diorex
life

İnanan Beyin - Michael Shermer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnanan Beyin kimin eseri? İnanan Beyin kitabının yazarı kimdir? İnanan Beyin konusu ve anafikri nedir? İnanan Beyin kitabı ne anlatıyor? İnanan Beyin PDF indirme linki var mı? İnanan Beyin kitabının yazarı Michael Shermer kimdir? İşte İnanan Beyin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.09.2022 16:00
İnanan Beyin - Michael Shermer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Michael Shermer

Çevirmen: Nurettin Elhüseyni

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051063850

Sayfa Sayısı: 436

İnanan Beyin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnançlar nasıl doğar, şekillenir, pekiştirilir, ayakta kalır, değiştirilir ve yok edilir?

Bu çalışma psikolog, bilim tarihçisi ve dünyanın en ünlü şüphecilerinden biri olan Michael Shermer'in otuz yıllık birikiminin ürünüdür. Shermer'a göre beyin bir inanç motorudur. Önce inançlar gelir, sonra açıklamalar. Duyu verilerinden gelen bilgiyi işleyen beyin doğal olarak önce bir kalıp arar, daha sonra bu kalıba göre anlam bulur. İşte beynimizin noktaları birleştirerek yarattığı bu kalıplar inançlardır, inançlar bir kere oluşunca, bunları sağlamlaştırmak için kanıt aramaya başlanır.

Shermer bu sürecin nasıl işlediğini göstermek için siyasetten ekonomiye, dinlerden komplo teorilerine ve doğaüstü olaylara kadar gerçek yaşamdan sayısız örnekler veriyor. En sonunda da inançlarımızın gerçeklerle bağdaşıp bağdaşmadığına karar vermek için en iyi aracın bilim olduğunu gözler önüne seriyor.

İnanan Beyin Alıntıları - Sözleri

  • Aydınlanma çağının Homo rationalis ideali, bir olgu tablosu karşısında oturduğumuzu, olguları olumlu ve olumsuz terazisinde tarttığımızı, ardından hangilerinin şu ya da bu teoriye en iyi biçimde uyduğunu belirlemek üzere mantığa ve akla başvurduğumuzu öngörür. İnançlar hiç de böyle oluşmaz. Gerçekte olan şey, dünyadaki olguların hayat boyunca biriktirdiğimiz dünya görüşlerinin, paradigmaların, teorilerin, hipotezlerin, sanıların, önsezilerin, eğilimlerin ve ön yargıların renkli mercekleri aracılığıyla beynimizce süzgeçten geçirilmesidir. Daha sonra olguları ayıklayarak, zaten inandığımız şeylere uyanları seçeriz; inançlarımıza ters düşenleri ise göz ardı eder ya da rasyonel bir açıklamaya uydururuz.
  • “Eğer Tanrı kendi varlığını herkese tamamen açık etseydi, hepimiz tek bir evrensel imana uyan robotlara dönerdik.”s.52
  • ... Yirmi yıl boyunca yaşam standartlarını yıldan yıla daha da aşağıya çekin. Sıkıntılarını özgürce görüşebilecekleri her türlü forum ya da kurumdan yoksun bırakın, onlara bir parlamentoyu ve hatta kent meclisini çok görün. Bürokratik tiranlığa karşı modern bir alternatifi dile getirebilecek her siyasetçiyi, sanatçıyı ya da aydını öldürün, hapse atın, parayla satın alın ya da sürgüne gönderin. Etkili bir eğitim sistemini ihmal edin, önünü kesin ya da düpedüz oluşturmaktan kaçının -öyle ki, gelecek kuşaktaki insanların kafaları tamamen kendi akıllarında ortaçağ teolojisi ve yüzeysel bir üçüncü dünya milliyetçiliğine özgü acınma dışında hiçbir şey bulunmayan din adamlarınca şekillendirilsin. Bütün bunlar bir araya geldiğinde, öfkeli bir halkın ortaya çıkması dışında ne bekleyebilirsiniz?
  • İnançların oluşmasından sonra, beyin o inançlara dayanak sağlayacak doğrulayıcı kanıtlar arayıp bulmaya başlar; bu da inançlara daha da güvenme yönünde duygusal bir itici güç sağlar ve böylece inançları pekiştirme sürecini hızlandırır. Süreç ilerledikçe inançları doğrulamaya yönelik bir olumlu geribildirim döngüsüne girer.
  • “Öğrencilerin edindikleri bilimsel bilgileri uydurma bilimsel savları değerlendirmek üzere kullanmadıkları apaçıktır. Bu yetersizliğin kısmen bilimin geleneksel olarak öğrencilere sunuluş tarzından kaynaklandığı görüşündeyiz: Öğrencilere nasıl düşünecekleri değil, ne düşünecekleri öğretilmektedir.”
  • Bir gizemi doğal yollarla tam açıklayamamamız, onun doğaüstü bir açıklamayı gerektirdiği anlamına gelmez.
  • Canlıları, gezegenleri, yıldızları ve hatta evrenleri düzenleyebilen bir zeki varlığa ne ad verirdik? Bu mühendisliğin temelinde yatan bilim ve teknolojiyi bilmemiz halinde, ona dünya dışı zekâ derdik; temelde yatan bilim ve teknolojiyi bilmememiz halinde ise, ona Tanrı derdik.
  • Beynimiz dünyamızdaki noktaları birbirine bağlama ve böylece şeylerin niçin oluştuğunu açıklayan anlamlı kalıplara dönüştürme yönünde bir evrim geçirmiştir. Bu anlamlı kalıplar inançlar haline gelir ve inançlar da gerçeklik anlayışımızı şekillendirir.
  • Geçmişte geceleyin göğüste baskı hissi duyulması doğaüstü varlıklara bağlandığı için, bu tür rüyalara insanın üstüne bir varlığın çökmesi anlamında "kâbus" ya da "karabasan" denirdi. O dönemde cinlerin dünyaya musallat olduğuna inanıldığından, insanın üstüne çöken varlıklar ifrit, iblis ya da şeytan diye anılırdı. Günümüzde ise uzaylıların dünyaya musallat olduğuna inandığımızdan, aynı varlıkları uzaylılar diye anmaktayız. Aykırı beyin deneyimlerini nitelendirmek için kullanılan etiketleri kültür belirler.
  • Her insan yaşadığı çağın eseridir; çok az kimse kendi dönemindeki fikirlerinin yukarısına çıkabilir. Voltaire

İnanan Beyin İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İnanca bağlı gerçekçilik: '' Doğru olmasını istediğimiz şey ile gerçekten doğru olan şey arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz? '' Michael Shermer'a göre kesinlikle => BİLİM Öncelikle bu kitabı , inancın ne olduğunu ,nasıl geliştiğini , inançla gerçeklik arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz ya da anlayabilir miyiz gibi soruları soran , bunlara olası cevaplar arayan her insanın okuması gerektiğini düşünüyorum. Kitabın bitmemesini isterken aynı anda da kitapta yazılan her satırı bir an önce okuyup beynime kazımak isteği ile okudum. Herkesin bir gün bu kitapla yolunun kesişmesi dileği ile... Kitap genel olarak şu sav üzerinden ilerliyor: İnsanlar her şeyden evvel kendi kişisel yaşantısı, deneyimleri ; duygusal durumu , genetik eğilim vesaire gibi nedenlerle bir şeye inanır ve ondan sonra bu inancı destekleyecek soyut veya somut kanıtlar aramaya başlar , mantıken bu inancı haklı çıkarmaya çalışır , kendi inancının lehine olan bulgulara sarılırken aleyhine olanları göz ardı eder , bastırır veya lehine çevirmek adına olası yorumlar geliştirmeye çalışır. '' İnanç değişimini kişisel psikolojik yatkınlığın ve temelde yatan '' çağın ruhu '' ndaki daha derin bir sosyal ve kültürel değişimin bir bileşimini sağlar. Kısmen eğitimden etkilenmekle birlikte, esasen daha büyük çaplı ve tanımlanması daha zor siyasal, ekonomik, dinsel ve sosyal değişimlerin ürünüdür. (syf.18) İnancın nörolojisi, psikolojisi , toplumsal boyutu vs. birçok alanda irdeliyor yazarımız bu yüzden okuma sürecinde heyecanı her an diri tutuyor. Bu savlar öne sürülürken elbette birçok örnek veriliyor kitapta. Örneğin : Skinner Güvercin Deneyi => Kalıpsal yaklaşımla , batıl inançla ilgili https://seyler.eksisozluk.com/hayvanlarin-da-batil-inanclari-olabilecegini-dahice-kanitlayan-deney-skinnerin-kutusu Bu deneyden esinlenerek insanlar üzerinde yapılan deney kitapta anlatılıyor. '' Beyin inanç motorudur. Duyular aracılığıyla beyne akan duyusal veriler doğal olarak kalıplar aramaya ve ardından bulduğu kalıplara anlam katmaya başlar. İlk sürece hem anlamlı, hem de anlamsız verilerle anlamlı kalıplar bulma eğilimi anlamında KALIPSAL-YAKLAŞIM diyorum. İkinci sürece ise kalıplara anlam,amaç ve özne katma eğilimi anlamında ÖZNESEL-YAKLAŞIM diyorum. Bundan kaçınamayız. Beynimiz dünyamızdaki noktaları birbirine bağlama ve böylece şeylerin niçin oluştuğunu açıklayan anlamlı kalıplara dönüştürme yönünde bir evrim geçirmiştir. Bu anlamlı kalıplar inançlar haline gelir ve inançlar da gerçeklik anlayışımızı şekillendirir. ( syf.19 ) Kitapta birbirinden ürpertici , şaşırtıcı deneylerden, olaylardan bahsediliyor. Kitap o kadar zengin ki kesinlikle ikinci kez okunmayı hakettiğini düşünüyorum. Deneylerden birkaç örnek: Rosenhan Deneyi https://www.youtube.com/watch?v=km4vFeFB4Pw Tanrı Başlığı Deneyi http://www.cangungen.com/2011/10/01/tanri-basligi-dr-persingerin-deneyi/ Candace Newmaker deneyi Kuklalı Bebek Deneyi https://www.youtube.com/watch?v=Z4eGJq0rjw0 !! Yazar çoğu doğa-üstü deneyimlerin bedenin dışında değil , kafanın içinde olduğunu savunuyor ve birçok örnekle bunu kanıtlamaya çalışıyor. Nöronun işleyişinden , özelliklerinden ayna nöronlara , hormonlardan psikolojiye her alanda bilgiler sunuluyor. Bilimin tarihi , politik olaylar , felsefe birçok alanda birçok örnek. Spinoza: '' İnanç çabuk ve doğal biçimde edinilirken, kuşkuculuk yavaş ve doğal olmayan bir süreç izler; çoğu insanın belirsizliğe karşı düşük bir dayanma gücü vardır.'' (syf.176) İnsanların doğuştan doğrulama eğilimleri vardır, bir din veya ideolojiye inandığında (ki bunlar mantıklı sebepleri elde etmeden önce oluşur) onu doğrulayacak sebepler bulmaya çalışır. Yapılan deneylerde de bir tartışmaya giren insanların kendi görüşünü savunurken ve karşısındakini dinlerken beynimizin mantık yerine duygusal durumlarda etkinleşen bölgenin daha çok aktif olduğu saptanmıştır. Kısaca tartışmak , kendi inancını karşı safta olan insana inandırmaya çalışmak imkansıza yakındır çünkü büyük ihtimal sen de karşındaki de mantıklı sebeplerden ziyade kişisel sebeplerden dolayı bu görüşlere sahiptir. Ama anlamak , empati kurmak herşeyden önemlidir. '' Anlamak beraberinde hoşgörüyü getirir.'' (syf.306) İnandıkların gerçeklere olan bakışını, algını değiştirir belki gözünün önündeki bariz sayılabilecek şeyleri göremezsin , ya da görmek istemezsin... Okurken anladım ki hayatımda belki nesnel dünyada gerçekliği olmayan o kadar çok kalıplara sahibim ki . Kalıp bulmaya olan eğilimimi belki şu ana kadar hiç sorgulamamıştım... Batıl inançlar, tesadüfi olayları kalıplara dönüştürmek vesaire hayatımız bunlarla dolu ve sorgulamak, farkına varmak hayatını değiştirmeyi, hayatını sağlam temeller üzerine inşa etmeyi amaçlayan her insan için çok değerli bence. Bu kitapla düşündüm,araştırdım, öğrendim ve şimdi hayatımdaki etkilerini yaşayıp görme vakti... (İrem Çamur)

Kalıplar ve Özneler: İnancın insan beyninde nasıl oluştuğunu psikoloji, nöroloji ve evrimsel biyolojiyi temel alarak kapsamlı bir şekilde anlatan nefis bir kitap. Yazar Michael Shermer Amerikan Sceptic dergisinin başyazarı ve editörü. Aynı zamanda bilim tarihçisi de olan Shermer kariyerini insan beyninin yanılgıları sonucu ortaya çıkan boşinançlar, doğaüstü güçler, komplo teorileri, din ve Tanrı inancı gibi konular üzerinde yoğunlaştırmış. Yazara göre beyin evrimsel süreçte dış dünyada kalıplar bulma, kalıplara anlam yükleme gibi eğilimler geliştirmiş. Bu eğilimleri Kalıpsal-yaklaşım(Patternicity) ve Öznesel-yaklaşım(Agenticity) olarak adlandırıyor. Beyni bir inanç motoru olarak tanımlayan yazar, kalıplar bularak ve anlamlar atfederek inanca bağlı gerçeklik oluşturduğumuzu belirtiyor. Ayrıca kitapta bu süreç içinde beyinde gerçekleşen kimyasal etkiler hakkında detaylı bilgiler de mevcut. Yazar özellikle dopamini bir inanç ilacı olarak vurgulamış. Kalıpsal-yaklaşım ve öznesel-yaklaşım temelinde insanın Tanrı, öbür dünya, komplo teorileri, uzaylılar ve siyasal ideolojiler gibi konulara neden ve nasıl inandığının ayrıntılı açıklamaları yapılıyor. Kitapta birçok araştırma referans olarak gösterilmiş. Çok sıkı bir araştırmanın ürünü olduğu anlaşılıyor. Zaten yazar kitabın önsözünde otuz yıllık çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirtmiş. Üzerinde uzun uzun düşünülecek bir kitap. Kuşkucu felsefenin bilimsel kuşkuculuğa çok başarılı bir uyarlaması aynı zamanda. Yazı dili sade ve akıcı. Çok fazla teknik terimle okuyucuyu boğmuyor. Son zamanlarda okuduğum en başarılı popüler bilim kitaplarından biri. (Michael Shermer’in görüşleri hakkında genel bilgi sahibi olmak isteyenler için türkçe alt yazılı Ted konuşmasının linkini aşağıya ekliyorum.) https://youtu.be/b_6-iVz1R0o (Rıdvan Efe)

İnanan Beyin, inancın biyolojisi konusunda başvurabileceğiz ilk kaynaklardan biri olabilir. Konuyu geniş ve akademik düzeyde ele alması, akıcı dili, farklı konuları güzel örneklerle ve yazarın hayat tecrübesiyle anlatması çok güzeldi. Ancak kitap son bölümlerinde fazla dallanması ve çevirmenin bazı teknik konularda hatalarıyla can sıkıcı olabilir. Konuyla ilgilelere şiddetle tavsiye ederim. (Tarık Dinç)

İnanan Beyin PDF indirme linki var mı?

Michael Shermer - İnanan Beyin kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnanan Beyin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michael Shermer Kimdir?

Amerikan bilim yazarı, bilim tarihçisi, Şüpheciler Deneği Kurucusu ve kendi dergisinin Başeditörü

Michael Shermer Kitapları - Eserleri

  • İnanan Beyin
  • Evrim ve Yaratılışçılık
  • İyilik ve Kötülüğün Bilimi
  • Bilimin Sınır Bölgeleri
  • İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır
  • Ahlakın Yayı

Michael Shermer Alıntıları - Sözleri

  • Acımasız ve duyarsız bir kozmosta işleyen kör doğal kuvvetlerin bir ürününden başka bir şey değilsek, mutlak etik standartlarını ya da nihai ahlaki anlamı nerede bulabiliriz? (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)
  • Lincoln'ın da belirttiği gibi insanlar melek değildir. Düzenbazdırlar. Bireyler gayri resmi anlaşmalara ve toplumsal sözleşmelere ihanet ederler. (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)
  • Değişiklik yavaştır, düzenlidir, görkemlidir. (Evrim ve Yaratılışçılık)
  • Evren hakkındaki bir yorum olarak agnostiklik, bence Tanrı meselesinde benimsenebilecek en akılcı konumdur, çünkü bilim ve akıl kıstaslarına göre Tanrı bilinemez bir kavramdır. (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)
  • ... Yirmi yıl boyunca yaşam standartlarını yıldan yıla daha da aşağıya çekin. Sıkıntılarını özgürce görüşebilecekleri her türlü forum ya da kurumdan yoksun bırakın, onlara bir parlamentoyu ve hatta kent meclisini çok görün. Bürokratik tiranlığa karşı modern bir alternatifi dile getirebilecek her siyasetçiyi, sanatçıyı ya da aydını öldürün, hapse atın, parayla satın alın ya da sürgüne gönderin. Etkili bir eğitim sistemini ihmal edin, önünü kesin ya da düpedüz oluşturmaktan kaçının -öyle ki, gelecek kuşaktaki insanların kafaları tamamen kendi akıllarında ortaçağ teolojisi ve yüzeysel bir üçüncü dünya milliyetçiliğine özgü acınma dışında hiçbir şey bulunmayan din adamlarınca şekillendirilsin. Bütün bunlar bir araya geldiğinde, öfkeli bir halkın ortaya çıkması dışında ne bekleyebilirsiniz? (İnanan Beyin)
  • Evrim teorisi bilimsel bir teoridir, dini bir doktrin değildir. Sadece kanıtla ayakta durur ya da çöker. Dini inanç tanım gereği, kanıt yokken ya da önemsizken inanca dayanır. Onlar insan ruhunda farklı yerleri doldururlar. (Evrim ve Yaratılışçılık)
  • 100 inçlik 1 teleskopla veya 100Milyon yıllık 1 fosili yada 500.000 yıllık taştan yapılmış bir aleti elinizde tutmaktan ve gözlerini evrenin başlangıcına dikerek baktıktan sonra bunu görmemezlikten gelmeyen bir Bilim insanını dinlemekten daha sarsıcı ne olabilir? (Bilimin Sınır Bölgeleri)
  • Barış istiyorsanız savaşı anlayın. (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)
  • İnançların oluşmasından sonra, beyin o inançlara dayanak sağlayacak doğrulayıcı kanıtlar arayıp bulmaya başlar; bu da inançlara daha da güvenme yönünde duygusal bir itici güç sağlar ve böylece inançları pekiştirme sürecini hızlandırır. Süreç ilerledikçe inançları doğrulamaya yönelik bir olumlu geribildirim döngüsüne girer. (İnanan Beyin)
  • Canlıları, gezegenleri, yıldızları ve hatta evrenleri düzenleyebilen bir zeki varlığa ne ad verirdik? Bu mühendisliğin temelinde yatan bilim ve teknolojiyi bilmemiz halinde, ona dünya dışı zekâ derdik; temelde yatan bilim ve teknolojiyi bilmememiz halinde ise, ona Tanrı derdik. (İnanan Beyin)
  • Bir, bir felsefenin kurucusu ya da iz­leyicilerinin eleştirisi kendiliğinden felsefenin herhangi bir parçasının reddedilmesini oluşturmaz. İki, bir felsefe­nin bir parçasının eleştirisi bütünü reddetmez. (İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır)
  • Pinker: “Akıl yiyecek bulmak ya da ittifakları pekiştirmek gibi gündelik sorunları çözmek üzere evrimleşmiş olsa da onu hangi önermelerden hangi önermelerin çıkabileceğiyle ilgili meşgul olmaktan alıkoyamazsınız.” Bu yeti ahlâklılık meselesini de ilgilendirir çünkü “herhangi bir türün üyeleri eğer aralarındaki tartışmaları akıl yürüterek çözüme ulaştırma gücüne ve bu gücü fiilen kullanma fırsatına yeterince sahiplerse şiddetsizliğin ve karşılıklı hassasiyetin başka biçimlerinin hâkim olduğu böyle bir ortamın kendileri için daha faydalı olduğunu er ya da geç görüp bu yöntemi çok daha geniş bir alana yayıp daha sık uygulamaya başlarlar.” (Ahlakın Yayı)
  • Ama biz mantıklı yaratıklar değil, düşünen sazlarız... (İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır)
  • Modern çağ öncesi insanlar ve bizim aramızdaki başlıca fark, tek kelimeyle bilimdir. (Ahlakın Yayı)
  • Gerçekler dünyanın verisidir; teoriler, bu gerçekler hakkındaki açıklayıcı düşüncelerdır. (Evrim ve Yaratılışçılık)
  • İnsanlar doğaları gereği ahlaklı ve ahlaksız, iyi ve kötü, özgeci ve bencil, işbirlikçi ve rekabetçi, barışçı ve kavgacı, erdemli ve erdem­ sizdir. Bu ahlaki özellikler hem bireyden bireye, hem de gruplar içe­ risinde ve arasında farklılık gösterir. Bazı insanlar ve popülasyonlar diğer insanlar ve popülasyonlara göre daha ahlaklı ya da ahlaksızdır, ama tüm insanlar tüm ahlaki özellikleri sergileme potansiyeline sa­hiptir. (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)
  • ‪1965’te, Büyük Britanya bilim ve eğitim gençlik bakanı, bireylerin bilimlere girişindeki artış hızını gözlemleyerek şu sonuca vardı:‬”200 yıldan fazla, her yerdeki bilim adamları nüfusun değerli bir azınlığıydı. Bugün Britanya’da onlar, sayıca, rahipler sınıfından ve silahlı kuvvetlerin subaylarından üstündür. Sir Isaac Newton’un zamanından beri elde edilmiş olan ilerlemenin hızı, eğer bir 200 yıl daha devam edecekse yeryüzündeki her erkek, kadın ve çocuk bir bilim adamı olacaktır ve her at, inek, köpek, katır da öyle. (İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır)
  • "Kanıtı gösterilemeyen bir iddiayı reddetmek için kanıt göstermeye ihtiyaç yoktur." (Ahlakın Yayı)
  • Beynimiz dünyamızdaki noktaları birbirine bağlama ve böylece şeylerin niçin oluştuğunu açıklayan anlamlı kalıplara dönüştürme yönünde bir evrim geçirmiştir. Bu anlamlı kalıplar inançlar haline gelir ve inançlar da gerçeklik anlayışımızı şekillendirir. (İnanan Beyin)
  • Kişi, hangi kaynaktan gelirse gelsin gerçeği kabul etmelidir. -Musa İbn-i Meymun, (İyilik ve Kötülüğün Bilimi)

Yorum Yaz