İpin Ucu - Rasim Özdenören Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İpin Ucu kimin eseri? İpin Ucu kitabının yazarı kimdir? İpin Ucu konusu ve anafikri nedir? İpin Ucu kitabı ne anlatıyor? İpin Ucu PDF indirme linki var mı? İpin Ucu kitabının yazarı Rasim Özdenören kimdir? İşte İpin Ucu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Rasim Özdenören
Yayın Evi: İz Yayıncılık
İSBN: 9789753552912
Sayfa Sayısı: 176
İpin Ucu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İnsanların, kendi aralarında iletişim kurabilmeleri için birlikte tutmaları gereken bir ip olması gerektiğini düşünen Rasim Özdenören, ip metaforunu kullanarak kendisi ve başkaları veya bir topluluk ile başka bir topluluk arasındaki irtibatı masaya yatırıyor. Birbirinden özgün 30'a yakın denemeyle, sesini ve sesinin yankılandığı yerleri/kişileri/coğrafyaları konu ediniyor. Söz sanatının bu büyük ustasının deneyimleri, okur için kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak nitelendirilebilir.
İpin Ucu Alıntıları - Sözleri
- Kapitalist /liberalist hayat tarzı , bencil tabiatlı insanların ortaya çıkmasına yol açtiysa , bencillik de , bu insanların yanlizlaşmasina , yanlizliğin hastalık haline gelmesine yol açmıştır.
- İnsanı cesaretlendiren amillerden birisi de onun yüklendiği sorumlulukla ilgili olmalıdır.Yuklendiğimiz sorumlulukların farkında olduğumuz sürece cesaretimiz ve risk üstlenme yetimiz artmaktadır.Cesaretimiz bizi hayata karşı daha mücadeleci yaptığı gibi , başarabilen oranimizi da yüksek tutmaktadır.
- Yolculuk , her zaman düşündüm onu ; İçimde bu azgın davet ne demek ? Oraya , nerdeyse güneşin sonu , Uçmak , kayıp gitmek ,kaçıp dönmemek.
- Şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır.
- Biz Anadolu çocukları tek taraflı sevgiye alışıktık. Karşılık beklemezdik.
- Şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır.
- İçinde yaşadığımız dünya bizi boyuna büyük tasarılar kurmaya zorluyor..
- Hayat karşısında ne kadar acemiydi?
- Biz , hayvanları hayvan oldukları için ve insanlara benzemedikleri için seviyoruz ve sayıyoruz.Hayvana benzeyen insan nasıl kendisine duyduğumuz saygının yitirilmesi ne müstahak oluyorsa ;insana benzeyen bir hayvan da öylece sevgimizin ve saygımızın konusu olmaktan çıkmaya müstahak olurdu.
- İkisinin de ciğeri belki elli kuruş bile etmezdi..
- Fakat bu küçük şeyler, bizim hayatımızın gerçeklerindendir. Onları istediğimiz kadar görmezlikten gelsek de, onların önümüze diktiği mâniaları, o küçük mâniaları geçmeden, bir adım öne yürümemiz imkân dâhiline girmiyor.
- Büyük” şeyler onu giderek daha çok büyülerken “küçük” şeyler de çekiciliğini yitiriyor. Küçük şeyler nerdeyse insanın hayatından çekilip gidiyor: daha doğrusu insan öyle olduğunu sanmaya başlıyor. Yoksa küçük şeylerin önemi, attığı her adımda karşısına dikiliyor onun ve küçük şeyleri küçümsemeye hakkı olmadığını hatırlatıyor ona.
- Şimdiki çocuklar gibi, meyveleri tabaktan değil, ağaçtan tanırdık..
- Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır.
İpin Ucu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İpin ucu bendedir Bir ucu da sendedir… (halk türküsü) Rasim Özdenören'in çocukluğu da dahil olmak üzere hayatının farklı dönemlerinden anılarının, düşüncesinde demlenmiş denemelerinden oluşan bir demet misali kitap/ipin-ucu--315709 benim nazarımda.. gonderi/148566945 Rasim Özdenören, insanların kendi aralarında sağlıklı bir iletişim kurabilmeleri için görünmez bir ip olması gerektiğini ve bu ipin birlikte tutmaları gereken iki ucu olduğunu temel alarak yazdığı bu muazzam eserinde, her denemede bu düşüncenin izinde anılar seyrettiyor aslında bizlere.. Seyrettiyor diyorum çünkü dilinin samimiyeti ve anıların gerçeklikten bizim hayal dünyamıza yuvarlanışı o kadar doğal ve sohbet havasında kaleminden dökülmüş ki Özdenören'in, nereden başladığını bilmeden aniden bir yoldaş gibi hissediyor onun hayatına insan okurken.. Bu denemelerden oluşan demetin her bir çiçeğinde ise aslında, yaşamdaki zıtlıklara, koşullara veyahut olasılıklara; sevince, kedere, korkuya ve endişeye kısacası insana dokunan toplum unsurlarına ve insanı insan kılan duygulara dair anılar biriktirmiş Rasim Özdenören.. İnsan olmaya (daha doğru kalmaya), toplumsal olgular ve sorunlardan bölünmelere ve beraberlik gücüne, batılılaşma eğilimden Anadolu ruhuna vb. noktaları yer yer tebessüm ettiren, yer yer derinlemesine düşündüren yalın ve usul bir üslup ile kaleme dökmüş yazarımız ayrıca… Ve okurken bu sayfalar arasında kaybolmak ve okuduktan sonra uzunca bir süre üstünde düşünmek, bir başkasının tecrübelerinden yeni tecrübeler edinmek gibiydi adeta… Kısacası insanı insana anlatan bir parça ip misali bu eser; ipin bir ucunun saygıdeğer yazarımız yazar/rasim-ozdenoren , diğer ucunun biz okurlarda olduğu… Haydi ipin ucunu tutma sırası sizde.. Son olarak alıntılara buyrun elbette; gonderi/148620082 gonderi/148627472 gonderi/148619238 gonderi/148638970 gonderi/148768629 (Nâifî ⸙)
Rasim Özdenören'in denemelerinden oluşuyor. Onu tanımak isteyen okusun kesinlikle. Genellikle çocukluk döneminden bahsetmiş. İkizi Aleaddin ile anılar, hayal kırıklıkları vesaire. Lise dönemi yok maalesef. Belki başka bir deneme kitabında bahsetmiştir, bakacağım. Lise arkadaşlarıyla -meşhur yedi güzel adam- anılarının olduğu bir eseri varsa büyük mutlulukla okuyacağım. (Ayşe)
İpin Ucu PDF indirme linki var mı?
Rasim Özdenören - İpin Ucu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İpin Ucu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Rasim Özdenören Kimdir?
Rasim Özdenören (d. 1940, Maraş), Türk öykü ve deneme yazarı. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü.Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD'nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971'de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978'de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır.
Rasim Özdenören'in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllar, köy romancılığının etkisinin artık azalmaya başladığı, varoluşçu yazarların etkisinin daha fazla hissedildiği yıllardır. O yıllarda roman ve öykü yazarları genel olarak Batı kaynaklı bir anlayışla, sanki dışarıdan bakan bir gözle eserlerini yazmışlardır. Özdenören ise daha çocukluğunda Anadolu'nun birçok ilini gezerek, orada yaşayarak, köyünü, kasabasını, şehrini tanıyarak, kendisine ';ayrıntı avcısı' dedirtecek bir özellik ve güçlü bir tasvir yeteneğiyle, insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır öykülerini. Yazar, gençliğinin ilk yıllarından itibaren kendine edebiyatı ciddi bir meşale olarak seçen insanlardan oluşan bir arkadaş grubuna dahil olmakla, sonraki yıllarda şekillenecek edebi şahsiyeti için çok önemli bir zemin bulmuştur. Bu arkadaş grubu Özdenören'in anlaşılmasında kilit konumdadır. Çünkü Özdenören'in okumaları, edebi ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç'un etkisiyle bir bütünlük kazanmıştır. Özdenören'in Amerika'ya gidip orada iki yıla yakın bir süre kalması vesilesiyle çağdaş dünyanın en önemli merkezini tanımasının da eserlerine olumlu yansımaları olmuştur. O, yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularının cevabını öyküleriyle vermiş bir yazardır. Hikayelerinin kahramanları, çevremizde rahatlıkla görebileceğimiz, dokunabileceğimiz kişilerdir.
Rasim Özdenören, gerek denemelerinde gerekse öykülerinde, meselenin anlatmak olduğunu ilk öykülerinden başlayarak kavramış bir yazardır. O, İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen öykülerinde hiçbir zaman, dönemindeki birçok yazarda görüldüğü gibi, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamış, vermek istediği mesajı öyküyü örselemeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmayı bilmiştir. Anlatırken de dili ustaca kullanmış, yer yer de adeta şiir yazmıştır.
Rasim Özdenören Kitapları - Eserleri
- Gül Yetiştiren Adam
- Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
- Müslümanca Yaşamak
- Kafa Karıştıran Kelimeler
- Çok Sesli Bir Ölüm
- Yeniden İnanmak
- Kuyu
- Ansızın Yola Çıkmak
- Çözülme
- Aşkın Diyalektiği
- Denize Açılan Kapı
- Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
- İpin Ucu
- Eşikte Duran İnsan
- Uyumsuzlar
- Ben ve Hayat ve Ölüm
- Hastalar ve Işıklar
- Acemi Yolcu
- Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
- Hışırtı
- Toz
- Yaşadığımız Günler
- Köpekçe Düşünceler
- Yüzler
- Çarpılmışlar
- İmkansız Öyküler
- Ruhun Malzemeleri
- Düşünsel Duruş
- Red Yazıları
- Çapraz İlişkiler
- Edebiyat ve Hayat
- Açık Mektuplar
- Kent İlişkileri
- İki Dünya
- Hadislerin Işığında Hz. Muhammed
- Yazı, İmge ve Gerçeklik
- Siyasal İstiareler
- İmkânsız Öyküler
- Elli Yılın Öyküsü
- Çözülme
Rasim Özdenören Alıntıları - Sözleri
- Çünkü bir sevgi daima, inanılmaz bir durum, ama, daima tahammül edilemez bir şeydir, insanca bir şey.. uzaklıklar, unutmalar.. bunlarla diri kılınabilirdi sevgi.. (Hışırtı)
- Kısır niyetler, kısır sonuçlar doğurur.Niyete bir aşkınlık yükleyerek, daha doğrusu aşkın niyetlerle yola çıkarak bereket ülkesine ulaşmak mümkünken, kendi nefsanîliğinin dar sınırları içinde kalmak onu eşya ile kendi nefsi arasındaki çorak bir alanda bırakır. (Yeniden İnanmak)
- "Senden uzak kalan tesellisini hasret yaşlarında bulur; düşünelim, ya seni bulan ne olur?" (İmkansız Öyküler)
- “Sevginin içinde o alevi söndürecek Tükenmekte olan fitil gibi bir şey vardır.” Shakespeare (İmkânsız Öyküler)
- "Kalplerimizi dinin üzerine sabit kıl" (İmkansız Öyküler)
- kentin bu derin uğultusu, bu sürgünlük ve krallık bir gün silinip gidecektir. ne tuhaftır ki, ebedîlik iştiyakı da bu sürgün hayatının ve bu fena olma halinin içinden sökün ediyor. (Kent İlişkileri)
- Ne zaman elimi ona doğru uzatsam elim boşlukta kalıyor. (Uyumsuzlar)
- Hakkın hiçbir zuhuratı yoktur ki, mümin için iman tazelemesine yol açmasın. (Müslümanca Yaşamak)
- Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır. (İpin Ucu)
- O sıralarda ben kendim miyim, değil miyim, sorusunu tartışıyordu kafasında. Diyordu ki, ben kendimsem, benim benden ayrılmam, benim benden kaçmam mümkün olmamalı: ama ben kendim değilsem, ben kendimden kaçıp kurtulabilirim. (Elli Yılın Öyküsü)
- İnsanın, sevgisi ne türden olursa olsun, onun dışına çıkması diye bir şey söz konusu olmaz ki, onu denesin. Ve zaten böyle bir şey denenebilecek bir şey olsa, o deney o sevginin bitirilmiş olduğu yerde başlar. (Aşkın Diyalektiği)
- Hayatı elde tutmak ölümü ele geçirmekle, mümkün oluyor ve ölümün ele geçirilişi, onu ele geçirenin kendi ölümünü sonuçluyor. (Eşikte Duran İnsan)
- Durmak her zaman beklemek anlamına gelmez. (Toz)
- Onun görmesinden nereye kaçacaksın diye fısıldadı kadın... (Çarpılmışlar)
- Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu "çağın gözüyle İslam'a bakma" yaklaşımını benimsemiş durumdadır.. Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.. (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)
- Dünya kendi dışında cebinde duran herhangi önemsiz yabancı bir nesne gibiydi. (Çarpılmışlar)
- İnsan, yeryüzünü kendisi için kötü bir döşek haline getirmiştir. (Red Yazıları)
- Özgürlüğümü yitirdiğim yalan. (Ansızın Yola Çıkmak)
- zaman zaman, dön dolaş aynı noktaya gelip takıldığımı, belki daha isabetli bir ifadeyle hiçbir yere kıpırdamamış olduğumu hissediyor; yalnız bunu hissetmekle de kalmıyor, bu hissi de daha önce yaşamış olduğum hissine yakalanıyorum. (Kent İlişkileri)
- "İslâm diyalektiğinin dışında kalan birine her çeşit izahın yetersiz ve kısır kalacağı aşikârdır. Böyle bir hükmün sırrını ancak bir mümin kavrayabilir." (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)