İkinci Dünya Savaşı Tarihi - Basil Liddell Hart Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İkinci Dünya Savaşı Tarihi kimin eseri? İkinci Dünya Savaşı Tarihi kitabının yazarı kimdir? İkinci Dünya Savaşı Tarihi konusu ve anafikri nedir? İkinci Dünya Savaşı Tarihi kitabı ne anlatıyor? İkinci Dünya Savaşı Tarihi PDF indirme linki var mı? İkinci Dünya Savaşı Tarihi kitabının yazarı Basil Liddell Hart kimdir? İşte İkinci Dünya Savaşı Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Basil Liddell Hart
Çevirmen: Kerim Bağrıaçık
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053325369
Sayfa Sayısı: 1088
İkinci Dünya Savaşı Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
1919 yılında, Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdiren Versay Barış Antlaşması'nın imzalanmasıyla, geride bırakılan dört yıllık yıkımın "bütün savaşlara son veren savaş" olarak anılacağı ve uygarlığın bir daha asla böyle bir yok edici çılgınlığa teslim olmayacağı temennisi bütün dünyada akıllara kazınmıştı. Ne var ki sadece yirmi yıl sonra çapı, dehşeti ve yok ediciliğiyle 1914-18 yıllarını kat be kat geride bırakan ikinci bir küresel savaş patladı. Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan Almanya ile Rusya'nın içine savrulduğu devrimci radikalizm, muzaffer tarafta yer almalarına rağmen haksızlığa uğradıklarını düşünen İtalya ve Japonya'nın saldırgan revizyonizmi; bütün dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizi ve imparatorlukların yıkılması ardından zincirinden boşanan militan milliyetçi yahut sosyalist ideolojiler bu felaketi adeta kaçınılmaz kılmışlardı. Birinci savaşta ortaya çıkan topyekûn savaş anlayışı, kitle imha silahları ile stratejileri ve totaliter yönetimler neticesi, 1945'te silahlar sustuğunda, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde üçüne tekabül eden 60 milyondan fazla insan ölmüştü. Bu, tarihteki en ölümcül savaştı.
(Tanıtım Bülteninden)
İkinci Dünya Savaşı Tarihi Alıntıları - Sözleri
- Savaşta moral, maddiyatdan( Silah - teçhizat - birlik miktarı) üç kat daha üstündür.
- Tarihi gerçek şu ki atom bombasının, Japonları teslim almaya zorlamak için kullanılıp kullanılmaması kararı asla bir tartışma konusu olmadı ve bu kararın doğruluğu ancak tarih tarafından gelecekte yargılanmalıdır. Masada, kendiliğinden ve tartışmasız bir mutabakat vardı; başka türlü davranmamıza ilişkin, en küçük bir öneri bile duymadım.
- Atom bombalarının, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılmalarının hızlandırılmalarının nedeni Amiral Leahy tarafından açıklandı: "Bilim insanları ve diğerleri, bu projeye harcanmış olan muazzam yekun -iki milyar dolar (günümüzde yaklaşık yirmi dört milyar dolar)- için bu denemenin yapılmasını istiyorlardı." Atom bombası projesinde yer alan yüksek rütbeli subaylardan biri, kod adı "Manhattan District Projesi" olan konuyu daha açık bir şekilde anlatıyordu: "Bomba gerçekten başarılı olmak zorundaydı -çok masraf edilmişti. Başarısız olsaydı, bu kadar büyük bir harcamayı nasıl izah edebilirdik? Kamuoyunun olası protestosunu düşünün bir kez... Zaman azaldıkça, Washington'daki belirli kişiler Manhattan Projesi'nin direktörü General Groves'u iş işten geçmeden istifa etmesi için ikna etmeye çaba gösteriyorlardı, çünkü başarısız olursak Groves sorumluluğun üzerine kalacağını biliyordu. Bomba tamamlandığında ve atıldığında ilgili herkesin hissettiği rahatlama muazzamdı."
- “İngilizler sadece bir muhabere kazanır, o da sonuncusu.”
- "9 Mart'ta, her biri 6-8 ton yangın bombası demeti taşıyan 279 B29 Superkale ağır bombardıman uçağı Tokyo'yu yerle bir etti. Kentin yaklaşık dörtte biri olan, kırk bir bin metrekare alan tamamen yanmış, 267.000'den fazla bina tahrip olmuştu. Sivil zayiat yaklaşık 185.000'di - halbuki mütecaviz Amerikalılar sadece on dört uçak kaybetmişlerdi. Müteakip dokuz günde Osaka, Kobe ve Nagoya benzer şekilde yakılıp yıkıldılar. 19 Mart'a gelindiğinde bu taarruzlar durdu, çünkü, Amerikalıların yangın bombaları tükenmişti - o on gün zarfında yaklaşık 10.000 ton yangın bombası atmışlardı."
- Savaş askerlere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.
- Rusya'nın uçsuz bucaksız toprakları, Hitler'e ilk hayal kırıklığını, ardından da ilk yenilgisini tattırıyordu. Tarih, acımasız bir diktatörün intiharında bir kez daha tekerrür ediyordu.
- ...Halder günlüğüne şöyle not düşmüştü: "Oldukça sevimsiz bir gün. Hitler çok sinirli. Kendi başarısından epeyce korkmuş, hiçbir sorumluluk almak istemiyor, bütün sorumluluğu üzerimize yıkmaya çalışıyor."
- "Zafer her zaman barış demek olmuyordu."
İkinci Dünya Savaşı Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
30dan fazla ülkeden yüz milyonlarca askerin katıldığı, 70 ila 85 milyon arası ölümle sonuçlanan, askeri personelden çok daha fazla sivilin hayatını kaybettiği ve sonuçları ile günümüzü biçimlendiren bu savaşı neredeyse gün gün, cephe cephe, tüm siyasi yansımalarıyla öğrenmek ister misiniz? Savaşın askeri harekat detaylarını, ansiklopedik bir titizlikle ve büyük bir özenle paylaşmış Basil Liddell Hart bu eserinde. Her bir cephede genel durum ne idi, planlar nasıl yapıldı, güçler dengesi ne idi ve sonucu neler belirledi; bir bilim adamı titizliği ile araştırmış, belgelendirmiş ve basit bir dille aktarmış. Bir asker ya da askeri stratejiye ilgisi olan biri için hazine değerindeki bu kitap, benim gibi sıradan bir okuyucu için zorlu bir macera oldu. 1.000 sayfanın üzerindeki hacmi, coğrafi detaylar ve askeri terimleri nedeniyle kitabı takip edebilmek inanın hiç kolay değil. Kimin kaç uçağı vardı, hangi tümen nereden saldırdı, harekat piyadelerle desteklendi mi derken, bahsedilenleri anlayabilmek günlerimi aldı. Başlarda pes edip bırakmak üzereyken son bir çaba ile haritayı önüme aldım, kalemle anlatılan hücumları takip edip kafamda canlandırmaya çabaladım ve anca o aşamadan sonra ilgimi toplayabildim. Sonrasında çok severek devam ettim, ancak yine de yazarın çok başarılı bulduğum bu çalışmasının hakkını verebildiğimi ve konuya istediğim ölçüde vakıf olabildiğimi söyleyemem. Yine de, naçizane, anlatılan tarihi detayların ve bu akıl almaz vahşilikteki savaşın bende bıraktığı önemli izleri paylaşmak isterim: 1. 1. Dünya Savaşı, teknolojideki gelişmelerin akabinde dünyadaki hammadde kaynaklarının yeniden paylaşımı savaşı idi ve tarihçilerin çoğuna göre tamamlanmamış, ancak 30 yıllık bir duraklamaya uğramıştı. Bu görüşe ben de katılıyorum. Almanya gibi sanayileşme atılımında büyük bir yer edinmiş, ancak daha da ilerlemesini sağlayacak bütün kaynaklardan izole edilmiş bir ülkenin eninde sonunda acımasızca sömürgeleşmiş batı dünyasının karşısına dikilmesi beklenmeli idi. Bu karşı çıkışın Hitler gibi bir faşist yerine daha ılımlı siyasilerce yürütülememesinin sebebi, bence Versailles anlaşmasının aşağılayıcı hükümlerinde ve haksızlığında saklı. 2. Almanların başlangıçtaki hedefleri sadece Doğu’ya ilerlemek. Hitler çoğu kereler “Ari ırkları için doğuda geniş ve verimli araziler ve hammadde kaynakları bulmak” amacı ile savaştığını ifade ediyor. Stratejik hedefi, ideolojik olarak da azılı düşmanı olan komünist Rusya’dan ve arada kalan Polonya’dan toprak almak. Britanya’nın politik akılcılığı ile kendisine göz yumacağını ve bu işe karışmayacağını umuyor. Nitekim o nedenle Avusturya’yı ilhak eder, Südet bölgesini alır, Çekoslovakya’ya saldırırken sessiz duran İngilizlerin Polonya’nın yanında savaşa girme tehdidini de ciddiye almıyor. İngilizlerin, zaten askeri olarak destekleyemeyecekleri Polonya’ya böyle bir söz verdikten sonra geri adım atamaması, savaşın doğudan batıya yönelmesinin sebebi. Sonuçta Polonya’ya da faydasından çok zararı olan bu anlaşma, “o monşer”lerin, duygulardan ziyade stratejik akıl ile yapılan siyasetin önemini gösteriyor bize. 3. Almanların inanılmaz bir hızla ilerlemesinin bir sebebi de müttefiklerin dağınıklığı, kafa karışıklığı ve eski usul savaş planları. Bu inanılmaz hızın getirdiği özgüven Almanları kamçılıyor, ancak her zaman olduğu gibi gereğinden fazla özgüven peşi sıra hataları da getiriyor. Yine de Almanların önemli kaynaklarını ve Rommel gibi başarılı bir komutanını Mussolini İtalya’sını Kuzey Afrika’da korumak için harcadığını görünce, “İtalyanları sırtından atsa ve Avrupa’ya odaklansa acaba savaşı kazanır mıydı?” diye düşünmedim de değil. 4. Rusların en büyük avantajı, aç-bilaç cepheden cepheye sürükleyebildikleri ve gözlerini kırpmadan ölüme gönderebildikleri milyonları olması. Batılı devletlerin orduları ikmal hatlarındaki gecikmeler nedeniyle savaşmayıp beklerken Ruslar sürekli ilerliyor; zira -yazarımızın deyimiyle- hiç itiraz etmeden, gıdasız, ilaçsız, ölüme razı savaşıyorlar. 5. Amerikalıların savaşa dahli, Avrupa’dan ziyade Pasifik’teki Japon ilerleyişinden kaynaklı. Japonya'nın Amerikan Pasifik Donanması'nı felç eden Pearl Harbor'daki baskını onur kırıcı olsa da işgal ettikleri Malaya, Birmanya, Filipinler ve Hollanda Doğu Hint Adaları'nı ellerinde tutmak için yeterli kaynakları olmadığı aşikar. Benzeri Alman ordusu için de geçerli; hızlı ilerleme kapasitelerinin çok ötesinde bir yayılmaya, ve bu sınırları koruyamamaya yol açıyor. Dolayısıyla siyaseten desteklenmeden askeri fetihler son derece kısa ömürlü oluyor. 6. Churchill İngiltere’sinin icat ettiği ve Amerika ordusunun da sevinçle benimsediği “stratejik hava taaruzu”, yani şehirlerin hedef gözetmeden rasgele bombalanması kavramı savaşın sivil kaybının bu kadar yüksek olmasının önemli sebeplerinden biri. Hepimiz Hitler’in siyasileri, Yahudileri ve sakatları nasıl vahşice öldürdüğünü biliyoruz; ama çoğumuz bu cafcaflı ismin arkasına sığınarak şehirlerin yangın bombaları ile harabeye çevrilmesinin bir İngiliz-Amerikan taktiği olduğundan haberdar değiliz. “Savaş ordular arasında yapılır” düsturunun çöpe atıldığı bu savaşta bir yanda gözü dönmüş faşistler ile diğer tarafta kibar görünümlü zalimlerin mücadelesi, insanlığın tüm değerleri çiğnenerek yapılıyor. (Küçük bir bilgi de vereyim; Almanya’da hala bina inşaatları öncesi zeminde bomba aranması ve var ise imha edilmesi rutin bir süreç. Özellikle Aachen, Köln, Berlin, Dresden gibi çok yoğun bombalanan şehirlerde bu uygulamaya sıkça rastlanıyor, bulunan bombalar kontrollü olarak patlatılarak imha ediliyor.) 7. Benzer şekilde; gemilerinin onda dokuzu batmış ya da muharebe dışı kalmış, hava ve deniz kuvvetleri felç olmuş, sanayisi enkaza dönmüş ve halkının yiyecek ikmali kalmamış Japonya'nın çöküşü için atom bombasına gerek olmadığı da aşikar. Truman’ın, Amerika’nın yaptığı milyarca dolarlık yatırımının sonucunu görmesi ve tüm dünyaya gözdağı vermesi için yüzbinlerce masum insan kurban ediliyor. 8. Ve yine “monşer”ler! Yazarımıza göre başarılı politik girişimlerle savaş çok daha önce ve çok daha az kayıpla bitirilebilirdi. Kabul edilebilir teslim şartları ve muhaliflerin desteklenmesi ile Hitler’in devrilmesi hem yıkımı azaltabilir, hem de savaş sonrası Avrupa’nın yarısını komünist istilasından ve soğuk savaştan kurtarabilirdi de. Ama popülizm sevdası ve askeri hırs uzlaşma şansını azaltıyor. Ve tarihte bir kez daha hırslı liderler halklarının kanları üzerinde yükseliyor. (AkilliBidik)
İçerik: Kitap çok ayrıntıya giriyor bu yüzden biraz sıkıcı olabiliyor kitapta 1.Dünya savaşından sonra 2. Dünya savaşına giden süreçten kısaca bahsedip 2. Dünya savaşını ayrıntılı şekilde anlatıyor kitapta Hitler'in nasıl iktidara geldiğini saldırgan politikalarını öte yandan Almanya gibi saldırgan bir politika yürüten İtalya'daki Benito Mussolini'nin Etiyopya ve Arnavutluk'u nasıl işgal ettiğini Almanya'nın Çekoslovakya'yı nasıl parçaladığını ve Danimarka ve Norveç'i nasıl işgal ettiğini Almanların İngilizleri Dunkerque'de nasıl sıkıştırdığını Fransa'yı 45 günde nasıl işgal ettiğini ve İngilizlerin askerleri Dunkerque'den nasıl tahliye ettiğini Hitlerin İngiltereyi işgal etmek için Deniz Aslanı Harekatı adını verdiği saldırıyı yapmak isteyip daha sonra neden vazgeçtiğini Londra'nın Almanlar tarafından nasıl bombalandığını Almanya'nın Rusya'yı işgale kalkışıp daha sonra Stalingrad'da Almanların nasıl durdurulduğu Japonların Pearl Harbor'da Amerikan donanmasına nasıl saldırdığı ve bunun gibi daha birçok konuda ayrıntılı bilgiler mevcut eğer 2. Dünya savaşıyla ilgili tek bir kitap alıp her şeyi öğrenmek istiyorum derseniz bu kitabı alın derim böyle bir niyetiniz yoksa gerek yok çünkü insanı bilgiye boğuyor ve sonra sıkılıyorsunuz. (kadir sonsöz)
2.dünya savaşı'na ilgi duyan herkesin kütüphanesinde yer alması gereken kıymetli bir eser. Harekatların stratejik hamlelerinden birliklerin yapmış olduğu bu harekatlarda yapmış olduğu manevraya kadar detaylandırılmış. (Enes ergün)
İkinci Dünya Savaşı Tarihi PDF indirme linki var mı?
Basil Liddell Hart - İkinci Dünya Savaşı Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İkinci Dünya Savaşı Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Basil Liddell Hart Kimdir?
Cambridge Üniversitesi'nde okurken, öğrenimini yarıda bırakıp subay olarak I. Dünya Savaşı'na katıldı (1914). 1916'da yaralandıktan sonra, savaş üzerine çeşitli kitaplarla 1920'de ordunun resmi Infantry Training (Piyade Eğitimi) kılavuzunu yazdı. Bu kitapta 1917'de geliştirdiği “savaş talimi” sistemi ile 1917-18 yıllarında uygulanan sızma taktiklerinden esinlenerek ortaya attığı ve “genişleyen sel” adını verdiği hücum yöntemlerini anlattı. Liddell Hart hava gücünün ve mekanize tank savaşının ilk savunucularından biri oldu. Stratejiyi, “politik amaçların gerçekleştirilmesi için askeri olanakların kullanımı sanatı” olarak tanımlayıp, düşmanı yerinden sökmeyi ve direnme araçlarını azaltmayı amaçlayan “dolaylı yaklaşım”ı savundu. Kendi savaş deneyimlerine dayanarak harekat ve şaşırtma öğelerini ön plana çıkardı.
1924'te sakatlanan Liddell Hart, 1927'de yüzbaşı rütbesiyle emekliye ayrıldı. Ordudan ayrılınca, kendini askeri tarihe ve askerlik bilimine verdi. 1925-35 arasında The Daily Telegraph'ta askeri muhabirlik, 1935-39 arasında The Times'da askeri danışmanlık yaptı. General J.F.C. Fuller'in öğrencisi olan Liddell Hart daha 1926'da, zırhlı birliklerin yaygın olarak kullanıldığı mekanize orduyu savundu. 1937-38 yıllarında Savaş Bakanı Leslie Hore-Belisha'nın özel danışmanlığını yaptı ve savunduğu reformlardan birçoğunun uygulanmasını sağladı. Orduyu tank ve uçaksavarlarla donatma çabalarına komutanların birçoğu karşı çıktı.
Liddell Hart'ın yazıları, Birleşik Krallık ve Fransa'dan çok Almanya'da etkili oldu. Zırhlı savaşın Almanya'daki öncüleri, Fuller'in tankların kullanımı üzerine öğütlerinin yanı sıra onun “genişleyen sel” kuramını da benimsediler ve “yıldırım savaşı”nın (blitzkrieg) temel anlayışı olarak kabul ettiler. Bu savaş yöntemi 1939-41 arasında Avrupa'daki kara savaşlarında Alman orduları tarafından ustalıkla uygulandı. Liddell Hart, savaş boyunca Daily Mail'e yazdı. Nükleer caydırıcılığa güvenemediğinden , savaştan sonraki yıllarda konvansiyonel savunma güçleri üzerinde ısrarla durdu, topyekun savaş kavramına da karşı çıktı. 1966'da sir unvanı aldı.
Liddell Hart, birçok askeri biyografi ve askeri strateji yazısının yanı sıra, bir de II. Dünya Savaşı tarihi yazdı. 1966'dan sonra II. Dünya Savaşı'nı ele alan bir dergi çıkarmaya başladı.
Basil Liddell Hart Kitapları - Eserleri
- Hitler'in Generalleri Konuşuyor
- İkinci Dünya Savaşı Tarihi
- Birinci Dünya Savaşı Tarihi
- Strateji Dolaylı Tutum
Basil Liddell Hart Alıntıları - Sözleri
- "Iradesiz akıl değersizdir akılsız irade ise tehlikelidir." (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)
- “İngilizler sadece bir muhabere kazanır, o da sonuncusu.” (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Zira bazı generallerin, korkunç biçimde düşüncesizce buldukları emirleri, basbayağı Hitler’in tasarılarını sabote etmek ve savaşın bir an önce sona ermesini sağlamak adına ifa etmeye hazır bir hale geldiklerinden şüphe etmeyi gerektirecek sebepler mevcuttur. (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)
- “Silahaltındaki vatandaşlardan oluşan, kısa ve yüzeysel bir eğitim görmüş bir yığın, deneyimli uzmanlardan oluşan küçük bir toplulukla karşı karşıya gelmesi durumunda, kelimenin en fena anlamıyla harcanacaktır.” (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)
- Tarihi gerçek şu ki atom bombasının, Japonları teslim almaya zorlamak için kullanılıp kullanılmaması kararı asla bir tartışma konusu olmadı ve bu kararın doğruluğu ancak tarih tarafından gelecekte yargılanmalıdır. Masada, kendiliğinden ve tartışmasız bir mutabakat vardı; başka türlü davranmamıza ilişkin, en küçük bir öneri bile duymadım. (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Almanlar o kadar süratli hareket ederek kendi zaman çizelgelerinin önüne geçmişti ki ikmal maddelerinin hızı kendilerine ayak uyduramadı c meydana gelen açlık birlikleri daha çabuk yordu. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Askeri meziyet, sayıca üstün olmakta değil, nitelikte saklıdır. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Tarih şahittir ki, savaşın kaderini tayin eden şey can kaybı değil, ümidin yok oluşudur. (Strateji Dolaylı Tutum)
- Atom bombalarının, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılmalarının hızlandırılmalarının nedeni Amiral Leahy tarafından açıklandı: "Bilim insanları ve diğerleri, bu projeye harcanmış olan muazzam yekun -iki milyar dolar (günümüzde yaklaşık yirmi dört milyar dolar)- için bu denemenin yapılmasını istiyorlardı." Atom bombası projesinde yer alan yüksek rütbeli subaylardan biri, kod adı "Manhattan District Projesi" olan konuyu daha açık bir şekilde anlatıyordu: "Bomba gerçekten başarılı olmak zorundaydı -çok masraf edilmişti. Başarısız olsaydı, bu kadar büyük bir harcamayı nasıl izah edebilirdik? Kamuoyunun olası protestosunu düşünün bir kez... Zaman azaldıkça, Washington'daki belirli kişiler Manhattan Projesi'nin direktörü General Groves'u iş işten geçmeden istifa etmesi için ikna etmeye çaba gösteriyorlardı, çünkü başarısız olursak Groves sorumluluğun üzerine kalacağını biliyordu. Bomba tamamlandığında ve atıldığında ilgili herkesin hissettiği rahatlama muazzamdı." (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Dahası, barış zamanında, “erkek iş gücünün silahaltına alımından doğan verim kaybının mümkün olduğunca önüne geçilmesinin” de önemine değindi. (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)
- "9 Mart'ta, her biri 6-8 ton yangın bombası demeti taşıyan 279 B29 Superkale ağır bombardıman uçağı Tokyo'yu yerle bir etti. Kentin yaklaşık dörtte biri olan, kırk bir bin metrekare alan tamamen yanmış, 267.000'den fazla bina tahrip olmuştu. Sivil zayiat yaklaşık 185.000'di - halbuki mütecaviz Amerikalılar sadece on dört uçak kaybetmişlerdi. Müteakip dokuz günde Osaka, Kobe ve Nagoya benzer şekilde yakılıp yıkıldılar. 19 Mart'a gelindiğinde bu taarruzlar durdu, çünkü, Amerikalıların yangın bombaları tükenmişti - o on gün zarfında yaklaşık 10.000 ton yangın bombası atmışlardı." (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- 1914 yılına gelindiğinde Britanya’nın, Almanya’nın on sekiz ana muharebe gemisine karşılık, yirmidokuz ana muharebe gemisi vardı. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Savaş politikanın iflasıdır. (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)
- Rusya'nın uçsuz bucaksız toprakları, Hitler'e ilk hayal kırıklığını, ardından da ilk yenilgisini tattırıyordu. Tarih, acımasız bir diktatörün intiharında bir kez daha tekerrür ediyordu. (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- "Zafer her zaman barış demek olmuyordu." (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Alman halki sert disiplinine ragmen baska bir yerde gorulmedik bir bicimde ordusuna yakinlik besliyor ve onunla gurur duyuyordu. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Savaşın başında Fransız, Alman, Rus ve Avusturyalıların eşi görülmemiş sayıda hazır süvari birlikleri vardı. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Vicdan strateji için tuhaf bir ilkedir. (Birinci Dünya Savaşı Tarihi)
- ...Halder günlüğüne şöyle not düşmüştü: "Oldukça sevimsiz bir gün. Hitler çok sinirli. Kendi başarısından epeyce korkmuş, hiçbir sorumluluk almak istemiyor, bütün sorumluluğu üzerimize yıkmaya çalışıyor." (İkinci Dünya Savaşı Tarihi)
- Belgeler tarih adına güvenli bir rehber değildir- zira emirlerin altına imzasını koyan adamlar genelde yazıya döktükleri şeylerden çok farklı düşünürler. Tarihçilerin arşivlerde buldukları belgeleri, bazı subayların hakikatte ne düşündüklerinin göstergesi olarak değerlendirmeleri aptalca olur. (Hitler'in Generalleri Konuşuyor)