güneş