diorex

Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) kimin eseri? Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) kitabının yazarı kimdir? Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) konusu ve anafikri nedir? Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) kitabı ne anlatıyor? Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) kitabının yazarı Ayşe Kulin kimdir? İşte Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 06:00
Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ayşe Kulin

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752898202

Sayfa Sayısı: 370

Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayat ve Hüzünde yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941 'den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım.

1983'ten sonraki yıllarımın serüveni belki bir başka kitaba konu olur ama bu kitaplar, 1983 yılına kadar, Edip Cansever'e rahmetle selam olsun, "Ben Ayşe Kulin Nasılım?"a yanıtımdır.

Veda ve Umut'ta ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak Osmanlı'nın son günlerinden cumhuriyetin ortalarına kadar Türkiye'nin öyküsünü anlatan Ayşe Kulin, bu kez Hayat ve Hüzün'de kendi anılarını ve o anılarının geri planını oluşturan dünyayı anlatıyor.

Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden biri olan Ayşe Kulin'den, anıların, Türkiye ve dünya koşullarının iç içe geçtiği bir çalışma. 

(Tanıtım Bülteninden)

Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) Alıntıları - Sözleri

  • "'Senin imkânlarına sahip olmayan insanlara, sahip olduklarınla sakın gösteriş yapma' demişti babam. 'Onları incitmekle kalmazsın, kıskançlığa da itersin.'"
  • "Altı yaşında olmalıydım, Ankara'da Kavaklıdere'den aşağı doğru iniyoruz bir gün babamla el ele. Yol boyunca dikili ağaçlar çiçeğe durmuş. Ben fışkıran dallardan çiçekleri koparmak istedim. 'Koparma,' dedi. 'Neden? Çok güzeller, eve götürür vazoya koyarız.' 'Ben güzel diye saçlarını koparıyor muyum?' 'Hayır, çünkü saçımı koparırsan canım acır.' 'Dalların da canı var. Onların da canı acır.' 'Ama onlar ağaç baba! 'Allah'ın yarattığı her şeyde can var kızım. Çiçekte, dalda, böcekte! Bunu bil ve sakın bilerek can yakma, gereksiz yere dalları kırma, karıncayı bile incitme.'"
  • "Ah gençlik! Yontulmamış taş devri ömrümüzün! Çok şey bildiğini zanneden, birikimsiz bir genç kadındım. Kafama vura vura bilmediklerimi öğretti hayat."
  • "Okul idaresi ne kadar çok baskı yaparsa, kızlarda sigaraya karşı o kadar büyük tutku yaratıyordu."
  • "Aşk iki kişiliktir."
  • "Zamanı yıldırım hızıyla geçerek sona yaklaşmakta olduğunu ancak altmışlarına vardığında fark ediyordu insan ve geri dönüp, şımarıkça savurduğu dostlukları, heba ettiği ilişkileri yeniden sımsıkı yakalamak istiyordu."
  • "Bir çocuk hayatının ilk beş on yılını nerede geçirdiyse, o yerin gönlünden ve beyninden sökülüp atılması mümkün değildir."
  • "Gençlerin hayalleri olur hep, derken insan biraz büyür, tecrübesi artar, hayatı tanır ve anlar ki boş bir hayalin peşine düşmüş."
  • "Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar Yeryüzünde sizin kadar yalnızım!"
  • Başka bir dünya kurulmuştu anılarımın üzerine.
  • "Bazıları büyümek için can atarlar. Oysa ben, gitti miydi hiç dönmeyeceğini bildiğimden olsa gerek, çocukluğundan zor ayrılanlardandım."
  • "Mavi! İlk algıladığım renk! Babamın gözlerinde! Sütliman ve dibi görünebilen berrak bir denizin akşamüstüne doğru birkaç ton koyulaştığındaki derin mavi! Sevginin, güvenin, mutluluğun rengi, babamın gözlerindeki! Maviye düşkünlüğüm bundan mı kaynaklandı acaba?"
  • "Hayat okulunda çakan ben beşinci sınıfı takdirnameyle bitirdim. Hangimiz takdirnameyle bitirmedik ki?"
  • Bir diploma, diyelim ki bir kağıt parçasıdır ama bir birikimin de göstergesi değil midir?
  • Şair'in dediği gibi: "geldi mi de gidici."

Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964) İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın daha önce hiç kitaplarını okumadığımdan mı yoksa bu serinin üçüncüsünden pat diye başlamamdan mı bilemedim, okurken sıkıldığım yerler çok oldu. Ayşe Kulin' in kendi yaşamından 1941-1964 yıllarını anlattığı biyografi kitabı. Bu arada kendim çok bi biyografi kitaplarından haz etmememe rağmen alıp alıp eve koymuşum. (SİMA)

Veda, Umut, Hayat ve Hüzün serisinin üçüncü kitabı olan Hayat'ın da sonunu gördüm.. Biyografi tarzından otobiyografi tarzına geçtiği bu kitapta yazar ile ilgili fazlasıyla bilgi ediniyorsunuz. Evliliği, okulu, dersleri, çocukları.. Tüm bunların yanında Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ve asıl darbe denilen şeyin nasıl olduğunu da derinden hissediyorsunuz. Üçüncü kitap olduğundan mıdır yoksa otobiyografi tarzını pek sevmediğimden midir bilmiyorum ilk iki kitap kadar çekici bulmadım.. Belki de Ayşe Kulin'in çocukluğu bile bana çok uzak geldiği için.. Biz bozkır çocukları büyürken partiler, kolejler, kız-erkek ilişkilerinin rahat konuşulduğu aileler görmediğimiz için olsa gerek neredeyse 60/70 yıl önce Ayşe Kulin'in yaşadığı hayat benim 12 yıl önce dahi yanımdan bile geçmediği için belki de kitapla çok yakın olamadım. Özet olarak dostlarım; aynı güneşin altında, aynı coğrafyada, aynı ülkenin sınırlarında bambaşka ve birbirimizden habersiz yaşıyoruz.. (Kübra)

Ayşe Kulin gibi başarılı bir Yazarın hayatını kendi kaleminden okumak çok güzeldi. Yazı dili çok sade anlatımı bir o kadar hoştu. Okurken Vakit kavramının nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir eser.Betimlemesiyle sanki film izliyorum hissine kapıldım. Geçmişteki siyasi olayların perde arkasına da vakıf olabileceğiniz harika bir kitap Veda, Umut, Hayat, Hüzün Dörtlemesinden biri olan kitap Ayşe Kulin'in imrendiğim baba sevgisiyle başlayıp kendi doğumundan evliliğine kadar uzanan kısmını ele alıyor Diğer kitaplarını okumadım lakin en kısa sürede temin etmek istiyorum ve ısrarla okumanızı tavsiye ediyorum (Bahar Bir)

Kitabın Yazarı Ayşe Kulin Kimdir?

Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.

Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayımlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Kulin, 1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'nü kazandı, 1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı kitabı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı.

1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. 1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.

Ayşe Kulin, 2001 yılında yayımlanan Köprü isimli romanı ile Türkiye'nin doğu illerinde yaşanan dramın kökenleri ve cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı. Yine 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor. Nefes Nefese romanı toplamda 34 ülkede yayınlandı. Ayrıca Ayşe Kulin bu romanıyla İtalya'da verilen Premio Roma Ödülleri'nde finale kalan beş yazardan biri oldu. Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.

2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı. Yine 2009 yılında yazdığı Tek ve Tek Başına Türkan adlı Biyografik romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2010 ve 2011 yılında arasında Kanal D'de yayınlandı.

2007 yılının Kasım ayında UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi oldu. 2008 yılında yazdığı Veda romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2012 yılında Kanal D'de yayınlandı.

İtalyancaya çevrilen Nefes Nefese adlı romanı, 2016'da İtalya'nın en prestijli roman ödüllerinden Premio Roma'da en iyi yabancı roman dalında ödüle layık görüldü.

Ayşe Kulin Kitapları - Eserleri

  • Köprü
  • Türkan
  • Bora'nın Kitabı
  • Gizli Anların Yolcusu
  • Adı: Aylin
  • Sevdalinka

  • Füreya
  • Güneşe Dön Yüzünü
  • Nefes Nefese
  • Umut
  • Gece Sesleri
  • İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
  • Veda

  • Sit Nene'nin Masalları
  • Bir Tatlı Huzur
  • Foto Sabah Resimleri
  • Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964)
  • Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
  • Geniş Zamanlar
  • Bir Gün

  • Bir Varmış Bir Yokmuş
  • Dönüş
  • Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları
  • Hayal
  • Babama
  • Sessiz Öyküler
  • Handan

  • Tutsak Güneş
  • Taş Duvar Açık Pencere
  • Saklı Şiirler
  • Kanadı Kırık Kuşlar
  • Kördüğüm
  • Son
  • Her Yerde Kan Var

  • Dönüş
  • Hayat
  • Hazan
  • Taksiii

Ayşe Kulin Alıntıları - Sözleri

  • "Kimi değiştirmemişti ki zaman?" (Sevdalinka)
  • Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme. (Sessiz Öyküler)
  • Kin zehirler insanı. (Tutsak Güneş)
  • "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.." (Bir Varmış Bir Yokmuş)
  • Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen? (Geniş Zamanlar)
  • Yeter ki isteyelim, eğitim alalım ve çok çalışalım. Bir yerlere, hatta istediğimiz yere varmamamız için hiçbir neden yok! (Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları)

  • Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke. (Sevdalinka)
  • Biz anlaşabiliriz. Biz anlaşmaya mecburuz. (Bir Gün)
  • ...kendine acımaya vaktin yok, yürü git, önemli işlerinin peşinden... (Tutsak Güneş)
  • Yaşam buydu. Gerçekleşmeyen beklentilerdi. (Foto Sabah Resimleri)
  • Demek içimdeki fırtınayı yüzüme aksettirmiyorum, çok iyi! (Her Yerde Kan Var)
  • Para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla, ahlakla, adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu, ne yazık ki! (Taksiii)
  • ... bence "üstün insan," ezen öldüren kumandan değil, yücelten, kurtaran, yaşatan hekimdir! (Türkan)

  • "İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman bilinçaltına itiyorlar,hiç olmamış gibi yapabiliyorlar." (Dönüş)
  • "Ayıp bir şey değil ki, meme herkeste var." (Hayal)
  • Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim. Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda! (Hayat)
  • "...aşktan da üstün olan şefkat ve milli hisler vardır,'' diye yazmışım. Son nefesime yakınken dahi aynı şekilde düşündüğüme göre, hak etmemişim aşkı ben! Ee, ben hak etmeyince, Allah da vermemiş elbette! (Türkan)
  • Ben yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşum. (Bir Gün)
  • "Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam memleket gibi esir ve yoksuldur odam." (İçimde Kızıl Bir Gül Gibi)
  • "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır." (Kördüğüm)

Yorum Yaz