Hazan Bülbülü - Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hazan Bülbülü kimin eseri? Hazan Bülbülü kitabının yazarı kimdir? Hazan Bülbülü konusu ve anafikri nedir? Hazan Bülbülü kitabı ne anlatıyor? Hazan Bülbülü PDF indirme linki var mı? Hazan Bülbülü kitabının yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar kimdir? İşte Hazan Bülbülü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786257999175
Sayfa Sayısı: 177
Hazan Bülbülü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hüseyin Rahmi Gürpınar Hazan Bülbülü’ne yazdığı önsözde kendisini romancı olarak üne kavuşturan ilk önemli eseri Mürebbiye’nin sahneye uyarlanışında karşılaştığı sonuçlardan şikâyet eder ve dönemin tiyatro anlayışını eleştirirken, Hazan Bülbülü’nü sahneye konmak yerine roman gibi okunacak bir oyun olarak yazdığını belirtir. İç içe geçmiş ilişkilerin eski İstanbul’un konak hayatı dekorunda sergilendiği oyun, yetmişlik hasta bir adamla genç karısı üzerine kurulmuştur. Gençliğinde kavuşamadığı sevgilisine tıpatıp benzeyen kızı yaşındaki Şahende Hanım’la evlenen Refi Efendi hayatının sonbaharında mutlu olmayı umarken halkaya kızı, damadı ve genç gelinin eski sevgilisinin katılmasıyla olaylar beklenmedik bir şekilde gelişir.
Hazan Bülbülü Alıntıları - Sözleri
- İnsan insanın aynasıdır derler.
- İstemediğiniz bir adama sizi zorla veremezler.
- "Ömür denilen şey sürekli değişimden ibaret. İhtiyarlık bir kere insanın yakasına çökerse artık geçmiş ola..."
- Makine işliyor, fakat yelkovan ilerlemiyor. Saatim de bana benziyor. Kalbim çalışıyor, fakat talihim yürümüyor.
- Sizin hayatınızın baharıyla kendi ömrünün kışına çiçekler açtırmak istiyor. Seralarda vakitsiz bahar görülse bile gönüllerde suni aşk yaratılması henüz görülmemiştir.
- Aramızdaki yaş farkını dikkate almayarak bir sevda bencilliğiyle muhabbetini dileniyorum.
- Ah insanlar, insanlar! Siz ne zaman lafla hakikati saklamaya, değiştirmeye uğraşmak zaafından, garabetinden kurtulacaksınız?
- Ah şu fukaralığı görüyor musun? İnsana her şeye eyvallah dedirtiyor.
- Senin gönlünden esen rüzgârı ben çoktan keşfettim.
- "İnsan, içinde ki elemleri yansıtacak diğer bir kalp bulursa üzüntülerinin fazlasını oraya taşıyarak biraz sakinleşir."
- "Böyle ölesiye yaralanan bir kalp artık iyileşir mi?"
- Aşk için pek tatlı şeydir derler. Bunun tadı neresinde anlayamadım. İnsan yattığını, kalktığını, yediğini, içtiğini, hasılı ne yaptığını bilmiyor. Bütün duyguları, bütün emelleri, varlığı bir güzellik ilahesinin cazibesine esir oluyor.
- Böyle ölesiye yaralanan bir kalp artık iyileşir mi?
- Bir insanın dünyadaki en büyük dostu, dert ortağıdır derler.
Hazan Bülbülü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hüseyin Rahmi Gürpınar kitabın önsözünde yazdığı gibi Hazan Bülbülü sahnelenmek için değil roman gibi okunması için yazılmıştır. İstanbul'un konak hayatının ve karmaşık insan ilişkilerinin sergilendiği oyun, yetmiş yaşındaki Refi Efendi ve genç, güzel karısı Şahande Hanım üstüne kurulmuştur. Aralarındaki yaş farkının yanı sıra, aile içinde yaşanan olaylara Refi Efendi'nin kızı, damadı ve Şahande Hanım'ın genç sevgilisinin dahil olmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alır. Eser dönemin şartlarına uygun yazılmış ama bence çıkarılabilecek güçlü bir ana fikre sahip değil. (ELİF)
Zorla Güzellik Olmaz... :): Merhabalar, Çok güzel bir kitabın yorumuyla geldim. Hüseyin Rahmi Gürpınar okumaya geçen ay, Gulyabani isimli eseri ile başladım. Okurken o kadar eğlenmiştim ki, her ay bir kitabını okuyacağım diye kendime söz vermiştim. Bu ayın kitabı ise Hazan Bülbülü oldu. :) Kitabı okurken, özellikle evde görevli 3 hizmetçinin dedikoduları, söylenmelerine gülerek okudum. Ama en çok güldüğüm bölüm sanırım, Arife Hanım ve Mestan Ağa'nın atıştığı bir bostan bölümü vardı orası oldu. O kısımları kahkahalarla okudum :) Yazarımız tiyatro metni şeklinde yazıp, bunu roman olarak okumamızı istemiş ki çok da güzel yapmış. Olayları okurken o dönem ki toplumun ve düşüncelerin nasıl olduğunu böyle karikatürize karakterler üzerinden okuyoruz. Kitabımızın kısaca konusu; Ana karakterimiz Refi Efendi, karısını kaybetmiş ve tek kızı olan Naime Hanım'da evlenip başka bir ile taşınınca koca konakta 3 hizmetçi ile baş başa kalmış 70 yaşında bir dede olarak karşımız çıkıyor. Tabi biraz önce de bahsettiğim üzere bu 3 hizmetçiler de yani Ayşe, Selime ve Anika'da bir yolunu bulup Refi Efendi ile evlenip öldüğünde de ondan kalacak maaşın hayalini kuran ve bu uğurda sürekli laf dalaşına giren, kapı arkalarında her şeyi dinleyen kadınlar olarak konakta yaşamlarını sürdürüyorlar. Tabi hepsinin hayali bir gün konağa gelen Kılavuz Bir Kadın'ın, daha yirmisin de genç bir kız olan Şahende Hanım ile Refi Efendi ile evlendirmek istemesiyle yerle yeksan oluyor. Refi Efendi başta ben istemem dese de fotoğrafını görünce şıp diye hiç yaşına başına bakmadan Şahende Hanım'a aşık oluyor. Çünkü çok gençken sevdiği ama kavuşamadığı eski sevgilisine benzerliği çok fazla olduğunu düşünüyor... Şahende her ne kadar istemese de Fettan yengesi Nedime Hanım, eşi yani Şahende Hanım'ın dayısı Akif efendiyi de fitleyip bu evliliği zorla gerçekleştiriyorlar... Şahende konağa geldikten sonra tabi ki mutlu değil ve Refi Efendi ise ağzının içine bakıyor ama kızcağız iğreniyor ne yaparsa yapsın olmuyor. Tabi konağa Refi Efendinin kızı Naime ve Eşi İhsan Bey gelince olaylar karışıyor. Neden mi ? İhsan Bey üvey kayın validesine aşık oluyor ve bir küçük Aşk-ı Memnu vari olaylar silsilesi başlıyor. Konak, genç bir yenge, dedikodu yumağı hizmetçiler, sorumsuz bir çapkın damat, sürekli sızlanan bir kız... :) Ben okurken çok eğlendim ve sonunda olacak olan baştan belliydi çok şaşırmadım. Tamamen vakit geçirmek için okunacak ideal bir kitap. Ben sonu çok hava da kalıp oldu bitti ye geldiği için 8 puan veriyorum :) (Berke Ünal)
Hazan Bülbülü PDF indirme linki var mı?
Hüseyin Rahmi Gürpınar - Hazan Bülbülü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hazan Bülbülü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar Kimdir?
17 Ağustos 1864 tarihinde İstanbul'da doğdu. Hünkâr yaveri Mehmet Sait Paşa'nın oğlu olan Hüseyin Rahmi, üç yaşında iken annesinin ölümü üzerine, Girit'te bulunan babasının yanına gönderildi. İlkokula başladı ancak babasının evlenmesi üzerine altı yaşında tekrar İstanbul'a anneannesinin yanına gönderildi ve eğitimine burada devam etti. Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide okuyan Hüseyin Rahmi, tarihçi Abdurrahman Şeref Bey'in himayesiyle Mekteb-i Mülkiye'ye girdi (1878). Okulun ikinci sınıfında iken ciddi bir hastalık geçiren Hüseyin Rahmi buradaki öğrenimini yarıda bıraktı (1880). Kısa bir süre, Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalışan Hüseyin Rahmi hayatını kalemiyle kazanmaya çalıştı.
1887'de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi, ardından İkdam ve Sabah gazetelerinde mütercim ve muharrir olarak çalıştı. II. Meşrutiyet döneminde 37 sayı süren Boşboğaz ve Güllâbi adlı bir gazete çıkardı. İbrahim Hilmi Bey ile birlikte çıkardığı Millet gazetesi de uzun ömürlü olmadı. 1925-1927 yılları arasında yayımlanan Türk Kadın Yolu adlı derginin yazarları arasındaydı. Sonraki çalışmalarını İkdam, Söz, Zaman, Vakit, Son Posta, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerine neşretti. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 5. ve 6. dönemlerde Kütahya milletvekili olan Hüseyin Rahmi, ömrünün son otuz bir yılını geçirdiği Heybeliada'daki köşkünde 8 Mart 1944 tarihinde öldü ve oradaki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedildi.
Edebiyat hayatı
Hüseyin Rahmi Gürpınar; İstanbul halkının toplumsal, töresel yaşantılarını, aile geçimsizliklerini, batıl inançlarını, yaşadığı çağdaki Türk toplumunun geçirmekte olduğu krizleri hümuristik bir mizah dehasıyla anlatır. Servet-i Fünûncuların yaşıtı olduğu halde, ayrı bir sanat görüşünü sürdürür. Romanlarındaki kahramanların çoğu 19. yy sonu İstanbul'un canlı, renkli insan, hayat manzaralarıdır. Eserlerinde Anadolu yoktur. Mizahı, güldürücü olduğu kadar, gülünç yönlerimizin yansıtılması, hicvedilmesi için gerekli bir araçtır. Hüseyin Rahmi, seçtiği tipleri seviyelerine uygun, ustaca konuşturur ve olayları gülünçlü, acıklı yönleriyle belirtir. Kuvvetli bir gözlem gücü vardır. Realist, natüralist bir görüşle "toplum için sanat" yapar. Ertem Eğilmez tarafından 1976 yılında çekilen Süt Kardeşler sinema filminin konusu Hüseyin Rahmi'nin Gulyabani (1913) isimli romanından uyarlanmıştır. Bağımsız sanatçılardan biri olarak da anılır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanları ve öyküleri yeni nesiller tarafından da kolayca anlaşılabilmesi için 1960 sonrasında içinde Mustafa Nihat Özön'ün de yer aldığı bir edebî kurulca sadeleştirilmişti. Bu sadeleştirme kimilerince yerinde bulunurken kimileri de özgün dilin dokunulmadan bırakılması gerektiğini savunmuşlardı.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hüseyin_Rahmi_Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitapları - Eserleri
- Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
- Gulyabani
- Efsuncu Baba
- Mürebbiye
- Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür
- Şık
- Şıpsevdi
- Hazan Bülbülü
- Melek Sanmıştım Şeytanı
- Hakka Sığındık
- Gulyabani - Gönül Ticareti
- İki Hödüğün Seyahati
- Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?
- Ben Deli miyim?
- Cadı
- Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç - Melek Sanmıştım Şeytanı
- Kadınlar Vaizi
- Gönül Ticareti
- İffet
- Sevda Peşinde
- Kesik Baş
- Mürebbiye - Şeytan İşi
- Şeytan İşi
- Deli Filozof
- Meyhanede Kadınlar
- Dirilen İskelet
- Kaderin Cilvesi
- Utanmaz Adam
- Nimetşinas
- Tesadüf
- Boşanmış Kadın
- Hayattan Sayfalar
- Öldüren Öpücük
- Kokotlar Mektebi
- Kaynanam Nasıl Kudurdu? - Muhabbet Tılsımı
- Mezarından Kalkan Şehit
- Cehennemlik
- Ölüm Bir Kurtuluş Mudur?
- İnsan Önce Maymun muydu?
- Acı Gülüş
- Ölüler Yaşıyorlar mı?
- Can Pazarı
- Toraman
- Metres
- Mezarından Kalkan Şehit - Mutallaka
- Billur Kalp
- Eşkıya İninde
- Bir Sevda Denklemi
- Gulyabani / Gönül Ticareti / Melek Sanmıştım Şeytanı
- Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?
- Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?
- Tünelden İlk Çıkış
- Nimetşinas - Toraman
- İmrenilecek Bir Ölüm
- Namuslu Kokotlar
- Kesik Baş - Utanmaz Adam
- Kesik Baş - Ölüm Bir Kurtuluş mudur?
- Efsuncu Baba - Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür
- Tesadüf - Muhabbet Tılsımı
- Eşkiya İninde / İki Damla Yaş
- Kadın Erkekleşince
- Aşk Batağı
- Namusla Açlık Meselesi
- Cadı Çarpıyor - Şakavet-i Edebiyye
- Gulyabani
- Eti Senin Kemiği Benim
- Son Arzu - Tokuşan Kafalar
- Gazetecilikte İlk Yazılarım
- Tesadüf / Şeytan İşi
- Gazetecilikte Son Yazılarım 3
- Gazetecilikte Son Yazılarım 2
- Şehirde Bir Şekavet
- Tutuşmuş Gönüller
- Son Arzu
- Gazetecilikte Son Yazılarım 1
- Muhabbet Tılsımı
- Gazetecilikte Son Yazılarım 4
- Mezarından Kalkan Şehit
- Nimetşinas - Hakk'a Sığındık - Meyhanede Kadınlar
- Salgından Allah'a Sığındık
- Çocuk Yüreklerde Seçme Öyküler
- Çocuk Yüreklerde Gulyabani
- Sanat ve Edebiyat
Hüseyin Rahmi Gürpınar Alıntıları - Sözleri
- - Kocasını şiddetle seven bir kadın için mutlu olmasın? - Bir taraflı muhabbetlerden çoğunlukla felaketler doğar. Oğlan onu sevmedikten sonra geçim olur mu? (Kadın Erkekleşince)
- Saçı uzun aklı kısa hükmüyle alnımıza birer ahmaklık damgası vurmuşlar, bu uğursuz etiketin altında insanlığımız unutulup gidiyor. (Kadınlar Vaizi)
- "Zaten aileler içinde ne kadar fasit ve münasebetsiz olursa olsun hep kadının dediği olur. Erkeğin amirliği laftan ibarettir." (Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?)
- İnsan insanın aynasıdır derler. (Hazan Bülbülü)
- Acı bir tecrübenin verdiği uğursuz bir netice ile söylüyorum ki güzellikle zekânın birleşmiş olduğu bir kadınla evlenmeye kimse özenmesin. (Öldüren Öpücük)
- Zaman her şeyin foyasını meydana çıkarmak kuvvetini haizdir. Haiz: sahip, malik (Şıpsevdi)
- Bir kadının gönlüne cidden sahip ve hakim olamadıktan sonra onu zorla,baskıyla kendinize boyun eğdirmiş görünmekte ne lezzet bulunur? (Sevda Peşinde)
- - "Bana bir kelime yalan söylemenin ne büyük bir cinayet olduğunu anlayabilsen." (Tesadüf)
- insan yasak edildiği şeye şiddetle düşkün oluyor .. (Melek Sanmıştım Şeytanı)
- Hayriye hanım:"Zaman pek tuhaf oldu.Doğru söyledin mi adama sinirli diyorlar.Biraz daha ileri vardın mı deli diyorlar.Bu vakitte sinir herkeste var.Akıllısında da delisinde de.Ne işitirsen,ne görürsen ha evet efendim pekâlâ diyeceksin.Âlâ âlâ,hep aliyülâlâ.Fakat insaf ediniz.Âlâ denecek ortada ne var? Bu kıtlık mı âlâ.Evlatlar analarını babalarını öldürüyorlar o mu âlâ ?" (Mürebbiye - Şeytan İşi)
- Kadın ölümle susturuluyor. Ne olduğu anlaşılmaya kalkışılmayan yara toprakla örtülüyor. Bu irinin binlerce benzeri toplum hayatında cerahatlerini saçıp duruyor. Kadın niçin gönlünü kocasından alıp da başkasına veriyor? Bu «fantazya» hercailiği midir? Yoksa bünyenin, ruhun yenilmez bir sempati, antipati zorlaması mıdır? (Gulyabani / Gönül Ticareti / Melek Sanmıştım Şeytanı)
- "Köpek yestehlemekle deniz mundar olmaz." (Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?)
- — Tayfur, yolumdan çekil... — Hangi yolundan ulan? Yollar belediyenindir. (İnsan Önce Maymun muydu?)
- Kanın temizleyemeyeceği hiçbir leke yoktur (Kaynanam Nasıl Kudurdu? - Muhabbet Tılsımı)
- Vücudu yıprandıran şeylerin başlıcası gam, keder, üzüntü... (Cehennemlik)
- Her zaman bela bize gelmez, bazı bazı gidip onu buluruz. (Can Pazarı)
- Ziyade kabzedemem rızkımı mukadderden "Rızkımı kaderimin bana verdiğinden fazla alamam." (Gazetecilikte Son Yazılarım 2)
- her ferdin ölümü kendi için bir kıyamet demektir (Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç)
- "Ömür denilen şey sürekli değişimden ibaret. İhtiyarlık bir kere insanın yakasına çökerse artık geçmiş ola..." (Hazan Bülbülü)
- Hiçbir hususta gerçekleri gizlemekle mutluluğu temin etmek mümkün olamaz. (Sevda Peşinde)