diorex

İğne Oyası - Serra Menekay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İğne Oyası kimin eseri? İğne Oyası kitabının yazarı kimdir? İğne Oyası konusu ve anafikri nedir? İğne Oyası kitabı ne anlatıyor? İğne Oyası PDF indirme linki var mı? İğne Oyası kitabının yazarı Serra Menekay kimdir? İşte İğne Oyası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.10.2022 05:00
İğne Oyası - Serra Menekay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Serra Menekay

Yayın Evi: Alibi Yayıncılık

İSBN: 9786058271937

Sayfa Sayısı: 272

İğne Oyası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Serra Menekay; “Aluşta’dan Esen Yeller” ve Kuşbakışı”ndan sonra yeni bir roman ile okuyucularıyla buluşuyor… “İğne Oyası, Bir 12 Eylül Romanı”

Serra Menekay yeni romanını şöyle tanıtıyor okuyucularına;

“…12 Eylül’e giden o süreçte ülkemiz tam bir iğne oyası titizliğiyle işlendi. Aynı iğne oyası gibi düğümler ata ata, tek tek, ince ince işlediler bizi. Atılan her birim düğüm ülkenin geleceğe çıkan yollarını tıkamayı, kendi kaderini belirleyecek aydın nesillerin önünü kapamayı ve geleceği geriye dönüşsüz biçimde değiştirmeyi amaçlıyordu. Biz de izin verdik oramıza buramıza iğnelerin batmasına. Ne kaldı geriye? Ne uğruna savaştığını bilmeden harcanmış gencecik hayatlar, bitmeyen bir yas, temellerinden sallanmış bir ülke ve bu ülkenin tarihinden sökülemeyen, üzerinden bir türlü temizlenemeyen 12 Eylül adında kara bir leke.”

İğne Oyası, cahil bir köylü kadını olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite öğrencisi Mehmet’in sıra dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsü…

Serra Menekay yine ustalıklı kurgusu ve akıcı diliyle Dürdane ve Mehmet’in dertlerinin penceresinden ülkemizin karanlık bir dönemine ışık tutuyor.

(Tanıtım Bülteninden)

İğne Oyası Alıntıları - Sözleri

  • “…12 Eylül’e giden o süreçte ülkemiz tam bir iğne oyası titizliğiyle işlendi. Aynı iğne oyası gibi düğümler ata ata, tek tek, ince ince işlediler bizi. Atılan her birim düğüm ülkenin geleceğe çıkan yollarını tıkamayı, kendi kaderini belirleyecek aydın nesillerin önünü kapamayı ve geleceği geriye dönüşsüz biçimde değiştirmeyi amaçlıyordu. Biz de izin verdik oramıza buramıza iğnelerin batmasına. Ne kaldı geriye? Ne uğruna savaştığını bilmeden harcanmış gencecik hayatlar, bitmeyen bir yas, temellerinden sallanmış bir ülke ve bu ülkenin tarihinden sökülemeyen, üzerinden bir türlü temizlenemeyen 12 Eylül adında kara bir leke.”
  • Birçoğu gerçekten ne olduğunu hiç anlamadı… Anlayanlar da anlamayanlar da bu toplumsal şizofreninin kurbanı oldu. Kimi öldü, kimi katil oldu, kimi hapislerde işkence gördü; kimi tahsilinden, kimi ekmeğinden, kimi sevdiğinden ama herkes umutlarından oldu… Herkes iyiyi, doğruyu yaptığını düşündü, oysa herken kurbandı.

İğne Oyası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Iğne Oyası: Ah Dürdane ! Ne sabırlı bir kadınsin sen. Acını, sevdanı, ozlemini ilmek ilmek igne oyalarına işledin. Kitabi çok ama çok beğendim 12 eylül öncesinde ve sonrasında yaşanan olaylar, karaktereler üzerinden cok güzel anlatılmış Okurken romanı birebir yaşamış gibi hissettim. Dili oldukça sadeydi. Dürdane ile üzüldüm, sinirlendim,ağladım. Kurgusu gerçeğe dayalı bir roman hissiyatı verdi bana Kitapda sevdiğim bir başka tarafta bölümlerden oluşmasıydı. Bir yandan Mehmet'in günlüğünu, bir yandan da Dürdane'nin yaşadıklarını okuyoruz. (Kitaptan Anne)

Serra Menekay 'ın kalemine hayran olduğumu bilmeyen kaldı mı? Yazarımız kitaplarında hangi konuyu işlerse işlesin harikalar yaratıyor. Çünkü kelimeleri cümlelere iğne oyası gibi sabırla ve ince ince işliyor. Mesela kitabı akşam saatlerinde elime aldım. Bitirmeden gözüme uyku girmedi. Çünkü insan merak ediyor. Bu kitapta da Dürdane ile çok güçlü bir bağ kurdum. Çünkü Dürdane bizden biriydi. Her şeyden önce bir kadındı ve tabi ki anneydi. O kadar üzücü şeyler yaşadı ki ayaklarının üstünde durabilmesini çok istedim. Çünkü biz kadınlar ayaklarımızın üstünde durabildiğimiz kadar güçlüyüz. Peki bir kadının ayaklarının üstünde durabilmesi söylendiği kadar kolay mı? Aslında hiç değil. Ama içindeki gücü keşfetmesi lazım. Kitapta da Dürdane' nin içindeki gücü keşfetmesini sağlayan yine bir kadın oldu. Kadının kadına destek oluşunu görmek beni çok etkiledi. Zaten her annenin en büyük güç kaynağı çocuklarıdır. Dürdane' nin de çocuklarına kavuşmak dışında istediği bir şey yoktu. Ah ben böyle söyleyince "Çocuklarıyla ayrı mı? Acaba kocası nerede? " diye düşündünüz. Biliyorum. Ama üzgünüm. O kadarını söylemek istemiyorum. Çünkü okurken kitabı hissetmenizi istiyorum. Dürdane içindeki gücü keşfetti. Ama ayaklarının üstünde durabildi mi? İşte size asıl soru bu olsun. Çünkü bazı insanlar güçlerinin farkında ama içinde yaşamayı tercih eder. Yani dışarıya yansıtmadığı gibi ezilmeyi göze alır. Peki Dürdane öyle bir insan mı? Bir kadın neler yaşadı da bu hale geldi? Ve son soru hazır mısınız Bu kitabın işleniş tarzı 12 Eylül sürecine nasıl ışık tutacak? Hadi sizde okuyun canlarım. Sonra uzun uzun sohbet edelim. Yazarımızın emeğine sağlık. Galeati Yayıncılık 'a da yazarımızın kalemi ile tanışmama vesile olduğu için çok teşekkür ederim Kitapla ve sevgiyle kalın... (Gizem Kısacıklar)

İğne Oyası PDF indirme linki var mı?

Serra Menekay - İğne Oyası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İğne Oyası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Serra Menekay Kimdir?

Serra Menekay Kırım’lı bir baba ve Selanik’li bir annenin ilk çocuğu olarak 1970 yılında Ankara’da doğdu. Annesi ile babası tahsil nedeniyle bulundukları Ankara’da tanışıp evlenmişlerdi. Babasının işi nedeniyle 1972 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesine taşındılar ve Serra Menekay ilk ve orta tahsilini Ödemiş’te, her yıl okul birincisi olarak tamamladı.

Bu yıllarda dedesi Bilal Menekay’ın okuma körlüğü olarak bilinen Aleksi hastalığına yakalanması sonucu, ona sesli olarak kitap okurken Rus Klasikleri ile tanıştı ve okuldan artan tüm zamanlarda bu kitapları okudu. Dedesinden babaannesini dinlerken duyduğu sahne anılarından da etkilenen Serra Menekay, okulda düzenlenen tüm müsamerelerde yer aldı. Sahnedeki rahatlığı, taklit yeteneği, empati ve rol yapma kabiliyeti ile öne çıktı ve konservatuara gitmeyi çok istedi. Ancak derslerdeki başarısı nedeniyle ailesi tarafından bilime yönlendirildi.

1987 yılı üniversite sınavında ilk tercihi olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Tıp fakültesinde de başarılı bir öğrencilik dönemi geçiren Serra Menekay, bu öğrencilik yıllarında tiyatroyla yakından ilgilendi. Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, Mavi Tiyatro ve Tıp Fakültesi Oyuncuları ile İzmir’de, Ankara’da ve çeşitli turnelerde pek çok kez sahneye çıktı. Şiirle uğraşmaya bu yıllarda başladı.

1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip tıp doktoru oldu. Klinisyenliği tercih etmedi, biraz da renklere olan aşkı yüzünden Biyokimya alanında uzmanlaşmaya karar verdi ve 1994 yılında TUS sınavında ilk tercihi olan Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanlığı eğitimine hak kazandı. 1998 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesindeki ihtisasını tamamlayıp uzman oldu. İznik, İstanbul ve Ödemiş’te Biyokimya Uzmanı olarak çalıştı.

2001 yılında eşi Vedat Öncel ile evlendi ve eşinin görevi nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin Texas Eyaletine taşındı. Burada bulunduğu 4 yıla yakın süre boyunca Midwestern State Üniversitesi Biyokimya Bölümünde öğretim üyesi yardımcılığının yanında United Regional Health Care Hospital laboratuvarında konuk hekimlik yaptı ve özellikle kalite çalışmaları ile ilgilendi. ABD’de bulunduğu süre içinde de tiyatroyla ilgilenen Serra Menekay Öncel, eşinin görev yaptığı NATO üssünün tiyatro topluluğuyla birlikte iki sezon sahne aldı. Business Professional Women derneğine üye oldu ve çeşitli kurumlardan aldığı davetler üzerine Türk Yemekleri kursları verdi, tarifleri derneğin yayınladığı kitapta basıldı.

Yine eşinin görevi nedeniyle 2005 yılında Ankara’ya yerleşen Serra Menekay Öncel, Denge Laboratuvarları, Ankara Özel Ulus Hastanesi, Delta Laboratuvarı ve Sistem/Synevo Laboratuvarlarında Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanı olarak çalıştı. Özellikle Sistem Laboratuvarlarında çalışırken kalite çalışmaları ile yakından ilgilendi. Ankara’da bulunduğu dönemde çeşitli dergilerde yazılarını yayınlamaya başladı. Türkiye Klinikleri Yayınevi ile yazılarının yayınlanması ile başlayan birlikteliği medikal yayıncılık alanında da sürdü. Kalite konusundaki çalışmalarını IQ Uluslararası Kalite Danışmanlık Firması bünyesinde genişletip, geliştiren Serra Menekay Öncel, Ankara’da bulunduğu sekiz yıl süresince çeşitli yurt içi-yurt dışı kurumlara ve özel sektör-kamu-Avrupa Birliği projelerine mesleki danışmanlık, medikal danışmanlık ve kalite danışmanlığı yaptı.

Hekimlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla hep ilgilenen Serra Menekay Öncel, 1997 yılında babaannesinin arkadaşı olan ve kitabındaki “Nehar” karakterine ilham veren Nigar Hanımdan Kırım’dan kaçış öyküsünü ve Almanya yıllarını dinledi. Bu hikâyelerin bir gün mutlaka yazılması gerektiğini ilk o yıllarda düşündü ve ses kayıtları almaya başladı. 2011 yılındaki Kırım ziyaretinde de kayıt almayı sürdüren Serra Menekay Öncel, Türkiye’ye dönüşünde dinlediklerini, hissettiklerini yazmaya ve hayal ettikleriyle birleştirmeye başladı. Uzun zamandır şiddetle hayalini kurduğu Kırım ve ailesinin hikâyesi konulu ilk romanını tamamlamak için 2013 yılında eşinin desteğini alarak mesleğine ara verdi ve tekrar Kırım’a gitti. Yıllar sonra Kırım’da dedesinin küçük kardeşi Fatma halasıyla birlikte yaşayıp “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü” isimli ilk romanını tamamlayarak, ailesinin ve Kırım Türklerinin inanılmaz mücadelesini kitaplaştırdı. Serra Menekay Öncel Kırım’dan geri döndükten iki hafta sonra Rusya Kırım’a el koydu. Romanın yazım aşamasını 2014 yılında İzmir’de bitirir bitirmez Doğan Kitap’a gönderen Serra Menekay Öncel yaklaşık iki ay sonra eserin basıma kabul edildiği yanıtını aldı ve 2015 yılının ilk ayında “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü” okurlarıyla buluştu.

İkinci olarak basılan romanı “Kuşbakışı” bir pilotun gözünden Balyoz ve benzeri davalarla Türk Ordusuna kurulan kumpası konu alıyor. Gerçekliklerle örülü bir zemin üzerindeki bu hikâye bütünüyle bir kurgudan ibaret. Kitap Ağustos 2016’da Alibi Yayıncılık tarafından basıldı. Cahil bir köylü kadını olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite öğrencisi Mehmet’in sıra dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsünün anlatıldığı İğne Oyası-Bir 12 Eylül Romanı Nisan 2017'de yine Alibi Yayıncılık'tan çıktı.

"Cahil bir köylü kadını olan Dürdane ile 12 Eylül’e giden süreci “çekirdekten solcu” olarak yaşayan üniversite öğrencisi Mehmet’in sıra dışı şekilde birleşen hayatlarının sürükleyici öyküsünün anlatıldığı İğne Oyası-Bir 12 Eylül Romanı Nisan 2017'de yine Alibi Yayıncılık'tan çıktı. Yazarın ünlü Türkçü, eğitimci, reformist ve aydın İsmail Gaspıralı’nın kızı Şefika Gaspıralı'nın inanılmaz hayat öyküsünü anlattığı romanı Şefika, Şefika Gaspıralı'nın milletvekili seçilişinin 100. yılında yayımlandı. Serra Menekay Öncel halen İzmir'de bir Eğitim Araştırma Hastanesinde Tıbbi Biyokimya Uzmanı olarak çalışmakta ve yazmayı sürdürmektedir.

Serra Menekay Kitapları - Eserleri

  • Aluşta'dan Esen Yeller
  • Şefika
  • İğne Oyası
  • Kuşbakışı
  • Adını Arayan Çocuk
  • Kıvılcımdan Aleve
  • Adını Arayan Çocuk (İkinci Kitap)
  • Aşk x 96 =Aşk
  • Gördesli Makbule ve Demirci Akıncıları
  • Çocuk Gözümden Şimdiki Aklımla Ödemiş

Serra Menekay Alıntıları - Sözleri

  • "Orada başa gelenin çekildiğini öğrendim.Insanoğlunun ben yapamam katlanamam dediği şeylere bile katlanabildiğini gördüm" (Aluşta'dan Esen Yeller)
  • Biliyor musun, kadınların sükutları ikrardan değil, huzur açlığından gelir çoğu zaman. O suskunlukları bir boyun eğiş gibi görmekse erkeklerin en sık düştükleri hatadır. Halbuki güçlü kadınlar için fırtına öncesindeki sessizliktir suskular. ^ (Aşk x 96 =Aşk)
  • Bilgisi engin olan insanlar bilmedikleri şeylerin ne çok olduğunu en iyi bilenlerdir. Cahil ise her şeyi bildiğini zanneder. (Kuşbakışı)
  • Bir çocuğun büyümesini istiyorsan karar almasını sağlamalısın, hatta becerebilirsen önemli kararları ona bırakmalısın. Her kararı onların adına sen verecek olursan, hiç büyümezler. ^ (Şefika)
  • ... içinde iyilik olan her şey gülümser (Adını Arayan Çocuk)
  • "... emri duydunuz. Bütün Kırım Tatarları diyor emirde. Hepiniz sürüleceksiniz. Savaşta bulunan yakınlarınız sonra yanınıza gönderilecekler. Şimdi size 15 dakika mühlet. Eşyalarınızı toparlayın. Her biriniz yanınıza 3 kilo malzeme alabilirsiniz, daha fazla değil..." (Aluşta'dan Esen Yeller)
  • Zaten kadının katılmadığı hiçbir savaş kazanılmaz ve kalıcı olmaz. (Kıvılcımdan Aleve)
  • Ama unutma hayatta en önemli şeylerden biri yaptığın işi sevmekse, diğeri de hayatı paylaştığın eşini sevmek. (Kuşbakışı)
  • (... "Hem sen niye kendine Kırım Tatarı diyorsun, sen Özbekistan'da doğmuşsun, Özbekistan Tatarı demelisin" deyince İzzet'in tepesi atıp, "Ne yani bir yolculuk sırasında uçakta doğsaydım, uçak tatarı mı diyecektim kendime? Ben ne olduğumu çok iyi biliyorum. Ben Kırım Tatarıyım Türk'üm, bununla da gurur duyuyorum" demiş Fabrika Müdürü'ne.) (Aluşta'dan Esen Yeller)
  • Ne gariptir! İnsanoğlu sahip olduğu şeylerin değerini yitirdiği zaman anlar.... (Kıvılcımdan Aleve)
  • -"Beyin imajinasyonla çalışır ve gördükleri gerçektir, sahiden neyin gerçek olduğu beyninin umurunda değil Göksel. Bunu sakın aklından çıkarma. Bol bol yürüdüğünü, koştuğunu göster beynine. Göster ki gerçek olsun. Başka neyi istiyorsan onun hayalini kur. Hayal kurmayı ihmal etme ve asla küçümseme."diyor. (Kuşbakışı)
  • "Bu sıcaklığa mı aşk deniyordu, yoksa bu ilişkideki imkânsızlığa mı?" (Aluşta'dan Esen Yeller)
  • "Elimde şu olsa başarırdım, bu yoksa başarmam mümkün değil" diyerek hayıflanmak yerine elindekileri yerli yerinde kullanmanın akılcı yolu bulunmalıdır.Kaldı ki; zor koşullarda ulaşılan başarılar insana daha çok şey öğretir. (Adını Arayan Çocuk (İkinci Kitap))
  • Yıllardır kitapların dünyasında yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim sana; her kitap, her okura başka bir şey anlatır. (Adını Arayan Çocuk)
  • Bir çocuğun büyümesini istiyorsan karar almasını sağlamalısın, hatta becerebilirsen önemli kararları ona bırakmalısın. Her kararrı onların adına sen verecek olursan hiç büyümezler. (Şefika)
  • Dedem "Biz iki bavulla vatansız kaldık yavrum, o yüzden buraların ve buraları tekrar Türk'e vatan yapan Mustafa Kemal'in kıymetini iyi biliriz." derdi. (Çocuk Gözümden Şimdiki Aklımla Ödemiş)
  • "Sorun sistemde değil Göksel, sistemi doğru dürüst uygulamayı beceremeyen kifayetsiz insanlarda." (Kuşbakışı)
  • Söz vermiştim anneme, benim uçağın düşmeyecek demiştim. (Kuşbakışı)
  • Her şeyi bildiğini zanneden gerçekte hiçbir şey bilmeyendir. (Şefika)
  • Kadın olmanın yanında azınlık olmanın ve müslüman olmanın ayrımcılığı da biniyordu Türk kadınlarının sırtına. (Şefika)

Yorum Yaz