II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi - Ali Muhammed Sallabi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kimin eseri? II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kitabının yazarı kimdir? II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi konusu ve anafikri nedir? II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kitabı ne anlatıyor? II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi PDF indirme linki var mı? II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kitabının yazarı Ali Muhammed Sallabi kimdir? İşte II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ali Muhammed Sallabi
Çevirmen: Mehmet Akbaş
Yayın Evi: Ravza Yayınları
İSBN: 9789756500576
Sayfa Sayısı: 733
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitap Raşid Halifeler döneminin ikinci kitabıdır ve Hz. Ömer (ra)'in hayatı, şahsiyeti ve hilafet dönemini anlatmaktadır. Hz. Ömer (ra) Raşid Halifelerin ikincisi ve Hz. Ebubekir (ra)'den sonra Sahabe-i Kiram2ın (Allah hepsinden razı olsun) en faziletlisidir. Resulullah ((s.a.v) bu ikisi hakkında şöyle buyurmuştur; "Benden sonra Ebubekir ve Ömer'e uyun" (Tirmizi, 3,200)
Bu kitapta Hz. Ömer'in doğumundan şehit edildiği ana kadarki hayatının bütün safhalarını anlattım. Zira Hz. Ömer'in hayatı İslam Tarihinde çok önemli bir mevkiye sahiptir.
Onun nesebini, ailesini, cahiliye hayatını, müslüman oluşunu, Kur'an-ı Kerim'in onun üzerindeki tesirini, Peygambere olan bağlılığını, hicretini müslüman olduktan sonraki büyük şahsiyetini, savaşlardaki konumunu, Resulullah (s.a.v)'in hayatı müddetince, Medinedeki hayatını, Hz. Ebubekir'in hilafeti dönemindeki konumunu ve nihayet dünyaya adalet dağıtan hilafet dönemini bütün dtaylarıyla bu kitapta anlattım. Ayrıca onun faziletiyle alakalı Hadis-i Şerifler ve meşhur haberlere de çokca yer verdim.
Prof. Ali Muhammed Muhammed Sallabi
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi Alıntıları - Sözleri
- "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!..” (Hûd Sûresi)
- “Bil ki her duruma uygun bir hazırlık vardır. Hayra hazırlık da sabırla olur. Sana isabet eden şeye karşı sabırlı olman seni Allah'a karşı haşyet içinde olmaya götürür. ” °°Hz. Ömer (r.anh)
- Sizler yiyemeyeceginiz şeyleri biriktiriyorsunuz. Ulaşamayacağınız emeller peşindesiniz. Ahiret işlerini de ertelemektesiniz. °°Hz. Ömer (r.anh)
- Gelin Allah'a duada bulunalım da kalplerimizi iyileştirsin.. °°Hz. Ömer (r.anh)
- Sadık arkadaşlar edinin, böyle yaparsanız onları yanı başınızda bulursunuz, rahatlık anında onları birer süs olarak, sıkıntı anında da bir yardımcı olduklarını görürsün. Hz. Ömer (r.anh)
- Ömer (ra)'ın Ahnef'e şu nasihatleri yaptığı rivayet edilmiştir: "Ey Ahnef, kim çok gülerse heybeti azalır, kim insanlarla çok oturup kalkarsa insanlar onu hafife almaya başlarlar. Kim neyi çok yaparsa onunla tanınır. Kim çok konuşursa çok hataya düşer. Kimin de çok hatası olursa hayâsı azalır. Kimin de hayâsı azalırsa verası azalır. Kimin de verası azalırsa kalbi ölür."
- "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, yaptıklarınız tartılmadan önce siz onları tartın! O büyük karşılaşma için kendinizi hazırlayın!"
- .. gücünüz yettiği kadar az konuşun.
- ..dünya nimetleri asıl faydalanılacak nimetler değildir. Dünya rahatlığı insanın arzu edeceği asıl rahatlık değildir. Asıl nimetler ve rahatlık âhirettedir. Rabbimiz bize böyle emretti. Peygamberimiz bunu emretti. °°Ubade b. Samit (r.anh)
- "Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?" âyetindeki soruya Ömer (ra) “cehalet” cevabını vermiştir. °İnfitar 82/6
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İslamiyetten öncesinde Ömer olarak hiddeti; gücü ve heybetiyle korku saldı. Müslümanlıkla beraber Hz. Ömer-ul Faruk olarak adalet, cesaret, ferasetiyle müminlere güç verdi. Halifelikte Emîrü'l-mü'minîn Hz.Ömer olarak, yumuşayarak, Allahtan korkusuyla tir tir titreyerek, halifeliğin mesuliyet ağırlığıyla yoğrularak son kemaline kavuşan; ibretlik, hayranlık duyulası yüce insan olarak adını tarihe, müminlerin kalplerine kazımış oldu. Fakir bir gençlik dönemi geçiren Hz.Ömer; bir avuç hurma karşılığı çobanlık yapmış; sonrasında bilgisi birikimiyle ticarete atılarak Mekke'nin zenginleri arasına girmeyi başarmış. Bilginin; okuma yazma bilmenin en çok itibar gördüğü bir çağ bu. Kelam ilminin şiirin revaçta olduğu dönemler. Hitabeti, belagati de güçlü olduğu için Kureyş'in sözcüsü olmuş aynı zamanda. O, bulunduğu her ortama güç ve güven verirdi. Onun müslüman olmasıyla gizlenen müslümanlar açığa çıktılar ve alenen davet başladı. Derin dikkati, Kur'an'a olan bağlılığı, Resûlullaha sevgisi "..onun kalbini temizlemiş, nefsini arındırmış, ruhunu harekete geçirmiş, değer, düşünce, hedef ve gidişatıyla onu yepyeni bir insan yapmıştı." İşittiği ayetler İslami şahsiyetinin oluşmasında direkt olarak etkisini gösteriyordu. Bizim sorunumuz bu üzerimizde tesiri olan tonlarla şey var ve bunun içinde ne yazık ki Kur'an'ın, ayetlerin etkisi gittikçe zayıflıyor. Biraz hassasiyet göstersek, dikkat etsek Kur'an'ın insan karakteri üzerinde ki eşsiz harika mucizevari etkisini görme nasibine kavuşuruz belki. Sahabeler üzerinden bakmak ilk adım olur bizim için. Hz Ömer gibi bir insanın değişim yolunda ki çizgisi mesela.. Kimseden korkusu olmayan, en güçlü kuvvetli insanın dahi kendisinden ürktüğü insan, Allah korkusundan, kuran ayetleri karşısında tir tir titremiş. Bir bilebilsek nasıl bir anlam ve ders var burda. Daha hayattayken cennetle müjdelenen bir insanın, nefsinden emin olmaması, Allah'tan korkup böylesi dehşet içine düşmesi her zaman beni çok etkilemiştir. Halifeliği sırasında namaz kılan birinin okuduğu ayeti işitince bir ay boyunca hasta vaziyette yatmış. Bu ayet Tur süresinin 7. ayeti, yeminle başlayan ayet böyle son buluyor "Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır." "İhsan derecesine ererek Allah'ı görüyorcasına ibadet etmiştir." Ayetleri duyunca hastalığını, Allah'tan korkusunu anlamamıza yarayacak bir tanım işte. Keskin anlayışından söz etmiştik. Öyle ki Kur'an'ın vermek istediği mesajları anlamasından dolayı bazı durumlarda ayetler görüşlerine mutabık bir şekilde inerdi. Doğrulara yapıştığı için şeytan ona bir şey yapamamış. Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Hattab'ın oğlu! Canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki şeytan seninle karşılaşınca yolunu değiştirmekten başka bir şey yapmaz." Halife olarak seçilmesi: Halife Hz. Ebubekir sahabelerin seçkin insanlarını ayrı ayrı çağırıp Hz. Ömer hakkında fikirlerini almıştır. Her gelen ayrı bir meziyetiyle onu övüp onay vermiş. Yalnız bir sahabi sertliğinden yana endişesini dile getirmiş. "Onun sertliğini bildiğimiz halde onu başımıza halife olarak bıraktığında Rabbin bunu senden sorarsa ne cevap verirsin" diye de sorunca üstün halife şunları söylemiş: "Ben Allah'a 'Onlara en hayırlı olanı halife tayin ettim' derim" neden sert oldugunu da şöyle izah ediyor: "Çünkü beni yumuşak biri olarak görüyor, şayet iş ona teslim edilirse sertliği pek kalmayacaktır." Zira öyle de oluyor. Halim, selim, hassas kalpli bir insana dönüşmesi çok da zaman almıyor. Allah'tan böyle korkan birinde hiç bir canlıya karşı öfke mı kalır. Yalnız Allah'a asi olanlara döner o öfke.. "Kaba kuvvete varmayan bir sertlik ve zaafiyete varmayan bir yumuşaklık." Hz. Ömer ümmetle fitne arasında engelleyici bir set olacak ve bir dağ misali fayda sunacaktı aynı zamanda. Elinde kırbacıyla çarşı pazar dolaşıp faizin pazara çıkmamasını sağlamış; akrabası şehit olmuş ailelere, savaşta ya da başka sebeple uzakta olanların ailelerine bizzat kendisi yardımda bulunmuş. Gece teftişleri; insanları çalışmaya, ilme ve eğitime teşvik etti. Kendi öğrencilerini dini öğretmesi için fethedilen bölgelere gönderdi. İlme yatkın olanları ilme, savaşa yetkinliği olanları savaşa, ticarete, ekime... kim neye iyiyse Hz Ömer tarafından oraya tayin edildi. Sahabilerden ileri gelenleri de danışmak için yanında tuttu. Fethedilen geniş topraklarda asayişi sağlamak için; herkese hakkını ulaştırmak için titizlikle çalışmış. Ömrüm yeterse beytulmalden her bir fert hakkını alacak demiş. Bir bakıyoruz Ömer sırtında un torbası muhtaçlara taşıyor; bir de bakıyoruz devlet malı at ve develeri tımar ediyor. Zamanın bütün bereketini sunduğu, üstün örnek insanlar dönemi. Bu kadar şeye yetişebilmek, her durumda ve yerde hazır olabilmek nasıl açıklanır ki? Sanki Ömer'den bir kaç tane varmışçasına bir aktiflik.. Radiyallahu anh. Mal varlığına gelince: Dünyanın ziynetlerinden, zenginliğinden olabildiğince kaçmış. Hacda tavaf esnasında elbisesinde on iki yama sayılmış. İslamiyet'in genişleyip, yığınla bereketlenen zamanlar bunlar. Elinin tersiyle itmiş. "Kendi hırkasını toprağa serer ve üzerine otururdu. Sanki insanların en fakiri oymuş..." Daha iyisini yiyebilir, daha iyisini giyebilirsin diyen kızı Hz. Hafsa annemize: " Benim kendilerine tâbi olacağım iki arkadaşım var. Şayet onların çektiği zorlukları ben de çekersem umut ederim ki onların kavuştuğu rahatlığa ben de kavuşurum." demiş. Hz. Ömer zamanında ki en büyük imtihan kıtlık olmuş. Bu dönemde Müslümanların çektiklerinden etkilenen halife bir çok gıdayı yemeyi kesti. Sahabeler kendi aralarında kıtlık geçmezse Ömer müslümanlara duyduğu üzüntüden ölür diye konuşmaya başlamışlar. Senden sonraki halifelerin işini çok zorlaştırdın ya Ömer. Vefatı: Namazın üstünde Mecusi birinin saldırısına uğrayarak derin yara alan halife arzuladığı şehadet şerbetini içebilmiş. "Müminlerin annesi Aişe'ye gidin 'Ömer sana selam söylüyor. Ona, Ömer (ra), iki arkadaşıyla beraber olmak için senden izin istiyor deyin.' sözlerini söyledi." Sen sevgili arkadaşlarına kavuştun Ey büyük halife.. Resûlullah'ın haber verdiği fitneyle müslümanlar arasında ki kapıda bu şekilde kırılmış oldu.. Menkıbeleri ziyadesiyle seven biri olarak, bu eserde okuduğum menkıbeleri de çok sevdim. Kitabın havasına renk katmış. Hz. Ömer'in hayatını hiç böyle geniş kapsamlı okumamıştım. Görev başına tayin ettiği komutan, vali, kâdılardan; onlara verdiği tavsiyeler, gönderdiği mektuplara kadar her bir detaya da değiniliyor. Vefatından önce sıradaki halifeye yazdığı vasiyeti bütün yönetim makamlarına, evlere asılmalık kıymette. Nerde doğrunun, hakkın ipini bıraktığımızın nişanesi aynı zamanda. Meraklısına diyebileceğim tek şey var: Okuyun! "Ey Ömer, Allah senden razı olsun! Resûlüllah'ın sireti üzerine hareket ettin, bu sayede İslâmı ve Müslümanları aziz kıldın. Allah'ım onlara tabi olmamızı bize nasip et ve bidatler çıkarma şerrinden de bizleri uzak tut!" Amin. (Hîm)
Tek kelime ile muhteşem bir kitaptı. Sallabi'nin bu serisinden farklı bir lezzet alıyorum çokça güzel. Hz. Ömer (r.a) 'i birçok yönden tanımak noktasında çok güzel katkıları oldu. İlgili kardeşlerime tavsiye ediyorum. Çok emek verilmiş ve ortaya çok güzel bir eser çıkmış gerçekten. Hz. Ömer'e dair aradığınız birçok soruya yanıt bulabilirsiniz ve onu bu kitaptan çok güzel bir şekilde tanıyabilirsiniz. Rabbim Hocamızdan razı olsun. (Zeynep)
2.HALİFE HZ. ÖMER (RA);: Künye; Ebu Hafs Lakap; Faruk Babası; Hattab b. Nüfey Annesi; Hanteme bint Haşim b. Muğire ( Ebu Cehil'in kız kardeşi ya da amcasının kızı.) - Toplam 13 çocuğu olmuştur. Boşadıkları ve o hayattayken vefat eden eşleri dahil 7 evlilik yapmıştır. -Yüzü hafif kırmızıya çalıp beyaz tenli, güzel yüzlü, el ve ayakları irice, etine dolgun, uzun boyluydu. - Nübüvvetin altıncı senesi Zilhicce ayında Müslüman oldu. O sırada yirmi altı yaşındaydı. Hz. Hamza'dan iç gün sonra Müslüman oldu. -İslam'da ilk "zorunlu askerlik" onun döneminde yapılmıştır. - Onun döneminde fitneler baş göstermeye zaman bulamadı. - Hicri 23 senesinde Zilhiccenin bitimine 3 ya da 4 gün kala Çarşamba günü şehit edildi. DETAYLAR KİTAPTA... VESSELAM... (DeliZekalı)
II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi PDF indirme linki var mı?
Ali Muhammed Sallabi - II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ali Muhammed Sallabi Kimdir?
Ali Muhammed el-Sallabi, (Arapça: علي محمد الصلابي; Bingazi 1963 doğumlu) Libyalı, din adamı ve islamcı görüşlü politikacı.
Kaddafi rejimi tarafından tutuklandı ve ünlü Abu Salim hapishanesinde sekiz yıl kaldı, daha sonra Libya'dan ayrıldı ve 1990'larda Suudi Arabistan ve Sudan'da İslam eğitimi aldı . Doktorasını 1999 yılında Sudan'daki Omdurman İslam Üniversitesi'nden aldı. Daha sonra Katar'da uluslararası Müslüman Kardeşler'in manevi başkanı Yusuf el-Karadavi'nin yönetimi altında çalıştı. 2011 Kaddafi devrimi sırasında Libya'ya döndü ve ülkedeki İslamcı gruplara silah, para ve yardım dağıttı. Davranışları, Ulusal Geçiş Konseyi altındaki uluslararası kabul görmüş Libya hükümetinin üyeleri tarafından eleştirildi.
Kasım 2011'de kurduğu Özgürlük, Adalet ve Kalkınma için Ulusal Buluşma Partisi'nin başkanlığına seçildi. Ali el-Sallabi, "Türk tarzı demokrasiyi örnek alacağını" açıkladı. 2012 Libya Genel Ulusal Konferansı seçimleri'ne partisinden aday oldu.
Sallabi, İngilizceye çevrilmiş ve ABD'de ofisleri bulunan iki Suudi merkezli yayınevi ( Darüşşalam Yayınları ve Uluslararası İslami Yayınevi ) tarafından yayınlanan en az 10 kitap yazmıştır . El-Sallabi, İslam'ın erken tarihine dair geniş yazıları ve bursları sayesinde Batı'daki Müslümanlar arasında geniş bir kitle kazanmıştır. Hz.Muhammed ve ilk Halifelik üzerine yaptığı biyografik çalışmaları birkaç ciltte 8.000 sayfadan fazladır.
Ali Muhammed Sallabi Kitapları - Eserleri
- Siyer-i Nebi (2 Cilt Takım)
- I. Halife Hz. Ebubekir (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi
- II. Halife Hz. Ömer (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi
- İmam Gazali
- İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed
- Eyyübi Devleti Selahaddin Eyyübi ve Kudüsün Yeniden Fethi
- III. Halife Hz. Osman (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi
- Doğuşundan Günümüze Hariciler
- Allah'a İman
- Hz. Ali - Hayatı Şahsiyeti Dönemi
- Osmanlı Tarihi
- İslam İnanç Esasları
- Hz. Hüseyin ve Kerbela
- Siyeri Nebi Büyük İslam Tarihi (6 Cilt Takım)
- Çöl Aslanı Ömer Muhtar
- Ahirete İman
- Zengiler Dönemi
- İslam'da Şûra
- Emeviler Dönemi 1
- Tüm Gerçekleriyle Hz. İsa Aleyhisselam
- Doğuşundan Günümüze Şiilik ve Rafızılik
- Selçuklular
- V. Halife Hazreti Hasan (ra) Hayatı Şahsiyeti ve Dönemi
- Sultanu'l Arifin Abdülkadir Geylani
- İz Bin Abdusselam
- Siyer-i Nebi
- Abbasiler Dönemi Murabıtlar Devleti
- İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed
- Çağdaş Müslüman Devlette Vatandaşlık ve Vatan Kavramı
- Emeviler Dönemi 2
- Yaratılışın Başlangıcı ve Hz. Adem'in Yaratılışı
- Tüm Gerçekleriyle Hz. İsa Aleyhisselam
- El İmanü Billah (Allah'a İman)
- Siyer-i Nebi
- IV. Halife Hz. Ali (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi
- Hazreti Nuh Aleyhiseselam ve Büyük Tufan
Ali Muhammed Sallabi Alıntıları - Sözleri
- O,Allah her şeyi ortaya çıkaran iken herhangi bir şeyin onu örtmesi, gizlemesi düşünülebilir mi..? O Allah henüz hiçbir şey var olmadan aşikar iken herhangi bir şeyin onun üstünü örtmesi gizlemesi düşünülebilir mi..? Sen ne zaman görünmez oldun da seni gösterecek bir delile ihtiyaç duyasın..? (Yaratılışın Başlangıcı ve Hz. Adem'in Yaratılışı)
- Osmanlı imparatorluğu üç veya dört asır boyunca fikir liderliğinden yahut büyük ve soylu sosyal islahatcilardan mahrum kaldığı için, meydanı batıdan aktarma ve onu taklit eden yüzeysel diplomatlara terk etmiştir.sonuc ise ruhun kayboluşu aklın yokoluşu iradenin perisanligi ve genel bir çarpıklık olmuştur. (Osmanlı Tarihi)
- Seksenden sonra bir güç kalmaz, Gençliğin iştahı gitmiştir artık, Elimde asayla sanki ben, Peygamber liği olmayan bir Musa' yım Nizamulmülk Isfahan (Selçuklular)
- Allah'tan başka ilah yoktur dediğinde bir iddiada bulunmuş oluyorsun. Sana 'delinin var mı?' denir. Delil de; emir ve nehiylere uymak, bela ve musibetlere sabretmek, kadere razı olmak... işte iddianın delili budur. (Sultanu'l Arifin Abdülkadir Geylani)
- İmtisal-i câhidû fillah oluptur niyetim Din-i İslam'ın mücerret gayretidir gayretim (İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed)
- Aksirma düşünce ve sinir merkezi olan beyindeki sorunu giderir. Beyin, bütün duyu organlarının kontrol edildiği yerdir. O sağlam olduğunda diğer organlar rahat çalışır. Dolayısıyla aksırmanın ne kadar faydalı bir şey olduğu buradan anlaşılabilir. Bu sebeple şeriat sahibi bunun Allah'a hamd ile karşılanmasını uygun görmüştür. Zira bunda mahlukatın tabiata değil, Allahu Teala'ya izafesi söz konusudur ve bu şekilde Allahu Teala'nın yaratıcılığı ve kudreti ikrar edilmektedir. Fethu'l Bârî 10/602 (Hz. Ali - Hayatı Şahsiyeti Dönemi)
- ولا يجوز التوجه بخوف او رجاء الا اليه ، لا خشية الا منه ، ولا ذل الا اليه ، ولا طمع الا في رحمته ، ولا اعتماد الا عليه ، ولا انقياد الا لحكمه (El İmanü Billah (Allah'a İman))
- ...Allah kendisine(kendi dinine) yardım edenlere kesin surette yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.(Hac 40) (Siyer-i Nebi)
- Allahu Teâlâ'nın sıfatları hususunda 'nasıl?' ve 'niçin?' soruları sorulmaz. Bu soruları şüphe edenden başkası sormaz. (Sultanu'l Arifin Abdülkadir Geylani)
- Ömer Muhtar, damarlarına kadar işlemiş imanının yanı sıra bakış açısı geniş, çevresinde akıp giden olayları idrak edebilen biriydi. Bu özelliği; başarısının, sağlığının ve arkadaşlarından önce düşmana saygıyı reddeden gücünün, Allah’tan sonraki en büyük destekçisiydi. İman ve ameli hayatına yansıtması ne kadar da güzel bir şeydi. (Çöl Aslanı Ömer Muhtar)
- Birinin kalbinde başkası olduğu halde "Allah, Allah" dediğini gördüğümde gazaba geliyorum. (Sultanu'l Arifin Abdülkadir Geylani)
- O gayet misafirperverdi, gelen misafirlerin çokluğu ile sevinirdi, onun kapısı mekke'deki her tabakadan insana açıktı. (I. Halife Hz. Ebubekir (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi)
- "Andolsun" "Allah Teâlâ üçün üçüncüsüdür" diyenler de kâfir olmuşlardır. Hâlbuki bir tek Allah Teâla'dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer söyleye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir.(El-Mâide, 5/73) (Hazreti Nuh Aleyhiseselam ve Büyük Tufan)
- Tahsil yoluyla elde edilmesi mümkün olanları elde etmiştim, geriye zevk ve süluk yoluyla elde edilecek şeyler kalmıştı. Onlar da tahsil yoluyla elde edilmiyordu. Takva olmadan ve nefsi heva ve hevesten uzak tutmadan ahiret saadetinin elde edilemeyeceğini anlamıştım. Her şeyin başı kalbi dünyadan koparmak, ahirete bağlamak ve Allah'a yönelmekti. Bu da mal ve makamı terk etmeden, her türlü olumsuz meşguliyetten uzaklaşmadan olacak şey değildi. Sonra kendi durumumu düşündüm; Her türlü dünyevi ilgi etrafımı sarmıştı. Yaptığım işleri gözden geçirdim. Onların en iyisi talim ve tedris faaliyetiydi. Ama gördüm ki ahiret yolunda faydasız ilimlerle uğraşıyorum. Daha sonra tedris faaliyetindeki niyetimi düşündüm. O da Allah rızası için değildi. Makam mevki elde etmek ve şöhret kazanmak için hareket etmiştim. Derin bir uçurumun kenarında olduğumu ve durumumu telafi etmediğim takdirde ateşe düşeceğimi anladım. Bir müddet bu durumu düşündüm. Seçim aşamasındaydım. Bir gün Bağdat’ı terk etmeyi ve bu durumdan kurtulmayı düşünüyor, ertesi gün bu fikrimden dönüyordum. Bir gün ileri adım atıyor, ertesi gün geri adım atıyordum. Sabahleyin ahiret arzusu beni kaplıyor, akşam üzeri şehvet orduları ona saldırıyor ve onu dağıtıyordu. Dünya arzuları beni zincirleriyle mevki makama doğru çekiyor, iman münadisi ise “Göç et, göç et, geriye çok az bir ömrün kaldı. Önünde uzun bir yolculuk var. Sahip olduğun ilim ve amel riya ve gösterişten başka bir şey değil. Ahiret için bu gün hazırlanmazsan ne zaman hazırlanacaksın? Dünya bağlarını bu gün kesmezsen ne zaman keseceksin?” diye sesleniyordu. Bu nida sebebiyle kaçış azmi bende yerleşiyordu. Daha sonra şeytan geliyor ve “Bu geçici bir durum. Buna uymaktan sakın. Zira bu tez geçen bir hevestir. Buna uyup bu düzenli hayatı ve düşmanların nizasından uzak olan mevki yüksek makamı terk edersen bir gün oraya arzu duyarsın da bu sana müyesser olmaz.” Diyordu. Yaklaşık altı ay dünya şehvetlerinin çekiciliği ile ahiret isteği arasında mütereddit bir halde gidip geldim. Dört yüz seksen sekiz yılı Recep ayında iş ihtiyari (isteğime bağlı) olmaktan çıktı, zaruri hale geldi. Zira Allah tedris yapamayacak şekilde dilimi kilitlemişti. Gelen öğrencilerin hatırı için kendimi ders vermeye zorluyordum, ancak bir kelime bile söyleyemiyordum… Acizliğimi tamamen hissettikten ve ihtiyarım tamamen elimden gittikten sonra çaresizlerin sığındığı şekilde Allah’a sığındım, O’na iltica ettim. Zorda kalanlar dua ettiğinde icabet eden bana da icabet etti ve makam mevki, mal,evlat ve arkadaşlardan ayrılmayı bana kolaylaştırdı.” (İmam Gazali)
- “Hastalıkların şahıslarda ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Bütün hastalıklar bir kişiden diğer bir kişiye adva adlı yolla sirayet eder. Adva sade gözle görülemeyecek kadar küçük bir şeydir. Bu şeyler canlıdırlar.” (Osmanlı Tarihi)
- " Bir şeyi istiyorsunuz, ama elde edemiyorsunuz. Üzerinde yaşadığınız arazi sizi çevreleyen denizler ve etrafınızdaki dağlar sebebiyle size dar geliyor. Araziden yeterli yiyecek çıkmıyor. Bu sebeple sizler birbirinizi boğazlıyorsunuz, birbirinizi kırıp geçiriyorsunuz. Uruşelim, meyveleri cihetiyle misli benzeri olmayan bir yer. Bilakis orası mutluluklar yurdudur." (Eyyübi Devleti Selahaddin Eyyübi ve Kudüsün Yeniden Fethi)
- Asırlarca hükmettik şu dünyaya Ölümsüz dedelerimiz ona boyun eğdirdiler Nurdan sayfalara yazılar yazdık Ne zaman, ne de biz unuttuk Zaman değirmeni döndü durdu Öncekileri öğüttü, yeniler geldi Beni de her duyarlı kişiyi de can evinden vurdu Zamanın suali; "Müslümanlar nerede?" Ali Muhammed Muhammed es Sallâbi (İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed)
- dünya bir tek devlet olsaydı Şüphesiz konstantiniye o devletin merkezi olmak için şehirlerin en layık olurdu... (Osmanlı Tarihi)
- Hz. Osman, insanların en hayâlısı idi. (III. Halife Hz. Osman (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi)
- Gerçek bağımsızlık ancak, bütünü ile Allah'a teslim olmak ve her kişi, varlık ve değere kulluk etmekten kurtulmakla elde edilebilir. Ancak bu durumda insan tek Allah'a kulluk eder. Gerçek özgürlük budur işte. Bundan ötesi özgürlük gibi görünse de kölelikten başka bir anlam ifade etmez. (Tüm Gerçekleriyle Hz. İsa Aleyhisselam)