İlk Çember - Aleksandr Soljenitsin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İlk Çember kimin eseri? İlk Çember kitabının yazarı kimdir? İlk Çember konusu ve anafikri nedir? İlk Çember kitabı ne anlatıyor? İlk Çember PDF indirme linki var mı? İlk Çember kitabının yazarı Aleksandr Soljenitsin kimdir? İşte İlk Çember kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aleksandr Soljenitsin
Çevirmen: Hasan Aslan
Yayın Evi: E Yayınları
İSBN:
Sayfa Sayısı: 661
İlk Çember Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Stalin döneminde cezaevi ve çalışma kamplarında yaşamak zorunda kalan Soljenitsin, Kruşçev' in iktidar olması ile özgürlüğüne kavuşmuştur. Ve yaşadığı zor yılları kitaplarında bizlerle paylaşmıştır. Bu kitap da onlardan biri.
İlk Çember Alıntıları - Sözleri
- Mutluluğun özünü anlamak için önce tokluğun ne olduğunu bilmek gerek.
- Özgürlük, insanlığın sonu olmalı. Ne yazık!
- Kötümserliğin de kolay iş olduğunu sanma Lev. Belki benim için, yağmurda sığınabileceğim yol kenarında bir barınaktır.
- Mutluluğun özünü anlamak için önce tokluğun ne olduğunu bilmek gerek.
- Stalin, insanların zamanla bütün kötülükleri bağışladıklarını, unuttuklarını, hep iyi bir şey gibi hatırladıklarını biliyordu… Kızgınlıkları geçici, iradeleri zayıf, bellekleri sıfırdı: Galiba boyun eğmeye hazırdılar.
- Felsefe gezegeninde bütün topraklar çok önceden keşfedilmiştir.
- Anlayanlar için insanoğlunun mutluluğu eziyettir.
- Temelde oksijene karşı değilim. Ama neden hep soğuk oksijen oluyor? Isıtılmış oksijen taraftarıyım.
- İnsanlar dertlerini dil yoluyla da anlatsalar insan demek değildi dil. Şeytan gelse aklı başından giderdi bu işte…
- En namuslu çözüm yolu dilin bir üretim aracı olduğunu kabul etmekti.
İlk Çember İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Şaraşka, Stalin döneminde içinde; matematikçilerin, kimyagerlerin, fizikçilerin, mühendislerin...bulunduğu hapishane. Bu hapishane, rejim karşıtı kişileri barındıran özel bir hapishane ve burası diğer hapishanelere göre çok daha konforlu. Rejim karşıtı kişilerden yine rejim karşıtlarının eylem planlarını öğrenmek için bir çalışma yürütülmesi amaçlanır burada. Dante'nin İlahi Komedya'sının Cehennem bölümünün ilk katmanıdır burası. Yani burası Cehennemin en imtiyazlı katmanı. Şaraşka ismi de özellikle bu yüzden verilmiştir. Çünkü Dante'nin Cehennem'inde de bilge kişiler, diğer günahkarlarla aynı yerde tutulmazlar. Onlara ayrıca bir bölüm açılır. Roman kahramaları, Soğuk Savaş döneminde Stalin'in hüküm sürdüğü Rusya'da, ABD'ye bilgi sağlayan bir casusu yakalamk üzere telefon konuşmalarını analiz eden ve sesin sahibinin kim olduğunu bulmaya yarayacak bir alet geliştirmeye çalışırlar. Bu dönemdeki bilimsel gelişmeler gösterir ki, aslolan daha güçlü bir konum elde edebilmek için yürütülen çalışmaları farklı bir şekilde insanlara anlatmaktır. Ayrıca siyasi tutsakların cezaevi koşulları da detaylı şekilde incelenmiştir kitapta. Özellikle Stalin'in demir yumruk yönetimi üzerinde durulması, Komünist ideolojinin kapitalist ve faşist ideoloji ile nasıl iç içe olduğunu gösterir bu dönemde. (Sîdar Ronahî)
“Ivan Denisovic’in Bir Günü” romanından sonra Soljenitsin Sovyet hükümetinin sansür konusundaki tutum değişikliğine ve hoşgörüsüne güvenerek “İlk Çember” romanını yayımlayabileceğine inanmıştı ve bu romanı 1955’te Kazakistan’da sürgündeyken yazmaya başladı ve ilk taslağını 4 yıl sonra bitirdi. Bu ilk taslaktaki 87 bölüm (İngilizce versiyonu 96 bölümdü) Soljenitsin’in kendisi tarafından kasten sansürlendi çünkü sonraki kitaplarının Sovyetler Birliği’nde yayımlanmasına zemin hazırlamak istiyordu. Bazı bölümleri çıkardı, bazılarını kısalttı ve kitabın Sovyet karşıtı bölümlerin tonunu hafifletti. Ne var ki roman reddedildi. Romanın yayımlanması bundan sonra bir 10 yılı bulacaktı. 1968’de baskıcı hükümetin kitabını asla yayımlamayacağını düşünen yazar sansürlü baskının batıda yayımlanmasına izin verdi, kitap bu haliyle bile bir şaheser olarak nitelendirildi. Kitap Moskova açıklarında Mavrino denen bir bölgede geçiyor ve 281 tutuklunun gizli bir bilimsel araştırma merkezinde 24 ila 27 Aralık tarihleri arasındaki zaman diliminde yaptıklarını anlatıyor. Buradaki kamp diğer Sovyet kamplarından farklıdır. Tutukluların yeterli yiyeceği, içeceği, temiz kıyafetleri ve sıcak yatakları vardır. Gulag’la kıyaslandığında cehennemin ilk dairesidir burası. Ellerinde özgürlük yoktur, dış dünyayla temas yasaktır. Sevdiklerinden tek bir mektup almadan yıllarca burada kalmaktadırlar. Şanslı olanlar yılda bir kez eşleriyle görüştürülüyor. Ama yine de cehennemdir sonuçta. Kitabın adında Dante’nin “İlahi Komedya” kitabındaki cehenneme açık bir gönderme vardır. Cehennemin ilk dairesinde masum Hristiyanlar vardır. Burada da masum tutuklular vardır. Aslında ülkenin tamamı Stalin tarafında bir ceza kolonisine dönüşmüş durumdadır. Soljenitsin 1947-1950 yılları arasında Mavrino’da 3 yıl geçirdi. Burası politik, ruhsal ve zihinsel gelişiminde çok önemli etkisi oldu. Kitaptaki başlıca karakterler: mahkûmlar, gardiyanlar, enstitü müdürleri, savunma bakanlığı müsteşarları, Stalin, 3-4 Rus kadın ve pek çok sönük bürokrat. Karakter sayısı bir hayli fazla ama bunlardan sadece birkaç tanesinin önemli olduğunu anlıyoruz. Olaylar da zaten belli başlı birkaç hükümlü ve gardiyan tarafından anlatılıyor. Aslında burada anlatılan her olay tüm hükümlüler için geçerli. Bir mahkûmun hikâyesi diğer mahkûmların hikâyesinden hiç de farklı değil ve bir süreden sonra olayların kimin anlattığı değil olayların neler olduğunu daha bir ön plana çıkıyor. Zeklerin(tutuklu) hepsi bilim adamı vasfına sahip ve neredeyse hepsi benzer sebeplerden oraya götürülmüş. Stalin’i eleştirmek, hükümet politikasına karşı gelmek ya da aleyhinde söz söylemek hepsinin orada bulunmasının ortak sebebi. Kitapta belli bir olay örgüsü olmadığı gibi belli bir ana karakter de yok. Parça parça bir anlatım söz konusu. Zamanda ve mekânda sıçramalar bir hayli fazla. Projeksiyon kimin üzerine dönüyorsa ana karakter o oluyor. Bu bazen Stalin, bazen bir tutuklu, bazen insaflı bir gardiyan, bazen de üst düzey bir komutan. Yalnız karakterlerden biri var ki ismini vermemek olmaz: yazarın doğrudan kendisini temsil eden Gleb Nerjin. Bu yönüyle kitap bir nevi otobiyografik bir roman havasına giriyor. Tolstoy’un karakter betimlemesi gibi her bölümün bir ana karakteri var ve bu karakter birkaç bölüm bu şekilde romanı götürüyor, ardından sahneye başka biri giriyor ve ana karakterimiz o oluyor. Bu sayede Sovyet Rusya’nın panoramik manzarasını seyretmiş oluyoruz. Geriye dönüşlerde Moskova ve Rus köylerindeki yaşamın nasıl olduğunu anlıyoruz, bu sayede karakterlerin geçmişleri hakkında da bir takım bilgilere ulaşmış oluyoruz. Kitap ilerledikçe hapishane hayatının tam bir fotoğrafını seyretmiş oluyoruz. Mahkûmların tarih, Rusya ve kendilerini yok eden sistem hakkındaki görüşlerini dinliyoruz. Kiminin eşleriyle olan ilişkilerine de şahit oluyoruz. Pek çok tutuklunun mahkûmiyet hayatı ve mevcut düzene karşı verdikleri tepkiler ve uyum sağlama süreçleri de gerçekçi bir dille anlatılıyor. Soljenitsin’in Sovyet Rusya hakkındaki görüşleri konusunda tarih bize yanılmadığını gösterdi. Gerçeği herkesten önce görmüş ve tüm korkunç detaylarıyla bunu açığa çıkartabilme cesaretini göstermiştir. Bir yazarı da yazar yapan vasıflardan biri de bu olsa gerek: şartlar ne olursa olsun hakikati dile getirmekten korkmamak! (N)
NOT: İçerikte bulunan paylaşım ve linkler bir amme hizmetidir https://www.youtube.com/watch?v=1HHU4HZgyAY&t=32s ARKA FON Stalin, kelime olarak çelik adam manasına geliyor bu bir diktatör için nefis ve leziz bir isim değil mi? Kara kaş kara göz, pos bıyık, maço bir görüntü, Gürcü şivesi, katı ve huzursuz bir karakter bize bu kitapta Trt 2 Ressam Bob edasıyla adeta resmedilmiş. Buradan çıkardığımız ders Soljenitsin'in aslında son dönemlerde yaşamış azılı bir hiciv ustası olduğudur. E yayınlarından okuduğum bu güzide eser uzun soluklu bir sistem eleştirisidir.Karakter sayısı bir hayli fazla bölümler halinde sahneler farklı, şahıslar çeşitli, diyaloglar yoğun. Çayı fıstığı hazırlayın mevzu derin. Soljenitsin bu eseri kaleme aldığı vakit Gulag'da siyasi suçluydu. Kitabın ismi neden İlk çember dur onu da söyleyeyim Dante'ye gönderme var burada Dante'nin Cehennem adlı eserinin en hafif bölümü birinci kademedir orda cehennemlik olan kişiler diğerlerine nazaran daha az azap görüyor. Soljenitsin bu ismi şu sebeple veriyor cezalılar bu eserde kültür ve kariyer olarak yüksek seviyeli insanlar bilim adamı, aydın kılıfına bürüyebileceğimiz karakterler ki zaten öyleler Politbüro, manası 1917’deki Ekim Devrimi’nden Sovyetler Birliği yıkılana kadar, Komünist Parti’nin politikalarının belirlendiği en yüksek karar organıydı. Özetle ülkeyle ve sistemle ilgili her şeye burada karar verilirdi. Bu yapı bu insanları türlü sebeplerden ötürü mesela Amerikalı bir turist ile dostluk kuran bir şahsın içeri girmesi olayı misali cezalandırıyor onları devlet adına cüzi bir gelir ve kısıtlı imkanlarla çalıştırıyor plan ve programlarında görevlendiriyor kısacası. Ben bu kitapta iki karaktere takıldım birisi ana birisi ara karakter. Ana karakterlerden biri olan Nejrin olaylara tam bir spectator gavurun deyimiyle. Kendi dünyası var ama yazar onu genel manada ele alarak etrafı iyiden iyiye incelemiş eksik yönü ise detaylarda boğulmuş ama şimdi adamcağızda haklı kardeşim mapus, Gulag felan filan derken yoğunlaşıyor bu işlere haliyle. Gulag demişken Sovyet rejimi, Hitler’den daha çok sayıda toplama ve çalışma kampı (476 adet) kurmuştu. Bu toplama kamplarının sorumluluğu gizli servis NKVD bünyesinde kurulan GULAG (Islah/Çalışma Kampları Merkezi Yönetimi) masasına aitti. Zamanla tüm kamplar, kısaca Gulag olarak isimlendirildi. Bu kamplardaki toplam nüfuz döneme göre 500 bin ila 2 milyon arasında değişiyordu. Sovyet kayıtlarına göre 1929-1953 yılları arasında Gulaglardan 14 milyon kişi geçmişti. 1934-1953 yılları arasında 1 milyon 54 bin kişi bu kamplarda, Sovyet sanayileşmesi uğruna ölesiye dek çalıştırıldığı için hayatını kaybetti. NKVD kavramı ise hepimizin KGB günümüzde FSB diye geçiyor, devletin istihbarati organı. Ara karakter olarak ise Bobinin diyorum çünkü alayına isyan inadına Cska tribinde olan bu abimiz karakterinden ödün vermeyen düzgün bir insan şu devirde önemi ne çok öyle değil mi ? Yoldaş Şişkin gibi gardiyan rolündeki karakterler hapishane ortamlarının olmassa olmazlarıdır zaten kendi canı yanmadığı için kör sağır dilsiz modu açık olan bir tip. Muhalif yazar Soljenitsin bu eserde eğitim açısından yüksek seviyeli insanların bozulmuş bir sistemde çektiği sıkıntıları anlatıyor özet olarak. Kitapta Stalin'in dediği gibi Kurtulun bu adamdan !!! ben Soljenitsin'den kurtulmak maksatlı külliyatını bitirmek istiyorum fırsatım olursa sizlere de tavsiye ediyorum yapım ve yayında emeği geçenlere teşekkürleri bir borç bilirim esen kalın. https://www.youtube.com/watch?v=3lLhGJbctJc&t=132s paylaştığım bu videonun 1:30 ve 1:50 bölümlerini izlerseniz kitabı bitirdiğimde yaşadığım tepkiyi görebilirsiniz. (Haydar)
İlk Çember PDF indirme linki var mı?
Aleksandr Soljenitsin - İlk Çember kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İlk Çember PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Aleksandr Soljenitsin Kimdir?
11 Aralık 1918’de Kislovodsk’ta doğdu. Babası o doğmadan önce hayatını kaybettiğinden öğretmen olan annesi tarafından yetiştirildi. Rostov Üniversitesi’nde matematik bölümünü bitirdi. İkinci Dünya Savaşı’na topçu olarak katıldı. 1945’te yazdığı bir mektupta Stalin’i eleştirdiği için sekiz yıl hapis ve üç yıl sürgün cezasına çarptırıldı. Mahkûmiyeti boyunca iki kere kanser ameliyatı geçirdi. 1956’da serbest bırakılıp Ryazan’a yerleşmesine izin verildi. Burada matematik öğretmenliği yaptı. 1962’de, Stalin döneminin çalışma kampı koşullarını eleştirdiği İvan Denisoviç’in Bir Günü’nü yayımladı. Roman, toplumda büyük tepkiye yol açtı ve kısa süre sonra SSCB hükümeti tarafından toplatıldı. Soljenitsin 1970’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü fakat SSCB’nin baskısından korktuğu için ödül törenine katılamadı. 1973’te Fransa’da basılan, SSCB’nin tutuklama, sorgulama ve infaz yöntemlerini anlattığı Gulag Takım Adaları, vatana ihanetle suçlanmasına ve tutuklanmasına sebep oldu. Vatandaşlıktan çıkarılarak ülke dışına sürüldü. Önce İsveç’e giderek Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı, ardından ABD’ye yerleşerek yazmaya devam etti. Sovyet hükümeti vatandaşlığını iade edince 1994’te Rusya’ya döndü. 3 Ağustos 2008’de Moskova’da hayatını kaybetti. Diğer önemli eserleri şunlardır: Ağustos 1914, Kreçetovka İstasyonu’nda Bir Olay, Rus Sorunu.
Aleksandr Soljenitsin Kitapları - Eserleri
- İvan Denisoviç'in Bir Günü
- Kreçetovka İstasyonu'nda Bir Olay - Matriyona'nın Evi
- Kanser Koğuşu
- Gulag Takım Adaları
- Matriona'nın Evi
- İlk Çember
- Ağustos 1914
- Kreçetovka İstasyonu
- Gulag Takım Adaları’nın Devamı 2. Cilt
- Rusya Nasıl Kurtulur?
- Gulag Takım Adaları Son Cilt
- Sovyet Liderlerine Açık Mektup ve Yalanla Yaşamayın
- Dava Uğruna
- Soljenitsin ve Batı
- 13 Numaralı Koğuş
- Kanserliler Pavyonu
- Sovyet Rusyada Hürriyet Mücadelesi
- İvan Denisoviç
- Lenin Zürih'te
- Seçilmiş Eserleri
Aleksandr Soljenitsin Alıntıları - Sözleri
- "Insanoğlu biyolojik bir numunedir. .. (Kanserliler Pavyonu)
- Bir insan, yaşayan her insan için olumsuz ve kuşku çekici bir şeyler bulabilir çünkü herkes bir şeyden suçludur ya da bir şey saklıyordur. (Kanser Koğuşu)
- Ama sen de bir gün öleceksin usta ! (13 Numaralı Koğuş)
- ...stalin'i eleştirme cesaretinde bulunmuştu solzhenitsyn. 1945 temmuzunda özel bir gizli polis mahkemesinde sekiz yıl küreğe mahkum edildi. bu cezasını kısmen kamplarda, kısmen de moskova'daki özel hapishanede tamamladı. kamplardaki hayatını ''ivan desinoviç'in hayatında bir gün'' adlı eseri yansıtmaktadır. moskova özel hapishanesinde edindiği tecrübeler ise ''ilk çember'' adlı romanına malzeme teşkil etmiştir... (Dava Uğruna)
- Herkes kendini evrenin Merkezi Sanar, ne kadar insan varsa o kadar Merkez var demektir (Gulag Takım Adaları)
- Yanlış deyim kullandımsa, aynı şeyi iki kere yazdımsa, fikirleri biribirine iyi bağlayamadımsa ,lütfen bağışlayın : Rahat bırakıldığım tam bir yılım yoktu. .. (Gulag Takım Adaları Son Cilt)
- Gerçeği söylemek demek, özgürlüğe yeniden hayat kazandırmak demektir. Modaya, menfaatlere ve baskılara aldırmadan gerçeği söylemek. Bildiğini söylemek, doğru olmak ve onu durmadan tekrarlamak. (Soljenitsin ve Batı)
- Dostoyevski, genel ve eşit oy sistemini "XIX. yüzyılın en budalaca buluşu" diye kabul ediyordu. (Rusya Nasıl Kurtulur?)
- "Aptallar öğretmeyi, akıllılar ise öğrenmeyi sever." (Kanser Koğuşu)
- Dahi olan, zorbaların hoşuna gitsin diye yorum yapmaz! (İvan Denisoviç'in Bir Günü)
- Yarım nesil sonra çocuklarımızın bizi birer sorumsuz mirasyedi gibi lanetleyeceğine şüphe yoktur. (Sovyet Liderlerine Açık Mektup ve Yalanla Yaşamayın)
- Yani halk için bilgi edinmiş ve elinde kitap dudaklarında bilgi ,yüreğinde sevgi ile halka doğru ilerleyen bir insan .... " (Ağustos 1914)
- Bu alçaklar çağında Her yerde , her ülkede Insan ya zalim , ya hain, ya mazlum ! (Kanserliler Pavyonu)
- Komünizm bir mitos öyle mi? Rusların ve Ukraynalıların, berikiler kadar ötekilerin de 1918'den başlayarak, Çeka'nın zindanlarında gerçekliğini fizik olarak yaşadıkları bir mitos. Volga vadisinde, tohumluk olarak saklanan en son taneye kadar el konmuş ve Yirmidokuz Rus Hükümetini 1921-1922'deki ölümcül açlığa teslim etmiş bir mitos. Ukrayna'yı, 1932-1933'ün aynı acımasızlıktaki açlığına alçakça yuvarlamış bir mitos. (Rusya Nasıl Kurtulur?)
- ...1970 sonbaharında solzhenitsyn aleyhine yürütülen kampanya, bir diğer büyük rus yazarına yapılan baskıların hatırlanmasına yol açıyordu: isveç akademisi tarafından 1958'de aynı şekilde mükafatlandırılmış olan boris pasternak... (Dava Uğruna)
- "Kin gözyaşlarını kurutur." (Gulag Takım Adaları Son Cilt)
- Özgürlük, insanlığın sonu olmalı. Ne yazık! (İlk Çember)
- "Ama utanıyorum işte. Yerini yurdunu bırakmış insanlardan..." (Kreçetovka İstasyonu'nda Bir Olay - Matriyona'nın Evi)
- ...knorozov gibi insanlar, sözde ''dâvâ uğruna'' ağaçları kesmekte, su depolarını kirletmekte veya ihtiyaç duydukları ufacık bir parçayı elde edebilmek için pahalı âletleri tahrip etmektedirler. kısacası, sütün kaymağını yemektedir onlar... (Dava Uğruna)
- Dualar da şikâyet dilekçesi gibidir. Ya yerine ulaşmaz ya da ulaşsa bile red cevabıyla geriye çevrilir. (İvan Denisoviç'in Bir Günü)