diorex
Dedas

Havaalanında Bir Hafta - Alain de Botton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Havaalanında Bir Hafta kimin eseri? Havaalanında Bir Hafta kitabının yazarı kimdir? Havaalanında Bir Hafta konusu ve anafikri nedir? Havaalanında Bir Hafta kitabı ne anlatıyor? Havaalanında Bir Hafta PDF indirme linki var mı? Havaalanında Bir Hafta kitabının yazarı Alain de Botton kimdir? İşte Havaalanında Bir Hafta kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.04.2022 22:00
Havaalanında Bir Hafta - Alain de Botton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alain de Botton

Çevirmen: Tülin Er

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755704333

Sayfa Sayısı: 112

Havaalanında Bir Hafta Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Alain de Botton, sıradan görünen günlük yaşamımıza öyle bir bakış açısı getirdi ki bu evrensel ışık dünyada yirmi beşten fazla dili, ülkeyi aydınlattı. Türk okurları da onun her yazdığını, her söylediğini çok sevdi; Alain de Bottonun tüm kitapları Sel Yayıncılık tarafından Türkçede yayınlandı.

Yazarın son kitabı Havaalanında Bir Hafta da yurtdışında yayınlandıktan kısa bir süre sonra, önümüzdeki günlerde okurla buluşacak. Bu kez Londradaki Heathrow havaalanında her gün yaşanan koşturmacanın, buluşmaların ve ayrılmaların izini sürüyor yazar.

Havaalanında Bir Haftayı yanınıza alıp sokağa çıkın. Bir havaalanına, vapur iskelesine, tren ya da otobüs garına gidin. Bu kitabı buluşan ve ayrılan insanların, gelen ve giden yolcuların arasında okuyun.

Havaalanında Bir Hafta Alıntıları - Sözleri

  • Özellikle de öfkenin ana sebebinin umut olduğu tezi. Kizgınız çünkü haddinden fazla iyimseriz; varoluşun içerdiği hüsran hastalığına yeterince hazırlıklı değiliz. Anahtarlarını her kaybettiğinde ya da bir havaalanında her geri çevrildiğinde bağıran bir adam anahtarların asla kendiliklerinden kaybolmadığı ya da seyahat planlarımızın daima garantili olmadığı bir dünyada dokunaklı ama düşüncesizce ortaya konan saf bir inanç sergiler
  • Gerçek dost bile her zaman yeterli değildir.
  • Kızgınız çünkü haddinden fazla iyimseriz; varoluşun içerdiği hüsran hastalığına yeterince hazırlıklı değiliz. Anahtarlarını her kaybettiğinde ya da bir havaalanında her geri çevrildiğinde bağıran bir adam, anahtarların asla kendiliklerinden kaybolmadığı bir dünyada, dokunaklı ama düşüncesizce ortaya konan saf bir inanç sergiler.
  • İnsanlık, tarihinin başlangıcında, ateş yakmakla ve devrilmiş ağaçları ilkel kanolar biçiminde yontmakla uğraşırken, uzun bir süre sonra Avustralya'ya uçaklar ve aya insanlar göndermeyi başardığında bile hala hoşgörü gösterme, sevdiklerimizi affetme ve öfke nöbetlerimiz için özür dileme sıkıntısı çekeceğimizi kim tahmin edebilirdi ki ?
  • Özgün düşünceler,çekingen hayvanlar gibidir. Sığınaklarından kaçmadan önce, zaman zaman başka yollar - kalabalık bir cadde ya da terminal aramamız gerekebilir....
  • "Yaptığımız işin kişiliğimizi tanımlamasına tarihte izin veren ilk toplum da biziz; yeni tanıştığımız birine ilk sorduğumuz nereli olduğu ya da ailesi değil, ne iş yaptığıdır, sanki bir insanı ötekilerden ayıran özelliği bilmek için işini sormak yeterlidir."
  • "Dedektörler biplemeden, durdurulmadan yoluna devam etmek, günah çıkardıktan sonra kiliseden ya da Kefaret Günü'nden sonra sinagogtan ayrılan birinin hissettiği türden (buraya Cuma Namazı'ndan çıkan biri de eklenebilir-okuyucunun notu), insanın günahlarının yükünden biraz olsun kurtulup rahatlamasına benzer bir ruh haliyle terminalde ilerlemesini sağlar."
  • Kızgınız çünkü haddinden fazla iyimseriz; varoluşun içerdigi hüsran hastalıgına yeterince hazırlıklı degiliz.
  • Insanlık, tarihinin başlangıcında ateş yakmakla ve devrilmiş ağaçları ilkel kanallar biçiminde yontmak ile uğraşırken uzun bir süre sonra Avustralya'ya uçaklar ve aya insanlar göndermeyi başardığında bile hala hoşgörü gösterme, sevdiklerimize affetme ve öfke nöbetlerimiz için özür dileme sıkıntısı çekeceğimizi kim tahmin edebilirdi ki?
  • Eğer kendimizi adadığımız bir ilişkiye aniden anlayışsızlığın ve tahammülsüzlüğün gölgesi düşerse palmiye ağaçlarınin ve gök mavisi havuzların keyfini sürmeyiz.

Havaalanında Bir Hafta İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İşlettiği havaalanları arasında Londra Heathrow Havaalanı'nın da yer aldığı, Grupo Ferrovial şirketinin açılışını yeni yaptığı 5. Terminal'in tanıtımı için yazarlarla çalışmak istemesi sonucu Alain de Botton'u buraya davet etmesiyle başlar hikâye. Botton bir hafta boyunca havaalanının her yerine girmeye izinlidir. Bu izni de havaalanında gördüklerini okuyucuya izlenimci bir gözle aktarmak için kullanır. Kitap dört bölümden oluşuyor: Yaklaşma, Gidiş, Gümrüksüz Saha ve Geliş. Kitabı okumadan önce, 1988'den 2006'ya kadar 18 yıl Paris Charles de Gaulle Havalimanı'nda yaşayan Mehran Karimi Nasseri'den esinlenilerek çekilen, başrolünde Tom Hanks'in oynadığı, 2004 yapımı Terminal filmindeki konuya benzer bir şeyler bulacağımı ummuştum ama öyle olmadı. Botton, havaalanında gördüklerini edebi bir biçimde aktarıyor ama havaalanında ilginç bir şey yok malesef. Botton'un diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da bolca resim var. Kitabın en sevdiğim bölümü Gidiş başlığı altında, iki sevgilinin ayrılışlarını anlattığı sayfalar oldu. Belki de ayrılık anlarını sevmediğimden, benim dışımda gerçekleşen bu ayrılığa sempati duymuşumdur :) (Ferdi Bişkin)

Favori yazarım Alain de Botton bir gün çok uluslu bir şirketin CEO'sundan, Heatrow terminalinin ilk misafiri olarak bir haftalığına havalimanında kalıp, izlenimci bir araştırma yapıp kitaplaştırması için davet alıyor. Sebebini ise şöyle açıklıyor: "Dünyanın hala öyle yönleri var ki, onları anlatacak doğru sözcükleri bulabilme konusunda ancak yazarlara güvenilebilir" Tekerlerin piste değdiği andan uçak yemeklerine; terminalde birbirine son kez sarılıp vedalaşan çiftlerden havalimanı güvenliğine kadar onlarca müthiş ayrıntı, Botton'ın yorumlarıyla gülümsetiyor.. Bir iki hoş paragrafı paylaşıyorum: ---Güvenlik elemanlarıyla ilgili--- Gerilim türünde yazan yazarlar gibi, havalimanındaki güvenlik elemanlarına da normalinden daha olaylı, hayali bir yaşam yüklenir. Meslek yaşamlarının her anında alarm durumunda ve belki on yılda, o da muhtemelen Larnaca ya da Bakü’de yaşanacak türden en uzak ihtimallerde dahi tepki vermeye daima hazırlıklı oldukları için onlara yakınlık duyarım... Sıradan bir Çarşamba sabahı bile, İsa’nın yerel dönüşünü mahallesinde sabırsızlıkla bekleyen Protestan mezhebinin üyeleri gibidirler. ---Havalimanı rahipleriyle ilgili--- Peder Sturdy’ye, “insanlar size en çok ne soruylar?” dedim. Uzun bir sessizlik oldu… “Kayboldukları zaman geliyorlar bana” diye yanıtladı Peder sonunda, ilk kelimelerin üstüne basa basa söylemişti. “Peki, hangi konuda kaybolduklarını hissediyor olabilirler?” “Ah”, dedi Peder, derin bir iç çekip, “aradıkları neredeyse hep tuvaletler oluyor.” (julien)

Genel kanının aksine bu kitabın Alain de Botton'ın baş eseri olarak kabul edilen Felsefe'nin Tesellisini de aşacak kadar iyi bir eser olduğunu düşünüyorum. (Burak Çap)

Havaalanında Bir Hafta PDF indirme linki var mı?

Alain de Botton - Havaalanında Bir Hafta kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Havaalanında Bir Hafta PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alain de Botton Kimdir?

Yahudi asıllı  yazar ve televizyon programları yapımcısı.

1969 yılında İsviçre’de doğdu. Eğitimini Cambridge’de tamamladı. Yapıtları on altı dile çevrildi. Hâlâ Londra’da yaşıyor. Türk okurunun Aşk Üzerine, Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir, Romantik Hareket, Öp ve Anlat, Seyahat Sanatı, Felsefenin Tesellisi, Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı, Ateistler İçin Din, Havaalanında Bir Hafta, Görmek ve Fark Etmek, Hayat Okulu Kitapları ve Statü Endişesi adlı kitaplarıyla büyük beğeni kazandı.

Alain de Botton Kitapları - Eserleri

  • Felsefenin Tesellisi
  • Aşk Üzerine
  • Statü Endişesi
  • Aşk Dersleri
  • Mutluluğun Mimarisi
  • Görmek ve Fark Etmek
  • Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir
  • Romantik Hareket
  • Ateistler İçin Din
  • Seyahat Sanatı
  • Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız
  • Öp ve Anlat
  • Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı
  • Haberler
  • Havaalanında Bir Hafta
  • Terapi Olarak Sanat
  • Hayat Okulu Kitapları (6 Kitap Takım)

Alain de Botton Alıntıları - Sözleri

  • İlişkilerin en can sıkıcı yanlarından biri, ilk tanıştığımız gün daha görür görmez tutulduğumuz insanlara çok çabuk alışmamızdır. Eskiden sadece bileği ya da omzuyla bizi tahrik edebilen kişi şimdi önümüzde çırılçıplak soyunsa en ufak bir heyecan kıpırtısı duymadan bakabiliriz. (Terapi Olarak Sanat)
  • İyi kitaplar yalnızca duygularımızı ve çevremizdekilere benzer insanları betimlemekle kalamaz, bunların bizim betimledigimizden çok daha güzel betimlenmesini sağlayan bir becerinin varlığına işaret ederler. Bu kitapların istedikleri gerçeklerin bizim de gerçeğimiz olduğunu düşünür, ancak bu gerçekleri kitapları okumadan kendi kendimize dile getirmeyi başaramayız. (Görmek ve Fark Etmek)
  • Doğuştan getirdiğiniz tek bir kusur var: hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz... (Felsefenin Tesellisi)
  • ...Tatmin olamayışımızın nedeni kendi hayatlarımızın baştan beri kusurlu olmasından değil, kendi hayatlarımıza gerektiği gibi bakmamamızdan kaynaklanır. (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
  • Mutluluk beden için iyidir," diyor Proust, "ama zihnin gücünü artıran şey kederdir." (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
  • Yaşamımı paylaşacak biri olmadan yaşama hakkının, sesimi duyacak biri olmadan düşünce özgürlüğünün ne anlamı vardı ki? (Aşk Üzerine)
  • Erdemli olmaya giden yolun başında burjuvalara duyulan nefret vardır. (Görmek ve Fark Etmek)
  • "Yaptığımız işin kişiliğimizi tanımlamasına tarihte izin veren ilk toplum da biziz; yeni tanıştığımız birine ilk sorduğumuz nereli olduğu ya da ailesi değil, ne iş yaptığıdır, sanki bir insanı ötekilerden ayıran özelliği bilmek için işini sormak yeterlidir." (Havaalanında Bir Hafta)
  • Bir kütüphane kadar sessizdi ortalık. (Seyahat Sanatı)
  • Sanat, kırılgan hayallerimize destek olur. (Terapi Olarak Sanat)
  • Doğamızdaki rastlantısal özellikler ve çocukluğumuzdaki tuhaflıklar nedeniyle yetişkin olduğu­muzda kendimizi dengesiz bir ruh halinde buluruz, bazı alanlarda çok iyiyizdir, bazılarında ise çok eksik, ya fazlasıyla endişeli ya da fazlasıyla sakinizdir, ya fazlasıyla iddialı ya da fazlasıyla pasifizdir, ya düşünce geliştirmeye fazlasıyla eğilimli oluruz ya da pratik yaşamı fazlasıyla önemseriz, ya fazlasıyla eril ya da fazlasıyla dişil yaklaşımları benimse­riz. Kendimizde olmayan özellikleri gördüğümüz kişileri ‘seksi’ olarak niteleriz, bizi zaten var olan aşırılıklarımıza daha da itecek gibi görünen kişilerden de kaçarız. (Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız)
  • Özellikle de öfkenin ana sebebinin umut olduğu tezi. Kizgınız çünkü haddinden fazla iyimseriz; varoluşun içerdiği hüsran hastalığına yeterince hazırlıklı değiliz. Anahtarlarını her kaybettiğinde ya da bir havaalanında her geri çevrildiğinde bağıran bir adam anahtarların asla kendiliklerinden kaybolmadığı ya da seyahat planlarımızın daima garantili olmadığı bir dünyada dokunaklı ama düşüncesizce ortaya konan saf bir inanç sergiler (Havaalanında Bir Hafta)
  • " Arkadaşlarıyla inanılmaz derecede ilgilenirdi. Bu kadar az bencil ya da bu kadar az kibirli birini hiç tanımadım ... Karşısındakini eğlendirmek isterdi. Başkalarını güldürmekten ve gülmekten çok hoşlanırdı." -Georges de Lauris (Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir)
  • İyi düşünceler kitapların içinde hap­sedildiği sürece gelişemezler. (Ateistler İçin Din)
  • Whistler’dan önce kimsenin Londra’daki sisi fark etmemiş olması ya da Van Gogh’tan önce kimsenin Provence’taki selvilere ilgi göstermemiş olması imkânsızdı. (Seyahat Sanatı)
  • Doğa manzaraları bizlere birtakım değerler aşılama gücüne sahiptir: meşeler gururu, çamlar azmi, göller de sakinliği öğretir, erdemli olma yolunda bizlere sessiz sedasız ilham verirler. (Seyahat Sanatı)
  • "Yetmişimden fazla yaşadım. Aç kalmadım. Keyif aldığım pek çok şey oldu. Bir iki kere de beni iyi kötü anlayan biriyle karşılaştım. Daha ne isteyebilirim ki?" (Öp ve Anlat)
  • ..Freud'un deyişiyle Rilke, “Kış gelince baharın güzelliğinden geriye hiçbir şey kalmayacağını, bu güzelliğin de insanın yarattığı her güzel şey gibi yok olup gitmeye mahkûm olduğunu” unutamıyordur. Freud bu yaklaşım hiç onaylamıyordu.Ona göre yok olmaya mahkûm olsa bile çekici, güzel bir şeyi sevebilme yetisi sağlıklı bir ruhun göstergesiydi. (Mutluluğun Mimarisi)
  • Konuşacak kimse bulamadıkları için kaç kişinin yazar olduğuna ve bu yüzden kaç kitap yazılmış olduğuna şöyle bir bakarsak, kitapçıların yalnız insanlar için gidilebilecek en iyi yer olduğunu anlarız. (Felsefenin Tesellisi)
  • "Yas ve günaha çağrının zamanı bu, Gözyaşları, kıskançlık ve işkencenin devri, İsteyipte elde edememenin, lanetlenmenin zamanı..." (Statü Endişesi)

Yorum Yaz