diorex

İnsanın Anlam Arayışı - Viktor E. Frankl Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsanın Anlam Arayışı kimin eseri? İnsanın Anlam Arayışı kitabının yazarı kimdir? İnsanın Anlam Arayışı konusu ve anafikri nedir? İnsanın Anlam Arayışı kitabı ne anlatıyor? İnsanın Anlam Arayışı PDF indirme linki var mı? İnsanın Anlam Arayışı kitabının yazarı Viktor E. Frankl kimdir? İşte İnsanın Anlam Arayışı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.07.2022 18:00
İnsanın Anlam Arayışı - Viktor E. Frankl Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Viktor E. Frankl

Çevirmen: Selçuk Budak

Orijinal Adı: Man's Search For Meaning

Yayın Evi: Okuyan Us Yayın

İSBN: 9786054054206

Sayfa Sayısı: 166

İnsanın Anlam Arayışı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından Viktor Frankl, otuzun üzerinde yabancı dile çevrilen ve bütün dünyada 12 milyondan fazla satan İnsanın Anlam Arayışı'nda, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde anlatmaktadır. 

Okurlar, Frankl'ın tasvir ettiği toplama kampının, dünyayı daha büyük bir hapishane olarak kavramamızı sağlayacak parlak bir metafora dönüştüğünü fark edecektir. Gasset, Heidegger ve Sartre'dan aşina olduğumuz düşünceler ışığında, varoluşun çetin koşullarında "anlam"ı keşfetmemize yardım edecek süreci anlatan Frankl, "İnsanı insan yapan nedir?" sorusuna da yanıt vermeye çalışıyor. 

"Gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekirdi. Yanıtımızın konuşma ya da meditasyondan değil, doğru eylemden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu almak anlamına gelir."

(Tanıtım Bülteninden)

İnsanın Anlam Arayışı Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmaktır.
  • Kimse başka bir insanın derinliklerini onu sevmediği sürece kavrayamaz.
  • Uyku bize birkaç saatliğine acıdan kaçış ve unutuş getirdi.
  • Gelecekte bir hedef göremediği için kendini çöküşe teslim eden bir insan, geçmişe dönük düşüncelerle meşgul olmaya başlar.
  • İnsanın kurtuluşu sevgidedir.
  • Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.
  • “Yaşadığın hiç bi güç deneyimlerini senden alamaz..”
  • Hayattan bekleyecek hiçbir şeyi kalmamıştı.
  • "Beni öldürmeyen şey, güçlendirir."
  • Gözyaşlarımızdan utanmamızın gereği yoktu; çünkü gözyaşları insanın cesaretlerden en büyüğü olan acı çekme cesaretine sahip olduğunun kanıtıdır
  • İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir.
  • “Kafama bir düşünce saplandı: Yaşamımda ilk kez, onca şair tarafından dile getirilen, onca düşünür tarafından nihai bilgelik olarak ortaya konan gerçeği gördüm. Gerçek: İnsanın özleyebile­ceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir. O anda, insan şiirinin ve insan düşünce ve inancının vermesi gereken gizin anlamını kav­radım: İnsanın sevgiyle ve sevgi içinde kurtuluşu. Dünyada hiç­ bir şeyi kalmayan bir insanın, kısa bir an için de olsa, sevdiği in­sana ilişkin düşüncelerle ne kadar mutlu olabileceğini anladım.”
  • “Kuşkusuz  insanın  anlam  arayışı  içsel denge  yerine  içsel  geri­lim yaratabilir. Ne var ki, ruh sağlığının vazgeçilmez ön koşulu da işte bu gerilimdir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünyada, kişinin en kötü şartlarda bile yaşamını sürdürmesine, yaşamında bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardımcı olan başka hiçbir şey yoktur. Nietzsche’nin şu sözlerinde bilgelik var­dır: ‘Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl’a daya­nabilir.’”
  • İnsanın acısı gazın hareketine benziyordu. Belli miktarlarda gaz, boş bir kutuya pompalandığında kutu ne kadar büyük olursa olsun onu tamamen ve eşit dağılım göstererek doldurur. Aynı şekilde ıstırap ister küçük ister büyük olsun insan ruhunu ve bilincini tamamen doldurur.

İnsanın Anlam Arayışı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yine de Hayata Evet: Kitabı incelemeye öncelikle yazar/viktor-e-frankl dan başlarsak bence doğru olur.Kendisi Holocaust luktan kurtulduktan sonra psikoloji alınanda çok önemli bir yere gelmiş,39 tane kitap yazmıştır, yani 0 dan gelmiş ve pes etmemiş bir adam.92 sene yaşamış.Logoterapi nin fikir babasıdır.Logoterapi, Hümanist ve Varoluşçu bir felsefedir.Motivasyon odaklı bir metottur. yazar/sigmund-freud ve yazar/Alfred-Adler in düşüncelerinin devamı niteliğinde görülen bir yöntemdir. Frankl, yazar/sigmund-freud ile okul dönemlerinde mesajlaşmış, ayrıca o dönemde intihar ve depresyon konusunda uzmanlaşmış bir gençti.Bir süre sonra Freud dan uzaklaşıp, yazar/Alfred-Adler düşüncesine katıldı ama anlam arayışı onu Adler den de uzaklaştırdı.Öğrencilerin çok intihar ediyor olması ile ilgili ücretsiz öğrencilere terapi verdi ve bunun sayesinde 1928-1931 arasında hiçbir genç intihar etmedi.Daha sonra Avusturya, 2.Dünya Savaşı döneminde Nazilere teslim oldu ve ailesi ile birlikte kampa gönderildi.Karısı tifüsten, babası zatüreden,anne ve erkek kardeşi ise gaz odasına gönderilerek öldü.Frankl, 4 kamp değiştirdi toplam 3 yıl bu holocaust luğa maruz kaldı.Kamptan kurtulduktan sonra ömrünün sonuna kadar hayatını kitap, psikoloji, nöroloji ve logoterapiye adadı.Büyük ödüllerden Pfizer ödülü de aldı. kitap/insanin-anlam-arayisi--13273 kitabı, 1946 yılında ve sadece 9 günde yazılmıştır.Adının Almanca karşılığı ise, Yine de Hayata Evet tir.Frankl, Kamptan kurtulduktan sonra Nöroloji Bölüm Başkanı olması ile kitabı yazmaya başlar.Almanca yazılmıştır.1959 da İngilizce çevirisi basıldı.ABD nin en etkili 10 kitabından biri seçildi.Birinci bölümü roman dili ile yaşadıklarını, gerçek hikayesini anlatır bize.Çok etkileyici ve sarsıcı notlar vardır içinde.İkinci kısım ise işin tekniğinden yani Logoterapi den bahseder.Bu bölüm ağırdır. Logoterapi ile ilgili 3 yolun olduğunu anlatır kitabın sonunda yazar.Semptomlardan uzaklaşma, takıntıdan uzaklaşma ve kendini tanımayı sağlayan sorular sormak.Önce bir hedef belirle, daha sonra bunu sürekli hayalle pekiştir der kitapta. Frankl, tüm mahkumların bir dereceye kadar yaşadığı üç psikolojik tepkiyi tanımlar: (1) kampa ilk kabul aşamasında şok, (2) mahkumun yalnızca kendisine yardımcı olana değer verdiği kamp varlığına alıştıktan sonra ilgisizlik (3) eğer hayatta kalır ve özgürleşirse duyarsızlaşma ve hayal kırıklığı tepkileri. İnsanları 2 ye ayırır : Nazi leri bile Düzgün ve Ahlaksızlar olarak 2 ayırmak lazım der. Eve döndükten sonra evde kimsenin beklememiş olması bitmeyen ızdırabın hayatta her aşamada olabileceğinin bir kanıtıdır. Frankl, kampta kaldığı dönemde minik minik notlar alıyor. yazar/friedrich-nietzsche nin bir nedeni olanı hayat için, her türlü nasıl katlanır düşüncesi kitabın ana düşüncesi olabilir.Bir amacınız olsun diyor kitapta bu sözün etrafında.Umut ve sevginin önemini vurguluyor. Böyle bir ortamda kelimelerle ilgili mizah yapan insanlar tespit ediyor ve hiçbir şeyi fazla ciddiye almayın diyor yazar.İlişkiler hayvanlarla dahi olsa hayat kurtarır şeylerdendir diyor.Dışına dönük ol diyor. Herşeye bir neden arama.Herşeyin mantıklı bir nedeni yok diyor yazar.Hayatta rutinlerinin olması gerektiğinden bahsediyor. Beni kitapta en etkileyen kısım şuydu : İnsanlar intihar ediyor ve intihar eden insanların herkes elbise ve ayakkabılarına doğru koşuyorlar.Çünkü insanın, canın orada bir önemi yok.Herşey sadece kollara dövme şeklinde yazılan numaralar.Sen insan değilsin.O numarasın. Tek yedikleri yiyecek kahve, çorba ve ekmek.Bezelye çorbada eğer fazla gelirse şanslısın.Bu şartlarda sağlıksız olursan ölürsün.Hastalanırsan ölürsün.Kaçmaya çalışırsan ölürsün.İntiharı önlersen ölürsün.Çalışmassan ölürsün. Kitap kendi dalında harika idi.Çok şey kattı.İlk kısım çok akıcı, ikinci kısım ise çok zor anlaşılıyordu. Puanım 10. (Emre Bulut)

Nedir?: “Yaşamın anlamı varsa, ıstırap ve ölümün de anlamı vardır ancak kimse bir diğerine bu amacın ne olduğunu söyleyemez.” Toplama kampından başlayıp kurtuluşa eren bir hikayenin psikolojik gözlemleri ile “hayatın anlamı, amacı, yöntemi nedir?” sorularına, Victor Frankl görüşleriyle cevap bulmasına uzanan bir kitap. Ruh bilimci denilince akla gelen isim başında Freud ve Adler gelir,şüphesiz ki Frankl da onlardan biridir. Kitapta geçen Toplama kampında yaşadığı ıstıraplı günlerinden sonra, psikoloji alanında keşfettiği “Logoterapi” adlı yöntemi bu durumu teyit eder niteliktedir. Logoterapi hakkında detaylı bilgiyi kitabın ikinci kısmında bulabilirsiniz. Genel anlamda kitaba bakarsak, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Toplama kampı anılarını ve gözlemlerini anlatan yazar, ikinci bölümde anlam arayışı sorusu üzerine daha çok düşer ve Logoterapi ile bu soruları cevaplama çalışır. Üçüncü yani son bölümde ise yazdıklarını bir sonuca vardırmaya, yöntem ve teknikler üzerine daha çok düşmektedir. Bölüm bölüm detaylı incelemeye geçebiliriz. Birinci Bölüm ; Toplama Kampı Deneyimleri : “SS subayları geliyor!” Kim bunlar derseniz, kan emici vampirler diye özetleyebilirim. İkinci dünya savaşı sırasında kampa zorla gönderilen kişilerin arasında Victor Frankl yani kitabın yazarıda vardı. Naziler tarafından kurulan, despotluk anlayışı ile geçen bu zaman diliminde işkencelere maruz kalan kişilerin bir araya getirildiği, hatta katliamların yapıldığı yerdir, Auschwitz kampı. Kitabın ilk bölümünü oluşturan mekanın tasviri bu olsa gerek. Yazar bu bölümde anılarıyla ve gözlemleriyle psikolojik bakış açısı sürüyor kitaba. Ve asıl soru, “Hayatın Anlamı?” işte bu sorunun temelide bu bölümde atılıyor. Çekilen acılar ıstıraplar hammadde kaynağı gibi bu soru için. Bir alıntı, “Toplama kampında, yaşantının tüm fiziksel ve zihinsel ilkelliğine rağmen ruhsal yaşamın derinleşmesi mümkündü.” (sf 48, Okuyan Us Yayınevi) İkinci Bölüm ; Ana Hatlarıyla Logoterapi Logoterapi kavramı yazar Victor Frankl tarafından ruhbilimine kazandırılmıştır. İkinci bölümde bu kavram üzerine yazan yazar ayrıca birinci bölümün oluşturduğu altyapı üzerine sağlam temeller atarak, Hayatın Anlamı? sorusuna daha açık cevaplar, yöntemler vermiştir. İkinci bölümün akışkanlığı birinci bölüme göre daha yüksek. Neden diye sorulursa, bu bölümde konu başlıkları altında düşünceler belirten yazar ilk bölümde ise bölümün tamamını tek bir metin olarak vermiş ve ayrıca sık sık tekrarlamalara düşmüştü. Ve asıl sorunun cevabını da bu bölümde bulabilirsiniz. Bir alıntı, “ Logoterapinin rolü, danışanın görme alanını genişleterek, olası anlamların tamamının bilince çıkmasını ve görülebilir olmasını sağlar.” (sf 115, Okuyan Us Yayınevi) Üçüncü Bölüm ; 1984 Ek Yazısı Trajik İyimserlik Lehine : Yazar bu bölümde trajik üçlü üzerinde durmuş. Bu üçlü; 1)Acı 2)Suçluluk 3)Ölüm Son bölüm yani bu bölümde, bu üçlüye nasıl karşı duracağımız üzerine yazan yazar, yol ve yöntemi göstermiştir. Örneğin, Istırabı bir insan kazanımına ve edinimine çevirme, suçluluktan kendini iyiye doğru değiştirme olanağı çıkarma ve hayatın geçiciliğinden, sorumlu davranış için bir teşvik edinme, tarzında reçeteler yazmaktadır. Reçete diyişim yanlış anlaşılmasın, bilimsel bir reçete özelliğinden ziyade öznel olmasıdır. Bir alıntı, “Bireyin anlam arayışının başarılı olması ona sadece mutluluk değil,aynı zamanda ıstırapla başa çıkma gücü de verir.” (Okuyan Us Yayınevi) Son olarak kitabın içeriği ile ilgili tavsiye film vermek isterim. 1)Schindler'in Listesi 2)Piyanist 3Auschwitz İncelemem bu kadar, buraya kadar okuyup geldiğiniz için teşekkür ederim. Kitabı okumayı düşünenlere, ilk bölümde sıkılabilirsiniz, çünkü aşırı tekrarlamalar ve durağan bir akıcılık var fakat ikinci bölümde tam tersine iyi düzeyde akıcılık ve aradığınız soruların cevabını içermektedir. Keyifli okumalar dilerim. (Uğur)

Kitabın ilk bölümünde yazar Nazi soykırımı sebebiyle Polonya’daki Auschwitz toplama kampına gönderilmesiyle başlayan özyaşam öyküsünü gerçekliğiyle bizimle paylaşıyor. Gaz odalarında, krematoryumlarda yapılan katliamlar, gardiyanların, ustaların tutuklulara davranışları, açlığın, susuzluğun raddeleri, yüreği fazlasıyla sızlatan işkenceler, tutukluların acıya karşı yükledikleri anlamlar ve davranışları ile karşı karşıya kalıyoruz. O kadar zorluğa rağmen kurtulanlar( kendisi de dahil) nasıl başardılar? cevabını acılarında bir anlamı olduğuna vurgu yaparak pozitif bir yaklaşımla ele alıyor, yer yer Nietzsche, Thomas Mann, Spinoza ve Dostoyevski'den alıntılarla düşüncelerini zenginleştiriyor. 2.bölümde akademik anlaşılır bir dille karşılaşıyoruz. Kendisi logoterapinin kurucusu olarak teorinin '' insan varoluşunun anlamı kadar, insanın böyle bir anlama yönelik arayıışı üzerinde de odaklaşmaktadır.''(113) ''Logoterapi, hastanın kendi sorumluluklarının tam olarak farkına varmasını sağlamaya çalışır; bu nedenle, kişiye, neye karşı, ne için ya da kime karşı sorumlu olduğunu anlaması seçeneğinin bırakılması gerekir.''(124) der. Daha birçok konu başlığı ile hastaların ruhsal problemlerine yönelik çalışmaları ile sevginin, acının anlamı, varoluşsal boşluk , varoluşun özü gibi konulara değinmiş yazar. 3.Bölüm de Trajik bir iyimserlik tartışması ile genel yaşanan anlam boşluğunda, negatif durumlarda nasıl başa çıkabileceğimize dair kesitler vermiş. Kitaptan çıkardığım genel mesaj; Bir insanın yaşamındaki anlamı sorumluluk bilinciyle, hedef ve amaçların belirlenmesiyle vuku bulur. Acının da bir anlamı vardır şeklinde idi. https://www.guncelpsikoloji.net/terapi/logoterapi-nedir-h6547.html daki yazıyı genel hatlarıyla okudum yazarı ve düşüncelerini anlamak adına açıklayıcı bir yazı olmuş, göz atabilirsiniz ^_^ Puan kırma nedenim : Kitabın bazı yerlerinde sürekli aynı şey tekrarlanıyormuş hissi rahatsız etti, bazı yerlerinde ''nihai anlam'', '' potansiyel'' , ''acı'' kelimeleri sürekli karşıma çıkınca -tabi kitap anlam üzerine ne bekliyorsun acabaa diyenler olabilir_- şöyle ki daha kısa tutulabilirdi , uzatılmış gibi hissettim, kişisel düşüncem ^_^ Kitap insana kendi adıma çok şey katan türden, edinip okumanızı tavsiye ederim. Bundan sonrası kitaba dair bilgiler içermiyor,zamanınızı almamak adına belirtmek istedim. Kitabı yakın zamanda okumak istedim çünkü hayatıma anlam katan bir dosta altı çizili bir şekilde ulaşsın ve hissettiklerimi paylaşabileyim diye. İyiki de yakın zamanda okuma fırsatım oldu. ^_^ 3 farklı durumdan bahsettim okurken kesik kesik değişik bir durum ortaya çıkıyor kusuruma bakmayın, yazma yeteneğim oldukça vahim ^_^ 1)-Hepimizin bunalımlı, hayatın anlamına dair sorgulamaları ara ara- belki bazılarımız için sık sık- yüzünü gösterip dil çıkartabilir ama güldürmez. Öyle durumlarda sürekli düşünüp acaba beni daha da karamsarlığa sürükleyen şeyler neler olabilir diyerek diplere çeken bir müzik ya da kaçış şeklinde karamsar kitaplara yönelim gibi gibi hallerle acı kavramını anlamsızlaştıran bir durum meydana gelir. İnsan amaçsız, değersiz hissettikçe bu durum sürekli tekrarlanabilir, eyleme geçirtmez, sorgulamalar silsilesi yaşatır, inancı var ise yiyerek zayıflatır, yüzün rengini solgunlaştırarak, hareketlerde yavaşlama ile devam eder. Bir şey sebep olmalı ki bu durumdan sıyrılalım, neler olabilir diye düşünürsek: -Hayvan sahiplenme/ ondaki karşılıksız sevgiyi görebilmek, -Çocukların gülüşüne ortak olmak, -Spor yapmak, -Bir amaç belirleyerek, sorumluluk bilinciyle hareket etmek vs. gibi daha bir çok adımla bu hissiyatın gün gün azaldığına şahit olabiliriz. Kısa süre de olsa bu durumları yaşayan biri olarak kurtulmama vesile olan şey kedi sahiplenmek oldu, minik minik adımlarla toparlanmayı mümkün kıldı.^_^ Hayatın anlamını daha bir kavrar oldum, kendime yönelik sorgulamam ile. 2): 2 yıl önce genç kuzenim beyin tümörüne yakalandı ansızın. Anne-baba ayrı olduğu için sorumluluk babaya aitti, biz hastaneye ziyarete gidip gelirken babanın her şeye rağmen yüzündeki içten tebessümü, her defasında nasılsın diye hal hatır sorması, oğlunun yaşadığı acıya, bağırışlarına sabırla, iyi telkinlerle cevap vermesi ile elinden geleni huzurla yapması beni çok etkilemişti. Enişte nasıl bu kadar sabırlı ve iyi olabiliyorsun dediğimde: '' İnanıyorum ki bu hastalığı verenin vermesinde bir hikmet var, elimden geleni yapabiliyorsam ve buna olanak veriliyorsa daha ne olsun diyerek acının içinden anlam çıkaran en etkili örneğim olmuştu.2 yıla yakındır oğluna bakıyor, telefonda görüştüğümüzde sesi hep içten, nasılsın diye her defasında soruşu ve en önemlisi sağlığın, küçük şeyleri sakın dert etme diye düşünüşü ile insanları sevmesini gözler önüne seriyordu. Sevgi, sabır, emek ile acının üstesinden gelebilmenin örneği idi benim için. Var olsun böyle güzel insanlar. 3) Kardeşimi okuldan almaya giderken hayatımın anlamına dair kitap bana ne kattı bir eyleme dönüştüreyim :P ve etrafı daha bir dikkatle gözlemleyim dedim, -defterime de not alayım hatıra kalsın diyerekten sokağımızda defter kalemle dolaşan, yazı yazan farkım tarzım olsun mesajıyla :P - bir binanın önünden geçerken küçük bir çocuğun içten merhabasıyla karşılaşıverdim , mesud ola ola okulun bahçesine ulaştım sonra mesudluğum yavaş yavaş kedere sürüklendi, bazı anne babaların şikayetlenmeleri, an da kalamayışları, çocuklarına karşı sevgilerini gösterememesi üzdü( ilerde hayatın telaşesine kapılınca ben de öyle olabilirim bilmiyorum, amacım yargılamak vs değil sadece gözlemlerim ^_^) sonra yanımda bembeyaz pamuk gibi yanaklarla (maşallah) beliren küçük çocuğun minik elleriyle pamuk şekeri heyecanla yemesi bolca tebessüm ettirdi ardından kardeşimin bir sinirle çıkması, yaşadığı problemi benim üzerimde denemesi tabi üzdü, o an konuşmamızın anlamı yoktu çünkü ikimizde sinirlenecek kalplerimiz uzaklaşacaktı ki ben de sinirlendiğimi hissettim :D sonra konuşalım bu mevzuyu diyerekten sessizlikle yürüdük ^_^ - son- Hayatıma anlam katan bir bal kardeşime ithaf ediyorum bu incelemeyi. Hayatımıza anlam katan şeyleri görebilmek, bulabilmek umuduyla ^_^ https://www.youtube.com/watch?v=z-SlA2NI9kc (Beyza)

İnsanın Anlam Arayışı PDF indirme linki var mı?

Viktor E. Frankl - İnsanın Anlam Arayışı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanın Anlam Arayışı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Viktor E. Frankl Kimdir?

3. Viyana Okulu olarak bilinen akımın kurucusudur. Varoluşcu terapinin en önemli ismi olan Victor Emil Frankl kendi geliştirdiği kuramın adını logoterapi (Anlam Merkezli Terapi) olarak adlandırmıştır. Kuramında yaşamın anlamına özellikle vurgu yapan Frankl , 2. Dünya Savaşı'nda Polonya içerisindeki Alman toplama kamplarında 4 yıl kadar süren bir tutsaklık geçirmiştir. Burada yaşadığı ve gördüğü yaşantılar onun Logoterapi adlı psikoterapi kuramını gerçekleştirmesine yol açmıştır. Yaşamın anlamını bulabilmek için öncelikle bir amacımızın olması gerektiğini vurgulayan Frankl, acının vazgeçilmez olduğu durumlarda acının da bir anlamı olabileceğini vurgular. Logoterapide diğer varoluşçu terapistlerden farklı olarak iki teknik geliştirmiştir. Paradoksal niyet ve düşünce odağını değiştirme. Bu terapi özellikle acı çeken, hayatın anlamını sorgulayan kişilerde oldukça etkili bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi ve teknikleri psikolojik danışmanlarca ve diğer terapistlerce sıklıkla kullanılmaktadır.

Viktor E. Frankl Kitapları - Eserleri

  • İnsanın Anlam Arayışı
  • Hayatın Anlamı ve Psikoterapi
  • Duyulmayan Anlam Çığlığı
  • Psikoterapi ve Din
  • Anlam İstenci
  • Yaşamak İçin Bir Nedeni Olan
  • Həyata HƏ Demək
  • Tanrı Arayışı ve Anlam Sorunu

Viktor E. Frankl Alıntıları - Sözleri

  • "Kaderden çok daha güçlü olan, kaderin yükünü sarsılmadan sırtlayan cesarettir." (Hayatın Anlamı ve Psikoterapi)
  • "Yaşam"ın varoluşsal "olguları"na karşı gözlerini kapamak nevrotik hastalarımızdaki gerçeklikten kaçışı pekiştirmek anlamına gelir. (Anlam İstenci)
  • Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmaktır. (İnsanın Anlam Arayışı)
  • Ne olabileceksem onu olmak isterim, ne yapmam gerekiyorsa onu yapmak zorundayım. Kendim olmak istiyorsam o zaman somut ve kişisel görevleri ve talepleri yerine getirmek zorundayım. İnsan kendisi olmak istediğinde, kendisine gelmek istediğinde, o zaman yol dünyaya çıkar. (Yaşamak İçin Bir Nedeni Olan)
  • Bilinç ve sorumluluk, psikolojik içkinlik düzleminde çözülemez problemlerdir. Ama onları ontolojiye nakledersek, bir anda sorun olmaktan çıkarlar çünkü orada özfenomenlerdir, insanın varlığının “varoluşsal” parçaları, varoluşsal oluş olarak sahip olduğu iki ana niteliktir. (Psikoterapi ve Din)
  • Hebbel'in şu sözlerle ifade ettiği düşüncesi en yerinde cevap gibidir: "Hayat bir şey değildir, hayat bir şey için bir fırsattır.'' .... ~.... (Hayatın Anlamı ve Psikoterapi)
  • “Kendini aşmanın, sadece gerçekleştirecek bir anlam arayışı değil, sevilecek bir başka insan arayışı anlamına da geldiği unutulmamalıdır.” (Duyulmayan Anlam Çığlığı)
  • Mutluluk da, ona ulaşabilmek için kendimizi zorladığımız zaman elimizden kaçar. Oysa kendimizi ister işte olsun ister aşkta, transendense yükseltmeyi başardığımızda mutluluk kendiliğinden gelir. Mutluluk ele geçirmeye, yakalanmaya elverişli olmayan bir ''efekt''tir. (Hayatın Anlamı ve Psikoterapi)
  • "Susuzluk, su gibi bir şeyin varlığının kanıtıdır." (Yaşamak İçin Bir Nedeni Olan)
  • “Yaşadığın hiç bi güç deneyimlerini senden alamaz..” (İnsanın Anlam Arayışı)
  • ...ancak kendisini unuttuğu ölçüde hayallerini gerçekleştirdiğini bilir; ve insan kendini bir şeye adadığı ölçüde, bir şeye veya sevdiği kişiye hizmet ettiği ölçüde kendini unutur. (Psikoterapi ve Din)
  • Aynı zamanda dini duygular kibirli bir mantığa kurban edilmiyor mu? (Psikoterapi ve Din)
  • Kendi iradenin efendisi ve vicdanının kölesi ol. (Psikoterapi ve Din)
  • Blaise Pascal bir keresinde şöyle diyor:" Le coeur a ses raisons, que la raison ne connait point" (kalbin, mantığın (reason) bilmediği sebepleri (reasons) var.) (Duyulmayan Anlam Çığlığı)
  • " Eğer delilik bana aptal elbisesi sunsa bile, eğer Tanrı'yı razı etmek istiyorsam ruhumu muhafaza edebilirim." #Kierkegaard (Anlam İstenci)
  • Uyku bize birkaç saatliğine acıdan kaçış ve unutuş getirdi. (İnsanın Anlam Arayışı)
  • Bir Amerikan üniversitesinde intihar girişiminde bulunan 60 öğrenci üzerinde anket yapılmış ve bu öğrencilerin yüzde 85’i, intihar girişimlerine gerekçe olarak "yaşamın anlamsız gözükmesini” göstermiştir. Ama daha da önemlisi, yaşamı anlamsız gören bu öğrencilerin yüzde 93'ünün "aktif bir sosyal yaşamları vardır, akademik per­formansları yüksektir ve aileleriyle ilişkileri iyidir." Burada söz konusu olan şeyin, duyulmayan bir anlam çığlığı olduğunu ve elbette sadece bir üniversiteyle sınırlı olmadığını söylemek iste­rim. (Duyulmayan Anlam Çığlığı)
  • Insanları yalnızca olduğu gibi alırsak, onları daha da kötüleştiririz; ama onları olması gerektiği gibi alırsak, "olabilecekleri" şeyi vermiş oluruz. (Yaşamak İçin Bir Nedeni Olan)
  • İnsan nihai anlamda karşısına çıkan koşullara tabi değildir; bu koşullar onun kararına tabidir. Mücadele mi edeceğine, boyun mu eğeceğine, koşullar tarafından belirlenmeye göz yumup yummayacağına isteyerek veya istemeyerek karar verir. (Duyulmayan Anlam Çığlığı)
  • " Zihinsel engelliler benim onlara anlattıklarımdan daha çok şey öğrettiler bana. Onlarınki ikiyüzlülüğün yasaklandığı bir dünya. Bir krallık orası; bir gülüş onların sevginize verdiği geç iznidir ve gözlerindeki ışık en soğuk yüreği bile eritir." (Anlam İstenci)

Yorum Yaz