Herodias - Gustave Flaubert Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Herodias kimin eseri? Herodias kitabının yazarı kimdir? Herodias konusu ve anafikri nedir? Herodias kitabı ne anlatıyor? Herodias kitabının yazarı Gustave Flaubert kimdir? İşte Herodias kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Gustave Flaubert
Çevirmen: Samih Rifat
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750748547
Sayfa Sayısı: 48
Herodias Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Gustave Flaubert, 1821’de Fransa’da doğdu. 22 yaşındayken bir sinir rahatsızlığına yakalanan Flaubert, hukuk öğrenimini yarım bırakmak zorunda kaldı. Duygusal Eğitim adlı romanını 1843-1845 yıllarında yayımlayan Flaubert’in beş yılını verdiği Madame Bovary, 1856’da Revue de Paris’te tefrika edildiğinde ahlakdışılık suçlamasıyla yargılandı. Son yılları maddi sıkıntılar yüzünden üzüntü içinde geçen yazar kendini çalışmalarına verdi. George Sand, İvan Turgenyev, Émile Zola, Alphonse Daudet gibi dönemin genç romancılarıyla, özellikle Guy de Maupassant’la kurduğu dostluklarla kendini avuttu. Birçoklarınca başyapıtı olarak kabul edilen Üç Öykü, 1977’de okurla buluştu. Flaubert, 1880’de Croisset’de öldü. Bilirbilmezler adlı ünlü yergisi ölümünden sonra yayımlandı.
Herodias Alıntıları - Sözleri
- Böyle giderse beş paramız kalmayacak.
- “Nec crescit, nec post mortem durare videtur (Beden ölümden sonra ne büyür ne de olduğu gibi kalır).”
- "Kudurmuş hayvanlar ortalığa salınmaz!"
- Nec crescit, nec post mortem durare videtur. [(Beden) Ölümden sonra ne büyür ne de olduğu gibi kalır.]
- Tanrı'dan başka kral yoktur!
- Nec crescit, Nec post mortem durare videtur. "Beden ölümden sonra ne büyür ne de olduğu gibi kalır."
- Bedenin sonsuz yaşama göz dikmesi ne kadar da aptalcaydı
- Halk, sürgün günlerini, tarihinin tüm felaketlerini yeniden görür gibi oluyordu...
- "Tanrı'dan başka kral yoktur."
- "Doğu bütün tanrıların anayurdu değil miydi?"
- Kudurmuş hayvanlar ortalığa salınmaz
- Beden ölümden sonra ne büyür ne de olduğu gibi kalır.
- Çevresini saran taşlaşmış büyük dalgalara benzer bu kat kat dağlar, yarların yamacındaki karanlık girdaplar, mavi göğün uçsuz bucaksızlığı, günün hoyrat aydınlığı, uçurumların derinliği onu tedirgin ediyor, yüzeylerinin iniş çıkışlarında tiyatroların, yıkılmış sarayların biçimi okunan çöle baktığında da derin bir hüzün kaplıyordu içini. Sıcak rüzgâr, bir kükürt kokusuyla, sanki kıyıdan daha aşağıya, ağır suların altına gömülmüş lanetli kentlerden yükselen buharları getiriyordu.
- "Hangi efendi olursa olsun kabul eder onlar!"
- Umudun ardından bitkinlik gelmişti.
Herodias İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Karmaşık olay örgüsü kitaba odaklanmamı zorlaştırdı, internette ekstra araştırma yaptım ve tüm olay örgüsünden çıkardığım karakterleri yalın bir özetle tekrar üzerinden geçmek istedim. Ne yazık ki, kitap hakkında çok fazla inceleme ve alıntıya rast gelmedim. İlerleyen dönemlerde kitaplıktan çıkarıp belki bir kez daha okuma şansı verebilirim.. (Oğuz)
Flaubert'ten Bir Küçürek Destan: Flaubert'in Madam Bovary'sinden sonra okuduğum ikinci eseri. Bu metinde Roma Tarihi ve İncil merkezlilik görüldüğünden, haliyle anlamak ve içselleştirebilmek adına bu konularda bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bilhassa Hz. İsa'ya göndermeler oldukça ilginç ve bizdeki menkıbe kültürünü anımsatıyor. Ayrıca mekân tasvirleri günümüz okuruna boğucu gelebilir. Ancak Roma mimarisine ve kültürüne ilgi duyanlar içinse etkileyici bir rehber konumunda. (Emre Bozkuş)
İdare eder: Puanım 2/5 (%36/100) Berbat değildi ama çok beğendiğimi de söyleyemem. Bir kitaba başlamadan önce genelde yorumlara bakan birisi olarak tarihten isimleri görmek beni çok zorlamadı. O yüzden kitaba başlamadan Kahin Yahya'nın hayatına bakmanızı tavsiye ederim. Roma tarihinden de birçok isim vardı: Herodias, Antipas, Salome, ve Herod Agrippa gibi. Kitap kısaca Yahya'nın ölümünü anlatıyor. Çok ilgimi çekmedi ama yine de okuması kolaydı, özellikle kitap kısa olduğu için. Roma mitolojisinden Bacchus'un (Dionysos) ismini görmek güzeldi. Araştırdığım kadarıyla Flaubert Oscar Wilde'ın Salome (1891) adlı oyunundan esinlenip bu hikayeyi yazmış. Wilde'ın oyunu da aynı olayı anlatıyor ve filmi de varmış. Bu yönden bağlantılı olmaları da güzel. Ben kitabı "idare eder" buldum ama bir deneyin derim. (Mert Öncel)
Kitabın Yazarı Gustave Flaubert Kimdir?
Edebiyat eleştirmenleri tarafından modern romanın kurucusu kabul edilir. En tanınmış eseri, 19. yüzyıl toplumsal gerçekliğini çarpıcı biçimde aktaran ve dünya klasikleri arasına giren Madame Bovary'dir. 1857'de yayımlanan ve Fransa'da ciddi tartışmalara neden olan bu eserden sonra realist akımı başlatan kişi olarak gösterilmiştir.
12 Aralık 1821’de Fransa'nın Rouen kentinde doğdu. Bir hekim kızı ve dinsel bağlılıkları sahip bir aristokrat olan annesi Justine-Caroline Fleuriot ile Hôtel-Dieu'de baş cerrahlık yapan orta sınıftan gelme babası Achille-Cléophas'nın ortanca çocuğuydu. Rouen'de mutlu bir çocukluk dönemi yaşadı.
1832-1840 yılları arasında Rouen Koleji'nde öğrenim gördü. Edebiyat alanındaki ilk denemelerini okul gazetesinde ve Le Colibri ("Sinek Kuşu") adlı küçük bir dergide yaptı. 1834’te arkadaşı Ernest Chevalier ile birlikte Art et Progrès (Sanat ve İlerleme) adında bir dergi çıkarmaya başladı. Henüz 15 yaşındayken Trouville sahilinde tanıştığı kendisinden on yaş büyük ve evli bir kadın olan Elisa Schlésinger'e aşık oldu. Bu aşk, yaşamında çok önemli etkiler, izler bıraktı. Elisa Schlesinger daha sonra "Duygusal Eğitim" adı ile kaleme alacağı eserde Marie Arnoux karakterinin de temel kaynağı oldu. Öğrencilik yıllarında sürekli yazdı. "Bir Çılgının Hatıraları" (1838), "Smarh" (1839) ve 1840 yılında yazmaya başladığı "Kasım" lise öğrencisi olduğu dönemin ürünleridir.
1841'de Paris'e gidip Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Hukuk öğrenimi sırasında da yoğun bir şekilde yazmakla meşgul oldu. 1844 yılında sara kaynaklı ilk krizini geçirince, dinlenmesi gerektiğinden hukuk eğitimini yarıda bırakarak eve döndü. Hastalığı nedeniyle vaktinin çoğunu evde geçirmek zorunda kaldı.
1845’te "Duygusal Eğitim"in ilk taslağını bitirdi ve ailesiyle beraber bir İtalya seyahatine çıktı. Cenova'da gördüğü ve onu çok etkileyen bir Brueghel tablosunun verdiği ilhamla “"Aziz Anthony'nin Baştan Çıkışı”'nı yazmaya başladı.
1846 yılında babasını, hemen ardından kız kardeşini kaybetti. Ölen kardeşinin küçük bebeğinin bakımını üstlendi. Babasından kalan yüklü miras sayesinde tüm zamanını yazı yazarak geçirmeye karar verdi. Yeğeni ve annesi ile Rouen yakınlarındaki Croisset'ye yerleşti, hayatının tamamını burada geçirdi. Bu arada edebiyat dünyasında kendisinden uzatmalı sevgilisi olarak bahsedilen şair Louise Colet ile tanıştı (1846) ve ilişkileri sekiz yıl sürdü.
1849’da "Aziz Antoine" adlı eserinin ilk okumasını arkadaşlarına yaptığında büyük hayal kırıklığı yaşadı. Arkadaşları ona sıradan konular seçmesini ve bunu doğal bir üslupla, herkesin anlayabileceği bir dille yazmasını öğütlediler. Bu hayal kırıklığının ardından yakın dostu Maxime du Camp ile birlikte 18 ay süren bir Ortadoğu gezisine çıktı. Yunanistan, Anadolu, Mısır, Filistin, Suriye ve İtalya'yı dolaştı. Gezi esnasında mal varlığının çoğunu harcayan ve frengiye yakalanan Flaubert, içe kapanıklığından, yalnız Mısır’a ve Tunus’a yaptığı yolculuklarla sıyrıldı. Ünlü romanı Salambo’yu ona esinleyen de, bu yolculuklar oldu. Madame Bovary’i de bu esnada kurgulamakta olduğu ifade edilir. Edebiyat dünyasından pek çok kişiyle mektuplaştı. Bu mektuplardan bazıları sonradan büyük ün kazandı. Sevgilisi Louise Colet’e mektupları ise edebî açıdan eserleri arasında sayılacak değerde kabul edilir.
Yakın Doğu seyahatinden dönüşünden üç ay sonra, Eylül 1851′de Madame Bovary'yi yazmaya başladı. Kitabı 1856 baharında bitirdi ve eser tefrika edildi. Flaubert 1856′da "Baştan Çıkış"'ı tekrar kaleme ve "Salombo" üzerinde çalışmaya başladı (1857). Bu arada ilk romanı Madame Bovary, 1857’de kitap olarak basıldı. Eser “ahlaksızlık-sapkınlık” eseri olarak suçlanarak yasaklandı ve yazara dava açıldı. Savcıya göre kitapta eş aldatma yüceltilmekte, cinsel duygular abartılıp kışkırtılmakta, geleneklere hakaret edilmekteydi. Yargıç “namus cellâdı kadın”ın kim olduğu sorulduğunda, Falubert’in verdiği "Madam Bovary, c'est moi! (Madame Bovary benim!)” yanıtı meşhurdur. Avukatı Marie-Antoine-Jules Senard’ın başarılı savunması Flaubert’in aklanmasını sağladı. Bu nedenle avukat Senard’ın adı bu nedenle kitabın yeni basımında, daha ilk sayfada, ithaftan da önce, Flaubert’in kendisine hitaben yazdığı kısa bir teşekkür notuyla birlikte yer almıştır. Flaubert bu savunmadan sonra, yazdığı kitabın kendi gözünde bile umulmadık bir değer kazandığını söylemiştir.
Yazar, 1858 ilkbaharında Kuzey Afrika'da iki aylık bir araştırma gezisi yaptı. Salomo adlı romanını Nisan 1862′de tamamladı. 1864-1869 arasında Duygusal Eğitim’in son taslağını yazdı. Yirmi beş seneye yayılan bir çalışma sonunda ortaya çıkan bu eserde kendi gençlik yıllarından hareketle bir "nesil hikâyesi" anlatmıştır.
Yaşamının son yılları acılar, edebi başarısızlıklar ve maddi zorluklarla geçti. Bitiremediği son projesi "Bouvard ve Pécuchet"'yi ("Bilirbilmezler" ismi ile Türkçeye çevrildi) yazmaya 1874′te başladı. Para sıkıntısı yüzünden, projeye iki senelik bir ara verip 1877′de yayımlanacak olan "Üç Hikâye"'yi (Saf Bir Kalp, Konuksever Aziz Julien Efsanesi ve Hérodias) kaleme aldı. Çocukluk arkadaşı Laure le Poittevin'in oğlu Maupassant'ı manevi evladı olarak benimsemişti. Onu iyi bir yazar olarak yetiştirmeye çalıştı ve Maupassant'ın başarılarıyla avundu.
Flaubert, 8 Mayıs 1880 günü, ani bir felç sonucu, Croisset’de öldü.
Romanları
Salambo (Salammbô)
Duygusal Eğitim
Madam Bovary
Gönül ki Yetişmekte
Ermiş Antonius ve Şeytan
Bilirbilmezler (Bouvard ile Pécuchet)
Günlük
Kırlarda ve Kumsallarda (1886)
Anı
Bir Delinin Anıları (1838)
Gustave Flaubert Kitapları - Eserleri
- Madame Bovary
- Saf Bir Yürek
- Bir Delinin Anıları
- Madam Bovary
- Bibliyomani
- Üç Öykü
- Yerleşik Düşünceler Sözlüğü
- Ermiş Antonius ve Şeytan
- Duygusal Eğitim
- Bilirbilmezler
- Herodias
- Kasım
- Salambo
- Doğu’ya Yolculuk
- Gönül Eğitimi
- Konuksever Aziz Julien Söylencesi
- Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü
- Cehennem Rüyası
- Aşk Eğitimi
- Mektuplar
- Bir Delinin Anıları
- Bibliomanie
- Madame Bovary
- Herodias Stage 2
- Madame Bovary
Gustave Flaubert Alıntıları - Sözleri
- Elle tutulup gözle görülmez bir derdi nasıl anlatabilirdi insan ? (Madam Bovary)
- Ne istiyorsun? Söyle bana! (Salambo)
- Ortada bir hain varsa, o da Büyük Meclis'tir. Askerlerin bağlılığı savaşla sona erdiğinden, savaş bitince serbest kalırlar. (Salambo)
- Tanrı’dan başka kral yoktur! (Üç Öykü)
- FATURA: Muhakkak kabarık gelir. (Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü)
- ÇAĞ(IMIZ): Çağımıza şiddetle karşı çıkmalı. — Şiirsel olmamasından yakınmalı. — Onu, geçiş dönemi, çöküş dönemi olarak adlandırmalı. (Yerleşik Düşünceler Sözlüğü)
- "Belki de onu unutmuşlardı ya da yoksulluk kalplerini taşlaştırmıştı." (Saf Bir Yürek)
- Felicite arkasından bir efendi için dökülmeyecek gözyaşlarıyla ağladı. Madamın kendinden önce ölmüş olması kafasını karıştırıyor, doğanın düzenine ters, kabul edilmesi olanaksız, korkunç bir şey gibi görünüyordu. (Saf Bir Yürek)
- Öyle ya , yüreğinize soğuğun gelip çöktüğünü hissetmek bir sevinçtir ,ve hâlâ tüten bir ocakmışçasına elinizle yoklayıp , artık yanmıyor diyebilmek . (Kasım)
- “Yüreğinde bir bağ, onları birleştiriyordu; yazgıları da benzer olacaktı.” (Üç Öykü)
- Kudurmuş hayvanlar ortalığa salınmaz (Herodias)
- Ben belirli sayıda okur için bir eser yazmıştım, bütün halk tabakaları bunu sevip benimseyiverdi (Salambo)
- "Hepimiz dünyaya ıstırap çekmeye geldik." (Madam Bovary)
- Robespierre, azınlıgın haklarını savunurken, XVI. Louis'yi Milli Konvansiyon'un önüne götürdü ve halkını kurtardı. Sonuçlar alayları meşru kılar. Diktatörlük kimi zaman zorunludur. Yaşasın zorbalı k! Elverir ki zorba iyi şeyler yapsın ! (Gönül Eğitimi)
- "Kadının sözleriyle büyülendiği gibi, sessizliğiyle de büyülenmişti" (Madam Bovary)
- - Eee! Sizin şu evlenmeden ne haber? dedi. - Hangi evlenme? - Şu sizinki ! - Benimki mi? Yok böyle bir şey! -Hem böyle bir şey ne zaman olur? Düşlerinde yaşattıgın guzelden umut kesip basit bir hayatta yaşamaya razı olunca. (Gönül Eğitimi)
- - Ne olursa olsun, birbirini çok sevmiş iki kişi olarak kalacagız. - Birbirimizin olmadan, ama! - Böylesi belki daha iyi, (Gönül Eğitimi)
- Her birimiz dünyaya bir prizma arkasından bakarız; gülümseyen renkleri ve neşe veren şeyleri seçebilenlere ne mutlu.. (Bir Delinin Anıları)
- Ve Atlas Dağı'nın tepesindeydim, altını ve çamuruyla, erdemi ve gururuyla dünyayı izliyordum. (Cehennem Rüyası)
- "Neyi mi bekliyorum? Sadece birinin gelip sarılmasını..." (Bir Delinin Anıları)
Editör: Nasrettin Güneş