İktidarı Anlamak - Noam Chomsky Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İktidarı Anlamak kimin eseri? İktidarı Anlamak kitabının yazarı kimdir? İktidarı Anlamak konusu ve anafikri nedir? İktidarı Anlamak kitabı ne anlatıyor? İktidarı Anlamak PDF indirme linki var mı? İktidarı Anlamak kitabının yazarı Noam Chomsky kimdir? İşte İktidarı Anlamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Noam Chomsky
Çevirmen: Taylan Doğan
Yayın Evi: BGST
İSBN: 9789756165348
Sayfa Sayısı: 476
İktidarı Anlamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Chomsky'nin 1989-1999 yılları arasında çeşitli tartışmalar ve halka açık toplantılarda kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtları bir araya getiriyor. Bu malzeme ilk kez bu kitapta okurla buluşuyor. Yapılan tartışmalar, ABD'nin saldırgan dış politikası, Ortadoğu ihtilafı, modern medyanın işleyişi, üniversitelerin ve aydınların işlevi, sosyal bilimlerde ideolojik denetim, bilim ve insan doğası, reel sosyalizm deneyleri, şiddet içermeyen eylem, anarşizm, Marksist teori ve Leninist entelijansiya, toplumsal mücadelelere dönük stratejiler ve başka konuları içeren geniş bir alana yayılıyor
İktidarı Anlamak Alıntıları - Sözleri
- ERKEK : Bir an için sizi kişi olarak ele alalım. İnsanlar size hakikat ve doğru bilgiye ulaşmak için ne yapmaları gerektiğini sorduğunda, onlara ne diyorsunuz? Ben genellikle soruyu doğru şekilde ifade etmediklerini söylüyorum. İnsanların bana ya da bir başkasına olayların daha doğru bir resmini nerede bulacaklarını sormaması gerekir :Bunu kendilerine sormalılar. Örneğin, insanlar bana olayların gidişatı hakkında yorum yaparken nereden esinlendiğimi sorabilir. Ben de onlara, gerçekten bakılması gerektiğini düşündüğüm şekilde dünyaya bakan malzemeyi nereden edinebileceklerini söyleyebilirim. Ama sonra bunun doğru olup olmadığına onların karar vermesi gerekir. Eninde sonunda kendi aklınızla karar vermek zorundasınız: Kendi sağduyunuza ve zekanıza güvenmek zorundasınız. Hakikat için bir başkasına güvenemezsiniz.
- İnsanları edilgen ve itaatkar kılmanın en zekice yolu kabul edilebilir düşüncenin alanını olabildiğince sınırlamak, ama o alan içinde 'canlı' tartışmaların yapılmasını sağlamak, hatta insanları o alan içinde kalmak koşuluyla daha 'muhalif' ve 'eleştirel' olmaya cesaretlendirmektir. Bu tutum, insanlara düşünce özgürlüğünün var olduğu hissini verirken tartışmalara sistemin koyduğu sınırları dayatır.
- Ama asıl mesele, kiralık devletlerin yer aldığı böyle büyük bir uluslararası terörist ağın kurulmasına neden ihtiyaç duyulduğudur. Bu ihtiyacın nedeni şuydu :ABD hükumeti artık istediği zaman doğrudan müdahalede bulunamıyordu. Bu nedenle, yapmak istediği şeyi bir hayli verimsiz yollara başvurarak yapmak zorunda kaldı.
- Bakın, bütün hükümetler halklarını korkutmaya ihtiyaç duyar ;bunu yapmanın en iyi yolu da işleri bir esrar perdesi ardında yürütmektir. Hükumetin gizeme bürünmesi düşüncesinin izleri, Heredot'a dek sürülebilir.
- İçinizden bazıları gazeteci. Amerika'nın Güney Vietnam'a "saldırısı" hakkında konuşmaya kalkışın da görün ;editörleriniz sizin Mars'tan ya da onun gibi bir yerlerden geldiğinizi düşünecektir. Tarihte böyle bir olay olmamıştır. Ama tabi gerçek tarihte böyle bir olay yaşanmıştır.
- Nasıl oluyor da marihuana yasadıșı, tütün ise yasal sayılıyor? Sağlığa etkisi gerekçe olamaz ;çünkü tam tersi doğrudur. Tütün sağlığa daha zararlıdır. Amerika'da bilinen 60 milyon marihuana kullanıcısından ölen olmamıştır, sigaraysa her yüz yıl binlerce insanın ölümüne yol açıyor. Nasıl kanıtlayacağımı bilmesem de, şu konuda ciddi kuşkularım var : Asıl neden marihuananın yabani bir ot olması, yani arka bahçenizde yetiştirebilmeniz gibi geliyor. Marihuana yasal olsaydı kimse bundan para kazanamazdı. Tütünse büyük bir sermaye girdisi ve teknoloji gerektirir, ayrıca tekelleștirilebilir;dolayısıyla insanlar bundan tonlarca para kazanabilir. Doğrusu tütünün çok daha öldürücü olması ve çok daha fazla bağımlılık yaratması dışında ikisi arasında gerçekten bir fark görmüyorum.
- Aslında Nüremberg duruşmalarının üzerinde durmaya değer. Nazilerin tarihte eşi benzeri yoktu, doğru. Ama Nüremberg duruşmalarına şöyle bir baktığınızda çok sinik bir düşüncenin hakim olduğunu görürsünüz. Nüremberg'de bir eylemin savaş suçu sayılması için kullanılan işleyiş kriteri, o eylemin Batı'nın gerçekleştirmediği bir suç edimi olmasıdır. Başka bir deyişle, Amerikalıların ve Britanyalıların da aynı şeyi yaptıklarını kanıtlayabilirseniz, bu meşru bir savunma olarak değerlendiriliyordu. Bu gerçekten de doğrudur. Bu yüzden Alman denizaltı komutanı Amiral Doenitz'in savunmasının bir bölümü, Amerikan denizaltı komutanı Amiral Nimitz'in Amerikalıların da aynı şeyi yaptığına tanıklık etmek üzere çağrılmasından oluşuyordu;savunma böyle yapılıyordu. Nüremberg'de kentlerin bombalanması savaş suçu olarak değerlendirilmedi ;bunun sebebi, Batılıların bunu Almanlardan daha fazla yapmış olmasıydı. Bütün bunlar açıkça dile getirilmiştir. Örneğin Nüremberg duruşmalarına katılan Amerikalı savcı Telford Taylor 'ın kitabını okursanız, duruşmaları böyle betimlediğini ve bütün süreci çok olumlu bulduğunu görürsünüz. Eğer Batı yapıyorsa suç değildi ;bir eylemin suç sayılabilmesi için onun Almanların yaptığı ama Batı' nın yapmadığı bir şey olması gerekirdi. Böyle bir sürü şey yapıldığı doğrudur ;ama bu çok sinik bir bakış açısına dayanıyor.
- ABD müdahaleciliğinin "komünizm" in yayılmasına direnmekle bir ilgisi yoktur. ABD'nin her yerde her zaman karşı çıktığı şey bağımsızlıktır. Bunun da gayet iyi bir sebebi vardır. Bir ülke kendi halkını dikkate almaya başlarsa, ABD'li yatırımcıların öncelikli ihtiyaçlarını yeterince dikkate almayacaktır. Evet, bunlar kabul edilemez önceliklerdir ;demek ki bu hükumetin gitmesi gerekir.
- Bir kez daha belirtmek istiyorum, "faşizm" gaz odaları demek değildir. Faşizm, devletin sendikaları ve şirketleri koordine ettiği ve büyük iş çevrelerine büyük rol verdiği özel bir ekomonik düzenleme biçimidir.
- ABD'de ne için yapılmış olursa olsun, siyasi gösteriler basında son derece olumsuz bir biçimde yer alırlar. Çünkü bu gösteriler insanlara bir şeyler yapabileceklerini ve sadece pasif ve yalıtılmıș bireyler olarak yaşamak zorunda olmadıklarını gösterir.
- Biz sadece başkaları insanları öldürdüğü zaman "soykırım"dan bahsediyoruz.
- Odanızda bir köşeye çekilip yanılsamalardan kurtulamazsınız - çok az insan bunu yapabilir. Demek istediğim, bazı insanlar bunu yapabilir ;ama çoğu kişi yapamaz. Genellikle aslında ne düşündüğünüzü diğer insanlarla etkileşime girdiğinizde öğrenirsiniz, aksi taktirde ne düşündüğünüzü bilemezsiniz. Bir şeyler duyarsınız, duyduklarınızı belki kabul edersiniz, belki de çok önemsemezsiniz, böyle olur... Bir konuya ilgi duyduğunuz için bir şeyler öğrenirsiniz. Konu toplumsal dünya olduğu zaman beslediğiniz ilgi, genellikle en azından dünyayı değiştirmeye çalışmayı da içerir ya da içermelidir. Zaten bu bağlamda bir şeyler öğrenirsiniz. Bazı fikirleri deneyerek, verilen tepkileri dinleyerek, o konuda başka insanların sözlerine kulak vererek, programlar oluşturup bunları sürdürmeye çalışarak ve nerede aksadıklarını tespit edip deneyimler kazanarak bir şeyler öğrenirsiniz.
- KADIN: Sizce şu andaki hükumet devrilmeli mi? Reform yeterli olmaz mı? -Bu uygun bir ayrım değil. Reformist bir adayın kazanma şansının olduğu bir noktaya geldiyseniz, zaten kazanmışsınız, ana hedefe varmışsınız demektir. Ana hedef bir devrimi anlamlı kılacak kitlesel desteği geliştirmektir. İşte o noktada bir sahtekar gelip söyle diyecek:"Ben sizin liderinizim, bunu sizler için yapacağım."
- Bir şeyin amacının ne olduğunu anlamak istiyorsanız, beraberinde ne gibi değişiklikler getirdiğine bakmak iyi bir başlangıç olabilir. Önceden planlanmış, sonucun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belli olduğu bir savaştan bahsediyorsak, savaşın sonucunun onun öncelikli gerekçesi olduğuna inanmak için sağlam bir nedeniniz var demektir.
- Kolombiya'da aklanan yaklaşık 10 milyar dolara karşılık ABD bankalarında aşağı yukarı 260 milyar dolar uyuşturucu parası aklanıyor. Şimdi bu ciddi bir suçtur, bakkal dükkanı soymak gibi bir şey değildir. Dolayısıyla Amerikan bankacıları, muazzam miktarda uyuşturucu parası aklıyorlar ve bunu da herkes biliyor. Peki kaç tane bankacı hapiste? Hiç kimse. Ama siyah bir çocuk esrarlı sigarayla yakalanırsa hapishaneyi boyluyor.
İktidarı Anlamak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Noam Chomsky - İktidarı Anlamak: ***Spoiler içerebilir! Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitabı okumak benim için zor bir süreçti. Çünkü roman gibi kurgusal olmayan, gerçek tarihe dayanan siyasi-politik bir kitap, ilk kez bu tarz bir kitap okuyorum. Fakat bu söylemlerim yanıltıcı bir unsur olmasın, çünkü hiç bilmediğim, zihnimde farklı şekilde şemalandırdığım siyasi olayları -kendi yorumumla- kabuğunu soyarak sundu. Her şeye kuşkucu yaklaşmak gerektiği ve başka başka senaryoların olabileceği gerçeği çok mantıklı ve belgelere dayanılarak sunuluyor. Mr. Chomsky aklımı başımdan aldı diyebilirim. Kitap Mr. Chomsky'nin 1989-1999 yılları arasında çeşitli tartışmalar ve halka açık toplantılarda kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtları içeriyor. Tarih bilgisi zayıf, -yüreğime ağır geldiğinden- çok uzun zamandır siyaseti takip etmeyen ve buradaki bazı terimleri anlamakta zorluk çeken biri olarak, okuduğuma asla pişman olmadığım bir kitaptı. Okurken sayfalarca not tuttum, körlemesine değil, baya baya anlamaya çalıştım; ilk defa bu şekilde bir kitap okudum. Bana ne kadar cahil olduğumu, dünyayı anlama çabamda ne kadar geride olduğumu gösterdi ve bundan sonrası için bir ışık görevi gördü. Yalıtılmışlık, entellektüellik, İsrail-Filistin sorunları, çevre sorunları, Haiti, ABD siyaseti, şirketler ve onların anlayış tarzı, örgütlenme, sendikalar, petrol ve pamuk rezervleri, adalet sistemi, piyasa, hukukun işleyişi, Nüremberg duruşmaları, ırkçılık, iktidar olma yöntemlerinin aldatıcılığı gibi birçok konuya değiniyor. Evet, ben de bu dünyada yaşıyorum ve bilmeye hakkım olan ama uzak olduğum şeyler varmış; diye kendinizi sorguluyorsunuz açıkçası. İktidarların, iktidar olma kaygısıyla korku kültürü, ırkçılık, şovenizm, fundamentalizm, militarizm gibi alanları nasıl aldatıcı olarak kullandığını açıkça anlatıyor Mr. Chomsky. Yalnız şu gerçek; "dünyayı şirketler dolayısıyla para yönetiyor." Bu insanın canını çok sıkıyor. Herkesin bildiği gibi aslında gelişmiş ve çok iyi kaynaklara sahip toplumların nasıl, ne amaçlarla sömürgeleştirilip, kitle katliamlarına uğrayıp bugünkü hâline geldiğini öğrenmek kalp kırıcı, umutsuzluğa sevk edici. Keşke diyoruz ya hani şöyle şöyle gidip anlatsam böyle yapsanız dünya daha güzel diye iyiliği anlatsam, anlasalar falan... Bunlar hayali güzel olan şeyler lâkin zaten bu kötülükler zaten tercih edilen şeyler... İyiliğin nasıl olduğunu zaten anlatmak istediğiniz insanlar biliyor ama bu işlerine gelmiyor. Çünkü ülkeler şirket mantığı ile yönetiliyor -bu benzetmeden yola çıkarak- kâr bazlı çalıştıkları bir gerçek ve ne çevreye ne de işçiye önem veriliyor... Bu konuda yapılacak tek çözüm insanların örgütlenmesi ve birlik olması olduğu savunuluyor. Aslında anlatılacak, üzerine konuşulacak çok çok şey var. Ve son olarak, Mr. Chomsky diyor ki; her şeye kuşkuyla yaklaşın, hatta benim dediklerime de... Bu yüzden ben de buradaki konulara ilgi duyan arkadaşlarımın bu kitabı okurken sıkılmayacağını düşünüyorum... (Ayşe ÖZKAN)
Merkeze ABD alınarak (doğal olarak) iktidarın nasıl çalıştığına, nasıl propaganda yaptığına, insanları nasıl bir düşünceden diğerine sürüklediğine, Pentegon'nun işlevine, verilen vergilerin nasıl nasıl harcandığına... gibi mevzular üzerine zihin açıcı bir okuma yapabilirsiniz. Kitap mülakatlar şeklinde olduğu için çok tekrar mesele anlatımı var ve bu bazen insanı sıkabiliyor ama buna aldanarak kitabı bırakmayın ve okumaya devam edin. Kitanı okuduktan sonra da oturup kendi halimizi gözden geçirerek, işleyen sisteme dair güzel ipuçları yakalamanıza yardımcı ooluyor. Haber sunumundan tutun da polisin gösteriye müdahalesine... Kitap benim için çok faydalı oldu, pratik siyasetin işleyişine dairr, bu nedenle de okuma yapak isteyenlere tavsiye ediyorum. (Demlendirici Krem)
Gerçeği görme üzerine: İktidar ve işleyişini anlama bakımından okunması oldukça elzem olan kitaplardan biri. Oldukça ayrım ve ayrıntıya yer veren Chomsky mütevazi tavırlarıyla ve cesaretiyle karşımıza çıkmaktadır. Sakinliği ile ele aldığı konuları didaktik ifadelerle okuyucuya gayet başarılı bir şekilde aktarmayı başarmıştır kanaatimce. Kendinden emin ifadelerle eserini süslenmiştir. Chomsky bu eserinde özellikle ABD yi topa tutmuştur diyebiliriz. ABD vatandaşı olmasına rağmen ABD yi en güzel eleştiren kişilerden olan Chomsyk bu konuda imtina dahi etmemiştir. Kitaba baktığımız ilk sayfalardan itibaren ABD nin ne kadar büyük bir ülke olduğuna şahit olmaktayiz. Bu büyüklük elbette ki tartışılabilir. Neye göre büyük kime göre büyük nasıl büyük. Örneğin ekonomik açıdan muazzam bir büyüklük. Askeri anlamda muazzam bir büyüklük. Peki ya manevi değerler konusunda büyüklük. İktidar karşısindaki tüm güçleri ele geçirme ve kontrol etme üzerine kurulduğunu beyan eden Chomsky özelde ABD nin bunu çok iyi yaptığına değinmiştir. Bunu yaparken makyavelist tavırlar sergilendiğini dile getirmiştir. Örneğin ABD devleti çoğu devletin tuttuğu terörist guruplar yerine kiralık terörist devlet kiraladığına değinmistir. Kirli ve pis işlerini bu devletler üzerinden gerçekleştiren ABD bu şekilde onlarca ülkeyi istikrarsızlastirmakta, darbe yaptırmakta ve en önemlisi de sayıları milyonları bulan insan kıyımına neden olmaktadır. Haitide Endonezyada Nikaraguada Kübada Meksikada Brezilyada Vietnamda Korede vs vs. Ama her yerde kendi düdüğünü çaldırmak için uğraşmakta ve bu minvalde oradaki insanların yaşam haklarını hiçe saymaktadir. ABD bunları yaparken bazı bölgelerde kendine ait uydu guruplar ve devletler kiralamakta ve işlerini yürütmektedir. Bu devletlerin en belirgin olanı İsraildir Chomsky'e göre. İsrail ABD nin ortadogudaki emellerini gerçekleştirme konusunda ABD için lejyonerlik yapmaktadır. Yazar eserde bu ikili ilişki üzerine oldukça fazla durmuş ve çok şiddetli eleştiriler yapmistir. Bundan ötürüdur ki yazar bu eleştirilerinden ötürü hedef alınmış İsrail gibi ülkelerde istenmeyen adam olmakla kalmayıp antisemitizm ile suclanmistir. Chomsky bu saldırılardan ötürü hiç vazgecmmeis baskılara rağmen eleştirel dilini kullanmaktan geri kalmamıştır. Pek tabi benim aklıma şöyle bir soru geldi. Nasıl olur da bu kadar eleştiriye rağmen Chomsky nin başına bisey gelmemiş bugüne kadar? Chomsky buna cvp olarak eserde söyle demiştir. ABD benim öldürülmemi istemez. Benim başıma böyle bisey gelirse ABD de bulunan herkesin başına gelebilir. Özellikle muhalefet ve basın buna izin vermez. Diğer taraftan sermaye buna karşı çıkar. Chomsky yok edilirse günün birinde pekala bizim de başımıza biseyler gelebilir. Ayrıca beyaz olduğundan ötürü yok edilmediğini dile getirmiştir. Burda bile Chomsky ince bir eleştiri yapmaktadır. Beyaz tenli iseniz diğer insanlara nazaran daha şanslısınız ABD zihniyetine göre. Ve bu konuda farklı örneklere de yer vermiştir. Örneğin Saddam döneminde yapılan katliamlara yer vermiştir. Saddam Hüseyin (ıraktaki eski diktatör) 90 larda Șiilere ve Kürtlere karşı harekete geçmiş ve yuzbinlerce insanın ölmesine neden olmuştur. Batı bloğu ve ABD başta Saddam ı desteklemiş silah yardımında bulunmuştur. Lakin Enfal katliamlarında ve sonrasında Halepce katliamında Kurtler kimyasal silahlarla öldürüldükten sonra Batı bloğu ve ABD Saddama karşı çıkmış ve Kürtlere yapılan katliamları derhal durdurmasıni istemiştir. Öte yandan Irak in güneyinde ve Doğu bölgelerindeki Şii katliamina göz yummustur. Çünkü Kürtler beyaz tenli ve içlerinde azimsanmayacak sayıda mavi gözlü insanlardan oluşmaktaydi. Eserde ırk ayrımı bu gibi örneklerle dile getirilmiştir. Totalde beyaz iseniz size karşı olan girişimler konusunda biraz daha şanslısınız. Heleki Batı insanı iseniz çok daha şanslısınız. İktidar ve özelde ABD iktidarının dizginlenmesi konusuna da değinen yazar eserinde bunun yolunun etkin muhalefet, toplumsal baskı ve aktivizmin öneminden geçtiğine inanmaktadir. Bu uğurda herkes üzerine düşen görevi yapmaya çalışmalıdır yazara göre. ABD nin terorist faaliyetlerde artık eskisi gibi rahat bir şekilde başvuramamasinin nedeni toplumsal baskı ve etkin aktivizm olduğunu beyan etmiştir. Nitekim tam da bu yüzden ABD nin kiralık terörist devlet tuttuğunu dile getirmiştir. Kirli işleri kendisi yapıp hedef haline gelmekten çekinen iktidar bu yüzden kirli işlerini başka devletler üzerinden yapmaktadır. Bu aktivizmin ve toplumsal baskının en önemli neticelerinden biridir chomsky e göre. Yazara göre hiç bir şekilde iktidar şeffaf olamaz. Olmamıştır da. Muhalefet bile iktidara gelse yine iktidar tarafından ele geçirilmesi an meselesidir. Nitekim değişen sadece kişiler olacaktir ve iktidar el değiştirecektir. Ama iktidar zihniyeti ebediyen kalacaktır. Tüm bu argumanlardan ötürü toplumsal baskı ve aktivizm çok önemlidir yazara göre. Her ne kadar iktidar duruldurulamayacak olsa bile aktivizm ve sosyal toplumsal baskı yüzunden baskılanacak ve iktidar az da olsa dizginlenecektir. Chomsky e göre eğer ki iktidar bazı şeylerden ötürü geri adım atmaya başlamışsa doğru yoldayız demektir. Ama şunun da altini kalın bir şekilde cizmistir. İktidar yok edilemez mevcut düzenle. Basın üzerine de fikirlerini dile getiren chomsky basınin ne denli önemli ve güçlü bir araç olduğunu gözler önüne sermektedir. Basın iktidarın daha doğrusu kapital düzenin en büyük silahıdır. Kapital düzen basın yoluyla çok rahat bir şekilde iktidara yön verebilir. Basının yanlı olmasından ötürü yakınan yazar bu yüzden insanların koordine olamadigindan şikayet etmektedir. Basının kitleler üzerindeki etkilerini aciklayan yazar insanların ne derece hayal alemlerinde yaşadığını gösteriyor. Basının en büyük getirilerinden biri de değişen toplum düzenini empoze etmeye çalışmasidir. Olmayanı olmuş gibi olanı da olmamış gibi gösterebilen basın, toplumu kendisince ve kapital sermaye düzenine göre dizayn etmektedir yazara göre. Vietnamdaki ve Libyadaki gerçekler karşısında toplumun ne denli aldatıldığını gözler önüne sermektedir. Kaybedilen savaşlar kazanılmış gibi gösterilmiştir. Basının geliri üzerine de değinen yazar bu gelirin gazete satmakla elde edilmediğini söylemiştir. Sermaye işine gelmeyen haberi yayınlaması için basın kazanıyor. Yayınlamadıgi göz yumduğu göz ardı ettiği her şeyden para kazandığını söylemiştir yazar. Ve tabi ki de istenilen haber yapıldığı için aynı zamanda. Buna uymayan basın kuruluşları sermaye sisteminden gelir elde edemediği için zamanla kapanmaya mahkum olduğunu beyan etmiştir. Çünkü gazete satarak basın organının ayakta kalmayacağını sanırım biz de biliyoruz. Bu yüzden İnternet üzerinden sosyal medya anlayışına çok önem vermiştir yazar. Pek tabi sosyal medya üzerinden haberlere de ilk elden İnanmamak ve araştırmak lazım demiştir yazar. Bilgi kirliliğinden dem vuran yazar bu yüzden insanlarda çaresizlik duygusuna neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştur. Değişen toplum düzeniyle birlikte ekonomide dalgalanmalar olacağını yazan sevgili yazarımız bu yüzden de zamanla ekonominin gerileyecegini ima etmiştir. Gelecek kaygısının oluşacağından ötürü güvensiz şehirlerin meydan geleceğini öngörmustur. Orta sınıfın erimesi halinde bu durumun bariz bir şekilde belirgin olacağından dem vurmuştur. Nitekim şimdilerde bile dünyanın güvenli ve güvensiz şehirleri seçiliyor dergilerde gazetelerde ve sosyal medyada. Ottawa mi güvenli yoksa Kandahar mi? Sizlere bırakıyorum sevgili okuyucular bunun cevabını. Eserin bir bölümde Amerikan başkanlarının niteliklerine de deginmistir yazarımız. Misal Ronald Reagan örneğini vermiştir. Ona göre Reagan kukla bir zihniyettir. Kopyala yapıştır sistemi ile sermaye tarafından yönetilen bir başkandir kendisi. Pek tabi Reagan bu yolda tek değildir. Ona benzer başka başkanlar da vardır. Batı ve batı sermayesi bunları yaparken kimse buna karşı çıkmıyor mu diyecek olursanız elbette ki haklısınız. Bunun da önlemini alan sistem yargıyı eline almıştır. Biz yapmışsak suç değil. Başkaları yapmışsa elbette ki suçtur anlayışı mevcuttur. Bu uğurda nuremberg mahkemelerini örnek vermiştir yazar eserinde. İnceleme çok da uzamasın diye de nuremberg örneklerini size bırakıyorum. Açıp bi göz atın derim. Savaş suçlarına örnek teşkil edecek davranışlar ABD tarafından yapılmışsa suç değil. Hem ABD hem karşı taraf yapmışsa suç değil. Ama sadece karşı taraf yapmışsa suçtur anlayışı yargının ne derece yanlı olduğunu gözler önüne sermektedir. Peki yargı nasıl olur da bu kadar yanlı olabiliyor. Eğer ki siz BM yi oluşturup finanse ediyorsaniz elbette ki yargıya da hükmetme hakkına sahipsizdir anlayışı vardır. George Orwell i anımsattı örnekler bana. Nitekim yazar Orwell den bahsetmiştir. Çevrenin korunmasına değinen yazar eserde bunun için alınacak önlemleri dile getirmiştir. Değişen dünya düzeninden dolayı önümüzdeki yıllarda çevre felaketleri olabileceğinden ötürü uyarılarda bulunmuştur. ABD ye göre sistemler düşman değildir. Komünizm, islamizm, liberalizm vs vs. Bunlar sorun değildir. Sorun olan durum sistemin getireceği refah düzeyi. Eğer ki bi yerlerde bir yönetim iyi işler yapıyorsa ve gittikçe bağımsız hale geliyorsa işte sorun oradadır. Sistemi ister komünizm olsun ister başka bisey olsun. Eserde bunun örneklerini dile getiriyor. Diktatörlukle yönetilmesine karşın demokrasi karşıtı diye kimseye tavır sergilenmez. Ama örnek diktatörlükten dolayı halkın refahı ve bağımsızlığı gittikçe artıyorsa işte o zaman diktatörlük demokrasi değildir diye hedef alınır. ABD ve benzeri yönetimlerin her zaman bir düşmanı vardır. Ve olması da gerekir. En büyük düşman ise kendi halklarıdır. Eğer ki kendi halkıniz size karşı ise çok büyük probleminiz vardır chomsky e göre. Bu yüzden ABD gibi ülkeler suni düşmanlara ihtiyaç duyar. Teröristler ve terörist devletler. Bu şekilde kendi halkını korkutup iktidarın gerekli olduğunu ve ilelebet devam etmesi gerektiğini öne sürmektedir. Biz varsak güvenlik vardır. Eğer yoksak el kaide gelip sizi öldürür. Bu şekilde asıl 'gerçek düşmanlık' yapacak kendi halkını egale etmiştir. Kapital düzen oldukça fazla yer bulmuştur eserde kendini. Chomsky e göre Adam Smith in anlattığı liberalizm sistemi ile var olan kapital düzen taban tabana birbirine zittir. Nitekim Adam Smith in düşüncelerinin tahrif edildiğini beyan etmiştir yazar. Sevgili okurlar inanın incelemeye devam etmek isterdim. Lakin bu inceleme saatlerinizi bile alabilir. O yüzden başlıklar üzerinden bir kaç not almak istedim. Nitekim kitabı komple inceleuip yazmak çok yorucu. *entelektüel kimdir ve görevi nedir. Kimler entelektüeldir sorusunun cevabı *savaş yoluyla ele geçirilen yönetimler *ordunun himaye altına alinmasi *paranın seyri ve basın *geçmiş tarih ve gelecek *küresel ticaret *ahlaki değerlerin yeniden yapılandırılması *halk mücadeleleri *özgürlük ve tanimi *çatışan değerler *katliamlar (Ruanda Endonezya Kamboçya vietnam vs vs.) *sendikalar *nükleer güç *eğitim ve istenilen eğitim. *komplo teorileri( ilginç bir konu) *denetim.. Bunlar belli başlı not aldığım konular. Lakin bunları inceleyip yazıya dökmem saatleri bulur. O yüzden kitabı sizin de okumanız gerektiği gorusundeyim. Ve umuyorum ki herkes bu kitabı okur. Kitap okunduğunda bizim gibi ülkelerin ne derece zayıf olduğunu çok iyi anlayacaksınız siz de. Şahsen ben kitabı okuduktan sonra biz yokuz dedim. Bu sistem ve ABD böyle ise demek ki biz yokuz yani demekten alamadım kendimi. Lakin herseye rağmen bizim içimiz bence biraz daha temiz. Kitap karşılıklı söyleşi şeklinde soru cevap şeklinde ele alınmış. Sorulan soruya yönelik chomsky nin cvplar olağanüstü. Ki chomsky var olabilecek en güzel aydınlardan biridir diye düşünüyorum aynı zamanda. Mükemmel bir eleştiri gücü ve ayrım ayrıntıyı yakalama gücü var. Oldukça mütevazi bir duruşu var. Kendisinin ellerinden milyon kes öpüyorum. Umuyorum ki chomsky gibi efsane kişiler her yerde yüzlerce binlerce bulunur zaman içinde. Corona virüslu bu günlerde kendinize iyi bakın. Sağlık esenlik ve mutluluklar dilerim. Okuyun okuyun okuyun İyi okumalar (Çekiçli feylesof)
İktidarı Anlamak PDF indirme linki var mı?
Noam Chomsky - İktidarı Anlamak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İktidarı Anlamak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Noam Chomsky Kimdir?
Avram Noam Chomsky, ABD'li dilbilimci, filozof, tarihçi, mantıkçı, aktivist, siyasi eleştirmen ve yazardır.
7 Aralık 1928'de Philadelphia, Pensilvanya'da doğdu. Rus göçmeni William Chomsky'nin oğludur. N. Chomsky Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde dilbilim profesörüdür. Kendi ismiyle adlandırdığı Chomsky Hiyerarşisi'ni geliştirmiştir. Dilbilimine olan katkısı Davranışçılık Kuramı'nı çürütme yönünde çok etkili olmuştur. Ayrıca bilişsel bilim'in popülaritesini artırmıştır. Dilbilimsel çalışmalarının yanı sıra Kuzey Amerika'nın en önemli sol politikacı entelektüellerinden biri sayılır. Vietnam Savaşı'ndan itibaren Amerika'nın dış ve ekonomik politikalarında dünyaca tanınan katı bir eleştirmendir. 1992 yılında gerçekleşen Sanat ve İnsan Hakları Takdirnamesi'nde, 1980 ve 1992 yılları arasında dünyanın en çok alıntı yapılan yaşayan insanı seçilmiştir. Noam Chomsky Anarko-sendikalizme sempati ile bakan bir sol liberteryendir ve Dünya Endüstri İşçileri Vakfının bir üyesidir.
Babası İbranice öğretmeniydi, ve Ortaçağ İbranice dilbilgisi üzerine hazırlanan bilimsel bir dergiyi çıkarmaktaydı. İlk eğitimini Philadephia'daki Oak Lane Country Day Okulu'nda ve Central Lisesi'nde aldı. 1940 ile 1945 yılları arasında New York şehrinin anarşist-sosyalist Yahudi entelektüel cemaatinin çalışmalarıyla haşır neşir oldu ve Arap-Yahudi işbirliği için çalışmak üzere İsrail'e göç etmeyi planladı.
Eğitimine dilbilim, matematik ve felsefe çalışacağı Pensilvanya Üniversitesi'nde devam etti. 1945-50 yılları arasında Pensilvanya Üniversitesi öğrencisiydi ve dilbilimi öğrenimine başladı. Bu süre zarfında, Zellig Harris'in "Yapısal Dil Biliminin Yöntemi" adlı kitabının düzeltmeleri üzerine çalıştı ve Harris'in siyaset üzerine görüşlerine karşı sempati duymaya başladı. Radikal-empirist bir felsefeci olan Nelson Goodman'ın öğrenciliğini de yaptı. 1951 yılında Goodman'ın Genç Araştırmacı Bursu önerisini kabul ederek Harvard Üniversitesi'ne gitti.
1953 yılında Chomsky, Avrupa'ya seyahat etti. Bu gezi sırasında, yapısal dilbilimini şekillendirme girişiminin işe yaramayacağına karar verdi; çünkü dil oldukça soyut, doğuştan [edinilen] [İngilizce generative] bir olguydu. Bundan sonraki çalışmalarının bu olgunun modellenmesi ile ilgili olması gerektiğine karar vermişti. 1955 yılında Pensilvanya Üniversitesi'nden doktora derecesini aldı; ancak bu dereceyi elde etmesini sağlayan araştırmaların çoğunu 1951-55 yılları arasında Harvard Üniversitesi'nde gerçekleştirdi. Doktora derecesini almasından bu yana Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde çalışmaktadır; şu anda Modern Diller ve Dil bilimi bölümündeki Ferrari P. Ward Başkanlığı görevinde bulunmaktadır. Noam, 24 Aralık 1949'da (şu anda Harvard Üniversitesi'nde profesör olan) Carol Schatz ile evlendi. Çiftin iki kız ve bir erkek çocukları vardır.
Noam ününü dilbilimi alanında kazandı. Dilbilimin bazı tarihsel ilkelerini İbranice uzmanı olan babası William'dan edinmiştir. Aslında, yüksek lisans derecesi için gerçekleştirdiği ilk araştırmaları konuşulmakta olan modern İbranice hakkındaydı. Pek çok başarısının arasında en ünlü olanı, modern mantığa ve matematiksel temellere olan ilgisinden kaynaklanan üretici dil bilgisi (ing. generative grammar) üzerine olan çalışmalarıdır. Bunun sonucunda, bunu üretici dil bilgisini doğal dillerin tanımlamasına uygulamıştır. Öğrenci olarak, Noam Pennslyvania Üniversitesi dilbilimi profesörü olan Zellig Harris'ten oldukça etkilenmiştir. Zellis'in siyasi görüşlerine olan sempatisi, onu dilbilimi alanında yüksek lisans eğitimi görmeye yönlendirmiştir.
Noam her zaman siyaset ile ilgilenmiştir ve onu dilbilimi alanına çeken şeyin siyaset olduğu söylenir. Sosyalizm ve anarşizme doğru olan siyasi eğilimi, kendi deyişiyle radikal New York Yahudi cemaati nden kaynaklanmaktadır. 1965'ten beri ABD dış politikasının önde gelen eleştirmenlerinden birisi olmuştur. Amerika'nın Vietnam'a karışmasına karşı öne sürülen en önemli argümanlardan kabul edilen Amerikan Gücü ve Yeni Mandarinler makalelerinden oluşan kitabını yayınlamıştır.
Chomsky, akademik alanda saygı görmüş ve pek çok defa onurlandırılmıştır. Londra Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi tarafından Onursal Doktorluk ile ödüllendirilen Chomsky, aynı zamanda dünyanın birçok yerinde konferanslara davet edilmiştir. 1967'de Berkeley'deki California Üniversitesi'nde Beckman Konferansı'nı vermiştir. 1969'da ise Oxford Üniversitesi'nde John Locke Konferansı'nı ve Londra Üniversitesi'nde de Sherman Anma Konferası'nı vermiştir.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 1., 2008 yılında 11. sırada yer almıştır.
Noam Chomsky Kitapları - Eserleri
- Medya Denetimi
- İnsan Doğası İktidara Karşı Adalet
- Dünyayı Kim Yönetiyor
- Dilin Mimarisi
- Rızanın İmalatı
- Entelektüellerin Sorumluluğu
- Medya Gerçeği
- Nükleer Savaş ve Çevre Felaketi
- Sömürgecilikten Küreselleşmeye
- Anarşizm Üzerine
- İktidarı Anlamak
- Geleceği Kurgulamak
- Güç Kimin Elinde?
- Dil ve Zihin
- Doğa ve Dil Üzerine
- Medya Halka Nasıl Evet Dedirtir
- Occupy - İşgal Et
- Filistin Üzerine Konuşmalar
- Vahşi Abd Emperyalizmi
- Amerikan Rüyası İçin Ağıt
- Emperyal Arzular
- İnsanlığın Efendileri
- Tehlikeli Güç
- Batı Terörizmi
- Halk Üzerinden Kazanç
- Bilgi ve Özgürlük Sorunları
- A.B.D Terörü
- Korsanlar ve İmparatorlar: Eskiler ve Yeniler
- Bilim ve Postmodernizm Tartışmaları: Postmodernizim ve Rasyonalite
- Güç ve İdeoloji Üzerine
- Yaşamla Ölüm Arasında Gazze
- Amerikan Müdahaleciliği
- Demokratik İdeallerin Çöküşü
- Hayaller ve Umutlar
- Yeni Dünya Düzeninde Yalanlar ve Gerçekler
- Propaganda ve Toplumsal Zihin
- Demokrasi Gerçek ve Hayal
- Biz Ne Tür Yaratıklarız?
- Modern Çağda Entellektüellerin Rolü
- Karanlık Çökerken Umutsuzluğa Karşı İyimserlik
- Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi
- Kader Üçgeni
- Düşük Yoğunluklu Demokrasi
- Dil ve Zihin İncelemelerinde Yeni Ufuklar
- İmparatorluğa Karşı Durmak
- Dil ve Sorumluluk
- How The World Works
- Devlet Uğruna
- Yıl 501
- Postmodernizm ve Sol
- Batı'nın Yeni Standartları
- Yeni Dünya Düzeni
- Müdahaleler
- Halkın Sırtından Kazanç
- Bilgi Sorunları ve Dil
- On Palestine
- Amerikan Muhalifleri Konuşuyor
- Demokrasi ve Eğitim
- The Science of Language
- 11Eylül
- Hegemony or Survival: America's Quest for Global Dominance
- Superpowers In Collision
- On Anarchism
Noam Chomsky Alıntıları - Sözleri
- Jefferson’ın ‘aristokrat’ tanımı, entelektüellerin ‘yeni sınıfı’nın iki paralel patikadan birini takip edeceğini öngören Bakunin tarafından daha geliştirildi. Onlar tarihin en kaba ve kötü rejimini dayatacak bir ‘kızıl bürokrasi’ haline gelerek devlet iktidarını kendi ellerine almak için halk mücadelelerini istismar etmeye çabalayabilirlerdi. Ya da gücün başka yerde yattığını anlayabilir ve kapitalist devlet demokrasilerindeki “halkın sopasıyla halka vuran” gerçek efendilerine hem idarecileri hem de savunucuları olarak hizmet edip, kendilerini onun ‘satın alınmış papazlığı’ gibi sunabilirlerdi. (Anarşizm Üzerine)
- "Küçük çapta bile olsa harekete geçmeyi başarırsak, gelecekteki büyük ütopyayı beklemek zorunda kalmayız. Gelecek, sonsuz bir şimdiler silsilesidir. Şimdiyi -etrafımızdaki bütün kötülükleri bir tarafa bırakarak- insanların hak ettiğini düşündüğümüz gibi yaşamak bile harika bir zaferdir." (Occupy - İşgal Et)
- Propaganda konusunda bir başka örnek. Rus üssü diye ikide bir müdahale ettiğimiz Nikaragua’ya güya Ruslar MÎG satmış. Masalı uyduranların niyeti ABD’nin Nikaragua seçimlerinin sonuçlarını etkileme taktiklerini kamuoyundan gizlemek! Aynı sıralarda köylüleri kolay öldürsünler diye el Salvador’a gelişmiş uçaklar satıyoruz!.. (Modern Çağda Entellektüellerin Rolü)
- İsrail ilk zamanlarda Hamas’ı destekledi, çünkü laik FKÖ’ye karşı bir silahtı. ABD ve İsrail oldukça tutarlı bir biçimde radikal İslamcıları destekledi ve bunun epeyce bir geçmişi var. 60’ların başında -aslında, 50’lerde ve 60’larda- Arap dünyasında, laik ulusalcılığın simgesi olan Nasır ile köktenci, radikal İslamcılığın koruyucusu Suudi yöneticileri arasında büyük bir çatışma vardı. ABD kimi destekledi? Suudileri tabii. Laik ulusalcılıktan korkuyorlardı. (Nükleer Savaş ve Çevre Felaketi)
- Bu tavırlar, ABD'nin emellerine kavuşabilmek ıçın dünyanın her yerinde güç ve şiddet kullanmayı bir hak olarak görüyor. Emirlerine itaat etmeyen her kim varsa "komünist' olarak adlandırılıyor ve "kendini koruma" adına bu komünistleri yok etme hakkını kendinde buluyor. (Sömürgecilikten Küreselleşmeye)
- İş dünyasının yönettiği bir ülkede yaşamak işte bu anlama geliyor, hiçbir şeyin önemi yok. Endüstrileşmiş ülkelerde var olan sağlık sisteminin bizde olamayışı da aynı nedenledir. Ağırlığı olan insanlar, finans kurumları buna izin vermez, bu yüzden gündemde değildir. (Nükleer Savaş ve Çevre Felaketi)
- Irak, Suudi Arabistan’dan sonra ikinci büyük petrol rezervine sahiptir. Şu açıktır ki, ABD şu ya da bu şekilde bu muazzam kaynaklar üzerinde denetimi yeniden kurmalıdır ve şu andaki durum kesinlikle ABD’ye rakipleri ile karşılaştırıldığında ayrıcalıklı bir erişim olanağı sunmamaktadır. (İmparatorluğa Karşı Durmak)
- İnsanın dil edinimi içgüdüseldir ve özel bir “konuşma organı”na dayanır (Doğa ve Dil Üzerine)
- Askeri müdahaleler masraflı operasyonlardır. Bedelini halk öder ve razı edilmesi kolay olmayabilir. Japonya ve diğer başka ülkelerdeki gibi Amerikan halkı itaatkar değildir. Yönetimi canından aziz bilmez. Hesap alır hesap verir. Böyle bir ortamda devlet şirket işbirliği esası üzerine oturtulması ekonomik modeli yaşatabilmek zordur. Halkın rızasını almak gerekiyor. Bu da manipülasyonla olur. (Demokratik İdeallerin Çöküşü)
- "İnsanların edilgin ve itaatkar kalmasını sağlamanın akıllıca yolu kabul edilir görüş çeşitliliğini katı bir şekilde sınırlamakla birlikte o çeşitlilik alanı içerisinde canlı tartışmalara imkan , hatta daha eleştirel ve muhalif görüşleri teşvik etmektir. Bunu yapmak insanlara özgür düşünmenin var olduğu hissini verir, halbuki sistemin ön kabulleri tartışmanın kapsamına getirilen sınırlarla daima pekiştirilmelidir." (Dünyayı Kim Yönetiyor)
- 1948'den bu yana İsrail'de etnik temizlik sadece bir politika değildir; bu bir yaşam biçimidir ve sürekli uygulanışı sadece politikaları değil, devleti de kriminal yapar. (Filistin Üzerine Konuşmalar)
- "Bu arada, Sovyetler Birliği büyük kalkınma borçlarını aktararak Küba'nın kanatlarını şişiriyor ve tek bir kuşakta modernizasyon sağlayabilmek için kendisini bir model olarak sunuyordu." (Halk Üzerinden Kazanç)
- anarşizm “toplumun varması gereken nihai idealdir” (Anarşizm Üzerine)
- Bir kez daha belirtmek istiyorum, "faşizm" gaz odaları demek değildir. Faşizm, devletin sendikaları ve şirketleri koordine ettiği ve büyük iş çevrelerine büyük rol verdiği özel bir ekomonik düzenleme biçimidir. (İktidarı Anlamak)
- ABD dış politikasının birincil hedefi soyma ve sömürme özgürlüğünü garanti altına almaktır. (Güç ve İdeoloji Üzerine)
- Kolombiya ve Türkiye' deki insanlar devlet baskısından şüphesiz cok endişe ediyorlar, ama bu baskının bitmesine izin vermezler. (Emperyal Arzular)
- 1949’da Doğu Avrupa’daki ABD casusluğu, Doğu Cephesi’nde Nazi askeri istihbaratının başında bulunan Reinhard Gehlen’in yönettiği bir şebekeye devredilmişti. Bu şebeke, en kötü suçluların birçoğunu hızla içine çeken ABD-Nazi ittifakının bir parçası olup, Latin Amerika ve başka bölgelerdeki operasyonlara kadar uzanıyordu. (Dünyayı Kim Yönetiyor)
- Komünist disiplin stratejisinin ve merkezi kontrolün gerekli olduğunu kabul edenler bile, bu stratejinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan baskının “insanların savaşma ruhunu kırma eğiliminde olduğu”nu itiraf ederler. (Anarşizm Üzerine)
- "Karlar bireylere giderken, maliyetler topluma yansıyordu." (Yıl 501)
- Totaliter bir devlet, gerekli doğrulara daha az bağlı kalmakla yetinebilir. Halkın itaat etmesi yeterlidir; onların ne düşündükleri ikincil düzeydeki bir kaygıdır. (Medya Gerçeği)