diorex
sampiyon

İki Yeşil Susamuru - Buket Uzuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İki Yeşil Susamuru kimin eseri? İki Yeşil Susamuru kitabının yazarı kimdir? İki Yeşil Susamuru konusu ve anafikri nedir? İki Yeşil Susamuru kitabı ne anlatıyor? İki Yeşil Susamuru kitabının yazarı Buket Uzuner kimdir? İşte İki Yeşil Susamuru kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.03.2022 16:00
İki Yeşil Susamuru - Buket Uzuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Buket Uzuner

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9799752890007

Sayfa Sayısı: 300

İki Yeşil Susamuru Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mutluluğu ve huzuru hiçbir yerde ve hiçbir kimsede bulamayan, kimseye güvenemeyen genç bir kadın: Nilsu.

Terk edilmekten korktuğu için hep kendisi terk ediyor.

Annesine olan hayranlığı ve bağlılığı kendi yaşamını kurmasına engel olan, duygusal ve ütopik bir çevreci: Teoman.

Annesinin gizemli intiharıyla yaşamı altüst oluyor.

Buket Uzuner'in artık bir klasik olan İki Yeşil Su Samuru romanı çağdaş bir kadının portresi etrafında çok katmanlı olarak insan durumlarını sorguluyor. Yazar mizah dolu, çarpıcı ve gerçekçi üslubuyla 80'li yılların toplumsal ve siyasal ortamını ustaca anlatırken romanın kahramanları kimi zaman modernizmin altında ezilerek yaşamla ölüm arasında gelgitler yaşıyorlar.

İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri yaşadığımız dünyaya, aşka, çevre sorununa alternatif çözümler arayan aydın ve farklı bir çiftin hikayesi, bir modern zamanlar romanı.

(Tanıtım Bülteninden)

İki Yeşil Susamuru Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın en büyük hayal kırıklığı kendi kendini uğrattığı değil midir?”
  • İnsanın en şiddetli hayal kırıklığı, kendi kendini uğrattığı değil midir?
  • “Pek az kadınla erkek birbirlerinin ruhlarını bedenlerinden önce çıplak görebilir. Pek çoğu da ruh kısmını çıplak olarak göremez; hiçbir zaman..”
  • “Bu belki de kendimize sakladığımız peri masalıdır,kim bilir…her çocuğun masalları sevmesi ,her yetişkinin oyuncakların büyülü dünyasına duyduğu açık veya saklı ilgi gibi bir şey bu ..”
  • "Yakın çevresinde ölüm yaşamamış genç insanlar , dostlukları ve sevgiyi bol keseden harcarlar !
  • “Mantığın ve aklın kabullendiği bir şeye yüreği ikna etmek pek de kolay olmuyor bazen…”
  • "…annesi, babası, çocuğu, sevgilisi, arkadaşı, kim olursa olsun, bir insan, öbürüne ulaşmak için göze aldıklarıyla sevilir. Öbürüne ulaşmak yürek ister. Göze alabilmek ister. Bir insandan bir başkasına geçmek emek ister, sevgi ister, yürek ister. Bunlar bile köprüleri kurmaya yetmez bazen.."
  • “İnsanın en şiddetli hayal kırıklığı, kendi kendini uğrattığı değil midir?”
  • Duygusal konularda, bir kadın kadar duyarlı, ince, hassas ve kırılgan bir erkeğin olabileceğine inanmıyorum. Neden mi? Çok basit! Çünkü bir erkek bir başka varlığa hayat kazandıramaz, ancak dolaylı olarak katkıda bulunabilir. Yani, bir erkek doğuramaz, bir insan yavrusunu içinde büyütüp, onu hayata kazandıramaz ya da hayatı o yavruya kazandıramaz.
  • Öfkelenmek bile bir duygudur ve ilgilenmeyi gerektirir.
  • Acaba o buzdan zırhının içinde, nasıl bir şahsiyet, nasıl bir erkek var?
  • "Problemler bizim cesaret ve aklımızı uyarırlar ve onları ortaya çıkartır, cesur ve akıllı olmaya zorlarlar bizi. Çünkü duygusal ve zihinsel gelişmemiz yalnızca sıkıntılar ve sorunlar sayesinde gerçekleşir."
  • Fiziksel hastalığı olan aspirin ya da tylenol alır, ruhu ağrıyansa karar alır. Öyle yaptım!

İki Yeşil Susamuru İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabı, arka kapakda "Yazar mizah dolu, çarpıcı ve gerçekçi üslubuyla..." diye devam eden yazıdan ve kitabın adından dolayı eğlenceli olduğunu düşünüp almıştım. Sonuçta aldandım! Mizahi bir anlatım tarzı göremediğim gibi, gerçekçi üslupla ne karakterleri, ne kurguyu, ne de kitabın sonunu bağdaştırdım. Hikâye 80'li yıllarda geçiyor. Fakat yaşam tarzı günümüzü aşmış, değil zamanın Türkiyesi Avrupa da bile o yıllar için normal karşılanmazdı diye düşünüyorum. İki çocuklu evli bir kadın, ara ara bunalıp başka adamlarla ilişki yaşayıp, tatillere gidiyor. Annesi "Artık sıkılmadın mı kızım? Eve dön, bak kocan başkasını bulursa karışmam, fazla naz aşık usandırır, kocanı bıktırma" gibi laflar ediyor. 15 yaşında ki kız öğretmeniyle beraber ve ara ara onda kalıyor. Sevgililer birbirinin yanına taşınıp, beraber yaşıyor. Bir de kitapta ki anne figürleri özellikle kız çocuklarına karşı soğuk, mesafeli, umursamaz ve anne olmaya hazır değil. Sürekli bir sorgulama, kendi hayatını düşünme. Annelik, anne kavramları bu kadar mı basit? Kitapta fazlaca intihar eden karakter var. Hele Mike göz göre göre vakti gelince intihar edeceğini vurgulayıp, bile isteye bunalıma giriyor. Çok kasvetli, en mutlu anlardan mutsuzluk çıkarmaya can atan karakterlerle bezeli bir kitaptı. Hiç tarzım değil. Ben beğenmedim. En azından sonu, güzel ve mutlu bitse belki birazcık kurtarırdı. Yazarın bir kitabı daha kütüphanemde mevcut, okunmayı bekliyor. Bu kitaptan sonra da daha çok bekleyeceğe benziyor. (Huzursuz Kitap)

Mutluluğu ve huzuru hiçbir yerde ve hiç kimsede bulamayan kimseye güvenmeyen genç bir kadın Nilsu. Terk edilmekten korktuğu için hep kendini terk ediyor. Annesine olan hayranlığı ve bağlılığı kendi yaşamını kurmasına engel olan, duygusal ve ütopik çevreci Teoman. Annesinin gizemli intiharıyla yaşamı altüst oluyor. İki Yeşil Susamuru romanıda çağdaş bir kadının portresi etrafında çok katmanlı olarak insan durumlarını sorguluyor. Yazar mizah dolu, çarpıcı ve gerçekçi üslubuyla 80 li yılların toplumsal ve siyasal ortamını ustaca anlatırken romanın kahramanları kimi zaman modernizmin altında ezilerek yaşamla ölüm arasında gelgitler yaşıyorlar. (Booklover. aslı)

Kitap, dağılan bir ailenin çocuklarının psikolojisini güzel anlattığı bir girişle bende okuma hevesi uyandırdı, ama karakterler bir yerden sonra hiç gerçekçi gelmedi. Türkçeyi yeni öğrenmiş Amerikalı edebiyat öğretmeni?? Amerikan edebiyatına dair bildiği tek şey ise Hemingway ve London. Çok modern, entelektüel olarak anlatılan babanın sevgilisi Selen ise, 16 yaşındaki bir kız çocuğunun 33 yaşındaki öğretmeniyle ilişki yaşamasını destekliyor, bunun istismar olduğunu bilmiyor mu? O kadar aydınsa ilişkisindeki sorunlarla ilgili neden sevgilisinin çocuğuyla 'arkadaşça' dertleşiyor ve bir nevi annesini kötülüyor? Ayrıca 80'lerin Türkiye'sinde böylesine serbest yaşantılar var mıydı, bilen biri varsa aydınlatsın gerçekten oturtamıyorum. Beni rahatsız eden bir başka konu da duygu geçişlerinin olmaması, Teo ve Nilsu bir anda çok iyi anlaşmaya başlıyorlar, nedeni o ana kadarki yaşantılarının ortak acılarını 'paylaşabilmeleri' mi yoksa yazarın öyle istemesi mi? Çünkü acılarını paylaşabildikleri de yok, Teo da Nilsu'nun eski sevgilileri gibi yüzeysel ve şakacı. Rahatsız eden bir başka konu ise evlenip çoluk çocuğa karışmak isteyen kadınların 'ortalama iyi' olarak küçümsenmesi, belli bir hayat tarzının üstün tutulması. Daha neler neler... Sonu ise bende ilgi uyandırmadı. Yazarın ilk romanı olduğu için mi böyle bilmiyorum ama uzun zamandır böyle vasat bir kitap okumamıştım. (Esra Şahin)

Kitabın Yazarı Buket Uzuner Kimdir?

Biyoloji ve Çevre Bilimi eğitimi alan Uzuner, Türkiye' de Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ' de, ayrıca Norveç, ABD ve Finlandiya'daki üniversitelerde çalışmalarda bulundu. Kitapları 1992'den bu yana Türkiye'de Ulusal En İyi Satış listelerinde yer almaktadır ve dört ayrı dilde yayımlanmıştır. Remzi Kitabevi için yabancı edebi yayımlar konusunda editörlük yaptı ve şu anda Alfa-Everest Yayınları için yabancı edebi yayımlar konusunda edebi danışmanlık yapmaktadır.

Balık İzlerinin Sesi romanı ile 1993 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü' ne layık görülen Uzuner, Kumral Ada Mavi Tuna romanı ile 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Yılın Romanı ödülünü aldı. Son dönemde Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanı, Mediterranean Waltz adı ile İtalya, Yunanistan ve İsrail'de yayımlandı. Ayrıca İngiltere'de kısa öykülerden oluşan A Cup of Turkish Coffee adlı kitabı yayımlandı.

1996 yılında University of Iowa tarafından onursal akademisyen yazar seçildi.

Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, şimdi İstanbul'da yaşamaktadır.

Buket Uzuner Kitapları - Eserleri

  • Kumral Ada Mavi Tuna
  • Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
  • İki Yeşil Susamuru
  • Su
  • Toprak
  • Hava

  • İstanbullular
  • Balık İzlerinin Sesi
  • Ayın En Çıplak Günü
  • Yolda
  • Güneş Yiyen Çingene
  • Benim Adım Mayıs
  • Karayel Hüznü

  • Şiirin Kızkardeşi Öykü
  • Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları
  • Yazın Öyküleri
  • Şairler Şehri
  • Ah Bir Kedi Olsam!
  • Şehir Romantiğinin Günlüğü
  • Selin ve Cem'le Yolculuklar

  • Gümüş Yaz, Gümüş Kız
  • New York Seyir Defteri
  • Bir Yılbaşı Hikayesi
  • İstanbullular
  • Benim Adım İstanbul
  • Buket Uzuner Gezi Kitaplığı (3 Kitap)
  • I Am Istanbul

  • Istanbul Blues
  • Earth

Buket Uzuner Alıntıları - Sözleri

  • "kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. ama ipe her dokunuşunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür." (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Bilirsiniz işte, insan kendinden bile sıkılır bir gün. Aslında insan en çok kendinden sıkılır. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Ruhumu baharla beraber saran çılgınca bir aylaklık etme tutkusu ve buna şehvetle teslim olma arzusuna karşı koymaya çalışmamdaki çelişki. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
  • ''İnsanoğlunun bencilliği ve şiddet tutkusu,bu küçük kasabada da peşimi bırakmamış,her yerde olduğu gibi yine canımı sıkmıştı.Bence dünyanın bütün çocukları birbirlerinin bayramını kutlamalı,eğlenmeli,gülmeli ve kardeş olmalıydı. '' (Bir Yılbaşı Hikayesi)
  • Roman yazmak ne öykü, ne deneme, ne de şiire benziyor. Roman yazmak bir doktora tezi yazmaya benzetilebilir ancak. O denli disiplinli, derli-toplu ve sistematik bir çalışma bekler roman kurgusu yazardan. Romanın başı sonu kurgu tekniği, karakter soyağacı ve kronolojisi ta başından belli olmak zorundadır. Yazar bu yol taşlarını bilmezse yolda kendisine gerekecek acil yardım malzemelerine hazırlık yapamaz. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
  • Böyledir ama İstanbul, özletir kendini bir aşk gibi yani… (İstanbullular)

  • Dünyada sabah uykusundan tatlı ne olabilirdi ki! (Ah Bir Kedi Olsam!)
  • "Ama unutma ! Sen yalnızca iyi bir evlilik yapmak üzere yetiştirilmiş bir kız değilsin." (İstanbullular)
  • Gülümsemesine hüzün bulaşmıştı. (Su)
  • Ah aşk, ne güzel ve ne soylusun! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
  • Kitapların hayatı değiştirdiği doğrudur. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Vaktinde verilmeyen sevgi bayatlar! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
  • İnsan belli deneyimlerden sonra hayal kırıklıklarına karşı bağışıklık sağlayamamışsa eğer, yıllar içinde yaralı ruhuna iyi gelen bazı ilaçlar keşfetmeye başlıyor. (Gümüş Yaz, Gümüş Kız)

  • Gençken okulda veya mahallede ya da ailede ve kitaplarda iyi bir yöndeşe rastlamak, hayattaki tek mucizedir. (Toprak)
  • Bazen durmak, güç toplamak için geri çekilmek ve beklemek gerekir. (Hava)
  • Vatan nedir, vatan neresidir? Anıların mı, akraba ve arkadaşların yaşadığı yer mi? Neresidir vatan? (İstanbullular)
  • ...hiçbir şey olmasa, hayata bir kez geldiğinize inanıyor ve içinizde ki ve/veya çevrenizde ki 'habaset'in sizi boğmasına artık izin vermek istemiyorsanız,yaşadığınız kenti,ülkeyi ve dünyayı keyif alınacak hale getirmenin yollarını arayın.Arayın.Tekrar arayın. (Şehir Romantiğinin Günlüğü)
  • Zannımca çok meşakatli durumlarda birbirlerine katlanabilen ve destek olan insanlar gelecekte de hakiki dost olurlar. (Uzun Beyaz Bulut Gelibolu)
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. (Yazın Öyküleri)
  • Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim.Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak , sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. (Kumral Ada Mavi Tuna)

Yorum Yaz