Hafıza - Sinan Meydan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hafıza kimin eseri? Hafıza kitabının yazarı kimdir? Hafıza konusu ve anafikri nedir? Hafıza kitabı ne anlatıyor? Hafıza PDF indirme linki var mı? Hafıza kitabının yazarı Sinan Meydan kimdir? İşte Hafıza kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sinan Meydan
Editör: Mehmet Bozkurt
Yayın Evi: İnkılap Kitabevi Yayınları
İSBN: 9789751040329
Sayfa Sayısı: 408
Hafıza Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İnsan Unutur Tarih Hatırlatır
Bugün bize Atatürk’ü ve ‘’yakın tarihi’’
unutturmak isteyenler, ‘’ulus bilincimizi’’ oluşturan
‘’milli hafızamızı’’ silmek istiyorlar.
‘’Siyasal hafızamızı’’ kurgusal bir tarihle
yeniden biçimlendirmeye çalışıyorlar.
İşte bu kitabı, unutturulmak istenen
‘’yakın tarihimizi’’ hatırlatarak ‘’milli hafızamızı’’
tazelemek için yazdım.
Hafızanı silip yeniden
biçimlendirmelerine izin verme!
Unutma, hatırla!
(Tanıtım Bülteninden)
Hafıza Alıntıları - Sözleri
- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Cehaletle savaşın karargâhı okullar, orduları ise öğretmenlerdir.
- "Ağaçsız toprak vatan değildir."
- 2019’da Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Alinur Aktaş, “30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değildir” dedi. AKP’li Başkan’ın tepki çeken bu açıklaması, aslında AKP’nin milli bayramlara bakışını özetliyor. AKP iktidarı 17 yıldır “milli bayramlarla” kavga ediyor. 23 Nisanları, 19 Mayısları , 29 Ekimler'i, 30 Ağustosları unutturmak istiyor. Bunun için örneğin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın karşısında önce bir FETÖ projesi olan Kutlu Doğum Haftası ve Türkçe Olimpiyatları, sonra da Kut Zaferi çıkarıldı. Birkaç yıldır da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın karşısına Malazgirt Meydan Muharebesi çıkarılmak isteniyor. Atatürk Cumhuriyeti’nin milli bayramları unutturulmak istenirken “Yeni Türkiye”nin yeni milli bayramı olarak 15 Temmuz öne çıkarılıyor. Aslında Cumhuriyet’in milli bayramlarını unutturma işi, kökleri 1950’lere Demokrat Parti (DP) dönemine kadar giden bir iş...Örneğin DP iktidarı, Önce Lozan Barış Bayramı’nın (Lozan Günü’nün ) karşısına başka bayramlar çıkardı, sonra Lozan Günü’nü tamame yasaklayarak unutturdu.
- Emevi Halifesi Muaviye'den itibaren halifeler kendilerini "peygamberin halefi" olmanın ötesinde "Allah'ın halefi" olarak görmeye başlamışlar, bu görüş, halifelik kaldırılıncaya kadar devam etmiştir.
- 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sonunda halifeliğin Memlüklerden Osmanlılara geçtiği söylenir. Ancak bu söylenti sonradan uydurulmuştur. Osmanlı'da halifelik ilk kez resmi olarak Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan (1774) sonra Aynalıkavak Tenkihnamesi'nde (1779) yer aldı.
- "Bağımsızlığı yitirmişiz; Kurtuluş Savaşımızın devrimci özünü çok uluslu şirketlerin faturalarıyla degişmişiz; şimdi bando mızıka eşliğinde bağırıyoruz; Yaşasın Cumhuriyet." "Uğur Mumcu"
- Çok zengin olan Kastamonu Valisi Enis Paşa'nın hiç vergi ödememesi halkın tepkisini çekiyordu.
- "Bizi yanlış yola sevk eden habisler, bilirsiniz ki çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir." (Atatürk, 1923)
- Halifelik ilk 4 halife döneminden itibaren siyasal çekişmelere ve kavgalara neden oldu. Öyle ki bir tür seçimle göreve gelen ilk 4 halifeden 3'ü öldürüldü. Emevi halifesi Muaviye, seçime son verip halifeliği "saltanata" dönüşturdu. İslam tarihinde halifelik savaşları yaşandı. Hz. Hüseyin halifelik uğruna katledildi. Emevi halifeleri içinde bozuk ahlaklı, kan dökücü, her türlü kötülüğü yapan halifeler vardı. Abbasiler döneminde hareminde binlerce cariyesi olan halifelerden söz eden kaynaklar var.
- Atatürk, şapka devrimi hakkında halka bilgi vermek, halkla konuşmak için 23 Ağustos 1925'te Kastamonu ve İnebolu gezilerine çıktı. 30 Ağustos 1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmada, "Efendiler, ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır" dedi.
- Bu topraklarda yaşayan aklı başında ve insanlık onuruna sahip bir kadın, Atatürk’e nasıl düşman olabilir? Türkiye’ de Atatürk’e ve laik Cumhuriyete herkesten önce kadınlarımız sahip çıkmalıdır.
- 433 maddelik idam fermanı Sevr, Anadolu’nun ortasına sıkıştırılmış ve iyice küçültülmüş Türkiye’nin aynı zamanda ordusuz bir Türkiye olmasını amaçlıyordu.
- Unutma ! Hatırla ! Vergilerimizle ayakta duran TRT’ye yaptırdıkları “Payitaht Abdülhamit” dizisinde Abdülhamit’e İngiliz elçisini tokatlattılar. Gerçekte, yabancı ülkelerin ve yabancı elçilerin bir dediğini iki etmeyen Abdülhamit’i yabancı ülkelere ve yabancı elçilere kafa tutan “Şahin bir padişah” olarak gösterdiler. Abdülhamit’in kendisine suikast düzenleyen “bir yabancıyı” bile yabancı ülkelerin baskısıyla serbest bıraktığını anlatmadılar.
- Berlin Antlaşması ile Osmanlı sadece ülkeler kaybetmekle kalmadı, 1 milyondan fazla göçmen Bulgaristan'dan İstanbul'a aktı. Göçmenler İstanbul'da camilerde yatıp kalkmaya başladılar. Balkanlar'da Türkler azınlık durumuna düştüler.
Hafıza İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tarih bize her zaman gelecek için ışık tutacaktır. Türkiye tarihî, kurtuluş savaşı yılları, Atatürk devrimleri, demokrasi çabaları dünden bugüne değişenler ya da tekerrür eden olaylar... Gözler önüne serilen bütün bunlar günümüzü analiz etmemize katkı sağlayacaktır. Şiddetle tavsiye ediyorum. (Aslıhan Ata Özer)
Eser yakın ve uzak tarihe dayalı saptama ve bilgilerle dolu.Elbette okuyan başka kaynaklarla destekleyebilir.Milli hafızayı kaybetmemekle ilgili saptama değerli.Emeğe sağlık.. (Emre Koray Aktar)
#tb: Unutturmaya çalışıyor ama UNUTMAYACAĞIZ! . Cumhuriyetin kurucusu, Reisi Cumhur Ulu Önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk... Çok mu uzattım, az bile yazdım. Bugün onu sevmeyen, istemeyen, ilke ve inkilaplarına karşı gelen kişilere bakıyorum da; Erkeklerin aklı bel altında olan, para için sürekli saf değiştiren, başkalarının buyruğu altında kendi iradesine güvenmeyen, cahil kesim... Kadınlara bişey diyemiyorum. Çünkü kadınları anlamak cidden zor! Atatürk ki size o zaman karşı olanlara rağmen seçme seçilme hakkı vermiş. Demiş ki 'Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir' Demiş ki 'Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın' Ve daha birçok söz... Buna rağmen Atatürk karşıtı, hanedanlığı şeriatı geri isteyenlerde neredeyse çoğunlukta! Özgür olmak bu kadar mı acı veriyor. Erkek profilindeki birisinin fantezileri gerçekleştirecek 4.eş mi olmak hayaliniz! Bir insan yaşadığın ülkenin özgür olması için çalışan, Kendi hayatlarını hiç düşünmeden, geleceklerini sadece 'gelecek nesil' için feda eden onlarda insana, o insanların inanıp, peşisıra gittikleri lider, önder dedikleri, dünyanın örnek aldığı bir insanı ve onun yanında her cephede savaşan mücadele eden insanları ve başarılarını nasıl yok sayar da hanedanlık, şeriat ya da sadece yasalarını! istersiniz. İlginç. Bunu isteyen kesinlikle türk olmaz. Tarihimizi bilen, anlayan, oturup düşünen birisi imkanı yok Türklüğü, Türkiyeyi, zaferleri, Şehitleri, Atatürk'ü yok sayamaz, imkanı yok. . Neyse kitap tarihimizin kısa özeti. Osmanlıdan, cumhuriyete ve günümüze keskin notlar barındıran bir kitap. @sinanmydn yazarken herşeyi karşılaştırması, belgeleri sunması, herkesin anlayacağı sadelikte yazması kitabın değerini daha da arttırıyor... (Gokhan)
Hafıza PDF indirme linki var mı?
Sinan Meydan - Hafıza kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hafıza PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sinan Meydan Kimdir?
1975 yılında Artvin Şavşat'ta doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Şavşat'ta (Vahdettin Yıldız Ortaokulu-Şavşat Lisesi), yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde tamamlamıştır.(1993-1997). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı'nda master yapmıştır.
1997 yılından itibaren 'Ön Türk Tarihi', 'Cumhuriyet Tarihi ve Atatürk' üzerine araştırmalar yapmaktadır. Çalışmalarının odak noktası Atatürk'tür.
Bir ara "tarih hocalığı" de yapan Sinan Meydan, kısa bir süre ODA TV'de yazmıştır.
Sinan Meydan, çok sayıda yazı yazmış, yurt genelinde çok sayıda konferans vermiş; birçok televizyon programına katılmıştır.
Sinan Meydan şu sıralar bir taraftan kitap çalışmalarına ve konferanslarına devam ederken, diğer taraftan bazı tarihi filmlere danışmanlık yapmakta, Bütün Dünya Dergisi'nde yazmakta ve KANAL 99'da Saklı Tarih adlı bir tv programı yapmaktadır.
Özlem Akkoç ile evli olan Sinan Meydan, İdil Maya adlı bir kız çocuk babasıdır.
15 yıldan fazla bir süredir Atatürk üzerine çalışan Meydan, Atatürk'ü şu üç sözcükle tanımlamaktadır: Tam bağımsızlık (antiemperyalizm), Çağdaşlaşma (muasırlaşma), Ulusal egemenlik (demokrasi).
Sinan Meydan Kitapları - Eserleri
- Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
- Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın Lideri
- Panzehir
- Hafıza
- Cumhuriyet Tarihi Yalanları
- El- Cevap
- Atatürk Etkisi
- 1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek
- Akl-ı Kemal 1.Cilt
- Atatürk ile Allah Arasında
- Pusula
- Sarı Lacivert Kurtuluş
- Köken
- Sarı Paşam
- Akl-ı Kemal 2.Cilt
- Cumhuriyet Tarihi Yalanları 2. Kitap
- Vaiz
- Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları - Parola Nuh
- Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
- Akl-ı Kemal 3.Cilt
- Nutuk'un Deşifresi
- Akl-ı Kemal 4.Cilt
- Son Truvalılar
- Akl-ı Kemal 5.Cilt
- Akl-ı Kemal
- Beyaz Kule
- Son Truvalılar
- Son Truvalılar/Truvalılar Türkler ve Atatürk
- Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
- Akl-ı Kemal - Kutulu Set
Sinan Meydan Alıntıları - Sözleri
- İngiliz The Times gazetesinin 16 ve 17 Haziran 1937 tarihli sayılarında Dersim İsyanı’nın “eğitim öğretime karşı koyan”, “reformlara direnen” aşiretlerce çıkartıldığı duyurulmuştur. “Dersim isyan etmedi, ama bastırıldı!” diyen “mantıklı” liberallerimizin gerçeklerden haberleri yok mudur acaba? (Cumhuriyet Tarihi Yalanları 2. Kitap)
- Emevi Halifesi Muaviye'den itibaren halifeler kendilerini "peygamberin halefi" olmanın ötesinde "Allah'ın halefi" olarak görmeye başlamışlar, bu görüş, halifelik kaldırılıncaya kadar devam etmiştir. (Hafıza)
- Ne acıdır ki, 1919 ‘da wilson mandasını reddeden Türkiye,1947 ‘ de truman doktrinini kabul edecekti. (Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın Lideri)
- Menderes, her şeyden önce emperyalizmi dize getiren Atatürk'ün ''tam bağımsızlık'' politikasını tümden terk ederek Türkiye'yi ABD'ye ''tam bağımlı'' hale getirmiş ve laikliği hiçe sayarak dini siyasete alet etmiştir. (El- Cevap)
- Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz emperyalizmine ve onun hizmetindeki Yunanlılara vurulan büyük darbeyle ''tam bağımsızlığın'' sağlandığını yine not defterlerinden birine kaydettiği şu cümlelerle ifade etmiştir: ''Biz artık kimsenin namını taşıyamayız. Kimsenin namı altında kimliğimizi, ırkımızı unutamayız. Milli geleneklerimizi çiğnetemeyiz. Biz yalnız namımızla yad olunur ve ancak bu suretle tanınırız.'' (Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları - Parola Nuh)
- Bir ölüm kalım ve var olma savaşı verildikten sonrası için yeni bir proje gerekiyordu. Bu projenin ilk adımları Misak-ı Milli kararlarıdır. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti bir siyasal projedir ve ulusal çizgide siyasi bir akla dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına doğru yol alırken, iki kutuplu dünya düzeni çöküyor ve sosyalist sistemin dağılması ve Sovyetler Birliği'nin ortadan kalkması üzerine merkezi alanda gene eskisi gibi emperyal projeler devreye sokuluyor. Büyük Britanya İmparatorluğu, öncüsü ve kurucusu olduğu dünya devleti oluşumu adına, gene eskisi gibi Osmanlı hinterlandında bir Yakın Doğu Konfederasyonu kurmaya yönelirken, İngiltere'nin yavrusu olan Amerika Birleşik Devletleri Büyük Ortadoğu Projesi ile ılımlı İslam üzerinden yeni bir Panislamcılık politikasına Türkiye üzerinden yöneliyor. (Akl-ı Kemal 4.Cilt)
- 143 maddelik Lozan Andaşması'nın hiçbir maddesinde veya eklerinde, protokol ve sözleşmelerinde bu konuda hiçbir kayıt yoktur. Çünkü Lozan Antlaşması "süreli" bir anlaşma değildir. Dolayısıyla Lozan Antlaşması'nın "son kullanma tarihi" yoktur (Panzehir)
- Gökalp’in düşünce yapısının oluşmaya başladığı dönemlerde, saltanat makamına yönelik eleştirileri ve millet kavramına yaptığı vurgular dikkat çekicidir. Daha 1891 yılında yazdığı bir manzumede, “Ey sultan sen çekil, hükümran biziz,” diyen Ziya Gökalp, 1894 yılında da “Padişahım çok yaşa” yerine, “Millet çok yaşa” diye bağıranlar arasında bulunduğundan ahlak notu 10’dan 7’ye düşürülmüştür. (Atatürk ile Allah Arasında)
- Hayat bir kaçtı mı yakalamak mümkün olmuyor!... (Sarı Paşam)
- Evet! Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün toplum mühendisliğinin eseridir. (Atatürk ile Allah Arasında)
- Necip Fazıl önce Büyük Doğu dergisinde, sonra da kitaplarında ileri sürdüğü yakın tarih tezleriyle erken Cumhuriyet dönemini, bu dönemin en önemli aktörlerinden Atatürk ve İnönü’yü eleştirmekle kalmamış, insafsızca karalamıştır. Rejimi ahlaksız, dinsiz, acımasız, baskıcı diye adlandırıp bu doğrultuda neredeyse hiçbir somut belge ve bilgiye dayanmayan tarih tezleri kurmuştur. “Ondan işittim, bundan duydum, hatta rüyamda gördüm!” diye başlayan tarih tezlerini bolca gözyaşıyla ıslatıp biraz da şiirle ve dinle soslayınca ortaya gerçekten de tadından yenmez “mazlum hikâyeleri”, “sahte kahramanlık öyküleri” çıkmıştır. (El- Cevap)
- 433 maddelik idam fermanı Sevr, Anadolu’nun ortasına sıkıştırılmış ve iyice küçültülmüş Türkiye’nin aynı zamanda ordusuz bir Türkiye olmasını amaçlıyordu. (Hafıza)
- Merkezi alanda emperyalist ve Siyonist bir düzen oluşturulması doğrultusunda işbirlikçi neoliberal, Batıcı ve cemaatçi kadroların Atatürk'e ve Kemalist Cumhuriyete saldırılarının giderek arttığı son aşamada, Atatürk ve Kemalist Cumhuriyet ile ilgili gerçekçi ve nesnel değerlendirmelerin yapılabilmesi için Kemalist aklın ya da Akl-ı Kemal'in her yönü ile ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü bugün eğer hala dünyanın ortasında Türkiye Cumhuriyeti adında bağımsız bir Türk devleti varsa bu Akl-ı Kemal ya da Kemalist akıl sayesindedir. (Akl-ı Kemal 4.Cilt)
- Yine Harbiye'de öğrenciyken bazı hafta tatillerinde Beykoz'da Yuşa Efendi Dergahı'nın şeyhine konuk gitmiş. Şeyh de ona ve beraber gelen diğer gençlere okulu bırakmamalarını, okuyup büyük adam olmalarını öğütlemiştir. Cemal Granda'nın anlatımıyla: "Mustafa Kemal, o günleri hiç unutmamış olacak ki Boğaz'dan her geçtiğimizde başını Beykoz'un üstündeki dergaha doğru çevirerek eski anılarını tazeler ve bize: 'Eğer bize Şeyh Hazretleri okuma aşkı vermeseydi, halimiz nice olur?' der, durur. (Atatürk ile Allah Arasında)
- "Yolunda yürüyen yolcu, yalnız ufkunu değil, ufkun ötesini de görebilmelidir." (Atatürk ve Kayıp Kıta Mu)
- Atatürk’ün ulusal kurtuluş mücadelesi ve bu mücadele sırasındaki stratejileri hiç şüphesiz derin bir aklın ürünüdür. İşte bu akılla şekillenen Türk Devrimi, Atatürk’ün adından dolayı KEMALİZM olarak adlandırılmıştır. (Akl-ı Kemal 1.Cilt)
- Atatürk , 1911 ' de görmüştü Osmanlı'nın da tıpkı Endülüs gibi yıkıma sürüklendiğini... Bu yüzden " Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz! " diyerek uyarıp uyandırmak istemişti arkadaşlarını... (1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek)
- Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. (Akl-ı Kemal 3.Cilt)
- ''O mavi gözlü genç adama dikkat edin, o bugünü yaşayanlardan değil - geleceği kuranlardan biri'' (Sarı Paşam)
- Sarı Paşam, yirminci yüzyılın en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklukluğuna, gençliğine, psikolojik ve düşünsel köklerine yapılan derin ve büyülü bir yolculuğun gerçek hikayesidir. @sinanmydn 'nın kaleme almış olduğu bu eser bize tanıdığımız Mustafa Kemal'in dışında bilinmeyen bir çok yönünü, hayatını anlatan bir eserdir. Ben bu eseri okuduğum anlarda sanki kitabın icinde olaylarin tam olarak ortasında hissettim kendimi. Ve en önemlisi okuma boyunca hep karşımda küçük sarışın bir çocuk gördüm.. Bu kitaba karşı duygularım çok yoğundur. Çünkü Mustafa Kemal'i anlatan tüm eserlerden hep bir farkı oldu benim icin. Mustafa Kemal'i tüm yönleriyle ele aldığı icin herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum (Sarı Paşam)