Herkes İçin Siyer - Muhammed Emin Yıldırım Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Herkes İçin Siyer kimin eseri? Herkes İçin Siyer kitabının yazarı kimdir? Herkes İçin Siyer konusu ve anafikri nedir? Herkes İçin Siyer kitabı ne anlatıyor? Herkes İçin Siyer kitabının yazarı Muhammed Emin Yıldırım kimdir? İşte Herkes İçin Siyer kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Muhammed Emin Yıldırım
Yazar: Bekir Develi
Yayın Evi: Profil Kitap
İSBN: 9786257111720
Sayfa Sayısı: 264
Herkes İçin Siyer Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Peygamber (s.a.v.) sevdalısı ve şairi olan Hassân b. Sâbit’e (r.a.), “Muhammed’i övecek bir şiir oku!” dediklerinde, “Ben sözlerimle Muhammed’i (s.a.v.) övemem, bilakis Muhammed (s.a.v.) ile sözlerimi güzelleştirmiş olurum,” demiştir.
İşte Herkes İçin Siyer’in amacı, Efendimiz’in (s.a.v.) o bereketli ömrüne yapacağımız yolculukla güzelleşmek, onun hayatından kendi hayatımıza güzel hasletler aktarabilmektir…
Bu kitapla umuyoruz ki Allah Resûlü (s.a.v.) hayatımızın her alanına dokunacak ve hiçbir yer kalmayacak ki onun eli değmemiş, onun sesi, onun sedası işitilmemiş olsun. Çünkü biliyoruz ki yitik dünyamız ancak onunla anlam kazanabilir. Daralan ufuklarımız ancak onunla genişleyebilir. Sahâbeye hasret kalan yüreklerimiz ancak onun zamanlar ve zeminler üstü mesajlarıyla bir karşılık bulabilir.
Bundan dolayı siyer her ne kadar bir insanın, bir beşerin hayatı olsa da, aslında bütün bir beşeriyetin hayatıdır. Çünkü kim olursa olsun, herkese söylenmiş bir söz vardır…
Herkes İçin Siyer Alıntıları - Sözleri
- "Eğer bir iman değiştirmiyor ve dönüştürmüyorsa o, Allah'ın istediği bir iman değildir."
- “Bizim namazdan daha mühim bir işimiz yoktur, olmamalıdır da..”*
- “Çünkü Kudüs varsa ümmet vardır. Kudüs varsa izzet ve şeref vardır. Eğer Kudüs yoksa da darmadağın olmuş bir ümmet vardır. Bu yüzden dirilme meselesinde Kudüs bizim için inanılmaz bir hedeftir.”
- İmanın olduğu yerde umut vardır. Çünkü Allah varsa gam yoktur.
- “...Dikkat edin! Allah’ın sattığı şey çok pahalıdır. Allah’ın sattığı şey cennettir.” (Tirmizi, Kıyamet, 18)
- İnsan gerçek manada iman etse ve imanın tadına varsa, bu tatlı nimetten başkaları da istifade etsin diye bir gayret içerisine girer..
- İslam’ın ilk emri “Oku!” değildir. “Yaratan rabbinin adıyla oku!” şeklindedir.
- Aklıma annem geldi. Dedim ki şimdi annem hayatta olsaydı, ben de eve varsaydım, başımı dizlerine koysaydım... o da benim saçlarımla oynasaydı...
- “Biz kendi Peygamberimizin karşısında bile eğilmeyiz... O bize Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemeyi öğretti!”
- “Allah’ım! İhlasımı artır!”
- - “Nereden başlayalım ya Rasulallah?” - “Evden.” Evden başlamayan bir davada hayır yoktur.
- Hakkın ikamesi, batılın izalesidir. Batıl izale edilmeye başlanınca, batılın taraftarları yani yarasalar rahatsız olurlar. Karanlığı sermaye edinmiş olanlar, aydınlığı bastırmaya çalışırlar..
- “Ey Ümmü Eymen! Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür!"(sav)
- Ne yaparsanız yapın, sadece ve sadece Allah için yapın. Allah'tan başka hiçbir amacınız, hiçbir gayeniz olmasın. Yoksa kazandığınızı zanneder ama kaybedersiniz."
- -“Ben Hatice’nin sevgisiyle rızıklandırıldım.”* Er-Rezzak olan Allah bana rızık olarak çok şey verdi, verdiği en büyük rızıklardan birisi de Hatice’nin sevgisiydi demektir bu...
Herkes İçin Siyer İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın ilk sayfası Peygamberimize (s.a.v) ve ashabına selam ve salavatla başlıyor. Hemen akabinde neden herkes için siyer açıklaması geliyor... Müslümanım diyen bir insanın, farklı bir dine mensup kişiyle aynı bilgiye sahip olması çok rahatsız edici! En azından benim için öyle... Bugün sokakta ben Müslümanım diyen birisine, Hz Muhammed (s.a.v) ile ilgili birkaç soru sorsanız, farklı bir dine mensup olan binin vereceği sıradan yüzeysel cevapları verecektir. Belki de bu cevapları dahi veremeyenler olacaktır. O yüzden ben Müslümanım diyen bir kişinin, ilk önceliklerinden bir tanesi de Hz Muhammed (s.a.v) tanımaktır. İşte bu kitap bunu bize sağlamıştır. Kitabın ilk konusu olarak Mekke ve Cahiliye dönemi ele alınmıştır. Bu döneme göz atınca Peygamber efendimiz (s.a.v) ne kadar zor şartlarda ve dönemde İslamiyet'i yaymak için uğraştığını anlıyoruz. İslamiyet'in doğuş yerinin neden Mekke olduğunu ve burada İslamiyet'in yayılmasında ne gibi avantaj ve dezavantajların Peygamber efendimizin (s.a.v) karşısına çıktığını okuyoruz. Hz Muhammed'in o kutsal Peygamberlik mevkiine gelene dek hayatında karşılaştığı her zorluğun, her durumun O'nu nasıl hazırladığına şahit oluyoruz. Doğumuyla başlayan zor çocukluğu bizi epeyce duygulandırıyor. Bir çocuğun yaşayabileceği en büyük acıyı yaşıyor, anneciğini gözleri önünde kaybediyor. O anda anne bildiği Ümmü Eymen'e söylediği şu cümle kalplerde ne derin iz bırakıyor. " Ey Ümmü Eymen! Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür." Kitabı iki bölüme ayırabiliriz : Peygamberlikten önceki hayatı ve Peygamberlikten sonraki hayatı diye... Peygamberimizin hayatı her Müslüman'a örnek olmalıdır. Her Müslüman Peygamberimizin hayatını okuyup nasiplenmelidir. Kitapta bir cümle var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. "Bu kitabı okuyup anlayan artık rahat duramaz, oturamaz..." Yani insanın içinde "ben de İslamiyet için ne yapabilirim." sorusu baş gösteriyor. Ve nitekim kişi kendini sorgulamaya başlıyor ; "Ben kaç kişiye peygamber efendimizin (s.a.v) sevgisini aşılayabildim? Kaç kişinin namaza başlamasına vesile oldum?" Rabbim sahih, çevresine faydalı kullarından eylesin inşaAllah... Kitabı okumaya devam ettikçe yüreğimden zihnime ulaşıp, zihnimi kurcalayan bir düşünce peyda oldu. Hz Muhammed (s.a.v) İslamiyeti yayarken İslamiyet'i anlattığı müşrikler hiçbir ıspat istemeden Peygamberimizin sözlerine biat etmişlerdir. Ne derece bir ihlas olduğunu varın siz düşünün!.. Sonra içten içe hayıflandım! Zaman zaman inanç konusunda tartıştığımız insanlara durumu anlatmak için sürüyle kelam ediyoruz, ama tek bir kelemımız dahi bazen karşı tarafa tesir etmiyor. Bu durumda kendi içimizdeki inançta ne kadar ihlas sahibi olduğumuzu sorgulamamız gerekmiyor mu? İnsan bir şeyi tam anlamıyla tevekkül ederek, inanarak, sevgiyle hislerini söze döktüğü zaman acaba tesirli olmaz mı? Rabbim gönlümüzün derinliklerinde bize İhsanla tevekkül etmeyi nasip eylesin ve bu durum hale dönüşsün inşaAllah Son söz olarak kitaptan bir alıntı ile sözlerimi noktalayayım : " Bu aziz dini anlayamadığımız ve anlatamadığımız için tadına varamıyor, vardıramıyoruz." Rabbim bu güzel dini anlayan, tadına vararak anlatmak için çaba gösterenleren eylesin Lütfen kitabı okuyun ve okutun! Bereketli, keyifli okumalar dilerim. (Elif)
Okumam biteli yaklaşık bir hafta oldu... Ancak yazacaklarımı buraya sığdırmak mümkün olmayacaktı o sebeple daha sakin bir zamanda biraz zaman geçince incelememi paylaşmak istedim... Konu O, olunca Efendimiz anılınca zaman sanki duruyor ve O'nu anan ağaçların esintisi, kuşların sesi, akan suyun berraklığı sanki herşey onu yansıtıyor, hatırlatıyor. Bekir Develi ve Muhammed Emin Yıldırım hocamızın bu tatlı sohbeti bizi hem sohbete dahil eden hemde öğrenme merakımızı cezbeden bir anlatımla sade ama kesin ve emin olduğumuz şeylerin bazen tekrarı bazen de yanlış anlaşılmaların önüne geçildiği anlar olarak dimağım da çok güzel ve hoş bir tat bıraktı. Biliyoruz ki, Efendimiz merhamet yüklü bir gök, ümmeti ümmeti diyerek ömür geçiren bir derviş kendinden önce hep başkalarını düşünen fedakar bir Öğretmen ve çok küçük yaşlarda yalnız kalmış bir Yetim, sevdiklerini bir bir kaybederken ve sessizce gözyaşı dökerken O'na yapılan iyilikleri unutmayı ar sayan bir vefa timsali, bugüne kadar O'nu anlatan ne kadar cümle varsa emin olunuz ki anlatmak bir yana O'nun örnek yaşayışının ve mücahitliğinin bir nokta dahi olsa anlaşılması için yeterli gelmeyecektir. Dünya var oldukça alemler Kutlu Nebi'yi yetimler o sevgi dolu gözleri hiç unutmayacaklardır. Bizi sana ümmet eyleyen varlığından haberdar eden ve sana layık ümmet olabilen kullarından eylesin Rahman... Herkes için Siyer.. Mekke dönemi Zorluklarla geçen bir ömür imtihanlar, ölümler, intikamlar içinde tek bir kırıcı söz söylemeden onları hidayete çağıran bir Nebi. Ve ona inanmak istemeyen basiretleri bağlanmış münafıkların ve Kâfirlerin yüreği... Soru cevap şeklinde geçen koyu bir muhabbet ve muhabbet erleri... Beraber olabilmek O'nu çokça anabilmek duasıyla... Şiddetle okunmasını tavsiye ediyorum... Bekir abiye ve Muhammed Emin Yıldırım hocama selam ve sevgilerimle... (Samet Bostancı)
Öncelikle kitapta “Ayetlerin yere basan ayaklarıdır siyer…” diye bir cümle geçiyor. Yani her müslümanın yeterli derecede siyer bilgisi olması gerekiyor. Başlangıç olarak Herkes İçin Siyer kitabı her seviye için tercih edilebilir. Sanki Muhammed hoca ve Bekir Develi konuşurken o ortamda siz de varmışsınız gibi harika bir sohbet ortamında hissettiriyor. Ben etkilenerek, tüylerim diken diken bir halde okudum bu kitabı. Kim etkilenmez ki, bahsedilen kişi Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem olunca. İnşallah kitabın Medine dönemi versiyonunu da Ocak ayı okunacaklar listeme ekleyeceğim. Velhasıl okuyunuz okutunuz efeniim, istifadeli olsun inşallah (şems)
Kitabın Yazarı Muhammed Emin Yıldırım Kimdir?
Muhammed Emin Yıldırım, 8 Mart 1973 yılında Erzurum’un Horasan ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise öğrenimini Erzurum'da tamamlayıp 1989 yılında İstanbul'a geldi.
Örgün eğitiminin yanında medreselerde Arapça ve Temel İslami İlimler alanlarında çeşitli dersler aldı.
M. Emin Yıldırım, 1999 yılından sonra 5 yıl Mısır’da İslami İlimler alanında çalışmalarda bulundu.
Muhammed Emin Yıldırım, Ekim 2010 yılında Siyer Vakfı’nı kurdu. Yıldırım, kuruluşunu 10 temel ilke üzerine oturttuğu Siyer Vakfı ile Hz. Muhammed’in (S.A.V) daha iyi bilinmesi, anlaşılması, tanınması, kavranması ve yaşanması için çalışmalarda bulunuyor.
Siyer alanında yapılan hizmetleri bir basamak daha yukarıya taşımak için Uluslararası Siyer Eğitim ve Araştırma Enstitüsünü kurdu.
Türkiye başta olmak üzere yurtiçi ve yurtdışında siyer ve sahabilere özel programlara konuşmacı olarak katıldı.
İhtisas alanı ile ilgili 200'ü aşkın TV ve Radyo programına katıldı ve sohbetleri yayınlandı.
Siyer Vakfı’nın, Siyer Dersleri, Siyer Mektebi, 82 İl 82 Sahabi, Samed Medresesi, Suffa Meclisleri, Âlemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Yarışması projelerine katkılarda bulundu.
Siyer Vakfı’nın 2020 yılını (Hicri 1441) “Aile Yılı” olarak ilan etmesiyle “En Büyük Nimet Aile” serlevhası altında halka açık konferanslarına devam etmektedir.
15 yıl olarak planlanan siyer derslerinin ikinci bölümü Sîret-i Enbiyâ dersleri başlığı altında 100 ders boyunca Hz. Âdem’den Hz. İsa’ya kadar gelen tüm peygamberlerin hayatlarını anlatmaktadır.
“Cennet Bizim Evimizde” programları ile aile kurumunu bilinçlendirici programlara konuşmacı olarak katıldı.
Muhammed Emin Yıldırım’ın bugüne kadar Siyer Yayınları’ndan çıkan 60’a yakın kitabı bulunmaktadır.
Siyer, Siyer Araştırmaları ve Siyer Çocuk dergilerinde yazıları yayımlandı.
Halen kurucusu olduğu Siyer Vakfı'nda ve çeşitli televizyon, radyo programlarında muhtelif başlıklarda sohbetleri devam etmektedir.
Muhammed Emin Yıldırım, Nezahat Hanım ile evli olup 3 çocuk babasıdır.
Muhammed Emin Yıldırım Kitapları - Eserleri
- Nebevi Eğitim Modeli Darü'l Erkam
- Efendimiz'i Sahabe Gibi Sevmek
- Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız?
- Hz. Hatice (Radiyallahu Anha)
- Arslan Pençesi / Hamaset Kahramanı Sa'd b. Ebi Vakkas
- Talha b. Ubeydullah; Şehidü'l Hayy / Yaşayan Şehit
- Efendimiz'in Havarisi ve İhlas
- Asr-ı Saadet'te Ticaret ve Tüccar Sahabiler
- İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü
- Eminü'l-Ümme/Ümmetin emini Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.)
- İbadetin Beyni Dua
- Suffa Meclisleri - Kur'an Dersleri
- İnsanlığın Kurtuluşu Hac Ömrün Bereketi Umre
- Hazreti Peygamber'in Albümü
- En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 1
- En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 2
- Siyer Dersleri
- Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz?
- Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer Coğrafyası
- Görev ve Yetkileri Açısından Hz. Peygamber
- Peygamberimin Arkadaşları
- Sahâbe Dersleri
- 101 Cevapla Kur'an Nedir?
- İlk Ev İlk Mabed İlk Mescid
- Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed
- Evlilik Ahlakı
- En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 4
- En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 3
- Aile Ahlakı
- Abdullah Olmak
- Sa'd B. Ebi Vakkas
- O'nu Tanımak Hayatı Tanımaktır
- Çocuk Yetiştirme Ahlakı
- Herkes İçin Siyer
- Herkes İçin Siyer
- Resullulah’ın Hutbeleri
- Sahabe İklimi
Muhammed Emin Yıldırım Alıntıları - Sözleri
- 1. Öğren ki inanabilesin. 2. İnan ki inandırabilesin. 3. Yaşa ki yaşatabilesin. 4. Karşılık bekleme ki karşılık bulasın. 5. Neticeyi Allah'a bırak ki haddi aşmayasın. (Görev ve Yetkileri Açısından Hz. Peygamber)
- Müslüman bir tüccarın her daim aklında, zihnin de, kalbinde olması gereken ilkeler. 1- Sağlam bir akidenin inşası 2- Ticari hukukun derinlemesine öğrenilmesi 3- Sadık ve salih dostların edinilmesi 4- Allah'ın, yapılan ticarete ortak edilmesi 5- Bir hakikat olan ölümün sürekli hatırda tutulması. (Asr-ı Saadet'te Ticaret ve Tüccar Sahabiler)
- “Biz kendi Peygamberimizin karşısında bile eğilmeyiz... O bize Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemeyi öğretti!” (Herkes İçin Siyer)
- "Hak geldi batıl zail oldu. Muhakkak ki batıl zail olmaya, yok olup kaybolmaya mahkumdur. " (Sa'd B. Ebi Vakkas)
- Allah'ın değişmez yasaları vardır. Sünnetullah'ı vardır. Allah ancak o yasalara göre yardım ederdi. O yasaların başında gelen ilke şu idi: Önce siz bir beşer olarak, bir kul olarak elinizdeki tüm imkanları kullanarak Allah yolunda bir şeyler yapın. Siz size düşeni yapın ki, Allah’ın rahmet ve yardımı üzerinize yağsın. Siz bir Musa olun, Firavun'un saraylarını zorlayın, göreceksiniz ki Allah Kızıldeniz'i size yol yapacaktır. (Talha b. Ubeydullah; Şehidü'l Hayy / Yaşayan Şehit)
- Bilen sadece haberdar olur, tanıyan ise tanıdığını sevmeye başlar. Bilen sadece malumat sahibi olur, tanıyan ise o malumatları marifete, dolayısı ile bir sevdaya taşımış olur. Bilen sadece bilgisi ile yetinir, tanıyan o bildiği değerler yolunda elimden gelen her türlü gayreti ortaya koyar. (Görev ve Yetkileri Açısından Hz. Peygamber)
- Zihin dünyasındaki ölçü birimi yanlış olan, elbetteki önüne gelen her şeyi yanlış ölçüp,biçecektir. (Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer Coğrafyası)
- O; ilklerden, öncülerdendir. O, islam uğruna attığı ilk ok ile ilk kan akıtan ve kendisine atılan ok ile ilk kanı akıtılandır. O, cennetle müjdelenmiş aşere-i mübaşeredendir. O, uhud günü Efendimizin: " at sa'd! Anam babam sana feda olsun." Dediği aslan parçasıdır. O , dört ayrı ayetin sebebi nüzuluna vesile olandır. Hepsinden öte o, medine sokaklarında efendimizin kendisine hayranlıkla bakarak: "kimin böyle dayısı var , gösterin bakalım!" Diye gururlandığı hamiyet kahramanıdır. Allah ebeden razı olsun (aminnn) (Sa'd B. Ebi Vakkas)
- "Vallahi! Muhammed ancak sizi hayra ve iyiliğe götürür." (Hz. Hatice (Radiyallahu Anha))
- Allah (cc) eş-Şehid' tir. Görünen ve görülmeyen, aleni olan veya sırlarla perdelenmiş olan, açık ya da gizli olan;her ne var ise hepsini bilendir. Şehid; şahit kelimesinin mübalağa ile ifade edilen bir ismidir. (Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed)
- "Ey İman edenler! Kendinizi ve Ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, ALLAH'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren Melekleri vardır." (Tahrîm, 66/6) (Çocuk Yetiştirme Ahlakı)
- "Allah'ım! Biraz sonra harp başlayacak, ben de Sad'ın istediği gibi güçlü bir düşman askeri karşıma istiyorum. Onunla savaşayım, o da benimle savaşsın ama en sonunda o beni öldürsün ve yıllardır hasretini çektiğim şehadete beni kavuştursun. Sonra gelip bedenime müsle yapsın; kulağımı, burnumu, gözlerimi kessin, oysun. Sonra sen bana: "Ey Abdullah! Ne yaptın benim sana verdiğim azaları?" diye sorduğunda, ben sana diyeyim ki: "Ya Rabbi! Sen verdin ama ben kullanamadım. Ben onları kirlettim, günahlarla kararttım. O halde senin huzuruna gelmeye hayâ ettim. Ve günahlarımın bir kefareti olarak Uhud'da senin Peygamberinin sancağının selameti uğruna feda ettim." Sen de bana: "Doğru söyledin" diyerek beni affedip, katına alasın." (Arslan Pençesi / Hamaset Kahramanı Sa'd b. Ebi Vakkas)
- Allah'ım! Huşu duymayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymak bilmeyen nefisten,fayda vermeyen ilimden sana sığınırım. (İbadetin Beyni Dua)
- İmanın değer ve kıymetini bilmeyenler, iman davası uğrunda harcanan emek ve ömürleri de anlamazlardı. (Hz. Hatice (Radiyallahu Anha))
- Çünkü bir eylemin sonucunun yanlış olduğu ne kadar bilinirse onun yapıp yapmama konusundaki hassasiyet de o kadar gelişmiş olacaktır. (Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız?)
- Abdullah b. Amr ilmi sadece insanlara aktarmak için ögrenmedi,Onu yaşamak için öğrendi.Bugünun dünyasında ki insanlar olarak en ciddi sıkıntılarımızdan biri de bu. Çok biliyor, az yaşıyoruz. (Abdullah Olmak)
- "Siz Rahiplerinizin helal kıldığını helal, haram kıldığını ise haram kabul etmiyor musunuz? İşte Allah'tan başka kime bu yetkiyi verirseniz o sizin rabbinizdir." (Taberi, Câmiu'l-Beyan an Tevili'l Kur'ân, VI, 146-149) (Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer Coğrafyası)
- İstikamet,Allah'ın (cc) bir emridir. Hz.Peygamber'in (sas) saçlarını ağırtan,belini büken bir emirdir. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" [Hud 11/112] yani istikamet üzere ol!Savrulma,nokta kadar menfaatin için virgül kadar eğilme!İşte Muaz b.Cebel (ra) tam da böyle biriydi.Hiç kimseye eyvallah etmedi.Yeri geldi, Hz.Ömer gibi birisiyle tartıştı,hak bildiği şeyi savundu.Onun tek derdi: "Hakkın hatrı alîdir,hiçbir hatıra feda edilmez" ilkesini korumaktı. (En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 4)
- "Doğrusu insan hem çok zalim hem de çok cahildir." (Ahzab 33/72) (İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü)
- Allah bizi kul olarak yarattı. Bundan daha büyük bir şeref de vazife de yok. (Abdullah Olmak)
Editör: Nasrettin Güneş