Halo Dayı ve İki Öküz - Muzaffer İzgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Halo Dayı ve İki Öküz kimin eseri? Halo Dayı ve İki Öküz kitabının yazarı kimdir? Halo Dayı ve İki Öküz konusu ve anafikri nedir? Halo Dayı ve İki Öküz kitabı ne anlatıyor? Halo Dayı ve İki Öküz PDF indirme linki var mı? Halo Dayı ve İki Öküz kitabının yazarı Muzaffer İzgü kimdir? İşte Halo Dayı ve İki Öküz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Muzaffer İzgü
Yayın Evi: Bilgi Yayınevi
İSBN: 9789754941937
Sayfa Sayısı: 403
Halo Dayı ve İki Öküz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Gülmecenin doruklarında bir yapıttır Halo Dayı ve İki Öküz... Anadolu insanının saf, ezik ve sevecen dünyasından yepyeni gözlemler, dokunaklı kesitler veren seçkin bir roman... Nitekim televizyonda yayımlandığı zaman büyük ilgi uyandırmış, hemen herkesin övgüyle karşıladığı bir dizi olmuştu. Köy-kent çelişkisinin gülmece ile iç içe bütünleştiği, giderek çarpıcı bir yoğunluk kazandığı bu romanda, öküz parası için İstanbul'a giden Halo Dayı ve oğlu İdris'in serüvenleri anlatılmaktadır.
Halo Dayı ve İki Öküz Alıntıları - Sözleri
- Halo Dayı'nın ilk usuna gelen şey, köye mektup yazmak oldu... Hem de altına 'Çavuş Halo' diyerekten... Görsündü o Dingil Zako, Dik Yussuf, Şişko Bedo... Nasılmış, Halo çavuş bile olur muymuş olmaz mıymış?..
- Bu emek insan emeği, hiç yinir mı, adam daş olur sonra. Amma gavat alışmış...
- - Oğul, dedi, neden insanlar böyle isdemezler birinin unduğunu?
- - Sıç oğul gadere sıç, dedi. Arının da gaderi aynısı, elaleme bal yapıp yidirmek...
- - Ohoo, dayıda filozofluk da var haa, dedi. (...) - Yokluk, insanı her bok yapar, dedi.
- Bu emek, insan emeği, hiç yinir mi, adam daş olur sona... Amma bu gavat alışmış...
- zabahı bekle, sıkma datlı canını, çünküme zabahları gün yeniden doğar...
- Kendini kocaman görüyordu şimdi. Boru değil çavuş olmuştu, inşaat çavuşu.
- Biz garibik, biz yabanık, bizim golumuz ganadımız gırık... Yirler bizi, yirler...
- Bu şeher garilarinin donları niye gıssa olur acep? Zarar yoksulluktan, az basma getsin diyerekden...
- Sen ne diyorsun amca, burası İstanbul, neredeyse havayı da parayla yapacaklar ya, daha onun kanununu ayarlayamadilar...
- Yokluk, insanı her bok yapar...
Halo Dayı ve İki Öküz İncelemesi - Şahsi Yorumlar
aşırı güzel,mutlaka okuyun!: Mukemmel bir kitap gerçekten. Oldukça iyi oldukça samimi oldukça emek iceren bir kitap. Halo dayi ve oglu Idris'in koyden gelip İstanbul'da hem maddi hem manen verdiği mucadele ve hayat gayesi anlatiliyor. Halo dayi gibi her şeyine rağmen çocuğunu kabul eden iyi yurekli sevgi dolu insanlar kaldi mi bilmiyorum. Temiz yureginin yanında çalışkan, emek sahibi bi insan. Cok beğendim yaa cok (Ayşe Erol)
Günaydınlar hepimize, Tanıtmak istediğim bu kitap okunma yönünden biraz gerilerde kalmış. Ya da pek tanitilmamis. Eminim ki, biraz bilinirliği artarsa takip listelerimizdeki yerini alacaktır. Türk edebiyatının mizahi öykücü kategorisindeki en sevilen iki yazarından biri yazar/Muzaffer-Izgu . Diğeri de yazar/aziz-nesin . Yakın zamanda kaybettiğimiz Muzaffer İzgü, mizahi elestirileriyle ışık tuttu Turk toplumuna. Geniş külliyatında özellikle çocuklara hitap eden kitaplar da yayımladı. Çocukların ona olan sevgisini her yıl kitap fuarlarinda bizzat tanıklık etmişimdir. Bildiğim kadarıyla adına öykü yarışması da düzenleniyor. Halo dayı ve iki öküz, bir Türkiye panoraması. Altmış yaşlarındaki Halo dayinin iki öküz alabilmek için İstanbul'a çalışmaya gitmesiyle basliyor herşey. O yaşında sırf köyde işlerine yardımcı olabilmesi adına şehre gitmek istemesi köylüler tarafından ve ailesi tarafından pek olumlu karşılanmiyor tabii. Ama kafasına koymuş bir kere Halo dayı. Gidecek, çalışacak, para kazanacak, ve o iki öküz alınacak. Hem de biri boz, biri kara. Hayatı boyunca köyden birkaç kez dışarı çıkmış Halo dayı, maalesef herşeyi günlük gülistanlik sandığı için İstanbul'fa başına gelmeyen kalmıyor. Soyuluyor, hakkı yeniyor, somuruluyor, üstüne yukleniliyor. Yanında ona destek olması için oğlu da vardır. Oğlu askerden yeni gelmiştir. O da şehir hayatından bihaberdir. Bir de üstüne kadınlara olan açlığı da katılınca baba oğul epeyce zorlanacaklardir. Yanlış arkadaşlar edinmesi oğlunu yoldan çıkaracak, Halo dayiyi da hiç beklemediği bir sonla başbaşa bırakacaktır. Köye geri döndüğünde ise hiçbir şey eskisi gibi değildir. Muzaffer İzgü hiçbirimiz in yabancısı olmadığı bu trajik konuyu biraz da mizahi yönden ele almış, kah güldürmus, kah aglatmis okuru. Zaten sevdiğim bir yazar olan Muzaffer İzgü bu romanında da gerekli mesajı veriyor biz okurlara. İnsan kendini bilmeli, biranlik hevesler için kendini yakmalı. Kıssadan hisse.... İyi okumalar... (Barış)
Bir iddia uğruna iki öküz parası biriktirmek için İstanbul’a gelen Halo Dayı ve oğlunun büyük şehirde yaşadıklarını anlatan mizahi bir kitap. Lisedeyken okuyup büyük keyif almış ve aylarca kardeşimle kitaptan bölümler okuyup gülmüştük. Özellikle ortaokul ve lise çağındaki kardeşlerimizin zevkle ve tebessümle okuyacağı bir kitap. (Ayçagül Akar)
Halo Dayı ve İki Öküz PDF indirme linki var mı?
Muzaffer İzgü - Halo Dayı ve İki Öküz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Halo Dayı ve İki Öküz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Muzaffer İzgü Kimdir?
Muzaffer İzgü (d. 29 Ekim 1933, Adana). Türk yazar, öğretmen.
Türkiye'nin en çok okunan gülmece ve çocuk kitapları yazarlarındandır. 107 kitap, 200'e yakın radyo oyunu yazmıştır.
Hayatı
29 Ekim 1933 günü Adana'da doğdu, yoksul bir çocukluk geçirdi. Elazığ'ın Dişidi köyünden çalışmak üzere Adana'ya gelen ve Adana Kız Lisesi'nde hademelik yapan babasının adı Ahmet, Şam doğumlu olup Antakya'dan Adana'ya gelen annesinin adı ise Havva'dır. İzgü'nün ifadesine göre babası Adana'da ilk gecekonduyu yapan kişidir.
Muzaffer İzgü; bulaşıkçılık, garsonluk, sinemalarda gazoz satıcılığı gibi işlerde çalışarak eğitimine devam etti. Üç yıllık İnönü İlkokulu'ndan sonra dördüncü sınıfı Gazipaşa İlkokulu'nda, bu okulun depremde zarar görmesi üzerine beşinci sınıfı İstiklal İlkokulu'nda okuyarak ilköğrenimini tamamladı. Öğrenimini Tepebağ Ortaokulu'nda sürdürdü. 3 yıllık ortaokulu bitirdikten sonra yatılı olarak Diyarbakır Öğretmenokulu'nda okudu. Bu okulda tanıştığı Günsel Hanım ile evlendi. İlk görev yerleri olan Silvan'da oğulları Bülent Şahin dünyaya geldi.
Diyarbakır İlköğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra Silvan'da, Aydın'ın Akçakoca Köyü'nde, Cincin Köyü'nde, Aydın merkezindeki yetiştirme yurdunda, Güzelhisar İlkokulku'nda öğretmenlik yaptı. Aydın'da görev yaparken ikiz kızları Nevin ve Sevin doğdu. 11 yıllık ilkokul öğretmenliğinin ardından ortaokul öğretmenliğine geçti, Aydın Gazipaşa Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği yaptı ve 1978 yılında emekli olarak öğretmenliği bıraktı, İzmir'e yerleşti.
İlk yazılarını 1959 yılında Aydın'da yayımlanan Hüraydın Gazetesi'nde yayımladı. Küçük öykü ve röportajlar derleyen İzgü, 1964 yılından itibaren yazarlığını Demokrat İzmir Gazetesi'nde sürdürdü. Bu gazetedeki köşesinde her hafta bir öykü yayımladığı gibi gülmece dergisi Akbaba'da da öykülerini yayımladı. İstanbul'da çıkan Milliyet ve Akşam gazetelerinde röportajları yayınlandı.
Zamanla, röportaj ve öykülerin yanı sıra tiyatro oyunu yazmaya yönelen İzgü, özel tiyatrolarda oynanan, radyolarda yayınlanan oyun ve skeçleriyle ün yaptı. Yazdığı ilk oyun, Nejat Uygur için yazdığı İnsaniyettin'dir.
İlk kitabı Gecekondu, 1970 yılında Remzi Kitabevi tarafından yayımlandı, bunu 1971 yılında İlyas Efendi, 1972 yılında Halo Dayı adlı kitabı izledi. Attilâ İlhan ile tanıştıktan sonra kitaplarını Bilgi Yayınevi'nde yayımlayan İzgü'nün bu yayınevi tarafından basılan ilk kitabı Donumdaki Para (1977 ) idi. Bilgi Yayınevi, İzgü'nün 42 roman ve öykü kitabını, 73 çocuk kitabını yayımladı. Zıkkımın Kökü ile Ekmek Parası adlı eserlerinde kendi yaşam öyküsünü ortaya koydu. Zıkkımın Kökü, 1992'de filme aktarıldı.
Muzaffer İzgü Kitapları - Eserleri
- Zıkkımın Kökü
- Ekmek Parası
- Dayak Birincisi
- Deliye Hergün Bayram
- Donumdaki Para
- Ökkeş Denizde
- Ökkeş Lunaparkta
- Gecekondu
- Halo Dayı ve İki Öküz
- Ökkeş Kapıcı
- Ökkeş İşportacı
- Çanak Çömlek Patladı
- Devletin Malı Deniz
- Ökkeş Balık Avında
- Anneannem Askere Gidiyor
- Ökkeş Otoparkta
- Ökkeş Dolmuşçu
- Ökkeş Maçta
- Ökkeş Bahçıvan
- Anneannemin Gramofonu
- Bir Namussuz Aranıyor
- Anneannemin Apartman Kuzusu
- Ökkeş Kurt Avında
- Kaçak Kız
- Anneannem Gelin Oldu
- Bizim Ayılar Amerikalıları Çok Sever
- Azrail Nasıl Rüşvet Yedi
- Lüp Lüp Makinesi
- Her Eve Bir Karakol
- Orta Direği Yıkan Ayı
- İlyas Efendi
- Sıpa
- Devlet Babanın Tonton Çocuğu
- Hayri Potur Harry Potter'a Karşı
- Ökkeş Dizisi (Takım 10 Kitap)
- İçimde Çiçekler Açınca
- Anneannem Cankurtaran
- Kasabanın Yarısı
- Anneannemin Erikli Bahçesi
- Sen Kim Hovardalık Kim?
- Bulutlara Simit Satan Çocuk
- Yumurtadan Çıkan Öğretmen
- Anneannem Dans Kraliçesi
- Anneannem Süsleniyor
- Anneannemin Kuyrukluyıldızı
- Bando Takımı
- Yaşasın Anneannespor
- Çapulcu Musun? Vay Vay
- Yaşasın Kanal Anneanne
- Anneannemin Cep Telefonu
- Anneannemin Bebeği
- Anneannemin Konuk Kedisi
- Bütün Sabahlarım Senin Olsun
- Atatürk'ü Gördüm
- Hamdolsun Açız
- İt Adası
- Demokrasimiz Kaç Para Eder
- Üç Halka Yirmi Beş
- Bir Mayıs Polis Bayramı
- Bülbül Düdük
- Anneannem Sihirbaz
- Can Dayım
- Siz Bilirsiniz Paşam!..
- Anamı da Aldım Geldim
- Anneannemin Güllü Yorganı
- Anneannem Bulutları Boyuyor
- Pazar Kuşları
- Dandini Vatandaş Dandini
- Çizmeli Osman
- Kabakçı Amca
- Bisikletim Vız Vız
- Ayvayı Yedik
- Süpermen İstanbul’a Düştü
- Anneannemin Anı Defteri
- Anneannemin Kar Kızı
- Yedi Renkli Saat
- Okula Giden Robot
- Kahkahacı Sınıf
- Güldüren Uçurtma
- Uçtu Uçtu Ali Uçtu
- İşte Mühür işte Sen
- Hayri Potur ve Pempirik
- Her Şeye Ağlayan Kız
- Duyduk Duymadık Demeyin
- Uzay Karpuzu
- Canım Öğretmenim
- Lütfen Kızımla Evlenir misiniz?
- Dilber
- Anneannem Hayvanlar Arasında
- Karlı Yollarda
- Şikâyetçi Şakir
- Konuşan Kedi
- Padişahım Çok Yaşa
- Nasıl Baba Oldum?
- Bizim Sınıfın Ormanı Var
- Ben Cumhuriyet Bayramında Doğdum
- Anneanneme Bilgisayar Öğretiyorum
- Uzay Dolmuşu Kalkıyor
- Hırsız Köpek
- Çıngıraklı Çoban
- Bizim Sınıf Kıra Gitti
- Ben Üzümüm
- Mum Bebek
- Al Yanaklı Hasan
- Soyma Beni Utanırım
- Kardelen
- Anne Dersim Bitmedi
- Kuşadalı Metin Kaptan
- Uçan Eşek
- Küçük Futbolcu
- Topum Bana Küstü
- Konuşan Balon
- Gözlüklü Köpek
- Sınır - Duvar
- İnci Minci Birinci
- Oturaklı Başkan
- Akrobat Pisicik
- Herkese Bir Yastık
- Bakkal Amca
- Ayıya Bak
- Anadolar
- Fulya'nın Bebekleri
- Hokus Pokus
- Milli Kahraman Matador Mahmut
- Yaramaz Kukla
- Kedicik Patileri Minicik
- Gökten Üç Elma Düştü
- Küçük Arı Büyük Arı
- Bir Çift Yün Çorap / Böyle Aşk Duydunuz mu?
- Bandocu Çocuk
- Armutçu Ayı
- Halo Dayı
- Süslü Kızlar
- Kara Pamuk
- Nasıl Şarlo Oldum
- Tom Baba'nın Tombalası
- Ninemin Bahçesi
- Çocukların Ormanı
- Boncuk
- Yıl Sıfır Darbe Hazır
- Kuklacı Çocuklar
- Eşeğin Türküsü
- Anneannemin Anı Defteri
- Kahraman Kuçu
- Altı Sepet Tek Bıyık
- Arıcık
- Radical Niyazi Bey
- Kızılderili Çocuklar
- Kiraz Kız
- Anneciğim Acıktım
- Çıplak Ayaklı Futbolcu
- Yıl Sıfır Darbe Hazır
- Hükümet Çiftetellisi
Muzaffer İzgü Alıntıları - Sözleri
- Hiç denedin mi, parasız git bir ay başı eve, veya ben bu ay hiç çalışmayacağım, yan gelip yatacağım de. Bak bakalım o zaman ne olacak, o seni çok seven karın bakacak mı yüzüne? Aslında o sana değil, paraya bakıyor. (Çanak Çömlek Patladı)
- Yokluk, insanı her bok yapar... (Halo Dayı ve İki Öküz)
- "Karnım aç.” Neee, "karnım aç" mı dedin? Yani sen şimdi "karnım aç" dedin ha? Yani midende bir şey olmadığını söyledin ha? Onu mu demek istedin? Yani, "karnım aç" demekle, bu ülkenin güzel yönetilmediğini söylemek istiyorsun, birilerinin karnı tokken, "benim aç" diyorsun ha? Bu doğrudan doğruya bölücülüğe girer. Bölen insan bölünür... Ulan! ALIN BUNU, BÖLÜN! (Anamı da Aldım Geldim)
- ... Öyledir kızım, bazı eşyalar, bazı hacetler vardır insanlsrdan daha değerlidir. (Gecekondu)
- Ve Adana hep Atatürk'ü konuşuyordu. Babam çalıştığı yerden öğrenmişti Atatürk'ün geleceğini. Hastaymış Atatürk, hasta hasta gelecekmiş. Atatürk doğa üstüydü, hiç hasta olur muydu? — Baba, Atatürk hasta olur mu? — Niye olmasın oğlum? O da bizim gibi insan... (Atatürk'ü Gördüm)
- Ah şu emekli kahveleri, ömür çürütmek için birebir. Hep aynı yüzler... (Herkese Bir Yastık)
- -İmamgızıı,dedi,düne kadar oğlan getsin diyordum,amma şindi ben gedecem.Halo dayının daha etinin okka ettiğini,sana da,oğlana da,garnı goruldayan şu köv eşşeklerine de gösterecem...Tel de furacam size,habar da salacam,bekleyin beni Kirman Yarığı’nda diyecem.Söyle o zaman,şu garnı gurtlu köv eşşeklerini de toplasınlar orya... (Halo Dayı)
- "Niye elektrik kullanmaz patron?" "İnsan emeği daha ucuzdur." (Orta Direği Yıkan Ayı)
- Beş cevizin vardı beşini yedin ne kaldı ? Kabukları öğretmenim :) (Ökkeş Lunaparkta)
- ... Bir gün kendisi de bir yığın balon alacaktı, balonu olmayan çocuklara bedava dağıtacaktı. (Ökkeş Otoparkta)
- Bu dünyada kimi parayla ısınır, kimi de yorganla. (Gecekondu)
- “Dünyanın en güzel gülen kızı,” (İçimde Çiçekler Açınca)
- Umutlar görünmez ama insanlar onu bekler... (Gecekondu)
- Köylüler, sevinçle bagrişmaya başladilar: "Geliyorlar, onlar." Hemen birkaç genç oradaki bir sandala atlayarak kürek çekmeye başladılar. Iki sandal birbirlerine yaklaşınca, köylülerden biri Ökkeşleri 'in sandalına atlayarak, babasının elinden kürekleri aldı: "Oh, çok şükür kurtuldunuz," dedi. Artık köylüler iyice anladılar, gelenler Ökkeş'le babasıydı. Sandalı bile tanımışlardı. Nine ne yapacağını bilemiyor, bu kez de sevinçten ağlıyor : Ökkeş' im, oğlum, " diyordu. (Ökkeş Balık Avında)
- Bu ülkede Anayasa yok mu? (Dayak Birincisi)
- -Dayıcığım, ne zaman uçurtmama mektup göndereceğiz. -Havaya baksana Akşam, hiç bu yağmurda uçurtma uçurulur mu? Aman şu hava da, sanki birisi gökyüzünü kurşuniye boyadı gitti, ama öyle bir boyayla boyadı ki, hiç gitmiyor bu boya. (Bulutlara Simit Satan Çocuk)
- "Ben sizden tıp fakültesi istedim mi ha, size doktor olacağım dedim mi ha? Nedir bu doktor tutkusu. Siz mi istediniz de doktor olamadınız, ha sen anne, ha sen baba, hep doktor olmayı mı düşündünüz? Niçin kendinizin olamadığı bir şeyi benden istediniz? Ben doktor olmak istemiyordum, tiyatro sanatçısı olmak istiyordum, o uzun saçlı kız gibi olmak istiyordum... Şayet doktor olmak istiyorsanız çok kolay anne, baba, siz de isterseniz doktor olabilirsiniz. Dershanelere gidersiniz, üniversite sınavlarına katılırsınız, tıp fakültesi kazanırsınız ve doktor olursunuz. O zaman tabelaya ikinizin adını birden yazdırırsınız. Kalp Uzmanları Doktor Süheylave Fuat diye! İsterseniz profesör bile olabilirsiniz, Profesör Doktor Süheyla ve Fuat diye... O zaman niçin ben? Ha niçin Ezgi?... Şimdiden onun da kafasına katıyorsunuz, hı baba?" (Kaçak Kız)
- Yarım ekmeğin arasına, koca bir balık parçası koydu. Bilmem artık ne balığıdır. Olsa olsa balinadır. [:)] (Sıpa)
- "Neyi bilirsin yahu?" "Yoksulluğun rezillik olduğunu." (Gecekondu)
- "—Kitap denen şey meğer ne güzelmiş. Okumak ne güzelmiş..." (Atatürk'ü Gördüm)