diorex
life

İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır - Yusuf el-Karadavi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır kimin eseri? İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır kitabının yazarı kimdir? İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır konusu ve anafikri nedir? İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır kitabı ne anlatıyor? İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır kitabının yazarı Yusuf el-Karadavi kimdir? İşte İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.03.2022 12:00
İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır - Yusuf el-Karadavi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yusuf el-Karadavi

Yayın Evi: Nida Yayınları

İSBN: 6054605149

Sayfa Sayısı: 229

İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslâmın zaferi için farklı gruplara ayrılmamızda bir beis yoktur. Zira, bu gruplar çeşitlilik ve renkliliktir; ancak bu gruplar zıtlaşma ve çatışma oluşturmamalıdır. Bu gruplar ve çoğalmalar, toplum arasında koordinasyon ve yardımlaşmayla birlikte bütünleşmeyi sağlamalıdırlar. Böylece bazı gruplar bazılarını tamamlayıp desteklerler ve bir binanın tuğlaları gibi dayanışma içerisinde olurlar.

Müslümanların sorunu, besmeleyi namazda sesli veya gizli okuyan veya okumayanlar, ellerini göbeğe bağlayan ya da bağlamayanlar, rükûdan sonra ellerini göğüslerine kadar kaldıran ya da kaldırmayanlarla değildir. Müslümanların asıl problemi alnı secdeye değmeyen, rükûa varmayan, camiye gitmeyen insanlarladır.

Bugünkü devasa sorunlarımız, akidenin zayıflığı, şeriatın saf dışı bırakılmak istenmesi, namazın terk edilmesi ve ahlâkî çöküntü, zekâtın engellenmesi, şehvete tâbi olunması, rüşvet ve fuhşun yayılması, kötü yönetimler, farzların terk edilip haramların işlenmesi ve Müslümanlara düşmanlık gösteren kişilerle dost olunmasıdır.

İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır Alıntıları - Sözleri

  • Müslümanların sorunu, besmeleyi namazda sesli veya gizli okuyan veya okumayanlar, ellerini göbeğe bağlayan ya da bağlamayanlar, rükudan sonra ellerini göğüslerine kadar kaldıran ya da kaldırmayanlarla değildir. Müslümanların asıl problemi alnı secdeye değmeyen, rükua varmayan, camiye gitmeyen insanlardır.
  • İmam Şafii, Ebu Hanife'nin kabrine yakın bir yerde sabah namazı kılarken, edebinden ve saygısından dolayı kunut duası okumamış ve "Irak'lı kardeşlerimizin mezhebine geçtik galiba" demiştir.
  • "Nefisler büyük hedeflerden uzaklaşınca küçük meseleler üzerinde dururlar."
  • Ben İslam için mücadele edenleri tek bir cemaat yada grubun bayrağı altında harekete davet edecek kadar basit de düşünmüyorum. Çünkü, bunun önünde pek çok engel vardır ve bunu istemek de ütopyadan öteye gitmez... Yusuf karadavi
  • Eğer yüce Allah dileseydi dini tek tipte, tek kalıpta ve tek biçimde yapabilirdi. O zaman ne ihtilafa ne de ictihada gerek kalırdı. Her kim de bu çizgiden kıl kadar sapsa kâfir olurdu. Ancak Allah böyle yapmadı ve çerçeveyi geniş tuttu...
  • İnsanların tek kalıptan çıkmış gibi hareket etmelerini beklemek abesle iştigal etmek demektir... Birbirininin fotokopisi gibi olmalarını istemek, aralarında hiçbir farklılık olmamalarını istemek beyhude bir düşüncedir...
  • İslam davetçileri, ümmetin saflarının bir olması için gereken gayreti göstermeleri, en azından aradaki uçurumun kapanması için çaba sarf etmeleri, ifrat ve tefritten uzaklaşarak orta yolu takip etmeleri gerekir...
  • İslam için çalışan kişiler arasındaki farklı görüşlerin olmasının sebebi; Islah metodunun ve hedeflerin farklı olmasıdır
  • Size düşen, orta yolu tutmaktır. Arkada kalanlar ortaya yetişsin, ileride olanlar da orta yola dönsünler. Hz.Ali(ra), Dinde aşırılıkla ilgili..
  • Her kim insanların ibadette, muamelatta ve dinin içtihadi konularına ait meselelerinde tek tip düşünmesini istiyorsa bilsin ki bu mümkün değildir.
  • Ömer b. Abdülaziz de şöyle demiştir: "Sahabe ihtilaf etmemiş olsaydı bu durum beni sevindirmezdi. Çünkü, onlar herkes uzlaşmış olsalardı, farklı bir görüş sergileyen kişi sapmış olurdu. Ama onlar ihtilaf etmişler; bir konuda biri bir fetvayı, öteki diğer fetvayı almış ve bu konuda genişlik sağlanmıştır."
  • Benim çirkin gördigim nokta tüm gayretimizi gücümüzü ve çalışmamızı ihtilaflı, fer'i meselelere harcayıp dinmizi, kültür ve medeniyetimizi yıkan çökerten hususlarla böyle ilgilenmiyor olmamızdır.

İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İncelemeye kitap kapağından başlamak adetimdir. Fakat yorumlayabileceğim bir tasarımla karşılaşmamakla birlikte, bunun sebebinin kitabın isminin ağırlığından ve netliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Kitabın ismi aslında her şeyi özetliyor. Bundan dolayı görsel olarak bir çaba sarfedilmediğini söyleyebilirim. Eğer çağımızda İslami tavır sergilemekle ilgili soru işaretleriniz varsa veya kılavuzunuz yoksa bu kitap tam sizlik. Giriş ve birinci bölümde aslında diğer bölümlerin fragmanı tadında bilgiler mevcut. Yazarımızın üslubundan olsa gerek, bu kitabı bitirdiğinizde aklınızda konuyla alakalı bir ayet ve bir hadis muhakkak kalıyor. Çünkü nasslar çerçevesinde ihtilaf ahlakını anlatan bu eser, taassub karşıtı olmamız gerektiğini açıkça ifade ederken yazarımızın da taassub sahibi olmadığını, doğru olanın Kur'an ve Sünnet olduğunu en güzel şekilde aktarıyor. ''Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.'' Hadis-i Şerifi'ni, Sahabe efendilerimizden ve alimlerimizden en güzel örneklerle açıklıyor. İhtilaf edilen konularda yardımlaşmak başlığında bizlere şuanda ihtilaflar karşısında neler yapabileceğimizden, Allah'ın birliğinde, imani ve islami esasların hepsinde hemfikir olduğumuzdan bahsediyor. Aslında bizi gerçeklerle baş başa bırakıyor diyebiliriz. İhtilafların; namazda şehadet parmağını kaldırmak gibi zahiren önemli fakat gündeme oturmayacak konulardan doğduğunu, bu sebeple şuan namaz kılma oranının düşüklüğü gibi hayati meselelerle ilgilenmediğimizi belirtiyor. İhtilaf alanında enerjimizi farklı yerlerde sarfettiğimizden dolayı birlik ve yardımlaşma konusundaki eksikliğimiz gözler önüne seriliyor. (Sadece Büşra)

Kitabın Yazarı Yusuf el-Karadavi Kimdir?

Mısır'da doğdu ve yetişti. On yaşına gelmeden Kur'an'ı ezberledi. Ezher Üniversitesinde öğrenim gördü. 1953'te Usûlu'd-din Fakültesi'ni, 1954'te de öğretmenlik derecesini birincilikle bitirdi. Ezher'de ve daha sonra Katar ve Cezayir'de çeşitli görevler yaptı. 1973'te “İslâm Zekât Fıkhı” (Fıkhu'z-Zekât) adındaki ilginç çalışmasıyla doktor oldu. Gençliğinden beri İslâmî hareketin içinde yer aldı. Kral Faruk zamanında 1949'da, Abdunnâsır döneminde de 1954-56 ve 1965'te hapis yattı. Hasan el-Bennâ'dan çok etkilenmiştir. Çok yönlü bir kişiliği olan Yusuf el-Kardâvî, iyi bir hatip, kendini tekrarlamayan ve özgün konularda çalışan bir yazar, gençliğin şiirlerini ezberlediği ve bestelediği bir şairdir. Pek çok ilmi ve kültürel kuruluşa üyedir. Ayrıca kurulduğu günden beri İslâmî bankaları ilmi ve idarî yönlerden desteklemekte, gelişmeleri için çaba göstermektedir.

Türkiye'yi de birkaç kez ziyaret eden Yusuf el-Kardâvî'nin çoğu Türkçe'ye çevrilen ellinin üstünde eseri vardır. Bu eserler İslâm dünyasında büyük bir kabul görmüş, onlarca defa basılmış ve çeşitli dillere çevrilmiştir. İslâm'ın temelleri ile çağın gereklerini özümseyici, selefiye ile yeniliği birleştirici, değişenler ile değişmeyenleri dengeleyici bir yöntemin sahibi olan Yusuf el-Kardâvî, İslâm dünyasının pek çok yerini gezmiş, konferansçı ve konuk profesör olarak görev yapmıştır.

Eserlerinin başlıcalarını şöylece sıralayabiliriz:

1) Fıkhu'z-Zekât,

2) el-Halâl ve'l-Haram fi'l-İslâm,

3) el-Hasâisu'l-Amme li'l-İslâm,

4) el-İbadet fi'l-İslâm,

5) el-Hallu'l-İslâmî,

6) Gayru'l-Muslimin fi'l-Mu'temai'l-İslâmî,

7) el-Fıkhu'i-İslâmî beyne'l-Asalet ve't-Teceddud,

8) el-İslâm ve'l-İlmâniyye Veçhen livechin,

9) Fetâvâ Muasıra,

10) Keyfe Netaâmelu Ma'a's-Sünnet,

11) es-Sahvetu'l-İslâmiyye.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entelektüeli listelerinde, 2005 yılında 56., 2008 yılında 3. sırada yer almıştır.

Yusuf el-Karadavi Kitapları - Eserleri

  • Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
  • Alim ve Tağut
  • Tevhidin Hakikati
  • Öncelikler Fıkhı
  • Sünneti Anlamada Yöntem
  • Günümüzde Müslüman Gençliğin Vazifeleri

  • Niyet ve İhlas
  • Müslüman Hayatında Vakit
  • Beklenen Zafer Nesli
  • Oruç Fıkhı
  • İman ve Hayat
  • Tebliğ ve Davet Müslümanın Temel Kültürü
  • İhtilaf ve Tefrikalar Karşısında İslami Tavır

  • İslam Hukuku
  • Rabbani Hayat ve İlim
  • Tekfirde Aşırılık
  • Allah'ın Varlığı
  • Filistin Hakkında Fetvalar
  • Sosyal Hayatta İslami Terbiye
  • İslam'da Helal ve Haram

  • Müslüman Aile
  • Tevekkül
  • İslam'da Devlet Mefhumu
  • İslam Fıkhını Yeniden Okumak
  • Kur'an'da Sabır
  • Kur'an'ı Anlamada Yöntem
  • İslam'da İbadet Mefhumu

  • İlim Asrında Din
  • İslam'da Çevre Bilinci
  • Günümüzde Fetvanın Değişebilirliği
  • Bilgi ve Medeniyet Kaynağı Sünnet
  • Bir Düşünür Olarak Mevdudi
  • İnsanlar Ve Hak
  • İslami Uyanışın Problemleri

  • Hasan El-Bennâ Düşüncesinde Siyaset
  • Tevbe
  • Hasan El-Benna Mektebi
  • Çağdaş Meselelere Fetvalar
  • Tebliğ ve Davet Müslümanın Temel Kültürü
  • Hz. Peygamber ve İlim
  • Kültürler Arası Diyalog

  • Hasan El-Benna Düşüncesinde Eğitim
  • Disiplin ile Esneklik Arasında Fetva
  • Fakirlik Problemi Karşısında İslam
  • Oruç Bilinci
  • Konferans Serisi
  • İslam Ümmeti Hayal mi Gerçek mi?
  • Şeriatın Amaçlarını Anlamak

  • İbrahim Suresi Tefsiri
  • Yarının Müslüman Kadını
  • Allah'a Davet
  • Sünnet ve Bidat
  • İslam Mötədilliyi
  • İman ve İslamda İtidal
  • İslam Hukukunda Zekat 2. Cilt

Yusuf el-Karadavi Alıntıları - Sözleri

  • Örneğin; deveye, yaşayışına ve çölde uzun yolculuklarına uyacak bir yaratılış şekli verildi. Bundan dolayı başını yukarıda tutacak uzun bir boyun ve onu kum tozlarından uzak tutacak gözler ile yaratılmıştır. Yine çöldeki dikenleri kendisine zarar vermeyecek şekilde aşması için yarık dudak ve kuru çöllerde ihtiyaç duyduğu bir günde yemesi için yağ depolanabilen hörgüç bağışlanmıştır. Ayakları, at eşek ve katırlar gibi kuma batan şekilde değil, kumları aştığında batmayacak şekilde yaratılmıştır. Bundan dolayı deveye "çöl gemisi” denilmiştir. İşte böyle mükemmellik delilini bütün canlılarda görebiliriz. (Allah'ın Varlığı)
  • Kişinin hayzıdır ağzında gıybet, Ki gıybet söylemeyen bulmaya rağbet... Koca Yunus (İslam'da Helal ve Haram)
  • Yeter ki seninle aram tatlı olsun, tüm yaşam acı olsa da. Yeter ki sen benden hoşnut kal, herkes bana kızgın olsa da. Yeter ki seninle aram iyi olsun, tüm âlem ile bozuk olsa da. Senden gerçek bir sevgi olduktan sonra başka her şey basit, Zira toprak üzerinde ki her şey toprak olmaya mahkûmdur... (Niyet ve İhlas)
  • "Ve yeryüzü halkının tamamına davetimiz; Yeryüzünü bozgunculukla dolduran azgın tağutların zulmedip zorbalık yaptığı hâlihazırdaki yönetimlerin temellerinde genel bir devrim yapmaları, bu düşünce ve eylemdeki önderliği ellerinden almaları, tâ ki onu Allah'a ve ahiret gününe iman eden, Hak dinine tâbi olan, yeryüzünde büyüklenmeyen ve bozgunculuk yapmak istemeyen kişiler üstlensin." (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
  • Diliniz yalana alışmış olduğu için, her şeye, 'bu haram, bu helaldir' demeyin ki, Allah a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allaha karşı yalan uyduranlar ise saadete şüphesiz erişemezler. (İslam'da Helal ve Haram)
  • İslam, bireysel kazancı ilk hedef ve etkin güç olarak kabul eden kapitalist sisteme aykırı olarak ekonomi ve ahlakı birbirinden ayırmaz. İslama göre;her ticaret yapanın uyması gerekli olan dini, ahlaki ve hukuki düzenlemeler ve kurallar vardır. (Çağdaş Meselelere Fetvalar)

  • İyi niyet haramı helal yapmaz. (İslam'da Helal ve Haram)
  • Kur'an'ı korumak, İmam Şâtıbî'nin "el-Muvafakat" isimli eserinde açıklandığı gibi Sünneti korumayı da beraberinde getirir. Çünkü Sünnet, Kur'an'ın bir açıklamasından ibarettir. (İslam Hukuku)
  • Kadınla erkeğin ilişkileri hakkında nazil olan bazı ayetler şunlardır: “Erkekler kadınların üzerine hakimdir (onların reisidir)ler. (bu) Allah’ın (onlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir...” “Onlar (hanımlarınız) sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbise gibisiniz.” “...(kocalarının) onlar üzerinde örfe uygun olarak (hakları) olduğu gibi; onların da (kocaları üzerinde hakları) vardır. Fakat erkekler için onların üzerine bir derece (bir üstünlük) vardır.” (İnsanlar Ve Hak)
  • Kendi ayıbıyla meşgul olup, başkalarının ayıbını görmeyen insana müjdeler olsun. (Alim ve Tağut)
  • Yarınlar kimin haklı olduğunu ortaya çıkaracaktır. (Alim ve Tağut)
  • "Kim bir şeye vaktinden evvel kavuşmak isterse o şeyden mahrum edilmekle cezalandırılır." (İslam Hukuku)
  • Çünkü İslâm'ın hedefi imanı yerleştirdikten sonra dünyanın devamını temin için fesadın kökünü kazımaktır. (İslam Hukuku)

  • Sabır, sadece hür olanların yutabileceği bir acılıktır. (Kur'an'da Sabır)
  • Mevdudî'nin düşüncesinin ikinci özelliği şudur: O bir gözle İslâm'a, diğeriyle de çağa bakar......... (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
  • • Evlenmek isteyen bir Müslümanın, evliliğin sadece bir bedenin bir başka bedenle bir araya gelmesi olmadığını iyice kavranması gerekir. (Müslüman Aile)
  • Öyle kişler tanımışımdır ki, bunlar belli bir dönemde sert tutumları ve aşırılıkları ile bilinirlerdi. Sonra onlardan ayrı düşmüşümdür, ya da onlar benden. Belli bir süre görmemişizdir birbirimizi. Şimdi bunlar nerede, ne yapıyorlar diye sorduğumda aldığım cevap şu olmuştur: Ya bambaşka bir çizgide yürüyorlardır, --Allah korusun— tepeden tirnağa değişivermişlerdir, ya da akıl almaz bir gevşekliğin, çözülüşün pençesinde herşeyden kopuk bir hayat sürmektedirler. Tıpkı: «Ne kesilen bir toprak parçası, ne de olduğu gibi bırakılan bir sırt.» (Bezzâr, Câbir'den zayıf senedle rivayet ediyor.) hadîsinde anılan espride olduğu gibi. Yani, bir zamanlar üzerinde yağız atların koşuştuğu bir meydanın belli bir süre sonra ıssızlığa bürünüşü gibi. «Gücünüzün yeteceği amelleri yapın. Çünkü, siz bıkmadıkça Allah bıkmaz. Ve şüphesiz, Allah'ın en sevdiği amel az da olsa devamlı olanıdır.» (Buharî, Müslim, Ebu Davud ve Nesâi Âişe radiyallâhu anhâ' dan rivayet ediyor) hadîsinde ifadesini bulan peygamberi yönlendirme, işte bu gayeye dayanır. (İslami Uyanışın Problemleri)
  • "Rabbinizin,sizin için yaratığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluğuksunuz." (Müslüman Aile)
  • İşte böyle çelişkilerle yoğunlaşmış, çatışmalarla dolu olan ve neredeyse hiç kimsenin etkisinden kurtulamadığı sisli ve bulanık bir ortamda Mevdudî ortaya çıktı. Hatta Hindistan'daki İslâm'ın şairi ve Müslümanların filozofu Muhammed İkbal bile, zaman zaman etkilendiği bu bulanık düşüncelerden kendisini kurtaramadı. Örneğin, İslâm düşüncesinin ve İslâm ümmetinin düşmanı Kemal Atatürk'ü övdüğünü gördük. Bunu ilk başlarda yapmıştı, ancak çok geçmeden hatasını fark etti, onun kötü niyetleri ortaya çıkmaya başlayınca onu eleştirip kınadı. Atatürk, Arap harflerini Latin harfleriyle değiştirmeye karar verince şu manaya gelen bir söz söyledi: "Lâdinîlik (dinsizlik) ve Latinlik adına kendini hangi yollarda harcadın!" (Bir Düşünür Olarak Mevdudi)
  • Kudüs Müslümanların ortak davasıdır. ... bu beldenin bugün işgal altında olmasının sebebi dünya Müslümanlarının birlik ve bütünlüğünü kaybetmiş olmasıdır. (Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs)

Yorum Yaz