Hikem-i Ataiyye - Ataullah İskenderi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hikem-i Ataiyye kimin eseri? Hikem-i Ataiyye kitabının yazarı kimdir? Hikem-i Ataiyye konusu ve anafikri nedir? Hikem-i Ataiyye kitabı ne anlatıyor? Hikem-i Ataiyye PDF indirme linki var mı? Hikem-i Ataiyye kitabının yazarı Ataullah İskenderi kimdir? İşte Hikem-i Ataiyye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ataullah İskenderi
Çevirmen: Yahya Pakiş
Yayın Evi: Semerkand Yayınları
İSBN: 9786054491032
Sayfa Sayısı: 296
Hikem-i Ataiyye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) hamd, O’nun yüce resûlü Muhammed’e (s.a.v) sâlât ve selâm olsun.
Tasavvuf ilmi değer olarak ilimlerin en yücesi, iftihar vesilesi olarak en büyüğü ve ışık olarak en parlağıdır. Nasıl olmasın ki; o, şeriatın özü ve tarikatın hedefidir. Hakikat nurları onunla parlar.
Tasavvuf ilmiyle ilgili yazılmış en kıymetli eserlerden biri de Hikem-i Atâiyye’dir. Zira bu Hikmetler ledünnî hibeler, Rabbâni sırlar ve kudsi fikirlerden bahsetmektedir.
Fakih Bênnani, "İbn Atâullah’ın (k.s) Hikem’i sanki vahiy gibi… Şayet Kur’an’dan başkasıyla namaz caiz olsaydı Hikem’in sözleriyle caiz olurdu” demiştir
Hikem-i Ataiyye Alıntıları - Sözleri
- İlâhî! Bana ne kadar yakınsın, ben ise sana ne kadar uzağım.
- Zâhid olasın (gönül bağlamayasın) diye dünyayı hüzün mahalli ve keder madeni kıldı.
- Israrla dua etmene rağmen verilecek şeyin gecikmesi, ümitsizliğe kapılmana sebep olmasın. Çünkü O icabete kefildir ama kendi seçtiğine kefildir. Senin kendin için seçtiğine değil... Ve kendi istediği vakitte icabet eder, senin istediğin vakitte değil...
- "Faydalı ilim nedir?" sualine bir ârif cevaben, "Haddini bilmen ve tavrını değiştirmemendir" demiştir.
- O'na umduğu bir şey için veya ikabını defetmek için ibadet eden, O'nun yüce vasıflarının hakkına riayet etmemiştir.
- Bir hadis-i şerifte, من سره أن يعلم ما له عند الله فليعلم ما لله عنده "Kim Allah indinde değerini bilmek isterse, kalbinde Allah'ın ne derece değerli olduğuna baksın" buyrulmuştur.
- "Allah ne zaman seni yarattıklarından uzaklaştırıyorsa, bil ki sana bir ünsiyet kapısı açmak istiyordur. Ne zaman dilini duaya sevkediyorsa, bil ki sana bir şeyler vermek istiyordur."
- İbadetin var diye kendini kurtulmuş zannetme. İçini de marifet ile ve Allah Teâlâ'nın kahir ve belasına sabır ile süsle. Kemale ancak o zaman erersin.
- Halim senden gizli değilken onu nasıl sana şikayet edeyim?
- "Ümidini kestiğin şeyden hürsün. Tamah ettiğin şeyin ise kölesisin..."
- İşlemeye yeltenme olmadığı halde kaçırılmış ibadetlere üzülmek aldanma alametlerindendir.
- “Arkadaşlıkta sirayet vardır. Yani insan sohbet ettiği kişiden huy kapar.”
- İnsanların arasında zâhirin halk ile meşgul iken bâtının Hak ile meşgul olsun.
- Allah Teâlâ bir kişiyi marifet ehli kılmayı dilediğinde kendisini ona nimetleriyle tanıtır. Nimetlerle tanımayanı imtihanlar ve musibetlerle kendine çeker.
- Ey kardeşim! Kendinde veya amelinde bir kemalat gördüğünde onu Allah'a [celle celâluhû] nisbet et. Bir eksiklik gördüğünde ise nefse ve mel'un şeytana kabahat bul.
Hikem-i Ataiyye İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Harika bir eser: Bir maksada yönelik olarak okursanız faydasını görürsünüz. Canınız sıkıldığında vakit geçirmek maksadıyla okumak, kitap yüklü eşekten öteye geçirmez sizi. Eser, sâlik için şeyhi tarafından verilmiş altın nasihatler niteliğindedir. Sülûk niyetinde veya gayretinde olanlar da nasiplerini alacaklardır. Bu yolda karşılaşılan zorluklar, tuzaklar ve imtihan içerisindeki hikmetler gayet sade bir dille kaleme alınmış. İnsanların asırlardır halvet ile, oruç ile yürüdüğü bu yolu okuya okuya yürüyeceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Rabbim hevamıza kanmadan, samimiyetle okuyup, ilmi talep edebilmeyi hayırlıysa nasip eylesin, bizleri hayırda istikrar üzere kılsın, amin. (Oğuz)
----İnceleme öncesi not: Öncelikle belirtmeliyim ki benim okuduğum Hikem-i Ataiyye Sufi Kitap'tan çıkan, Kastamonulu Seyid Hafız Ahmed Mahir Efendi tarafından şerh edilen 539 sayfadan oluşan baskı ile okudum.---- “Cenab-ı Hak’la beraber olan kimse hiç gurbet üzüntüsü hisseder mi?” . . Geçen yıl Ağustos sonlarında karşıma çıktı bu kitap hiç beklenmedik bir şekilde ansızın, sonra Mustafa Kutlu’nun benim için yeri hep ayrı olacak olan Yoksulluk İçimizde kitabında geçti bahsi. Bir süre baskısını bulamadım bir süre de aldım kitaplığımda okunmayı beklettim, sonra bir gün, içimde duaların biriktiği bir kandil günü, bir alıntı düştü ana sayfama: “Ey talip, duada ısrarlı olduğun halde kabulünün gecikmesi seni umutsuzluğa düşürmesin. Çünkü Cenab-ı Hak, senin istediğin şeyi, istediğin anda kabul etmeyi vaat etmedi, senin için dilediği şeyi, kendi seçtiği zamanda kabul etmeyi vaat etti.” Mutluluğun kul iradesine değil de Hakk’a bağlı olduğunu hatırlatan bu hikmetli sözün ardından kitabı okumaya başladım. Uzun sayılabilecek bir zaman diliminde okudum kitabı, tam olarak altı aylık bir sürece denk geliyor bu uzun sayılabilecek zaman dilimi. Altı ay boyunca satırlarında teselli bulduğum, insan olduğumu, kalbim olduğunu ve bu kalbin bir kas tabakasından ibaret olmayıp da Allah’ın nuruyla dolu olduğunu hatırladım, defalarca dönüp dönüp okudum satırları. Çevremdeki tüm güzelliklerin benim için yaratıldığını ama benim de çok dikkatli olmam gerektiğini, hastalığa düştüğüm vakit de dahi şükretmeyi asla unutmamam gerektiğini, işlerimin gemisini tevekkül denizine bırakmam gerektiğini, niyetimin dünya mı yoksa ukba mı olduğunu sorgulamam gerektiğini öğreten ve şükür ki basiretimi açıp dünyanın gözümde giderek küçülmesini de sağlayan, bittiği vakit bir dostumdan ayrılmışım gibi kalbime hüzün bırakan bir eser oldu. Bendeki hissiyatını anlatmam için şuraya sayfalar dolusu şey yazabilirim, bir sürü alıntı ekleyebilirim ama hepsi çok eksik kalır, mutlaka ama mutlaka okumanız gereken bir eser. Vücut ülkesinin başkenti olan kalbini açan, ruhunda tadilatlar yapmak, giderek dünyanın içinde tuttuğu yeri hafifletmek isteyen okurlar için başlı başına bir başucu kitabı. Kitap çok büyük bir emekle hazırlanmış bunun için Atâullah İskenderî’nin yanısıra hikmetlerin şerhini yapan Kastamonulu Seyid Hafız Ahmed Mahir Efendi’ye ve hazırlayan Tahir Galip Seratlı’ya da duayı eksik etmemek gerek. Kitap önsöz ve sonsöz harici dört bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm “Hikem-i Ataiyye Şerhi” ilk bölüm 159, ikinci bölüm ise 103 hikmetli sözden ve onların şerhlerinden oluşuyor. Hikmetleri açıklarken alıntılanan kıssalar, ayetler, hadisler söylenenleri daha iyi bir şekilde idrak etmemize vesile oluyor. Üçüncü bölüm ise Atâullah İskenderî’nin dostlarına yazdığı mektuplardaki hikmetlerinden ve ayrıntılı açıklamalarından oluşuyor sonsözden önceki son kısım ise Münâcatlar yani dua kısmı. Atâullah İskenderî’nin münâcatlarının da şerhleri yine hikmetlerde olduğu gibi kitapta mevcut. Kitabın en son kısmında ise Lûgatçe bulunmakta. Dil açısından bakılacak olur her ne kadar kitabın son kısmında yer alan bir sözlük bulunsa da eski kelimelere aşina olmayanlar için eksik kalıyor bundan dolayı ben telefon uygulaması olarak indirdiğim Kubbealtı Lugatı, kitabı okurken yanımdan ayırmadım. Kitap, bizleri hem bilgi açısından hem de kelime haznesi açısından geliştiriyor. Allah, Atâullah İskenderî’den de Kastamonulu Seyid Hafız Ahmed Mahir Efendi’den de okumamızda vesile olan herkesten de râzı olsun. Gerçekten tasavvufi konulardan bilgi sahibi olmak isteyen, varlığının özünü, dünyanın geçiciliğini, şükrün kıymetini, yoksulluğumuzun idrakini, havf ve reca arasında olduğumuzu bilmek ya da yeniden hatırlamak isteyen herkese tavsiye ederim. Selâm ve dua ile. (pomegranate)
وفى كل شيء له اية تدل على انه واحد Herşey de vardır O'na bir Alamet Eder O'nun birliğine delalet. . Okumak yetmez bu kitabı anlamak gerek. İçindekiler bir sözden öte kalbe geçmesi gerek. İç muhasebeye kendinizi çekmenizi sağlayan hadislerle ayetlerle sözlerle insanı niçin, neden bu dünyada yaşadığımıza yön veren, insanın hatalarını görmesini sağlayan ve hatadan nasil dönüleceğine dair içinde bilgiler barındıran insanı farklı alemlere taşıyan güzel bir kitap. (Hhvbbjjuj)
Hikem-i Ataiyye PDF indirme linki var mı?
Ataullah İskenderi - Hikem-i Ataiyye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hikem-i Ataiyye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ataullah İskenderi Kimdir?
İslam Tasavvuf Tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahip bulunan, H. VII asrın sonlarında Mısır'da yetişen ve Şazeli Tarikatının üçüncü büyük şahsiyeti olan İbn Ataullah, "Hikem'ül Atâiyye" adlı eseriyle meşhurdur. Eserlerinde Tasavvufun en derin hakikatlerine temas etmekle beraber, bazı sûfilerin tartışmalara konu olan görüşlerine yer vermemiştir.
Adı Ahmed olup İbn Ataullah lakabıyla tanınmıştır. Ebu Hasan-ı Şazeli (1197-1258) hazretlerinin halifesi Endülüslü Ebu Abbas-ı Mürsi'den ve daha sonra Yakut-i Arşi'den (Allah sırlarını yüceltsin) feyz almıştır. İbn Ataullah hazretleri 1309 (H.709) senesinde Mısır'da vefat etmiş olup kabr-i şerifi Karafe mezarlığındadır
Ataullah İskenderi Kitapları - Eserleri
- Gelin Tacı
- Hikem-i Ataiyye
- Hikem-i Ataiyye Şerhi
- Hikmetler Kitabı
- Tevekkülün İncelikleri
- Zikir
- Hikmetler
- Gönüllerin Neşesi Zikir
- Nefs Terbiyesi
- Allah'ın İki Veli Kulu
- Letaifü'l-Minen
- Gelin Tacı Hasta Kalplerin İlacı
Ataullah İskenderi Alıntıları - Sözleri
- Zikir, beraberindeki her şeyi yakıp, yok eden bir ateştir. O, bir eve girdiği zaman "Sadece ben varım, burada benden başkasına yer yok! " der. Bu söz, "la ilahe illallah" (Allah'tan başka ilah yok) kelime-i tevhidinin de anlamlarından biridir. Girdiği yerde odun bulursa, ateş olup onu yakar. Girdiği yer karanlıksa, nCır (ışık/aydınlık) olup orayı aydınlatır; aydınlıksa, nur üstüne nCır olup orayı aydınlığa boğar. (Gönüllerin Neşesi Zikir)
- Şeytan erkeğe, nefis dişiye benzer. Günahın bu ikisinden meydana gelmesi, çocuğun anne ve babadan meydana gelmesi gibidir. Bu onların çocuğu var ettikleri anlamında değildir. Ancak çocuk onlardan meydana gelmiştir (Tevekkülün İncelikleri)
- “Yüce Allah’a erme arzusu bir kulda bulunduğu sürece asla Allah’a eremez!” (…) Kul vuslata yaklaştığında bunu hak etmediğini görür, nefsini hor ve hakir görür, bu nimete ehil olmadığını düşünür. İşte sırf bu yüzden vuslat ve erme arzusu kesilir. (Tevekkülün İncelikleri)
- "Kahrın da hoş lütfun da hoş" (Hikmetler)
- Sultan Padişah Mansur ve sığınmacılarla bir araya geldiğimde kendisine: Sizin şükretmeniz gerekir. Allah devletinizle beraber bolluk kıldı. Halkın kalbini ferahlattı. Bolluk, adalet, cömertlik ve verme gibi elde ettiğiniz hâller, kralların kesb edip elde edecekleri bir şey değildir dedi. Şükür nedir? Şükür üç kısımdır. Dilin şükrü, azaların şükrü ve kalbin şükrü dedi. Dilin şükrü, Allah‟ın nimetini konuşmaktır. Yüce Allah şöyle demiş: “Rabbinin nimetine gelince, işte onu anlat” (Duha, 11) Azâların şükrü Allah‟ın taatı ile amel etmektir. Yüce Allah şöyle demiş: “Ey Davud ehli şükür olarak amel edin” (Sebe, 13) Kalbin şükrü, sendeki veya kullardan birindeki tüm nimetlerin Allah‟tan olduğunu itiraf etmektir. Yüce Allah şöyle demiş: “Sizde, ne nimet varsa, hepsi Allah‟tandır” (Nahv, 53) birinci kısım ile ilgili Resulullah (s.a.v) şöyle demiş: “Allah‟ın nimetini konuşmak, şükürdür.” 120 İkincisi ile ilgili ise: “Ayakları şişene kadar namaz kıldı. Kendisine senin geçmiş ve gelecek bütün günahların bağışlanmasına rağmen neden kendini bu kadar zorluyorsun denildiğinde, şükreden bir kul olmayayım mı?” 121demiş. Üçüncüsü ile ilgili (sayfa 148) ise (s.a.v) şöyle diyordu: “Allahım! Benimle veya senin halkından biri ile sabahlayan herhangi bir nimet sadece sendendir. Senin ortağın yoktur.” 122 (Letaifü'l-Minen)
- Her şeyin affedildi senin, Bizden uzaklaşmak dışında. (Tevekkülün İncelikleri)
- Eşinin ihanet ettiğini anlasan, ona karşı öfkeden deliye dönersin. Senin nefsin seni hayatın boyunca aldattı. Bilgeler derler ki aldatan eşi boşamak gerek. Boşasana nefsini! (Gelin Tacı Hasta Kalplerin İlacı)
- "Resulullah her farz namaz kıldırdıktan sonra bize döner, sonra şöyle dua ederdi: ''Allah'ım, beni utandıracak her işten, beni küçük düşüren her arkadaştan Sana sığınırım. Beni oyalayan ümitten Sana sığınırım. Seni unutturan fakirlikten Sana sığınırım. Beni azdıracak her türlü zenginlikten de Sana sığınırım." -Heysemi, Mecmeuz-zevaid, 10/146; İbnüssünni, Amelül yevm velleyle, 120 (Gönüllerin Neşesi Zikir)
- “Arkadaşlıkta sirayet vardır. Yani insan sohbet ettiği kişiden huy kapar.” (Hikem-i Ataiyye)
- Her zikrin kendine özgü bir sonucu ve neticesi vardır. Hangi zikirle meşgul olursan, sana sahip olduğu gücü verir. (Gönüllerin Neşesi Zikir)
- “Allahtan başkasına kulluk etmeyin!…” Hûd 26 (Hikmetler)
- " Talep edip istediğin zaman şayet dilini serbest bırakıyorsa, bil ki sana vermek istiyor. Eğer , O (azze ve celle) dilemeseydi, sen bir şey talep edemezdin" (Hikmetler)
- “İlim, iyilik ve güzellikle Allah’a yönelmeyen bir kimseyi, imtihan zinciriyle çekerek O’na götürürler.” (Hikmetler)
- Kitap ne güzel dosttur. Onunla baş baş kaldığında sana iyi vakit geçirtir. Oysa bazı sevdiklerin sana ihanet edebilir. Ona bir sır emanet edilince onu saklar, ifşa etmez. Kitaptan doğru ve hikmetli şeyler öğrenilerek faydalanılır. (Hikem-i Ataiyye Şerhi)
- Ebu Hafs-ı Kebîr hazretleri: “Zâhir edebin güzelliği iç edebinin güzelliğinin aynasıdır.” (Hikem-i Ataiyye Şerhi)
- İmam Nevevi (r.a): "Her hatânın bir cezası vardır. Ârif kimselerin cezâsı da Allah'ın zikrinden uzak kalmasıdır." (Zikir)
- Bir kadının bir tavuğu vardı, ondan başka hiçbir varlığı da yoktu. Bu tavuk, kadın için yumurtluyordu. Derken bir gün bir hırsız gelip tavuğu çaldı. Kadın tavuğun çalındığını öğrenince hırsıza bedduâ etmedi, bilakis bu işi Allah Teâlâ’ya havale etti. Hırsız tavuğu aldı, boğazladı ve tüylerini yoldu. Birden bire hırsızın yüzü tavuğun tüyleriyle kaplanıverdi. Ne yaptıysa bu tüylerden kurtulamadı. Kime sorduysa hiç kimse onun tüylerden nasıl kurtulacağına dâir bir çözüm sunamadı. Derken İsrailoğullarından bir bilgine rastladı. Durumu ona da anlattı. Bilgin şöyle dedi: “Bunun ancak bir şifâsı vardır. Tavuğunu çaldığın kadının sana bedduâ etmesidir. Şâyet bedduâ edecek olursa, bu hastalığından da kurtulursun.” Bunun üzerine adam kadına bazı kimseleri gönderdi. Bu kimseler: “O senin tavuğun nerede?” diye sordular. Kadın: “Çalındı.” dedi. Onlar: “Desene çalanlar sana çok eziyet etmişler.” dediler. Kadın: “Evet öyle oldu.” dedi. Onlar: “Canını çok yakmış olmalılar, baksana yumurtasından da mahrum kaldın.” dediler. Kadın: “Evet öyle oldu.” dedi. Onlar bu şekilde sorularla kadının öfkesini iyice kabarttılar. Derken kadın, hırsıza bedduâ ediverdi. Bunun üzerine hırsızın yüzünden tüyler dökülüp kayboldu. Bu durum İsrailoğullarından olan bilgine haber verildi. Bilgine: “Bunun bu şekilde iyileşeceğini nereden bildin?” diye sordular. O: “O kimse, kadının tavuğunu çaldığı zaman kadın ona bedduâ etmedi ve işini Allah Teâlâ’ya havale etmişti. Allah Teâlâ da kadının yerine ondan intikam almıştı. Fakat kadın bedduâ edince, kendi nefsi için intikam almış oldu. Bunun üzerine de hırsızın yüzünden tavuğun tüyleri düşüp yok oldu.” buyurdu. (Allah'ın İki Veli Kulu)
- Nice ömürler vardır ki, zamanı uzun, değeri kısa; nice ömürler vardır ki, zamanı kısa değeri çoktur. (Hikmetler Kitabı)
- Eşinin ihanet ettiğini anlasan, ona karşı öfkeden deliye dönersin. Senin nefsin seni hayatın boyunca aldattı. Bilgeler derler ki aldatan eşi boşamak gerek. Boşasana nefsini! (Gelin Tacı)
- Dünya sevgisinin kalpten çıkmasının işareti, dünyalık bulduğunda onu dağıtmak, bulamadığında ise rahat olmaktır. (Tevekkülün İncelikleri)