Hekim Olmak - Türkân Saylan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hekim Olmak kimin eseri? Hekim Olmak kitabının yazarı kimdir? Hekim Olmak konusu ve anafikri nedir? Hekim Olmak kitabı ne anlatıyor? Hekim Olmak PDF indirme linki var mı? Hekim Olmak kitabının yazarı Türkân Saylan kimdir? İşte Hekim Olmak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Şefik Görkey
Yazar: Türkân Saylan
Yayın Evi: İskele Yayıncılık
İSBN: 9944942850
Sayfa Sayısı: 135
Hekim Olmak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Geçmişin önemli bir hocası bize "Çocuklar, insanlar size kirazın kurdunun nasıl oluştuğunu bile sorarlar, her şeyi bilmelisiniz," derdi. Evet, kirazın kurdu da, bağırsağın solucanı da, "insan insanın kurdudur" söylemi de çevremizi saracak. Her şeye, her zorluğa, her haksızlığa karşın, başı dik, paraya boyun eğmemiş, özsaygısını ve insan sevgisini yitirmemiş, nerede olsa insanlara yarar sağlayabilecek, yaptığı işi zorluklarına karşın çok seven bir hekim olarak yaşamak umarım hekimliğe, beyaz gömleğe aşık olan herkese nasip olur.
Hekim Olmak Alıntıları - Sözleri
- Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahsunluğu şimdiden. Böylesine sevilecek bu dünya "Yaşadım" diyebilmen için... Nazım Hikmet
- "Gerçek bilim insanlarını da çok tanıdım, onlar bambaşka insanlar, Türkiye'de az bulunur. Ama Türkiye'de bu insanların hepsinin burnundan getirirler."
- Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes... Anlıyorum, birbirinden mukaddes, Alıp verdiğim her nefes. Ziya Osman Saba
- "Az önce sözünü ettiğim Cengiz Yurtoğlu, idealistti ve en ucuz ilacı üretmek gibi ulusalcı bir duygu ve düşüncesi vardı. Fabrikasına Çin'den Rifampisin'in ana maddesini getirmişti. Çok ucuza Rifampisin üretti. 1975-80'lerdeydi. Biz de Rifampisin'i getirmeye çalışıyoruz. "Aaa, Türkiye'de ucuzu varmış," dedim. Biz de biraz destek alıyoruz Isviçre'den, onlara " Türkiyede'ki ilacı almak istiyorum", dedim. Kesinlikle kabul etmediler. Hemen bir toplantı yapıldı. " O Çin malı" dediler. O zaman, İtalyan Rifampisin'i var, Rifadin var, bizdeki de Rifam'dı galiba. Bizi yurtdışına davet edip, "Sakın hammaddesi Çin olan ilaçlar kullanmayın," dediler. Sonunda başardılar da. Yurtoğlu fabrikası kapandı. Cengiz Yurtoğlu kanser oldu ve öldü. Kendi ülkesi için yapmak istediği bir şeyin dış güçler tarafından nasıl yok edildiğini gördü."
- Mesela gökyüzü, Maviydi alabildiğine Insanlar dalıp gitmişti Kendi âlemine. Muzaffer Tayyip Uslu
Hekim Olmak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitap Yorumu//Hekim Olmak(15'inde Başlayan ve Bir Ömür Süren Tıbbiye Aşkı)-Prof. Dr. Şefik Görkey . Prof. Dr. Türkan Saylan ile 2007 yılında yapılan röportaj metinlerini içeriyor kitap. Hekim olmak nedir, hakim-hasta ilişkileri nasıl olmalıdır bunları anlatmış Türkan Hoca. Doğu köylerine gidip nasıl hastalık tetkiki yaptıklarını, hastalıktan önce insana değer verip dinlenmesi gerektiğini, saygıyı, empatiyi anlatmış. Hekimin hekimlikten önce insan olduğunu ve karşısındaki insana da o şekilde davranması gerektiğini anlatmış Türkan Hoca. . Kadınlara değer verilmeyen bir çağda okuyup, hem de sözel mezunu olarak doktor olan güçlü ve çağdaş bir kadın. Türkiye'nin ücra yerlerinde mesleğinden önce insanlığıyla adından söz ettirmiş bir kadın. Hayatına güzel bir bakış açısı sunuyor bu röportaj kitabı. Kadın olarak, insan olarak ve bir rehber öğretmen olarak bu kitabı kesinlikle okumalısınız. . Alıntılarda beyaz önlük emojisi Türkan Hoca'nın beyaz önlük sevdasına bir atıftır. Nur içinde uyu güzel insan.️️ (Ece Ceren Gültepe)
Hekim Olmak PDF indirme linki var mı?
Türkân Saylan - Hekim Olmak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hekim Olmak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Türkân Saylan Kimdir?
Türkân Saylan (13 Aralık 1935, İstanbul - 18 Mayıs 2009, İstanbul), Türk tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin eski Genel Başkanıdır.
13 Aralık 1935 günü İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet döneminin ilk müteahhitlerinden Fasih Galip Bey ile (evlendikten sonra Leyla adını alan) İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin beş çocuğunun en büyüğüdür. 1944-1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946–1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi'nde okudu. 1963’te İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi’nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.
1968 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda Başasistanlığa başladı. 1971’de İngiliz Kültür Heyeti’nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim gördü, 1974'te Fransa’da ve 1976’da İngiltere’de kısa süreli çalışmalar yaptı, 1972’de doçent, 1977’de profesör oldu. 1982–1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı, 1981–2001 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü’nü yürüttü. 1990’da oluşturulan “İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi”nin kuruluşunda görev aldı ve 1996’ya kadar müdür yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002'de emekli oldu.
Türkân Saylan Kitapları - Eserleri
- At Kız
- Hekim Olmak
- Çağdaşlaşma Yolunda
- Toplum Mektupları
- Son Nefeste Son Savunma
- Cumhuriyet'in Bireyi Olmak
- Yer Gök Dört Duvar
- 100 Soruda Sivil Toplum
- Hayvanlar ve Çocuklar
- Yükseköğretimde Sorunlar ve Çözümler
- Atatürk From the past to the future
- Geçmişten Geleceğe Radyo Cumhuriyet'te
Türkân Saylan Alıntıları - Sözleri
- Mesela gökyüzü, Maviydi alabildiğine Insanlar dalıp gitmişti Kendi âlemine. Muzaffer Tayyip Uslu (Hekim Olmak)
- Bereket insanlar kürtaj diye bir şey keşfetmişler. İstenmeyen gebelikleri erken dönemde sona erdiriyorlar. Bu kez de fanatik dindarlar ortaya çıkıp bas bas bağırıyor: "Günahtır, dinen yasaktır!" diye kampanyalar yapıyorlar. (Toplum Mektupları)
- "İrtica" denilen korkunç afet türerken en azından bir Türk anası, Atatürk evladı olarak onurumuza, laikliğimize sahip çıkmak için birkaç yürekli kadın dışında hangisi konuyu gündeme getirebildi? (Cumhuriyet'in Bireyi Olmak)
- İşçiler haklarını elde etmek için yüzyıllardır mücadele verirler; kadın-erkek dayak yer, öldürülür, coplanır, gazlanırlar. Sanki onlar zararlı insanlardır! (Toplum Mektupları)
- Diyanet, aile planlaması eksikliği, kızların okula gönderilmesi, aile içi şiddet, töre cinayetleri, berdel ve kuma edilme gibi olumsuzlukların giderilmesinde, gerçek bir önder konumunu alamaz mıydı?.. (Çağdaşlaşma Yolunda)
- Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahsunluğu şimdiden. Böylesine sevilecek bu dünya "Yaşadım" diyebilmen için... Nazım Hikmet (Hekim Olmak)
- “Hepimizin ortak paydası bilgilenmek, bilinçlenmek, sorumluluk almak ve üretmekti; kendimiz için değil, ülkemizin geleceği için, çocuklar, gençler, kadınlar ve tüm halkımız için sabırla üretmek ve evrensel mutluluğu bu uğraşta bulmak…” (At Kız)
- Topluluğun karşısındaki kürsüye geçenlerin ya da en üst orunlarda oturanların çoğu, ümitle bekleşen insanların yüzlerine, gözlerine hiç bakmadan gerçekleşmeyeceğini bile bile bin bir vaatte bulunur, bir öncekileri suçlar, kendini yüceltir. Sanki bir koyun sürüsüdür dinleyenler ya da yokturlar aslında, insan bile değildirler, belki de salt oy deposudurlar onlara göre... (Çağdaşlaşma Yolunda)
- "Bazen bir rastlantı insanların tüm yaşamını değiştirebilir. Bu nedenle insan hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamalıdır." (Hayvanlar ve Çocuklar)
- “Günümden, geldiğim noktadan, yaptıklarımdan, yaşadıklarımdan çok hoşnutum. Yanlışlarımdan hiç pişman değilim. Hala bir çocuk kadar meraklı ve coşkusuysam, bunu yaşadığım o karmaşık, çelişkilerle dolu çocukluğuma borçluyum..” (At Kız)
- "Sevgili çocuklar, şaka karşılıklı olursa keyiflidir, gülmek insana güç verir, yaşam sevinci verir. Ama bunu aşırıya kaçırmak, örneğin karşımızdakinin kocaman burnuyla, kepçe kulaklarıyla alay etmek, arkadaşlarımızı küçük düşürmek çok yanlış ve ayıptır. Aynısı ya da benzeri bize yapılsa ne kadar üzüleceğinizi düşünür, kendinizi karşınızdakinin yerine koyarsanız o zaman alay etme duygularınızı bastırırsınız. Hani "eşek şakası" derler ya, işte bu türden şaka yapmamalıyız." (Hayvanlar ve Çocuklar)
- “İnsanın suyla bu bağlantısı sanki anne karnına, o sorunsuz bölgeye geri dönme içgüdüsü gibi bir şey sanıyorum….” (At Kız)
- Cefakâr kadınlarımız, oyun yıllarını, çocukluğu, genç kızlık dönemlerini yaşamak hakları değilmiş gibisine var olmayı sürdürürler ve adeta sürüklenirler ve buna "yazgı" derler! Adı "Kader" olan ne çok kadın vardır bilir misiniz? (Toplum Mektupları)
- Medeni Kanun'la kadın erkek herkesin hukuk devletinde, insan yapısı yasalar önünde eşit bireyler olabilmelerinin büyük anlamını, kuldan gerçek insana dönüşmenin olağanüstülüğünü algılamayanlara, hele hele aşiret ve tarikatların hala hüküm sürmesini doğal kabul eden aymazlara ne demeli? (Cumhuriyet'in Bireyi Olmak)
- Doğayı, çevreyi,çiçekleri ,hayvanları sevmeyen zaten yok sayılır. Bir ot gibi yaşamak,yaşamak mıdır ki? (Toplum Mektupları)
- "Acaba Anakedimize benzer fedakar insanlar var mıydı dünyada? Hiçbir şey beklemeden kendinden veren, zavallı yavrulara sahip çıkan insanlar..." (Hayvanlar ve Çocuklar)
- “Çünkü benim için yaşam, özellikle son 30 yılda, arkama dönüp bakamayacağım bir hızla, evimin, dört duvarımın, neredeyse kendime özel her şeyin dışında gelip geçti.” (At Kız)
- Bir ülkede, insanların, toplumun, basının, gençlerin, yaşlıların, işverenlerin, devletin... sokak çocuklarına bakışı, yaklaşımı,değerlendirmesi ve davranışı, o ülkenin gelişmişlik ölçütlerinden biridir, eminim. (Çağdaşlaşma Yolunda)
- Ne yazık ki bebelerin çoğu rastlantısal oluyor. "Seni kaza ile doğurduk, aslında çocuk yapmaya hazır değildik, ne yapalım, katlandık." derler. Karı koca şiddetli kavgalar ettiğinde sen, varsa odana çekilip ellerinle kulaklarını tıkarsın; sonra birinden biri gelir "Sen olmasaydın bu adama / kadına katlanmazdım." deyip dünyanı, ruhsal durumunu yıkar geçer. Soramazsın "Ben mi istedim doğmayı?" diye! (Toplum Mektupları)
- “Ne çok şey değişti dünyamızda, televizyon kültürü, ne tabuları bıraktı ne de erdemleri..” (At Kız)