Hamamböceği - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hamamböceği kimin eseri? Hamamböceği kitabının yazarı kimdir? Hamamböceği konusu ve anafikri nedir? Hamamböceği kitabı ne anlatıyor? Hamamböceği PDF indirme linki var mı? Hamamböceği kitabının yazarı Ian McEwan kimdir? İşte Hamamböceği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ian McEwan
Çevirmen: Lale Akalın
Orijinal Adı: The Cockroach
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750847226
Sayfa Sayısı: 88
Hamamböceği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Zeki ama bir derinliği olduğu kesinlikle iddia edilemeyecek olan Jim Sams, o sabah huzursuz rüyalardan uyanınca kendini devasa bir yaratığa dönüşmüş buldu.”
İngiliz edebiyatının yaşayan en önemli isimlerinden Ian McEwan’ın yeni romanı Hamamböceği bu cümleyle açılıyor ve okurları hem çok tuhaf hem de çok tanıdık
bir İngiltere’ye götürüyor: “Tersincilik” adı verilen ve ekonominin akışını bütünüyle tersine çevirmek üzerine kurulmuş bir ideoloji son yıllarda popülerlik kazanmış,
hatta referandumdan galip çıkmıştır. Önceki hayatında iğrenilen bir yaratık
–bir hamamböceği– olan Jim Sams anlam veremediği bir dönüşümün sonucunda
kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulduğunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalır: Bir tarafta halkın iradesinin uygulanmasını bekleyen basın ve seçmenler vardır, öbür taraftaysa ülkeyi aklıselime davet eden birkaç yerel siyasetçi ve olup bitenleri hayretle izleyen dünya kamuoyu.
Hamamböceği, Londra’dan Brüksel’e ve Washington DC’ye dünya siyasetinin labirentlerine uzanırken İngiliz mizah geleneği ile Kafka’nın dünyasını buluşturuyor. Bu keskin hicvi, Ian McEwan’ın romanın kaynaklarına dair önsözüyle beraber sunuyoruz.
Hamamböceği Alıntıları - Sözleri
- “Adalet” değişmez değerdir…
- Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği
- İnsanların arzuları çoğu zaman zekâlarıyla çelişki içinde .
- Eğer akıl gözlerini açmaz , galebe çalmazsa , biz de o zaman kahkahaya güvenmek zorunda kalabiliriz .
- Bir ülkeyi mahvetmek için çok çaba gerekir!
- ABD’nin “Sam Amca”sı gibi İngiliz kimliğini ifade etmek için kullanılır. Karikatürlerde golf pantolonu ve kuyruklu ceket giymiş, göğsünde İngiliz bayrağı taşıyan, göbekli ve kırmızı yanaklı bir adam.
- "İnsanların arzuları çoğu zaman zekalarıyla çelişki içinde."
- İnsanı birbirine sımsıkı dolanmış bir dizi yalandan daha fazla özgürleştiren bir şey daha yoktur.
- Adalet değişmez değerdir .
- Vahşi bir mantıksızlık, yabancı düşmanlığı, sabırla çözümleme yapmaya karşı direnç, “uzmanlar”a duyulan güvensizlik, başkalarına horozlanacak ölçüde kendi ülkesine bağlılık, basit çözümlere tutkuyla duyulan inanç, kültürel “saflık” özlemi ve bu içgüdüleri sömüren bir avuç politikacı.
- İhlaller olduğunda karşılık verileceği de hesaba katılmalıdır.
- Latince ‘hamamböceği’.
- “Bırakın her şey yerle bir olsun”; ardından millet arınacak, saçmalıklarından, israftan ve adaletsizlikten temizlenecektir.
- Türkiye, gazetecileri kilit altında tutma sanatını mükemmelleştirmiş durumda!
- Daha iyi olan kararlarınıza karşı hareket etme durumudur. Başka bir şey yapmanız gerektiğini bildiğiniz halde, onun yerine diğer bir şeyi yapmanızdır. Erteleme veya öz kontrol eksikliği.
Hamamböceği İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitap ilk bakışta Kafka'nın Dönüşüm'ü anımsatıyor, baş karakterin soyadının Sams olması, hamamböceği kullanması çok benzer ama burada tam tersine hamamböceği güne insan olarak uyanıyor. Zaten her şey tersine kitapta. Değişik bir ekonomik bakış açısı "Tersincilik"i uygulamaya kararlı hamamböceğinden bozma başbakan üzerinden ilerliyor. Alışveriş veya tatil yapıldığında karşılığında para kazanılması, çalışma karşılığında patrona para verilmesi gibi çılgın bir ekonomik yöntem. Genel olarak bakarsak aslında değişik ve okunabilir bir konu. Ancak hamamböceği tasviri Dönüşüm'de mükemmel bir şekilde işlenmişken bu kitapta çok çiğ kalmış. Muhakkak eleştirel bir yaklaşım var ancak böcek kısmı çok havada, hamamböceğinden insana dönüştü görev tamamlanınca tekrar hamamböceği oldu bitti gibi. İçerikte buna dair çok da önemli bir yer görmek zor, asıl tema olması gereken hamamböceğinden bir kopma var gibi. Halbuki lan McEwan buna kim bilir nerden neyi yakalayıp nasıl bir bakış açısı katmıştır hevesiyle okudum. Yazarın diğer kitaplarını okumuşsanız demek istediğim daha anlaşılır. Ian McEwan kitaplarını severim, bu kitabı da bu sebeple okudum. Genel konu olarak bakarsak ilgi çekici ama hamamböceğinden kopuk bir anlatım var, o açıdan sadece okunabilir bir kitap benim gözümde. "Fındık Kabuğu"nu okumanızı, orada anne karnındaki bebek üzerinden yaptığı harika anlatımı görmenizi tavsiye ederim. İyi okumalar. (Alper B)
Kitabın ismi ilk etapta Kafka nın dönüşüm kitabını getirebilir. Hatta dönüşümde ki baş kahraman Gregory samsa ile bu kitapta ki baş kahraman Jim sam arasında da bir benzerlik var diyebilirsiniz. Hatta dönüşüm kitabında samsa bir sabah uyandığında kendini hamamböceği olarak uyanmış görür. Bu kitapta da bir hamamböceği bir sabah uyandığında kendini insan olarak uyanmış görür. Buraya kadar kopyacı her şey aynı demeniz gayet normal ama bütün bunlar kitabın ilk üç beş satırında bitiyor. Bundan sonrası tamamen bambaşka bir kurgu. Dönüşüm kitabı ile alakalı değil. Eğer ekonomi ve siyasete biraz ilginiz varsa bu kitabı seversiniz. Zaten İngiliz edebiyatı nın yaşayan en önemli yazarı Ian McEvan ın kurgu kabiliyeti aslında günümüz siyasi olaylara vermiş olduğu bir başkaldırı. Kendince yanlış olduğunu düşündüğü meselelere karşı başkaldırı da sayılabilir. Zaten kitap ilginç bir girişle başlıyor bir hamamböceği bir sabah uyandığında kendini insan olarak uyanmış görür ama sıradan bir insan değil. İngiltere başbakanı. İçinde bulunduğu her şey tersine dönmüş. Jim sam da bu tersinci düşünceyi yıkmaya çalışıyor. İlk başta düşününce kulağa hoş gelebilir. Düşünün bir kafeye gidiyorsunuz ve hesap ödemeye gittiğinizde size para ödüyorlar kulağa hoş geliyor değil mi? Ama ertesi gün çalışabilmek için gittiğiniz iş yerinde siz de aynını yapmak zorundasınız çalışabilmek için patrona para ödeyeceksiniz. Okuyun ve görün. Benim şahsi fikrim çok beni sarmasa da okumanızı tavsiye ederim. (Kitap.o.kurdu)
"Kendi cehaletine gözlerini kapatmış bir popülizm, kan ve toprak söylemleriyle, yerine getiremeyecekleri yabancılara karşı üstünlük özlemleriyle ve iklim değişikliğine karşı takındıkları acıklı küçümser tavırla, ileride bazıları Brexit'ten de daha can yakıcı, daha kötü sonuçlar verebilecek başka canavarlar yaratabilir. Fakat bu canavar çeşitlemelerinin hepsinde hamamböceği ruhu gürbüzleşmeye devam edecektir. Bu yaratığı iyi tanımalıyız ki, yenebilelim. Yeneceğimize inanıyorum..." Ian McEwan'ın kendi yazdığı Önsöz'ündeki aktardığım çarpıcı satırlar, bütün bir kitabı da çok güzel özetliyor aslında. Pazarlıklarla, komplolorla, bir ülkeyi nasıl geriye doğru götürüldüğünün, felakete sürekleme çabalarının hicvedilerek romanlaştırılması... Jim Sams adlı hamamböceği, bir sabah uyanınca kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulur. Siyasi çalkantıların olduğu, protestoların ayyuka çıktığı, "Tersincilik" adı verilen popülist bir akımın tartışıldığı günlerde bu dönüşüm gerçekleşmiştir. Nedir derseniz Tersincilik, kısaca ekonominin akışının tersine çevrilmesi: düz bir mantıkla, siz işverene çalıştığınızın karşılığında para ödüyorsunuz, alışveriş yaptığınız zaman da dükkân sahibi size ödeme yapıyor. Bu ideolojide para biriktirmek yok. Ne kadar yüksek ücretli iş bulursanız, işin ücretini ödemek için o kadar fazla alışveriş yapıyorsunuz. Amaç, ekonomiyi canlandırmak, istihtam sağlamak. Bu anlayış halktan da destek görür. Dışişleri Bakanı hariç, tümünün hamamböceğinden dönüşmüş kabinenin tek kilitlendiği hedef, yakınlarda yapılacak referandumdan bu akımı galip çıkarmaktır. Bunun için hem içerde hem de dışarda hummalı bir çalışma başlar. ABD başkanının desteği alınırken, kamuoyunda bir de kriz yaratmak gerekir. Bu da, 6 mürettebatlı balıkçı teknesinin Fransız fırkateyniyle bir kaza sonucu çarpışıp, mürettebattakilerin tümünün ölümüyle sonuçlanan olaydır. İç siyaset için bulunmaz nimettir. (Ne kadar tanıdık değil mi?) Bütün dünyanın ve kamuoyunun gözleri referandumdadır. Tersincilerin, Altın Çağın başlangıcı olarak gördükleri bu anlayış, aklı başındaki siyasetçilere ve tüm karşı olanlara rağmen referandumdan galip çıkar. Popülizm amacına ulaşmıştır: "...Karl Marx'ın dediği gibi, bir ülkeyi mahvetmek için çok çaba gerekir..." Önsöz'ün hemen öncesinde, "Bu kısa roman bir kurmaca eserdir. Adlar ve karakterler yazarın hayal ürünüdür ve ölü ya da diri gerçek hamamböcekleriyle aralarındaki benzerlikler bütünüyle rastlantısaldır" denmiş. Hiciv ustası olan Ian McEwan'ın müthiş romanının anlattıkları size ne kadar rastlantısal gelecek, e ona da siz karar verin...❤ (Semra Ok)
Hamamböceği PDF indirme linki var mı?
Ian McEwan - Hamamböceği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hamamböceği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ian McEwan Kimdir?
İngiltere’nin Aldershot kasabasında doğan McEwan çocukluğunun büyük bir kısmını subay olan İskoç babası David McEwan’ın atandığı Doğu Asya, Almanya ve Kuzey Afrika’da geçirdi. Woolverstone Hall School, University of Sussex ve University of East Anglia’da öğrenip gören yazar, Malcolm Bradbury’nin öncülük ettiği “Yaratıcı Yazarlık Kursu”nun ilk mezunlarından biri oldu.
İki kere evlenen McEwan’ın ikinci eşi olan Annalena McAfee The Guardian’ın eleştiri bölümünün eski editörlerindendir. 1999 yılında ilk eşi olan Penny Allen vesayeti tıpkı 15 yaşındaki abisi gibi babaları McEwan’a verilen 13 yaşındaki küçük oğulları ile birlikte kaçtı.[1]
2004’ün Mart ve Nisan aylarında - Britanya Devleti, yazarı Amerika’nın First Lady’si Laura Bush’la yemek yemeye davet ettikten hemen sonra - McEwan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne girişi uygun vizeye sahip olmadığı için reddedildi.[2] Britanya basınında yapılan yayınların arkasından McEwan Birleşik Devletler’e “Sizi hala kabul etmek istemiyoruz ama dışarıda olmanız pek çok uygunsuz yayına sebep oluyor” açıklaması ile kabul edildi.[3] Daha sonra Birleşik Devletler kendisine bir özür mektubu yolladı.[4]
Royal Society of Literature, Royal Society of Arts, American Academy of Arts and Science McEwan’ın üye olduğu bazı gruplardır. 1999 yılında Hamburg’da Alfred Toepher Vakfı tarafından Shakespeare Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca British Humanist Association’ın seçkin destekçilerinden olan McEwan 2000 senesinde İngiliz Şövalyelik Ödülü ile ödüllendirildi.
Ian McEwan, 2002 yılında II. Dünya Savaşı sırasında başka bir aileye evlat olarak verilen bir erkek kardeşe sahip olduğunu öğrendi ve bu hikâye 2007 yılında kamuoyu tarafından duyuldu.[5] McEwan’dan 6 yaş büyük olan ve aynı anne babaya sahip olan duvar ustası David Sharpe, McEwan’ın ebeveynlerinin evlenmeden önce yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya geldi. McEwan’ın annesi aşığıyla ilk kocası savaşta öldükten sonra evlenebildi. Ian ise bu nikahtan birkaç sene sonra dünyaya geldi.
McEwan’ın yayınlanan ilk eseri 1976 yılında Somerset Maugham Ödülü’nü kazandığı kısa hikâyelerinden oluşan İlk Aşk, Son Törenler (First Love, Last Rites, 1975) isimli kitabıdır. Bu kitabı iki ilk roman sayılabilecek The Cement Garden (1978) ve Yabancı Kucak (The Comfort of Strangers, 1981) isimli eserler takip etti. Bu iki roman McEwan’ın edebiyat dünyasında “Ian Macabre” olarak anılmasına sebep oldu.
1997’den yayınlanan ve erotomani hastalığına yakalanmış bir insanı konu alan Sonsuz Aşk (Enduring Love) isimli romanı Man Booker Ödülü aday listesinde yer alamamasına rağmen pekçokları tarafından bir başyapıt olarak nitelendirildi. McEwan Booker Ödülü’nü 1998 yılında Amsterdam’da Düello (Amsterdam) isimli romanı ile aldı. Bir sonraki romanı Kefaret (Atonoment, 2002) de çok büyük beğeni kazandı. Time Dergisi eseri 2002 yılının en iyi romanı ilan etti ve roman Booker Ödülü aday listesine girdi.
2005 yılında yayınlanan romanı Cumartesi’de (Saturday, 2005) başarılı bir beyin cerrahının bir cumartesi günü yaşadıklarını işledi. Romanın ana karakteri olan Cerrah Henry Perowne’un evi Londra’nın merkezinde ünlü bir meydandadır. McEwan da Oxford’dan Londra’ya geri taşındıktan sonra aynı meydanda bulunan evinde yaşamaktadır. “Cumartesi” James Tait Black Memorial Prize ile ödüllendirildi. An itibarı ile son kitabı olan On Chesil Beach, 2007 senesinde çıktı ve aynı sene Booker Ödülü adaylarından biri oldu.
McEwan ayrıca pek çok film senaryosuna, bir adet sahnelenmiş oyuna ve bir oratoryaya imzasını atmıştır. 2007 Ağustos’unda “For You” isimli operanın metinlerini yazmaya başlayan McEwan’ın bu eseri Michael Berkeley tarafından bestelenecek ve 2008 yılı içinde icra edilecektir.2006 yılı sonunda, McEwan’ın büyük beğeni kazanan romanı Kefaret’i Lucilla Andrews’ın otobiyografisi “No Time for Romance”’den yaptığı intihalle yazdığı iddia edildi. Yazar masumiyetini The Guardian’da savundu, Andrews’un çalışmasından Kefaret’i yazdıktan sonra haberi olduğunu söyledi. McEwan, Amerikalı büyük yazar Thomas Pynchon’ın da içinde bulunduğu pek çok önemli yazar tarafından da savunuldu.
İlk romanı The Cement Garden’ın orijinalliği hakkında da yorumlar yapılan McEwan’ı son olarak Claire Henderson-Davis “On Chesil Beach”’de annesinin ismini kullanıp ebeveynlerinin hayat öykülerini anlatmakla suçladı. McEwan bütün bu suçlamaları da reddetmektedir.
Ian McEwan Kitapları - Eserleri
- Çocuk Yasası
- Fındık Kabuğu
- Kefaret
- Sahilde
- Yabancı Kucak
- Sonsuz Aşk
- Amsterdam'da Düello
- Benim Gibi Makineler
- Hamamböceği
- Beton Bahçe
- Cumartesi
- Kayıp
- Masumiyet ya da Özel İlişki
- Beton Bahçe - İlk Aşk, Son Ayin
- Siyah Köpekler
- Bir Parmak Bal
- Düş Yolcusu
- Solar
- İlk Aşk, Son Törenler
- İlişkiler
Ian McEwan Alıntıları - Sözleri
- “Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman.” (Beton Bahçe)
- Can sıkıntısıyla, mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına.. (Fındık Kabuğu)
- Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahkum edilmekti... (Çocuk Yasası)
- "Hayal görmek hakkında hayal kuruyordun." (Düş Yolcusu)
- Bazen bir haksızlık üzerine fazla kafa yoran insanlarda öç hırsı bir tür yükümlülük duygusuyla karışır. (Amsterdam'da Düello)
- Dünyanın böyle ayrıntılarla, böylesine minik insani zaaflarla dolu olması onu boğuyordu.. (Çocuk Yasası)
- Önemsenmeyen şimdiki zaman döne döne uzaklaşıyor bizden .. (Fındık Kabuğu)
- Beden yalan söyleyemez , ama zihin başka bir ülkedir . (Fındık Kabuğu)
- "Herşeyi derinden hissediyorum. Söyleyebileceklerimden daha fazla." (Benim Gibi Makineler)
- Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir. (Sonsuz Aşk)
- ... Kendimizi şimdiki zamanı yaşamak için özgür kılamazken, başkalarını özgürleştirmek üzerine düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzlukları hakkında düşünmek istiyorduk. Kendi sefilliğimizi örtbas etmek için, onlarınkini kullanıyorduk. Bizim sefilliğimiz de, hayatın bize sunduğu basit güzellikleri kabul edemeyişimiz ve onlardan mutlu olamayışımızdı... (Siyah Köpekler)
- “Kendini eylemle uyuşturuyordu.” (Kayıp)
- Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği (Hamamböceği)
- Latince ‘hamamböceği’. (Hamamböceği)
- “Kabul edilemeyen şey ırkçı olmaktır.” (Amsterdam'da Düello)
- Hayat, hayat kurtarmaktan öte bir şey olmalı. (Cumartesi)
- Ağlamaları arasında Julie’yle Sue anlaşılmaz şeyler söylüyordu, belki kendi kendilerine, belki birbirlerine. Ben de onlar gibi kendimi bırakabilmeyi istedim, ama biri beni seyrediyor gibi hissettim. Gidip aynada kendime bakmak istedim. (Beton Bahçe)
- Kendimizi içinde bulunduğumuz ana bırakamıyorduk. Onun yerine başka insanları özgür bırakmayı düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğunu düşünmek istiyorduk. Kendimizinkini gizlemek için onların sefilliğini kullandık. Ve bizim sefilliğimiz,yaşamın bize sunuğu basit, güzel şeyleri kabul edip onlara sahip olmaktan mutluluk duymayı beceremediğimizdendi. (Siyah Köpekler)
- Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar. (Yabancı Kucak)
- Can sıkıntısıyla mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına. (Fındık Kabuğu)