diorex
Dedas

Humeynicilik - Said Havva Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Humeynicilik kimin eseri? Humeynicilik kitabının yazarı kimdir? Humeynicilik konusu ve anafikri nedir? Humeynicilik kitabı ne anlatıyor? Humeynicilik kitabının yazarı Said Havva kimdir? İşte Humeynicilik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.02.2022 20:00
Humeynicilik - Said Havva Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Said Havva

Yayın Evi: Kökler Derneği Yayınları

İSBN: 9786056525001

Sayfa Sayısı: 80

Humeynicilik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Müellif merhumun kaleme aldığı eser Şia hakkında daha evvelden kaleme alınmış eserlerin içinden itikadi sapkınlıkları Sünnet ve Cemaat Yolu kaidesinden ifşa etmektedir; birinci kısım bunun üzerinedir ve “yeni” hükmü basılmasını elbette gerekli kılmaz kapağına! Şia’nın itikadi bozuklukları üzerine yazılmış çok daha mufassal eserleri kaleme almışdır ulema!

Eserin “orijinal” ve okunmasını gerekli kılan noktası, ikinci kısmın yazılmasındandır; “Humeyniciliğin Sapkın Faaliyetleri” isimli bu bölüm, “İran İslâm Devrimi”nin “tüm Müslümanların kurtuluşu” için faaliyet göstereceğini söyleyen devrimin sorumluları ve “goygoycuları”nın aksine, bizzat “İmam Humeyni” ile görüşen ve onun “Şii sapkınlığını” birinci elden gören ve bu “sapkınlığın” üstelik Şia’nın “gulat fırkaları”ndan da sayılabilecek Nuseyri Esad rejimi ile yaptığı “stratejik ittifak”ının ilk kurbanı bir teşkilâtın başkanı olan birinin acıyı ta içinde hissederek yazmasıyla oluşmaktadır.

Eserin “tehlikeli” görülerek buradaki “Şiî ve goygoycu takımı” tarafından engellenmesinin de, “orijinal” dediğimiz tarafı da işte burasıdır!

Humeynicilik Alıntıları - Sözleri

  • Fakat biz vakıadan gördük ki, onlar takiyye'yi tüfekle birlikte kullanıyorlar.
  • Şüphesiz, Şiileşme sürecinde birçok sapkın görüş zuhur etti ve Şiileşme adıyla çokça sahta itikadlar türedi. Şiileşme, bu sapkın fikirlerin İslam'a geçişinde koridor görevi gördü. Bu süreçte, Ehli Sünnet ve'l Cemaat'in yanı sıra Şii İsnâaşeriyye'nin* de tekfirinde icma ettiiği, İsmaililik, Nusayrilik ve Durzilik gibi birçok aşırı Batıni fıkra ortaya çıktı.
  • İsmaililik: Şiilikte Cafer Es-Sadık öldüğünde, yedinci Şii imamı olarak Musa bin Cafer El-Kazım'ın yerine, Cafer Es-Sadık'tan önce ölmüş olan oğlu İsmail bin Cafer el-Mübarek'in oğlu "Muhammed bin İsmail eş-Şakir"i yedinci İmam olarak kabul eden Şii mezhebi Nusayrilik: Çoğunluğu Suriye'de yaşayan aşırı bir Şii-Batıni fırkası. Kurucusu "Şeyh Bayrak" namıyla ün salan Nusayri mezhebinin büyüğü addedilen "Hüseyin bin Hamdan'ı Hasibi" adındaki şahıstır. Bu mezhepte, İsmailiyye, Durzilik, Hıristiyanlık ve Suriye'nin yerel inançlarını birleştidiği sanılmaktadır. Sadece kendilerinin Ehli Beyt inancına sahip olduğunu söylerler. Anadolu Aleviliği ve Caferiyye Şiiliğine itikadi yönden kesinlikle benzememektedir. Günümüzde Suriye'nin eli kanlı rejimin de mezhebidir. Durzilik: Fatımi vezirlerinden Hamza b. Ali'nin kurduğu İslam dışı batıl bir mezhep. Propagandacı (dai)lerinden birisi olan Nuştekin ed-Durzi'nin ismine izafetle anılan Dürzilik, siyasi-itikadi bir mezheptir. Şiiliğin İsmailiyye kolundan doğmuştur.
  • Şia'nın gerek mütekaddimin ve gerekse de müteahhirin imamları arasında, İmam'ın bilerek veya bilmeyerek hata, yanılma ve unutmadan masun/korunmuş olduğu; İmamet'in nubuvvetten daha yüksek bir mertebe olduğu* ve imamların helal ve haram kılmada seçme özgürlüğünün bulunduğu noktasında icma mevcuttur.
  • İşte İmamları bu kainatın yönetilmesi ve çekip çevrilmesinde, tüm noksan sıfatlardan uzak olan Allah Teala'ya ortak kılmaları Şia'nın imamlar hakkındaki aşırılığıdır. ( İşin hakikati ise) Allah Teala kainatın yönetilmesini sadece kendi zatına isnad etmiştir: "...her işi idare eder..."*
  • İsnaaşeriyye Şia'sına gelince, mütekaddimin ve müteahhirinden gulat* olanları, Kur'an'ın tahrif edildiği, üzerinde oynama ile ekleme ve çıkarmalar yapıldığında hemfikirdiler. ... Kuleyni, (Kur'anda) tahrifin olduğuna dair birtakım rivayetler zikretmiştir. Bunlardan birisi Cafer Es-Sadık'a dayandırdığı rivayettir. "Bizde Fatıma Mushaf'ı vardır; onlar ne bilirler Fatıma Mushafının ne olduğunu... O öyle bir mushaftır ki sizin şu Kur'an'ınızı üçe katlar! Vallahi içinde Kur'an'ınız gibi bir tane bile tahrif yoktur."**
  • Şia muhaddislerinin sonuncusu Muhammed Bakır Meclisi şöyle diyor: "Aktarılan birçok mütevatir haber, Kur'an'da çıkarma ve üzerinde oynama yapıldığını apaçık bir şekilde belirtir. (Kur'an'da tahrif olduğunun) kabul edilmemesi, öncelikle bu haberlerin kabul edilmemesini gerektirir. Hatta bu konudaki haberler sadece İmamet haberlerinden de ibaret değildir..."* [Miratu'l Ukul, s.253] Nuri Tabrusi ise (Humeyni'nin çok kere övdüğü) Kur'an'da çıkarma ve ekleme yapıldığına ve bugün Müslümanların ellerinin arasındaki Kur'ana itimad edilemeyeceğine dair 2000'den fazla rivayet zikretmiştir. Bunların tamamı katıksız küfürdür. Çünkü bunlar, dinde bilinmesi zaruri olanlara aykırıdır. İslam hakkında tüm bunları; Kitabı'nın tahrif edilmiş, değiştirilmiş ve düşürülmüş olduğunu kabul ettikten sonra, bu din için bundan sonra hangi meziyetten bahsedilecek?
  • Bazı Şiiler Aişe (r.a)'ye karşı tutumları ve ona yönelttikleri ithamlar sebebiyle -ki Allah kendisini temize çıkarmıştır- tekfir edilmiştir. Bazıları da, sahabeyi fasıklık ve dalalet ile itham etmekle de yetinmeyip, daha ileri gidiyorlar ve onlara küfür ediyorlar, alenen de bunu söylüyorlardı.
  • O gaybı bilendir ,kendi gaybını kimseye açmaz
  • Hak ehlinin akidesinin nübüvvet,Allah Teala'nın dilediğine dilediği gibi seçip bahsettiği özel bir mertebedir
  • Allah Teala, Fatiha Suresi'nde ilk olarak akideyi, ikinci olarak ibadeti, üçüncü olarak da yaşam tarzını zikretmiştir. Bu ise, doğru hayat tarzlarının doğru itikad ve ibadetin bir eseri olduğuna delalet ediyor.

Humeynicilik İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şiiliğin Ne'liği ve Neyimizi Yok Edeceği: Müslüman aktüaliteye kapılmamalı, ama aktüaliteden de kopuk yaşamamalı. İlkinde kalabalıkların aktığı caddeye akmaktan kurtaramaz kendini, ikincisinde kalabalıkların önünü kesip bu cadde çıkmaz sokak diye haykıramaz. Birkaç gün evvel Cumhuriyetin kuruluşu dolayısıyla hilafetin ilgasının ardından hilafeti ilga edenlerce tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığı İran’ın Kültür ve İslami İletişim Kurumu ile 18 maddelik bir sözleşme imzaladı. Sosyal medyada tepkilerle karşılanan bu sözleşmenin ardından Diyanet de bir açıklama yaptı. Sözleşme şayialarla çevrili, açığa çıkması için 18 maddenin de açıklanması gerek, şu anlık ses yok. Bu hatadan derhal dönülmeli, İran Şii propagandasını emin adımlarla yapıyor ve ümmeti ifsad ediyorken bu tehlikeyi bu kanaldan içeri sokmamalı. Aktüalite bunu söylüyor bize. Bu arada bir hocam derste şunu sordu: “Bizim diyanet işleriyle alakalı en yüksek makamdaki görevlimize karşılık İran’dan neden bir memurla açıklama yapılıyor? Ruhani nerede?” Kestirmeden söylemek gerek: Ehli Sünneti temsil makamında olan Diyanet İşleri Reis’inin karşısında muadil olarak Ruhani ’nin olmayışı Ehli Sünneti tahfiften ibarettir! Bu mukaddimenin ardından Said Havva’nın Kökler yayınevinden çıkan Humeynicilik kitabı üzerinden açılımlarla birkaç kelam serdedeyim: Öncelikle Şia’nın ne menem ve sapkın bir fırka olduğunu bilmeyen, üstüne bir de rahatça yorum yapan kardeşler Şia meselesini açınca ‘mezhepçilik yapma’ der dururlar. Zannediyorum bu kimseler Şia’yı ameli mezhepler gibi bir mezhep addediyorlar! Sahabe Efendilerimize söven bu fırka, bilhassa gulat kolları itibariyle küfre düşmüştür, Zeydiyye gibi mutedil kollarına bir şey diyemem, ama Ömer Efendimize, Aişe Anamız ve bilumum sahabe efendilerimize söven bu fırkaya güzelleme yapan ya cahil yahut şii sempatizanıdır. Değinmeden edemeyeceğim Türkiye’de çok okunan Ali Şeriati de Şii’dir! Kitap seksen sahife, Arapça-Türkçe olarak tâbedilmiş. Said Havva merhum İhvanı Müslimin’in başkanlığını yapmış bugün ki katil Esed’in babasına karşı hayatını mücadeleyle geçirmiş bir adam. Allah rahmet eylesin. Şimdi sizlere bizim akidemizle bu sapkın fırkanın akidelerinin hangi noktalarda çakıştığını maddeler halinde zikredeyim: 1) On iki imam anlayışına sahiptirler. Şia’ya göre İmamlar masum hatta nebilerden de üstün konumdadırlar. Bu imamları kabul etmeyenler kendi akidelerince tekfir edilir! 2) Sahabe ’den birkaç kişi dışında hemen hemen hepsi Efendimiz ’in vefatının ardında mürtet olmuşlardır, dolayısıyla onların haberlerini (işlerine gelmedikçe) kabul etmezler. 3) Takiyye yaparlar, hatta takiyyesi olmayanın dini yoktur derler. Yani kolay kolay hakiki yüzlerini ifşa etmezler. (Humeyni’nin İslam Devrimine (!) giden yolda yaptığı gibi) 4) Aişe anamız bu sapıklara göre haşa cehennemdedir, Kuranla temize çıkarılan Annemize zina iftirasında bulunurlar. 5) İnançlarına göre Kuran tahrif edilmiştir. 6) Hz. Ali Efendimize ulûhiyet atfeden kolları dahi mevcuttur. 7) Muta nikâhı bunlara göre caizdir( bildiğimiz para vererek zina yapmanın adıdır Muta nikahı) ! Ve daha neler. Said Havva bu kitabı zamanında o dönem Humeyni’ye muhabbet besleyen İslam âleminin gençlerini yolundan çevirmek ve onlara hakikati göstermek için yazmıştır. O dönemlerde Müslüman yazarların hemen hemen hepsi Humeyni’nin biz İslam devrimi yapacağız, mezhep devrimi değil sözlerine destek vermiş köşelerinde bunu yazmıştır. (Şu an okuduğumuz, kendilerine borçlu olduklarımız dahi maalesef bu tuzağa düşmüşlerdir. Örnk: Zarifoğlu, Pakdil, Hüsnü Aktaş hocam, Milli Görüş hareketi ve diğerleri) Son cümleden aklımda peyda olan: İslam için fikri, fiili mücadele etmek isteyen kimsenin ilim ayağı olmadığı, akidesini sağlam hale getirmediği müddetçe davası tehlikededir, her an tersine dönebilir. Bu kitabı basan İbda hareketinin yayınevi Büyük Doğu çağını muştulayan Kökler yayınevine selam olsun. Allah tüm Müslümanları şuurlandırsın ve onların akidesini sağlam kılsın. (Diyanet İşler Başkanlığımız bu kitabı görevlilerine dağıtırsa dahi mesele hallolacak kendileri de İran’la saçma sapan hülyalara dalarak Ehli Sünnet Omurga olan Türkiye’yi ve Müslüman gençliği tehlikeye atmamış olacaktır.) Selametle. (Fâtih)

İki bölümden oluşan tek celse de okunulabilecek bir kitap 1.Bölüm Şiianın bazı sapkın itikatları ve Humeyninin bunları benimsemesi -İmamlar hakkında aşırılık -Kuranı Kerim’in tahrif edildiği iddiaları -Şiianın nebevii sünnete karşı tutumu -Sahabe ile ilgili tutumları -Resulullah (ﷺ) de noksanlık iddiaları -İcma ya muhalefetleri -Ehli Sünnet vel cemaat e karşı tutumları -Fatımatuz Zehra (RA) hakkındaki aşırılıkları 2.Bölüm Hümeyniliğin sapkın tutumları Sünni azınlığa en basit insani hakları bile yasakladı. Tahran’da ehlisünnet vel cemaate ait bir cami bile olmadığını görünce dünyaya İslami pratikteki ufuk darlığının çok ileri boyutlarda olduğu şeklindeki düşünce kapısının ne kadar kolaylıkla aralanmış olacağını anlayacaksın! kendi mezhebinden olmayana camisini inşa etmeyi yasaklayan bir zihniyetin gayrimüslimlere karşı takılacağı durumu sen düşün artık! Allah’ım Humeyni ve Humeynilikten onları dost edinen destekleyen ve onlarla ittifak eden herkesten biri olmayı senden niyaz ediyorum amin (ÖMER TURGUT)

Kitabın Yazarı Said Havva Kimdir?

Saîd Havvâ, 27 Eylül 1935 yılında Suriye’nin Hama şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin çocuğu ola¬rak dünyaya gelen Saîd Havvâ ilköğrenimini Hama’da gördü ve buradaki cami¬lerde ünlü ulemalardan dersler aldı. İbn-i Rüşd Lisesi’nde okurken öğretmeni Şeyh Muhammed el-Hamid vasıtasıyla İhvan-ı Müslimin üyeleriyle tanıştı ve 1952 yılında henüz 17 yaşında iken Müslüman Kardeşler hareketine katıldı.

1956'da Şam üniversitesinde yeni açılan Kulliyyetuş-şeriatil-İslamiyyeye kaydoldu. Fakültenin kurucu dekanı ve Suriye Müslüman Kardeşler teşkilâtının lideri olan Mustafa es-Sibâî ile tanıştı. Üniversite yıllarında teşkilat içindeki faaliyetlerde görev almakla beraber Hasan Habenneke gibi çok değerli üstatların ilim meclislerinde bulundu. O dönemde Suriye’de sosyalizmden kavmi¬yetçiliğe kadar çeşitli fikri akımlar vardı ama O Allah’ın lütfü ve inayeti saye¬sinde İslami alanda eğitim görme şerefine kavuştu.

1961'de mezun olup Hama'da öğretmenliğe başladı.1964 yılında ise Hama Müslüman Kardeşler Hareketi Başkanlığını üstlen¬di. Aynı yıl Hama’da meydana gelen olaylarda aktif görevler aldı. Mervan Hadid'in liderliğindeki ayaklanma sırasında, silahlı mücadeleye mesafeli yaklaşmakla birlikte grevlerin düzenlenmesinde rol aldı, çatışmaların önüne geçmek için şehrin ileri gelenleriyle yapılan toplantılarda bulundu. Bu olaylar Hamalı Müslümanların devrin zalim yönetimine karşı bir kıyam hareketiydi. Saîd Havvâ bu olaylara katılmasından ötürü tutuklandı ve hapse atıldı. Hakkında idam hükmü verildi. Hama halkının yönetime karşı yoğun baskıları sonucu idam hükmü yerine getirilemedi.

Saîd Havvâ 1966'da baas rejiminin baskısını giderek arttırması sonucu Suudi Arabistan’a gitti. Burada beş yıl öğretmenlik yaptı. İlk eserlerini de burada yayımlamaya başladı. Hafız Esed'in 1970 yılında yönetime el koymasının ardından teşkilatın sürgündeki üyelerine Suriye’ye dönme izni verilmesi üzerine Saîd Havvâ'da 1971'de tekrar ülkesine döndü. 1973 yılında Hama’da meydana gelen ikinci kıyam hareketine yine başkan¬lık etti. Bu kıyam yönetimin İslam yerine sosyalist demokrasiye geçişini öngören anayasa değişikliğine karşı yapılmıştı. Bu olaylardan hemen sonra ye¬niden tutuklandı ve hapse atıldı. Hakkında kesinleşen 5 yıllık mahkûmiyeti ya¬şadı. Beş yıl süren mahpus hayatı süresince ilmi çalışmalara ağırlık vererek hem El Esas Fi’'t-tefsir isimli 11 ciltlik bir tefsir telif etti, hem de mahkûmlara ders verdi.

Saîd Havvâ 1978 yılının Ocak ayında hapisten çıktı ve iki ay sonra Suriye’yi terk ederek Ürdün’e yerleşti. Suriye’yi terk etmesine rağmen teşkilatla arasındaki bağları koparmadı. Çeşitli İslam ülkelerine, Avrupa ve Amerika’ya seyahatlerde bulundu. İran’da Humeyni, Pakistan’da Mevdudi ile tanıştı.

Esed rejimine karşı Sünni İslami muhalefetin en önemli teşkilatlarından Suriye İslam Cephesi’nin kuruluşunda Adnan Saadettin ve Muhammed Ebu’n Nasr El-Beyanuni gibi hareket önderleriyle beraber öncülük yaptı. Zalim baas rejiminin baskılarını iyice arttırmasıyla Saîd Havvâ silahlı mücadeleye onay verdi.

1982 yılında azgın Suriye yönetiminin yerle bir ederek 30.000 Müslüman’ı katlettiği Hama'daki katliamdan derin bir şekilde etkilenen Saîd Havvâ, hayatının son yıllarında sürekli tedavi gördü. Saîd Havvâ 9 Mart 1989da Ürdün'ün başkenti Amman’da henüz 54 yaşında iken Rahmet-i Rahman’a kavuştu.

Said Havva Kitapları - Eserleri

  • Allah'a İnanmak
  • Allah Erinin Ahlak ve Kültürü
  • Ruh Terbiyemiz
  • Er Rasûl Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Aile Hayatının Kuralları
  • Şehadet

  • Humeynicilik
  • İslami Eğitim Modeli (Fi Afaki't Tealim)
  • İslam - İslam'ın Rükünleri
  • İslam - Cezai Müeyyideler
  • Ruh Terbiyemiz & İslami Çalışmalar Hakkında Dersler
  • İslam'da Nefis Tezkiyesi
  • Allah Erinin Stratejisi

  • Cihad Yolunda Bir Adım Daha İleri
  • El-Esas Fi't Tefsir
  • İslami Çalışmalar Hakkında Dersler
  • Şiilik ve Humeynicilik
  • İslamda Allah İnancı
  • İslam
  • Hadislerle İslam Akaidi (5 Cilt Takım)

  • İslam'da Yönetim ve Yönetici
  • Müslüman Kardeşler Teşkilatı
  • Hatıralarım
  • Adabı Muaşeret ve Görgü Kuralları
  • Allah'a İnanmak
  • Tartışmalar
  • El-Esas Fi's Sunne - Hadislerle Hz. Peygamber'in Hayatı

  • Farz Bilinci
  • İslami Metotlar
  • Müslüman Aile Hayatının Kanunları
  • İslam Sosyal ve Ahlaki Hayat
  • 50. Yılında Müslüman Kardeşler Hareketi
  • Eğitim Risalesi

Said Havva Alıntıları - Sözleri

  • Kardeşlerin itimat ettiği her şeyde iki esas göz önüne alınır. Birincisi şer'an caiz olması, ikincisi de düşmanın silahlarına mukavemet edebilmesi ve hedefleri gerçekleştirebilmesidir. Araştırmaya karşılık araştırma, örgütlenmeye karşı örgütlenme, gazeteye karşı gazete, şiire karşı şiir... Mahalli hedefler olsun uluslararası hedefler olsun kendilerini gerçekleştirebilecek araçlara muhtaçtırlar. Bunlar da İslam'ın ışığında olmalıdır. Kardeşlerin dayandığı bu esas, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in hayatında çokça görülmektedir. Çünkü O, şiire karşı şiirle, hitabede karşı hitabetle ve orduya karşı ordu ile mukabele ederdi. (İslami Eğitim Modeli (Fi Afaki't Tealim))
  • Belki geçici olan kötülük geçici olan iyilikten daha iyidir. Çünkü kötülük gidince ferahlık kalır . Fakat iyilik gidince geride bir üzüntü bırakır. (İslam'da Nefis Tezkiyesi)
  • İhlâs olmadan Allah'ın razı olacağı sağlam bir hareket söz konusu olmaz. (İslami Eğitim Modeli (Fi Afaki't Tealim))
  • Tartışma, gülme veya kahkaha esnasında sesi yükseltmek düşüncesizlik, ahlaki erdem ve nezaket kurallarına aldırmamazlıktır... (Aile Hayatının Kuralları)
  • İşte Hz. Peygamber (s.a.v.).. küçük bir çocuk olan Üsame'yi, pis bir halde gördüğü için temizliyor. İşte Hz. Aişe.. bir kadına, kocasının karşısına güzel bir görüntü içinde çıkmasını öğütlüyor. Bu İbn Abbas.. karşısındaki adama, kadın kocasına süslendiği gibi, kendisinin de hanımı için süslenmesini salık veriyor. (Aile Hayatının Kuralları)
  • Peygamberlerin hayatlarında her zaman görünen bir gerçek vardır. Onlar hep gerçeği yaşamışlardır, hayatlarında teorilerin yeri yoktur. Sadece peygamberlerdir, insanları en yüce mevkilere çağıranlar... (Er Rasûl Hz. Muhammed (s.a.v))

  • Eğєr вir dαvα hαk ise onun için mücαdele vermek bir görevdir. Bu inαnç uğrundα bedel ödemek şereftir, çekilen cezalar ise dünyaya endenksli yaşayanların anlayamayacağı kαdαr değerlidir. (Şehadet)
  • Bir hareket ki ne istediğini ve nereye doğru yürüdüğünü bilmiyorsa, bu sebepler dünyasında yok olmaya veya felç geçirmeye mahkumdur. (Allah Erinin Ahlak ve Kültürü)
  • "Ya Rabbi, herhangi birşeyi bile bile sana ortak koşmaktan sana sığınır ve eğer böyle bir günahı bilmeden, farkında olmadan işlediysem beni affetmeni dilerim." (Şehadet)
  • Enes r.a şöyle dedi; Resulullah (a.s) buyurdu ki; "Şüphesiz şeytan insanın kanının aktığı yerden akar." (Hadislerle İslam Akaidi (5 Cilt Takım))
  • Charles Y. C. şöyle söyler: " Bu işlemleri gözden geçirdiğimizde bir proton molekülünün oluşabilme ihtilalinin 10 üzeri 160 olduğu ortaya çıkar. Elimizde bu sayıyı okuyacak mefhum yoktur. Yani bir tek protein molekülünün tesadüfen oluşabilme ihtimali milyonlarca milyarın çarpılmasıyla elde edilecek rakamda birdir ki bu da imkansız demektir. (Allah'a İnanmak)
  • İdarecilerinizin hayırlıları, sizin kendilerini sevdiğiniz ve sizi seven, sizin dua ettiğiniz ve size dua edenlerdir. İdarecilerinizin kötüsü ise, sizin sevmediğiniz ve sizi sevmeyen, sizin lanetlediğiniz ve sizi lanetleyendir. Hz Muhammed ( as) (İslami Çalışmalar Hakkında Dersler)
  • O gaybı bilendir ,kendi gaybını kimseye açmaz (Humeynicilik)

  • Müslümanların arasında en kalın perde birbirlerini anlamama ve birbirleri hakkında uzaktan hüküm verme perdesidir. (İslami Çalışmalar Hakkında Dersler)
  • Cennetin yolu çetindir, ücrete muhtaçtır. "Dikkat edin, Allah'ın satılığa çıkardığı şey çok pahalıdır. Allah'ın satılığa çıkardığı şey cennettir." (Tirmizi) (Ruh Terbiyemiz)
  • İnsanları idare etme ile onlara yağ çekme arasında fark vardır. İnsanları idare eden kişi karşısındakini hakka yöneltmek veyahut da batılın içinden onu çekip çıkarıncaya kadar ona iltifat eder. Fakat yağcı adam ise karşısındaki adamı batılın derinliklerine sürükleyip onu orada bırakmak ve yahut da hevâ ve arzularıyla baş başa bırakmak için ona iltifatta bulunur. (İslam'da Yönetim ve Yönetici)
  • "İslam nizamının genel kurallarına uyduğu müddetçe aldığı biçim, yada çeşit önemli değildir." (İslami Eğitim Modeli (Fi Afaki't Tealim))
  • Allah, kişi düşünce ile birlikte zikri (ibadet,eylem) de kendisinde birleştirmedikçe, o kişinin kalbine ayetlerini açmaz. (Allah'a İnanmak)
  • Bütün siyasi davalar, partisel pazarlıklar, reislik, koltuk ve madde rekâbeti sebebiyle bağlıları arasında kardeşliği tesis edemezler. Dünya neyin içine girmişse mutlaka onu bozmuştur. Zahiren dost, gerçekte ise birbirlerine düşman olan bir nesille ne İslam ayakta kalır ve ne de hedefler gerçekleşir. Bu yüzden kardeşlik, biatımızın bir rüknü olmuştur. (İslami Eğitim Modeli (Fi Afaki't Tealim))
  • Kızgınlık ahmaklığın başıdır. (İslam'da Yönetim ve Yönetici)

Yorum Yaz