diorex
life
Dedas

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı - Henry David Thoreau Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kimin eseri? Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kitabının yazarı kimdir? Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı konusu ve anafikri nedir? Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kitabı ne anlatıyor? Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı PDF indirme linki var mı? Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kitabının yazarı Henry David Thoreau kimdir? İşte Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.06.2022 02:00
Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı - Henry David Thoreau Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Lafargue

Yazar: Henry David Thoreau

Çevirmen: Vedat Günyol

Orijinal Adı: Resistance To Civil Governement

Yayın Evi: Cumhuriyet Kitapları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 112

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Henry David Thoreau (1817-1862), Massachusetts Devleti’ne bağlı Concord adlı küçük bir kasabada doğup büyüyor, dört yıllık Harvard Üniversitesi’ndeki öğrenimle birkaç kısa gezi dışında, bütün ömrü orada geçiyor. Harvard’ı bitirir bitirmez bir ortaokula öğretmen oluyor ama, öğrencilere dayak atmadığı için okul yöneticileriyle kavga edip ayrılıyor. Bir iki hafta süren öğretmenlik bu mesleğe bağlanmasına yetiyor ve kardeşiyle birlikte özel bir okul açıyor. Zamanı için ileri bir adım olan dayaksız eğitim sistemini uygulayan okulu büyük ilgiyle karşılanıyor. Ne yazık ki, iki buçuk yıl sonra, kardeşinin ölümü üzerine Thoreau okulu kapatmak zorunda kalıyor. Thoreau o sıralarda ünlü filozof Emerson’la tanışıyor ve bir süre onun evinde kalıp yazmanlıktan bahçıvanlığa kadar her türlü işte çalışıyor. Bir ara, köleliği sürdürüyor ve Meksika’ya karşı açtığı haksız savaşı durdurmuyor diye Amerikan yönetimine kızıp onunla hiçbir ilişkisi olmadığını belirtmek için vergi vermekten kaçınıyor ve bu yüzden hapse atılıyor. “Haksız Yönetime Karşı” adlı yapıtı, bir gecelik hapisliğin verdiği öfkeyle yazıyor. Thoreau bu kitapçıkta yurttaşlarına şu öğüdü veriyor: İnsan, toplumsal bir kurumun haksızlık ettiğini görür ve buna içten inanırsa, karşı koymalıdır ona. Thoreau’nun salık verdiği karşı koyma savaşsız, “bıçaksız kamasız” bir direnmedir. Gandhi, sonradan satyagraha adını vereceği savaşsız direnme öğretisini bu yapıtçıktan esinlenerek geliştirmiştir. Daha Cambridge’de öğrenciyken büyüsüne kapıldığı bu yapıtı ana diline çevirip yurttaşlarına dağıtan Gandhi, Thoreau’nun öğretisini Güney Afrika’da, sonra da 1914’te Hindistan’da uygulamış, büyük bir başarı elde etmişti. Aslında, Thoreau bu sessiz direnme yolunu Hint kaynaklarından, özellikle Bhagavad-Gita’dan esinlenerek ortaya sürmüştü. Kökünü Hindistan’dan alan bir düşünce, böylece bir Batı dilinde biçimlenerek, dönüp dolaşıp yine Hindistan’ı bulmuş oluyordu. Yalnızca şu ayrımla ki, yurttaşlarını haksız bir yönetime karşı tek tek kafa tutmaya çağıran Thoreau’ya karşılık, Gandhi bu bireysel çağrıyı koca bir ulusa mal edip onu İngiliz İmparatorluğu’na karşı politik bir eylem aracı olarak kullanabilmişti.

Thoreau’nun yaşamında en önemli olaylardan biri de, topluma küsüp bir süre tek başına ormanda yaşamasıdır. Walden Gölü kıyısında kendi eliyle yaptığı bir kulübede, “Devlet’ten uzak” olmanın hazzı ve çılgınca sevdiği doğayla baş başa kalmanın sevinci içinde iki yıl yaşayan Thoreau Concord’a Walden ya da Ormanda Yaşam adlı ünlü yapıtıyla dönüyor. Bu yapıtta doğa üzerine yer yer ozanca, yer yer de filozofça eğilen Thoreau, yurttaşlarına, bir insanın Devletle bu yoldan da ilişkisini kesip kendi başına “bir lokma, bir hırka” yaşayabileceğini göstermek istemişti.

Thoreau, Amerika’da kölelik sorununu kendine dert etmişlerin başında gelir. Bu yoldaki asıl savaşı Kansaslı John Brown adında bir dava adamını tanımasıyla başlar. John Brown kölelikle savaşı bağnazlığa vardıran bir adam. Köle kullanan beş komşusunu soğukkanlılıkla öldüren bu yarı deli ama içten adamın etkisinde kalan Thoreau, köleliği kaldırmaya çalışan Kuzey’le, rahatını hatta lüksünü köle kullanmakla sağlayan Güney arasında patlak verip Amerika’yı kana bulayan kardeş kavgasının birinci yılında veremden ölünceye kadar bu adamı destekliyor. Harper’s Ferry diye anılan bir baskınla ordunun silahlarını ele geçirip üs kuran ve kölecilere dehşet salan John Brown yakalanıp sorguya çekildiği zaman, Thoreau büyük bir ataklıkla onu destekliyor. “John Brown’ın Son Günü” adlı savunusu Thoreau’nun en çok anılan yazıları arasında yer alır.(kitap’tan…)

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı Alıntıları - Sözleri

  • İnsan ancak layık olana karşı iyi davranır, saygı gösterir.
  • "Oysa, emek vermeden insanca bir yaşam elde edilemez."
  • Varlıklı kişiye gelince, o her zaman için, (şunu bunu incitmek istiyorum sanmayın) onu varlıklı kılan kuruma satmıştır kendini. Dobra dobra söylemek gerekirse diyebiliriz ki, para arttıkça erdem azalır. Çünkü para bir insanın kendisiyle amaçları arasına girer, ona bu amaçları sağlar.
  • Bir tek erdemli insana karşı dokuz yüz doksan dokuz erdemli geçinen insan vardır.
  • Tüm varlığıyla kendini benzeyenlere adayan insan, onların gözlerine yararsız ve bencil görünür. Fakat kendini yarı adayan kimsenin adıysa, iyiliksevere, insan dostuna çıkar.
  • Akıllı bir insan, doğruyu ne raslantıya bırakır, ne de onun çoğunluk kanalıyla üstün gelmesini ister.
  • "Çalışma" sözcüğünün Fransızcası Travail "zahmetli iş" "acı veren iş", bir tür "işkence" anlamını içeriyor.
  • Keklik nohuttan hoşlanır ama, kendisiyle birlikte tencereye atılan nohutlardan değil.
  • Genel olarak hükümetlerin çoğu, kimi zaman da bütün hükümetler birer köstektir, hiçbir işe yaramazlar.
  • Para, Zenginin yanıtlamak zorunda kalabileceği çok sayıda soruyu yüzüstü bıraktırır, beri yandan ortaya tek bir sorun atar
  • Her türlü oy verme işi bir çeşit kumardır; tıpkı dama ve tavla oyunu gibi, az buçuk ahlaka bulanmış, doğru ve yanlışla, ahlaksal sorunlarla ilgili bir kumar.
  • İnsan ancak layık olana karşı iyi davranır, saygı gösterir.
  • Çalışkan olmak elvermez - karıncalar da çalışkandır. Ne için çalışıyorsun, amacın ne, onu söyle!
  • Acaba iyi ve kötü üzerine, çoğunluğun değil, sadece vicdanların karara vardığı bir hükümet olamaz mı?
  • İşçiler, ekonomi uzmanlarının kandıran sözlerine değer verdikleri için, kendilerini var güçleriyle çalışma tutkusuna adamışlardır. İşçiler, bütün toplumu, toplumsal organizmayı bütünüyle sarsan sanayideki gereğinden fazla üretimin bunalımları içine atıyorlar.

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Okumayı yeni bıraktığımız ama tabiri caizse tadına doyamadığımız Thoreau’nun Haksız Yönetime Karşı eseriyle, Lafargue’nin Tembellik Hakkı eserinin birleştirilmiş, ilk ve tek, epey de eski bir baskısıyla beraberiz. Henüz PDF olarak hazırlayamadık ama o da yakındır. Daha önceki incelememiz içerisinde Haksız Yönetime Karşı eserini şu şekilde incelemiştik: Bu kitaptan elimde tam 3 tane var. Biri broşür gibi çok çok kısa bir baskıya ait, birisi Vedat Günyol çevirisiyle Çan Yayınları tarafından bizlere sunulan ve benim elimdeki kitap. Resistance to Civil Governement adıyla yayımlanan orijinal baskının tam metin çevirisi olarak göze çarpıyor. Son baskı ise Lafargue’nin Tembellik Hakkı kitabıyla birleşik basılan son baskı. Kitabın çeviri adı bile ayrı kaliteli çünkü orijinal ismin çevirisi yapılsa “Her Türlü Yönetime Karşı” oluyor lakin “Haksız Yönetime Karşı” şeklinde çevirmek çok daha uygun. O her yönetime değil, aksine haksız olanlara ve neden haksız olduğuna değinerek karşı çıkmaya çalışıyor. İnsanların tamamından nefret ettiği için bir süre hepsine küsüp ormanda yaşamasını göz ardı etmemeli. Değişik bir insan diyeceğim ama çoğumuzun o noktaya doğru adım adım ilerlediğini de gözlemliyorum, üzülerek. Ben dahil. Bütün eserin haksız bir yönetim karşıtlığına atfedildiğini söylemek mümkün mü? Kesinlikle, evet. Çünkü o hükumet karşıtlığını, hükumetin ortadan tamamen kaldırılması gerektiğiyle açıklamak yerine; daha iyi bir hükumet olunmasını yahut daha iyi bir hükumet kurulması gerektiğiyle açıklıyor. Bunun da “saygı” üzerine kurulu bir sistemle olacağı inancını anlatıyor bizlere. En iyi hükumet, en az yöneten hükumettir. İncelemenin sonunda verdiğimiz bu bilgiyi, kitabın ilk sayfasında (9) yazmış bizlere. Taktir sizlerin... Tembellik Hakkı eseri içinse çok fazla yorum yapabiliriz. Mesela yazarın çok garip bir hayat hikayesi olduğu, Küba’dan geldiği, her öğrencinin başının belası Karl Marx’ın damadı olduğu, fikirleri ve yaşamından etkilendiği, siyasi fikirleri yüzünden akademiden atıldığı, çocuklarının hepsinin sırasıyla ölmesi sonrasında sosyalist düşünce eylemlere bütün hayatını adayarak bu seviyelere geldiğini belirterek başlayabiliriz. Aslında bu kadarla da sınırlı değil. 1911’de yaşlılık sorunlarını yaşamak istemediği için kendine verdiği 70 yaşını aşmadan ölmüş olmalıyım sözünü yerine getirerek eşiyle beraber kendisini öldürmesi bile ilginç bir eylemdir. Tembellik Hakkı ise aslında aklınıza gelen pek çok şeyi kapsadığı gibi Avrupa toplumunda da bir öncüllük görevi olmuştur. Yazarın karşı durduğu bir durum vardır. Aslında buna içten içten çoğumuz karşıyızdır. Oğlak Burçları hariç tabi. :)))))))) Çalışmanın bir hak değil zorunluluk olduğu bir sanayi toplumu geçmiş dönemin başta Chaplin olmak üzere her daim karşıtları olduğunu gördük. Akabinde bu çalışma ve dinlenememe aslında insanın geri gelmeyecek olan zamanından çaldığı kadar emeğinden de çalarak insana hakkı olan kazancın çok azını vermiş, adeta günlerce süren çalışma sonrası tam isyan etme aşamasında verilen ufak bir maaşla kitlenin uyanışının ve isyanının engellenmesi sağlanmıştır. Oysa ki insan dinlenmek ister ama elde edemedikçe insani duygular bunun yerine çalışmamayı ve tembelliği arzular. Sürekli aynı gıdaya maruz kalıp sonunda o gıdadan hayatının sonuna kadar bir daha yemek istememek gibi lanse edebiliriz. Tembellik Hakkı arada bir dinlenmeyi arzulamaktır aslında. Yerlere kadar eğilmeden arada bir dinlenmeyi, çalışmamayı istemektedir. Bugün Avrupa’da olan çalışmayı istememek ve birkaç gün dinlenmek izni ile Asya’da çok fazla çalıştıkları için uyuklayan ve çalışırken uyuyanların ödüllendirildiğinin bile gözlemlendiği durumlar da aslında bu fikrin örnekleri ve çağdaş görüntüsüdür. Bu da çalışmıyor da iş yerinde yatıyor yerine o kadar çalışıyor ki vücut dayanmıyor da uyuyakalıyor anlayışı olarak kabul edilebilir. Bu hak yanlış anlaşılmış, herkes yatarsa, kimse çalışmazsa ihtiyaçlarımız nasıl karşılanacak düşüncesi oluştuğu için dilimiz döndüğünce detaylıca açıklamaya çalıştık. Çok mükemmel bir açıklama olmasa bile bu karmaşanın önüne geçebileceğimize inanıyor, iyi okumalar diliyorum.. (Sadık Kocak)

Kitap iki bölümden oluşuyor. İlki Henry Thoreau nun yazdığı "Haksız Yönetime Karşı" kısmı ikincisi ise Paul Lafargue nin "Tembellik Hakkı". Haksız Yönetime Karşı Thoreau, vergi ödemekten kaçındığı bir dönemde bir gecelik hapse atılıyor ve o öfke ile bu eseri yazıyor. "Insan toplumsal bir kurumun haksızlık ettiğini görür ve buna içten inanırsa karşı koymalıdır ona" diyen Thoreau nun bu bıçaksız,kamasız direnme çağrısı Gandhi nin "savaşsız direnme" öğretisine esin kaynağı olmuştur Kısa ama dolu dolu sayfalarda; devlet ve toplum yapısını eleştiriyor ancak insan saygısına dayanan ideal bir yönetimin özellikleri de açılayarak çözüm sunuyor. Tembellik Hakkı Karl Marx ın damadı olan Lafargue nin kaleme aldığı; Tembellik Hakkı, Komünist Manifesto dan sonra avrupa dillerine en çok çevrilmiş eser olma unvanını hak ediyor. Thoure e nazaran daha sert bir eleştiri dili olan Lafargue kapitalist düzeni kıyasıya eleştiriyor.Bu düzenin yürütücüleri olan kentsoylulara bıçak sallarken, onların yapmak istediklerine ahmakça,aptalca kanan işçi sınıfını adeta kılıçtan geçiriyor. Hem nalına hem mıhına vurmak derler ya işte öyle. Veriyor veriştiriyor alayına sövüp sayıyor. Avrupada sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan arz fazlası ürünlere pazar arayışlarını, nasıl bizim gibi üretemeyen ülkelerin sömürü prangalarına alınışlarını bu kısacık anlatımda bulabiliyoruz. Lafargue kitabın son bölümlerinde bu aşırı çalışma ve kapitalist düzen ızdırabının devası için adete tembellik tanrısına yalvarıyor ve şöyle diyor; Ey tembellik! Uzun süren sefilliğimize acı! Ey sanatların ve soylu erdemlerin anası tembellik, insan kaygılarına merhem ol! (Ümit...)

"Nasıl haklı tembel oluruz?, tembel olalım çalışmayalım, pijamalarımızın üstüne çoraplarımızı çekelim, koltuğun bir yanına bir bacağımızı, diğer yanına öbür bacağımızı atalım. Ağzımızı da ayran çuvalı gibi açalım."ın kitabı değildir. Eser adına göre yapılan yorumlara bakmayınız diyerekten... Eser, kapitalizme bir baş kaldırıdır; insan hakları başlığı altında insanların sömürülmesine eleştiren; bence sadece sosyalizmin klasiklerinden değil her insanın okuması gereken bir klâsiktir. Eserin içeriğinden evvel yazarı sevdiğimi belirtmek isterim. Önceden tanıdığım bildiğim bir adam olduğundan değil. Söyledikleriyle eylemleri uyuşan adamları seviyorum. Şöyle ki: Soy kütüğünde melezinden, kızılderilisine, yahudisine, hıristiyanına Meksikalı görünse de asıl dede memleketi Fransa olan biri. Ancak lafını haksız olan kimseden esirgememiş dindaşım, memleketim, bu yasa çıkaran, bu hükümet dememiş. Ben yiğidi öldürürüm hakkını yemem; deveye de akrabam diye boynun dümdüz demem dümdüz sayarım demiş. En sonunda da kendine verdiği sözü tutarak yaşlılığın enerjisini ele geçirmesini, millete minnet eden hale düşmemek için 70 yaşında önce karısını sonra kendini öldürmüştür. Hıı bir de bilmeyenlere Marx'ın damadıdır kendileri. Haksız yönetime karşı ve Tembellik Hakkı diye iki bölümden oluşmakta. İlk bölüm hükümetleri eleştirir çok şey yazabilirim ancak spoilerdan ötürü kendimi tutuyorum. İkinci bölüm tembellik hakkı. Bu da işverenlere, yasa koyuculara eleştiridir. Şöyle ki 15 saat çalışıp izin kullanmayan bir işçinin kazandığı para ne içindir? Şu ahir dünyada yatacağı kalkcağı ev ve karın tokluğu için mi? Bir gün dahi ağız tadıyla dinlenemedikten sonra, yarı uykulu olmadan höpürdete höpürdete çayını içmedikten sonra bana devlet çalışma hakkı çıkarmış sonra da emekli yapacakmış. Bana devlet Fransız ihtilaliyle insan hakları tanımış, kölelikten kurtarmış. Köle olarak 9 saatte çalışıp aldığım parayı 15 saatte fabrikada çalışmam karşılığı vermiş. Lafargue de bak hele bu çalışma hakkıysa kölelik daha modernmiş bizim dinlenmemiz tembellik ise onu istiyorumu demeye getirmiş. Tabi makineleşmenin gerekliliğini de savunmuş. Bu husus duruma; zamana çağa bağlı... Tavsiye konusuna gelirsek siyaseti, ekonomik ve sosyal haklarla ilgili bu kadar yalın ve akıcı bir kitaba denk gelemezsiniz. Vedat Günyol da çevirinin hakkını vermiş. (Verda)

Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı PDF indirme linki var mı?

Henry David Thoreau - Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Henry David Thoreau Kimdir?

Henry David Thoreau (12 Temmuz 1817 - 6 Mayıs 1862), Amerikalı harita mühendisi, yazar, filozof, şair, tarihçi, kölelik karşıtı, vergi direnişçisi, kalkınma eleştirmeni ve natüralist.

1817 yılında Massachusetts eyaletine bağlı Concord'da doğdu. Harvard Üniversitesi'nden 1837 yılında mezun oldu. Hiçbir zaman geleneksel bir öğrenci olmamıştı, okul yıllarında transandantalizme ve Ralph Waldo Emerson'a olan ilgisi başladı. Harvard'dan mezun olunca bir süre babasının dükkânında çalıştı, daha sonra bir okulda öğretmenlik yaptı. Düşüncesel anlamda fazlasıyla etkisinde kaldığı ve ömür boyu dostu olacak Emerson 1841'de onu evine davet etti ve Thoreau 1843'e kadar sık aralıklarla Emerson'da kaldı. Emerson'ın asistanı gibiydi, The Dial isimli transendentalist dergiye şiir ve nesirleri ile katkıda bulundu. 1845 yılında Concord şehrinin dışında bulunan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait olan bir arazinin üstüne bir kulübe inşa etti. Burada geçirdiği iki yılın meyvesi olarak "Walden" kitabını yazdı. Walden gölünün kıyısında geçirdiği doğayla bütünleşik ama yalnız iki yılın bir diğer meyvesi de, 1849'da yayınlanan, "A Week on the Concord and the Merrimack Rivers" (Concord ve Merrimack Irmakları Üzerinde Bir Hafta) idi. Thoreau'nun sağlığında yayımlayabildiği sadece bu iki kitabı vardır. Diğer eserleri ve günlükleri ölümünden sonra yayınlanmıştır.

1854'te yayınladığı başyapıtı "Walden" Amerika'nın en önemli entelektüel akımlarından biri olan New England Transandantalizmi için bir örnek eserdir. Eserde yer alan çevre konusundaki düşünceler ise modern çevreciliğin ve çevre korumanın en önemli satırlarıdır diyebiliriz. Amerikan düşünce tarihi, transendentalizm ve naturalizmde bıraktığı izler ne kadar önemliyse, "Sivil İtaatsizlik" (Civil Disobedience, 1849) isimli makalesi de siyasi tarihe bıraktığı iz de o kadar önemlidir. Meksika savaşı yüzünden, ki ona göre bu savaş sadece köleliği geliştirmek içindi, ödemeyi reddettiği vergi sonucu hapiste geçirdiği bir gece, onun "Sivil İtaatsizlik" isimli makalesini yazmasına neden olmuştur. Daha sonraları Gandi'nin en büyük ilham kaynağı olacak bu makale Thoreau'nun belki de en ünlü eseridir. Gandi'nin dışında Tolstoy ve Martin Luther King gibi önemli isimler de Thoreau'nun düşüncelerinden ve eserlerinden ilham almışlardır.

Thoreau, 1862'de, birkaç küçük gezi ve Harvard'daki öğrencilik dönemi dışında hiç ayrılmadığı Concord şehrinde, geçirdiği tüberküloz yüzünden ölmüştür. Bütün eserleri 20 cilt halinde 1906'da basılmıştır.

Henry David Thoreau Kitapları - Eserleri

  • Yürümek
  • Sivil İtaatsizlik
  • Walden
  • Sivil İtaatsizlik - Yürümek
  • Nerede ve Ne İçin Yaşadım
  • Yalnızlık
  • Yabani Elmalar
  • Azaltın, Sadeleştirin, Basitleştirin
  • Haksız Yönetime Karşı
  • Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı
  • Doğa ve Yürüyüş Üzerine
  • Kış Yürüyüşü
  • Ekonomik İtaatsizlik
  • Modern Dünya için Transandantal Doğa
  • Hizmet
  • Yaşamak
  • Ktaadn

Henry David Thoreau Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar sık sık ihtiyaçlarından dolayı değil lükse olan arzularından dolayı acı çekerler. (Walden)
  • "Ve şimdi güneş yükseldi üstünden tepelerin, Ve şimdi indi batı körfezine; En sonunda o, kalktı yerinden ve çekti üzerine mavi pelerinini Yarin yeniden taze ormanlara ve kırlara."(Lycidas) (Yürümek)
  • "İnsanlara yakın olmaya dair hayal ettiğim tüm avantajlar anlamsız görünmeye başladı ve o günden beri bunun üstüne bir daha düşünmedim." (Yalnızlık)
  • "Yalnızlık, kişinin diğer insanlar ile arasındaki mesafeye bakılarak ölçülen bir şey değildir." (Yalnızlık)
  • Keklik nohuttan hoşlanır ama, kendisiyle birlikte tencereye atılan nohutlardan değil. (Haksız Yönetime Karşı - Tembellik Hakkı)
  • Insanoğlunun sevinci solduğu için nar, hurma, elma ve bütün meyve ağaçları kurudu. (Yabani Elmalar)
  • Kitaplar dünyanın en zengin hazineleridir. (Walden)
  • Çok para az erdem demektir. (Sivil İtaatsizlik)
  • Gerçek güzellik, gerçekten alçakgönüllü bir şekilde yaşayanların yüzünde görülür. (Azaltın, Sadeleştirin, Basitleştirin)
  • Barbar, sade bir cehalet ve avarelikle ya da tembellikle; filozof sade bir bilgelikle yaşar. (Modern Dünya için Transandantal Doğa)
  • "Tanrıya şükür ki bulutları kesip biçemiyorlar!" (Doğa ve Yürüyüş Üzerine)
  • "Bir ağaç ne kadar çok elma taşıyorsa, halkı selamlamak için o kadar eğilir." (Yabani Elmalar)
  • Dışarıda işi olanlar değil, asıl evlerinde titreyenler üşür. (Yabani Elmalar)
  • Hükümetlerin en iyisi hiç hükmetmeyendir. (Sivil İtaatsizlik)
  • "Matematikle aşık atılmaz." (Doğa ve Yürüyüş Üzerine)
  • Devlete itaatsizliğin götürüsü, itaat etmenin götürülerinden daha azdır. (Yaşamak)
  • Her ne kadar yaşam kötü de olsa tanışın ve onu yaşayın; yaşamdan kaçmayın ve ona küfretmeyin. Siz kadar kötü değildir. (Walden)
  • İnsanı hemcinslerinden ayıran ve ona yalnızlık çektiren mesafe, fiziksel bir mesafe midir? Ben, yaşadıklarım sayesinde kişinin, her ne kadar çabalarsa çabalasın, başka biriyle arasında açılan mesafeyi ona yaklaşarak kapatamayacağını öğrendim. (Yalnızlık)
  • Her sabah,yaşamıma Doğa'nın kendisi kadar yalın ve masum bir anlam vermem için bir davetiyeydi. (Nerede ve Ne İçin Yaşadım)
  • "İnsan sahte yazgısına aldanır , gereksinim diye bir kılıf uydurarak ,eski bir kitapta söylendiği gibi , güvelerin ve pasın çürüteceği ve hırsızların talan edeceği servetler biriktirmeye çalışır . (Nerede ve Ne İçin Yaşadım)

Yorum Yaz