Hamas - Abdullah Azzam Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hamas kimin eseri? Hamas kitabının yazarı kimdir? Hamas konusu ve anafikri nedir? Hamas kitabı ne anlatıyor? Hamas PDF indirme linki var mı? Hamas kitabının yazarı Abdullah Azzam kimdir? İşte Hamas kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Abdullah Azzam
Çevirmen: M. Ahmet Varol
Yayın Evi: Ravza Yayınları
İSBN: 9756500330
Sayfa Sayısı: 160
Hamas Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum! Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken! Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; “Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü’min kullarına yardım et!” diye çağıramaz mı!? Buna da mı gücünüz yetmiyor!? Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: “Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın! Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! “Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum... Sana şikayette bulunuyorum... Sana şikayette bulunuyorum... Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum... Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun?... Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum. Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı... Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz...”
Şehid Şeyh Ahmed Yasin
Hamas Alıntıları - Sözleri
- Cihad sadece silah taşımadan ve düşmana karşı durmadan ibaret görülmemeli. Güzel bir söz,iyi bir makale,destek,yardım;bütün bunlar eğer Allah ın bayrağı en yüce olsun diye halis bir niyete dayanırsa Allah yolunda cihaddan sayılır
- 49 yılında İsrail Filistin’i işgal ettiğinde İsrailli general sabaha kadar uyuyamadım tir tir titredim acaba sabah ne olacak İslam alemi başımıza çöreklenecek mi? Diye bekledim ve nihayet sabah oldu bir ses duydum işte bittik müslümanlar geldi dedim birini tuttum nereye gidiyorsun bu telaş ne dedim birşey mi oldu Bana dedi ki; Hayır sadece namaza gidiyorum dedi Anladım ki müslümanlar uyuyor ve mücadele etmiyor git namazını kıl dedim İşte bugün Filistin kaderine terk edilişi bundan sebeptir
- Din ve dünyayı ifsad eden saldırgan düşmanı bertaraf etmek kadar, imandan sonra kuvvetli hiçbir farz yoktur.
- İsrail diye bir devlet mi var ki başkenti olsun. İsrail Ortadoğu nun bağrına saplanmış bir hançerdir.
- Islâm'ın hâkim olması demek, Filistin'deki Yahudi egemenliğinin son bulması demektir.
- Müslümanlar Sultan Abdulhamid'in üzerlerindeki hakkını bilememiş ve onun fedakarlıklarından habersiz kalmış iseler de, Yüce Rabb, asla yanılmaz, unutmaz. Yüce Allah'tan diliyoruz ki her amelin mizanda ağırlığının ortaya çıkacağı günde, Sultan da, bu sarsılmaz tutumlarını amel defterinin sayfalarında bulacaktır.
- Yahudiler, Avrupa'da iki büyük devrimin başarıya ulaşması için plan yaptılar. Birincisi 1789 Fransız ihtilalidir. Bu ihtilalin gayesi Fransa'daki Katolik hakimiyetini ve onun müstahkem kalesini yıkarak bu ülkeyi bir Yahudi tarlası haline getirmekti.
- Allah'ım ümmetin suskunluğunu Sana şikâyet ediyorum"... Ey İslâm davetçileri! Ölüm tutkunu olunuz ki size hayat bağışlansın. Sakın emeller sizleri aldatmasın, aldatıcılar Allah ile sizleri aldatmasın. Okuduğunuz kitaplar, devam ettiğiniz nafileler, sakın sizi aldatmasın, büyük işlerden yana sizleri rahatlatan basit işlerle uğraşmaya kalkışmayın. "Siz silahsız olanın kendinizin olmasını istersiniz...'' Cihad konusunda hiç kimseye itaat etmeyiniz. Cihada çağırmak konusunda, bir komutanın iznine itibar etmeyiniz. Cihad sizin davetinizin direğidir. Dininizin kalesidir. Şeriatınızın kalkanıdır.
- Cihad sadece silah taşımadan ve düşmana karşı durmadan ibaret görülmemeli. Güzel bir söz, iyi bir makale, destek, yardım; bütün bunlar eğer Allah'ın bayrağı en yüce olsun diye halis bir niyete dayanırsa Allah yolunda cihaddan sayılır..
Hamas İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hamas: Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum! Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır! Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken! Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; “Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü’min kullarına yardım et!” diye çağıramaz mı!? Buna da mı gücünüz yetmiyor!? Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: “Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın! Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! “Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum... Sana şikayette bulunuyorum... Sana şikayette bulunuyorum... Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum... Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun?... Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum. Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı... Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyoruz...” Şehid Şeyh Ahmed Yasin gizle (Osman)
Filistin davası bir dini davadır.: Müslüman nesillerin zihinlerine Filistin davasının bir dini dava olduğu anlayışını yerleştirmek gerekiyor. Bu topraklar Islâmî mukaddesatın bulunduğu topraklardır. Resûlullah (sav)'ın Isra ve Miracı dolayısıyla Mescid-i Haram'la arasında gök ve yer durdukça kopmayacak olan bir bağ oluşan Mescid-i Aksa oradadır. (Syf.140) Malesef az okunan bir kitap. Bu yüzden elimden geldiğince alıntı yapmaya çalıştığım ve çok şey öğrendiğim bir kaynak oldu. Rabbim kafirlerin tuzağını bozsun ve tüm islam beldelerini özgür kılsın. Bizleri de bu davaya gönül ve emek adamışlardan etsin. İnanıyor ve iman ediyoruz ki; "Bir sabah gelecek kardan aydınlık." (Ayşegül)
Gayet anlaşılır ve sade bir anlatımı var. Bazı anlatılanlar bize ağır gelebilir(çünkü zulme sessiz kalmamız söz konusu) Zulme sessiz kalanlara elştiriler var. Filistin halkına en büyük zararı Yahudilerden çok Müslüman ülkelerin verdiğini ibretle okudum. Ne yazık ki Şeyh Ahmed Yasin in duasında belirttigi gibi Müslümanlara hitaben; "yanımizda durmuyorsunuz bari aleyhimize çalışmayın" sözü ne hale geldiğimizi özetliyor. Rabbim Müslümanlarin yar ve yardımcısı olsun, birliğimizi nasip etsin. Zulme karşı cesaretle dik durmamızı sağlasın. Sadece sözle değil fiili olarakta zulme karşı durmayı nasip etsin. Şehit olmaktan korkan değil, şehadete koşan kullarından eylesin. Kitabi okumanızı tavsiye ederim. En azından Filistindeki mücadele hakkında az da olsa fikir sahibi olursunuz (Sdt yldz)
Hamas PDF indirme linki var mı?
Abdullah Azzam - Hamas kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hamas PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Abdullah Azzam Kimdir?
Filistin’e bağlı Sila el-Harisiye kasabasında 1941 yılında doğdu. Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi’nden pekiyi derece ile 1966 yılında lisans diploması aldı. Daha sonra kısa bir süre Amman’da lisede öğretmenlik yaptı. Batı Şeria ve Mescid-i Aksa’nın 1967 yılında Yahudilerin eline geçmesinden sonra, 1969’da Müslüman Kardeşler’in Mücahitler Birliğine katıldı. Yahudilerin, Müslümanları alay konusu etmeleri ve onları küçümseyişleri ona ağır geldi. Ancak Fedaiyyun ile Ürdün ordusu arasında meydana gelen Kara Eylül olayları Filistin toprakları üzerinde cihadını sürdürmesine imkan vermedi. 1969 yılında Usul-u Fıkıh mastır yaptı. Amhud Şeriat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra doktora yapmak üzere Kahire’ye gitti. Usul-u Fıkıh’ta birinci şeref derecesiyle 1973’de doktorasını tamamladı. 1973-1980 yılları arasında Ürdün Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Ürdün genel askeri hakiminin kararı gereğince 1980 yılında, Ürdün üniversitelerinden uzaklaştırıldı. 1981 yılında Cidde Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Daha sonra 1981 yılında Afganistan cihadına daha yakın olmak maksadı ile İslamabad’daki Uluslararası İslâm Üniversitesi’nde çalışma talebinde bulundu. Ve üniversitede çalışması kabul edildi. 1984 yılında Kral Abdülaziz Üniversitesi’nden istifa ederek, Afgan cihadında eğitim müsteşarı oldu. Bütün mesaisini de bu işe hasretti. Bazı Arap kardeşleri ile birlikte, “Mücahitlere Hizmet Bürosu”nu kurdu. Afgan cihadı hizmeti doğrultusundaki çalışmalarını sürdürmekteydi. Afganistan’a gelen Arap mücahitlerin büyük çoğunluğu bu büro etrafında toplandılar. Bu büro, hemen hemen bütün Afganistan’da ve bütün mücahitler arasında bir çok öğretim, eğitim, askeri, sıhhi, sosyal ve haberleşme dallarında hizmetler yapmıştır. Kasım 1989’da hain bir pusu sonucu iki oğlu ile beraber şehit edildi.
Abdullah Azzam Kitapları - Eserleri
- Kayıp Minare
- Afgan Cihadında Rahman'ın Ayetleri
- Tevbe Suresi Tefsiri
- Hamas
- Hurilerin Aşıkları
- İslami Düşüncenin Zirve İsmi Şehid Seyyid Kutub
- İslam'da Cemaat Olmanın Gerekliliği
- Marksizm'in Çöküşü
- Tüm Gençlere Bir Mesaj
- Tahavi Akidesi Şerhi
- Cihad Ahkamı
- Şehid Abdullah Azzam Külliyatı
- Müslümanı Öldürme Suçu
- Afgan Cihadında İlahi Yardım
- İslam ve İnsanlığın Geleceği
- İslam Akidesinin Özellikleri
- Cihad Ahkamı
- Cihad Kervanı
- Müslüman Halkın Cihadı
Abdullah Azzam Alıntıları - Sözleri
- Bir topluluk bir kişiyi öldürürlerse, kısas olarak hepsi öldürülür. (Müslümanı Öldürme Suçu)
- Dünya sevgisini kalbinden çıkar ki Allah seni sevsin. İnsanların malına gözünü dikme ki insanlar seni sevsin. (Hurilerin Aşıkları)
- Bugün hakkın ve hakikatin açıklanması, tek kişinin altından kalkamayacağı kadar ağırdır. Bunun içindir ki bu işin netice vermesi için büyük gayretler ihtiyaç vardır. İhlaslı ve samimi kişilerin bir araya gelip omuz omuza vermesi, imkanlarına ve işlerini düzene koyup belli bir program dahilinde çalışmaları kaçınılmazdır. (İslam'da Cemaat Olmanın Gerekliliği)
- Sessizliğini ayıplayan kişiye söyle Yiğit kimse dilsiz olarak doğar. Akıllı insanın eli sürekli dilinden önde olur. (Hurilerin Aşıkları)
- Kendini Allah'a teslim etmek; ihlâslı olmak demektir. (İslam'da Cemaat Olmanın Gerekliliği)
- Allah'ın selamı üzerine olsun sonra görüşürüz... Eğer görüşemezsek randevumuz cennet olsun. (Hurilerin Aşıkları)
- Yahudi gazeteci Sami Kohen Menderes’in idamıyla ilgili olarak şunları yazdı: “Menderes’i darağacına götüren direkt sebep, İslam dünyasıyla yakınlaşıp, İsrail ile ilişkileri yavaş yavaş soğutma politikasıydı. (Kayıp Minare)
- Şöyle diyordu: " Neden affımı isteyecekmişim ? Eğer ben hak üzere mahkûm edilmişsem ben hakkın hükmüne razıyım. Eğer ben bâtıl bir gerekçe ile mahkûm edilmişsem şüphesiz ki ben bâtılın affını dilemekten de müstağniyim." O, bu sözleri söylediği esnada , onu izleyenlerin önünde idam sehpasının ipi görünüyordu. (İslami Düşüncenin Zirve İsmi Şehid Seyyid Kutub)
- Süleyman îbni Bureyde'den rivayet olunan bir hadiste de (Neylul Evtar 7/210) şöyle buyuruluyor: Süleyman İbni Bureyde bahasının şöyle dediğini nakleder "Rasûlullah (sav) bir orduya veya seriyyeye komutan tayin ettiği zaman özellikle komutana ve yanındaki Müslümanlara hayır tavsiye etti sonra da dedi ki: Allâh yolunda Allâh'ın adıyla gaza ediniz. Allâh'ın inkar edenlerle savaşınız. Cenk ediniz zulmetmeyiniz, ahdinize vefa gösteriniz. Ölülerin uzuvlarını keserek veya parçalayarak kötülük etmeyiniz. Çocukları öldürmeyiniz Müşriklerden düşmanlarınızla karşılaştığınızda onları şu üç şeye davet et. Bunlardan hangisine icabet ederlerse icabetlerini kabul et ve savaşma: Onları islama davet et. Eğer icabet ederlerse kabul et ve öldürme. Sonra yerlerini terk edip muhacirlerin yanına gelmelerini iste. Eğer bunu yaparlarsa muhacirlerin lehinde ve aleyhinde olan şeylerin kendilerinin de leh ve aleyhinde olacağını bildir. Eğer bundan yüz çevirirlerse Müslüman arapların başına gelenlerin kendilerinin de başına geleceğini ve Müslümanlarla beraber cihad etmedikçe ganimetlerden hiç bir şeye nail olmayacaklarını bildir, Eğer bundan da yüz çevirirlerse onlardan cizye iste eğer kabul ederlerse sende onları kabul et. Eğer bundan da yüz çevirirlerse Allâh'a sığın ve onlarla savaş." (Sahihi Müslim. Ahmet. Tirmizi) (Cihad Ahkamı)
- Marks'a göre din halk yığınlarının afyonudur. Daha sonra "Freud" (1856-1938) geldi. Cinsiyet iç güdüsü hakkındaki görüşlerini ilan etti (1906) ve insana hükmeden şeyin cinsel içgüdüler olduğunu söyledi. Insanı bir "Şehvet küpü" ola rak görüp, cinsiyete dair anormal insanlarda elde ettiği bazı neti celeri bütün normal insanlara uygulamaya çalıştı. Bununla da ye tinmeyip ruhun varlığını kabul etmeyerek ahlakın, dinin, sanatın kaynağının cinsiyet iç güdüsüne bağli olduğunu söyleyerek Bati ve Doğu toplumlarında büyük ve derin yaralar açtı. İnsanların manevi değerlerinden uzaklaşmasına sebep oldu. Hatta erkek ço cuğun cinsel içgüdü ile annesini sevdiğini, daha sonra babasını annesi ile sevgisi arasında engel görüp oedipus complev'ine (odipus kompleksi) kapıldığını, kız çocuğun babasına yine cinsel iliş kiden dolayı sevgi beslediğini, annesini bu sevgiye engel görüp elektra complex'ine kapıldığını söyler. (İslam Akidesinin Özellikleri)
- Islâm'ın hâkim olması demek, Filistin'deki Yahudi egemenliğinin son bulması demektir. (Hamas)
- Şer'an ve ıstılahen cihad: Dört mezhebin fukahası, cihadın, savaş ve savaşta yardımlaşma manasında müttefiktirler. (Cihad Ahkamı)
- Dört mezhebin fukahasının tarifi : 1- Hanefi mezhebine göre; İbnu Humam, Fethul Kadir de (5/187) şu ibareyi zikreder "Cihad: Kâfirleri, hak olan dine davet etmek ve kabul etmezlerse onlarla savaşmaktır." Kaşani ise Bedai isimli eserinde (9/4299) şöyle demiştir. Cihad: "Allah yolunda canla, malla, dille savaş yapmak suretiyle bütün gücün ve takatın sarf edilmesidir." (Cihad Ahkamı)
- Afganistan meselesi,düşman milletlerin her zaman,aç köpekler gibi yeryüzünün her tarafından üzerine hücum ettikleri yaralı İslam davasının acıklı hikayesidir. (Afgan Cihadında Rahman'ın Ayetleri)
- Allah ﷻ şöyle buyuruyor: Kim bir mü'mini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, lanetlemiş ve büyük bir azab hazırlamıştır. (Nisa,93) (Müslümanı Öldürme Suçu)
- Her şeyde bir delil vardır. O'nun bir olduğunu gosteren Bu ilan sözlü de olabilir. (Tahavi Akidesi Şerhi)
- Bugün hayatınızın ilk yıllarındasınız, gençlik zamanındasınız. Gençlik zamanı, kardeşlerim, mücadele zamanıdır. Çaba sarf etmenin ve fedakârlığın zamanıdır. (Tüm Gençlere Bir Mesaj)
- Şâ'râvî Cuma , Mısır İç İŞleri Bakanı idi . O,tutuklu Müslüman Kardeşleri cezalandırmak için onlara meyve verilmesini yasakladı.! Bir gün Muhammed Kutub ,hapishanede yedi yıl kaldıktan sonra yine aynı hapishanede kalan kızkardeşini ziyaret etmek için cezaevi müdüründen izin istedi . Muhammed Kutup'un bu istediğini cezaevi müdürü ; " Maalesef bunu izin veremeyeceğim, çünkü İçişleri bakanlığının açık emri var ; " Muhammed Kutup , kesinlikle kızkardeşini ne sağ ne de ölü olarak görecek." Muhammed Kutup'un bu talebinden henüz daha bir yıl geçmeden Şâ'râvî Cuma görevdin alınır ve hapsedilir . O tarihde Hamide Kutup ve kardeşi Muhammed Kutup cezaevinden çıkmışlardır. Şâ'râvî Cuma'nın hanımı meyveler ile birlikte onu ziyaret için cezaevine gelir . Gardiyan " Bu ne ? " diye sordu . Kadın, " Kocam Şâ'râvî Bey için getirdiğim yiyecekler vs. cevabını verir . - Gardiyan , Kocanız Şâ'râvî Bey mi ?" - Kadın, Evet - Kocanız bir kanun çıkarmıştı. Buna göre tutuklu ailelerin hapishaneye meyve göndermeleri yasaklanmıştır. Ben kocanızın hapishanede olmadığı dönemde bir bakan olarak ona itaat ediyordum. Şimdi de ona hapishanedeyken itaat edeceğim . Vallahi o meyvelerden birini bile tadamaz. cevabını verdi. "...Yeryüzünde büyüklendiler ve kötü planlar yaptılar. Oysa kötü planlar, sahibinden başkasını kuşatmaz. " ( Fatır Suresi 43 ) (Tevbe Suresi Tefsiri)
- Türk halkı, beş yüz yıldan fazla süredir birlikte yaşadığı miras, akide ve kültürden ve nesilden nesile geçerek kendisine miras kalan Arapça harflerle yazmaktan mahrum bırakılınca entellektüel cehalete yakalandı. Yeni gelen Türk nesli ise ne akideyi biliyor, ne kültürü, ne dini ne de prensipleri. (Kaybolmuş, kafası karışmış ve parçalanmış durumdalar.) Ancak iyi bir fıtrata sahip olan Türkler, birgün bu ecnebi fikirleri terk edecek ve Kemalist ilkeleri ayağının altında ezecektir. Alametleri ufukta görünmektedir. Sabah yakın değil mi? “Ne zamanmış o?’ diyecekler. De ki: ‘Yakın olsa gerek!”. (İsra: 51) (Kayıp Minare)
- Özet olarak; Cihad savaş manasına gelir. "Fi sebilillah" kelimesinde ilk akla gelen şey cihaddır. İbni Rüşt Mukaddimesinde (1/369):(Kılıçla Din için müşriklerle savaşmaktır. Kim ki kendini Allah için yorarsa O'nun yolunda cihad etmiş ve cihad sadece Allah yolunda olur. kelimesi söylendiğinde ancak ve ancak kafirler İslama girinceye veya cizye verinceye kadar mücadele etmek anlaşılır.) İbni Hacer, Fethul Bari de (6/29) şöyle demiştir; "fi sebilillah" lafzından ilk akla gelen şey cihaddır. (Cihad Ahkamı)