Hafazanallah! - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hafazanallah! kimin eseri? Hafazanallah! kitabının yazarı kimdir? Hafazanallah! konusu ve anafikri nedir? Hafazanallah! kitabı ne anlatıyor? Hafazanallah! kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte Hafazanallah! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Alev Alatlı
Yayın Evi: Turkuvaz Kitap
İSBN: 9786052169957
Sayfa Sayısı: 304
Hafazanallah! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Gelin, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzyıllar önce sahneye konulan Yeni Dünya Düzeni’nin ‘tek din’ ilkesinin ete kemiğe büründürülmesi sürecinden söz edelim. Yeni Dünya Düzeni’nde mevzubahis olan ‘tek din’, Yahudilikle Hıristiyanlığın füzyonu olan Evangelizm’dir. Evangelizm’in ne olduğunu bilmezsek, Amerika Birleşik Devletleri’nin niye bu kadar ısrarla ve kayıtsız şartsız İsrail’i desteklediğini anlayamayız. ABD’nin Irak’ta, Orta Doğu’da, hatta Kara Afrika’da ne yapmak istediğini de doğru okuyamayız. Eski
Ahit’te eritilmiş, tevhit edilmiş Hıristiyanlığın temellerinin daha 1867’de kurulan ‘Kiliseler Konseyi’ tarafından atıldığını bilesiniz.
ABD’nin İsrail düşkünlüğü, jeopolitik çıkarların ya da daha şimdiden alternatif enerji kaynaklarıyla ikame edilme yolundaki petrolün ötesinde spiritüel bir tutkuya dönüşeli nicedir. Bir Amerikan Yerlileri eksikti
diye düşünürüm, bir de Reis Tekumseh’in kemiklerinin sızladığını. (...) Her neyse. Dilerim bari siz siz olun, Orhun Yazıtları’nı arada bir okuyun. Okuyun ki, ‘kalıtımsal haslet’ dedikleri üstenciliğin bizdeki
karşılığının ‘kut’ olduğunu kendi gözlerinizle göresiniz ve ‘Kutlu olsun’ dileğimizin ‘Tanrı’nın yolundan çıkılmasın’ temennisi olduğunu idrak edesiniz. Bizde ‘üstünlük’ Kaan’da (veya Kağan’da veya Hakan’da veya Erkin’de veya...) değil, ‘bilge, alp, adil ve erdemli’ olandadır. Bilge Kaan töreye ters düşmeyegörsün, Tanrı ‘kut’u geri alır. Bunun için denmiştir, sel gider, kum kalır, il gider, töre kalır.”
Hafazanallah! Alıntıları - Sözleri
- Ne yazık ki dünya empatinin itibar gördüğü bir yer değil yavrum.
- Tarih tuhaf, insanoğlu daha da tuhaf yavrum.
- Hayat bana hiçbir olguya görünen üzerinden değerlendirmemeyi öğretti, kötülük hariç!
- Karabekir paşa, mesela İzmir SUİKAST teşebbüsü faslından istiklal mahkemelerinde yargılanmış, mültecilikle, gericilikle suçlanmış, uğramadığı iftira kalmamış bir adamdır. İnsan, Paşa’nın çok iyi keman çaldığını düzinelerce bestesi olduğunu bildiğinde olayları daha başka bir gözle değerlendiriyor. Karabekir’in güftesi de bestesi de kendisine ait olan bir sanayi maarşı vardır mesela, “işte hayat işte emel, vatan için sağlam temel“ diye gider. Bu dizeden mülhem olarak ikiz kızlarına hayat ve emel adlarını vermiş. Sizce de tümden adanmışlık göstergesi değil mi?
- Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“
- *İngilizce "hunger" ve "hungry" sözcüklerinin Türkçe karşılıklarının "açlık" ve "aç" olduğu malum. "Starving" ya da "starveling" gibi, "açlığın neden olduğu ölüm'ün doğrudan karşılıği yok. Meseleyi anlatmak için eylemi tarif gerekir. Ukrayna serflerinin "Kıtlık Allah'tan, açlık insanlardan gelir" mealindeki atasözleri, "starvation"ın, yani "açlıktan ölüm"ün tabiat koşullarından kaynaklanan yiyecek yetersizliginin ötesinde gelişen seylere bağlı oldugunu anlatır.
- Bir şeylerin değişeceğinden, hayatın eskisi gibi sürmeyeceğinden duyulan korku, ölüm korkusuna hemen her zaman galebe çalar. İnsanoğlu bildiğini sandığını; bilmediğini sandığına, istikrarı belirsizliğe tercih ediyor.eldeki bir kuş havadaki kuştan her zaman daha iyi, kaldı ki Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da istemiyor...
- Bana öyle geliyor ki, okuma/öğrenme hayatta başarı sağlamaya yarayan bir zorunluluktan ibaret olarak algılandığı sürece, toplum yerinde saymaya mahkûm oluyor.
- Dilerim bu dünyada “ömründe bir tek kaside yazmamış olmasına rağmen şair olanlar “kadar, “üzü billahi bilmeyen müslümanların“ da var olabildiklerinin idrakında olasınız.
- Amaç, Amerika’da “Siyasal erkin bütününün tek elde toplandığı Erdemli bir otokratik oligarşi” kurmak, böylece insanlığın Hazreti Âdem’in cennetten kovulmasıyla birlikte yitirdiği “doğanın üstündeki hakimiyeti”ni tekrar kazanmasını sağlamaktır bu çerçevede bilimler yeni baştan düzenlenecek, gayriresmi bir din hürriyetine kavuşturulacaklar, böylece Anglo-Amerikan insanın “evreni fethetme seferberliği” nin önündeki engelleri kaldıracaktır. 1620-2020 dört yüz yıllık tasavvura mim koyun yavrum
- İngiliz “üst aklı “ulusal erguvanilerinin ayak işlerini başkalarına yaptırmaya kurguludur. Daha 1790’larda İngiliz sömürgelerindeki misyonerlik işlerinin (ve dolayısıyla harcamaların )%30 unu Amerikan Komiserleri heyetine yüklemişlerdi.
- Yeniden öğrenmeye üşenmeyin, ezber bozmaktan yüksünmeyin.
- “Kutlu olsun” dileğimizin “Tanrı’nın yolundan çıkılmasın” temennisi olduğunu idrak edesiniz.Bizde “üstünlük” Kaan’da değil , “bilge ,alp, adil ve erdemli” olandadır. Bilge Kaan töreye ters düşmeye görsün , Tanrı “kut”u geri alır.Bunun için denmiştir, sel gider , kum kalır, il gider, töre kalır.
- “Tarih üzerinde mutabık kalınan bir dizi yalandır. “Napolyon
- Violence is a rite of manhood/ şiddet bir erkeklik ayinidir . Theodore Roosevelt
Hafazanallah! İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hafazanallah: Benim için uzun bir okuma oldu çünkü bunca bilgiyi sindirmem gerekirdi. Kitap için yorum yapmayacağım ama sadece öğrendiğim bir gerçeği sizlerle paylaşacağım küçük bir paragrafta.. Yunan parlementosu 1863 de Danimarka kralı christianın oğlu george u ithal ederek tahta çıkarıyor. 1. Yorgo olarak anılan bu kral 50 sene tahtta kalıyor ve bir suikasta hayatını kaybediyor. Daha sonra yerine oğlu konstantin geçiyor.Bu yorgonun diğer oğlu ise Prens andrea(andrew) Anadoluyu işgal eden Yunan ordusunun komutanı. Hani istiklal harbinde Bursa’ya kadar gidip Osmangazinin sandukasına vuran “Osman ben geldim, hadi kalk memleketini kurtar” diye bahsi geçen şerefsiz işte bu andrea..Andrea , Battenberg prensesi Alice ile evli ve asıl bomba şimdi geliyor! Oğulları Kraliçe Elizabeth’in yakın zamanda cehennemlik olan kocası Prens Philip! Avrupa hristiyan olduğu için birbirini tutmuyor yavrum avrupa hep akraba (Gamzeee)
Alev Alatlı coşmuş yine... Amerikanın Farmason kurucu babalarından Avrupadaki hanedanlara Habsburglardan Burbonlara Rothşildlerden Rockhfallerlara Papa İnnocentten 14. Louise Aslan yürekli Richarddan Jraliçe Elizabete Nazilerden Avusturya Özgürlük Partisine Püritenlerden Ku klux klana.... Dünden bugüne Avrupa ve Amerikayi oluşturan zihniyeti görmek için okumak lazım... (Hidayet KARABAY)
Alev hoca şeytan imparatorluğu ve kurucularına verip veriştirmeye devam ediyor (çok haklı!) İkiyüzlülüğü nedeniyle zaten hazetmediğim “batılı” kavramına duygum, sayesinde, nefrete doğru evrildi. Ancak bir parantez de açmak gerekir ki iğneyi kendimize batırırken bir kısım entelejansiyaya dokunmaktan imtina etmesi dikkat çekici hatta tam da batılı tarzda riyakarlık gibi geldi. Yine de mutlaka okunmalı bu kitaplar ve referansları da güzelce gözden geçirilmeli zira bu toplum hayatta kalmak istiyorsa biraz daha uyanık olmak zorunda #alevalatlı #hafazanallah #allamericanheman #nasihatname2 (Fk)
Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?
Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.
Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.
Alev Alatlı Kitapları - Eserleri
- Kabus
- Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
- Fesüphanallah!
- Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
- Rüya
- 'Nuke' Türkiye!
- Beyaz Türkler Küstüler
- İşkenceci
- Aydınlanma Değil, Merhamet!
- Valla, Kurda Yedirdin Beni
- O. K Musti Türkiye Tamamdır
- Hayır! Diyebilmeli İnsan
- Hafazanallah!
- Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
- Kadere Karşı Koy A. Ş.
- Aydın Despotizmi
- Safsata Kılavuzu
- Dünya Nöbeti
- Aklın Yolu da Bir Değildir
- Hollywood'u Kapattığım Gün
- Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
- Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
- Şimdi Değilse Ne Zaman?
- Suç Ortağı Hollywood
- Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
- Yorumsuz
- İşkenceci
- Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
- Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2
Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri
- Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
- ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
- " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
- Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
- Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
- Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
- Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
- Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
- Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)
- Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
- Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
- ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
- Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
- Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
- Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)