İkna Odası - Yıldız Ramazanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İkna Odası kimin eseri? İkna Odası kitabının yazarı kimdir? İkna Odası konusu ve anafikri nedir? İkna Odası kitabı ne anlatıyor? İkna Odası PDF indirme linki var mı? İkna Odası kitabının yazarı Yıldız Ramazanoğlu kimdir? İşte İkna Odası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yıldız Ramazanoğlu
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9789752638297
Sayfa Sayısı: 160
İkna Odası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
SADECE BAŞÖRTÜSÜ YASAKLARI İÇİN DEĞİL, KADINLARIN TÜM ACILARI NAMINA…
Türkiye ikna odası gibi bir olay yaşadı. Üniversiteyi kazanmış yüzlerce genç kız ikna odalarında kendi varoluş hakikatleri ve gelecek kaygıları arasında bir seçim yapmaya zorlandı. Problem halen can yakıcı haliyle sürerken bunu konuşabilmek için insani bir dil üretmek gerekiyor. Süreci bizzat gözleyen Yıldız Ramazanoğlu bu odadan geçip hayatları binbir parçaya bölünen üç arkadaşın öyküsünü çok katmanlı bir okumayla anlatıyor.
Nermin, Seher ve Nuray… Üniversite kayıt kuyruklarından ikna odalarına alınan, kendi varoluş hakikatleri ile gelecek kaygıları arasında bir seçim yapmaya zorlanan yüzlerce genç kızdan üçü… Yıldız Ramazanoğlu hayatları binbir parçaya bölünen üç arkadaşın öyküsünü incelikli bir bakışla sunuyor. Bir sosyal meseleyi edebiyatın konusu yapmayı, sadece başörtüsü yasaklarıyla sınırlı kalmayan kadın sorunlarını dünya kadar açılıma sahip bir insanlık durumu olarak çizmeyi ustalıkla başarıyor.
İkna Odası bir novella. Dolayısıyla can verdiği kahramanları birçok yüzleriyle görebiliyoruz. Üniversitedeki başörtüsü yasağı çerçevesinde gelişen olaylar ve iç çatışmaların yanı sıra kadın hareketinin gündemine girmiş başka pek çok motif de satırlar arasında uç veriyor. Bu da eseri tek boyutlu, tarafgir ve manifestovari bir dilin tuzağına düşmekten kurtarıyor. Ramazanoğlu başörtüsü yasakları ve diğer kadın sorunlarının insani düzlemde konuşulabilinmesine dair ümit verici bir açılım yaptığı eserde farklı bir direniş halini de anlatıyor. Kapaktaki ironik çizim de belki bu direnişi imliyor.
İkna Odası Alıntıları - Sözleri
- Kendini aşmak adına kendini siliyorsun.
- Tek çocuk olmak onu vurdu yeniden. Arkadaştan kardeş yapmak için yüzyıllarca verdiği mücadeleler.
- Bu devasa metropol bize her şeyi unutturuyor. En yakınlarımızın beklentilerinin bile boğucu bir uğultuya dönüştürüyor.
- "Demir Maske'yi izlemiş miydiniz? Maskenin verdiği acıyı. Kendini saklamanın kalbi ne kadar yorduğunu."
- "Ruh hali değişmişti yine. Nermin'in kalbi güvercine benzer, günde yedi kere hal değiştirir."
- Bitiremedi kelimesi üzerindeki öldürücü vurgunun, artık sebeplerin unutulduğunu, sonuçlarla başbaşa kalındığını gösteren bir tınısı vardır.
- Sessizce onaylanmıştı ki bu ben değilim. Ama bu başkası da değil. Benim ben olmama izin verilmeyen yerde hiç kimse kendisi değildi.
- Bir yakınlık bir aidiyet duymadığım bu adamlar beni nereden tanıyor. Sadece başımdaki örtüye bakarak tamam diyorlar herhalde, bu bizim kız.
- Bedeni bir yuvaya kavuştuktan sonra bile ruhu sağa sola kaçışan yersiz yurtsuz bir kadın, kağıtların üstünde varlığını kırbaçlayarak adam etmeye çalışmaktadır.
- Kimse de bilemez başörtü örterken tam olarak ne yaptığını bu kadar taarruza göğüs gererek.
- Böyle acılara müdahil olmak nasip işi derdi her zaman..
- Acıların paylaştıkça çoğalacağını ilk kez hissettim.
- "Şırıl şırıl akan derelerin yerine gürül gürül akan insan kalabalıklarını seçmişlerdi bir kere. İnsan uğultusuna alışan bir ruh, kuş cıvıltısıyla yetinebilir mi."
- Geçmiş hiç geçmiyordu. İnsanın içinde bir doluluk duygusu uyandırıyor, geleceğin yerini bile dolduruyordu sanki. Geçmişin canlılığına izin vermemek elinde değildi.
- Beni bu dünyadan eleyen, inançtan arınmış duru akıl çağı bu olsa gerekti.
İkna Odası İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ne için ikna edilir insan? İkna edelebilinsin diye kurulan odalar da ne için ikna edilir insan? Hayatının dönüm noktası sayılacak kararlar alınan bu odaların psikolojik etkileri nasıl yansır hayata? Emekleriniz, hayallerinizle giderken, geleceğinizin de değişdiği ama doğru bildiğinizi savunduğumuz kararlar aldığınız odalarınız oldu mu sizinde? İkna Odası'nda Yıldız Ramazanoğlu bir dönemin siyasilesmis adaletsiz yaklaşımına değinmiş. Bu dönemin travmatik, hırpalayıcı etkileri ile başa çıkmaya çalışan 3 kadının hikayesinden bahsetmiş. Yıllarca verilen emeklerinin, hayallerinin bir anda yıkılmasına değinirken, diğer yandan bu emeklerin zayi olmaması için vazgeçilen ideallerden bahsetmiş. Bu dönem de yaşanan insan ilişkilerindeki, şehir yaşamındaki değişimlerinden bahsederken, erkek kadın ilişkisindeki geleneksel rol paylaşımının yansımalarından, gençler üzerindeki yerkesik baskıdan oluşan etkileri de yerleştirmiş ana konu arasına. Tek tiplestirici bir dayatmaya karşı duruşla beraber duramayışı başarılı bir şekilde işlemiş. (Nurgül)
Cumhuriyet tarihinin en fazla ötekileştirilen insanları: başörtülü kadınlar, benlikleri umursanmadan sadece bedenleriyle yargılanan insanlar. 28 şubat döneminden üç arkadaş. Başını açmayı reddettiği için tıp fakültesini elinin tersiyle iten Nermin, eğitimine perukla devam etmeyi tercih eden Seher ve üniversite uğruna başörtüsünden vazgeçen Nuray. Olaydan ziyade, iç dünya odaklı bir roman. Uzun yıllar boyunca ötekileştirilen bu kadınların psikolojilerini anlamak adına güzel bir eser. (naz)
Memleketin gelgit hallerine üç kadının yaşamından bir bakış romanı. Yerleşik kabullerin baskısı, geleneksel rol paylaşımları, siyasileşmiş sosyal bir meselenin yaşamları nasıl değiştirdiği... Bazı cümlelerin bana yazıldığı zannederek okuduğum bir kitap oldu. #İknaOdası (Rüveyda Nur Çakmak)
İkna Odası PDF indirme linki var mı?
Yıldız Ramazanoğlu - İkna Odası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İkna Odası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Yıldız Ramazanoğlu Kimdir?
Eczacı, sivil toplum temsilcisi ve yazar Yıldız Ramazanoğlu, 1958 Ankara doğumlu. Ankara Kız Lisesi’ni ve Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdi.
Birçok süreli yayında denemeler ve hikayeler yayınladı. İnsan Hakları Derneklerini ve Kadın Örgütlerini temsilen, New York’ta, Avrupa’da ve Orta Doğu’da uluslar arası kadın zirvelerine katıldı. Doğu Konferansı inisiyatifinin kurucu üyelerinden biri olarak Türkiye’nin İslamcı, Sol, Ermeni ve farklı eğilimlerinden aydınlarla birlikte Orta Doğu’da çeşitli kültürel toplantılar düzenledi.
Yıldız Ramazanoğlu Kitapları - Eserleri
- İkna Odası
- Derin Siyah
- Kırmızı
- Angelika
- Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım
- Çiçekli Bir Boşluk
- Zilha Günü
- İçimden Geçen Şehirler
- Bağdat Fragmanı
- Cam Kenarı
- Şehrin Gizli Öznesi
- Adem'in Cevap Vermesi
- Görme Bahçesi
- Gerçek ve Büyü Arasında Sinema
- Bir Dünyanın Kadınları
- İşgal Kadınları
- İkna Odası
- İkna Odası
- Osmanlı'dan Cumhuriyete Kadının Tarihi Dönüşümü
- Derin Siyah
Yıldız Ramazanoğlu Alıntıları - Sözleri
- Tek çocuk olmak onu vurdu yeniden. Arkadaştan kardeş yapmak için yüzyıllarca verdiği mücadeleler. (İkna Odası)
- Geçmiş hiç geçmiyordu. İnsanın içinde bir doluluk duygusu uyandırıyor, geleceğin yerini bile dolduruyordu sanki. Geçmişin canlılığına izin vermemek elinde değildi. (İkna Odası)
- Sessizce onaylanmıştı ki bu ben değilim. Ama bu başkası da değil. Benim ben olmama izin verilmeyen yerde hiç kimse kendisi değildi. (İkna Odası)
- İki insan arasındaki en kısa mesafeyi birleştiren şey hep bir doğru olmak zorunda mı. Belki bir eğretileme gerekiyor. (Kırmızı)
- Görüntüler vardı zihninde. Bunların kendiliğinde hikayeye dönüşmesini, birbirlerine gevşekçe bağlanmalarını istiyordu. (Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım)
- Kolay görünen nice soru çok çetrefildi aslında. (Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım)
- "Aşk ve ölüm. Her iki durumda da vücutların saklayabileceği bir şey yoktur.Hareketler duruşlar sessizlikler hem bu dünyaya hem ötekine aittir." (İçimden Geçen Şehirler)
- Gökler ve yerler adaletle ayakta durur. Hz. Muhammed (sav) (Görme Bahçesi)
- Bir yakınlık bir aidiyet duymadığım bu adamlar beni nereden tanıyor. Sadece başımdaki örtüye bakarak tamam diyorlar herhalde, bu bizim kız. (İkna Odası)
- İnsanlara bir erdem anlayışı içinde yıllarını yatırdıkları ideallerinin beyhude olduğunu müjdelemekten daha manasız ne olabilir ki. Aslında sinirime dokunan, varsa bir bildikleri, yanlış idealleri doğru olanlarla değiştirmeyi önermek yerine, artık gündelik çıkarlarımıza odaklanma saatimizin geldiğine, bunu çoktan hakettiğimize dair nutuklar çekilmesiydi. (Angelika)
- Arzuyu kınama bahanesiyle yükseltemiyoruz algımızı,dorukları göremeden,hayata daha üst pencelerelerden bakamadan,kendi sınırlarımıza bir ucundan bile yaklaşamadan sönüp gitsin mi hayatlarımız? (Angelika)
- Pencerenin kenarına oturup gökyüzüne bakıyoruz. ''Parıldayan şeylerin dili adımın ucunda.'' diyor. (Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım)
- Bu devasa metropol bize her şeyi unutturuyor. En yakınlarımızın beklentilerinin bile boğucu bir uğultuya dönüştürüyor. (İkna Odası)
- İnsan, birilerini yaşarken suçüstü yapıp kayda geçirecekse kendi hayatından başlamalı. (Derin Siyah)
- Bu ülkenin gencecik çocuklarının bilinçaltını nefretin türlü çeşit yansımalarıyla dolduranların; insanlar konuşma, tartışma, yüzleşme ile barışın dilini bulmaya bu kadar yaklaşmışken buna izin vermeyenlerin kim olduğunu görmek lazım. Herkes tarihte nasıl anılmak istiyorsa öyle davranmalı. (Görme Bahçesi)
- Kayan bir yıldız gibi hızla gidiyor, tutmaya çalışıyorum tutabildiğim kadar. (Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım)
- Modern dünyada ruhun geri çekilişi, insanın azalmasına ve ıssızlaşmasına yol açtı. Beynin patolojik bir salgısı olarak takdim edilen, kimyevi bir reaksiyondan ibaret görülen aşk da artık sadece beden yazılarının alanı. Kadının da, erkeğin de içi giderek boşalıyor. (Görme Bahçesi)
- O zamandan beri her yıl nükseden tatışmalarda laikliği zina, alkollü içki ve çıplaklığı desteklemeye indirgeyen yaklaşımlardan rahatsızlığını dile getiren Can Dündar'a katılmamak imkansız. Çünkü sekülerlik de hertürlü değerin ayaklar altında çiğnenmesini öngörmez. (Görme Bahçesi)
- İstanbul...Zaman bir görünüp bir kayboluyor. (İçimden Geçen Şehirler)
- Ezberden bildiği bazı ayetleri içinden okumaya başladı. Bu ona güç veriyor, onu kuşatan kanatların seslerini duymasına yol açıyordu. (Kırmızı)