diorex
Dedas

Hedef Türkiye - Oktay Sinanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hedef Türkiye kimin eseri? Hedef Türkiye kitabının yazarı kimdir? Hedef Türkiye konusu ve anafikri nedir? Hedef Türkiye kitabı ne anlatıyor? Hedef Türkiye PDF indirme linki var mı? Hedef Türkiye kitabının yazarı Oktay Sinanoğlu kimdir? İşte Hedef Türkiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.03.2022 02:00
Hedef Türkiye - Oktay Sinanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Oktay Sinanoğlu

Tasarımcı: Deniz Uçluok

Yayın Evi: Bilim & Gönül Yayınevi

İSBN: 9786058936997

Sayfa Sayısı: 310

Hedef Türkiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye'nin Hedefi Hedefteki Türkiye.

"Türk Aynştaynı" olarak tanınan, değişik ülkelerde iki kez Nobel Ödülü'ne aday gösterilen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, A.B.D. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi. (1956). A.B.D.'de M.I.T.'den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu; "Alfred Sloan Ödülü"nü aldı. Berkeley'de Kuramsal Kimya doktorasını yaptı. ABD Atom Enerjisi Merkezi'nde araştırmalar yaptı. Harvard ve Yale'de kendisine ait yeni kuantum(nicem) kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey dersler verdi. 1962'de, 26 yaşında, Batı'nın son 300 yıldaki en genç profesörü oldu. "Moleküler Biyoloji" konusunda ikinci kürsüsüne atandı. "Alexander von Humboldt Bilim Ödülü"nü kazanan ilk bilimci oldu. Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çıkardığı özel bir kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek "Türkiye Cumhuriyeti Profesörü Unvanı"nı verdi. Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak Japonya'ya gönderildi; Türk-Japon Kültür, Eğitim ve Bilim ilişkilerinin temelini attı.

Hedef Türkiye Alıntıları - Sözleri

  • "Duruma itiraz edenler meslek sahibi iseler, afaroz edilip bir kenara atıldılar. Yazanların, konuşanların bazıları, "irticacı", "tedhişçi", "yeni dünya düzeni karşıtı" gibi yaftalarla hapishanelere atıldılar."
  • Kendine itibarı olana herkes itibar eder. Sen kimliksiz, yılışık olursan kimse seni ciddiye almaz.
  • Yalnız “Hassasiyet” dediniz de, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: “Atatürk’ün Ne Mutlu Türküm Diyene” lâfını dağlar, taşlar yazıyor. Seneler sonra biz öğrendik ki tesadüfen, onun baş tarafı varmış. Atatürk öyle dememiş. Atatürk demiş ki, “Türk demek, Türkçe demektir, ne mutlu Türküm diyene” demiş. Çünkü Türk olmanın birinci unsuru, Türkçe, her şeyi Türkçe’yle yapmaktır. Ayrıca istediği kadar yabancı dil bilsin, kişioğlu önce kendi ülkesinin dilini iyi bilmelidir. Zaten kendi dilini iyi biliyorsa, yabancı dili de iyi öğrenir, kolay öğrenir, bilimi, düşünmeyi de.
  • Amerikalı bana soruyor:"bizim ciğerimiz nedir, anlat." Övünmek gibi olmasın o derece nüfuz etmişim işe... Ben de diyorum ki: "yok ki nesini anlatayım?"
  • Türkçeye kakışlanan her İngilizce bozuntusu sözcük, benim böğrüme batırılmış bir dikendir.
  • Benim kendime yakıştırdım en güzel unvan garibandır. Bu samimi bir histir.
  • Küreselleşme denen şey, Batı'nın Türkiye gibi ülkeleri iyicee sömürmesi, perişan etmesi için icat edilmiş bir yutturmaca kavramdır.
  • Kovboyun Türkçe tercümesi ne demek, biliyorsunuz, değil mi? Biraz amiyane olacak ama, "inek oğlan" demek.
  • Türkçe gitti mi Türkiye bölünür.
  • Her yerde bu yabancı dil eğitimi yerine yabancı dille eğitim bir ülkeye, bir ulusa yapılabilecek en büyük hainlik, en büyük alçaklık ve bir insanlık suçu olan "kültürel soykırım" sayılır.
  • Bir adam İngilizce biliyor diye methedilir mi? Biliyorsa bilsin bana ne? Meraklıysa bilsin; bilmesin demiyoruz. İşine yarıyorsa kolayca öğrenirsin gerektiği kadar. Ama, bana önce, "senin bilimden, matematikten, bilgisayardan haberin var mı? Türk tarihini ne kadar biliyorsun? Türk dilini iyi kullanıyor musun?" onlardan haber ver.
  • Türkçe konuşurken yarı İngilizce laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir.
  • Burada gönlü ve kafası sağlam kalmış insanlar var, epeyce var, belki hepiniz; yoksa burada işiniz neydi.
  • Türkiye'nin uyanmaması için bizi suni gündemlerle oyalamaya çalışıyorlar.
  • Yalnız “Hassasiyet” dediniz de, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: “Atatürk’ün Ne Mutlu Türküm Diyene” lâfını dağlar, taşlar yazıyor. Seneler sonra biz öğrendik ki tesadüfen, onun baş tarafı varmış. Atatürk öyle dememiş. Atatürk demiş ki, “Türk demek, Türkçe demektir, ne mutlu Türküm diyene” demiş. Çünkü Türk olmanın birinci unsuru, Türkçe, her şeyi Türkçe’yle yapmaktır. Ayrıca istediği kadar yabancı dil bilsin, kişioğlu önce kendi ülkesinin dilini iyi bilmelidir. Zaten kendi dilini iyi biliyorsa, yabancı dili de iyi öğrenir, kolay öğrenir, bilimi, düşünmeyi de.

Hedef Türkiye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Dil ve Bağımsızlık...: ''Her Türk’ün temel ülküsü de Türk dilini yaşatmak, hatta bütün dünyaya yaymak olmalıdır.'' ilkesiyle yıllarca yurtdışında çeşitli ülkeler ve evrenkentlerde (üniversitelerde) eğitim veren, çeşitli konferanslara katılan, her gün biraz daha gerileyen bu medeniyetin, özellikle Amerika ve Avrupa'sında her türlü haysiyetsizliği yamyamlığı, barbarlığı, hunharlığı, birtakım milletleri soykırımdan geçirip de ondan sonra bir de insan hakları edebiyatı yapanların aslında bir çöküş içerisinde olduğunu belirten Oktay Sinanoğlu, Türkiye gibi birçok ülkenin bağımsızlığının nasıl günden güne kaybedildiğini, özellikle Türkçe'nin bağımsızlığımızda nasıl önemli bir rol oynadığını gözler önüne sermekte. Hedefsiz, amaçsız bir insanın ne kendisine ne başkasına ne de vatanına yararlı olabileceğini, herkesin, ülkelerin hedeflerinin olması gerektiğini ve bunu da bağımsız bir politika içerisinde yürütülebileceğini yıllar öncesinde söylemektedir. Mustafa Kemal Atatürk' ten sonra hedeflerin nasıl yok edildiğini, anasınıflarına kadar inen yabancı dil eğitiminin, aslında Türkçe' yi bitirilmekten başka bir şey olmadığını, yapılan, imzalanan ve hala yürürlükte olan ikili antlaşmalarla ile de eğitim sistemimizin yabancıların, işbirlikçilerin elinde günden güne nasıl çürüdüğünü örneklemektedir. Eser de küreselleşme yalanının altında neler olduğu, kendi diline, kültürüne sahip çıkan milletlerin var olabileceğini, aksi takdirde kısa bir süre de nasıl sömürge olduğunu yıllar önce vermiş olduğu konferans ve röportajlar ile bizlere belirtmektedir. Saygıyla anıyorum... ''Bu millet Atatürk’ten beri kim olduğuna, ne olduğuna, nereli olduğuna, ne olması gerektiğine, ne istediğine karar veremez hale geldi.'' ''Batı dillerinde "gönül" kelimesinin karşılığı yoktur. Çünkü insanlık yoktur. Her gittiği yerde, sömürgeciliği icad eden de Batı’dır. '' (Cenk Çakır)

Türkiye için çok büyük bir değer, çok büyük bir kazanç olan Oktay Sinanoğlu'dan okuduğum ilk eserdi. Bana çok şey katan bir kitaptı, Türkiye ve dünya için yapılan değerlendirme, eleştiri, öneriler gerçekten hepsinin tek tek zihnime kazımak istercesine okudum, kendi hayatımda da uygulamaya çalışacağım şeyler var tabi ki. Tek eleştirim şu, ki bu yazara veya dusunceye değil katiyen, kitap Oktay Sinanoğlu'nun çeşitli konferanslarda, röportajlardaki söylemlerinin toplanması ile oluşuyor fakat bazı cümleler o kadar sık tekrarlanmıştı ki, sanki bazı cümleler önceki sayfadan kopyala yapıştır yapılarak yazılmış gibi geldi, bilmiyorum ben o kısımları tekrar tekrar okumasam daha akıcı bir okuma olurdu belki, fakat gerçekten kitabı muhakkak alın okuyun. (Ş.)

Hedef Türkiye PDF indirme linki var mı?

Oktay Sinanoğlu - Hedef Türkiye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hedef Türkiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Oktay Sinanoğlu Kimdir?

Hayatı Babasının (Nüzhet Haşim Sinanoğlu) bir başkonsolos olarak görev yapmış olduğu Bari'de doğdu. 1939 yılında İtalya'da II.Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından ailesiyle Türkiye'ye döndü. Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne 1953 yılında burslu öğrenci olarak girdi ve okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi. 1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. "Alfred Sloan" ödülünü aldı. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. 1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu. 1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir. 1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. 1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi. Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi. 1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı. Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir. Yaşamı boyunca Kuantum mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M.Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniği"nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu. Ünlü sanatçı Esin Afşar'ın ağabeyidir.

Oktay Sinanoğlu Kitapları - Eserleri

  • Bye Bye Türkçe
  • Hedef Türkiye
  • Büyük Uyanış
  • Ne Yapmalı?
  • Göçmen Hamamı
  • İlerisi İçin
  • Türkiye Nereden Nereye?
  • Adam
  • Dayatmalar Kabusu
  • Batının Batışı ve Dünyada Yeni Ufuklar
  • 2050'ye 5 Kala
  • Yeni Bilim Ufukları 1
  • Yeni Bilim Ufukları 3
  • Sözlük - Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü
  • Yeni Bilim Ufukları 2
  • Açıklamalı Fizik Kimya Matematik Ana Terimleri Sözlüğü
  • Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
  • Büyük Uyanış

Oktay Sinanoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Anamız bizi yesin içsin, kahvelerde otursun, piringıl yesin, mersedes kemirsin diye doğurmadı arkadaşlar. (Ne Yapmalı?)
  • Borçlar bize kalkınalım diye değil, gittikçe daha bağımlı olalım, sonunda topraklarımızı bile yabancılara teslim edelim diye verilmiştir. (İlerisi İçin)
  • Türkçe konuşurken yarı İngilizce laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir. (Hedef Türkiye)
  • Başörtüsü "meselesi" nin ilk ortaya atılışının ve Fransızların Türklerden öğrendikleri "tülbent" i "türban" diye telaffuz ettikleri "türban" sözcüğünün Türkçeye sokulmasının gene o yıllarda kendisine YÖK garabeti kurdurulan zat-ı şerif eliyle olduğu rivayet edilir. (Ne Yapmalı?)
  • Milyonlarca canlı türündeki kimya hemen hemen hep aynı. (Yeni Bilim Ufukları 3)
  • Napolyon Mısır 'a ilk ayak bastığında halk şirin görünmek ve onların isyannını önlemek için Arapça hazırlanmış kendisinin Müslüman olduğu Memlüklere karşı Osmanlı devletinin kendilerini gönderdiğiyle ilgili yalan bildiriler dağıtı. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Özdem [Alm. Mol] [Fr., İng. mol] [Jap. moru]: Bir Avogadro sayısınca özdeciği içeren özdek niceliği. (Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü)
  • "Büyük Uyanış" bahtlarına doğmuş genç kardeşlerim, ve Anadolu'nun, Asya'dan kopup gelmiş, binlerce yıllık tarih ve kültürünün verdiği ışıkla aydınlanmış canım ciğerim Türk Halkı! İş hâlledildi sanıpta sakın gevşemeyin. Mücadelemiz daha yeni başlıyor sayılır. Devam. (Büyük Uyanış)
  • Nutuk'ta Atatürk'ün, "Muhasır medeniyetin de önüne geçeceğiz, taklitçi değiliz." dediği yeri "Batılaşacağız" diye değiştirmişler. (Adam)
  • Benim kendime yakıştırdım en güzel unvan garibandır. Bu samimi bir histir. (Hedef Türkiye)
  • Tarih olgusu milletlerin bunalımlı zamanlarında, düşüş dönemlerinde milleti bir arada tutar. O sebeple, tarih bilinci düşüş zamanlarında artar. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Dünya sahnesinden yüzlerce medeniyet gelmiş geçmiş, ama zulüm ve hunharlığa dayalı, insanlık anlayışı olmayan devletler hep kısa ömürlü olmuştur. (Adam)
  • Dahası, bizimkinlerin dedikleri hep batının dediğini teyit edip düşmanın ekmeğine yağ sürer mahiyettedir. (Ne Yapmalı?)
  • İşte, medeniyet dediğin böyle olmalı. Dünyaya iyilik, güzellik, ilim ve irfan yayan olmalı. Sömürmek, insanları köle yapmak, bombalar yağdırmak, yalanlarla ülkeleri haksız yere işgal etmek, ayarlı basın-yayınla yalan haberler üretmek, istediği hükümetleri değiştirmek, istemediklerini indirivermek, suikastler, darbeler tertip etmek, rüşvetlerle bürokratları kafaya almak olmamalıdır. (Göçmen Hamamı)
  • Temel inançlardan biri :"Bir"gen" - >bir proteyin" (kodlar), idi. Şimdi ise, bir "gen"in birkaç, belki yüz çeşit, proteyini kodlayabildiği düşünülüyor. (Yeni Bilim Ufukları 3)
  • Dil gönlü yüzdüren gemidir. Toplumun, milletin gönlüne ise "hars-kültür" diyoruz. Demek ki toplumun kültürünü yüzdüren gemi, gene dil. (Bye Bye Türkçe)
  • Türkiye'de bir dergide yabancı "mortgage" sözcüğüne, yani "ipotek"e iyi bir Türkçe karşılık verilmiş, affedersiniz "Mor-gıç" demiş. Hocanın ekonomi sistemini ciddi ciddi eleştirdiği yazıyı okurken bunu görünce höykürdüm resmen :)) (Batının Batışı ve Dünyada Yeni Ufuklar)
  • Seçim sistemini öyle ayarlamışlar baştan. Muhalefet ve iktidar birbirinin aynısı. (Türkiye Nereden Nereye?)
  • Dalga işlevi [Alm. Wellenfunktion] [Fr. fonction d'onde] [İng. wave function] [jap. hadô-kansa]: Karesi alındığında olasılıkları veren dalga devim özelliklerini nicemsel olarak saptayıcı işlev. (Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü)
  • Bir gün derste, ''Fizik tabiatın müziğidir.'' dedim. Bu sözüme sınıftaki dinleyiciden bir güzel bir karşılık geldi: ''O halde, notası da matematiktir.'' Söz çok hoşuma gitti; kendisini tebrik ettim. (Yeni Bilim Ufukları 1)

Yorum Yaz