Hadis Tarihi - Ahmet Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hadis Tarihi kimin eseri? Hadis Tarihi kitabının yazarı kimdir? Hadis Tarihi konusu ve anafikri nedir? Hadis Tarihi kitabı ne anlatıyor? Hadis Tarihi PDF indirme linki var mı? Hadis Tarihi kitabının yazarı Ahmet Yücel kimdir? İşte Hadis Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Yücel
Yayın Evi: M. Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları
İSBN: 9789755482682
Sayfa Sayısı: 304
Hadis Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hz. Peygambere ait açıklamaların lafzen ve mânen rivâyeti, şifâhî ve yazılı nakli, tedvin ve tasnifi, Resûl-i Ekreme ait olup olmadıkları, yorumlanmasında kullanılacak yöntemler ve benzeri hususlara yönelik faaliyetler tarihsel bir süreci oluşturmaktadır ki buna, Hadis Tarihi denilmektedir. Söz konusu tarihin başlangıçtan günümüze kadar geçirmiş olduğu gelişim sürecinin bilinmesi elbette zarurîdir. Özellikle hadis/sünnet hakkında araştırma yapanların, bu tarihî süreçteki farklı yaklaşımları çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Gerek İslam dünyasında gerekse Batıda hadis tarihiyle ilgili bir takım çalışmalar yapılmıştır. Ancak bunlar hadis tarihinin tamamını kapsayacak mahiyette olmayıp, bazı dönemleri ve hadis âlimleri ile metodlarını inceleyen araştırmalardır. Hadis tarihinin birer halkası mahiyetinde olan bu tür bireysel çalışmaların devam etmesi, ileride daha kapsamlı Hadis tarihi kitaplarının yazılmasına katkı sağlayacaktır. Ancak bugün için bu alanla ilgili bilgiler, oldukça yetersizdir. Zira bu çalışmalar başlangıçtan günümüze kadar geçen tarihî süreci içerisine alacak miktara henüz ulaşmış değildir. Bu çalışmada bir taraftan bu husus göz önüne alınarak diğer taraftan İlahiyat Fakülteleri müfredat programlarına uygunluğu düşünülerek başlangıçtan günümüze Hadis Tarihi genel çerçevesiyle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Hadis Tarihi Alıntıları - Sözleri
- İslâm’ı ve Hz. Peygamber’in konumunu bilen bir kimse, Rasulullah’ın yolunu takip edenleri, vahye tabi olup, dini koruyan, ahkâmı ve Kur’ân’ı nakledenleri eleştiremez.Çünkü Allah onları Kur’ân’ı Kerîm’inde övmektedir: Muhâcirlerin ve ensarın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan razıdırlar. Onlara, sonsuza dek hep içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük bahtiyarlık işte budur.(et-Tevbe 9/100) Bütün bu gerçekleri öğrenmek isteyen kimsenin hadis ravilerine müracaattan başka çaresi yoktur.
- Hz Ömer suikaste uğrayıp yaralanınca,Suheyb 'vah kardeşim,vah arkadaşım!'diye ağlamaya başladı.Bunun üzerine Ömer "Ey Suheyb! Resulullah,'Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azap çeker' buyurduğu halde sen bana ağlıyor musun?' dedi."Ömer vefat edince İbn Abbas bu olayı hatırlattığında Hz. Aişe,"Allah Ömer'e rahmet eylesin. Hayır,vallahi Resulallah Allah'ın birisinin ağlaması sebebiyle mümine azap edeceğini haber vermedi. O şöyle buyurdu:' Allah ailesinin ağlaması sebebiyle kâfirin azabını arttırır.' demiştir.
- "Ben tebaamın Müslümanını camide, Hıristiyanını kilisede, Mûsevîsini havrada fark ederim, aralarında başka bir fark yoktur."
- Sahabe sahabi kelimesinin çoğulu "Hz. Peygamberin Müslüman Çağdaşları" anlamını kullanılmasıdır
- TASNİF: hadisleri Konularına göre tertip etmeye denir MUSANNEF: bu şekilde meydana getiren eserler ise musannef denilmektedir MÜSNED: konu esaslı kitaplardan bir süre sonra hadislerin sahabi ravilerin isimleri altında bir araya getiren yeni bir eser türünü telif edilen esere denir
- Cerh: ravinin hadis rivayetine ehil olmadığını ortaya koymak Ta'dil: ravinin güvenilir olduğunu tespit etmek.
- El-Fitnetül-Kübra: Hz Osman'ın Şehid edilmesi olayı ile İslam toplumunda siyasi bölünmeler başlamış ve bu durumda iş savaşlara kadar devam etmiştir
- Sahâbe Hz. Peygamber'den bilgi almaya son derece arzulu ve bu işi gerçekleştirirken de son derece dikkatliydi. Ebû Said el-Hudri sahâbenin bu dikkatini; "Onlar başlarına birer kuş konmuşçasına dinlemekteydiler" sözleriyle ifade etmektedir. Ancak yukarıda da zikredildiği gibi sahâbe Hz. Peygamber'e ait bilgilerin tamamını doğrudan Resûl-i Ekrem'den öğrenme imkânına sahip değildi. Zira onlar hayatın tabii seyri içinde kendi işleriyle meşgul olurken bazen Resulullah (s.a.) ile birlikte bulunma imkânından mahrum kalmaktaydılar. Nitekim her zaman Resûl-i Ekrem ile birlikte bulunma imkânından mahrum kalan Hz. Ömer ve komşusu bu eksikliği nöbetleşerek telafi ediyorlardı."
- TESEBBÜT: hadis rivayetinde ihtiyatlı davranıp Kesin kanaat edilmedikçe nakletmemeye denir.. TAHARRİ: Bu amaçla gerekli araştırma yapmaya denir
- Ehl-i hadis'e göre ise kulların kendileri gibi fiilleri de mahluktur.
- Ehli hadis: sahabe ve tabiin döneminde Medine Ekolü veya Hicazlılar diye anılırken Abbasiler devrinde yaygın ismi ile ehli hadis olarak kullanılmaya başlamıştır.
- Rivâyet, usûlüne uygun bir şekilde ve râvilerini zikrederek hadîsi nakletmek demektir.
- Bir takım kimseler gördüm. Onlar, 'Bu meselelere asla girme, zira Hz. Peygameber'in ashabı bu konulara girmedi, onlar için kâfi olan şey senin için de kâfidir,'demektedir." diye haber vermesi üzerine Ebû Hanîfe "Onlar sana 'Hz. Peygamber'im ashabı için kâfi olan senin için de kâfi değil midir?' dediklerinde, 'evet, ben onların durumunda olsaydım,onlar için mümkün olan benim için de olurdu' diye cevap ver. Oysaki onların şartları ile bizim şartlarımız aynı değildir" şeklinde karşılık vermiştir.
- Er-Rihle: Hadis öğrenmek bilgi edinmek gibi amaçlarla yapılan ilmi yolculuklara denir.
Hadis Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hz. Peygamber’e ait açıklamaların lafzen ve mânen rivâyeti, şifâhî ve yazılı nakli, tedvin ve tasnifi, Resûl-i Ekrem’e ait olup olmadıkları, yorumlanmasında kullanılacak yöntemler ve benzeri hususlara yönelik faaliyetler tarihsel bir süreci oluşturmaktadır ki buna, “Hadis Tarihi” denilmektedir. Söz konusu tarihin başlangıçtan günümüze kadar geçirmiş olduğu gelişim sürecinin bilinmesi elbette zarurîdir. Özellikle hadis/sünnet hakkında araştırma yapanların, bu tarihî süreçteki farklı yaklaşımları çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Gerek İslam dünyasında gerekse Batı’da hadis tarihiyle ilgili bir takım çalışmalar yapılmıştır. Ancak bunlar hadis tarihinin tamamını kapsayacak mahiyette olmayıp, bazı dönemleri ve hadis âlimleri ile metodlarını inceleyen araştırmalardır. Hadis tarihinin birer halkası mahiyetinde olan bu tür bireysel çalışmaların devam etmesi, ileride daha kapsamlı Hadis tarihi kitaplarının yazılmasına katkı sağlayacaktır. Ancak bugün için bu alanla ilgili bilgiler, oldukça yetersizdir. Zira bu çalışmalar başlangıçtan günümüze kadar geçen tarihî süreci içerisine alacak miktara henüz ulaşmış değildir. Bu çalışmada bir taraftan bu husus göz önüne alınarak diğer taraftan İlahiyat Fakülteler’i müfredat programlarına uygunluğu düşünülerek başlangıçtan günümüze Hadis Tarihi genel çerçevesiyle ortaya konulmaya çalışılmıştır. (Hakan Arıkan)
Şu ana kadar okuduğum kitapların arasından en beğendiklerim grubuna girecek bir kitap olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Sadece İslami ilimler alanında okuduklarımdan değil, okuduğum tüm kitaplar arasından ilk sıralara yerleşebilecek bir kitap. O yüzden sadece hadis ilmine merakı olanlara değil birçok kişiye tavsiye edebileceğim bir eser. Kitap hadisle ilgili çalışmaları anlatmadan önce tarihi zeminleri ve dönemin genel özelliklerini çok güzel bir şekilde açıklıyor. Konuları bu zemin üzerine oturtunca anlamak da hâliyle kolaylaşıyor. Özellikle üçüncü bölüm o kadar beğenerek okuduğum bir bölüm oldu ki zaten bu bölüm sayesinde sadece alanla ilgili olanlara değil bir çok kişiye tavsiye edebilirim diyorum. İslam dünyasında ortaya çıkan gelenekselci, ıslahatçı fikir akımları, Hindistan'daki Seyyid Ahmed Han tarafından kurulan Aligarh ekolü ve bunun karşısında yer alan Diyobend medresesi ile diğer ekoller; Mevdudi ve Fazlurrahman'ın görüşleri; Türkiye'de ortaya çıkan Osmanlıcılık, Batıcılık gibi fikir akımları... Bu konulara ilgili olanların da çok rahat bir şekilde ve severek okuyacaklarına inanıyorum. Ki zaten kitabın dili de gayet sade ve anlaşılır. Kitabın içeriğine gelecek olursak rivayet dönemi, nakil dönemi ve son dönem şeklinde üç kısma ayrılmış. İlk bölümde hicri birinci ve ikinci asrın genel özellikleri ile bu dönemdeki hadis çalışmalarından bahsediyor. Sahabe ve tâbiîn dönemi ile tebe-i tâbiîn dönemi ayrı ayrı ele alınmış, kendi dönemlerine has hadis rivayetinde dikkat ettikleri hususlar; isnad, cerh ve ta'dil faaliyetleri ve bu dönemde oluşan ehl-i hadis, ehl-i rey ve Mu'tezile gibi ekoller açıklanmış. Aynı şekilde yine bu kısımda yer alan hicri üç, dört ve beşinci asırlar ele alınmış, önce dönemin siyasi, fikri ve sosyo-kültürel olayları gayet doyurucu ve anlaşılır bir dille anlatılmış, daha sonra da bu dönemde yapılan hadis çalışmaları ele alınmış. Nakil dönemi diğer iki bölüme göre daha kısa bir bölümdü. Burada yine dönemin özellikleri ve yapılan çalışmalar anlatılmış. Üçüncü bölümü oluşturan son bölüm ise tam bir genel kültür deposu idi. Hindistan'daki Diyobend, Ehl-i Hadis, Aligarh ve Ehl-i Kur'an ekolleri hakkında çok güzel bilgiler verilmiş; Pakistan'daki Mevdudi ve Fazlurrahman gibi kişilerin hadis anlayışları açıklanmış. Arap dünyasındaki gelenekselci ve ıslahatçı ekollerin düşünceleri ile Türkiye'de yapılan hadis çalışmalarına da yer verilmiş. Bu kitabı okuyanlara Mehmet Ali Büyükkara'nın Çağdaş İslami Akımlar kitabını da okumalarıni tavsiye ederim. Çünkü o kitapta yazılanlar bu kitabın üçüncü bölümünde yer alanların daha geniş bir şekilde açıklanmış hâli gibi. Ve o kitabı okuyup beğenenler de bu esere bakmalılar bence. (Rabia)
Hadis Tarihi açısından başvurulacak kaynak eserlerden biri olup istifade edilebilecek bir kaynaktır. Dili güzel ve anlaşılırdır. 1-Rivayet Dönemi 2-Nakil Dönemi 3- Son Dönem olarak üç bölümde ve alt başlıklar halinde kitapta konular işlenmektedir. (• Muhayyîr •)
Hadis Tarihi PDF indirme linki var mı?
Ahmet Yücel - Hadis Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hadis Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Yücel Kimdir?
1948 Malatya doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Yeşilyurt’ta, liseyi Malatya’da tamamladı. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okudu. 1972’de İstanbul’dan ayrılıp Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Yedi yıl ABD’de kaçak yaşadı. Bir yıl New York Institute of Technology'de öğrenim gördü. Ezra Pound’un Konfüçyüs adlı kitabını 1981’de İstanbul’da askerlik yaparken Türkçeye çevirdi. Yönelişler dergisinde şiirleri yayınlandı. 1982’de evlendi ve yeniden ABD’ye döndü. İbrahim, Leyla ve Asude ile onun için yeni bir dünyanın muştuları oldu. 1998’de evlilik dönemi kapandı ve ruhanişet kapısı açıldı. Şimdilerde o kutlu yolda emekliyor.
Ahmet Yücel Kitapları - Eserleri
- Hadis Tarihi
- Hadis Usulü
- Hadis Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru
- Hadis Istılahlarının Doğuşu Ve Gelişimi
- Oryantalist Hadis Anlayışı ve Eleştirisi
- Hadis İlminde Tenkit Terimleri
Ahmet Yücel Alıntıları - Sözleri
- Cerh: ravinin hadis rivayetine ehil olmadığını ortaya koymak Ta'dil: ravinin güvenilir olduğunu tespit etmek. (Hadis Tarihi)
- Ehli hadis: sahabe ve tabiin döneminde Medine Ekolü veya Hicazlılar diye anılırken Abbasiler devrinde yaygın ismi ile ehli hadis olarak kullanılmaya başlamıştır. (Hadis Tarihi)
- Utangaç ve kibirli insan ilim elde edemez. (Hadis Usulü)
- HADİS; söz, fiil, takrîr, yaratılış veya huyla ilgili bir vasıf olarak Hz.Peygamber'e nispet edilen her şeydir. (Hadis Usulü)
- Ebu Hanîfe şöyle demiştir: Tekzip (yalanlama) etmek ancak "Ben Hz.Peygamber'in sözünü yalanlıyorum" diyen kimsenin yalanlamasıdır. Bir kimse "Ben Hz. Peygamber'in söylediği her şeye iman ederim, fakat o kötülük yapılmasını söylemedi, Kur'ân'a da muhalefet etmedi" derse, bu söz o kimsenin Hz.Peygamber'i ve Kur'an-ı Kerim'i tasdik etmesi; Allah'ın Resûlünü, Kur'an'a muhakefetten tenzih etmesidir. (Hadis Usulü)
- Er-Rihle: Hadis öğrenmek bilgi edinmek gibi amaçlarla yapılan ilmi yolculuklara denir. (Hadis Tarihi)
- Rabbin ondan başkasına ibadet etmemenizi ve anne babaya iylik etmenizi emretmişdir. İkisinden birisi yahut her ikisi senin yanında yaşlılık çağına ulaşırsa,sakın onlara öf bile deme;onları azarlama,onlara güzel söz söyle. (İsra Suresi 23-24) (Hadis Usulü)
- Müslümanların, herhangi bir dalda kaleme aldıkları biyografik eserler mecmuası ; sayıca çokluğu, titizlikle ele alınışı ve enteresan malumat toplayışları bakımından, insanı hayret ve dehşete düşürmektedir. Zira bu sahada , ortaçağdaki Batılı alimlerin , muasırları olan İslam alimlerinin verdikleri eserlere benzer bir çalışma yoktur. (Hadis Usulü)
- Insanlara bir zarar geldiği zaman,yan yatarak,oturarak ve ayakta durarak o zararın giderilmesi için bize dua ederler;fakat biz ondan sıkıntıyı kaldırınca,sanki kendisine dokunan sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip gider.Doğrusu insan çok zalim ve nankördür. Yunus 11-12 (Hadis Usulü)
- Sahâbe Hz. Peygamber'den bilgi almaya son derece arzulu ve bu işi gerçekleştirirken de son derece dikkatliydi. Ebû Said el-Hudri sahâbenin bu dikkatini; "Onlar başlarına birer kuş konmuşçasına dinlemekteydiler" sözleriyle ifade etmektedir. Ancak yukarıda da zikredildiği gibi sahâbe Hz. Peygamber'e ait bilgilerin tamamını doğrudan Resûl-i Ekrem'den öğrenme imkânına sahip değildi. Zira onlar hayatın tabii seyri içinde kendi işleriyle meşgul olurken bazen Resulullah (s.a.) ile birlikte bulunma imkânından mahrum kalmaktaydılar. Nitekim her zaman Resûl-i Ekrem ile birlikte bulunma imkânından mahrum kalan Hz. Ömer ve komşusu bu eksikliği nöbetleşerek telafi ediyorlardı." (Hadis Tarihi)
- Bir Müslüman için asıl olan, kıyametin kopacağı zamanı tespit değil ona hazırlık amacıyla zaman ayırıp salih amel işlemektir. (Hadis Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
- Hz Ömer suikaste uğrayıp yaralanınca,Suheyb 'vah kardeşim,vah arkadaşım!'diye ağlamaya başladı.Bunun üzerine Ömer "Ey Suheyb! Resulullah,'Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azap çeker' buyurduğu halde sen bana ağlıyor musun?' dedi."Ömer vefat edince İbn Abbas bu olayı hatırlattığında Hz. Aişe,"Allah Ömer'e rahmet eylesin. Hayır,vallahi Resulallah Allah'ın birisinin ağlaması sebebiyle mümine azap edeceğini haber vermedi. O şöyle buyurdu:' Allah ailesinin ağlaması sebebiyle kâfirin azabını arttırır.' demiştir. (Hadis Tarihi)
- " Ey Allah'ın kulları tedavi olun! Allah her hastalığın muhakkak çaresini de yaratmıştır; yalnız yaşlılığın çaresi yoktur." (Hadis Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
- İslâm’ı ve Hz. Peygamber’in konumunu bilen bir kimse, Rasulullah’ın yolunu takip edenleri, vahye tabi olup, dini koruyan, ahkâmı ve Kur’ân’ı nakledenleri eleştiremez.Çünkü Allah onları Kur’ân’ı Kerîm’inde övmektedir: Muhâcirlerin ve ensarın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan razıdırlar. Onlara, sonsuza dek hep içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük bahtiyarlık işte budur.(et-Tevbe 9/100) Bütün bu gerçekleri öğrenmek isteyen kimsenin hadis ravilerine müracaattan başka çaresi yoktur. (Hadis Tarihi)
- TESEBBÜT: hadis rivayetinde ihtiyatlı davranıp Kesin kanaat edilmedikçe nakletmemeye denir.. TAHARRİ: Bu amaçla gerekli araştırma yapmaya denir (Hadis Tarihi)
- Câhiliye ve İslâm dönemini yaşayıp Hz.Peygamber hayatta iken Müslüman olan, ancak onu göremeyen kimseler sahâbî kabul edilmeyerek "Muhadram" olarak isimlendirilmiş ve tâbiîn neslinin büyüklerinden sayılmıştır. (Hadis Usulü)
- Allah'a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun. (Müslim, "İman"75) (Hadis Usulü)
- TASNİF: hadisleri Konularına göre tertip etmeye denir MUSANNEF: bu şekilde meydana getiren eserler ise musannef denilmektedir MÜSNED: konu esaslı kitaplardan bir süre sonra hadislerin sahabi ravilerin isimleri altında bir araya getiren yeni bir eser türünü telif edilen esere denir (Hadis Tarihi)
- Ciddi , algılama gücü kuvvetli ve doğru bir insanın sözü, bizi kesin bir kanaate ulaştırmaya yetebilir. O halde tarihte biz , kendi ortamında güvenilir olan şahidin ifadelerine makul bir güven göstermekteyiz. (Hadis Usulü)
- Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.Her kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. Ashab 33/36 (Hadis Usulü)