diorex
Dedas

Hyperion - Dan Simmons Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hyperion kimin eseri? Hyperion kitabının yazarı kimdir? Hyperion konusu ve anafikri nedir? Hyperion kitabı ne anlatıyor? Hyperion PDF indirme linki var mı? Hyperion kitabının yazarı Dan Simmons kimdir? İşte Hyperion kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.07.2022 10:00
Hyperion - Dan Simmons Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Dan Simmons

Çevirmen: Yaprak Onur

Editör: Kemal Küçükgedik

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786052999837

Sayfa Sayısı: 568

Hyperion Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hyperion adlı gezegende, Hâkimiyet'in kanunlarının ötesinde, Shrike adında bir yaratık vardır. Bu yaratığa tapanlar da mevcuttur, ondan sakınanlar da, onu yok etmeye ant içmiş olanlar da. Devasa yapıların zamanda geçmişe doğru ilerlediği Zaman Mezarları Vadisi'nde, Shrike herkesi bekler.

Kıyamet'in kopmasından evvel, tüm galaksi amansız bir savaşa girişmişken, yedi hacı son bir yolculuk için Hyperion'a doğru yola koyulur ve hayatlarındaki çözemedikleri bulmacalara yanıt ararlar. Her birinin son bir ümidi ve korkunç bir sırrı vardır. İçlerinden biri de insanlığın kaderini ellerinde taşıyor olabilir.

O sıralar normal zamanlardı, Shrike'ın zaman gelgitlerinin ve kimsenin anlayamadığı güçlerinin esiri olduğu, anti-entropik alanların, Zaman Mezarları'nın sadece birkaç metre ötesine uzandığı zamanlar. Ayrıca o sırada Gaspçı istilasına dair herhangi bir tehdit de yoktu.

Konsolos Shrike'ı düşündü; Hyperion'da istediği yere gidebilir hale geldiğini, fizik kurallarını çiğneyen ve sadece ölüm aracılığıyla iletişim kuran bu yaratık karşısında milyonlarca yerlinin ve binlerce Hâkimiyet vatandaşının çaresiz kalacağını… Ve kamaranın sıcaklığına rağmen ürperdi.

"Dan Simmons yüzlerce yıl sonrasını muhteşem bir şekilde tasarlamış. Kapsamı ve çok katmanlılığıyla Isaac Asimov ve James Blish'in eserlerini geçiyor."

The Washington Post Book World

"İnanılmaz derecede yaratıcı bir kalem… Cömertçe tasarlanmış ve muhteşem bir üslupla kaleme alınmış."

The New York Times Book Review

"Simmons'ın dehası, bilim kurguyu yeni bir tür şiire dönüştürüyor."

The Denver Post

"Her bilim kurgu kütüphanesinin olmazsa olmazı."

Booklist

Hyperion Alıntıları - Sözleri

  • Bir şeyleri bilmek için gerçekten yaşamak gerekiyor aşkım.
  • Bu tarz şeylerin doğasında elbette hayal kırıklığıyla sonlanmak vardır. Gerçek hayat çok ender güzel bir sonla tamamlanır.
  • Büyük şairler çok ender kendi zamanlarında anlaşılırlar.
  • Keşfettiğim her şey kafamı daha çok karıştırıyor.
  • Bir şairin hayatı sadece ifadenin dil dansında değil, algı ve hafızasının birleşiminin algılanan ve hatırlanan hassasiyetinde de yatıyor.
  • Başlangıçta kelime vardı. Ardından lanet olasıca kelime işlemcisi çıktı. Ardından düşünce işlemcisi. Ardından edebiyatın ölümü gerçekleşti.
  • Kelimelerin kötü ve uygunsuz biçimlendirilmesi zihinde mükemmel bir tıkanıklık doğurur.
  • Acı benim müttefikim, koruyucu meleğim, insanlıkla aramda kalan tek bağa dönüştü
  • Artık inancın -saf, gözü kör, tüm mantıklı açıklamaları yok sayan inancın- gerekliliğini anlıyorum, aynı evrenin vahşi sonsuz denizindeki duygusuz kanunlarla işleyen ve içindeki küçücük düşünme yeteneğine sahip varlıklara tamamen duyarsız minik bir cankurtaran gibi.
  • "Bu şehirden sıkıldım. Onun pagan savlarından ve yalan tarihinden sıkıldım. Hyperion şairanelikten yoksun bir şair dünyası. Şehir merkezinde Zen Gnostik grupları ve dört Yüce Müslüman camisi mevcut ama gerçek ibadethaneler şehirdeki sayısız bar ve kerhane, güneyden gelen fiberplastik sevkiyatlarının canlandırdığı pazar yerleri ve kayıp ruhların intihara meyilli umutsuzluklarını zayıf bir gizemcilik kalkanı ardına sakladığı Shrike Tarikatı tapınakları. Aydınlanmadan yoksun gizemciliğin pis kokusu tüm gezegene sinmiş. Canı cehenneme!"
  • Daha fazla şey öğrendikçe daha az şey anlıyorum.
  • Bence kandırmak her daim caniliktir.
  • Prison always has been a good place for writers, killing, as it does, the twin demons of mobility and diversion.
  • Belief in one's identity as a poet or writer prior to the acid test of publication is as naive and harmless as the youthful belief in one's immortality... and the inevitable disillusionment is just as painful.
  • Konsolos katlanmış kağıdı kimsenin göremeyeceği şekilde açtı. Yedi numarayı çekmişti. Gerginlik fazla şişmiş bir balondan boşalan hava misali onu terk etti. Kendi kendine hikâyesini anlatma sırası ona gelmeden önce olayların araya girmesinin çok olası olduğunu söyledi. Ya da savaşın her şeyi son derece soyut kılmasının. Ya da gruptakilerin hikâye dinleme arzularını kaybetmelerinin. Ya da kralın ölmesinin. Ya da atın ölmesinin. Ya da bir ata nasıl konuşulacağını öğretebilmesinin. Daha fazla viski içmek yok diye düşündü Konsolos.

Hyperion İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok ama çok yoğun bir okuma oldu. Yorucu ve açıkçası sıkıcı bir deneyimdi. İlk başlarda her şey güzeldi; gizemli, büyük bir evren vardı karşımda. Fakat bir hikaye bitip, bir yenisi başlayınca, İstanbul trafiğinin beş dakikalığına açılıp, üç saatlik kilit olmasına benzer bir döngüye girdi. Romanın akıcılığı durmadan düşüp yükseliyor. Bu tarz bir yazım stilini hiçbir yazarda görmedim açıkçası. Tercih de edilmemeli. Hikayelerin hepsinde gizem unsuru vardı. Bazısı aksiyonlu, bazısı muallak, bazısı ise bizden, içten ve duygusaldı. Romanın en güzel yanlarından biri, insan doğasının asla değişmeyeceğini gözler önüne sermesiydi. Eski Dünya yok olmuş, ama insanların birbirleriyle savaşma ve nedenleri hep aynı. En sevmediğim şey romanın dili oldu. Çeviriden mi kaynaklı, yazarın dilinden mi, yoksa kitabın yoğunluğundan mı bilmiyorum fakat hem okuma hızımı düşürdü hem de okurken sıkılmama sebep oldu. Bazı kitaplar yoğun olmasına rağmen akar; bu kitap hem yoğun, hem akmıyor. Okurken kafamda çoğu şeyi canlandıramadım. Papaz her gün pilav yemez diye bir laf vardır. Hacılar’ın anlattığı hikayelerin final sorunu bu. Hep vurucu, şaşırtıcı bir kapanış uğraşı güdülmüş ama bir süre sonra bu durum şaşırtıcılığını yitiriyor. Bazı romanlar vardır: Çekici olmaktan ziyade ilgi çekmek için saçmalar, şirazeyi kaçırır. Özellikle bu tip romanlar psikoloji ve bilimkurgu temalı olur. Hyperion’ı bu listeye dahil etmiyorum. Vurucu hikayeleriyle ve koskoca, yaratıcı evreniyle sizi zorluyor. O zorluğu aşabilirseniz içine çekiyor. Ben kısmen aşabildim. Her farklı anlatıcıda; organizasyonlar, kuruluşlar, topluluklar ve medeniyetler hakkında detaylar öğreniyoruz. Evren hakkında o kadar detaylı anlatılıyor ki sahiden bir ara nefesim kesildi. Bu tarz romanları sevmiyorum açıkçası, ama kurgudaki evren o kadar kapsamlı ki ister istemez fazlasıyla detaya inilmiş. Ayarı bence kaçmış. Hikayenin akması için bazı şeyleri ince detayına kadar bilmesek de olurdu. Hyperion, tüm okurların sevebileceği ilgi çekici karakterlere sahip ancak karakterlerin geçmişi dışında birçok zorluğa da göğüs germeniz gerekiyor. Kassad ve Lamia’nın anlatıları favorim. Kişilik olarak otoriter, ciddi ve sert karakterleri sevmem aslında. Bu durumda şairi favorim olarak göstermem gerekir. Ama favorim şüphesiz ki Konsolos. Karmakarışık, kafası karışmış ve duygularının tercüme edilmesi zor bir yalnız adam. Öteki Hacılar kendilerine dost, eş edinebilir, hatta edinmişler, ama Konsolos’un kendini hiçbir şeye ait olduramamasının çaresizliği üzücü. (K)

Bu kadar zor terimlerle dolu bir kitabın Türkçe'ye kazandırılmasında emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsem az. Yaprak Onur'un böylesine zor bir çevirinin üstesinden gelmiş olması ne kadar iyi bir çevirmen olduğunu bir kere daha gösteriyor bizlere. Okunması zor olsa da bir seriye giriş eseri olarak oldukça başarılı bir roman Hyperion ve hikaye ileride daha da derinleşeceği için bu eserdeki yedi hacının hikayelerine dikkat etmek gerekiyor. Türü sevenlerin kaçırmayacağını bildiğim için devamını beklediğimi belirtmek yeterli. Tavsiyeye gerek duymuyorum bile. (Doğukan Güneş)

4 kitaplık bir serinin ilk kitabı Hyperion, yazarın anlatım dili,bilinmeyen bir evrene dair terminolojisi, kavramsal yapısı açısından okunması zor ve yorucu bir kitap olması yanında; zengin bilimkurgu içeriği, vurucu hikayeleri ve kurgusu ile etkilendiğim bir kitap oldu. Uzak bir gelecekte insanların "Büyük Hata" olarak adlandırdığı bir olgu meydana gelmiş, teknolojinin gelişmesi ile güneş sisteminde ve ötesinde bulunan yeni gezegenlerde koloniler kurulmuştur. Alanaştıran adı verilen geçitler çok uzak mesafelere anında yolculuk yapmayı sağlamaktadır. Hakimiyet adı verilen bir oluşum 200' den fazla gezegene hükmetmektedir. Dünyalarağı olarak adlandırılan bu gezegenler, anında iletişim kurulmasına izin veren ışılhatlar, elektromanyetik araçlar, ekranoplanlar, iletiaracıları ve ömrü uzatan, tıbbi gelişmelerden faydalanabilmektedir. "Gaspçı" olarak adlandırılan yerçekimsiz yıldızlararası boşluklarda yaşayan, insanlardan evrimleşen bir topluluk da Hakimiyet'in himayesinde bulunan gezengenleri tehdit etmektedir.Hakimiyet kontrolünde olmayan Hyperion isminde bir gezegende, zamanı kontrol etme yetisine sahip, hakkında efsaneler bulunan Shrike isminde bir varlık insanlar için büyük tehdit oluşturmaktadır. Bazı insanların taptığı , bazı insanların merak ettiği, bazılarının kaçındığı bu varlığı görmek için her sene hac ziyaretleri yapılmaktadır. Son savaş öncesi, Hakimiyet ve Shrike kilisesi tarafından son hac yolculuğu için bir rahip, bir konsolos, bir asker, bir şair, bir âlim, bir dedektif, bir ağaç efendisi seçilmiştir. Ölümle yüzyüze olduklarını düşünen bu hacılar neden seçildiklerini anlamak amacı ile geçmiş yaşam öykülerini birbirine anlatmaya karar verir. Her biri ortak bir temaya sahip, bu etkileyici hikayeler, aynı zamanda bu evreni anlamaya yardımcı olacak unsurlar içermesiyle birlikte hacıları ölümden kurtarabilecek midir? Başında terminolojiye dair bir sözlük içeren Hyperion'ın ilk yarısı yer yer başa dönüp okuduğum, anlamakta çok zorlandığım bölümler içerse de,ikinci yarısından itibaren hikayelerde anlatılan öğelerin bütüne dair gizemi aydınlatmaya başlaması ile hızlı bir şekilde akan bir kurguya dönüstü. Zaman yolculuğu, yapay zeka, ışınlanma, farklı dünyalar gibi zengin bilimkurgusal öğeleri ayrıntılı işlemesi ve derin kurgusu ile merak unsurunu canlı tutan bir özellik taşımasına rağmen herkese önerebilecegim bir kitap değil. Bilimkurgu türüne aşina olan ve altyapısı olan kişilere önerimdir. (Aylin Büyüksavaş)

Hyperion PDF indirme linki var mı?

Dan Simmons - Hyperion kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hyperion PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Dan Simmons Kimdir?

4 Nisan 1948'de Illinois, ABD'de doğmuştur. Bilim kurgu ve korku romanları yazmaktadır.

Dan Simmons Kitapları - Eserleri

  • Terör
  • Hyperion
  • Kabus

Dan Simmons Alıntıları - Sözleri

  • Bu tarz şeylerin doğasında elbette hayal kırıklığıyla sonlanmak vardır. Gerçek hayat çok ender güzel bir sonla tamamlanır. (Hyperion)
  • "Evlilik her şeyin sonu değildir.Evlilik ölüm değil.Herkesin gidip de kimsenin dönmediği Hamlet'deki 'Bilinmeyen Ülke' değildir.Evlenip, daha sonra boşanıp kendine uygun kadını bulan pek çok adam var.Bu sözlerimi bir yere yaz, Francis." (Terör)
  • Kelimelerin kötü ve uygunsuz biçimlendirilmesi zihinde mükemmel bir tıkanıklık doğurur. (Hyperion)
  • ''Crozier'ı en çok rahatsız eden geminin zihnine benzediği düşüncesi.Hayatının çoğunu melankoli içinde geçirmiş, bu gizli zaafı on iki yıl kutuplarda gezerek daha da büyümüş, Sophia Cracroft'un kendini reddetmesiyle acısı ikiye katlanmış bu adam kısmen aydınlık ve ara sıra ısıtılan ama yaşanabilir alt güverteyi hakim olduğu bilincine benzetiyor.Bugünlerde fazla zaman geçirdiği en alt güverte ise onun bilinçaltı, Crozier burada çığlık atan buzları dinliyor, cıvata ve kiriş raptiyelerinin soğuktan patlamasını bekliyor.İğrenç kokuları ve Ölüler Odası'yla en alt güvertenin altı ise deliliğin kendisi.'' (Terör)
  • Hamlet’in dediği gibi, sonrası sessizlik... (Terör)
  • Bu zavallı çocuk şu aptal Amerikalının aptal hikâyesini okumasa Karnaval için farklı renklerde odalar yapmamızı önermezdi - bunu söylediğinde hepimiz bunun harika bir fikir olduğunu söylemiştik. Bütün bunlar da olmazdı.Buna nasıl yanıt vereceğimi bilmiyordum.Demek istediğim, okumak belki de bir çeşit lanettir diye tamamladı sözlerini Foıvler. Belki bir insanın kendi zihninin içinde kalması daha iyidir.Neden bilmiyorum ama içimden Amin demek geldi. (Terör)
  • ''...küçük buzdağımızdan ayrılıyor, uçsuz bucaksız kutup alacakaranlığına, kuzeybatıya doğru yelken açmaya başlıyoruz.Bu noktadan sonra cesur balina avcılarının bölgesini bile aşmış olacağız.Korkusuzca giriştiğimiz bu sefere gelince: Hamlet'in dediği gibi, Sonrası sessizlik.'' (Terör)
  • Şurada veya burada paganlar tarafından bir Tanrı veya şeytan olarak adlandırılmamış, pagan şairleri tarafından şu veya bu ruhun harekete geçirdiği, vücuda getirdiği veya tutsak aldığı hayal edilmemiş hiçbir şey yoktur. (Terör)
  • Büyük şairler çok ender kendi zamanlarında anlaşılırlar. (Hyperion)
  • Keşfettiğim her şey kafamı daha çok karıştırıyor. (Hyperion)
  • Acı benim müttefikim, koruyucu meleğim, insanlıkla aramda kalan tek bağa dönüştü (Hyperion)
  • Daha fazla şey öğrendikçe daha az şey anlıyorum. (Hyperion)
  • Thomas Blanky o anda boş inançlı aptallar deyip sessizce küfrettiği denizcilerin haklı olduğunu anladı; bu şey, bir hayvan görünümüne ve postuna sahip olduğu kadar bir şeytan ya da bir Tanrı'ydı. Sakinleştirilmesi gereken, tapılması ya da kaçılması ge reken bir güçtü. (Terör)
  • Artık inancın -saf, gözü kör, tüm mantıklı açıklamaları yok sayan inancın- gerekliliğini anlıyorum, aynı evrenin vahşi sonsuz denizindeki duygusuz kanunlarla işleyen ve içindeki küçücük düşünme yeteneğine sahip varlıklara tamamen duyarsız minik bir cankurtaran gibi. (Hyperion)
  • "Bu şehirden sıkıldım. Onun pagan savlarından ve yalan tarihinden sıkıldım. Hyperion şairanelikten yoksun bir şair dünyası. Şehir merkezinde Zen Gnostik grupları ve dört Yüce Müslüman camisi mevcut ama gerçek ibadethaneler şehirdeki sayısız bar ve kerhane, güneyden gelen fiberplastik sevkiyatlarının canlandırdığı pazar yerleri ve kayıp ruhların intihara meyilli umutsuzluklarını zayıf bir gizemcilik kalkanı ardına sakladığı Shrike Tarikatı tapınakları. Aydınlanmadan yoksun gizemciliğin pis kokusu tüm gezegene sinmiş. Canı cehenneme!" (Hyperion)
  • Bir şeyleri bilmek için gerçekten yaşamak gerekiyor aşkım. (Hyperion)
  • Başlangıçta kelime vardı. Ardından lanet olasıca kelime işlemcisi çıktı. Ardından düşünce işlemcisi. Ardından edebiyatın ölümü gerçekleşti. (Hyperion)
  • ''Kutup ayısı dışında taze yemek bulmak hemen hemen olanaksızdı ve bu tehlikeli yaratığın ciğerini yemenin ani ölümlere yol açabileceği keşfedilmişti.'' (Terör)
  • HER ŞEYE KADİR TANRI ŞÖYLE DEDİ: “GİTTİĞİNİZ YOLU İYİ SEÇİN” (Terör)
  • ''Şeytan, burada bulunan her şeydi.Bitmeyen soğuk, sıkışan buz, şimşek fırtınaları, fok balıklarının, deniz aslanlarının, kuşların ve diğer kara hayvanlarının olmaması, kaskatı donmuş deniz boyunca üzerlerine gelen ve bir geminin geçmesine yetecek kadar açık denizin bulunmamasına neden olan buz dağları, aniden yerden biten basınç sırtları, beceriksizce lehimlenmiş ve şimdi zehre dönmüş konserve yemekler, gelmeyen yazlar, kırılmayan buzlar, kısacası her şey.'' (Terör)

Yorum Yaz