Hüzün Yanığı 1, Sinan Yağmur kitap özeti - Kitap konusu ve incelemesi
Hüzün Yanığı 1 kimin eseri? Hüzün Yanığı 1 kitabının yazarı kimdir? Hüzün Yanığı 1 konusu ve anafikri nedir? Hüzün Yanığı 1 kitabı ne anlatıyor? Hüzün Yanığı 1 kitabının yazarı Sinan Yağmur kimdir? İşte Hüzün Yanığı 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sinan Yağmur
Tasarımcı: Mürüvet Durna
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9786055107956
Sayfa Sayısı: 296
Hüzün Yanığı 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Islak harflerle konuş benimle sevdiğim. Ben sende en çok hüznü sevdim. Uzaklığı ayrılığın mesafesi bilirdim, meğerse ucu kapanmayan uzaklıklar yakınlıktan doğarmış. Aşk uzaklıktır, ölüm ise yakınlık. Aşk ile ölüm arasındaki perdenin adıdır hüzün. Ve her aşığın hüzünden geçen hazin bir hikâyesi vardır. Kirletilen bir aşkı ancak hüzün temizler. Sürekli sorgu ve hesaplaşmaya dönen bir evliliği hüzün yanığı teselli eder. Aşk. Ayrılık. Yalnızlık. Yoksulluk. Ölüm. Hüzün yangınlarının beş mevsiminden günümüz insanlarının yalnızlığına bir yürek esintisi Hüzün Yanığı. Tasavvufi aşkı konu ettiği romanlarıyla milyonlarca okura ulaşan Sinan Yağmur, bugünde yaşanan bir aşk hikâyesiyle İstanbul’un arka sokaklarında, Kapadokya’da peribacaları labirentlerinin arasında dolaştırıyor okuyucusunu. Her zamanki gibi pergelin bir ayağını aşkın merkezine diğer ayağını ayrılığın hüzün ateşine dokundurarak, âşık olmakla sevmenin eş anlamlı olmadığını gösteriyor.
Hüzün Yanığı 1 Alıntıları - Sözleri
- Bir zamanlar uğruna ölürüm sandığın kişiler, yeri geliyor utanç kaynağın oluyor.
- Masumiyet ruhun bakireliğidir, bir kez kaybedildiğinde asla geri gelmeyen hazinedir.
- Çünkü o köye hiç gazete gelmiyordu. İnsanlar birbirlerine icat edilmiş eşyalardan değil kalplerinden sesleniyor, birbirlerini seyrediyor ve anlıyorlardı.
- Bir adamın gözlerinden akan bir damla yaş bin acı, bin ah taşır. Yüreğine akıtır erkekler kederli yaşlarını o yüzdendir ki bir adamın gözünden akıyorsa yaş yüreği taşıyamıyordur artık kendini, acısını, kırgınlığını...
- Zamanla anlıyorsun ki seni içinde yaşatmayan birisinin en tatlı yalanıymış "iyi ki varsın" demek.
- Aşk, hayat devam ettiği sürece bitmiyor ama insanın kalbi bir daha on sekizindeki gibi çarpmıyor nedense.
- Yıldızları beşik yapar da uyurdum sen varsın diye. Güneşin ışıklarını öperek uyanırdım sevdan var diye. Bu kadar varın içerisinde hiçbir yokluk koymazdı bana.
- Kimi sözler yama tutmaz bir elveda gibi gelir kulağına ve ölümün bile öldüğü yerde ayrılığın hükmü okunmaz.
- Her tanıştığım bana kimliğimi sorar, bilmez ki insan neresinden yaralıysa kimliği orasıdır.
- "Bir güz yanığıyım ben. Güz yanığı nedir bilir misin? İçinde cehennem yangınlarıyla kavrulurken yüzünün bir ölü soğukluğu ile buz kesmesidir. Ne ismim bilinir ne cismim. Hiçbir kitabın yazmadığı bir aşka düştüm."
- Kalpteki gerçek, dışarıdaki gerçeğe uymuyorsa ya kalp kirlidir ya da dışarısı.
- Gözlerinizle bakıp imrendiklerinize gönlünüzle baksaydınız iğrenirdiniz.
- Zamanın küflü sandığında saklanırmış anılar, ansızın saplanırmış kalbe yaşananlar. Her bir anımız gözlerimde şerit şerit resimleniyor. Ne çok isterdim o günlere dönmeyi, değiştirebilmeyi isterdim bu masalın sonunu yahut hiç yaşamamış olmak isterdim o günleri. Hiç bitmeyen telaşelerin bitti mi şimdi, değdi mi heba ettiğine yürekleri? Söylesene, hayalimi sildi mi gözlerin, sen de saklıyor musun beni?
- Artık mevsimler de zamansız ve aşk hiçbir mevsime sığmayacak kadar mevsimsiz.
- Ne garip! Birbirine bağlanmış dilenciler gibiyiz. Uyanıkken sayıklayan mutluluk dilencileri ...
Hüzün Yanığı 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Okuduğum ilk roman. Aklımda ilk olarak böyle kaldın sevgili hüzün yanığı Nevşehir sokaklarını gezdirdin, acıyla harmanladın bi çare yüreğimi, yeri geldi Turna oldum yeri geldi acısını hissettim içimde. Ah Turna... İsminle ayrı, isminin hikayesi ile ayrı, kendi hikayen ile ayrı büyüledin beni Teşekkürler Sinan Yağmur (Dilhun)
Korkmakta haklıydı. Etrafa bakındı. Kimseler yoktu ortalıkta.Titreyen ellerle çöplüğü eşelemeye başladı.Kâğıtlar, naylon poşetler, soba külü, izmaritler, boş biraşişeleri, marul, soğan kırıntıları ve nihayet bir yarım ekmek.Kuru kupkuru küflenmiş bir parça ekmek. "Olsun, bunu bulamayan da var," dedi içinden. Şükretti Allah'a.Ekmek parçasını bir annenin yavrusunu kucakladığı gibi bastı bağrına. Derin bir nefes aldı, genzine bir acılık yayıldı.Titreme nöbetleri. Son bakışlar mahmur.Son cümleler tarumar.Fakirlik ve yokluğun gölgesinde ayakta duran şu taş virane binaların çatı katlarında, bodrum izbelerinde, senin içinisineler yumruklanıyor.Ruhu acıdı Turna'nın. Ruh tıpkı çiçek gibidir; karanlık basınca kapatır yapraklarını ama gecenin hayalleri o yaprakları sulayamaz.Açlıktan gücü kesilmiş halde kaldırıma oturup ellerini göğsüne bastırdı. Genelde susuzluktan ağız, dil kururdu.Turna'nın ise açlıktan ağzı dili kurumuştu. O haliyle acı acı duaya başladı. "Varlıklı kullarına gidip iş istedim, yüzüme kapıyı kapattılar. Allah'ım senin verdiğin nimeti kulların benden kıskandılar. Mahrum ettiler. Ekmek için kimin kapısını çaldımsa çeşitli azarlar işittim. Ey Rabbim! Annem beni senin rızan ile dünyaya getirdi. Şimdi ise kulların bana dünyayı zindan ettiler. (M.Furkan Beginoğlu)
Aşk romanı sevenler için tavsiye edebileceğim bir kitap. Siz siz olun sevdikleriniz hayattayken kıymetini bilin.. Çünkü bir tek ölümün çaresi yok... Islanmaktan korktuğumuz için yağmurdan kaçarız; çamura bulanmaktan korktuğumuz için çimenlere oturup toprağın kokusunu içimize çekmeyiz. Şekle sıfatlara takıldığımız korktuğumuz için hayatı ıskalarız. Yaşayamadıklarımızın farkınaca da özlem duyarız. Sonrada kendimizi haklı çıkarmak için suçlu ararız.. Yalnızlığın tek rengi vardır ; güz yanığı.. (Ayşegül Tezcan)
Kitabın Yazarı Sinan Yağmur Kimdir?
Sinan yağmur (1965, Kırşehir doğumlu) Türk tasavvuf, aşk yazarı ve öğretmen.
Eğitimi
İlk ve orta öğrenimini Kırşehirde tamamladı, Kırşehir imam hatip lisesinden 1984 te, selçuk üniversitesi ilahiyat fakültesindende 1990 yılında mezun oldu. Aynı yıl kelam ve islam felsefesi ana bilim dalında yüksek lisansa başladı.
Özel Hayatı
1991 yılında kadınhanı imam hatip lisesinde öğretmenliğe başlayan Sinan Yağmur sırasıyla Konya İmam Hatip Lisesi, ve Meram Dr. Ali Rıza Bahadır İmam Hatip Lisesi'nde idarecilik görevlerinde bulundu, halen Naci’ye Mumcuoğlu Lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görevini sürdüren Yağmur, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Selçuk belediyesince organize edilen aile okulunda aile içi iletişim, eşler arası sevgi köprüsü konularında konferans etkinliğinde bulunan yazar ulusal ve yerel tvlerde eğitim proğramlarına katılmıştır.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazmaktadır.
Sinan Yağmur Kitapları - Eserleri
- Aşkın Gözyaşları 2 - Hz. Mevlana
- Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems
- Aşkın Gözyaşları 3 - Kimya Hatun
- Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v)
- Mesneviden Hikayeler
- Babalar da Ağlar
- Öğretmence Sevebilmek İnsanı
- Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha
- Kerbela
- Aşk'a Yolculuk - Veysel Karâni
- Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı Mansur
- Tennure ve Ateş
- Aşkın Meali 2 - Hz. İbrahim Ve Hacer
- Aşkın 7 Hali - Bişnev!
- Aşka Yol Alma Defteri
- Benim Annem Bir Melek
- Hüzün Yanığı 1
- Tarihimi Çok Seviyorum
- Barış Peygamberi
- Her Anne Bir Melektir
- 16 Türk Devleti
- Aşkın Gözyaşları 5 - Yunus Emre
- Mevlana'dan İnciler
- Aşkın Meali 3 - Hz. Ali ve Fatma
- Hüzün Yanığı 2
- Sevgi Öğretmeni
- Aşk'a Yolculuk 2
- Mesnevi'den Hikmetler
- İmam-ı Azam Ebu Hanife
- Ravza'nın Yıldızları-1
- Ravza'nın Yıldızları-2
- Ravza'nın Yıldızları-3
- Genç Yüreklere Dokunmak
- Aşkın Gözyaşları
- Minik kalplere Dini Hikayeler
- Mevlana'dan Nefesler
- Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası
- Bana Tarihimizi Anlat
- Aşkın Son Ozanı
Sinan Yağmur Alıntıları - Sözleri
- Annelerinizin kıymetini bilin! (Her Anne Bir Melektir)
- , "Bilginin ışığı kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur." ... (Tarihimi Çok Seviyorum)
- Kitap okumak meslek, imtihan için değil; insan kalabilmek, aydınlanmak ve aydınlatmak için okunur. Kitap okumanın ne bir meslekle alakası vardır ne de insanın yaşı ile. Okumak alışkanlık değil,aşktır. (Sevgi Öğretmeni)
- Ömer Bin Abdülaziz halife olduktan sonra " hiç kimse bana körü körüne itaat etmeyecek! Allah'ın emirlerine uymayan talimatlar için kula itaat yoktur ! Ben sizin en hayırlınız değil, sadece sizden biriyim." demiştir. Halife olduktan bir sene sonra onun çocukluğunu, gençliğini bilen birisi yanına yanaşıp ona şöyle demiş: "Ömer ne hale geldin sen, erimiş bir deri bir kemik kalmışsın." Halife Ömer, "Ziyad, bir de beni mezara girdikten üç gün sonra görsen ne halde olacağım," cevabını vermiş. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
- İletişim, dijital ve sanal bir dünyamız var. Her şey dokunmatik… Tuşa dokun uzak yakın olsun. Klavyeye dokun uzun süreler yakın olsun. Dijital oldu her dokunduğumuz. Her şeye dokunan insanlık, esas dokunması gerekeni unuttu: GÖNÜL. (Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası)
- İnancımız bizi asla yarı yolda bırakmaz, ümidimiz hep kafamızda bir yerlerdedir. (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))
- Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım Ben bir bahçe suluyorum gönlümde Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden Ne güller fışkırır çilelerimden Kandır, hayattır, emektir benim güllerim Korkmadım, korkmuyorum ölümden Siz çiçek getirin yalnız çiçek getirin (Öğretmence Sevebilmek İnsanı)
- Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi 'Ben asla böyle bir şey yapmam' dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır. (Barış Peygamberi)
- "Hayata bağlı olanlar korkardı ölümden.Her şeyleri bu hayat olanlar" (Ravza'nın Yıldızları-3)
- Her doğum yapan kadın anne değildir (Her Anne Bir Melektir)
- Bilesin ki yari uyuyanın yarası uyumaz. (Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha)
- Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi... (Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems)
- Anne-babaların üzerinde en fazla durduğu konulardan birisi, çoçuklarının sağlam karakterli olmasıdır...........Doğruluk, dürüstlük, cesaret, fedakarlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, hak ve hukuka dikkat gibi çeşitli vasıflar ideal karakteri oluşturmaktadır. Çoçuk bu vasıfları anne-babasından görerek, anlatılanları dinleyerek ve eğitim sürecinde aktırılanları özümseyerek belli ölçüde kazanır. Bu özellikleri kazandırmada daha farklı ve yararlı yöntemler de kullanılabilir. Bu biri, tarihimizdeki mümtaz şahsiyetlerin örnek alınmasıdır.............Başka yöntemlerle kazandırılamayan bir karakter özelliği, örnek bir şahsiyetin hayatının anlatılmasıyla kolayca kazandırılabilir. İYİYİ NAZARA VERME, İYİ OLMA SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR YOLDUR. .... .... (Tarihimi Çok Seviyorum)
- Ben yeryüzü yetimiyim. Ancak yüreklerin yetimi değilim. İnsanlığın yüreklerinde nurum vardır. (Barış Peygamberi)
- “mesafeler yollardadır, gönül kırk diyar öteden sever.” (Aşkın 7 Hali - Bişnev!)
- Kılıç ne kadar keskin olursa olsun, yumuşak pamuğu kesemez.. (Aşk'a Yolculuk 2)
- Aynı dili konuşan değil aynı acıyı yürek katığı yapanlar anlaşabilir. (Aşk'a Yolculuk 2)
- İslam dini yeryüzüne inmiş en kıymetli hazinedir. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
- Hayatta tek dostum yine kitaplarımdı (Her Anne Bir Melektir)
- " Ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum. Ben ne kralım ne de sultan. Ben kulum. Sadece kul. " Hz. Muhammed ( s.a.v.) (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))
Editör: Nasrettin Güneş