Havada Bulut Yok - Cevdet Kudret Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Havada Bulut Yok kimin eseri? Havada Bulut Yok kitabının yazarı kimdir? Havada Bulut Yok konusu ve anafikri nedir? Havada Bulut Yok kitabı ne anlatıyor? Havada Bulut Yok PDF indirme linki var mı? Havada Bulut Yok kitabının yazarı Cevdet Kudret kimdir? İşte Havada Bulut Yok kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Cevdet Kudret
Yayın Evi: Evrensel Yayınlar
İSBN: 9789756106372
Sayfa Sayısı: 224
Havada Bulut Yok Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Havada Bulut Yok, İkinci Dünya Savaşı'nın Türkiye'ye yansıyışının romanıdır. Eser, İstanbul dışındaki büyükşehirlerdeki toplumsal yaşamı ya da eğitim emekçilerinin dar çevrede yozlaşmasını irdeleyen bir roman olarak da okunabilir. Roman, eğitim için yapılacak her türlü yatırımın bir yanının eğitimcilerin kendilerini geliştirecekleri, insan ilişkileri kurabilecekleri çevreler oluşturulması için yapılması gereğini vurgulamaktadır.
Havada Bulut Yok Alıntıları - Sözleri
- Sağından solundan bir sel gibi akan, hatta ara sıra kendisine çarpan insanların farkında bile değildi.
- Ama bugün usul bu: bilen geçer, bilmeyen döner.
- Mum devriyle elektrik devri arasındaki uzun zaman aralığını hesaba katmayacak mıyız? İkisinin başlangıç noktası bir değil ki. Birisi bilmem kaç yüzyıl ileriden yola çıkıyor, öbürü ise bir o kadar geriden ...
- İstasyonun bütün ışıkları yanmıştı; epeyce kalabalık vardı; bu durgun Anadolu şehri için trenin gelip gitmesi önemli bir olaydı.
- Kafamla sinirlerim ... Bu çarpışmada mutlaka birincinin üstün gelmesi gerek, yoksa yeryüzünde doğruluk, güzellik adına ne varsa mahvolur ...
- Şu halde, asıl sorun, yoksullara yardım etmekte değil, yoksulluğu ortadan kaldırmakta.
- Ömrümüzün yarıdan çoğunu harcadık fakat hâlâ yaşamak sanatını öğrenemedik. Hayat kumaşını bir türlü vücudumuza göre biçemedik, iğreti elbise gibi üstümüzden dökülüyor. Onu bir an olsun rahat rahat kullanamıyoruz.
- Rüzgar değmez oldu artık yüzüme, Gün ışığı kapıma boş yere gelir; Kötü bir düş gibi dolar gözüme, Bu toprak bana dağ, size tepedir! On ölüm şarkısı
- Bir baştan bir başa, irili ufaklı birçok yıldız. İğne atsan yere düşmeyecek. Hepsi pırıl pırıl! ..
- [...] yeryüzünde insanoğlunun alışamayacağı hiçbir şey yoktur.
Havada Bulut Yok İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Cevdet Kudret'in okudugum bu ilk romaninda bolca Aziz Nesin tadi aldim. Cevdet kudret, ulkemizde "meyve veren agacin, adi bir sekilde taslandigini" oldukca basarili bir sekilde anlatmis. Yazarin dili oldukca sade ve akici. Kudret' i tanidigim bu ilk romanda; Ogretmen olarak gittigi ilk gorev yeri olan Kayseri'de yoksullugun ve fakirligin sona ermesi icin elinden geleni yapan, herkesin isi gucu olsun diye ugrasan Suleyman ogretmenin nasil gorevden alindigi anlatiliyor. (Bohemya Kraliçesi)
Taşradaki memurun yaşadığı zorlukları anlatan çok eser var ama bu noktada belli şablonlardan ve kolaycılıklardan sıyrılıp sadece fotoğraf çekme yani sorgulamayı okuyucuya bırakma erdemi az eserde var. Bence onlardan biri. Bunu yaparken kullandığı malzemenin kendi yaşamı olması yazarın değerini daha da arttıran bir durum. Köyü, köycülük yapmadan anlatabilen az yazarımız var. Anlamak için sevmeyi, kavramak için de dışarıdan bakabilmeyi bilmek gerekiyor. Cevdet Kudret oldukça sade ve gösterişsiz diliyle, büyük sorunlara işaret ediyorum havasında olmadan, çok büyük sorunlara işaret ediyor. Bu sade tarzın, anlatılan şeylerde yatan çarpıklıklardan kaynaklı olarak zaten derininde var olan mizah ögesini iyice parlatacağı çok açık sanıyorum. Ki en kaliteli mizah böylesidir bence. (Baba)
Şunu söylemek isterim ki, duygu yüklü bir kitaptı. Hayatın birçok yerini ele almış ve güzel bir şekilde bu kitaba sığdırmış yazar. Kitap dil, uslup olarak da sade ve akıcı. Geçmişteki zorlukları göz önünde bulundurarak Türkiye'deki zorlukları anlatıvermiş. Savaş sonrası durumları ele alamış o günleri kitabında betimlemiş. Kitabı okumanızı tavsiye ederim. (Deniz)
Havada Bulut Yok PDF indirme linki var mı?
Cevdet Kudret - Havada Bulut Yok kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Havada Bulut Yok PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cevdet Kudret Kimdir?
7 Şubat 1907 - 10 Temmuz 1992): Şair, yazar. İstanbul'da doğdu. Tam adı Süleyman Cevdet Kudret'tir. Soyadı kanunu çıktığında, 1934'te Solok soyadını almıştır. Bu soyadını 1959'da Kudret olarak değiştirmiştir. İstanbul Erkek Lisesini hastalığı yüzünden yarım bıraktı; sonra İstiklâl Lisesini (1930), İstanbul Darulfünûnu Hukuk Fakültesini (1933) bitirdi. Edebiyat öğretmenliği ve avukatlık yaptı.
1952’den başlayarak önce takma adlarla sonra kendi adıyla edebiyat ders kitapları yazmış olan sanatçı, öğretim görevlisi olarak girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu’ndan emekli olmuştur. 1992 yılında İstanbul’da ölmüştür.
Cevdet Kudret edebiyata şiirle girdi. İlk şiiri 1927'de Servet-i Fünûn'da Yedi Meşale şairlerinden idi. Sonra oyun, hikâye, roman türünde eserler verdi. İncelemeler yayınladı. Abdurrahman Nisarî imzasıyla ders kitapları hazırladı. Cevdet Kudret Solok, Nevzat Yesirgil, Suat Hızarcı, Mermi Ocaklı, Cevdet Baykara, Cevkud imzalarını da kullanmıştır.
Şiirleri:
Yedi Meşale (Müşterek, 1928),
Birinci Perde (1928).
Hikâyeleri:
Sokak (1974).
Romanları:
Sınıf Arkadaşları (1943; 1976),
Havada Bulut Yok (1958; 1976),
Karıncayı Tanırsınız (İlk iki romanıyla birlikte, 1976).
Oyunları:
Tersine Akan Nehir (1929),
Rüya İçinde Rüya (1930),
Kurtlar (1933): Bu üç eser Darulbedayi'de (İstanbul Şehir Tiyatrosu) oynandı, Varlık, Gündüz, Ağaç dergilerinde tefrika edildi.
Danyal ve Sara, 1931'de yazıldı, 1938'de Varlık'ta tefrika edildi.
Yaşayan Ölüler (1994).
Denemeleri:
Dilleri Var Bizim Dile Benzemez (1966),
Bir Bakıma (1977),
Benim Oğlum Bina Okur (1983),
Kalemin Ucu (1991),
Edebiyat Kapısı (1997).
İncelemeleri-derlemeleri:
Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman Antolojisi (1945),
Tanzimat Edebiyatı Antolojisi (Suat Hızarcı adıyla, 1955),
Divan Şiiri Antolojisi (Mermi Ocaklı adıyla, 1958),
Yurt İçin, Ulus İçin (1958),
Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman I: Tanzimattan Meşrutiyete 1859-1910 (1965),
Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman II: Meşrutiyetten Cumhuriyete 1911-1922 (1967),
Abdülhamit Devrinde Sansür (1977),
Örneklerle Edebiyat Bilgileri (2 cilt, 1980),
Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman III: Cumhuriyet Dönemi 1923-1959 (1990),
Örnekli Türk Edebiyatı Tarihi (1995),
Karagöz (3 cilt, 1968-1970),
Ortaoyunu (2 cilt, 1973-1975).
Cevdet Kudret Kitapları - Eserleri
- Havada Bulut Yok
- Sınıf Arkadaşları
- Nedim: Divan Şiirinde Üç Büyükler 3
- Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki
- Karıncayı Tanırsınız
- Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli
- Halk Şiirinde Üç Büyükler 2- Pir Sultan Abdal
- Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 2
- Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 1
- Halk Şiirinde Üç Büyükler 3- Karacaoğlan
- Abdülhamit Devrinde Sansür
- Dilleri Var Bizim Dile Benzemez
- Sokak
- Halk Şiirinde Üç Büyükler 1- Yunus Emre
- Karagöz
- Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman
- Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 3
- Divan Şiirinde Üç Büyükler Fuzuli Baki Nedim
- Karagöz
- Örneklerle Edebiyat Bilgileri 1
- Abdülhamit Döneminde Sansür 1
- Baki
- Türk Edebiyatından Seçme Parçalar
- Örneklerle Edebiyat Bilgileri 2
- Karagöz
- Ortaoyunu
- Batı Edebiyatından Seçme Parçalar
- Kalemin Ucu
- Örneklerle Edebiyat Bilgileri
- Halk Şiirinde 3 Büyükler
- Yaşayan Ölüler
- Dillerin Gizli Dünyası
- Benim Oğlum Bina Okur
- Tevfik Fikret Hayatı Sanatı Şiirleri
- Türk Edebiyatına Yön Verenler
- Ziya Gökalp
- Bir Bakıma
- Hüseyin Rahmi
- Edebiyat Kapısı
Cevdet Kudret Alıntıları - Sözleri
- 1-Ey giyip gül-gun dema-dem azm-i cevlan eyleyen Her taraf cevlan edip döndükçe yüz kan eyleyen 2- Ey beni mahri'im edip bezm-i visalinden müdam Gayrı han-ı iltifatı üzre mihman eyleyen 3- Bunca kim ey mah efgaanım işittin giceler Dimedin bir gice: «kimdir bunca efgaan eyleyen?» (Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli)
- Romalı ünlü hatip Cicero'nun (Çiçero, MÖ 106-MÖ 43) adından, halk çaçaron sözcüğünü yaratmış. Güçlü hatip Çiçero'dan, "çenesi kuvvetli kadın" anlamına gelen çaçaron sözünün yaratılması... Nereden nereye!.. Milattan önce I. yüzyılın Roma'sı nere, milattan sonra XX. yüzyılın İstanbul'u nere?.. Şaşılacak bir dil olayı... (Dilleri Var Bizim Dile Benzemez)
- Senden ayrılınca, gönül, durmadan kalbe vuruyor.. (Baki)
- İnsanlar nasıl ayrı ayrı doğup ayrı ayrı ölüyorlarsa, yaşarken de öyle ayrı ayrı yaşıyorlar. Bakma sen bir arada göründüklerine. Yürürken adımlarını birbirlerine uyduranlar bile gene ayrı ayrı yaşıyorlar. Hele bir an geliyor ki, bütün bağlar kopuyor, tek başına kalakalıyorsun ortalıkta. "İşte ben... İşte ben... Neyim ben? -İnsanlar içinde en yalnız insan." (Karıncayı Tanırsınız)
- "İnsanlar vicdanları gibi vücutlarını da hep örtülü görmeye alışmışlar" (Karıncayı Tanırsınız)
- Gazetelerde okumuşsundur belki: Hani adamın birine öldükten üç ay sonra sanatoryumdan mektup göndermişler, "Sıranız geldi, buyurun,'' diye; karısı da cevap vermiş hani: "Kocam öldü, siz buyurun cenaze namazına,'' demiş. (Karıncayı Tanırsınız)
- “Ben edebi sayılacak hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda, memlekette edebiyattan anlamayanlar nüfusumuzun bila-mübalağa yüzde doksan dokuzunu teşkil ediyordu…Edebiyatı Hamit’lere, Ekrem’lere, yani erbabına bıraktım. Fakat ne yalan söyleyeyim, eğer elimde olsaydı, onları da, o devirde ‘edebiyat’ yapmaktan men ederdim.” (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 1)
- Ama bugün usul bu: bilen geçer, bilmeyen döner. (Havada Bulut Yok)
- Minnet hüdaya devlet-i dünya fena bulur Bâki kalir sahife-i âlemde adımız... (Baki)
- Hadden efzun mihrim ol na-mihriban bilmezlenir Hep bilir çok sevdiğim amma heman bilmezlenir (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
- Ferman-ı aşka can iledir inkıyadımız Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadımız Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yi dûn için Allahadır tevekkülümüz i'timadımız (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
- Ey kaşı ya yüzün beri dönmez misin dahi Ey gurre-i ümid görünmez misin dahi (Nedim: Divan Şiirinde Üç Büyükler 3)
- Yıktı virân etti gönül tahtımız Tâ ezelden kara imiş bahtımız Böyle miydi ikrârımız ahdımız Gönül hayâline gelmeyiversin (Halk Şiirinde Üç Büyükler 2- Pir Sultan Abdal)
- Avazeyi bu aleme Dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
- Dünyadaki büyük mizah ve yergiciler zorba iktidarı silah zoruyla devirme olanakları bulunmadığı için, onları silah yerine mizahla içinden çürütüp yıkma yoluna başvuşlardır. Aziz Nesin'in yaptığı da budur. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
- 1910'ların Anadolu kasabaları tragedyalar için en elverişli mekanlardır. Kasaba eşrafı ve mütegallibesi (zorba takımı) öylesine ezici bir güce sahiptir ki, bu güce her hangi bir karşı geliş, "doğa veya töre yasasını" bozmuşçasına, zorunlu olarak, bu karşı gelişin sonucunu doğurur. Sonuç, eski Yunan'da tanrıların isteği ise, Anadolu kasabasında da -eski Yunan Tanrılarının gücüne sahip- eşrafın isteğidir. (...) Kasabanın tanrılarını kızdıran Yusuf yıkılır, yenilir, ezilir. Modem bir tragedyadır Kuyucaklı Yusuf. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 3)
- Gayrı derman istemez Baki kulun Zahmına derdin devası hoş gelir (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
- Haldun Taner Hikayelerinde işlediği temalar, genellikle, eğitim ve öğretim eksikliğinden kaynaklanan düzensizlikler, büyük şehrin yaşayışına uymaya çalışan sonradan görme türedi insanlar, bilgisiz, kaba kimseler, züppeler, kişilerin yaratılıştan gelme ruhsal bozuklukları vb. Bunları bıyık altından gülen bir mizah (humor), kimi zaman da yergi havası içinde verir. Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasının ürünü olan züppe tipinin Ahmet Mithat (Felatun Beyle Rakım Efendi), Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası), Hüseyin Rahmi (Şıpsevdi) vb. ile sürüp gelen yergisinin son örneğini Haldun Taner yazmıştır. "Made in USA" Yazar, belli bir vakaya dayanan, alışılmış hikaye tekniğini sürdürmüştür. Gerek kurgu gerek humor'u ön plana alması bakımından, Refik Halit geleneğine bağlı olduğu söylenebilir. (Nitekim, Tuş hikayesi, Refik Halit'in Sarı Bal adlı hikayesinden esinlenmiş görünmektedir). Mahalle kadınlarını ele aldığı hikayelerde Hüseyin Rahmi havası sezilmektedir. (bk.. İki Komşu). Yalnız birkaç hikayede (Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında "Çalışkur") yeni biçimler denemiştir. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
- Solculuk suçlamasıyla 12 yıl hapiste yatan bir yazarın, (Kemal Tahir) köyü anlatan kitaplarında, devamlı samanlık çiftleşme olaylarından çok başka sorunlara ağırlık vermesi gerekirdi. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
- Fuzuli, sözcüklerin istifi, birbirleriyle olan anlam ve ses ilişkileri konusunda gerçekten eşsizdir. Kurduğu dizelerde, çoğu zaman tek bir sözcüğü dahi değiştirme olanağı yoktur. (Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli)