Hiç - Sadık Yalsızuçanlar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hiç kimin eseri? Hiç kitabının yazarı kimdir? Hiç konusu ve anafikri nedir? Hiç kitabı ne anlatıyor? Hiç kitabının yazarı Sadık Yalsızuçanlar kimdir? İşte Hiç kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sadık Yalsızuçanlar
Yayın Evi: Timaş Yayınları / Öykü Dizisi
İSBN: 9786051142654
Sayfa Sayısı: 198
Hiç Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Pencereye gitti, perdeyi araladı. Kuşbakışı baktı. Bir şey göremedi. Kışbakışı baktı, donuk bir hayat gördü. Kasbakışı baktı, şiddetli bir hayat gördü. Kurtbakışı baktı, siyah beyaz gördü. Koçbakışı baktı, ot gibi bir yaşam gördü. Körbakışı baktı, beyaz gördü. Kembakışı baktı, siyah gördü. Külbakışı baktı, gri gördü. Kelbakışı baktı, kılsız bir yaşam gördü. Kilbakışı baktı, sarı bir yaşam gördü. Küfbakışı baktı, güz gördü. Köybakışı baktı, somun gördü. Kurbakışı baktı, eşcinsel bir yaşam gördü. Kılbakışı baktı, kel bir yaşam gördü."
Hiç Alıntıları - Sözleri
- İçimdeki uğultuyu dindiriyor sessizliğin. Sessizliğin yoksul anlarımda yediğim bayat ekmek kadar aziz.
- "Karanlık kuyuların dışında ışıklı bir alemin açılması için gerili perdeyi yırtıyorlar."
- "Ateş büyüyor...Yangının alevleri yükselecek gök bulamıyor."
- ...felaketleri önceden sezmiş gibi içindeki sese uyup gitmiş...
- O sahip olunmak size sahip olmak arzusuyla bir fethin peşinde...
- "Ateş ışığı yakmaz biliyorum."
- "Benlikten geçmek için uğramam gereken yerlerin birinde kendimi yitirmiştim."
- "Tenimize biriken kölelerin ağıdını bırakmıştı son vagonun penceresinden. Şimdi bu kuş uçmaz kervan geçmezde bir gün geçecek diye bekliyorum"
- Kalbin aklın anlayamadığı akılları vardır..
- "Ve alımlı ucuyla serap söyleyen yol...Bitmiyor ve bulunmuyordu...."
- "Işığı bilmiyorsun.. Karanlığı hiç bilmiyorsun."
- Sessizliğinle dönüyorum kendime. Evimden savrulduğum yerdeki yüzüme şavkıyor gölgen.
- Can'la oynanır. Kelebek bunu da savuşturur. Güneşe taşınmak isteğiyle renklenir, hırsı kamçılar.
- "Annem varlığını yarısını namaza, diğer yarısını bize adıyordu."
- "Yol içime gerilen bir şiddet yayı gibi kalp atışlarındaki karasevdayı dillendiriyordu. 'Sen yıldız ol' dediler ve öldüm."
Hiç İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çok severek okuduğum bir hikaye türüdür. Kahramanı halktan biridir. üstelik oldukça içine kapanıktır.Kendisiyle çok konuşur. Oldukça kelime oyunu vardır. Anlayışa göre her şey bir noktadan gelip yayılmıştır. Kitabın sonunda da "hiç" kelimesini Osmanlı Türkçesi ile yazdığımız zaman h'nin üstünseki noktaya sığınır ve varlık aslında yoktur der. Okunmalıııı.. ️️ (misskarabulutt)
Yazarın daha önce okuduğum 2 kitabından olsa gerek beklentilerimin altında kalan bir kitap oldu. Kitabın son cümleleri olan 'Bu öyküyü yazdıktan sonra Hiç' e ilişkin zihin karışıklığımın bir nebze olsun dineceğini sanmıştım.Sandığım gibi olmadı. Kafam yazdıkça daha çok karıştı ' cümlesi çoğu okurun da ortak fikri olacaktır diye düşünüyorum. İlk başlarda kendi halinde bir Hattat'ın yalnız yaşamını, bazen geçmişini , düşüncelerini kendi iç sesiyle anlatan yazar, bir süre sonra sadece HİÇ kelimesini detaylı bir taramayla akademik tartışma seviyesinde incelemiş, kaynaklarıyla kendine gelen mesaj-maillerle de destekleyerek bu kelimenin anlamını irdelemiş, ancak sonda da dediği gibi 'HİÇ' lik hakkında şahsen bana çok bir şey katamamıştır. Ne olursa olsun, sırf başlardaki tespitleri , orjinal cümleleri ile bile okumaktan pişman olmadığım bir kitaptı. (Ebruli)
Şirin şehre gece indi. Karanlık, hicligiyle bir yorgan gibi örttü dağların, ağaçların üstünü. Tüm mahlukat yuvasına çekildi. Derin bir uykuya teslim etti kendini. Bir tek bizim hattat huzursuz. Hattat uyumuyor sabaha kadar harflerle boğuşuyor. O kadar erimiş ki hattın içinde insanları bile harf olarak görüyor. Hat uğruna zar zor bitirdiği hukuk fakültesi diplomasını kenara koyuyor. Çay,sigara, bekar erkek evi kokan odasında hiç'lige ermeye çalışıyor... Sadık Yalsizucanlar okumayı çok severim. Fakat zordur onu okumak. Bilinç akışı tekniğini o kadar ustaca ve lezzetli bir şekilde kullanır ki öykülerinde tek bir harfi kacirsan tüm öyküyü baştan okuman gerekir. Özel mesai ister,odaklanmak ister,sessizlik ister, zihninde kelimelerden başka şeye yer verme ister. Bu yüzden en güzel gece okunur onun öyküleri. El ayak cekilmisken, cir cir böcekleri ve ben, sarı sokak lambası, hafif esen rüzgar, söğüt ağacının hışırtısi, komşu evin köpeğinin huzursuz havlamalari, sıcak kahvenin kokusu, odadaki Sare'nin tatlı uykusu, uzaktaki otoyoldan ara sıra geçen arabaların sesi, not defteri, kurşun kalem ve benim uykusuzluğum... (Birsen Sebahat Tan)
Kitabın Yazarı Sadık Yalsızuçanlar Kimdir?
Sadık Yalsızuçanlar (d. 1962, Malatya), roman ve öykü yazarı, TRT Ankara Televizyonu'nda yapımcı.
İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Türkoloji Bölümünü bitirdi (1983). Bir süre yayıncılık ve öğretmenlik yaptı. Halen TRT Ankara Televizyonunda yapımcı olarak çalışıyor. Şehirleri Süsleyen Yolcu ve Rüya Sinemasıyla TYB öykü ve deneme ödülünü, Ozanın Kopuzu Aşığın Sazı ve Kırkambar belgeselleriyle TMKV ve TYB tv program ödüllerini kazandı.
Sadık Yalsızuçanlar Kitapları - Eserleri
- Kerem İle Aslı
- Vefa Apartmanı
- Mem ile Zin
- Gezgin
- Cam ve Elmas
- Anka
- Yakaza
- Diyamandi
- Hiç
- Hayyam
- Dem
- Allah'ın Adamları
- Birdenbire
- Gerçeği İnciten Papağan
- Üstad
- Aşk Kağıda Yazılmıyor
- Kuş Uykusu
- Mevlana'dan Öyküler
- Garip
- Aşkın Hâlleri
- Muhsin Başkan
- Kur'an'dan Öyküler
- Deli Tomarı
- Al Aşkını Ver Beni
- Gönül Bekleme
- Sufi Öyküler
- Küf
- Şehirleri Süsleyen Yolcu
- Yolcu
- Terk
- Vadideki Balzac
- Başçarşı’da Karşılaşmak
- Kelimelerin Kalpleri
- Evden Eve Gezen Ölüm
- Rüya Sineması
- Ali’nin Parçaları
- Ayan Beyan
- Bilgelik Kulesi
- İlk Aşk
- Huruf
- Yok Bişey
- Güzeran
- Hikmet Burcundan Şiirler
- Namaz Öyküleri
- Şey
- Masal İstasyonu
- Anadolu Erenleri
- Dünyanın Orta Yeri Sinema
- Küçük Sırlar
- Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed
- Sessizlik Diyarı
- Ters Lale
- İlk Harfi Elif’tir Son Harfi He
- Ummi Sinan Halveti
- Huzur Öyküleri
- Kuş Uykusu Güzeran
- Halvet Der Encümen
- Erdem Öyküleri
- Sırlı Tuğlalar
- Kalpteki Akıl
- Yüz
- Cumhuriyet'in Gözü Yaşlı Çocukları
- Saadet Çağından Öyküler
- Rehber Öyküler
- Muallakat-ı Seb'a
- Aşka Dair Yalanlar
- Dünya Durulmaz
- Derviş Öyküleri
- C’nin Hazırlanmış Hayatı
- Varlığın Evi
- Seyyahın Üç Serüveni
- Edebiyat Ortamı Öykü Yıllığı 2012
- Televizyon ve Kutsal
- Dua Günlüğü
- Korku ve Ümid ve Aşk
- Simya
- Sofra
- Tarafsızlık Masalı
- Efendiler Bağı
- Öyküler Kitabı
- Düş Gerçeklik ve Sinema
- Geçen Gün Ömürdendir
- Bir Yolcunun Halleri
- Tövbe ve İstiğfar Günlüğü
- Armağan Kulesi
- Sepetteki Dünya
- Aşkın Sesi
- Gazzali
- Gelecek Yakındır
- The Thing
- Haris
- Köle ile Prens
- Barsisa
- Benlikten Hiçliğe
- Aşıkların Sırrı
- Düş kırığı
- Kürtlerin Ateşle İmtihanı
- Hayat Müzikle Devam Eder
- Mavi Kanatlı Bir Kuş
- Rahmet Peygamberinin Dilinden Dualar
- Anne Kalbe Gizlenir
- Düş Bahçesi
- Hikmet Öyküleri
- Yalnızlar Koridoru
- Unsuru'l Belagat'a İlişkin Notlar
- İletişim: Deveran mı? Kesik Devre mi?
- Her Yer Kerbela
Sadık Yalsızuçanlar Alıntıları - Sözleri
- "aklı ne yapacaksın, divanesin sen" (İlk Aşk)
- Yeryüzüne sığmayan bir acıyız, içimize sığan yeryüzünden büyük acılarız. (Aşka Dair Yalanlar)
- Kur'an, derin bir konuyu oldukça kısa anlatabilen, icazlı bir kitaptır. (Huruf)
- An madem bölünebiliyor demişti dostum, o halde iki insanın, birine doğru yürüyen iki insanın birleşmesi imkansızdır. (Hayyam)
- "Yeryüzünde yolculuk edenin ayağı; gökte yolculuk yapanın ise kalbi su toplar." Ebu'l Hasan Harakani (Cam ve Elmas)
- “Hakikat aşktır ayan görsün ol şebih beyan Hakikat donun giyen ağır hil'at içinde” Gerçeğin giysisini giyinen, onun ağır sorumluluğunu ve yükümlülüğünü taşımayı da göze almıştır ve esasen doğası ve sınırları da onu taşımaya elverişlidir. Ahmed Cevdet Paşa, Mecelle'de, örneğin hakimin niteliklerini sayarken onu aşkın şeyden söz eder: “Hâkim, hakim olmalı, hikmet sahibi olmalı, her şeyi ölçüp biçmeli, tartmalı, kılı kırk yarmalı; âdil olmalı, âlim olmalı, müşfik olmalı, rahim olmalı.” Bir giysiyi giymek- Bu; askeri, bilimsel, hukuki, idari, örfi veya sivil olabilir- giysinin ima veya temsil ettiği sımı taşımak demektir. Bilim, hukuk veya siyaset, hangi tür giysı giyersek giyelim, adil, nesnel, ahlaki ve vicdani bir ilkeye dayanmaksızın o giysinin hakkını vermemiz mümkün değildir. (Bilgelik Kulesi)
- Hak'la Hak olmak. O'na yakın olmak. Hakikat dile gelemez. Gelen hakikatin suretidir. Sır dile dökülemez. Sızdıran bedelini öder. (Birdenbire)
- Elim ayağım bağlı benim. Yüreğim bağlı değil. Gönlüm özgür olduktan sonra tutsak olmuşum ne çıkar! (Mevlana'dan Öyküler)
- ... Sırrımı sende gözetiyorum. Sen kendini bende seyret. Bende kim ben olduysa onu bende gözet. (Ayan Beyan)
- 'Hayırdır nereye yolculuk?' 'Aslımıza gidiyoruz...' (Birdenbire)
- Ölüm habersiz olduğu kadar gerçektir. (Evden Eve Gezen Ölüm)
- Dedemin özü ağlayınca, gözü de ağlardı. Onun özü, varlığın gözbebeğiydi. (Yüz)
- Büyük bir hazinenin içindesin, iki dünyanın en büyük hazinesi. Onun ümmetinden biri olmak ne büyük bir nimettir. Bu hazineye iki elinle sıkı sıkı yapış, hiçbir şeyden korkma kızım. Şu gerçeğe kuvvetle iman ediyorum. Yükselmek için iki kanat lazım: aşk ve ibadet... İbadetsiz aşk ve aşksız ibadet tek kanattır. Tek kanatla asla yükselemeyiz. (Diyamandi)
- Herkesin bir yolu varsa da gerçekte yol tektir. (Küçük Sırlar)
- O'ndan gayrına başvurmam ve yönelmem. (Küçük Sırlar)
- Hiç Sensiz yaşamadım ki öleyim, derdimden gafil olmadım ki güleyim... (Vefa Apartmanı)
- Sevmenin tadı başka, sevilmeninki başka. Hangisi daha tatlı, bilmem, bilemem. (Vefa Apartmanı)
- ..dünyadan çok meleklerle konuşmayı nasıl başarıyordu... (İlk Aşk)
- Biliyordu ki , en güzel anlar , en çok sevdiği şey , kendisiyle birlikte olmaktı. (Gezgin)
- Seni beklerken geldiğini farketmemişim. Ben sana doğru bir adım atarken meğer sen bana koşarak gelmişsin. (Garip)