Hayır! Diyebilmeli İnsan - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hayır! Diyebilmeli İnsan kimin eseri? Hayır! Diyebilmeli İnsan kitabının yazarı kimdir? Hayır! Diyebilmeli İnsan konusu ve anafikri nedir? Hayır! Diyebilmeli İnsan kitabı ne anlatıyor? Hayır! Diyebilmeli İnsan kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte Hayır! Diyebilmeli İnsan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Alev Alatlı
Yayın Evi: Zaman Kitap
İSBN: 9789758578719
Sayfa Sayısı: 183
Hayır! Diyebilmeli İnsan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Belki de bu yüzyılda insanın en çok kullanması gereken kelime "Hayır!" olmalı. Ne var ki, 'Evet'in revaçta olduğu bir zamana tanıklık ediyoruz. Bu anlamda Alev alatlı'nın yazılarıyla zamanını yorumlayarak çizdiği haritada; işaretlenmiş ne çok "Hayır!" olduğunu göreceksiniz.
Yazarın çağına tanıklığı vicdani bir sorumluluk iken, ülkemizdeki çoğu güçlü kalemin, aksine bir yönelişle Batılılaşma heyecanı içinde hazır gündemler peşinde durduğunu söylemek üzüyor bizleri.
Alev Alatlı'nın bakışı ve duruşuyla gündemdeki olayları yeniden okuyabilmek için bir araya gelen bu yazılar, "Şimdi Değilse Ne zaman?" sorusunu da yineleyerek tanımlıyor kendini. 'Hayır Diyebilmeli İnsan'la yeni bir pencere açılıyor zihinlerimizde... Bu kitapta, yüksek sesle, inançla ve inatla söylediklerini bir şekilde bizlere duyurmayı başaran yazarımızın, ulusal ve uluslararası gündemlere ilişkin tezlerini açık ve net duruşlarla yaptığı eleştirel yaklaşımlarını okurken; yine, Zaman'da yayımlanmış uzun soluklu bir röportajı da bulma imkanımız olacak...
Hayır! Diyebilmeli İnsan Alıntıları - Sözleri
- Geçmişe takılı kalmak, sağlıklı aklın belirtisi değildir.
- "Sovyet-tarzı komünizm"in çökmesiyle birlikte,çoğu insan Marksizm'in öldüğüne inandı.Oysa yirminci yüzyılın son on yılları,Marks'ın kapitalist kalkınmaya ilişkin teorilerini her bakımdan doğrulamıştır. "Küreselleşme" fenomeni, Marks'ın tümüyle globalleşmiş pazar ekonomisinin kapitalizmin çelişkileriyle sakatlanacağı öngörüsünü kanıtlamaktadır. Devasa bir küresel işsizler ordusu,yeterince beslenmeyen,yeterince kazanamayan,yeterince çalışamayan milyarlarca insan."
- ' Yüreğinin sesini dinle!'
- Ne kadar iyi konuşursanız, telaffuzunuz, kelime seçiminiz ne kadar iyiyse, başkalarına o kadar yararlı olursunuz..
- Siyah-beyazcı Newton fiziğinin aksine,kuantum fiziğinin şiarı "hiçbir şey kesin değil,hiçbir şey imkânsız değil" ibaresi olur."Kesinlik" diye birşey yoktur, "tek" doğru diye birşey yoktur. Albert Einstein'ın matematik kesin olduğunda gerçeği yansıtmaz,gerçeği yansıttığında kesin değildir" saptamasıyla birlikte "Kuantum Devrimi" reddedilemez bir oluşum haline gelir.
- Benmerkezci ve basiretsiz bir cinsel devrimin peşinde sürüklenen 20.yüzyıl, tarihte misli görülmemiş bir biçimde aleni kabalık ve utanmazlıkla sonuçlanan müsaadekârlığa ulaşmıştır.Dahası,20.yüzyıl,tarihteki en baskıcı,en kanlı,insan hayatına karşı en saygısız,en merhametsiz yüzyıldır.
- İnsanoğlu kendisine dünyaya hakim olmak gibi bir hedef koymuş; ama hakim olma sürecinde ruhunu kaybetmiştir. Hümanizma ki,bence bu kelime yerine "dinsiz insan-merkezciliği" tanımını kullanmak demek daha doğru olurdu,hayatın yaşamsal sorularını cevaplayamaz.Düşünsel bir kaosa yuvarlanmış durumdayız.
- Yeryüzünden silinmemiz gerekiyorsa silinelim;ama haysiyetimizi koruyarak,zarafetle ve yitirmeksizin mizah duygumuzu külliyen."
- Dünya nöbetine Rus entelijansiyası kadar adanmışlık,sadakat,özen ve özveriyle talip olan birilerine rastlamış değilim. Beşeri bilimleri,fen bilimlerini,edebiyatı,ilahiyatı,sanatı,müziği içeren devasa bir entelektüel birikimi haiz bu insanların onca çabalarına karşın nihai trajediyi önleyememiş olmaları bana acı veriyor.
- Dini duygulara gelince,20.yüzyıl Doğu'da devlet ateizminin insanlığın büyük bir bölümüne dayatıldığı,dünyevîleşmiş Batı'da hızla yayılan haz düşkünü ve serbestiyetçi ateizmin "Tanrı'nın ölümü" şeklindeki ucube fikri kapıldığı bir yüzyıldır.
- Helalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır. Keza iflas eden kardeşinizin haraç meraç satışa çıkarılan evini satın almanız yasal hakkınız olabilir ama helal değildir. İmar ruhsatı olan bir müteahhit şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama yaptığı iş helal değildir. Yeni ve çok daha ucuz bir enerji türünün pazara/piyasaya girmesini önlemek üzere üretim haklarını satın alıp sümen altı eden bir petrol şirketi de, yasal olarak suçsuzdur; ama yaptığı iş, helal değildir. Keza raf ömrünü uzatmak için ekmeğin hamuruna kanserojen madde katan gıda üreticisi, formülü ambalajın üstünde yazdığı sürece suçsuzdur; ama helal değildir. Bir kalem darbesiyle atar ergenleri sokağa döken yazar, alevler afakı sardığında suç mahallinde değilse, olayları evinden izliyorsa, suçsuz sayılacaktır; ama helal değildir. 21.yüzyılın en yaman toplumsal projesi; "helâl olanı, yasal olanla örtüştürmek olsa gerektir." Kadim değerlerle rabıtası zedelenen özgürlüklerin şerden yana bükülmelerini önlemenin yollarını bulmak zorundayız. Yasaların tanıdığı haklardan insanlık veya Allah adına feragat etmenin garipsenmeyeceği bir yeni düzen, dünya yaratmak zorundayız. Tarihin bize öğrettiği bir şey var: İster en mükemmel yönetim sistemini, ister ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmiş olsun; bir medeniyetin sevgi ve nefs terbiyesi dumura uğramış, manevi enerjisi tükenmişse; o medeniyeti ne Birleşmiş Milletlerin tüzüğü, ne Helsinki beyannamesi, ne AİHM mevzuatı, ne de en üstün silâhlar kurtarabilir..."
- Mesele, yıkıcı ve sorumsuz özgürlüğe terk edilen alanın sınırlarının nerede çizileceğinde, özgürlüklerin suistimalinde,genç ruhların ihlalinde,porno,dehşet, tecavüz üzerine kurulu gösterilerin yaygınlığında,'sanat'ın bütün bunlara mazeret olabilmesinde.
- Tesettür pardösülerinin altında sırıtan Levi's blucinlerinin temsil ettikleri çağdaş tüketim eğilimlerinin telmihlerini gözden kaçırmamalıyız.
- Dayatmanın insanlığın bütününü içermesi halinde sonuç evrensel kardeşlik değil,devasa bir karınca yuvası olacaktır.
- Kişisel gelişme, hemen her alanda mükemmelliyeti hedeflemelidir. Fizikî, zihnî ve ahlakî güçlerin, "Halka hizmet, Hakk'a hizmettir" düsturu doğrultusunda geliştirilmesi, akıl kadar beden ve gönlün de eğitilmesini gerektirir.
Hayır! Diyebilmeli İnsan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Alev Alatlı'nın eski yazıları günümüze de ışık tutuyor.Çok çalışmalıyız çok! Tarihten çok ders almalıyız! Dünya siyasasını çok iyi okumak durumundayız! Konumumuzu tekrar tartmalı,mücadeleden vazgeçmemeliyiz! Ancak bu şekilde 21.yüzyıl Türk yüzyılı olabilir. (Cihad Burak Doğru)
Günlük meseleler hakkında gazete yazılarından derlenen bir kitap. Gazete okur gibi okumuştum. Alev Alatlı fikirlerinin güzellikleri ile karşılaştığım ilk kitaplardan biri. (Uğur)
Alev Alatlı'nın köşe yazılarından derlenmiş, yarısı Orhan Pamuk'a laf sokma çabası ile dolu, kalan yarısında yazarın Rusya ve komünizme olan nefretinin sayfalardan taştığı bir kitap. Para verip almaya değmez. İsmine aldanıp yazarın hayat deneyimlerini kişisel gelişime destek amaçlı aktarım olduğunu düşünmeyin. Bu noktada kitabın isim seçimi kelimenin tam manasıyla "şark kurnazlığı" (Gökhan Ç.)
Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?
Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.
Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.
Alev Alatlı Kitapları - Eserleri
- Kabus
- Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
- Fesüphanallah!
- Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
- Rüya
- 'Nuke' Türkiye!
- Beyaz Türkler Küstüler
- İşkenceci
- Aydınlanma Değil, Merhamet!
- Valla, Kurda Yedirdin Beni
- O. K Musti Türkiye Tamamdır
- Hayır! Diyebilmeli İnsan
- Hafazanallah!
- Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
- Kadere Karşı Koy A. Ş.
- Aydın Despotizmi
- Safsata Kılavuzu
- Dünya Nöbeti
- Aklın Yolu da Bir Değildir
- Hollywood'u Kapattığım Gün
- Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
- Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
- Şimdi Değilse Ne Zaman?
- Suç Ortağı Hollywood
- Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
- Yorumsuz
- İşkenceci
- Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
- Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2
Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri
- Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
- ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
- " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
- Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
- Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
- Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
- Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
- Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
- Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
- Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
- Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)
- Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
- Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
- ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
- Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
- Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
- Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
- Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)