Haddini Bil - Müjdat Gezen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Haddini Bil kimin eseri? Haddini Bil kitabının yazarı kimdir? Haddini Bil konusu ve anafikri nedir? Haddini Bil kitabı ne anlatıyor? Haddini Bil PDF indirme linki var mı? Haddini Bil kitabının yazarı Müjdat Gezen kimdir? İşte Haddini Bil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Müjdat Gezen
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi
İSBN: 9786052984475
Sayfa Sayısı: 176
Haddini Bil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Biyografi:
29 Ekim’de doğdu
Haddini Bil Alıntıları - Sözleri
- Herseyi bilmenize gerek yok haddinizi bilin yeter
- “Yağmurlar çimleri besler, kitaplar insanları”
- Altmış yıldır bu insanları güldürmeyi, düşündürmeyi ilke edinmiş birinin arkasında, herhalde siyasi parti liderinin seçmen sayısından daha fazla insan olacaktı. Öyle de oldu.
- Dikkatimi en çok çeken, hem savcının hem yargıcın, konuşurken yüzümüze bakamaması oldu.
- Hakaret eden Recep Tayyip Erdoğan, hakaretten yargılanan Müjdat GEZEN.
- “Yüzlerce isim geldi geçti çoğunu iplemedim, “Atatürk” dediler önümü ilikledim.”
- Dilimi kesseler dilsiz alfabesi öğrenir, yine konuşurum.
- yeter ki içimdeki kıvılcım bitmesin, yeter ki sönmesin ateşim ve kokusunu yitirmesin içimdeki karanfil çünkü bir tanem sen de biliyorsun ki, bu, başıma ilk gelen şey değil.
- Hep gülümserdi... Bir seçim gezisinde otobüsün arkasına bir vatandaş asılıyor: —Erdal Beeey, senin hastanım, seni çok sevirem, senin için ölirem... Deyince Erdal Bey: —Sakın ölme, bir oy bir oydur, diyor.
- Tek ayrıcalığımız düşünmektir. Yoksa Darwin’in yanıldığını çok iyi bilirim. Bazılarımız değişime uğramadılar. Onlar hala maymun.
- Yağmurlar çimleri besler, kitaplar insanları.
- “ İNANANLAR “ — “ İNANMAYANLAR “ Bunu kim çıkardı dersiniz? Tabii ki kendilerine “ inananlar “ diyenler. Çünkü hiç insan kendine “ BİZ İNANMAYANLAR “ der mi?
- POLİTİKACILAR HİÇ BİR ZAMAN APTALLARI HEDEF ALMAZ. ONLARIN HEDEFLERİ HEP ORTALAMALARIDIR.
- yüzlerce isim geldi geçti çoğunu iplemedim, ATATÜRK dediler önümü ilikledim.
- Atatürk'ün bize emanet ettiği en önemli özgürlüklerden biri olan "KORKMAMA ÖZGÜRLÜĞÜ"mü sonuna kadar kullanacağım.
Haddini Bil İncelemesi - Şahsi Yorumlar
ÖNEMLİ NOT: Bu kitap baskıya girmeden önce Av. Celal ÜLGEN tarafından sansürlenmiştir. Karşı gelecek insanların olduğunu bildiğim için en başa Müjdat Gezen’in savunmasını koyuyorum: “Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini aynen yineleyerek, ‘Sen benim vatanseverliğimi yargılayamazsın, haddini bil!’ dedim. Burada ‘Haddini bil’ hakaret ise; Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok kullandığı sözler olduğunu bütün dünya biliyor.” Müjdat Gezen, 12 Eylül Kenan Evren Darbesi’nden, beş yıl önce yazdığı “Çizgilerle Nazım Hikmet” kitabından dolayı tutuklanıp cezaevine tıkıldıktan sonra, ilk duruşmada beraat etmiştir. “Eş dost bu olayı kitap yapmam için çok bastırdı. Beş yıl bekledim. Çünkü ‘Herif girdi, birazcık yattı çıktı, hemen bunu kitap yaptı,’ diyebilecek kitapsızları düşünerek yazmadım… Ama bu seferki öyle değil. Hemen yazıyorum. Çünkü artık yetti. Bunca yıl geçti, hiç mi ders alınmadı, demokrasiye hiç mi yaklaşamayacağız?.. Yazacağım… Konuşacağım… Oynayacağım… “ HADDİNİ BİLMEK: değerinin, yeteneğinin ne olduğunu bilmek. olarak tanımlanıyor. Oysa Recep Tayyip Erdoğan bu sözcükleri Had: sınır tarifinden hareketle “SINIRINI BİL” şeklinde kullanıyor. Ben de o anlamda kullandım. Haddini, yani hududunu, sınırını bil, çizmeyi aşma… Hakaret eden Recep Tayyip Erdoğan, hakaretten yargılanan Müjdat Gezen. gonderi/108616635 HALK TV’de Uğur Dündar’ın ARENA programına Metin Akpınar’la birlikte çıkan Müjdat Gezen, sıra kendisine geldiğinde; herkese parmak sallayan, herkesi azarlayan, önüne gelene “HADDİNİ BİL!” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a, “Sen benim vatanseverliğimi yargılayamazsın, herkese ‘haddini bil’ diyorsun, sen de ‘haddini bil.’” der. Ertesi gün Recep Tayyip Erdoğan, meydanlarda Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’i hedef göstererek “Bedel ödeyecekler” der ve savcılara ihbar eder. Aynı gün, bütün bağımsızlığıyla (!) Cumhuriyet Başsavcılığı, bu iki sanatçıya davetiye çıkarır. Hemen ertesi gün kapıya polisler gelir, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar adliyeye götürülür… Müjdat Gezen, “Cumhurbaşkanına hakaret"ten, Metin Akpınar, “hem hakaret hem de halkı kin ve nefret...” suçlarından dolayı hakim karşısına çıkarlar. “Dikkatimi en çok çeken, hem savcının hem yargıcın, konuşurken yüzümüze bakamaması oldu. Yargıç bana ‘Sadece bir gün imza vereceksiniz,’ dedi. ‘Bir de yurtdışına çıkma yasağı.’” gonderi/108616466 Bu olaylar sırasında, “çok kaliteli Twitter kullanıcısı” sıfatına layık insanlarımız Twitter’da bu konuyu gündeme getirmişti bile. Müjdat Gezen’den trollere cevap: “Bazıları da küfür edip terbiye sınırlarını aşan şeyler yazıp duruyorlarmış… Ne diyeyim?.. Küfür etmek rahatlatıyorsa etsinler. Çünkü onları tabure olarak bile göremiyorum. Tabure hiç olmazsa bir işe yarar.” “Yılmaz ÖZDİL benim canım kardeşimdir. Bir yazısını izinsiz bu kitaba aldım. Buyrun.” “Ayyaş” diyor. İsmet İnönü’ye “Hitler” diyor. “Hayır diyen darbecidir” diyor. “Karakteri bozuk şehit babaları var” diyor “Ananı da al git” diyor. Feministlere “bizim dinimizle senin ilgin yok” diyor. Metin Akpınar’a, Müjdat Gezen’e “sanatçı müsveddeleri, zehirli, alçak zihniyet, imansızlar” diyor. Sözcü, 26 Aralık 2018 Klasik Recep Tayyip Erdoğan hareketi, kendine oy gelmeyecek bir kesim seçer, hakaret eder ve gündem değiştirir. Bu sırada dünyaya rezil olduğumuzu umursamaz tabii ki. “Ya bana suçumun ne olduğunu söylersiniz, ya da yurtdışına çıkma yasağımı kaldırırsınız… Ya da ulusumu dünyaya rezil etmeye devam edersiniz… Tercih sizin.” Müjdat Gezen, sf 49 “Bu topraklarda doğdum. Büyüdüm. Büyütüldüm. Borcum var. Bu topluma, bu toprağa borcum var. Onu ödemeden gitmem. (Yurtdışını kastetmiyorum. Çünkü zaten yurtdışına gitmem. Hele hele, hiç kaçmam. Ben kaçacakları biliyorum. Ama söylemem.)" sf 67 Okuyunca keyiflendiren bir yazı. Aynı zamanda da biraz düşündürüyor. Hakikaten, biz bu insanlardan ne zarar gördük? Haberlerde, internette, günlük hayatta duyduğumuz bazı olaylardan dolayı sinir küpüne dönmüş olmamıza rağmen kitabı okurken hiç sinirlenmedim; aksine, içimi Müjdat Gezen’in samimiyeti kapladı. İyi ki varsın Müjdat Gezen! TRT’den bahsetmesek olmaz tabii ki. Ne de olsa baskı yok (!) TRT bir ünlü ile belgesel çekiyor. Spiker soruyor: — Sizinle ilgili konuşmasını istediğiniz iki isim verir misiniz? — Türkan Şoray, Müjdat Gezen, diyor ünlü kişi. — Müjdat Gezen olmaz efendim… "Baskı var mı yok mu?.. Baskı falan yok.. Demokrasi ile yönetildiğimiz bir gerçek. Ayıptır. Öyle baskı rejimi, yasaklar ülkesi falan. Ayıptır… Bunların Tümü yalan! Hakikaten yatacak yeriniz yok. Dünyaya rezil oluyoruz. En çok gücüme giden yanı da bu." sf 78 Maalesef kitabın sonuna geldik. Yılmaz Özdil ile mahkemeye verilmesi ile alakalı “Adli Skandal” başlığı altında iki bölüm var. Evrak okumayı sevmediğimiz için İncelemeye almak istemedim. İncelemeyi, kitabın sonunda olan seçme destek mesajları, gazete haberleri ile bitirmek istiyorum. Bunlar var ya bunlar: Demirel’i, Kenan Evren’i, Turgut Özal’ı, Mesut Yılmaz’ı, Tansu Çiller’i yalamamışlar. Boşuna heveslenmeyin, sizi de yalamazlar! Çünkü onlar sizin saray soytarılarına benzemezler. Onlar halkın gerçek sanatçılarıdır. Onlara yapılan baskı ve haksızlık tüm tiyatroculara yapılmış sayılır. Korkmuyoruz, susmuyoruz, biat etmiyoruz! Kadıköy Tiyatroları Platformu Müjdat Gezen ve Metin Akpınar sabah erken saatlerde evden adliyeye davet edildikleri (!) için kahvaltı dahi yapmamışlardı. Defalarca bir şeyler yemeleri konusunda ısrarcı olduk ama kabul etmediler. Bir saat sonra adliye kantinlerinden birinde çalışan, orta yaşlı, gözleri sevgiyle dolu iki kadın, ellerinde tepsi içinde tost ve çayla geldiler. “Burada olduğunuzu duyduk, tost getirdik.” dediler. Deniz Ülgen Şeren “Sanatçının eleştirme hakkı var” Kemal Kılıçdaroğlu İktidar yanlısı TV ve radyolarda Atatürk’e hakaretler yağdırılıyor, halk tehdit ediliyor, iç savaş çağrıları yapılıyor ama kimse ses çıkarmıyor. RTÜK bunları görmüyor. (Melih)
Merhabalar, içinde bulunduğum kitap grubumuzun bu ay ki okuma konusu siyaset idi. Ve bende bu konu doğrultusunda Sevgili Müjdat Gezen'in kitabı "Haddini Bil"i seçtim.Ülkemizin içinde bulunduğu politik sorunların, yönetimsel baskıların, vatandaşa, sanatçıya, bilime, gençlere, aydına sarf edilen ağır sözlerin toplanmış halini bu kitapta gördüm. Gördüm ve bildiğimiz gerçekler bir kez de Usta Sanatçı tarafından yüzüme çarpıldı. Üzülerek, kızarak, sayarak, söverek okudum. Kendi ülkemizde kendi seçtiğimiz siyasetçiler tarafından ne sıfatlara layık görünmüşüz meğer.. Ne acı, çok acı.. Kitabın ana konusuna gelecek olursak gündemi yakından takip edenlerin hatırlayacağı çok yakın bir zamandaki olaydır. Usta oyuncular Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın "Cumhurbaşkanına hakaretten" ceza evine alınması ve süregelen bir sürü hak etmedikleri davalar, denetimli serbestlikler vs vs. Biz basından daha doğrusu özgür kalabilmeyi başaran basından olabildiğince bu konuyu takip etmeye çalıştık. Ama tabi ki bunu yaşayan Müjdat Gezen'in belgeler ve içinde bulunduğu duygular ile anlatımı çok farklı bir boyutta. Kitap her ne kadar 179 sayfalık ince bir yapıda olsa da içerisinde ülkemizin son 50 yılı yer alıyor. Herkesin mutlaka okumasını tavsiye ederim. Konuşmaktan korkmadığımız, özgürce yaşayabildiğimiz, hür, adaletli, vicdanlı bir memlekete kavuşmak dileği ile. (Betül Aslan Kurtulmuş)
Haddini Bil PDF indirme linki var mı?
Müjdat Gezen - Haddini Bil kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Haddini Bil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Müjdat Gezen Kimdir?
29 Ekim 1943 yılında İstanbul Fatih'de doğdu. Sahneye ilk kez 1953 yılında Hırka-i Şerif İlköğretim Okulu'nda ilk piyesinde çıktı. Aynı yıl Doğan Kardeş çocuk dergisinde şiirleri yayımlandı. Yine bu yıllarda İstanbul Radyosu Çocuk Kulübü'nde mikrofonla tanıştı. 1956-57 yıllarında çeşitli amatör tiyatro topluluklarında rol aldı ve 1960 yılında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları' nda profesyonel oldu. Aynı yıl Vefa Lisesi'ni bitirdi. 1961 yılında İstanbul Belediyesi Konservatuvarları Tiyatro Bölümü'ne girdi. 1962 yılında ilk filmini çevirdi.
Gezen, 1963 yılında ilk özel tiyatro çalışmasını yaptı. Münir Özkul ve Muammer Karaca Tiyatroları'na girdi. 1963-64 yıllarında sanat dergilerinde şiirleri çıktı. 1964-1966 yılları arasında askerlik yaptı ve oyun yazma denemelerinde bulundu. 1966 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosu'na girdi. 1967 yılında arkadaşlarıyla birlikte Halk Oyuncuları'nı kurdu. 1968 yılında ilk kez kendi özel tiyatrosunu açtı ve aynı sezon İstanbul Tiyatrosu'nda çalıştı. 1970 yılında sahne çalışmaları ve film çalışmalarında ve aynı zamanda TV çalışmalarında bulundu. Aynı yıl Elif adlı kızı dünyaya geldi. Gazete ve dergilerde yazdı. 1975 yılında ilk kitabı yayımlandı[kaynak belirtilmeli]. 1999 yılı itibariyle 28 yayımlanmış kitabı vardır[kaynak belirtilmeli]. Ayrıca, ilkokul Türkçe kitaplarında yazıları mevcuttur[kaynak belirtilmeli]. 1982 yılında bir yayınevi kurdu[kaynak belirtilmeli]. Yine aynı yıl İstanbul Belediye Konservatuvarı ve sonradan İ.Ü. Devlet Konservatuvarı'nda Türk Tiyatrosu öğretmenliği yaptı. Aynı yıl, yazar arkadaşı Kandemir Konduk'la birlikte "Güldürü Üretim Merkezi"'ni kurdu ve büyük gazetelerde mizah sayfası yönetti[
1991 yılındaMüjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kurmuştur.1992 yılında "MSM Ormanı"'nı kurdu. 1995 yılında Hamlet Efendi adlı oyunu ödül aldı ve Devlet Tiyatroları'nda oynandı. 1996-1998 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde yazdı. 1997 Devlet Tiyatroları'nda oyun yönetti. Aynı yıl Babam adlı oyunu ödül aldı. 1998 yılında ilk kez adını taşıyan tiyatrosunu kurdu. Yüz civarında filmde, elli civarında oyunda, binden fazla radyo ve TV Skecinde rol aldı, bunların bir bölümünü yazdı ve yönetti[
Müjdat Gezen aynı zamanda şair. 74 adet şiirden oluşan "Şiirim geldi bırakın beni" isimli bir albümü var. Albümde kendisiyle birlikte Savaş Dinçel, Mustafa Alabora, Perran Kutman, Ali Poyrazoğlu, Rutkay Aziz ve Sunay Akın gibi isimler yer alıyor.
Müjdat Gezen Kitapları - Eserleri
- Çizgilerle Nazım Hikmet
- Yapabilirsin
- Güle Güle Dünya Ben Burada Kalıyorum
- Galiba Ben Sanatçıyım
- Naftalin Bozulmuşsa
- Haddini Bil
- Müjdat Gezen'den Masallar
- Oyunculuk Eğitimi
- Neden Dersen...
- Tanıdıklarım
- Komikler Ağlamaz
- Oyunculuk Eğitimi Üzerine
- Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya O Gitti Ben Kaldım Yaya
- Meşhur Yenikapı Cinayeti
- Köşeyi Dönen Adam
- Normal Olacak Kadar Anormal Değilim
- Artiz Mektebi
- Arkadaşım Maske
- Ç. Arkadaşım Aziz Nesin
- Çizgilerle Nazım Hikmet
- Bir Köşe Yazarının Anlamlı Anıları
- Fıkracı
- Kuzucuk
- Ben Çocukken
- Bir Bulut Olsam
- Aptal Hamdi Bizi Güldürüyor
- İkibuçuk Lira İçin
- Aptal Hamdi Avustralya’da
- Aptal Hamdi
- Çocuk Adam
- Eşeğin Karnındaki Elmas
- Toplu Oyunlar 1
- Gırgıriye
- Türk Tiyatrosu Kitabı
- Salak Oğlum
- Kendine Yalan Söyleme
- Babam
- Toplu Oyunları 1: Hamlet Efendi / İstanbul Müzikali
- Bisiklet Geldi Pompa Yok
Müjdat Gezen Alıntıları - Sözleri
- (Bir Bulut Olsam)
- Size başarının değil ama başarısızlığın formülünü verebilirim: Herkese hoş görünmeye çalışın (Yapabilirsin)
- Yahu zaten ne kadar gazete varsa hepsi senin yalakan. Bırak da şu iki üç tanesi kendi fikirlerini söylesinler. (Müjdat Gezen'den Masallar)
- Şairi cennete koymuşlar, Ah, memleketim demiş. (Çizgilerle Nazım Hikmet)
- Kıssadan hisse: Yani bazıları bugün söylediğinin yarın tam tersini söyleyebiliyor ve biz de buna alışıyoruz. Ne güzel (Müjdat Gezen'den Masallar)
- Sana bazı yetkiler verilmiş diye burada yaşayan herkesi dünyaya rezil edemezsin. Çünkü senin söylediklerini bütün dünya duyuyor ve hepimizi senin gibi sanıyor. (Müjdat Gezen'den Masallar)
- Geçmişte başarısız işler yapmış olabilir insan. Olmalı da... Başarısizlıklar yaşam deneyimleridir. Onlar köpüktür. Geçer gider. Amaç, bu durumdan ders çıkarmayı başarabilmektir. O nedenle, geminin gittiği yöne bakacağız. Orada engin malzemeler var. (Yapabilirsin)
- Yaşamım boyunca insan biriktirdim. Bu beni mutlu etti. Tavsiye ederim. İnsan biriktirin. Lazım olur diye değil, iyi geldiği için iyi geliyor... İyi bir şey yani. (Tanıdıklarım)
- Şair Özdemir Asaf, ağabeyimin meyhane arkadaşıydı. Her akşam mutlaka Asmalımescit'te içerlerdi. Yengem Dürdane, bir gün Özdemir Ağabey'e diyor ki: "Yahu Özdemir her akşam ne anlıyorsunuz aynı meyhanede içmekten? Gelin ben size güzel ev mezeleri yapayım. Erenköy'ün sonbaharı nefistir. Tıpkı benim mezeler gibi. Gelin bizim balkonda yapın o işi." Harika bir sonbahar akşamı. Erenköy'deki evin balkonunda buluşuyorlar. Mezeler rakılar, her şey tamam. Dürdane yengem diyor ki: "Özdemir hiç sonbaharla ilgili şiirin yok mu?" "Olmaz olur mu Dümdane?" (Özdemir Asaf "R" leri söyleyemezdi.) Şöyle bir bakıyor sokağa. Yerler sapsarı sonbahar yaprakları. Özdemir okuyor şiirini: "Her şeyi süpürebilirsin / sonbaharı asla." Yengem soruyor: "Ne zaman yazmıştın bu şiiri?" - "Şimdi," diyor Özdemir Abi... (Güle Güle Dünya Ben Burada Kalıyorum)
- dünyada en kötü şey, 'yapamıyorum' diye bırakıp gitmektir. (Yapabilirsin)
- Kendine yalan söylemeyeceksin. En tehlikelisi budur. Alışırsın, kanıksarsın, işin biter. (Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya O Gitti Ben Kaldım Yaya)
- Aklınızda hiç yokken birden bire bir anı geliveriyor. Onu nereye yerleştireceğinizi bilemiyorsunuz. (Galiba Ben Sanatçıyım)
- Uzun yürüyüşler tek bir adımla başlar yürümek emek ister. (Oyunculuk Eğitimi Üzerine)
- En büyük hata hiç hata yapmadığına inanmaktır. (Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya O Gitti Ben Kaldım Yaya)
- bir öfke anında sabır gösterirsen, yüz gün üzüntü çekmekten kurtulursun. (Yapabilirsin)
- Tek ayrıcalığımız düşünmektir. Yoksa Darwin’in yanıldığını çok iyi bilirim. Bazılarımız değişime uğramadılar. Onlar hala maymun. (Haddini Bil)
- Nazım geminin lomboz deliğinden İstanbul'a bakıyor. Şöyle diyor: İstanbul umurumda değil şimdi, ben Anadolu'ya gidiyorum. Mustafa Kemal'e. (Çizgilerle Nazım Hikmet)
- Yaptığı her işi 4-5 lik yapardı, dört dörtlük yetmezdi ona... (Tanıdıklarım)
- "Kitap okuyan erkeklerle yün ören kadınların bulunduğu iç mekanlar yapmakatan vazgeçmeli ve yaşayan insanların; soluk alan, acı çeken, aşık olan, seven insanların resimlerini yapmalıyız!" -Edvard Munch (Bir Köşe Yazarının Anlamlı Anıları)
- Çocukları uyutmak için anlatıldığı zannedilir. Halbuki... Büyükleri uyandırmak için anlatılır masallar. (Müjdat Gezen'den Masallar)