diorex
sampiyon

Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hakkari'de Bir Mevsim kimin eseri? Hakkari'de Bir Mevsim kitabının yazarı kimdir? Hakkari'de Bir Mevsim konusu ve anafikri nedir? Hakkari'de Bir Mevsim kitabı ne anlatıyor? Hakkari'de Bir Mevsim kitabının yazarı Ferit Edgü kimdir? İşte Hakkari'de Bir Mevsim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.03.2022 06:00
Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ferit Edgü

Orijinal Adı: Hakkari'de Bir Mevsim

Yayın Evi: Sel Yayınları

İSBN: 9789755708959

Sayfa Sayısı: 194

Hakkari'de Bir Mevsim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hakkâri’de Bir Mevsim 40 yaşında! Ferit Edgü’nün eşsiz eserinin 40. yılını özel bir basımla kutluyoruz.

Türkçenin ustalarından Ferit Edgü’nün büyük eseri Hakkâri’de Bir Mevsim, ilk kez 1977 yılında yayımlandığında Türkçe yazında pek çok şeyi değiştirdi. Edebi kıymetinin yanı sıra o “uzak” coğrafyayı ele alışıyla, bölgenin okur nezdinde görünürlük kazanmasında mütevazı ama önemli bir katkı oluşturdu.

Japonca ve Çince dâhil birçok dile çevrilen, Türkiye’de olduğu kadar dünyada da ses getiren, aynı zamanda Erden Kıral yönetmenliğinde filme uyarlanarak, 33. Berlin Film Festivali’nde aralarında Gümüş Ayı’nın da olduğu 5 ödül kazanan eserin bu yıl 40. yılını kutluyoruz.

Yıllar geçtikçe gücünü, yitirmek şöyle dursun, daha da artıran Hakkâri’de Bir Mevsim, 40. yılı vesilesiyle özel bir basımla yeniden okurla buluşuyor.

Hakkâri’de Bir Mevsim, ciltli ve özel kâğıtlı yeni tasarımıyla raflarda.

“O”yu (Hakkâri’de Bir Mevsim) sadece gerçekçi bir roman olarak saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür bu. Ferit Edgü'nün gerçek bir yaşamı, bir roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü “O” gözlem gücünü anlatı ustalığından alıyor.

-Melih Cevdet Anday-

Hakkari'de Bir Mevsim Alıntıları - Sözleri

  • Yalnızdım. İçimde büyüyen boşluğun içinde yalnızdım.
  • Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi?
  • Hoca, benim kardeş hasta, diyor. Nesi var? diyorum. Ateşi çok var, diyor. Ölecek. İlaç vereyim mi? diyorum. Hayır, portakal ver, diyor. Portakal yememiştir hiç.
  • Yaşamak, yaşamayı sürdürebilmek için kişiliğini bulmak zorundasın.
  • Kendime dedim ki: Yenilme kendine.
  • İstediğim, çocuklar ölmesin...
  • Bu kentte sığınabileceğim neresi var?
  • Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben.
  • Sanki bir başkasının adına yolculuk ediyorum.
  • Arada bir insanın kendini bir başkasının yerine koyması gerek.
  • Bir tek şey istiyorum. Çaresizliği yenmek.
  • Bin kez ölen de var. Bin kez gömülmesede.
  • Her şeyin bir sonu var.
  • Ne kadar kısa yaşıyoruz Ne uzun ölüyoruz

Hakkari'de Bir Mevsim İncelemesi - Şahsi Yorumlar

2022/2. Kitap: Hakkâri'de Bir Mevsim Ferit Edgü’den Cahil ve Yazmak Eylemi (Bir Toplumsal / Siyasal Olay Üzerine 101 Çeşitleme)'nden sonra okuduğum 3. kitap… Hakkâri'de Bir Mevsim; iki ana bölüm ve bu bölümlerin alt bölümlerinden oluşan 250 sayfalık, şiirsel bir roman... Hakkâri'de Bir Mevsim; bildiğiniz romanlardaki gibi sıkıcı betimlemelerin olmadığı, yokluğun ve yoksulluğun fon olarak çaresizliğin fotoğraflandığı dokunaklı yer yer o boğucu havayı teneffüs ettiren bir kitap... Bir kış boyunca Hakkâri'de öğretmen olarak bulunan ve adına kitapta yer verilmeyen bir öğretmenin yaşadıkları anlatılıyor. Öğretmenden yeri geliyor hekim olması bekleniyor, yeri geliyor çaresizliğe çare olması... Ferit Edgü, o müthiş betimlemeleri, -kitabın bir yerinde geçen- bir olayı iki farklı açıdan ele alması, kitap boyunca şiirsel dil kullanımı gibi birçok açıdan yazarlığını defaatle kanıtlamış oluyor. Kitaptan bazı alıntılar: "Çünkü anlamak bir ortak dil gerektirir. Ortak dil ise, Ortak yaşam / ortak bilgi / ortak birikim / ortak düş Kimi yerde, ortak düşüş demektir. Ortak değilse bile, yakın / benzer gibi" (12). "Çünkü günahların en büyüğünü işlemişim demektir: Ana dilimi unutmak" (21). "Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi" (42). "İçimde garip bir duygu: Sanki bir başkasının adına yolculuk ediyordum" (69). "İnsan ölmesin demiyorum İstediğim ölümsüzlük değil Ne kendim, ne başkaları için İstediğim, çocuklar ölmesin" (76). "Mutluluk soruların bittiği yerde başlıyor olmalı" (109). "Sonra, gene de / ne olursa olsun / ya da çok şükür / sözcükler var" (156). "Hoca, benim kardeş hasta, diyor. Nesi var? diyorum. Ateşi çok var, diyor. Ölecek. İlaç vereyim mi? diyorum. Hayır, portakal ver, diyor. Portakal yememiştir hiç" (178). "Sizin dünyanız aklı başında insanların dünyası ise bırakın ben çıldırayım" (227). Güzel bir kitap okumak istiyorsanız ve hâlâ okumadıysanız mutlaka okumalısınız. (Mahir)

Çaresizliğin fotoğrafı çekilebilir mi?: Bir yandan dışarıda yağan karı seyrediyorum, bir yandan da yazar/ferit-edgu’nün “kitap/hakkaride-bir-mevsim--132216” kitabında yazdıklarını düşünüyorum. “Neydi okuduğum bu böyle?” diyorum kendi kendime. Bir şiir mi, bir hikâye mi, ya da bir roman mı? Kitabı bitirene kadar şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadığımı belirtmeliyim. Zira kitap, çok fazla türün iç içe girdiği, bazen anlatıcı, bazen gerçek şahıs, bazen şiirsel bir dil, bazen düz bir yazım tekniğinin kullanıldığı; kimi zaman sembolizmin, kimi zaman da dümdüz bir anlatım tekniğinin hâkim olduğu şu ana kadar okuduğum en ilginç ve en orijinal eserlerden biriydi.    • • • Ferit Edgü, okuyup bitirdiğimde hâlâ etkisinden çıkamadığım bu eserinde Hakkâri’nin Pirkanıs köyüne ne zaman ve nasıl geldiği dahi belli olmayan bir öğretmenin hikâyesini anlatıyor bizlere. Bu öyle bir hikâye ki bir anda kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başında buluyorsunuz kendinizi. Burası her daim soğuğun ıslık çaldığı; hastalığın ve ölümün sürekli kol gezdiği; yoksulluğun, sefaletin, törenin ve çaresizliğin insanları yorgun düşürdüğü bir yer. İnsanın yalnızlığı, kimsesizliği ve gurbeti iliklerine kadar hissettiği; duygularını bembeyaz bir kar tabakasının kapladığı ve yaşamını esareti altına aldığı bir yer.        • • • Edgü, bir öğretmenin hikâyesi üzerinden bir yandan acımasız bir coğrafyada yaşam mücadelesi veren çocukların, kadınların ve erkeklerin hallerini resmediyor, bir yandan da onların yalnız, çaresiz ve kendi kaderleriyle nasıl baş başa bırakıldıklarını anlatıyor. Bir öğretmenin onların yaşamının her anına dokunabilen bir kahramana nasıl dönüşebileceğinin fotoğrafını çekiyor. Tüm bunların yanında bir insanın yersizliğini, yurtsuzluğunu, varoluşunu, yabancılaşmasını ve yaşamın anlamını sorguluyor. Bir dağ başı yalnızlığında insanı geçmiş, gelecek ve şimdide bir benlik yolculuğuna çıkarıyor ve insanın kendisini nasıl var edebileceğini gösteriyor.         • • • Doğrusu kimi zaman gerçeğin düş ile birleştiği, kimi zaman doğayla zamanın bütünleştiği bu eserde inanılmaz bir gözlem gücüne şahit oluyorsunuz.  Edgü, adeta uzaklarda yaşananları bir sinemada izler gibi gözünüzün önüne getiriyor. Bunu, “Yağan karın fotoğrafını çektim. Ve eriyen karın fotoğrafını çektim. Ve karda yalınayak yürüyen çocukların fotoğraflarını çektim. Kanayan yaraların fotoğrafını çektim. Ölen bebelerin fotoğraflarını çektim. Ot bitmez, kar tutmaz kayaların fotoğrafını çektim. Karın üstüne yansıyan ay ışığının fotoğrafını çektim. Gündoğumunun fotoğrafını çektim. Donan gözyaşlarının fotoğrafını çektim. Bitlerin fotoğrafını çektim. Ellerin fotoğrafını çektim. Yalnızlığın fotoğrafını çekemedim. Türkülerin, ağıtların fotoğrafını çekemedim. Çaresizliğin fotoğrafını çekemedim” sözlerinde de açık bir şekilde görüyorsunuz. • • • Kitabı okurken bir ara Edgü’nün, “Hakkâri’nin bir köyünü ve o köyde yaşananları bu kadar gerçekçi anlatabilmesinin altında yatan nedir?” diye sordum kendi kendime. Küçük bir araştırma sonrasında onun askerliğini 1965 yılında öğretmen olarak bu köyde yaptığını öğrendim. Gerçekten de o, bir coğrafyanın yalnızca tanığı olarak değil, aynı zamanda bir yaşayanı olarak gözlemlerini ve yaşadıklarını, düşle gerçeği harmanlayarak öyle güzel sunuyor ki sizi adeta o diyara kadar götürüyor. Kimsesizliğin, yalnızlığın, çaresizliğin, yoksulluğun, eğitimsizliğin coğrafyasında dolaştırıyor. Öyle ki bu yolculukta şahit olduğunuz acıları, gözyaşları ve ağıtları adeta size yaşatıyor. O nedenle kitabı bitirdiğinizde yüreğinizin yarısı o coğrafyada yaşananlarda kalıyor.         • • • Özcesi, Boşnakça, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Japonca gibi birçok dile çevrilen, okurken düşüncelere dalıp sarsıldığım, şiirsel diline hayran kaldığım ve bir oturuşta okunabilen bu eseri tüm okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim. Başrolünü Genco Erkal’ın oynadığı 1977 yılında çekilen filminin* ise kitabı okuduktan sonra izlenmesini öneririm. Süryani kitapçının da söylediği gibi “Kitaplarını da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi? Ben öyle yaparım.” Kitaplarınızı dostlarınızı seçer gibi seçmeniz dileğiyle…   Keyifli okumalar dilerim! ......................................... *https://youtu.be/e4OKClhdRp0 (nalkan)

Bu kentte sığınabileceğim neresi var?: Adından da anlaşıldığı gibi kitap Hakkari'de geçen şiirsel bir roman. Adı ve nereden geldiği belli olmayan bir insanın orada öğretmen olarak kaleminden çıkan gelişi güzel notlar demek de kitap için daha doğru olabilir. Bazen üçüncü şahıs olarak anlatımlar var bazen birinci şahıs olarak bazen de monolog bir anlatım var. Ne kadar belli bir düzen içinde anlatım olmasada kitap sizi baya içine çekiyor. Hakkari'nin konum açısından köşede dağlık bir bölgede kalması sonucu oluşan; zor iklim şartları, eğitim yetersizliği, sağlık hizmeti yetersizliği kısacası insanın temel haklarından mahrum kalma zorluğunu anlatan hatta bunu yaşatan bir kitap. İnsanların yaşadığı çaresizliği, sıkıntıyı, lisan uyuşmazlığını, töre gibi bir çok konuyu barındırıyor. Hiç oraya gitmesenizde sizi oralarda o soğukta gezdirip içinizi ürpetecek kadar gerçekçi. Bence herkesin muhakkak okuyup, aslında konumun insan hayatına bir engel olmadığını, sadece insanın kendi içinin hayata engel olduğunu anlayabiliriz. Keyifli okumalar dilerim... Eğer bir gün sizde bir yerlerde kaybolursanız ya da kaybolmak isterseniz geçmişi eşelemek yerine şimdiye odaklanmalısınız. :¶ "Yolcu, bir gün yoluna yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine." (Syf:101) (Hilal)

Hakkari'de Bir Mevsim PDF indirme linki var mı?

Ferit Edgü - Hakkari'de Bir Mevsim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hakkari'de Bir Mevsim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ferit Edgü Kimdir?

İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde başladığı eğitimini Paris'te sürdürdü (1959- 1964). Acedemie du Feu'de seramik öğrenimi gördü. Sorbonne'da felsefe, Louvre'da sanat tarihi kurslarına katıldı.

Yedek subay öğretmen olarak Hakkari ve Beypazarı'nda askerlikten sonra (1967), bir yıl daha Paris'te kalıp İstanbul'a yerleşti (1968). Man Ajans'ta reklam yazarlığı yaptı. Buradan ayrılıp kendi reklam şirketini kurdu.

Öykü yazarlığının yanı sıra, resim eleştirileri ve denemeleriyle ün yaptı. 1977 'den beri Ada Yayınları'nı yönetiyor. Kaynak dergisinde edebiyata adım attı. 1952-1953 yıllarında şiirler yazdı. Ama ilk öyküsü ocak 1954'te Yeni Ufuklar dergisinde çıktı . Aynı yıllarda Şairler Yaprağı (1954), Mavi'de de şiirleri yayımlandı (1954). Daha sonraları Yeni Ufuklar, Vatan Sanat Eki, Mavi, Pazar Postası, Dost'taki öyküleriyle (1954-1959); Ataç, Yeni Dergi, Eylem, Papirüs, Ant, Soyut, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri dergilerindeki deneme ve incelemeleriyle tanındı.

Bir Gemide kitabıyla 1979 Sait Faik Hikaye Armağanı, Ders Notları'yla 1979 TDK Deneme Ödülü, Eylül'ün Gölgesinde Bir Yazdı adlı??seriyle Sedat Simavi 1988 Edebiya Ödülü'nü aldı. Ayrıca O adlı romanı Hakkari'de Bir Mevsim adıyla ve Onat Kutlar'ın senaryosuyla sinemaya uyarlandı. 33. Berlin Film Festivali'nde (1983) ve 2. Akdeniz Kültürleri Film Festivali'nde ödüller aldı (1984).

Ferit Edgü Eserleri

Roman

Kimse (1976)

O/Hakkari'de Bir Mevsim (1977)

Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988)

Öykü

Kaçkınlar (1959)

Bozgun (1962)

Av (1968)

Bir Gemide (1978)

Çığlık (1982)

Binbir Hece (1991)

Doğu Öyküleri (1995)

İşte Deniz, Maria (1999)

Do Sesi (2002)

Avara Kasnak (2005)

Nijinski Öyküleri (2007)

Senaryo

Hakkâri'de Bir Mevsim (O adlı romanından senaryo, Onat Kutlar ile birlikte)

Deneme

Tüm Ders Notları (1978)

Yazmak Eylemi (1980)

Şimdi Saat Kaç? (1986)

Yeni Ders Notları (1991)

Seyir Sözcükleri (1996)

Devam (2001)

Sözlü/ Yazılı (2003)

İnsanlık Halleri (2003)

Şiir

Ah Minel Aşk (1978)

Dağ Şiirleri (1999)

Anı

Görsel Yolculuklar (2003)

Biyografi

Abidin (2003)

Avni Arbaş (2001)

Osman Hamdi-Bilinmeyen Resimleri (1986)

Çocuk Kitabı

Doğa Dostları (2004)

Çeviri

Düşüş (Albert Camus, 1961),

Godot'yu Beklerken (Samuel Beckett, 1963),

Bugünün Dünyasında Felsefe (Jean Wahl, 1965), A

Aydınlar ve Toplum, (Antonio Gramsci, V. Günyol , B. Onaran'la, 1967),

Amerika: Şiirler (Allen Ginsberg, Lawrence Ferlinghetti, 1976).

Monografi

Bunların dışında Abidin Dino, Yüksel Arslan, Van Gogh, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Füreya, Aliye Berger, Ergin İnan, Fikret Mualla, Avni Arbaş üzerine yayımlanmış monografileri var.

Ödülleri

Sait Faik Hikâye Armağanı 1979 (Bir Gemide)

Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü 1979 (Tüm Ders Notları)

Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü 1988 (Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı)

Ferit Edgü Kitapları - Eserleri

  • Hakkari'de Bir Mevsim
  • Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı
  • Yazmak Eylemi
  • Selma Gürbüz İçin Üç Yazı
  • Çığlık
  • Her Şeyin Sonundayım
  • Yaralı Zaman
  • İşte Deniz, Maria
  • Do Sesi
  • Buluşmalar
  • Av
  • Tüm Ders Notları
  • Bir Gemide
  • Kaçkınlar
  • Şimdi Saat Kaç
  • Doğu Öyküleri
  • Leş
  • Kimse
  • Nijinski Öyküleri
  • Giden Bir Kedinin Ardından
  • Cahil
  • Van Gogh - Yüz Yıl Sonra
  • Biçimler, Renkler, Sözcükler
  • Yüksel Arslan: İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü'den Arture'lere
  • Avara Kasnak
  • İlk Öyküler Kaçkınlar / Bozgun / Devam
  • Yeni Ders Notları
  • Özyurdunda Yabancı Olmak
  • Korkuyorum
  • Ah Min-el Aşk
  • Binbir Hece
  • Abidin
  • Seyir Sözcükleri
  • İnsanlık Halleri
  • Paraboller
  • Kaza Sözleri ve Öteki Metinler
  • Devam
  • Görsel Yolculuklar
  • Sözlü - Yazılı
  • Kültür Emperyalizmi
  • Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok - Mektuplar
  • Ergin İnan
  • Dengê Doyê
  • Duo
  • Osman Hamdi Bilinmeyen Resimleri
  • Yolun Gittiği Yer
  • Orhan Duru Ölmeden Önce - Öldükten Sonra
  • Fikret Muallâ - Albastı Defterleri
  • Bozgun

Ferit Edgü Alıntıları - Sözleri

  • ... bir insanın ne kadar gizi varsa, o kadar. (Biçimler, Renkler, Sözcükler)
  • Başkalarının değil, kendi sözcüklerinle konuşmasını öğren. (Leş)
  • "Gelmiş geçmiş hiçbir yazar Kafka kadar kendi çöplüğünde eşelenmedi." (Tüm Ders Notları)
  • Her zaman aramak gerek. Her zaman. Bulduğunda bile. Yeniden aramaya koyulmak gerek. Başka nasıl yol alınabilir? (Devam)
  • Cahil hukuk tanımaz. (Cahil)
  • Çaresizlik, dedim, çaresizlik, çaresizlik, çaresizlik. Ağlama dedi Canan. Sus, ağlama, çaresizliğe bir çare bulunur elbet. O da biliyordu bizim çaresizliğimizin çaresi yoktur. Biz bu yaşamın içinde bir başka yaşamın yolcusuyuz ve bu yolculuk çok uzun sürmez. (Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı)

  • Ateşle çevrili -ya da boşlukla- bir yalnızlık içindeyiz. (Özyurdunda Yabancı Olmak)
  • Jiyan, nexweşîyekê rih e. Novalis (Yaşamak, ruhsal bir hastalıktır) (Dengê Doyê)
  • Dünyadan dargın ayrıldım. (Orhan Duru Ölmeden Önce - Öldükten Sonra)
  • Her zaman aramak gerek. Her zaman. Bulduğunda bile. Yeniden aramaya koyulmak gerek. Başka nasıl yol alınabilir? (Devam)
  • "- Bana unuttuğun bir öykünü anlatsana? - Hangi öykümü? - Yaşadığın ve unuttuğun bir öykünü. - Tüm öykülerimi mi demek istiyorsun?" (İşte Deniz, Maria)
  • Yaşamak, yaşamayı sürdürebilmek için kişiliğini bulmak zorundasın. (Hakkari'de Bir Mevsim)
  • O sıralar bir sözcük arıyordum. Bir sözcük. Bir tek sözcük. Bilmiyorum neydi? Hiçbir şey anlatmayacak olan? (Bozgun)

  • Hep aynı... Dün de bugün de.... (Av)
  • Bir beraberliğin, anlaşmanın kıvancından çok, bir acının, yan yanayken bile aralarında bir uzaklığın bulunduğunu biliyordu. (Av)
  • Bu karanlığın en yoğun noktasından kopmuş ben ben bu muyum? (Paraboller)
  • ''Ben bir insan müsveddesiyim" diyor Kierkegaard " (Tüm Ders Notları)
  • Gün geçtikçe uzaklaşıyoruz birbirimizden ve kendimizden... (Av)
  • Yaz boz tahtası yaşam. Sen ne kadar ölürsen öl. (Kaza Sözleri ve Öteki Metinler)
  • Umutsuzluk insanı her yere götürür. Evet, tabii, intihara bile. (Yazmak Eylemi)

Yorumlar

Image
Ziyaretçi
01.01.2024 / 15:11

Sayın Edgü senin yazdigin ' hakkari' de Bir MEVSİM' Romanını ben 1968 'de çırmıktı BUDALAUŞAĞI'NDA Öğretmen olarak yaşadım..buradan çıkan kıvılcımlar birer ateş topu olup memleketime dağıldılar. işte ben KÖY ENSTİTÜSÜNÜN YETİŞTİRDİĞİBİR CEVHERİM .SELAM OLSUN BU GÜZEL İNSANLARA!!! MÜRSEL KÖMÜRCÜ SINIF ÖĞETMENİ

Yorum Yaz